Yüksek İdare Mahkemesi Numara 24,56/1993 Dava No 23/1996 Karar Tarihi 11.10.1996
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 24,56/1993 Dava No 23/1996 Karar Tarihi 11.10.1996
Numara: 24,56/1993
Dava No: 23/1996
Taraflar: Yeşilırmak Köy Muhtarı ile İskân Bakanlığı
Konu: Tahsisin iptali istemi - İlgili idari karar hukuka uygun ise ve kişinin lehine hak doğurmuşsa, yasada aksi olmadıkça geri alınamaz.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 11.10.1996

-D.23/96 Birleştirilmiş
YİM 24/93 ve 56/93

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Seyit A. Bens-en


YİM 24/93

Müstedi: Yeşilırmak Köy Muhtarı (Yıldız Kabaran) ve/veya Yeşilırmak
Köy Muhtarı ve İhtiyar Heyeti Üyeleri, Yeşilırmak.
ile
Müstedaaleyhler: 1. KKTC İskân Bakanlığı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa.
2. KKTC Tapu ve Kadastro -Dairesi ve/veya Lefkoşa Kaza
Tapu ve Kadastro Dairesi vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa.
3. KKTC Eşdeğer Mal Saptama, Değerlendirme ve Tazmin
Komisyonu Başkanlığı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Oktay Bayramoğlu.
Müstedaaleyhler namına: Kıdemli Savcı Müjgan Irkad.
İlgili Şahıs namına: Avukat Vehit Nekipzade.


YİM 56/93

Müstedi: Yeşilırmak Köy Muhtarı -(Yıldız Kabaran) ve/veya Yeşilırmak
Köy Muhtarı ve İhtiyar Heyeti Üyeleri, Yeşilırmak.
ile
Müstedaaleyh: KKTC İskan Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC, Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Oktay Bayramoğlu.
Müstedaaleyhler namına: Kıdemli Savcı Müjgan Irkad.
İlgili şahıs namına: Avukat Vehit Nekipzade.


H Ü K Ü M

Metin A. Hakkı: Müstediler Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine 8.2.1993 tari-hinde dosyaladı-kları yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen ilk başvurualrı ile, özetle; Müstedaaleyhler tarafından 24.11.1992 tarih ve T.K.7/78/3 sayı altında alınıp Yeşilırmak'ta, Pafta/Harita XVIII.47'de görülen 10 ve 11/1 no'lu Parsellerin koçanının Müstedaaleyh 2 taraf-ından Gazanfer Doğramacı'ya verilemsini öngören karar veya işlemin geçersiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair Mahkemenin lehlerine karar vermesini talep etmişlerdir.

Müstediler, yine, 13.4.1993 tarihinde Yüksek Mahkeme Mukayyitliğine d-osyaladıkları ve yukarıda ünvan ile sayısı gösterilen ikinci başvuruları altında, özetle; Müsetdaaleyhler tarafından 22.2.1993 tarihinde alınıp Müstedinin bilgisine 28.2.1993 tarihinde getirilen ve yukarıda tafsilatı verilen aynı gayrımenkulün Müstedilerin- tahsis ve/veya kontrol ve yönetiminde iken tahsislerini iptal eden işlemlerin veya Müstedaaleyhlerce bu yönde alınan kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair Mahkemenin lehlerine karar vermesini talep etmişlerdir.

-Müstedaaleyhler ise Müstedilerin her 2 başvurusuna da itirazname dosyalamış ve özetle; Müstedilerin yakınma konusu yaptığı karar veya işlemlerin mevzuata uygun olduğunu belirtmişler ve ayrıca Müstedilerin taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu iler-i sürerek başvuruların her ikisinin de masraflarla iptal edilmesini talep etmişlerdir.

Her iki başvuru ile yakın ilgisi olduğu görülen ve halen ihtilâf konusu gayrımenkulü koçanlı mal sahibi olarak tasarrufunda bulunduran Gazanfer Doğramacı isimli kişini-n de İlgili Şahıs olarak başvuruya dahil edilmesi Mahkemece uygun görüldüğünden başvuruya dahil edilmiş ve o da Müste-daaleyhlerin itirazlarını benimsemiş olup ayrı itiraz dosyalamamış ve duruşma bu çerçevede gereçekleşmiştir.

Her iki başvuru tarafları -ile konusu aynı ve içerdikleri olgusal ve yasal noktalar müşterek olduğundan, tüm tarafların müşterek onayı üzerine Mahkemece 6.3.1996 tarihinde birlştirilerek birlikte ele alınıp dinlenmiştir. Bu şekilde birleştirilen başvurular duruşma olarak Mahkemenin -18.9.1996 tarihli oturumunda ele alınırken taraflar Mahkemeye, 18 adet evrağı karşılıklı muvafakat çerçevesinde emare olarak ibraz etmişler ve Mahkeme harici olguları kendi aralarında saptadıktan sonra Mahkemede Müstedaaleyhleri temsil eden savcı müşterek -olguları Mahkemeye aktarmış ve Müstedileri temsil eden avukat ile İlgili Şahsı temsil eden avukat da savcının olgular hakkındaki beyanını doğru olarak kabul ettikten sonra, onlar da Mahkemeye bu doğrultuda beyan yapmışlardır. Taraflar bilâhare Mahkemeye hi-tap etmişler, mahkeme de tarafların ibraz ettiği emareler ile müşterek olguları dinleyip kayda geçirdikten ve tarafların hitabelerini dinledikten sonra başvuruları karar için bilâmüddet ertelenmiştir. Tüm bu safahattan anlaşılabileceği üzere taraflar Mahke-meye olgusal yönden herhangi bir şahadet ibraz etmemişlerdir.

Tarafların Mahkemeye beyan ettiği ve başvuruların kökeninde yatan müşterek olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Başvuru konusu gayrımenkul 1974 öncesi Rum malı iken 1974 Barış Harekâtını- müteakip mülkiyeti Anayasa ve ilgili mevzuat çerçevesinde KKTC'ye geçmiştir. 17.2.1988 tarihinde, Lefkoşa Kazasına bağlı Yeşilırmak Köyünde, Pafta/Harita XVIII.47'de, Kıta numarası: 10 ve 11/1 olarak görülen ve alanı takriben 1 dönüm 3 evlek 2400 ayakkare-den müteşekkil olan ihtilâf konusu bu gayrımenkul, Beria R. Adem isimli bir şahsa Müstedaaleyhlerce kiralanmış, daha sonra 9.10.1989 tarihinde ise bu yer için sözü edilen kişiye kesin tasarruf belgesi verilmesine karar verilmiş ve buna bağlı olarak Beria R-. Adem 30.11.1989 tarihinde 107352 puan karşılığı 10816 kayıt numaralı koçanı kâmilen almıştır. Müstedaaleyhler bahse konu gayrımenkulü eşdeğerine karşılık Beria R. Adem'e vermelerine ve bu şekilde bahse konu gayrımenkulün mülkiyeti Devletin mülkiyetinden -çıkmasına rağmen Eşdeğer Tazmin Komisyonu daha sonra bu yerin sahil şeridine yer aldığı nedenine dayanarak 10.8.1990 tarihinde kesin tasarruf belgesinin iptaline karar vermiştir. Eşdeğer Tazmin Komisyonunun Mahkemeye Emare 7 olarak sunulan bu kararı şöyled-ir:

"Eşdeğer Tazmin Komisyonu, Beria Refik Adem'e eşdeğerine karşılık verilen XVII.47 Parsel 10+11/1'in, halen kamu yararına kullanılmakta olduğu ve sahil şeridinde yer aldığı nazara alınarak iptal edilmesine karar verdi."

-Eşdeğer Tazmin Komisyonu, bu kararı 15.8.1990 tarihli bir yazı ile gerekli işlemlerin yapılması için Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğüne aktararak Tapu Dairesinden Beria R. Adem'in kesin tasarruf belgesinin iptal edilmesini istemişlerdir. Bu talimatı al-an Tapu Müdürü, 5.9.1990 tarihinde durumu yazılı olarak Beria R. Adem'e ileterek bu karara herhangi bir itirazı olması halinde bunu 30 gün içerisinde yapmasını ve dilerse Mahkemeye müracaat edebileceğini belirtmiş, ilâveten de sözü edilen zaman süreci içe-risinde herhangi bir işlem yapmaması halinde iptal işlemlerinin re'sen tamamlanabile-ceğini de bildirmiştir.
-
Beria R. Adem ise mevzuat gereği olup Müstedaaleyhlerce kendisine tanınan bu 30 günlük süre dolmadan ve ilgili malın koçanı isminden iptal edilmeden, bahse konu gayrımenkulü başvuruda ilgili şahıs olarak görülen Gazanfer Doğramacı'ya para mukabili satmış- ve koçanını da tapu'da ismine çevrimiştir.

Bu işlemlere paralel olarak İskân Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Salih Sucuoğlu da 9.11.1990 tarihinde Müstedilere ve diğer ilgililere yazdığı bir yazı altında (önümüzde emare 12 olarak duran ilgili yazının muhtevi-yatını mühim olması hasebi ile aynen karara aktarmayı uygun gördük) aynen şöyle demiştir:

"Yeşilırmak Pafta/Harita XVIII.47'de, 10 ve 11/1 nolu parsellerin (1 dönüm 3 evlek 2400 ayak kare) köy amaçlarında kullanılmak üzere Köy İdare Heyetinin kontrol ve y-önetimine verilemsi bakanlığımızca uygun görülmüştür.

Bilgi ve gereğini saygılarımla rica ederim.

Mehmet Salih Sucuoğlu
Müsteşar"

İlgili zamandaki mevzuat muvacehe-sinde yetkili makam oalrak görülen Eşdeğer Tazmin Komisyonu konuyu 1.10.1992 tarihinde tekrar tezekkür etmiş ve konuya ilişkin başka bir karar almıştır. Bu kararı da meselemiz açısından mühim olması hasebi ile 'verbatim' kararımızda yer vermeyi uygun gördü-k. Bu karar, emare 13 olarak Mahkememize ibraz edilmiştir ve ilgili kısmı aynen şöyledir:

"Söz konusu kaynağın koçan devri yapıldığı ve kamu yararı için Bakanlar Kurulu kararı bulunmadığı dikkate alınarak koçanın iptaline ilişkin alınmış olan 10.8.1990 ta-rihli kararın iptaline karar verilmiştir."

Eşdeğer Tazmin Komisyonu Başkanı 2.10.1992 tarihli yazı ile Tapu ve Kadastro Dairesi, Tarımsal Rehabilitasyon Şube Amirliğine ve diğer ilgililere emare 14 olarak sunulan yazı ile yukarıda aynen alıntısı yapılan -1.10.1992 tarihli kararı bildirmiş ve yazısının son kısmında, Müstedilerin başvuruları altında yakınma konusu yaptığı kararı ilgililere aktardıktan sonra özel şahıslara verilen koçan ile devir işlemlerinin geçerli olduğu hususunda tüm ilgililerin bilgi edi-nmesini ve gereğini rica etmiştir. Bunun akabinde Gazanfer Doğramacı da ilgili malın kamilen mal sahibi olarak 13.11.1992 tarihinde koçanını Müstedaaleyhlerden almıştır. Bu durumda ilgili malın mülkiyeti, halen İlgili Şahıs Gazanfer Doğramacı'nın adında ol-up koçanı muteberdir ve gayrımenkulün tasarrufu da sözü edilen kişidedir.

Tabloyu tamamlamak amacı ile 2 hususa daha değinmek yerinde olacaktır, şöyle ki; 10.8.1990 tarihli kararla Beria R. Adem'in koçanı iptal edildiğinde, puanları kendisine iade edilme-mişti. Beria R. Adem halen yurt dışında ikâmet etmekte olup başvuruya da dahil edilmemiştir. İhtilâf konusu gayrımenkul 100 metrelik kıyı şeridi içindedir ve 14.3.1991 tarihinde yürürlüğe girerek 41/77 sayılı yasayı tadil eden 14/91 sayılı yasaya göre mülk-iyeti özel şahıslara verilemez. Ancak burada vurgulanması yerinde olur ki Beria R. Adem'e koçan verilmek sureti ile mülkiyeti Devletten çıkıp özel şahsa geçen ilgili gayrımenkul için Beria R. Adem'e koçan veridliği 30.11.1989 tarihinde 24/91 sayılı Yasa y-ürülükte değildi. Her ne kadar da 24/91 sayılı Yasa yürürlüğe girmeden 41/77 sayılı Yasanın 4(3) maddesi mucibince ihtilâf konusu gayrımenkulün kıyı şeridinde bulunması hasebi ile mülkiyeti yine de özel şahıslara verilmezse idi ise, İlgili Şahıs Gazanfer D-oğramacı'nın, önümüzdeki olgulara göre ilgili gayrımenkulü 'bona fide, for value without notice' aldığı göz önünde bulundurularak (veya en azından bunun aksine bize şahadet ibraz olunmamıştır), önümüzde ibraz olunan olgular muvacehesinde Gazanfer Doğramacı- aleyhine karar vermek en azından bu aşamada 'unequitable' bir durum yaratacaktır. A fortiori, Müstediler kendi başvurularında öncelikle haklı olduklarını ve yasal haklarının haleldar olduğunu ispat etmekle mükelleftirler.

Meselemize ışık tutacağına inan-dığımız yasal mevzuatı incelemeye Anayasamızın 159. maddesine değinerek başlamak kanımıca uygundur. Sözü edilen maddenin (3). bendi aynen şöyledir:

"Yukarıdaki (1). fıkranın (b) bendinde belirtilen taşınmaz mallardan, orman, yeşil saha, anıt ve park yerle-ri, sular, yeraltı suları, doğal kaynaklar ve savunma alanları, kamu yönetimi ve askeri amaçlar için gerekli bina, tesis ve arsalar ile şehir ve kırsal planlama ve toprak koruma amaçları için gerekli görülenler dışında kalan taşınmaz mallar üzerindeki mülk-iyet hakkının gerçek veya tüzel kişilere devredilmesi yasa ile düzenlenir."

Bu Anayasa maddesi iyice incelendiğinde, hangi tip gayrımenkullerin, devletin mülkiyetinden çıkamayacağı sarahaten belirlenmiş ve bunların dışında kalan tipteki gayrımenkullerin -Anaysa hükümleri mucibince ve onun altında yapılan Yasalarla eşdeğere karşılık olarak verilebileceği görülmeketdir. A fortiori, tadil olmuş şekli ile 41/77 sayılı Yasanın 4(1) maddesine göre kamu yararı için mal ayırma Bakanlar Kurulu kararı gerektirmekted-ir. Nitekim 41/77 sayılı yasanın 4(1) madesinin son paragrafı ve son cümlesi aynen şöyledir:

"Yukarıdaki amaçlar için ayırma, bakanlığın önerisi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile yapılır."

Yukarıda temas edilen Anayasa ve ilgili Yasa hükümlerini zihind-e tutarak bu meselenin olgularına bakıldığında, İskân Müsteşarı herhangi bir Bakanlar Kurulu Kararı almaksızın, ihtilâf konusu gayrımenkulü yukarıda olgular açıklanırken değinildiği gibi, "köy amaçlarında kullanılmak üzere Köy İdare Heyetinin kontrol ve yö-netimine verilmesi bakanlığımıza uygun görülmüştür." demiştir. Bu yazı ve içerdiği kararın gaye olarak Anayasanın 159(3) maddesine ters düştüğü gibi, yöntem olarak da 41/77 sayılı Yasanın 4(1) maddesi hükümleri mucibince (Bakanlar Kurulu kararı olmadan ver-ildiği cihetle) yasal olmadığı veya bir başka deyişle yasal dayanaktan yoksun olduğu tartışma kaldırmayacak kadar sarihtir. Dolayısıyle tüm konu, idarenin Müstedilerin başvuruları altında yakınma konusu yaptıkları karar ve işlemleri veya önceden verilen bi-r yanlış kararı geri almaya yetkisi olup olmadığına dayanır. Konuya ilişkin olarak Zaim M. Necatigil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Anayasa ve Yönetim Hukuku isimli kitabının 126 ve 127. sayfalarında "Yanlış İşlemlerin Geri Alınması" başlığı altında ayn-en şöyle demektedir:

"Yönetim, herhangi bir işlemin yanlış veya sakat olduğunu sonradan fark etmesi halinde, ilgili kişinin yargı organına başvurmasını beklemeden bunu geri almalıdır. İyi yöneticilik ilkeleri böyle yapılmasını gerektirmeketdir. Yönetim hu-kuku ilkelerine göre, yönetimin aldığı herhangi bir karar sakat ise böyle bir karar geri alınabilir. Zaten "hukuk devleti" ilkeleri de bunu gerektirmektedir. Yönetim, sakat veya "illegal" işlemini yürürlükte tutmaya devam etmemelidir. Ancak, yönetsel karar- hukuka uygun ise ve kişinin lehine hak doğurmuşsa, yasada aksi olmadıkça, geri alınamaz."

Aynı şekilde Profesör Forsthoff, The Administrative Act isimli olup 1963'de Lefkoşa'da bastırılan kitabının 29. sayfasında aynen şöyle demektedir:

"... the admini-stration is responsible for the legality of its actions. This responsibilty iplies the obligation to cancel, even without a review having been applied for, and administrative act which is inconsistent with a law, for example because the legal prerequisites- of such and act are obviously not existent."

Aynı meyanda deyimler yine Zaim M. Necatigil'in Administrative Law isimli kitabının 174 ve 175. sayfalarında ve keza Türkiye'de basılan İdare Hukuku ile ilgili kitaplarda, misal olarak bak: Şeref Gözübüyük, Y-önetsel Yargı, mevcuttur.Bunlar incelendiğinde sarahaten görülmektedir ki, yanlış idari kararlar ve işlemler genel olarak geri alınabilir. Ancak, Zaim M.Necatigil'in sözleri ile 'ilgili karar hukuka uygun ise ve kişinin lehine hak doğmuşsa, yasada aksi olm-adıkça geri alınamz.' Önümüzdeki meselenin olgularına bakıldığında İdare, ihtilâf konusu gayrımenkulü 18.10.1990 tarihli karara dayanarak Müstedilerin kontrol ve yönetimine verme kararını alırken hem gayesi yasal dayanaktan yoksun, hem de geçerlilik kazanm-ası için formal gerekçeleri (formal requirements) sakat olduğundan bu kararı Müstedilerin yakınma konusu yaptığı bir başka kararla ortadan kaldırma yönüne gitmesi yerine bir işlemdir ve Müstedilere bu karar ve işlemi yakınma konusu yaparak Mahkemeye başvur-ma hakkı vermez. Bir başka deyişle ve yukarıdakilerden anlaşıalcağı üzere Müstedilerin her iki başvrusu da yasal dayanaktan yoksun olup Müstedaaleyhlerin itirazlarında belrittikleri gibi iptal edilmesi gerekir.

Netice olarak Müstedilerin her iki başvurus-u da iptal edilir Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.


(Metin A. Hakkı) (Nevvar Nolan) (Seyit A. Bensen)
Yargıç Yargıç Yargı-ç

11 Ekim 1996






















-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy