Yüksek İdare Mahkemesi Numara 234/2016 Dava No 22/2018 Karar Tarihi 30.07.2018
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 234/2016 Dava No 22/2018 Karar Tarihi 30.07.2018
Numara: 234/2016
Dava No: 22/2018
Taraflar: Süt ve Sıvı Yağ Ürünleri Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Ltd. ile Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu arasında
Konu: İdari ihmal - idari ihmale ilişkin savunma
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 30.07.2018

-D. 22/2018 YİM No: 234/2016

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasa'nın 152. Maddesi Hakkında

Yargıç Gülden Çiftçioğlu huzurunda.

Davacı: Süt ve Sıvı Yağ Ürünleri Üretim ve Pazarlama
Kooperatifi Ltd., Koop - Süt Ka-mpüsü, Bedrettin
Demirel Caddesi - Lefkoşa

- ile -
Davalı: Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu, Lefkoşa.













A r a s ı n d a.

Davacı namına: Avukat Hasan Esendağlı.
Davalı namına: Avukat Yusuf Kahyalar.

.....................-.....

K A R A R

Davacı, Davalı aleyhine dosyaladığı Talep Takririnde aşağıdaki taleplerde bulunmuştur:

A. Davalının, Süt Borsası Tüzüğü'nün 7. maddesi tahtında
Davacıya, süt borsası ve/veya hak ediş haricinde içme sütü
hakkı olarak vermekle yükü-mlü olduğu ve en son 10.8.2015
ve 25.8.2015 tarihli Yönetim Kurulu kararlarına göre günlük
20,000lt/gün olarak belirlenen miktarda sütü Davacıya
vermemesinin ve/veya satmamasının Davalı tarafından
yapılmaması gerekli bir ihmal olduğuna ve- yapılması ihmal
olunan eylem ve/veya işlemin Davalı tarafından yapılması
gerektiğine ilişkin mahkeme emri ve/veya hükmü;
B. Davacının Avukatı vasıtasıyla Davalıya yapmış olduğu ve
dava konusu ihmale son verilmesi talebini içeren 8.9.2016
t-arihli müracaat ve/veya dilekçe ve/veya yazısına, yasal ve
anayasal süreler içerisinde cevap verilmemesinin ve/veya
Davacının istemleri ile ilgili herhangi bir karar
üretilmemesinin Davalı tarafından yapılmaması gereken bir
ihmal olduğuna v-e ihmal olunan bu işlemin yapılması
gerektiğine ilişkin mahkeme emri ve/veya hükmü;

C. Bu dava masrafları.

Davacı Talep Takririnde, hukuki sebepler olarak, Davalının yukarıdaki talep paragrafının (A) ve (B) bentlerinde belirtildiği şekilde, Davacıya -içme sütü hakkı olarak hak ediş ve/veya borsa haricinde süt teslim etmemesinin ve/veya vermemesinin ve/veya satmamasının ve/veya Davacının 8.9.2016 tarihli ihbarına cevap vermemesinin yapılmaması gereken ihmaller olduğunu, Davalının, gerek yasal mevzuatın -ve/veya Tüzüğün gerekse kendi ürettiği Yönetim Kurulu Kararlarının hilafına hareket etmekte ve/veya ihmalde bulunmakta olduğunu, Davalının yetkilerini kötüye kullanmak ve/veya görevini ihmal etmek ve/veya rutin yasal ve/veya prosedürel uygulamaları ve/veya- teamülleri yerine getirmemek suretiyle, Davacının içme sütü hakkını kullandırmaktan imtina etmekte olduğunu, Davalının dava konusu pasif davranışlarının ve/veya ihmallerinin gerekçeden ve/veya haklı gerekçeden ve/veya yasal dayanaktan yoksun olduğunu v-e/veya mesnetsiz ve/veya keyfi olduğunu, Davalının, Davacının içme sütü hakkını alamaması ve çok ciddi şekilde zarar-ziyana uğraması, ayrıca piyasadaki içme sütü arzının olumsuz etkilenmesi neticesini doğuran ve yukarıda izah edilen ihmalleri hususunda hiç-bir yasal ve/veya geçerli mazeret ve/veya gerekçe göstermediğini, Davalının, Davacının Avukatı vasıtasıyla yazdığı 8.9.2016 tarihli yazısına ve/veya dilekçesine KKTC Anayasası'nın 76. maddesinde ve İyi İdare Yasası'nın 15(3) maddesinde belirlenen süreler i-çerisinde ve/veya yasal süreler dahilinde ve/veya 30 gün içerisinde ve/veya halen yanıt vermemesinin Davalı tarafından gerçekleştirilen bir ihmal olduğunu, dava konusu ihmallerin Davacının meşru menfaatini olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilemekte old-uğunu iddia etmiştir.

Davalı ise Müdafaa Takririnde hukuki esaslar bölümünde, özetle: Dava konusu kararlar ve/veya işlemlerin Anayasa'ya ve/veya yürürlükteki mevzuata ve/veya İdare Hukuku prensiplerine ve/veya yerleşmiş hukuki teamüllere uygun olarak alın-dığını ve/veya uygulandığını ve/veya Davalının yasal görev ve yetkilerini göz önünde bulundurarak kanuna uygun olarak hareket etmekte olduğunu ve herhangi bir ihmalde bulunmadığını, Davalının, Anayasa, Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu Yasası, İyi İdare Y-asası, Süt Borsası Tüzüğü ve sair alakadar mevzuata uygun olarak görev ve yetkilerini kullanmakta ve hukuki yükümlülüklerini yerine getirmekte olduğunu, bu bağlamda Davalının, Davacıya karşı herhangi bir ihmalde bulunmadığını, içme sütü olarak ayrılacak ve-ya dağıtılacak süt miktarını belirleme yetkisinin münhasıran Davalı Yönetim Kuruluna ait olduğunu ve/veya bu husustaki takdir yetkisinin tamamen kendisine ait olduğunu ve böyle bir durumda idari ihmalin söz konusu olamayacağını, Davacının tamamen kendisine- atfedilecek sebeplerden ötürü, Davalının Yönetim Kurulu Kararı gereğince tarafına gönderilen hak edişi ve/veya içme sütü olarak ayrılan miktarı satın ve teslim almayı kısmen ve/veya tamamen reddettiğini, dolayısıyla bu hakkından feragat ettiğini ve işbu g-erçek ışığında Davalının Davacıya süt göndermemekle herhangi bir ihmalde bulunmadığını iddia etmiştir.


Davalı, ilâveten, Davacının Genel Müdürlüğü görevini ifa eden şahsın aynı zamanda Davalı Kurumun Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu ve işbu Şahsa dava konus-u ihbar ve/veya dilekçe ile ilgili yazılı ve/veya sözlü bir yanıt verildiğini ve herhangi bir ihmalde bulunmadığını iddia ederek, Davalının herhangi bir ihmalde bulunduğu ve Davacının meşru menfaatlerinin doğrudan doğruya ve olumsuz yönde etkilendiği husus-larını reddetmiştir.

Davanın dinlenmesi esnasında Davacı taraf 1'den - 9'a, Davalı taraf ise 10'dan - 23'e kadar sayılandırılan emareleri itirazsız olarak Mahkemeye sundukları gibi, mutabık kaldıkları ihtilafsız olguları da Mahkemeye beyan etmelerini müt-eakiben, Davacı tarafından, Davacının Mali ve İdari İşler Müdür Muavini Ömer Bahadi; Davalı tarafından da Davalının Teknik Şube Amirliğinde görev yapan Aytaç Üretici şahadet vermiştir. Akabinde taraflar Mahkemeye hitaplarını sunmuşlardır.

Tarafların ihtil-afsız olgu olarak Mahkemeye beyan ettikleri olgular şu şekilde özetlenebilir:

1- Davacı, Fasıl 114 tahtında Kooperatif Şirketler Mukayyitliği nezdinde kayıtlı tüzel kişiliği haiz kooperatif bir şirket olup, davaya esas zamanlarda ve halen süt, süt ürünler-i ve meyve suyu üretim ve satışı alanında faaliyet göstermektedir.

2- Davalı, 1/1977 sayılı Yasa tahtında kurulmuş bulunan tüzel kişiliği haiz bir kurum olup toplumun ihtiyaçlarının karşılanması başta olmak üzere, süt ve mamullerinin üretim ve pazarlanma-sını teşvik ve tanzim etmek, fiyat istikrarını sağlamak ve benzeri amaçları yerine getirmek üzere yetki kullanmaktadır.

3- 1/1977 sayılı Yasa tahtında çıkarılan Süt Borsası Tüzüğü'ne göre Davalı özetle: KKTC sınırları içerisinde ticari amaçla üretilen çiğ- sütün üreticiden alınıp imalatçılara satışını, süt fiyatının serbest piyasa koşulları içerisinde arz talep dengesine göre oluşmasını ve satış usulünü uygulama yetkisini haizdir.

4- Bu maksatla bir süt borsası oluşturulmuş ve borsaya arz edilecek süt mikt-arını belirleme yetkisi Davalı Kurumun Yönetim Kuruluna verilmiştir.

5- Süt Borsası Tüzüğü'nün 7. maddesi, içme süt hakkı ile ilgili Davalı Kurumun yetkisini düzenlemektedir.

6- Davalı Kurum, Davacının müteaddit yazılı müracaatları üzerine, 2.6.2015 , 10-.8.2015 ve 25.8.2015 tarihli Yönetim Kurulu toplantılarında Davacı Kooperatifin hak ediş haricinde içme sütü hakkı olarak yirmi bin litre / gün yani günde yirmi bin litre süt miktarı talebini ve/veya bu miktarda sütün Davacıya teslim edilmesini kabul etmiş- ve bu yönde Yönetim Kurulu Kararı almıştır.

7-Eylül 2016'dan bu yana, Davacıya hak ediş üzerinden süt teslim edilmekte, keza Davacı borsaya katılarak ayrıca süt satın almaktadır. Ama Eylül 2016'dan bu yana Davalı Davacıya günlük içme sütü hakkı adı altın-da süt teslim etmemektedir.

Tarafların Argümanları

Davacı tarafın argümanlarına göre; Davacı, KKTC'nin en büyük içme sütü (UHT) üreticisidir. Toplumun içme sütü ihtiyacının çok önemli bir kısmı Davacı Kooperatifin ürettiği UHT nitelikli sütlerin piyasa-ya arzı ile sağlanmaktadır.
Davacı Kooperatifin yukarıda belirtildiği şekilde yapmış olduğu içme sütü üretimi sebebiyle, Süt Borsası Tüzüğü'nün 7. maddesi tahtında, günlük hak edişi ve borsa haricinde içme sütü olarak işlenmek üzere ayrıca bir miktar sütü- Davalı Kurumdan satın alma hakkı bulunmaktadır. Tüzük düzenlenirken, içme sütü birincil ihtiyaç olarak belirlenmiştir. Davalının, Tüzüğün 7. maddesi tahtında, hak edişler ve borsa dışında içme sütünü ayırma hususunda kamusal bir yükümlülüğü söz konusudur.-
Davalı Emare No.13,14 ve 15 Yönetim Kurulu Kararları ile Davacının günlük içme süt hakkını 20 ton olarak belirlemiş ve Davalı, bu 20 ton içme süt hakkını Davacıya bir müddet teslim etmiştir. Emare No.13,14 ve 15 Yönetim Kurulu Kararları Davalı tarafından- herhangi bir şekilde geri alınmış değildir. Davacı, 8.9.2016 tarihli Emare No.7 ihbar ile Davalıdan içme sütü talep etmiştir. Buna karşın, Davalı Kurum, Davacıya, Eylül 2016 tarihi itibarı ile ve halen içme sütü teslim etmemektedir. Davalı, Davacıya içme -sütü teslim için gerekli yasal ve prosedürel uygulamaları yerine getirmemek suretiyle, Anayasa'nın 152. maddesi anlamında ihmalde bulunmaktadır.
İlâveten Davalı, Davacının Avukatı vasıtasıyla Davalıya yaptığı ve dava konusu ihmale son verilmesi talebini -içeren 8.9. 2016 tarihli dilekçeye veya müracaata yasal ve anayasal süreler içerisinde cevap vermemekle, Anayasa'nın 152. maddesi anlamında ihmalde bulunmaktadır.

Davalı tarafın argümanlarına göre; 1/1977 sayılı Yasa altında yapılan Süt Borsası Tüzüğü'nün- 7. maddesi ayrılacak içme sütü miktarını belirleme takdir yetkisini yönetim kuruluna bırakmaktadır. Bununla birlikte, 1/1977 sayılı Yasanın amaçları dikkate alındığında, Tüzüğün 7. maddesinin, hak ediş haricinde imalatçılar tarafından talep edilen tüm iç-me sütü miktarının Davacı Kurum tarafından mutlak bir şekilde karşılanmasının zaruri olduğu şeklinde yorumlanmaması gerekir. Yönetim Kurulunun dağıtılacak içme süt miktarını da belirleme hususunda da takdir yetkisi mevcuttur. Davacının tamamen kendisine at-fedilecek sebeplerden ötürü, Davalı Yönetim Kurulu Kararı gereğince tarafına gönderilen hak edişi ve/veya içme sütü olarak ayrılan miktarı satın ve teslim almayı kısmen ve/veya tamamen reddetmiş ve dolayısıyla bu hakkından feragat etmiş veya vazgeçmiştir. -Dolayısıyla da bu karar sona ermiştir. Bu gerçek ışığında, Davalı Davacıya süt göndermemekle veya 8.9.2016 tarihli dilekçesi gereği içme sütü tahsis etmemekle herhangi bir ihmalde bulunmuş değildir.


İNCELEME

Talep Takriri, sunulan şahadet, emareler, ih-tilafsız olgular ve tarafların argümanları incelendiğinde, huzurumdaki meselede Davacının yakınma konusu yaptığı hususlar şu şekilde özetlenebilir:

Davalının, Süt Borsası Tüzüğü'nün 7. maddesi tahtında Davacıya Süt Borsası ve/veya hak ediş haricinde içme -sütü hakkı olarak vermekle yükümlü olduğu ve en son 10.8.2015 ve 25.8.2015 tarihli Yönetim Kurulu Kararlarına göre günlük 20,000 lt/gün olarak belirlenen miktarda sütü Davacıya satmamasının/teslim etmemesinin /vermemesinin Anayasa'nın 152. maddesi tahtında- bir ihmal teşkil ettiği;
Dava konusu ihmale son verilmesi taleplerini içeren 8.9.2016 tarihli müracaata yasal ve anayasal süreler içerisinde cevap verilmemesinin Anayasa'nın 152.maddesi tahtında bir ihmal teşkil ettiği.

Yukarıdan görüleceği üzere, huzuru-mdaki mesele Anayasa'nın 152. maddesi kapsamında ihmalin mevcut olup olmadığı noktasında odaklanmaktadır.

Bilindiği üzere, Anayasa'nın 152. maddesine göre, YİM, yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişinin bir ihmalini-n Anayasa'nın veya herhangi bir yasanın veya bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuatın kurallarına aykırı olduğu veya bunların söz konusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı şikayeti ile kendisine yap-ılan başvuru hakkında kesin karar vermek münhasır yetkisine sahiptir.

YİM içtihadı dikkate alındığında, Anayasa'nın 152. maddesi tahtında ihmal, idarenin hukuken yapmak zorunda olduğu bir işlemi ya da eylemi yapmaması ve almak zorunda olduğu bir kararı a-lmaması şeklinde tanımlanabilir. Diğer bir anlatımla, Anayasa'nın 152. maddesi anlamında ihmal, yürütsel veya yönetsel yetki kullanan bir makam veya organın veya kişinin hukuken yapması gereken işlemleri bu konuda herhangi bir karar almaya gerek duymadan y-apmaması demektir. Ancak karar almak veya işlem yapmakta yasal bir zorunluluk yoksa, diğer bir ifade ile idare bu konuda karar almak veya işlemi yapmakta serbestse idarenin ihmalinden söz etmek mümkün değildir
(Bkz:YİM 144/1986 D.29/1988; 136/2001 D.13/2-002; YİM 20/2010 D.17/2012).

Erhürman tarafından vurgulandığı üzere, idarenin idari işlem yapma veya karar alma zorunluluğu ise sadece yasalardan, düzenleyici işlemlerden veya sair mevzuattan değil, doğrudan doğruya Anayasa'nın 1. maddesi tahtında hukukun- üstünlüğü ilkesinden de doğabilmektedir (Bkz: Tufan Erhürman, İdari Yargılama Hukuku, 2012, s.173).

Diğer yandan, idari ihmalden söz edebilmek için ortada herhangi bir idari karar veya işlem bulunmamalıdır (Bkz: Birleştirilmiş YİM 259/2012 ve 62/2014 D.3-/2017; YİM 130/2011 D.23/2013; YİM: 20/2010 D.17/2012; YİM 32/2001 D.3/2006:YİM 136/2001 D.13/2002: Erhürman, supra, s. 178 ).

Anayasa'nın 152. maddesi tahtında idari ihmal, KKTC Anayasası'nın 76. maddesi tahtında, kendisine verilen dilekçelere (30) gün -içerisinde yazılı ve gerekçeli olarak yanıt vermek yükümlülüğü altında olan idarenin, (30) günlük sürede dilekçeye yanıt vermemesi ile oluşabilmektedir. Diğer bir anlatımla, idarenin 30 günlük süre içerisinde dilekçeye yanıt vermemesi Anayasa'nın 152. madd-esine göre idari bir ihmaldir (Bkz:YİM 178/95 D.9/1999; YİM 4/1986 D 3/1987; Birleştirilmiş YİM 259/2012 ve 62/2014 D.3/2017).

Bununla birlikte, meselenin esası konu edilmişse, Davacının yapmış olduğu dilekçesine cevap verilmediğinden yakınması da, artık- meşru menfaat yokluğu nedeniyle söz konusu olamayacaktır. Ancak, sırf (30) günlük sürede dilekçesine yanıt verilmemesi hususundaki ihmal, Davacının maddi zarar- ziyana uğramasına sebebiyet vermişse, Davacının kaza mahkemesinde tazminat davası ikame edebi-lmesi için, Anayasa'nın 152. maddesinin 6. fıkrası tahtında idari yargıda ihmalin sonlandırılması davası açıp kazanması gerekeceğinden, böyle bir yakınma yapılabilecektir.

Bu hususta, Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Anayasa Mahkemesi (The Supreme Constitutiona-l Court of Cyprus ) 10/60 sayılı Phedias Kyriakides of Limassol and The Republic of Cyprus, Throught of the Minister of Interior başvurusunda (RSCC 1960-1961 Vol 1 s.77 )şöyle denmektedir:


-"Where however, a person who has not received a reply
as provided under Article 29, has proceeded under Article 146 in respect of the substance of the matter for which a reply had been sought then it cannot be said that such a person continues any longer t-o have "any existing legitimate interest" , as provided by paragraph 2 of Article 146, unless as e result of such failure itself he has suffered some material detriment which would entitle him to a claim for relief under paragraph 6 of Article 146 after ob-taining a judgment of this Court under paragraph 4 of the same Article.
Therefore such a person cannot, as a rule, claim under Article 146 a distinct and separate decision of this Court in respect of the failure to comply with Article 29 when he has proce-eded in respect of the substance of the matter for which a reply had been sought.
In the present case, as the Applicant has contested by his application the substance itself of the matter in respect of which he complains that he did not receive a reply un-der Article 29 and as further there is no evidence showing that he has suffered any material detriment as a result of the failure itself of the District Officer to give him a written and reasoned reply, the claim of Applicant for a distinct and separate de-cision of this Court on this issue fails.
In all the circumstances of this case and bearing particularly in mind the failure of the District Officer to comply with Article 29 and the grounds on which some of the claims of Applicant were dismissed, the Cou-rt is of the opinion that in spite of the fact that the Applicant has not succeeded in his application he is entitled to the pay-ment of £30 towards his costs.
-.....................................

Diğer yandan, kendisine dilekçe ile başvurulmamasına rağmen idarenin/yürütsel veya yönetsel organ veya makamın hukuken yapmakla yükümlü olduğu bir işlem veya eylemi yapmaması da, Anayasa'nın 152. maddesi anlamında ida-ri ihmal teşkil etmektedir. Bunun sebebi de yasayla/hukuken belirlenen koşulların ortaya çıkması durumunda idarenin yasayla/hukuken kendisine verilen yetkileri kullanmakla yükümlü olduğudur (Bkz: Erhürman, supra, s. 184,185 ).
Erhürman tarafından da vurgul-andığı üzere, idare hukukunda idareye tanınan yetkiler, aynı zamanda idareye görev de yüklemektedir. İdare kendisine dilekçe ile başvurulmasa dahi, hukuken bir işlem ya da eylemi yapma yetki ve görevi ile donatılan idarenin bu işlem veya eylemi yapmaması d-a Anayasa'nın 152. maddesi anlamında idari ihmal teşkil etmektedir ( Bkz: Erhürman, s. 179 - 185 ).
Huzurumdaki meselede Davacı özetle: Mevzuat ve/veya 1/1977 sayılı Yasa ve/veya Süt Borsası Tüzüğü veya özellikle bu Tüzüğün 7. maddesi tahtında Davalının Da-vacıya hak ediş ve süt borsası haricinde içme sütü satış/teslimi ile yükümlü olduğunu ve Davalının bu yüküme uymayarak ihmalkâr davrandığını iddia etmektedir.

Davalı ise özetle: İçme sütü olarak ayrılacak ve dağıtılacak süt miktarını belirleme yetkisinin -münhasıran Davalı Yönetim Kuruluna ait olduğunu veya bu husustaki takdir yetkisinin tamamen kendisine ait olduğunu ve böyle bir durumda idari ihmalin söz konusu olamadığını iddia etmektedir. İlâveten, Davacının tamamen kendisine atfedilecek sebeplerden ötü-rü Davalı Yönetim Kurulu Kararı gereğince tarafına gönderilen hak edişi veya içme sütü olarak ayrılan miktarı satın ve teslim almayı reddettiğini ve dolayısıyla Davalının Davacıya süt göndermemekle herhangi bir ihmalde bulunmadığını iddia etmektedir.

Bu -safhada irdelenmesi gereken, Davalının yasadan/tüzükten /hukuktan kaynaklanan ve Davacıya içme sütü tedarikine /satmaya ve teslim etmeye/ pazarlamaya dair bir yetkisinin, bu bağlamda da bir yükümlülüğünün olup olmadığıdır.

İhtilafsız olgulara ve 1/1977 s-ayılı Kıbrıs Türk Endüstrisi Kurumu Yasası'na göre, Davalı, 1/1977 sayılı Kıbrıs Türk Endüstrisi Kurumu Yasası tahtında kurulmuş, Yasanın 4. maddesindeki amaçları gerçekleştirmek üzere bu Yasa uyarınca kendisine verilen yetki ve görevleri kullanan, yerine -getiren, devamlılık arz eden bir tüzel kişidir.
Bu bağlamda Davalının, 1/1977 sayılı Yasa tahtında yürütsel veya yönetsel yetkiler kullanan bir tüzel kişi olduğu ihtilafsızdır.
Kurumun kuruluş amaçları, Yasanın 4. maddesinde ifade edilmiş olup, bu amaçla-r arasında Yasanın 4 (a) maddesinde belirtilen şekilde, KKTC'nin ekonomik koşullarına en uygun biçimde, devlet kalkınma planı çerçevesinde, toplumun ihtiyaçlarının karşılanması başta gelmek üzere süt ve mamullerinin üretim ve pazarlamasını teşvik ve tanzim- etme bulunmaktadır.

Davalı Kurumun Yasanın 4 (h) maddesinde ifade edilen diğer bir kuruluş amacı ise, süt üreticileri ile süt endüstrisi işletmeleri arasında düzenli ilişkilerin kurulmasını sağlamak ve süt endüstrilerine devamlı çalışmalarını temin içi-n ihtiyaç duyulan sütün sağlanmasına yardımcı olmaktır.

"Süt endüstrisi" tanımı ise, Yasanın 2. maddesinde yapılmış olup, buna göre, süt endüstrisi, süt ile ilgili tüm üretim ve imalat faaliyetleri ile bütün pazarlanması, kısmen veya tamamen süt kullanı-larak yapılan her türlü sınai faaliyetleri kapsamaktadır.

Diğer yandan, KKTC Bakanlar Kurulu, 1/1977 sayılı Yasanın 13. maddesinin verdiği yetkiyi kullanarak Süt Borsası Tüzüğü'nü yapmıştır.

Süt Borsası Tüzüğü'nün 3. maddesine göre, Tüzüğün am-acı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde ticari amaçla üretilen çiğ sütün Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu tarafından üreticiden alınıp imalatçılara satışını, süt fiyatının serbest piyasa koşulları içerisinde arz - talep dengesine göre oluş-masını ve satış usulünü düzenlemektir.


Tüzüğün kapsamı ise 4. maddede düzenlenmiş olup, buna göre, Tüzük, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde üretilen çiğ sütün Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu tarafından üreticilerden toplanıp imalatçıla-ra pazarlanırken çiğ süt fiyatının serbest piyasa koşulları içerisinde oluşmasını sağlamak üzere serbest piyasaya arz edilecek süt miktarlarının, şeklinin, arz edilen miktara müracaatın ve piyasada oluşacak süt fiyatlarının üretici ödemelerine yansımasının- kurallarını kapsamaktadır.






Tüzüğün 2. maddesine göre, "İmalatçı", Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde süt ve süt mamülleri üreten ve Kurum ile Süt Mamülleri İmalatçılar Birliğine üye olan özel ve tüzel kişiler ile Koop Sütü anla-tmaktadır.
Tüzüğün 2. maddesinden görüleceği üzere, Davacı, Tüzükte sözü edilen imalatçı kavramına dahildir.

"içme sütü" kavramı ise yine Tüzüğün 2. maddesinde tanımlanmış olup, buna göre, "içme sütü" pastörizasyon, UHT veya Sterilazasyon işlemlerinden- biriyle ışıl işlem görerek tüketiciye sunulan sütü anlatmaktadır.

Yine Tüzüğün 2. maddesine göre, "Borsa", piyasaya arz edilen süt miktarları ile imalatçı tarafından talep edilen süt miktarları ve fiyatlarının karşılaşmasını anlatmaktadır.

Tüzüğün 5. -maddesine göre, Borsaya arz edilecek süt miktarları ve çeşidi Kurum Yönetim Kurulu tarafından belirlenmektedir.

Diğer yandan, Tüzüğün 6. maddesine göre, Borsaya arz edilen süt miktar ve çeşitlerine talep sadece imalatçılar tarafından yapılabilmektedir.

T-üzüğün 7. maddesi ise "süt pazarlamayı" düzenlemekte olup, bu maddeye göre, Süt Borsasında Borsaya arz edilecek süt %100'e ulaşıncaya kadar, imalatçılara süt pazarlama, son iki yılda aldığı süt oranı dikkate alınarak düzenlenir. İlgili yılın toplam süt mik-tarından içme sütü çıkarılarak (çıkarılacak içme sütü miktarı Borsaya arz edilecek süt miktarlarına göre Yönetim Kurulu tarafından belirlenir.) kalan süt üzerinden imalatçıların hak edişleri belirlenerek yapılır. Hak edişini almayan imalatçı borsadan süt t-alep edemez.

1/1977 sayılı Kıbrıs Türk Endüstrisi Kurumu Yasası ile Süt Borsası Tüzüğü'nün hükümleri, Yasa ve Tüzüğün amaçları çerçevesinde birlikte değerlendirildiğinde, Davalının, genelde, süt üreticileri ile süt endüstrisi işletmeleri arasında düzen-li ilişkilerin kurulmasını sağlamak ve süt endüstrilerine devamlı çalışmaların temini için ihtiyaç duyulan sütün sağlanmasına yardımcı olmak amacına yönelik olarak, özelde ise, gerek toplumun ihtiyaçlarının karşılanması için gerekse toplumun ihtiyacından f-azlasını ihraç için, hem üreticiler hem tüketiciler lehine, talep eden imalatçılara, temel hammaddeleri olan çiğ sütü elde etmelerine yönelik olarak, 1/1977 sayılı Yasanın ve Süt Borsası Tüzüğü'nün öngördüğü koşulları yerine getiren imalatçılara, Tüzüğün y-ukarıdaki 7. maddesinin öngördüğü (3) yöntemde süt pazarlamakta/tedarik etmekte /dağıtmakta /satıp teslim etmekte/ satılıp teslim edilmesine aracılık etmekte/yardımcı olmakta hem yetkili hem de görevli/yükümlü olduğu görülmektedir.

Özetle, sütü işleyecek -olan imalatçılara sütün pazarlanması/dağıtılması görevi ve yetkisi, Yasa ve Tüzük uyarınca Davalı Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumundadır.


Davalı öncelikle, 1/1977 sayılı Yasanın özellikle 4 (h) maddesi tahtında, süt endüstrisi bağlamında talep eden imal-atçılara devamlı çalışmalarını temin için, diğer bir ifade ile, Yasa ve Tüzüğün öngördüğü koşulları yerine getiren imalatçıların temel hammaddeleri olan sütü elde etmeleri amacına yönelik olarak, ihtiyaç duyulan sütün sağlanmasına, talep halinde yardımcı o-lmak / pazarlamak/tedarik etmek/satın ve teslim etmek/ dağıtmak / aracılık etmek/ satın ve teslim edilmesine yardımcı olmakla hem yetkili hem de yükümlü/görevlidir.

Davalının 1/1977 sayılı Yasadan doğan yetki ve yükümünün kapsamı ise Tüzüğün 7. maddesind-e açılımını bulmaktadır.
Bu bağlamda Davalı, ihtiyaç duyulan süt sağlanmasına yardımcı olmak/ pazarlamak/tedarik etmek/satın ve teslim etmek/ dağıtmak / aracılık etmek/ satın ve teslim edilmesine yardımcı olmak hususundaki yetki ve yükümünü, Yasa ve Tüzü-kteki koşulları yerine getiren imalatçılar bağlamında, Tüzüğün 7. maddesi tahtında, üç tür satış usulü ile yerine getirmek zorundadır. Birinci satış usulü içme sütü talebi çerçevesindedir. İkinci satış usulü imalatçının hak edişi kapsamındadır. Üçüncü tür -satış usulü ise imalatçıya Borsadan süt pazarlanmasıdır.
Diğer bir anlatımla, Davalının ihtiyaç nedeni ile talep yapan ve Yasa ve Tüzükteki koşulları yerine getiren imalatçılara her üç usulde, bu bağlamda imalatçının: a) içme sütü hakkı ve b) hak ediş h-akkı ve c) süt borsası hakkı çerçevesinde ( Süt Borsasından talep için Kuruma ödenmemiş süt borcu olmaması/ Kurum ile anlaşılmamış bir ödeme plânı olmaması gerekir), satış / pazarlama yetkisini kullanarak süt pazarlaması, özellikle Tüzüğün 7. maddesi taht-ında kesin bir biçimde buyrulmuştur.


İhtiyaç nedeni ile talep halinde, Yasa / Tüzükteki koşulları yerine getiren imalatçılar bağlamında, Davalının üç usulden herhangi biri açısından bu yetkiyi kullanmaması/yükümünü yerine getirmemesi, ihmal davası açıl-ması sonucunu doğuracaktır.

Özetle, 1/1977 sayılı Kıbrıs Türk Endüstrisi Kurumu Yasası ve Süt Borsası Tüzüğü birlikte değerlendirildiğinde, Davalının ihtiyaç nedeni ile talep yapan ve Yasa / Tüzükteki koşulları yerine getiren imalatçılara, Tüzüğün yukarı-daki 7. maddesinin öngördüğü her (3) usulde de süt pazarlamakta/tedarik etmekte /satıp teslim etmekte/ süt pazarlanmasına/satılıp teslim edilmesine aracılık etmekle/yardımcı olmakta hem yetkili hem de görevli/yükümlü olduğu görülmektedir.

Davalının veya- Davalının Yönetim Kurulunun, ihtiyaç nedeni ile talep yapan, Yasa / Tüzükteki koşullarını yerine getiren imalatçılara her üç usulde süt pazarlamak/tedarik etmek /satıp teslim etmek/ süt pazarlanmasına/satılıp teslim edilmesine aracılık etmek/yardımcı olma-k hususlarında Yasa/Tüzük gereği almak zorunda olduğu kararlar/yapmak zorunda olduğu işlemler söz konusudur.

Bununla birlikte, Tüzüğün 7. maddesi uyarınca Davalının Yönetim Kurulunun, ayrılacak/çıkarılacak içme süt miktarını, Borsaya arz edilecek süt mi-ktarlarına göre belirleme hususunda takdir yetkisi mevcuttur.
Bu hükümden doğal ve mantıki olarak istihraç edilebilecek sonuç ise, Yönetim Kurulunun, ihtiyaç nedeni ile talep yapan her bir imalatçıya dağıtımı/satımı yapılacak içme sütü miktarını da, ayrıla-cak/çıkarılacak toplam içme sütü miktarını da nazar-ı dikkate alarak belirleme hususunda takdir yetkisi olduğudur.


Diğer yandan, bu safhada vurgulanması gereken, Davalının Yönetim Kurulunun ihtiyaç nedeni ile talep yapan her bir imalatçıya dağıtımı/satı-mı yapılacak içme süt miktarını belirlerken (ayrılacak/çıkarılacak toplam içme sütü miktarını dikkate alma özel koşulu yanında) takdir yetkisini,1/1977 sayılı Yasaya ve Süt Borsası Tüzüğü'ne, özellikle bu Yasa ve Tüzüğün amaçlarına, Anayasa'ya / Anayasa'nı-n eşitlik ilkesine, sosyal devlet ilkesine, kamu yararına, ölçülülük ilkesine, bu bağlamda elverişlilik, gereklilik ve orantılılık ilkelerine uygun olarak kullanmak zorunda olduğudur.

Kısaca, Davalının Yönetim Kurulu, ihtiyaç nedeni ile talep yapan her b-ir imalatçıya dağıtımı/satımı yapılacak içme süt miktarını belirleme hususundaki takdir yetkisini, 1/1977 sayılı Yasadan /Süt Borsası Tüzüğün'den doğan yükümünü ortadan kaldıracak şekilde, bu bağlamda ihtiyaç nedeni ile talep yapan her bir imalatçının içm-e sütü alma hususundaki Yasadan/Tüzükten doğan hakkının özünü ortadan kaldıracak şekilde kullanmaması gerekmektedir.

Diğer yandan, Davalının veya Davalının Yönetim Kurulunun ihtiyaç nedeni ile talep yapan imalatçılar lehine almış olduğu süt pazarlama/sa-tıp teslim etmek /süt pazarlanmasına veya satılıp teslim edilmesine yardımcı olmak veya aracılık etmek ile ilgili aldığı yönetim kurulu kararları ise, ilgili kişiler lehine hak yaratan idari icrai kararlar/işlemler olması nedeniyle Davalı İdarenin yürütme -organı veya organları vasıtasıyla icra edilmesi, bu bağlamda resen icra edilmesi, diğer bir ifade ile, hukuken yaratılan sonuçların maddi olarak hayata geçirilmesi gerekmektedir (Ayrıca bkz: Kemal Gözler - Gürsel Kaplan, İdare Hukuku dersleri, 2012,s.390,3-91).


Diğer bir anlatımla, Davalı yürürlükteki yasaya/mevzuata uygun aldığı ve herhangi bir şekilde iptal edilmemiş/geri alınmamış idari bir kararının/idari kararlarının gereklerini yerine getirmek zorundadır( Ayrıca bkz: YİM 20/2010 D.17/2012 ).
-
Huzurumdaki meseledeki ihtilafsız olgulara göre; Davalı Kurum, Davacının müteaddit yazılı müracaatları/talepleri üzerine, 2.6.2015, 10.8.2015 ve 25.8.2015 tarihli Yönetim Kurulu toplantılarında, Davacı Kooperatifin hak ediş haricinde içme sütü hakkı olara-k yirmi bin litre /gün yani günde yirmi bin litre süt miktarı talebini ve/veya bu miktarda sütün Davacıya teslim edilmesini kabul etmiş ve bu yönde aşağıdaki Yönetim Kurulu Kararlarını almıştır.


Davalının 2.6.2015 tarihli Kararı şöyledir:

K.T.SÜT ENDÜS-TRİSİ KURUMU
YÖNETİM KURULU TOPLANTI KARARLARI


Toplantı No: 11/2015Lefkoşa, 02.06.2015
.............................................................

KARAR Yönetim Kurulu, Süt ve Sıvı Yağ Ürünleri Üretim ve
85 Pazarlama Kooperatifi (Koop Süt)-'nin 25/05/2015
tarihli dilekçesini değerlendirmiş olup; 20 ton/gün
içme sütü ayrılarak toplamda 55 ton/gün süt
verilmesine, süt miktarlarının değişmesi durumunda
günün koşullarına göre yeniden değerlendirilmesine
karar vermiştir.
Sn.Canda-n Avunduk bu karara şerh koymuştur.







Davalının 10.8.2015 tarihli Kararı şöyledir:

K.T.SÜT ENDÜSTRİSİ KURUMU
YÖNETİM KURULU TOPLANTI KARARLARI


Toplantı No: 20/2015Lefkoşa, 10.08.2015

............................................................-.

KARAR Yönetim Kurulu, Süt ve Sıvı Yağ Ürünleri Üretim ve
117 Pazarlama Kooperatifi (Koop Süt)'ün süt talebi ile
ilgili Hasan Esendağlı Hukuk Bürosundan gelen
05/08/2015 tarihli yazıyı değerlendirmiş olup ; hak
ediş haricinde içme sütü (-UHT) hakkı olarak 20,000
lt/gün süt miktarı talebini oy çokluğu ile kabul
etmiştir.



Davalının 25.8.2015 tarihli Kararı ise şöyledir:

K.T.SÜT ENDÜSTRİSİ KURUMU
YÖNETİM KURULU TOPLANTI KARARLARI


Toplantı No: 21/2015Lefkoşa, 25.08.2015
.......-......................................................

KARAR Yönetim Kurulu, Temmuz 2016 tarihindeki hak edişine
125yansıtılmak koşulu ile Süt ve Sıvı Yağ Ürünleri
Üretim ve Pazarlama Kooperatifi (Koop Süt)'ün içme
sütü olarak talep edilen 20 t-on/gün miktarın,
imalatçıların haklarına halel gelmeksizin SÜTEK
kontrolündeki %10'luk miktarından, 10/08/2015
tarihinde alınan 117 no'lu kararın tadil edilerek
karşılanmasına karar vermiştir.


Yukarıdaki Kararların Davalı tarafından geri alı-ndığı veya iptal edildiği hususunda Mahkeme huzurunda herhangi bir Yönetim Kurulu kararı mevcut değildir.

Bununla birlikte, ihtilafsız olgulara göre, Eylül 2016'dan bu yana Davacıya hak ediş üzerinden süt teslim edilmekte, keza Davacı Borsaya katılarak a-yrıca süt satın almaktadır. Ama Eylül 2016'dan bu yana Davalı, Davacıya, günlük içme sütü hakkı adı altında süt teslim etmemektedir.

Davalının ve/veya Davalı Yönetim Kurulunun, imalatçının talebi halinde süt pazarlamak/tedarik etmek/satıp teslim etmek/ s-üt pazarlanmasına/satılıp teslim edilmesine aracılık etmek/yardımcı olmak hususlarındaki 1/1977 sayılı Yasadan/Tüzükten doğan hukuki yükümünü, ihtilafsız olgular bağlamında, Davalı Kurum Davacının müteaddit yazılı müracaatları üzerine, 2.6.2015, 10.8.2015- ve 25.8.2015 tarihli Yönetim Kurulu toplantılarında, Davacı Kooperatifin hak ediş haricinde içme sütü hakkı olarak yirmi bin litre / gün yani günde yirmi bin litre süt miktarı talebini ve/veya bu miktarda sütün Davacıya teslim edilmesini kabul ederek, bu -yönde Yönetim Kurulu kararı almakla yerine getirdiği söylenebilir mi?

İhtilafsız olgulara göre, Eylül 2016 tarihinden itibaren Davalı, Davacıya, günlük süt içme hakkı adı altında süt teslim etmemektedir.

Davalı adına şahadet veren tanık şahadetinde,
Dava-cının tamamen kendisine atfedilecek sebeplerden ötürü, Davalının Yönetim Kurulu Kararı gereğince, tarafına içme sütü olarak ayrılan miktarı satın ve teslim almayı reddettiğini iddia etmiştir.
Davacı Tanığı ise bu hususu reddetmektedir.

Daha önce vurgula-ndığı üzere, Mahkeme huzurundaki emareler irdelendiğinde, 2.6.2015, 10.8.2015 ve 25.8.2015 tarihli Yönetim Kurulu Kararlarının iptal edildiği veya geri alındığı hususunda herhangi bir yönetim kurulu kararının mevcut olmadığı görülmektedir.

İlâveten, bu -Yönetim Kurulu Kararlarının hukuken yaratılan sonuçların maddi olarak hayata geçirilmesi bağlamında Davalının veya yürütme memuru veya yürütme organı veya organları veya genel müdürü veya sair personeli tarafından Davacıya bir davet /çağrı /teklif yapıldığ-ı veya Davacının yapılan davet /teklif/çağrı/ bağlamında içme sütü( UHT) satın ve teslim almayı reddettiği de sunulan emarelerden görülmemektedir.
Bu durumda, Davalı Tanığının iddialarına itibar edilmez, Davacı Tanığının iddialarına itibar edilir.

Böylesi- bir olgusal ve hukuki durum ışığında, Davalının, Davacının talepleri/müracaatları üzerine Davacıya satıp teslim etmek veya aracılık etmek veya satılıp teslim edilmek veya yardımcı olmak veya sağlamak yönündeki 1/1977 sayılı Yasadan ve Süt Borsası Tüzüğü'n-den doğan yükümünü, Yasaya ve Tüzüğe uygun olarak aldığı 2.6.2015, 10.8.2015 ve 25.8.2015 tarihli Yönetim Kurulu Kararlarını icra etmemek veya resen icra etmemek veya maddi olarak hayata geçirmemek suretiyle ihmal ettiği, bu bağlamda Anayasa'nın 152. madde-si anlamında idari ihmalde bulunduğu ve halen de ihmal etmeye devam ettiği, diğer bir anlatımla, Davalı İdarenin yürürlükteki yasaya/mevzuata uygun aldığı ve herhangi bir şekilde iptal edilmemiş/geri alınmamış yukarıda sayılan idari icrai kararlarının ger-eklerini yerine getirmemekle Anayasa'nın 152. maddesi anlamında idari ihmalde bulunduğu ve halen de konu ihmalin devam etmekte olduğu, sonuçta da, 1/1977 sayılı Yasaya /Süt Borsası Tüzüğü'ne /hukuka aykırılığın mevcut olduğu sonucuna varılır.

İlâveten, Da-vacının Talep Takriri bağlamında Davacı Tanığının tekzip edilmemiş, itibar edilen şahadetine göre, Davacı, Davalının konu ihmali nedeni ile, yeterli miktarda içme sütü üretimi yapamamakta ve/veya Borsaya yüksek fiyat atmak sureti ile aldığı sütün büyük bir- bölümünü içme sütüne ayırmak zorunda kalarak ve hak edişini kullanarak diğer süt ürünlerinin üretiminden geri kalmaktadır.

Belirtilenler ışığında, Davalının konu ihmali nedeni ile, Davacının, 1/1977 sayılı Yasadan ve Süt Borsası Tüzüğü'nden, yukarıda bel-irtilen Yönetim Kurulu Kararlarından, bu bağlamda hukuksal bir durumdan kaynaklanan içme sütü satın alımı hususundaki meşru bir menfaatinin olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilendiği ve halen etkilenmekte olduğu sonucuna varmak kaçınılmaz olmaktadır.

S-onuç itibarıyla, Davacının, yapılması ihmal olunan eylem veya işlemin Davalı tarafından yapılması gerektiğiyle ilgili mahkeme emri veya hükmü talebinin kanıtladığı sabittir, dolayısıyla, Davacının Talep Takririnin A) paragrafındaki talebinde başarılı oldu-ğu sonucuna varılır.

Davacının Talep Takririnin B) paragrafındaki talebine gelince;
Davacı davasında, Davacının Avukatı vasıtasıyla Davalıya yapmış olduğu ve dava konusu ihmale son verilmesi talebini içeren 8.9.2016 tarihli müracaat veya dilekçeye veya ya-zısına yasal ve anayasal süreler içerisinde cevap verilmemesinin veya Davacının istemleri ile ilgili herhangi bir karar üretilmemesinin Davalı tarafından yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna ve ihmal olunan bu işlemin yapılması gerektiğine ilişkin mahkem-e emri veya hükmü talep etmiştir.

Davacının talebinin esası ile yukarıda karara varıldıktan sonra, Davacının 8.9.2016 tarihli dilekçesine yasal ve anayasal süreler içerisinde cevap verilmemesi ile ilgili yakınmasının meşru menfaat yokluğu nedeniyle reddi -gereklidir ve reddedilir (Bkz: Phedias Kyriakides and The Republic, supra, s.77).

Bununla birlikte, meselenin istinaf edilebilmesi ihtimaline binaen Davacının bu yakınmasının da karara bağlanması gerekmektedir.

Anayasa'nın 76(1) maddesi uyarınca, herkes- kendisi veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında yetkili makamlara yazı ile başvurma ve bunların süratle incelenmesi ve karara bağlanmasını isteme hakkına sahiptir. İdare de en geç (30) gün içerisinde dilekçe sahibine yazılı ve gerekçeli olarak -cevap vermekle yükümlüdür. Karardan zarar gören herkes veya otuz gün içerisinde kendisine bir karar bildirilmeyen her ilgili, yetkili mahkemeye başvurabilir.
İyi İdare Yasası'nın 15/3 maddesinde de, Anayasa'nın 76. maddesi tekrarlanmaktadır.

Huzurumdaki -meselede, Davacının Davalıya 8.9.2016 tarihli yazılı müracaatı yaptığı, Davalının Müdafaa Takririnin hukuki olgular j)paragrafında kabul edilmekle birlikte, k) paragrafında Davalının yazılı veya sözlü yanıt verdiği iddia edilmektedir.

Mahkeme huzurunda Da-valının Davacıya herhangi bir yazılı yanıt verdiği hususunda şahadet veya emare mevcut değildir. Sözlü yanıt verildiği hususundaki iddia ise ispat olunmadığı


bir yana, ispat olunsa dahi Anayasa'nın 76/1 maddesi veya İyi İdare Yasası'nın 15/3 maddesindek-i idarenin yükümünü yerine getirmesini sağlamaya yeterli bir olgu olarak telakki edilmesine olanak bulunmamaktadır.

Böyle olgusal ve hukuki durum ışığında, Davalının 8.9.2016 tarihli dilekçeyi (30) gün içerisinde inceleyip yazılı olarak yanıtlamamasının A-nayasa'nın 152. maddesi anlamında yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna ve yapılması ihmal olunan işlemin yapılması gerektiğine karar verilmesi hususundaki talebinde de Davacının başarılı olduğu sonucuna varmak kaçınılmazdır.


Netice itibarıyla:

Yukarıd-a belirtilenler ışığında;
Davalının, Süt Borsası Tüzüğü'nün 7.maddesi tahtında Davacıya Süt Borsası ve/veya hak ediş haricinde içme sütü hakkı olarak vermekle yükümlü olduğu ve en son 10.8.2015 ve 25.8.2015 tarihli Yönetim Kurulu Kararlarına göre günlük 20-,000lt/gün olarak belirlenen miktarda sütü Davacıya vermemesinin ve/veya satmamasının Davalı tarafından yapılmaması gerekli bir ihmal olduğuna ve yapılması ihmal olunan eylem ve/veya işlemin Davalı tarafından yapılması gerektiğine ilişkin karar verilir.
-Talep Takririnin (B) paragrafındaki talep ise reddedilir.
Dava masrafları Davalı tarafından Davacıya ödenecektir.



Gülden Çiftçioğlu
Yargıç
30 Temmuz 2018



24






Full & Egal Universal Law Academy