Yüksek İdare Mahkemesi Numara 23/1999 Dava No 20/2001 Karar Tarihi 05.10.2001
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 23/1999 Dava No 20/2001 Karar Tarihi 05.10.2001
Numara: 23/1999
Dava No: 20/2001
Taraflar: Hüseyin Celal ile Ekonomi ve Maliye Bak.
Konu: Emeklili maaşı talebi -
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 05.10.2001

-
D.20/2001 YİM 23/99

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti:Celâl Karabacak, Nevvar Nolan, Seyit A. Bensen.

Davacı : Hüseyin Celâl, Lefkoşa
- ile -
Davalı- : KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Davacı namına : Davacı bizzat
Davalı namına : Başsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad.

-------------------

H Ü K Ü M

Celâl Karabacak : Bu davada Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Seyit A. Bensen okuyacaktır.

Seyit A. Bensen : Davaya ilişkin olgular taraflar arasında ihtilâf konusu değildir. Olgular özetle şöyledir:

Da-vacı 9.12.1968 tarihinden 19.3.1970 tarihine kadar 1 yıl 3 ay 10 gün Adalet ve İçişleri Üyeliğinde idare memuru olarak görev yaptı. Daha sonra Davacı 1981 Milletvekilliği Seçimlerine katılarak Milletvekili oldu ve 13.7.1981 tarihinden 8.7.1985 tarihine kad-ar da 3 yıl 11 ay 25 gün Milletvekilliği görevi yaptı. Davacı 14.4.1964 - 28.1.1966 tarihleri arasında Erenköy'de mücahitlik hizmeti ifa etti. (Erenköy'de mücahitlik hizmeti yasa gereği, süresine bakılmaksızın 2 yıl sayılır.)

Davacı, Devlet'deki en son -hizmeti olan siyasal kamu görevinden 8.7.1985 tarihinde ayrılırken kesintili olup olmadığına bakılmaksızın, idare memuru olarak yapmış olduğu kamu görevi ile siyasal kamu görevi ve fiili mücahitlik hizmetleri birleştirilmiştir. Birleştirme sonunda Davacını-n, hizmetlerinin 7 yıl 3 ay 6 gün tuttuğu görüldü ve ona 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 6. maddesi uyarınca sadece emeklilik ikramiyesi verilmesine karar verilmişti. Sözü edilen ikramiye 14.8.1985 tarihinde ödenmiştir.

Uzun bir süre serbest çalıştıktan- sonra Davacı, 1993 Milletvekilliği seçimlerine katılarak yine Milletvekili seçildi ve 25.12.1993 tarihinden 18.12.1998 tarihine kadar 4 yıl 11 ay 23 gün Milletvekilliği görevini yaptı. Bu süre içerisinde 13.12.1995 tarihinden 16.8.1996 tarihine kadar Sağl-ık Bakanlığı görevini yaptı.

Davacı, 6.12.1998 tarihinde yapılan Milletvekilliği Genel Seçimlerinde aday olmuş, ancak kazanamamıştır. Bunun üzerine emeklilik menfaatlerinin ödenmesi için Davalıya başvurdu.

18.12.1998 tarihinde Milletvekilliği sona eren- Davacıya emeklilik menfaatlerinin ödenmesi için yapılan çalışmalarda Davacının en son Milletvekilliği görevi yaptığı süre 4 yıl 11 ay 23 gün olarak hesaplandı ve ona sadece 1,648,017,234.TL emeklilik ikramiyesi ödendi. Bunun üzerine Davacı, Hazine ve Muha-sebe Dairesi Müdürlüğüne 27.12.1998 tarihli bir yazı göndererek kendisine ödenen meblağın hangi yasa maddesine dayanılarak yapıldığını ve hesaplamanın aşamalarının tarafına bildirilmesini istedi. Davalı, Davacıya cevaben gönderdiği HMDP 33399 sayı ve 31.12-.1998 tarihli emare 7 yazısında 26/1977 sayılı Emeklilik Yasasının 6. maddesi uyarınca 25.12.1993 - 18.12.1998 tarihleri arası 4 yıl 11 ay 23 gün siyasal kamu görevi hizmeti ve Bakanlık mevkii üzerinden ikramiye olarak 1,648,017,234.TL hesaplama yapılmış o-lduğunu bildirdi. Bu yanıt üzerine Davacı 23.2.1999 tarihinde işbu davayı ikame ederek:
Davalının, Davacı ile ilgili olarak aldığı ve Davacının 26/1977 sayılı Emeklilik Yasası ve 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasası kuralları çerçevesinde herhan-gi bir emekli maaşına hak kazanmayacağına ilişkin kararın ve/veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğunu ve herhangi bir sonuç doğurmayacağını öngören bir hüküm ve/veya;
Davalının Davacıya yazdığı 31 Aralık 1998 tarih ve HMDP 33399 sayılı yazısında -belirttiği gibi sadece 4 yıl 11 ay 23 gün üzerinden ve sadece 1,648,017,234.TL ikramiye tahakkuk ettirilmesine, Davacının emeklilik menfaatleri hesaplanırken 1993 öncesi hizmetlerinin dikkate alınmamasına, mücahitlik hizmetlerinin ikiyle çarpılarak hesapla-nmamasına ve Davacının her hizmet yılına karşılık kendisine ikramiye olarak bir brüt maaş ödenmemesine ilişkin karar veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğunu ve herhangi bir sonuç doğurmayacağını öngören bir hüküm talep etmiştir.

Davacı bu arada- bu davayı ikame etmeden önce 14.2.1999 tarihinde Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürlüğüne müracaat ederek konu ile ilgili sair haklarına halel gelmeksizin 30/1996 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Hizmetlerin Hesaplanması Yasası altında gerekli işleml-erin yapılarak emeklilik menfaatlerinin hesaplanmasını ve 1.3.1999 tarihinden itibaren uygulamaya konmasını talep etti.

Davacı, takriben 1977 yılından 1995 yılına kadar Avukatlık mesleğini icra etmiş ve serbest işveren olarak Kıbrıs Türk Sosyal Sigortala-r Yasası altında yapması gerekli yatırımları yerine getirdiğinden hizmetlerini 30/1996 sayılı Kamu Görevinde ve Diğer Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Yapılan Hizmetlerin Hesaplanması Yasası altında saydırarak 1.3.1999 tarihinden itibaren Ekonomi ve- Maliye Bakanlığından 30/1996 sayılı Yasa kapsamında emekli maaşı almağa başlamıştır. Keza, K.T.Sosyal Sigortalar Yasası altındaki hizmetlerine de ayni tarihten itibaren emekli maaşı almağa başlamıştır.

Davalı, Davacının 30/1996 sayılı Yasa altında gerek- kamu görevinin, gerekse siyasal kamu görevlerinin ve mücahitlik hizmetlerinin toplamı üzerinden emekli maaşı almağa hak kazandığı ve emekli maaşı almaya başladığı nedeniyle bu davadaki iddiaları ileri sürmekten hukuken men olunduğunu, ön itiraz olarak, id-dia etti.

Bu safhada Davalının ön itirazını ele almayı uygun bulduk. Yasa ile verilen haklar ancak yasa ile geri alınabilir. Davacıya tanınan yasal haklar ancak yasa ile geri alınabileceğine göre 26/1977 ve 52/87 sayılı Yasalar altında daha geniş haklar- elde etmekten Davacının hukuken men olunduğu iddiası bir yasaya karşı kullanılamayacağı gibi böyle bir argümanın da yapılamayacağı kanısındayız. Bu nedenle ön itiraz reddolunur.

Davanın esasına gelince; Davacının iddiasına göre, kamu ve siyasal kamu gör-evindeki fiili hizmetinin toplamı 10 yılın üzerinde olduğunu, bu nedenle emekli maaşına hak kazandığını iddia etmektedir.

Davalı ise, sair şeyler yanında, Davacının kamu ve siyasal kamu görevinde 10 yıldan fazla hizmeti olmasına rağmen, emekli olabilmesi- için Davacının 25 yıl fiili hizmeti olması gerektiğini savundu.

Yukarıda özetlenen olgulardan görüleceği gibi taraflar arasında dava ile ilgili olgulara ilişkin bir farklılık olmayıp sadece emekli olunabilmesi için fiili hizmet yıllarının farklı şekilde- yorumlanmasından kaynaklanan görüş ayrılıkları mevcuttur.

Siyasal kamu görevlilerinin emeklilik hakkı 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasası'nın 10. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde ise aynen şöyledir:
"10. (1) Siyasal Kamu Görevlileri bu Yas-ada konan özel
kurallara ve Emeklilik Yasasına bağlı olarak emeklilik hakkına sahiptir.

(2) Bu kısım kuralları ile Emeklilik Yasası birlikte
değerlendirilir ve siyasal kamu görevlilerinin
emeklil-ik işlemleri ve emeklilik hak ve
menfaatleri ona göre hesaplanır."

Yukarıda alıntısı yapılan 10. maddeden de görüleceği gibi, siyasal kamu görevi ifa eden kamu görevlileri konu yasada konan özel kurallara ve 26/1977 sayılı Emeklilik Yasas-ına bağlı olarak emeklilik hakkına sahip olup, bu kurallar ile Emeklilik Yasası birlikte değerlendirilerek emeklilik işlemleri ile emeklilik hak ve menfaatleri ona göre hesaplanmaktadır.

Olgulardan görülebileceği gibi, Davacı bir siyasal kamu görevlisi -idi. 52/87 sayılı Yasanın özel kurallar bölümü incelendiğinde, siyasal kamu görevlilerinin emekliye ayrılmaları ve emeklilik hakkı kazandıran hizmetleri emeklilik hak ve menfaatleri açısından esas alınacak hizmet yıllarının hesaplanması hakkında 12,13,14 v-e 15. maddelerde özel hükümler bulunduğu görülecektir. Ancak 12 ve 15. maddeler A.M.20/87 (D.9/88) sayılı iptal davasında Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Dolayısıyle konu Yasanın 12 ve 15. maddelerinin Davacıya uygulanması olanaksızdır.

Dav-acı talep takririnde Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin 2. fıkrasına göre bir dönemden fazla Milletvekilliği yapmış olması nedeniyle en az fiili hizmet yılı koşulu aranmadan emeklilik hakkı kazanması gerektiğini iddia etmiştir. Yukarıda beli-rtilenlere ek olarak Davacı, kamu görevinde bulunmuş ancak "en az fiili hizmet yılı" koşulunu tamamlamadan siyasal kamu görevine seçildiğini bu nedenle Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin (5). fıkrası tahtında emeklilik hakkı kazanması gerekt-iğini iddia etmiştir.
52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesi ile (2) ve (5). fıkraları aynen şöyledir.

"13. Kamu görevinde iken Siyasal kamu görevine seçilen
veya atananlar, aşağıda öngörülen kurallar çerçevesinde emekliye ayrı-lırlar ve emeklilik hak ve menfaatlerden yararlanırlar:
................
Kamu görevinde, "en az fiili hizmet yılı" koşulunu tamamlamadan siyasal kamu görevine seçilen veya atanan kamu görevlilerinin, gerek kamu görevinde gerekse siyasal kamu görevinde geç-en emeklilik hakkı kazandıran hizmetleri kesintili olup olmadığına bakılmaksızın birleştirilerek bir bütün olarak hesaplanır ve bu hizmetler fiili hizmet olarak işlem görür ve siyasal kamu görevleri sona erince en az fiili hizmet yılı koşulu yerine gelmişs-e kendi tercihine göre Emeklilik Yasasının 5. maddesi kuralları çerçevesinde bu bütünleştirilmiş hizmet süresi üzerinden emekliye ayrılırlar.
Ancak en az fiili hizmet yılı koşulu bir yasama dönemi milletvekilliği yapanlar için aranır.
.................
-.................
Değişik zamanlarda kamu görevlisi olarak veya bu Yasanın 11.inci maddesinde belirtilen siyasal kamu görevlerinde Yasama Meclisi veya Kurucu Meclis üyesi veya Milletvekili olarak fiilen görev yapan hak sahiplerinin emeklilik hak ve menfaat-ları, emeklilik hakkı kazandıran tüm hizmetleri, hizmetlerinin kesintili olup olmadığına bakılmaksızın, bir bütün olarak ele alınarak Emeklilik Yasası kuralları uyarınca hesaplanır ve uygulama yapılır.
Ancak, daha önce almış olduğu ikramiye tutarı, alacağ-ı ikramiye tutarından indirilir."

-Görülüyor ki Yasanın 13. başlangıç maddesi kamu görevinde iken siyasal kamu görevine seçilen veya atananlar'dan bahsetmektedir. O halde, Yasanın 13. başlangıç maddesine göre kamu görevinde iken, arada hiç kesinti olmadan, siyasal kamu görevine seçilme bir- ön koşuldur. Böyle bir ön koşul yerine getirilmemesi halinde bu madde ve kurallarından yararlanmak olanaksızdır. Olgulara göre Davacı kamu veya siyasal kamu görevi sona erdikten uzun bir aradan sonra 25.12.1993 tarihinde Milletvekili seçildi. Bu durumda D-avacı Yasanın 13. başlangıç maddesinde belirtildiği şekilde kamu görevinde iken siyasal kamu görevine, arada hiç kesinti olmadan, seçilmiş bir kişi değildir. Bir başka ifade ile, Davacı kamu görevinden siyasete geçmediği için Yasanın 13. başlangıç maddesi-nin kapsamında değildir. Bu nedenle Davacının Yasanın 13. maddesinin (2) ve (5). fıkralarından yararlanması söz konusu olamaz.

Hüseyin Celâl: ...............................................
..............................................................

B-aşsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad: ......................
..............................................................

Mahkeme : Davanın hüküm safhasında, hükmün 7. sayfasının 1. paragrafının sonuna gelindiğinde Davacı söz alarak hükmün dayandığı de-ğiştirilmiş şekliyle 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin sadece kamu görevinde iken siyasal kamu görevine geçenleri kapsadığı ve daha önce kamu görevinde bulunup ayrılmış olanları veya hiç kamu görevinde bulunmamışları kapsamad-ığı oranda Anayasanın 8. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu; aynı veya benzeri konuda daha önce Anayasa Mahkemesine havale yapılmadığını belirtip konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesini talep etmiştir.

Davalı konu maddenin davanın karar-a bağlanmasında etken olmadığı iddiasında bulunarak havalenin yapılmasına karşı çıkmıştır.

Durumu inceleyen Mahkememiz, Davacının iddia ettiği gibi, konu maddenin davanın karara bağlanmasında etken olduğu kanısına vararak Davalının iddiasını reddetmişti-r.

Bu nedenle, Mahkememiz, Değiştirilmiş şekliyle 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin Anayasanın 8. maddesine aykırı olup olmadığı hususunu karara bağlamak üzere Anayasa Mahkemesine sunulmasına karar verir.

Öte yandan Dav-alı, Mahkememizin Davacının konusunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesine karar verilmesi durumunda, kendisinin de 52/1987 sayılı yasanın 13. maddesinin (2). fıkrasındaki şart bendinin KKTC Anayasasının 1,7 ve 8. maddesine aykırı olduğu iddiasıyla konunu-n Anayasa Mahkemesine havalesini istemiştir. Davalı, devamla bu maddenin de daha önce Anayasa Mahkemesine gitmediğini belirtmiştir.

Davalının havale talebine Davacı herhangi bir itirazda bulunmamıştır.

Konuyu tezekkür eden Mahkememiz 52/1987 sayılı Si-yasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin 2. fıkrasının şart bendinin de KKTC Anayasasının 1,7 ve 8. maddelerine aykırı olup olmadığına karar vermesi amacıyla konunun Anayasa Mahkemesine sunulmasına karar verir.

Anayasa Mahkemesi konu hakkında kara-r verinceye dek bu davadaki tüm işlemler de durdurulur.

Celâl Karabacak : Davacı ve Davalı taraf Anayasa Mahkemesinde, havale konusu edilen ilgili maddelerin Anayasa'ya aykırılığını ileri sürmeyeceklerini bildirmeleri üzerine Anayasa Mahkemesi 20.9.2001 -tarihinde vermiş olduğu kararla 52/87 sayılı Yasanın havale ediliş şekliyle 13. maddesi ile 13(2) maddesinin Anayasaya aykırı olup olmadığının karara bağlanmasına gerek bulunmadığına ve gereğinin yapılması için dosyanın Mahkememize iadesine karar verdi. Şi-mdi de davanın hükmü kalındığı yerden Sayın Yargıç Seyit A. Bensen tarafından okunmaya devam edilecektir.

Seyit A. Bensen : 52/1987 sayılı Yasanın 14(2) maddesi, siyasal kamu görevinden emekliye ayrıldıktan sonra, yeniden siyasal kamu görevine seçilenler-, yeniden seçildikleri tarihte çekmekte oldukları emeklilik maaşlarını düzenlemektedir. Bu maddenin de, Davacı herhangi bir emeklilik maaşı çekmediğinden, Davacıya uygulanması sözkonusu olamaz. Bu durumda, konu ile ilgili 26/1977 sayılı Emeklilik Yasası hü-kümlerine bakmak gerekmektedir.

Dava konusu kararların alındığı tarihte yürürlükte bulunan ve 38/1987 ve 4/1990 sayılı yasalar ile değiştirilen 26/1977 sayılı Emeklilik Yasasının 5. maddesi şöyledir:
"5.(1) Bu Yasa veya başka bir yasa kuralına göre, -
emeklilik hakkı kazandıran, mücahitlik hizmetleri veya özel hizmet eklemeleri dışında, kamu görevinde Devlet kadrolarında fiili en az yirmi beş hizmet yılına hak kazanan kişi, emekliye ayrılınca, emeklilik amaçları için kabul edilen hizmetinin her tamamla-nmış ayı için, emeklilik amaçları için kabul edilen yıllık ödeneklerinin beş yüz on dörtte biri oranında yıllık bir emekli maaşına (azaltılmamış emekli maaşı) hak kazanır...
Ancak hak sahibi, böyle bir emekli maaşı yerine, sözkonusu emekli maaşının dört-te üçü oranında bir emekli maaşı (AZALTILMIŞ EMEKLİ MAAŞI) ile, emekliye ayrıldığı tarihteki en son brüt maaşı (.....) üzerinden emeklilik amaçları bakımından kabul edilen her tam hizmet yılına karşılık bir aylık brüt maaş tutarında ikramiye almayı tercih -edebilir. Artan hizmet ayları, son aylık brüt maaş esas alınarak orantılı olarak ödenir."

Yukarıda alıntısı yapılan 5. maddeye göre, herhangi bir şahsın emeklilik maaş ve her tam hizmet yılına karşılık bir aylık brüt maaş tutarında ikramiyeye hak kazanab-ilmesi için, mücahitlik hizmetleri veya özel hizmet eklemeleri dışında, kamu görevinde Devlet kadrolarında fiili en az yirmi beş yıl hizmet etmesi gerekmektedir.

Siyasal kamu görevlileri açısından, 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasası'nın 2. m-addesi "en az fiili hizmet yılı koşulu'nu şöyle yorumlamıştır.

" 2 Nisan 1985 tarihinden önce görevde olanlar için on
yıl;
2 Nisan 1985 tarihinden başlayarak 1 Temmuz 1987
tarihine kadar göreve atananlar için on beş yıl;
-1 Temmuz 1987 tarihinden sonra kamu görevine atananlar
için yirmi beş yıl olarak okunur ve yorumlanır."

Yasanın bu açık ve ileriye dönük hükmü karşısında 25.12.1993 tarihinde Milletvekili seçilen Davacı 1.7.1987 tarihinden sonra siyasal kamu gör-evine seçildiğinden gerek bu Yasanın gerekse 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının amir hükümlerine göre emeklilik maaş ve ikramiyesine hak kazanabilmesi için Devlet kadrolarında fiili en az yirmi beş hizmet yılı koşuluna tabi kılınmıştır. Fiili en az on hizmet- yılı koşuluna tabi olabilmesi için, Davacının 2.4.1985 tarihinden önce görevde olması ve arada hiç kesinti olmaksızın yeniden Milletvekilliği görevine seçilmesi gerekirdi. Halbuki Davacı 8.7.1985 tarihinde siyasal kamu görevinden ayrılmış, idare memurluğu- görevi ile Milletvekilliği görevinde geçen hizmetleri ve fiili mücahitlik hizmetleri bir bütün olarak hesaplanarak ayrıldığı tarihte fiili on yıl hizmeti bulunmadığından kendisine sadece ikramiye ödenmiştir. Davacı siyasal kamu görevinden ayrıldıktan uzun- bir süre sonra, 25.12.1993 tarihinde yeniden Milletvekili seçilmekle yasanın öngördüğü şekilde en az yirmi beş fiili hizmet yılı koşuluna tabi olmuştur.

Olgulara göre Davacı 9.12.1968 - 19.3.1970 tarihleri arasında idare memuru olarak, 13.7.1981 - 8.7.-1985 tarihleri arasında Milletvekili olarak ve 25.12.1993 - 18.12.1998 tarihleri arasında yine Milletvekilliği hizmeti ifa etmiştir. Davacının, Mücahitlik hizmeti dışındaki, fiili hizmet süreleri toplamı on yılın üzerindedir. Başka bir ifade ile bu süre 10- yıl 2 ay 28 gündür. Bu hizmetin tümü, kesintili olup olmadığına bakılmaksızın Emeklilik Yasası uyarınca emeklilik hakkı kazandıran hizmettir. Ancak Emeklilik Yasasının 5. maddesine göre herhangi bir şahsın emeklilik maaşı ve ikramiyesine hak kazanabilmesi- için, mücahitlik hizmetleri veya özel hizmet eklemeleri dışında, kamu görevinde Devlet kadrolarında fiili en az yirmi beş yıl hizmet etmesi gerekmektedir. Bu durumda Davacının Yasanın öngördüğü fiili en az yirmi beş hizmet yılı bulunmadığından Davacının i-dare memurluğu ve Milletvekilliği görevi olarak yaptığı 10 yıl 2 ay ve 28 günlük hizmeti emeklilik amaçları bakımından dikkate alınamaz. Nitekim Davalılar da bu süreyi haklı olarak, emeklilik maksatları bakımından dikkate almamışlardır.

Davacının Yasanı-n öngördüğü, mücahitlik ve özel hizmet eklemesi dışında, emeklilik hakkı kazandıran fiili hizmeti 25 yıldan az olduğuna göre 38/1987 sayılı yasa ile değiştirilen 26/1977 sayılı Emeklilik Yasasının 6. maddesi uyarınca sadece emeklilik ikramiyesi almaya hak -kazanmaktadır. 6. madde aynen şöyledir.
"6. Kamu görevinde Devlet kadrolarında emeklilik hakkı
kazandıran, mücahitlik hizmeti ve özel hizmet eklemeleri dışında, en az yirmi beş fiili hizmet yılına hak kazanmayan kişi, kamu görevinden ayrılınca, fiili h-izmeti ile fiili mücahitlik hizmetleri toplamı yirmi beş yılın üzerinde olup olmadığına bakılmaksızın birleştirilerek bu Yasanın 5. maddesi uyarınca tercih hakkını kullanmadan hak kazandığı yıllık emeklilik maaşının beş katı tutarında bir ikramiyeye hak ka-zanır."

Yukarıda alıntısı yapılan 6. maddeden de görüleceği gibi emeklilik hakkı kazandıran en az yirmi beş hizmet yılını tamamlamadan kamu görevinden ayrılan bir kişiye, sadece hak kazandığı yıllık emekli maaşının beş katı tutarında bir ikramiye ödenir.- Nitekim 1,648,017,234.TL tutarında bir emeklilik ikramiyesi Davalı tarafından Davacıya ödenmiş bulunmaktadır.

Yine değiştirilmiş şekliyle 26/1977 sayılı Emeklilik Yasasının 29. maddesine göre değişik zamanlarda emeklilik hakkı kazandıran hizmetlerde bu-lunan kamu görevlisi, Devletteki en son hizmetinden ayrılırken, muhtelif mevkiilerde kesintili olup olmadığına bakılmaksızın en az yirmi beş yıl çalışmış olması halinde, geçmişteki emeklilik hakkı kazandıran hizmeti ile yeniden hak kazandığı emeklilik hakk-ı kazandıran hizmeti birleştirilir ve emeklilik maaşı ikramiyesi ve diğer emeklilik menfaatleri bu birleştirilmiş hizmet üzerinden ödenir. Ancak geçmişte aldığı ikramiye tutarı son aldığından indirilir. Bu maddeye göre değişik zamanlarda emeklilik hakkı ka-zandıran hizmetlerde bulunan Davacının geçmişteki emeklilik hakkı kazandıran hizmeti ile yeniden hak kazandığı emeklilik hakkı kazandıran hizmetinin birleştirilmesi için, yine Devlette yirmi beş yıl çalışmış olma koşuluna tabidir. Davacının ise, daha önce -belirtildiği gibi, Devlette en az yirmi beş yıl çalışmışlığı mevcut değildir.

Davacının talebinde emeklilik menfaatleri hesaplanırken 1993 öncesi hizmetlerinin dikkate alınması ve mücahitlik hizmeti olarak yapmış olduğu mücahitlik süresinin iki katının -kendisine hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Davacının emeklilik menfaatleri hesaplanırken 1993 öncesi hizmetlerinin dikkate alınması gerektiği ile ilgili olarak; 8.7.1985 tarihinde siyasal kamu görevi sona eren Davacıya 14.8.198-5'de ödeme yapılırken 9.12.1968 - 19.3.1970 tarihleri arasındaki idare memurluğu görevi ile 13.7.1981 - 8.7.1985 tarihleri arasındaki Milletvekilliği görevi ve fiili mücahitlik süresi dikkate alınmıştır. Bu sürelerin yeniden dikkate alınmasını yasanın 6. m-addesi veya başka bir yasa maddesi cevaz vermemektedir.

Mücahitlik süresinin iki katının hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiği iddiasına gelince; Davacı mücahitlik süresinin iki katı olarak hesaplanması gerektiği hususunda o dönemde herhangi bir itir-azda bulunmamıştır. Davacının bu istemi emekliye ayrıldığı tarihten itibaren 75 günden çok uzun bir süre geçtiği cihetle, kanımızca, ileri gidemez. Kaldı ki, Davacının iddiasına benzer bir iddia YİM 146/90 (D.13/91) sayılı davada incelenmiş ve hükmün son p-aragrafında şöyle denmiştir.
"6. maddenin sözünden ve özünden anlaşılacağı gibi yasa
koyucu yasada belirlenen asgari fiili hizmet yılına hak kazanmayan bir kişinin kamu görevinden ayrılması halinde, sadece fiili hizmet ile fiili mücahitlik hizmetlerinin- hesaplanmasını istemiştir. Aksi takdirde bu maddede yer alan "fiili" sözcüğünün hiçbir anlamı kalmaz."

Bu durumda yasanın öngördüğü asgari fiili hizmet yılına hak kazanmayan Davacının fiili mücahitlik süresinin iki katının hesaplanmasına yasal olanak yo-ktur.

Yukarıda belirtilenler ışığında Davacı davasında başarılı olamamıştır ve davanın reddedilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak dava reddolunur.

Meselenin tüm ahval ve şeraitini dikkate alarak dava masrafları hususunda herhangi bir emir verilmez. -


Celâl Karabacak Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç

-5 Ekim 2001
-


13



-


Full & Egal Universal Law Academy