Yüksek İdare Mahkemesi Numara 23/1999 Dava No 13/2001 Karar Tarihi 29.06.2001
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 23/1999 Dava No 13/2001 Karar Tarihi 29.06.2001
Numara: 23/1999
Dava No: 13/2001
Taraflar: Hüseyin Celal ile Ekonomi ve Maliye Bakanlığı
Konu: Emekliliğin hesaplanması
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 29.06.2001

-D.13/2001 YİM 23/99

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti:Celâl Karabacak, Nevvar Nolan, Seyit A. Bensen.

Davacı : Hüseyin Celâl, Lefkoşa
- ile -
Davalı -: KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Davacı namına : Davacı bizzat
Davalı namına : Başsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad.

-------------------

H Ü K Ü M

Celâl Karabacak : Bu davada Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Seyit A. Bensen okuyacaktır.

Seyit A. Bensen : Davaya ilişkin olgular taraflar arasında ihtilâf konusu değildir. Olgular özetle şöyledir:

Dav-acı 9.12.1968 tarihinden 19.3.1970 tarihine kadar 1 yıl 3 ay 10 gün Adalet ve İçişleri Üyeliğinde idare memuru olarak görev yaptı. Daha sonra Davacı 1981 Milletvekilliği Seçimlerine katılarak milletvekili oldu ve 13.7.1981 tarihinden 8.7.1985 tarihine kada-r da 3 yıl 11 ay 25 gün milletvekilliği görevi yaptı. Davacı 14.4.1964 - 28.1.1966 tarihleri arasında Erenköy'de mücahitlik hizmeti ifa etti. (Erenköy'de mücahitlik hizmeti yasa gereği, süresine bakılmaksızın 2 yıl sayılır.)

Davacı, Devlet'deki en son h-izmeti olan siyasal kamu görevinden 8.7.1985 tarihinde ayrılırken kesintili olup olmadığına bakılmaksızın, idare memuru olarak yapmış olduğu kamu görevi ile siyasal kamu görevi ve fiili mücahitlik hizmetleri birleştirilmiştir. Birleştirme sonunda Davacının-, hizmetlerinin 7 yıl 3 ay 6 gün tuttuğu görüldü ve ona 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 6. maddesi uyarınca sadece Emeklilik ikramiyesi verilmesine karar verilmişti. Sözü edilen ikramiye 14.8.1985 tarihinde ödenmiştir.

Uzun bir süre serbest çalıştıktan -sonra Davacı, 1993 milletvekilliği seçimlerine katılarak yine milletvekili seçildi ve 25.12.1993 tarihinden 18.12.1998 tarihine kadar 4 yıl 11 ay 23 gün Milletvekilliği görevini yaptı. Bu süre içerisinde 13.12.1995 tarihinden 16.8.1996 tarihine kadar Sağlı-k Bakanlığı görevini yaptı.

Davacı, 6.12.1998 tarihinde yapılan Milletvekilliği Genel Seçimlerinde aday olmuş, ancak kazanamamıştır. Bunun üzerine emeklilik menfaatlerinin ödenmesi için Davalıya başvurdu.

18.12.1998 tarihinde Milletvekilliği sona eren -Davacıya emeklilik menfaatlerinin ödenmesi için yapılan çalışmalarda Davacının en son Milletvekilliği görevi yaptığı süre 4 yıl 11 ay 23 gün olarak hesaplandı ve ona sadece 1,648,017,234.TL emeklilik ikramiyesi ödendi. Bunun üzerine Davacı, Hazine ve Muhas-ebe Dairesi Müdürlüğüne 27.12.1998 tarihli bir yazı göndererek kendisine ödenen meblağın hangi yasa maddesine dayanılarak yapıldığını ve hesaplamanın aşamalarının tarafına bildirilmesini istedi. Davalı, Davacıya cevaben gönderdiği HMDP 33399 sayı ve 31.12.-1998 tarihli emare 7 yazısında 26/1977 sayılı Emeklilik Yasasının 6. maddesi uyarınca 25.12.1993 - 18.12.1998 tarihleri arası 4 yıl 11 ay 23 gün siyasal kamu görevi hizmeti ve Bakanlık mevkii üzerinden ikramiye olarak 1,648,017,234.TL hesaplama yapılmış ol-duğunu bildirdi. Bu yanıt üzerine Davacı 23.2.1999 tarihinde işbu davayı ikame ederek:
Davalının, Davacı ile ilgili olarak aldığı ve Davacının 26/1977 sayılı Emeklilik Yasası ve 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasası kuralları çerçevesinde herhang-i bir emekli maaşına hak kazanmayacağına ilişkin kararın ve/veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğunu ve herhangi bir sonuç doğurmayacağını öngören bir hüküm ve/veya;
Davalının Davacıya yazdığı 31 Aralık 1998 tarih ve HMDP 33399 sayılı yazısında b-elirttiği gibi sadece 4 yıl 11 ay 23 gün üzerinden ve sadece 1,648,017,234.TL ikramiye tahakkuk ettirilmesine, Davacının emeklilik menfaatleri hesaplanırken 1993 öncesi hizmetlerinin dikkate alınmamasına, mücahitlik hizmetlerinin ikiyle çarpılarak hesaplan-mamasına ve Davacının her hizmet yılına karşılık kendisine ikramiye olarak bir brüt maaş ödenmemesine ilişkin karar veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğunu ve herhangi bir sonuç doğurmayacağını öngören bir hüküm talep etmiştir.

Davacı bu arada -bu davayı ikame etmeden önce 14.2.1999 tarihinde Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürlüğüne müracaat ederek konu ile ilgili sair haklarına halel gelmeksizin 30/1996 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Hizmetlerin Hesaplanması Yasası altında gerekli işlemle-rin yapılarak emeklilik menfaatlerinin hesaplanmasını ve 1.3.1999 tarihinden itibaren uygulamaya konmasını talep etti.

Davacı, takriben 1977 yılından 1995 yılına kadar Avukatlık mesleğini icra etmiş ve serbest işveren olarak Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar- Yasası altında yapması gerekli yatırımları yerine getirdiğinden hizmetlerini 30/1996 sayılı Kamu Görevinde ve Diğer Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Yapılan Hizmetlerin Hesaplanması Yasası altında saydırarak 1.3.1999 tarihinden itibaren Ekonomi ve -Maliye Bakanlığından 30/1996 sayılı Yasa kapsamında emekli maaşı almağa başlamıştır. Keza, K.T.Sosyal Sigortalar Yasası altındaki hizmetlerine de ayni tarihten itibaren emekli maaşı almağa başlamıştır.

Davalı, Davacının 30/1996 sayılı Yasa altında gerek -kamu görevinin, gerekse siyasal kamu görevlerinin ve mücahitlik hizmetlerinin toplamı üzerinden emekli maaşı almağa hak kazandığı ve emekli maaşı almaya başladığı nedeniyle bu davadaki iddiaları ileri sürmekten hukuken men olunduğunu, ön itiraz olarak, idd-ia etti.

Bu safhada Davalının ön itirazını ele almayı uygun bulduk. Yasa ile verilen haklar ancak yasa ile geri alınabilir. Davacıya tanınan yasal haklar ancak yasa ile geri alınabileceğine göre 26/1977 ve 52/87 sayılı Yasalar altında daha geniş haklar -elde etmekten Davacının hukuken men olunduğu iddiası bir yasaya karşı kullanılamayacağı gibi böyle bir argümanın da yapılamayacağı kanısındayız. Bu nedenle ön itiraz reddolunur.

Davanın esasına gelince; Davacının iddiasına göre, kamu ve siyasal kamu göre-vindeki fiili hizmetinin toplamı 10 yılın üzerinde olduğunu, bu nedenle emekli maaşına hak kazandığını iddia etmektedir.

Davalı ise, sair şeyler yanında, Davacının kamu ve siyasal kamu görevinde 10 yıldan fazla hizmeti olmasına rağmen, emekli olabilmesi -için Davacının 25 yıl fiili hizmeti olması gerektiğini savundu.

Yukarıda özetlenen olgulardan görüleceği gibi taraflar arasında dava ile ilgili olgulara ilişkin bir farklılık olmayıp sadece emekli olunabilmesi için fiili hizmet yıllarının farklı şekilde -yorumlanmasından kaynaklanan görüş ayrılıkları mevcuttur.
Siyasal kamu görevlilerinin emeklilik hakkı 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasası'nın 10. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde ise aynen şöyledir:

"10. (1) Siyasal Kamu Görevlileri bu Yasa-da konan özel
kurallara ve Emeklilik Yasasına bağlı olarak emeklilik hakkına sahiptir.
(2) Bu kısım kuralları ile Emeklilik Yasası birlikte
değerlendirilir ve siyasal kamu görevlilerinin
emeklilik- işlemleri ve emeklilik hak ve
menfaatleri ona göre hesaplanır."

Yukarıda alıntısı yapılan 10. maddeden de görüleceği gibi, siyasal kamu görevi ifa eden kamu görevlileri konu yasada konan özel kurallara ve 26/1977 sayılı Emeklilik Yasasın-a bağlı olarak emeklilik hakkına sahip olup, bu kurallar ile Emeklilik Yasası birlikte değerlendirilerek emeklilik işlemleri ile emeklilik hak ve menfaatleri ona göre hesaplanmaktadır.

Olgulardan görülebileceği gibi, Davacı bir siyasal kamu görevlisi id-i. 52/87 sayılı Yasanın özel kurallar bölümü incelendiğinde, siyasal kamu görevlilerinin emekliye ayrılmaları ve emeklilik hakkı kazandıran hizmetleri emeklilik hak ve menfaatleri açısından esas alınacak hizmet yıllarının hesaplanması hakkında 12,13,14 ve -15. maddelerde özel hükümler bulunduğu görülecektir. Ancak 12 ve 15. maddeler A.M.20/87 (D.9/88) sayılı iptal davasında Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Dolayısıyle konu Yasanın 12 ve 15. maddelerinin Davacıya uygulanması olanaksızdır.

Davac-ı talep takririnde Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin 2. fıkrasına göre bir dönemden fazla Milletvekilliği yapmış olması nedeniyle en az fiili hizmet yılı koşul aranmadan emeklilik hakkı kazanması gerektiğini iddia etmiştir. Yukarıda belirti-lenlere ek olarak Davacı, kamu görevinde bulunmuş ancak "en az fiili hizmet yılı" koşulunu tamamlamadan siyasal kamu görevine seçildiğini bu nedenle Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin (5). fıkrası tahtında emeklilik hakkı kazanması gerektiği-ni iddia etmiştir.
52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesi ile (2) ve (5). fıkraları aynen şöyledir.
"13. Kamu Görevinde iken Siyasal Kamu Görevine seçilen
veya atananlar, aşağıda öngörülen kurallar çerçevesinde emekliye ayrılırl-ar ve emeklilik hak ve menfaatlerden yararlanırlar:
................
Kamu görevinde, "en az fiili hizmet yılı" koşulunu tamamlamadan siyasal kamu görevine seçilen veya atanan kamu görevlilerinin, gerek kamu görevinde gerekse siyasal kamu görevinde geçen e-meklilik hakkı kazandıran hizmetleri kesintili olup olmadığına bakılmaksızın birleştirilerek bir bütün olarak hesaplanır ve bu hizmetler fiili hizmet olarak işlem görür ve siyasal kamu görevleri sona erince en az fiili hizmet yılı koşulu yerine gelmişse ke-ndi tercihine göre Emeklilik Yasasının 5. maddesi kuralları çerçevesinde bu bütünleştirilmiş hizmet süresi üzerinden emekliye ayrılırlar.
Ancak en az fiili hizmet yılı koşulu bir yasama dönemi milletvekilliği yapanlar için aranır.
.................
....-.............
Değişik zamanlarda kamu görevlisi olarak veya bu Yasanın 11.inci maddesinde belirtilen siyasal kamu görevlerinde Yasama Meclisi veya Kurucu Meclis üyesi veya Milletvekili olarak fiilen görev yapan hak sahiplerinin emeklilik hak ve menfaatları-, emeklilik hakkı kazandıran tüm hizmetleri, hizmetlerinin kesintili olup olmadığına bakılmaksızın, bir bütün olarak ele alınarak Emeklilik Yasası kuralları uyarınca hesaplanır ve uygulama yapılır.
Ancak, daha önce almış olduğu ikramiye tutarı, alacağı ik-ramiye tutarından indirilir."

-Görülüyor ki Yasanın 13. başlangıç maddesi kamu görevinde iken siyasal kamu görevine seçilen veya atananlar'dan bahsetmektedir. O halde, Yasanın 13. başlangıç maddesine göre kamu görevinde iken, arada hiç kesinti olmadan, siyasal kamu görevine seçilme bir- ön koşuldur. Böyle bir ön koşul yerine getirilmemesi halinde bu madde ve kurallarından yararlanmak olanaksızdır. Olgulara göre Davacı kamu veya siyasal kamu görevi sona erdikten uzun bir aradan sonra 25.12.1993 tarihinde milletvekili seçildi. Bu durumda D-avacı Yasanın 13. başlangıç maddesinde belirtildiği şekilde kamu görevinde iken siyasal kamu görevine, arada hiç kesinti olmadan, seçilmiş bir kişi değildir. Bir başka ifade ile, Davacı kamu görevinden siyasete geçmediği için Yasanın 13. başlangıç maddesi-nin kapsamında değildir. Bu nedenle Davacının Yasanın 13. maddesinin (2) ve (5). fıkralarından yararlanması söz konusu olamaz.

Hüseyin Celâl: ...............................................
..............................................................

B-aşsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad: ......................
..............................................................

Mahkeme : Davanın hüküm safhasında, hükmün 7. sayfasının 1. paragrafının sonuna gelindiğinde Davacı söz alarak hükmün dayandığı de-ğiştirilmiş şekliyle 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin sadece kamu görevinde iken siyasal kamu görevine geçenleri kapsadığı ve daha önce kamu görevinde bulunup ayrılmış olanları veya hiç kamu görevinde bulunmamışları kapsamad-ığı oranda Anayasanın 8. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu; ayni veya benzeri konuda daha önce Anayasa Mahkemesine havale yapılmadığını belirtip konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesini talep etmiştir.

Davalı konu maddenin davanın karar-a bağlanmasında etken olmadığı iddiasında bulunarak havalenin yapılmasına karşı çıkmıştır.

Durumu inceleyen Mahkememiz, Davacının iddia ettiği gibi, konu maddenin davanın karara bağlanmasında etken olduğu kanısına vararak Davalının iddiasını reddetmişti-r.

Bu nedenle, Mahkememiz, Değiştirilmiş şekliyle 52/1987 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin Anayasanın 8. maddesine aykırı olup olmadığı hususunu karara bağlamak üzere Anayasa Mahkemesine sunulmasına karar verir.

Öte yandan Dav-alı, Mahkememizin Davacının konusunu Anayasa Mahkemesine havale edilmesine karar verilmesi durumunda, kendisinin de 52/1987 sayılı yasanın 13. maddesinin (2). fıkrasındaki şart bendinin KKTC Anayasasının 1,7 ve 8. maddesine aykırı olduğu iddiasıyla konunun- Anayasa Mahkemesine havalesini istemiştir. Davalı, devamla bu maddenin de daha önce Anayasa Mahkemesine gitmediğini belirtmiştir.

Davalının havale talebine Davacı herhangi bir itirazda bulunmamıştır.

Konuyu tezekkür eden Mahkememiz 52/1987 sayılı Siy-asal Kamu Görevlileri Yasasının 13. maddesinin 2. fıkrasının şart bendinin de KKTC Anayasasının 1,7 ve 8. maddelerine aykırı olup olmadığına karar vermesi amacıyla konunun Anayasa Mahkemesine sunulmasına karar verir.

Anayasa Mahkemesi konu hakkında karar- verinceye dek bu davadaki tüm işlemler de durdurulur.


Celâl Karabacak Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
- Yargıç Yargıç Yargıç


29 Haziran 2001
-


3



-


Full & Egal Universal Law Academy