Yüksek İdare Mahkemesi Numara 225/2011 Dava No 29/2014 Karar Tarihi 01.07.2014
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 225/2011 Dava No 29/2014 Karar Tarihi 01.07.2014
Numara: 225/2011
Dava No: 29/2014
Taraflar: Fatma Öztabay ile Bakanlar Kurulu ve Alsancak Belediyesi arasında
Konu: Kamulaştırma - Kamulaştırma ihbarı ile kamulaştırma emrinin iptali istemi - Kamulaştırmanın temel unsurları ( sebep, maksat, bedel)- Kamu yararı - Kamulaştırmanın kamu yararı düşünülerek yapılması gereği - Hukuka aykırılık - İdari karar - Yetki aşımı ve yetkinin kötüye kullanılması - Kamulaştırma kararının ve ona bağlı işlemlerin sebep, maksat ve şekil yönünden sakat olduğu nedeniyle iptal edilmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 01.07.2014

-D. 29/2014 YİM: 225/2011


Yüksek İdare Mahkemesinde.


Anayasanın 152. maddesi hakkında.


Mahkeme Heyeti : Talat D.Refiker, Ahmet Kalkan, Mehmet Türker


Davacı : Fatma Öztabay, Şht. Münür Sokak, Alsancak, Girne.-

ile

Davalı : 1. Bakanlar Kurulu vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa.
2. Alsancak Belediyesi, Alsancak Belediyesi Başkanı,
Başkan Yardımcısı, Belediye Meclis Üyeleri ve
Alsancak Hemşehrileri, Alsancak - Girne.


A r a s ı- n d a.


Davacı namına : Avukat Feyzi Hansel hazır.
Davalı No.1 namına : Kıdemli Savcı İlter Koyuncuoğlu hazır
Davalı No.2 namına : Avukat Süleyman Dolmacı hazır.



-----------------


H Ü K Ü M



Talat D.Refiker : Bu başvuruda, M-ahkemenin kararını, Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.


Ahmet Kalkan :Davacı, Girne Alsancak'ta adına kayıtlı iş yeri ile ilgili ısdar olunan kamulaştırma ihbarı ve kamulaştırma emrinin iptali için Davalılar aleyhine bu davayı dosyaladı.

TALEP :

-Davacının Mahkemeden talebi şöyledir;

Davalı No.1'in 23.11.2011 tarihinde almış olduğu ve Davacının adında kayıtlı bulunan Girne - Alsancak'ta Yayla Mahallesi - Köyiçi mevkiinde kain, Pafta No: XI, Harita No.16 W.2 E2, Parsel No.53/4 referanslı zemin kat-taki iki oda ve 3 tuvaletten müteşekkil iş yerinin kamulaştırılmasına ilişkin emri onaylayan K(11) 1660-2011 sayılı kararının hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair Mahkeme kararı;
6.12.11 tarih ve 207 sayılı Resmi Ga-zete Ek III sayfa 1210'da yayınlanmış olan ve Davacının adında kayıtlı bulunan (A) paragrafında tafsilatı verilen taşınmaz malın kamulaştırılmasını emreden A.E.648 sayılı Kamulaştırma Emrinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağı-na dair Mahkeme kararı.


TALEP TAKRİRİ:

Davacı, talep takririnde davasını dayandırdığı hukuki esasları belirttikten sonra, özetle, konu taşınmaz malın kayıtlı sahibi olduğunu, annesi Ayşe Subaşı'dan kendisine intikâl eden taşınmaz malın, Larnaka'daki ma-llarına karşılık eşdeğer olarak verildiğini, Davalı No.2 ile yıllardan beri süregelen ihtilafları bulunduğunu, defalarca davada tafsilatı verildiği gibi davalaştıklarını, Davalı No.2'nin kendi kullanım alanlarına tecavüz ettiğini, Mahkeme kararı ile bu müd-ahaleleri engellediklerini, Davalı No.2'nin 21.5.2009 tarihinde toplanarak malın kamulaştırılması için karar aldığını, ancak bu kararın hiçbir zaman uygulanmadığını, 18.5.2011 tarihinde yasaya aykırı olarak toplanan Belediye Meclisinin tekrar kamulaştırma -kararı aldığını, bu kararı İçişleri Bakanlığına, Başsavcılığa ve Sayıştaya bildirdiğini, 3.8.2011 tarihinde, Bakanlık tarafından Bakanlar Kuruluna gönderilen kamulaştırma önergesinin, aynı tarihte onaylanarak Resmi Gazete'de yayımlandığını, karara Avukatı -vasıtasıyla 18.8.2011 tarihinde itiraz ettiğini, Davalı No.1'in 23.11.2011 tarihinde dava konusu kararı alarak kamulaştırmayı onayladığını, kamulaştırmanın hukuka aykırı husumet, siyasi hesap ve kötü niyet ürünü olduğunu iddia ederek, iptalini talep etti. -


MÜDAFAA TAKRİRİ:

Davalı No.1 tarafından dosyalanan müdafaa takririnde, Davacının iddiaları reddedilerek, kamulaştırma ihbarının hukuka uygun şekilde onaylandığı, Davacının davasının reddedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

Davalı No.2, dosyaladığı- müdafaa takririnde özetle, Davacının taşınmaz malı ile ortak kullanım alanlarının bulunduğunu, bu durumun, foseptik kuyu, elektrik bağlantıları ve su deposu sorunları yarattığını, mevcut hali ile binada belediye hizmetlerinin sağlıklı şekilde yürütülmesi -imkânı olmadığını, binanın gelişiminin sağlanamadığını, mevcut hali ile kamu hizmetlerinin sürdürülebilmesinin ciddi surette aksadığını, binanın yetersiz kaldığını, belediye hizmetlerinin daha sağlıklı ve rahat şekilde sunulabilmesi için kamulaştırmaya iht-iyaç duyulduğunu, siyasi hesap, husumet, kötü niyet veya başka bir gayelerinin olmadığını, dolayısıyla davanın iptali gerektiğini ileri sürmüştür.


OLGULAR:

Davanın duruşmasında, 1'den 14'e kadar sayılandırılmış 14 adet yazılı belge emare olarak ibraz -edilmiştir.

Davacı, davasında bizzat şahadet vererek, eşi Osman Öztabay'ı tanık olarak dinletti.

Davalı No.2, Alsancak Belediyesinde inşaat mühendisi olarak çalışan Barış Ülver ve Belediye Başkanı Yücel Atakara'yı tanık olarak dinletti.

Davalı No.1-, herhangi bir tanık çağırmadı.

Mahkeme heyeti, 27.3.2014 tarihinde Alsancak'a giderek, kamulaştırmaya konu taşınmaz malı yerinde gördü.

Sunulan şahadet, ibraz edilen emareler ve dava layihaları ışığında dava ile ilgili olguları aşağıdaki gibi tespit ed-eriz.

Girne - Alsancak, Yayla Mahallesi, Köyiçi mevkii, Parsel 53/4'de kain, 8791 kayıt No.lu taşınmaz mal, Davacının annesi Ayşe Hasan Subaşı adına kayıtlı idi.

Konu mal Ayşe Hasan Subaşı'na Larnaka'da terkettiği taşınmaz mallara karşılık eşdeğer olar-ak verilmiştir.

Ayşe Hasan Subaşı, 26.6.2009 tarihinde, dava konusu taşınmaz malı kızı Fatma Öztabay'a bağış yolu ile devretti.

Bu dava ile ilgili zamanlarda ve halen Davacı, konu taşınmaz malın kayıtlı sahibidir.

Dava konusu taşınmaz mal, Emare No.1- taşınmaz mal koçanına göre, seri plan No.T.2170, dosya plan No.1'de görülen zemin katta 2 No. ile gösterilen 2 oda ve 3 tuvaletten ibaret iş yeridir.

Emare No.1 taşınmaz mal koçanına göre, alanı 1 dönüm 2 evlek 3300 ayakkare olan Parsel 53/4 ile, bu par-selin üzerindeki binanın ortak olarak kullanılan kısımlarının tasarrufu, Fasıl 224'ün 6. maddesi kurallarına tabidir.

Davacının iş yerinin bulunduğu parsel üzerindeki diğer bina ve ekler, Alsancak Belediyesinin tasarrufunda olup, bu kısımda belediye hizm-etleri görülmektedir.

Duruşmada ortaya çıkan olguya göre, Alsancak Belediyesi adına henüz taşınmaz mal koçanı ısdar edilmemiş olup, adına T cetveli düzenlenmiştir.

Alsancak kasabasının içerisinde yer alan binanın, 1974'ten önce pastahane olarak kullanıl-an dükkan kısmı Davacının ailesine verildi. Davacı ve ailesi, konu iş yerini aynı şekilde çalıştırmaya başladı. Daha sonra parsel içerisinde yer alan sinema, çarşı ve ambar olarak kullanılan büyük kısımlar ve binanın üst tarafı, Alsancak Belediyesine tahs-is edildi.

2005 yılına kadar normal şekilde devam eden ilişkiler, 2005 yılında, Belediye tarafından dükkanın müşterek kullanım alanlarına müdahalesi ile taraflar arasında davalaşmalara dönüştü.

21.5.2009 tarihinde, Alsancak Belediyesi Meclisi toplanara-k, Ayşe Subaşı adındaki konu malın kamulaştırılması için oy birliği ile karar aldı(Emare No.4).

Bu karar uygulanmadığı gibi, 11.5.2010 tarihinde Girne Kaza Mahkemesinde 2771/2009 sayılı davada verilen kararla, Alsancak Belediyesinin, konu taşınmaz malın -havalandırma kısmını tahliye etmesi ve boş olarak Davacıya teslim etmesi için hüküm verildi.

Alsancak Belediye Meclisi, 18.5.2011 tarihinde Başkan ve 8 üyesi ile toplandı. Toplantıda 5. gündem maddesi olarak mezkur taşınmaz malın kamulaştırılması görüşül-dü ve aşağıdaki karar alındı (Emare No.6).


"Belediye binası altında bulunan dükkanın kamu yararına
istimlak edilmesi gerekmektedir. Bu konu daha önceden Mahkemede konuşulmuştur. Karşı tarafla da uzlaşı sağlanmıştır. Kamulaştırılmak istenen dükkan beled-iye binasının altında yer almaktadır. Belediyemiz tüm hizmetlerini belediye binalarında yönetmektedir. Konu dükkanın belediye dışında bir kimseye (Ayşe Subaşı'ya) koçanlanması belediyemizin çalışmalarına olumsuz bir etki yapmaktadır.
Bu dükkanın kamulaştır-ılarak Belediyenin mülkiyetine verilmesi durumunda, her yönden daha rahat hizmet verebilmesi imkanı elde edilecektir. Bu görüş ve gerekçelerle konuyu meclis üyelerinin görüşlerine sunuyoruz. Belediyemizin hizmet alanlarının genişlemesiyle (Muhtarlıkların b-ağlanması) daha yoğun bir çalışma ortamında bulunmamız gerektiği de dikkate alınmıştır. Yukarıdaki görüş ve gerekçelerle kamulaştırma işlemini (istimlak kararını) meclisimiz oy çokluğu ile karara bağladı.
Bu kararın ileriye götürülmesi için Başkan'a yetki- verildi."


26.5.2011 tarihinde, 4 meclis üyesi, İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığına Emare No.7 yazıyı göndererek, konu kamulaştırmanın, 4 Belediye Meclis Üyesi ile usulüne ve yasaya aykırı olarak alındığını bildirdi ve haklarında işlem yapılmasını t-alep etti.

5.7.2011 tarihinde İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı, Bakanlar Kuruluna Emare No.8 öneride bulundu ve istimlâkın Resmi Gazete'de yayımlanmasını talep etti.

13.7.2011 tarihinde Bakanlar Kurulu bu önergeyi Resmi Gazete'de yayımlanmaması ka-ydıyla reddetti.

İçişleri Bakanı daha sonra Emare No.9 önergeyi Bakanlar Kuruluna sundu. Bakanın önergesi aynen şöyledir:



"Belirtilenler ışığında konunun Bakanlar Kurulunda
görüşülerek kamulaştırma bedelinin Alsancak Belediyesince karşılanması ve s-aptanacak olan istimlak bedelinin tümüyle ödenmesi veya ödeme planı konusunda Belediye ile ilgili şahıs arasında mutabakat sağlanması koşuluyla, 15/1962 sayılı Zorla Mal İktisabı Yasası'nın 4. maddesine uygun olarak hazırlanan ekli kamulaştırma ihbarının R-esmi Gazete'de yayınlanması."



Bakanlar Kurulu, 3.8.2011 tarihinde, kamulaştırma ihbarını onayladı.

Kamulaştırma ihbarı 11.8.2011 tarihinde, 133 sayılı Resmi Gazete'nin Ek III'ünde AE 429 altında yayımlandı ve itirazı olanların 15 gün içerisinde, itir-azlarını Alsancak Belediye Başkanlığına bildirmeleri istendi.

18.8.2011 tarihinde Davacı, itirazını, Avukatı vasıtasıyla Davalı No.2 Alsancak Belediyesine sundu.

2.11.2011 tarihinde Davalı No.2, Avukatı vasıtasıyla Davacı Avukatına bir yazı gönderere-k, itirazı reddettiklerini bildirdi.

Bakanlar Kurulu, 23.11.2011 tarihinde kamulaştırma emrini onayladı.

6.12.2011 tarih ve 207 sayılı Resmi Gazete Ek III sayfa 1210'da kamulaştırma emri Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Resmi Gazete'de yayımlanan emi-r şöyledir:.

"11.8.2011 tarihli KKTC Resmi Gazetesi'nin Ek III'de
yayımlanan 430 sayılı Amme Enstrümanı ile yayınlanmış olan kamulaştırma ihbarında kamulaştırmayı yapan makam olan Alsancak Belediyesi tarafından adı geçen ihbarda tanımlanan ve bu em-irnamede işyeri olarak anılan taşınmaz malı kamulaştırmanın Alsancak Belediyesi'nin yasal amaçlarının sağlanması ve ilerlemesi maksatları bakımından zorunlu olduğunun yayınlandığı ve taşınmaz mal üzerinde herhangi bir hak ve menfaati olan ve kamulaştırma i-hbarına itirazı bulunanların kanıtlayıcı ve destekleyici belgeleri ile birlikte ihbarda belirtilen süre içerisinde itirazların Alsancak Belediyesine bildirilmesi istendiği;
Ve belirtilen süre içerisinde Fatma Öztabay'ın Avukatı Feyzi Hansel tarafından 18.-8.2011 tarihinde Alsancak Belediye Başkanlığına itirazda bulunduğu ve bu itirazın Alsancak Belediye İdaresi tarafından reddedilerek kamulaştırma ihbarında tanımlanan taşınmaz malın belirtilen maksatlar için kamulaştırılmasının uygun bulunmasına binaen bahs-e konu taşınmaz malın 15/1962 sayılı Zorla Mal İktisabı Yasası'na uygun olarak kamulaştırılmasını emreder."


Bu emir Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra, 21.12.2011 tarihinde, Alsancak Belediyesi Meclisi oy çokluğu ile aşağıdaki kararı aldı (Yazıldığı şe-kliyle).


"Gündem 3. Belediye binası ile ilgili olarak yapılan
istimlak için karşı tarafın Avukatları istimlağa itiraz
etti. Belediye Avukatımız tarafından da itiraz red
edildi. Meclisimiz, Avukatın red oyuna oy çokluğu ile
onaylandı."


Bunun- üzerine Davacı, 30.12.2011 tarihinde, huzurumuzdaki davayı dosyaladı.

İNCELEME:

Sunulan şahadeti, ibraz edilen emareleri, dava ile ilgili olguları ve tarafların hukuki argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Huzurumuzdaki davanın konusu kamulaştırma- kararının iptal edilerek ortadan kaldırılmasıdır.

Davacı Avukatı, kamulaştırma kararının, toplantı ve/veya karar yeter sayısı olmadan, makul bir sebep gösterilmeden, Belediyenin böyle bir kamulaştırılmaya ihtiyacı olmadan, siyasi nedenlerden dolayı husu-met ve kötü niyetle alındığını ileri sürmektedir.

Başsavcılığın Davalı Avukatının görüşlerine katıldığı bu davada, Davalı Avukatı, beledi hizmetlerinin yürütüldüğü yerde müşterek alanların olmasının her türlü inkişafı engellendiğini, belediyenin hizmetle-rinin genişlediğini, kamulaştırma kararının karar yeter sayısı ile alındığını, kamu yararının bu kamulaştırmayı zorunlu hale getirdiğini, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını iddia etmektedir.

Görülebileceği gibi Davacı, kamulaştırma işlem-inin bütün unsurlarına itiraz etmekte, Davalılar ise tam aksi görüşte olduklarını ileri sürmektedirler. Kamulaştırmanın tüm unsurları ile değerlendirileceği bu davada öncelikle kamulaştırmanın niteliği üzerinde durmayı uygun gördük.

Kamulaştırma, özel ki-şilere, sahip oldukları taşınmaz malları zorla idareye devretmek vecibesini yüklediğinden, kişinin mülkiyet hakkına karşı, devletin sahip olduğu etkili bir hukuk müessesesi olarak görülür. Bu nedenle öğretideki tanımlama ile kamulaştırma, idare ile fertler-in çıkarlarını telif edecek şekilde tanzim edilmiştir.

Zorla Mal İktisabı için aşağıdaki üç unsur esastır.

İdare kamulaştırmadan, ancak bir taşınmaz mala gerçekten ihtiyacı varsa, bir başka ifadeyle, ancak kamu yararı bulunduğu zaman ve bu kamu yararın-ı sağlamak amacı ile yararlanabilir.
Kamulaştırma esaslı ve ayrıntılı bir şekilde tanzim edilmiş ve fertler için garanti teşkil eden usul ve şekil kurallarına uygun olarak yapılabilir.
Kamulaştırılan taşınmaz malın gerçek karşılığının ödenmesi gerekir (B-u konuda Bkz.Prof.Dr.İsmet Giritli ve Prof.Dr.Pertev Bilgen'in İdarenin Patrimuanı ve İktisap Usüllerinin İncelendiği "İdare Hukuku" kitabının 50. sayfası).


Yukarıda belirttiğimiz üç temel unsur, kamulaştırma işlemleri için çok eski zamanlardan beri uygu-lanarak günümüze gelmiş ve mahkeme kararları ile geliştirilmiştir.

Kamulaştırmanın üç unsurundan biri olan bedel konusu, idari bir davada uyuşmazlık konusu olamayacağından, huzurumuzdaki dava bakımından herhangi bir önem arz etmemektedir.

Huzurumuzdaki -davada, kamulaştırma kararının iptali talep edilmektedir.

İdari-icrai kararların en karakteristik örneğini teşkil eden kamulaştırma kararının iptaline yönelik iddiaların, idari işlemin unsurları olan, yetki, konu, sebep, maksat ve şekil bakımından sırası-yla ele alıp incelenmesi gerekmektedir.

Bu anlamda, dava konusu kamulaştırma işlemini, idari işlemin unsurları bakımından sırasıyla ele alıp inceledik.

Kamulaştırma, kamu kudretinin kullanılmasını gerektirdiği ve özel mülkiyete yönelik cebri nitelikli b-ir idari işlem olduğu için, ancak kamu kurum ve tüzel kişileri tarafından gerçekleştirilebilir.

Anayasamızın 41(1) maddesine göre Devlet, Belediyeler, yasanın kamulaştırma hakkı tanıdığı Kamu Tüzel Kişileri veya kamu yararı güden Kuruluşlar bu yetkiyi ku-llanabilmektedir.

15/1962 sayılı Amme Menfaati Yararına Maksatlar İçin Zorla Mal İktisabına Dair Yasanın 3(2) maddesi amme menfaati yararına olan maksatları, (a)'dan (s)'ye kadar sıralamıştır.

Bu meseleyi ilgilendirdiği oranda etkin olan fıkralar şunlard-ır:

"3 (2). (a) ............,(b) ............
(c) ............,(d) ............
(e) ............,(f) ............
(g) ............,(h) ............
(i) ............,(J) ............
(K) ............
(ı) Malın amme menfaa-ti yararına daha iyi
kullanılması ve inkişafı
(m) ............,(n) ............
(o) ............,(p) ............
(r) Bir belediye, amme hükmünü şahsı veya amme
menfaati yararına bir teşekkülün bir Yasa- ile
hususi olarak gösterilen gayalerinin
tahakkuku veya ilerletilmesi
(s) ............."


Buna göre, bir belediye, yasanın kendine yüklediği görevleri yapmak gayesiyle, amme menfaatine olacak şekilde bir taş-ınmaz malı kamulaştırma yetkisine sahiptir. Bu durumda, Alsancak Belediyesine, bir malın amme menfaati yararına daha iyi kullanılması ve inkişafı ile Belediye hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için özel olarak gösterilen bir gayeye matuf olarak, kamulaş-tırma yapma yetkisi, kanunla verildiğinden, dava konusu kamulaştırma kararında yetki unsuru bakımından sakatlık bulunmamaktadır.

İdarenin bu kararı alırken yetkisini aşıp aşmadığı veya kötüye kullanıp kullanmadığı konusuna diğer unsurların incelenmesi aşa-masında değinilecektir.

Davalılar tarafından gerçekleştirilen kamulaştırma işleminin konusu, Davacının özel mülkiyetindeki taşınmaz malın, İdarenin mülkiyetine geçmesidir.

15/1962 sayılı Zorla Mal İktisabına dair Yasanın 2. maddesi, gayrimenkul mal tanı-mını yapmaktadır. Buna göre taşınmaz mal, Gayrimenkul Mal (Tasarruf, Kayıt ve Kıymet Takdiri) Yasası'nın 2'nci maddesi ile bu tabire verilen anlamı haiz olduğundan, huzurumuzdaki davaya konu kamulaştırılan taşınmaz mal, Davacının özel mülkiyetine tabi, Yas-anın aradığı nitelikte kamulaştırmaya konu olabilecek türden bir maldır ve kamulaştırmanın konu unsurunda herhangi bir sakatlık veya aykırılık bulunmamaktadır.

Huzurumuzdaki dava bakımından üzerinde durulması gereken en önemli husus, kamulaştırmanın sebep- ve maksat unsurlarıdır.

Bilindiği üzere, sebep; İdareyi işlem yapmaya yönelten etken; maksat ise İdarenin idari işlemle elde etmeyi tasarladığı gayedir.

Kamulaştırma daha önce de belirttiğimiz gibi, sadece kamu yararını sağlamak amacıyla yapılır. Bu seb-eple kamulaştırmayı haklı kılan kamu yararının muhtevasının belirlenmesi gerekmektedir.

Kamu yararı en kısa tanımı ile genel yarar olarak ifade edilir.

Kamu yararı bütün idari işlemlerin genel amacıdır. Ancak İdare, kamu yararı genel kavramına sığınarak,- kamulaştırma yetkisini, keyfi, gerekçesiz, gerçek olmayan ihtiyaç üstüne inşa edemez.

Anayasa ile teminat altına alınmış mülkiyet hakkı, İdarenin sahip olduğu kamulaştırma hakkından daha düşük seviyede bir hak değildir. Kişinin mülkiyet hakkı, kamulaştır-ma ile ortadan kaldırılırken, İdarenin bu amaca uygun olarak gerçekten o mala ihtiyacı olması gerekmektedir.

İdarenin belli bir maksada yönelik kamulaştırma yetkisini Kemal Gözler, İdare Hukuku 2. Baskı sayfa 982'de şöyle ifade etmiştir:

"Hiçbir idari ma-kam, "kamu yararını bütünüyle"
gerçekleştirmek amacıyla yetki almamıştır. Her makam ancak "kamu yararının özel bir kategorisini gerçekleştirmek amacıyla yetkilendirilmiştir. Örneğin kamu düzeni, genel ahlak, genel sağlık, genel asayiş, milli güvenlik, eğ-itim, sosyal dayanışma vs. birer kamu yararının özel kategorisidir. Bir idari makam, herhangi bir kamu yararı amacıyla değil, sadece ve sadece kendisinin özgünlediği kamu yararı kategorisini gerçekleştirmek maksadıyla işlem yapmaya yetkilidir."



Bu tanı-m , 15/1962 sayılı Zorla Mal İktisabı, Yasası'nın 3(2) maddesinde izah edilen, genel maksatlar ile tamamen uyumludur. Bu anlamda, Yasanın 3(2)(r) maddesi, bir belediyenin amme yararına kamulaştırma yapma yetkisini hangi hallerde kullanacağını düzenlerken, -Yasa ile belirlenmiş özel gayelerinin tahakkukun ve ilerletilmesi maksadı ile hareket etmesini şart koşmasının sebebi, yukarıda ifade edilen kamu hukukunun genel kurallarına uygunluğunu sağlamaktadır.

Bu nedenle, kamulaştırmayı yapan makam olarak Alsancak- Belediyesi, Yasanın 3(2)(l) veya 3(2)(r) maddelerindeki maksada yönelik kamulaştırma yaparken, kamulaştırma işleminin maksat yönünden hukuka uygun olabilmesi için, kamu yararının, Belediyeler Yasası'nın Belediyeye yüklediği görevlerin tahakkuku veya ilerl-etilmesi için böyle bir kamulaştırmayı gerekli kılması esastır.

Böyle bir maksada yönelirken, gösterilen gerekçenin, gerçek ihtiyacı ortaya koyması ve bunun mevcut durumda elzem olduğunun ve başka alternatiflerinin bulunmadığının ortaya konması gerekmekt-edir. Bu yapılmadan, İdare, kamu yararı kavramına sığınmak suretiyle bir taşınmaz malı kamulaştırır ve kişinin özel mülkiyetini ortadan kaldırırsa, yetki aşımı ve yetkinin kötüye kullanılması sonucu kamulaştırma iptal edilebilir.

Bu çerçevede bazı içtih-at ve mahkeme kararlarına değinmek istiyoruz.

Bir.YİM 84/91 ve 91/91 (D.24/92) sayılı kararda YİM 131/88 (D.6/90) sayılı dava referans gösterilerek şöyle denmiştir:

"Bunlara göre, Devlet veya kamulaştırma yapan kurum bu
yetkilerini keyfi bir biçimde ku-llanmamalı, ilgili kararı almadan önce araştırma yapıp tüm olanakları incelemeli, olguları saptamalı, yeterli olan maldan daha fazla mal kamulaştırılmamalı, elzem olmadığı hallerde kamulaştırma yöntemine başvurulmamalı, kamulaştırma amacına hizmet edecek D-evlete ait mal varsa, özel mülkiyete müdahale edilmemelidir. (Gör. Zaim Necatigil'in KKTC'de Anayasa ve Yönetim Hukuku sayfa 49) Bilindiği gibi bu ilkelere uyumsuzluk bazı hallerde yasaya aykırılık veya yetkilerin aşılması veya kötüye kullanılması sonucunu- doğurmakta ve ilgili kamulaştırma kararı iptal edilebilmektedir."


Konu davada yapılan kamulaştırma işlemi, Gönyeli Göleti Çevre Düzenleme Projesinin, ciddi ve bilimsel verilere dayandırılan, ödeneği ayrılmış Lefkoşa Master Planından esinlenerek yapılmış- bir proje olduğu ve proje için somut adımlar atılmış olduğu gerekçesi ile Mahkeme tarafından hukuka uygun bulunmuştur.

Tek Yargıçlı oturum yapan YİM 131/88 (D.6/90) sayılı davada, Yüksek İdare Mahkemesi, yukarıda değinilen aynı prensiplere istinaden, Gir-ne Belediyesinin otopark yapımı için aldığı kamulaştırma kararını, özel mülkiyete müdahale etmeden önce kamulaştırma amacına hizmet edebilecek alternatif Devlet mallarının dikkate alınmamasını, yapıldığı iddia edilen projenin meclisin bilgi ve onayına sunu-lmamasını, parasal konularda sorun yaşanabileceğinin dikkate alınmamasını gerekçe göstererek, alınan kamulaştırma kararını iptal etmiştir.

İdari işlemin maksat unsuruna aykırılığın, yetkinin kötüye kullanılması ve yetki aşımı sonucunu doğuracağı konusu bi-zi bağlamamakla birlikte, kamulaştırma konusunda aynı yasayı uygulayan Güney Kıbrıs Yüksek Mahkemesinde de konu incelenmiş ve benzer prensipler kabul edilmiştir. Bu konuda çok bilinen Chrysocou Bros V I.CYTA ve diğeri davasında şöyle denmiştir: (3CLR, 1966-, Sayfa 501)


"On the basis of the foregoing I have reached the
conclusion that the sub judice order of acquisition has to be annulled as made contrary to well-established principles of Administrative Law (and, thus contrary to Law-see PEO and Board of -Films Censors and another, 1965 3 CLR, P 27) and in abuse and excess of powers, in that it was made without sufficient study of possible alternatives, especially from the point of view of the possibility of acquiring access through any other suitable prope-rty, either by means of voluntary sale or, if by compulsory acquisition, with less onerous consequences than those existing in the case of the acquisition of Applicants property"


Yazılanları şöyle izah edebiliriz. Belirtilenler temelinde, İdare Hukukunun- ilkelerine aykırı ve yetki aşımı ve yetkinin kötüye kullanılmasına bağlı olarak yeterli çalışma yapılmadan, alternatifler gözetilmeden, gönüllü satış dahil, başka ve uygun mal olup olmadığı araştırılmadan veya Müstedinin malına el konmasından daha az müşk-ülat yaratacak bir alternatif dikkate alınmadan yapılan zorla elkoyma işleminin iptali gerekir.

Aynı konuda, zamanın Mağusa Rum Belediyesinin kültür sarayı yapma maksadıyla gerçekleştirdiği kamulaştırmanın iptal edildiği N.M.GLYKI and Another v. The Munic-ipal Corporation of Famagusta davasına atıfta bulunuruz (Bkz. 1967, 3CLR, sayfa 677). Konu davada da kültür sarayı yapılması maksadıyla yeterli çalışma yapılmadan projesi ve giderleri belirlenmeden yapılan kamulaştırmanın son çare olmadığı ve İdare Hukuku -ilkelerine aykırı alındığı gerekçesi ile iptaline karar verildi.

Görülebileceği gibi, bir kişinin malına zorla el koyarken, el koymanın son çare olması, önceden üzerinde ciddiyetle çalışılması, projelerinin üretilmesi ve projeyi uygulayabilecek mali durum-unun, kısacası ödeneğinin ayrılması ve başka alternatiflerin olmaması gerekmektedir.

Huzurumuzdaki davada, Alsancak Belediye Meclisi, 18.5.2011 tarihli oturumunda, Davacının taşınmaz malının kamulaştırılmasına karar vermiştir.

Emare No.6 olarak huzurumuz-da bulunan ve olgular kısmında aynen iktibas ettiğimiz konu kamulaştırma kararından görülebileceği gibi, kararda karşı tarafla uzlaşıldığı ifadesine yer verilerek, kamulaştırılan binanın, Belediye binasının altında yer aldığı, tüm hizmetlerin Belediye bina-sında yürütüldüğü, bu nedenle Belediye binasının altında bulunan böyle bir yerin özel kişiye koçanlanmasının çalışmaları olumsuz etkilediği, Belediyenin hizmet alanlarının genişlemesiyle birlikte her yönden daha rahat hizmet verilebilmesi için kamulaştırma-ya karar verildiği anlaşılmaktdır.


İçişleri Bakanlığının, Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen Emare No.9 önerisinde, konu taşınmaz malın Belediye binasının alt katında bulunması da göz önünde tutularak, Belediyenin bütünsellik içerisinde daha etkili -ve verimli hizmet verebilmesi açısından kamulaştırma uygun bulunarak, kamulaştırma bedeli ile ilgili koşullar belirtilmek suretiyle, konu Bakanlar Kuruluna aktarılmıştır.

Herşeyden önce belirtmek istediğimiz husus, konu dükkânın, Belediyenin hizmet yürütt-üğü binanın altında yer almış olmasının, kamulaştırma için haklı bir sebep teşkil etmediğidir.

Kamulaştırılan dükkânın Belediyenin çalışmalarını ne şekilde olumsuz etkilediği, ne Belediye Meclisi kararında ne de İçişleri Bakanlığının önerisinde somut bir- şekilde yer almıştır.

Alsancak Belediyesinin konu Belediye binası ile ilgili herhangi bir projesi, yatırım için ayrılmış ödeneği bulunmadığı veya gösterilmediği gibi, halka hizmetin etkin olarak sürdürüleceğinin iddia edildiği konu binanın üst kısmında -yeni makam odası ve toplantı odası yapılırken, konu dükkandan çok daha büyük alana sahip olan sinema salonu ve yazlık sinema alanının atıl pozisyonda durması ve özellikle çok geniş bir alana sahip olan ve ambar olarak kullanılan bölümün hiçbir projeye daya-ndırılmadan gelişigüzel kullanılmaya çalışılması ve bu bağlamda bina alanının büyüklüğünden yeterince veya gerektiği gibi istifade edilmemiş olması, kamulaştırma bakımından olumsuz faktörlerdir.

Huzurumuzda, İdarenin ilgili karar alınmadan önce araştırma- yaptığı, hizmetlerin yürütülmesi için alternatifinin olmadığı ve son çare olarak Davacının mülkünün kamulaştırılması gerektiği sonucuna ulaşabileceğimiz kabul edilebilir şahadet bulunmamaktadır.

Davalı No.2 lehine şahadet veren, Belediyenin İnşaat Mühen-disi Barış Ülver şahadetinde, müşterek alanlarda oluşan ihtilaflardan, septik kuyu ve elektrik donanımının yarattığı sorunlardan bahsetmiştir. Tanığın sözünü ettiği sorunlar, özel mülkiyetin İdare lehine ortadan kaldırılmasına haklı gerekçe teşkil etmemekt-edir. Kamu yararı halka götürülecek hizmet yönünde olmalıdır. Aynı tanık, personelin fazlalaştığını söylemesine rağmen, belediyenin bu konuyla ilgili proje hazırladığını, projenin uygulanması için kamulaştırmaya ihtiyaç olduğunu ve konu dükkan kamulaştırıl-madan Belediyenin hizmet görme imkanının kalmadığını söylemediği gibi, Belediye Meclisinin çoğunluk kararında da bu konuda tartışma yapılmamış, somut veriler ortaya konmamış ve sadece özel mülkiyetin sakıncalarından bahsedilmiştir.

Böyle bir şahadet, Dav-alı No.2'nin iddialarını destekler nitelikte değerlendirilemez ve Davacı aleyhine dikkate alınamaz.

Davalı Avukatı, konu malın Fasıl 224 madde 6 kurallarına tabi olduğunu, bu durumun müşterek alanların tamirini engellediğini, beledi hizmetlerin layıkıyla- görülebilmesi için binadaki inkişafın günün koşullarına göre sağlanması gerektiğini, sadece bu sebebin bile kamulaştırmaya haklı gerekçe teşkil ettiğini ileri sürmüştür.

Bir kişinin taşınmaz malının mülkiyetinin niteliğinden kaynaklanan yasal hakları, ka-mulaştırmada kişinin aleyhinde kullanılamaz. Müşterek kullanım alanlarında, Davacıdan kaynaklanabilecek ihmal veya kasti hareketlerin sonuçlarının ne olacağı yasalarca belirlendiğinden, mülkiyetin niteliğinden kaynaklanan kamu yararı olamayacağı cihetle, D-avalı No.2 Avukatının bu iddiasını reddederiz.

Belediye Meclisi kararında, karşı taraf olarak tarif edilen mal sahibi ile uzlaşıldığından bahsedilmektedir. Kamulaştırmada mal sahibi ile uzlaşılması çok önemli bir faktör olup kamulaştırmanın gerçekleştiril-mesinde iktisabı yapan makam lehinde dikkate alınır.

Mevcut olgulara göre, taraflar arasında uzlaşma olması bir yana, yıllarca süren uzlaşmazlık ve davalaşmalar olmuştur. Alsancak Belediye Meclisi kararında mülk sahibi ile uzlaşı olmadan, uzlaşı varmış g-ibi gösterilmesi aykırılıktır ve karar ile ilgili olarak iradeyi sakatlar niteliktedir.

Mevcut olgulara göre, Davalı No.2, hizmet gördüğü binadan özel mülkiyeti ortadan kaldırmak için, Davacının malını kamulaştırma yönüne gitmiştir.

Bu sonuç, dava konus-u idari işlemi sebep ve maksat yönünden hukuka aykırı hale getirdiği gibi, Davalılar, konu mülke gerçekten ihtiyaç duymadan, kamu yararı kavramı arkasına sığınarak ve somut ve kabul edilebilir hiçbir gerekçe, proje ve ödenek göstermeden kamulaştırma kararı- alıp onaylamakla yetkilerini aşmışlar ve kötüye kullanmışlardır.

Kamulaştırma kararının sebep ve maksat unsuru bakımından hukuka aykırı, yetki aşımı ve yetkinin kötüye kullanılması ürünü olması, iptal için yeterli olmakla birlikte, kamulaştırma kararın-ı şekil unsuru bakımından da incelemeyi gerekli gördük.

Davacı Avukatı, Belediye Meclisinin toplantı yeter sayısı olmadan karar aldığını iddia etmektedir.

Kararın alındığı Emare No.6 tutanağa göre, Belediye Meclisinin 8 üyesi ve Belediye Başkanı toplant-ıya katılmıştır.

51/1995 sayılı Belediyeler Yasası'nın 40(4) maddesine göre, Belediye Meclisinin toplantı yeter sayısı üye tam sayısının salt çoğunluğudur. Aynı Yasanın 52(2) maddesine göre, Belediye Başkanı, Belediye Meclisinin Başkanı olup, oylamada eş-itlik halinde ikinci oy hakkı vardır.

Alsancak Belediyesi Meclis Üye sayısının 8 olduğunu dikkate aldığımızda, 18.5.2011 tarihinde yapılan toplantının, toplantı yeter sayısı ile başladığı anlaşılmaktadır.

18.5.2011 tarihli Emare No. 6 toplantı tutanaklar-ına göre, kamulaştırma kararı oy çokluğu ile alınmıştır. Belediye meclis üyelerinden Cengiz Güvensoy, Soner Cangil, Fırat Ataser ve Ayten Safet isimli üyeler kararı imzalamadılar.

Belediyeler Yasası'nın 40(4) maddesine göre, karar yeter sayısı, bu Yasa -ve bu maddenin (3)'üncü fıkrasında öngörülen tüzük kuralları uyarınca, özel çoğunluk aranmadığı hallerde, toplantıda bulunanların salt çoğunluğu şeklinde belirlenmiştir.

Belediye Başkanı ile birlikte (4) meclis üyesinin kararı imzaladığını dikkate aldığım-ızda, karar yeter sayısı bakımından Yasanın 40(4) maddesine aykırılık bulunmadığı görülmektedir.

Kamulaştırmada yasaların öngördüğü usul ve şekil şartlarına uyulması, kişinin hukuk güvenliği açısından büyük önem arz ettiğinden, öngörülen usullere sıkı sı-kıya uyulması, işlemin geçerliliği için önemlidir.

15/1962 Zorla Mal İktisabı Yasası'nın 4.maddesine göre, iktisabı yapan makam, yasanın öngördüğü iktisap ihbarını Resmi Gazete'de yayımlar ve iki haftadan az olmayan bir sürede, bu gibi iktisabı yapan mak-ama karşı itirazı olanın itirazını sunmaya davet eder.

Aynı Yasanın iktisap emrini düzenleyen 6. maddesine göre, iktisap ihbarında tayin edilen sürenin sona ermesi üzerine, iktisabı yapan makam veya iktisabı yapan makamın Cumhuriyet olması halinde, ilgili- Bakan, yukarıda bahis konusu süre içinde iktisap için yapılan herhangi bir itirazı makul bir süratle tetkik eder ve bu gibi makam bir belediye veya bir Cemaat Meclisi olmadıkça, bahis konusu itirazları, hale göre, iktisabı yapan makam veya ilgili Bakanın -bu itirazlar hakkında yapmayı uygun gördüğü mütalâa ve tavsiyeler ile birlikte Bakanlar Kuruluna gönderir.

Huzurumuzdaki davada, olgularda da belirttiğimiz gibi, iktisap ihbarı 11.08.2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandı, 18.8.2011 tarihinde Davacı, -Avukatı vasıtasıyla itiraz etti, 2.11.2011 tarihinde Davalı No.2, Avukatı vasıtasıyla itirazı reddettiklerini Davacıya bildirdi, Bakanlar Kurulu 6.12.2011 tarihinde İktisap Emrini Resmi Gazete'de yayınladıktan sonra, 21.12.2011 tarihinde Belediye Meclisi o-y çokluğu ile karar alarak, Belediye Avukatının itirazın reddi kararını onayladı.

Görülebileceği gibi, iktisap emrinin Resmi Gazete'de yayınlandığı tarihte, Belediye Meclisinin, itirazın reddine ilişkin herhangi bir kararı yoktu. 15/1962 sayılı Zorla Mal -İktisabı Yasası'nın 6. maddesine göre, itirazları karara bağlayacak olan iktisaba yetkili olan makamdır. İktisabı yapan makam itiraz ile ilgili karar almadan, iktisap emrinin Bakanlar Kurulu tarafından Resmi Gazete'de yayınlanması, Yasanın 6. maddede öngö-rdüğü usule aykırıdır ve iktisap emrini şekil yönünden sakat hale getirmektedir. Belediye Avukatının Meclis kararı olmadan itirazı reddetme yetkisi olmadığından, iktisap emri Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra,Belediye Meclisinin karar alarak, Avukatın y-azısını onaylaması, işlemi hukuka uygun hale getirmez.

Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında, Davacı davasında başarılı olduğundan, Davalılar tarafından alınan kamulaştırma kararının ve ona bağlı işlemlerin sebep, maksat ve şekil yönünden sakat olması -nedeniyle iptali gerekmektedir.


SONUÇ:

Netice itibarıyla;
Davalılar tarafından alınan ve Davacının adında kayıtlı bulunan Girne-Alsancak'ta Yayla Mahallesi-Köyiçi mevkiinde kain Pafta No XI, Harita No 16.W2E2, Parsel No 53/4, 8791 kayıt No.lu, zemin k-atta iki oda ve üç tuvaletten müteşekkil taşınmaz malın kamulaştırılmasına ilişkin kararın,kamulaştırma kararını onaylayan 23.11.2011 tarih K(II)1660-2011 sayılı kararın ve 6.12.2011 tarihli 207 sayılı Resmi Gazete Ek III'te yayımlanan 648 sayılı kamulaşt-ırma emrinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına KARAR verilir.

Mukayyit tarafından tespit edilecek dava masraflarının, Davalılar tarafından ödenmesine emir verilir.




Talat D.Refiker Ahmet Kalkan Mehmet T-ürker
Yargıç Yargıç Yargıç


1 Temmuz, 2014











21






Full & Egal Universal Law Academy