Yüksek İdare Mahkemesi Numara 22/1993 Dava No 13/1996 Karar Tarihi 09.05.1996
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 22/1993 Dava No 13/1996 Karar Tarihi 09.05.1996
Numara: 22/1993
Dava No: 13/1996
Taraflar: Turgut Hasan Uzun ile Eşdeğer M.S.D. Ve T. Kom.
Konu: İfrazın iptali istemi – İdare yanlış yapılan veya yasaya uygun olmayan idari tasarrufları daima geri alır.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 09.05.1996

-D.13/96 YİM 22/93

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Seyit A. Bensen.

Müstedi: Turgut Hasa-n Uzun, Alsancak, Girne.
ile
Müstedaaleyh: 1. Eşdeğer Mal Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu
vasıtası ile KKTC, Lefkoşa.
2. KKTC İskân Bakanlığı vasıtası ile KKTC, Lefkoşa.
3. Girne Kaza Tapu ve Kadastro Dairesi vasıtası ile KKTC,
- Girne.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Eden Algun.
Müstedaaleyhler namına: Savcı Süleyman Candar.
İlgili şahıslar namına: Avukat Şefika Durduran-.



H Ü K Ü M

Metin A. Hakkı: Yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen başvuruda ihtilâf konusu olmayan ve başvurunun kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

Müstedi, Girne Kazasına bağlı Alsancak'ın Yayla Mevkiinde ve Pafta/harita -XII.9.W.11'de görülen 6694 kayıt no'lu olup takriben 1 dönüm, 1 evlek, 1500 ayakkareden oluşan ve tarla olarak tasfir edilen 400/2 no'lu parselin 12.10.1992 tarihinden beri kâmilen kayıtlı mal sahibidir. Başvuruda İlgili Şahıslar olarak görülen Hartmurt Ma-nfred Winkelman ve Karin Brigitte Winkelman bu tarlaya hemhudut olan ve takriben 2 dönüm, 3 evlek, 2100 ayakkareden oluşan 400/1 Parsel no'lu tarlanın eşit oranda hisseli olarak, 25.3.1992 tarihinden beridir kâmilen kayıtlı mal sahibidirler. İhtilâf konusu- olmayan konulara göre müstedi konu tarlayı tasarrufuna almadan önce bu tarla içinde bir kuyu mevcuttu ki bu kuyu koçanında görülmemektedir. İlgili Şahıslar 19.10.1992 tarihinde vekilleri olan Ahmet Erdoğan Öze vasıtasıyle İskân Bakanlığına yaptıkları bir -müracaatla, KKTC'deki tüm kuyuların ve yeraltı su kaynaklarının Devlet malı olduğunu ve böylelikle Müstedinin tarlasındaki kuyunun ifraz edilemden Müstediye verilmekle hata yapıldığını, sözü edilen kuyunun ifraz edilerek tekrar Devlet mülkiyetine geçmesini- ve dolayısıyle 400/1 no'lu Parselin mal sahipleri olarak kendilerinin de sözü edilen kuyu suyundan faydalanabilmesi için işlemler yapılmasını Devletten talep ettiler. Bunun akabinde 19.1.1993 tarihinde Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu Başkanı H.- Cahit Tilki imzası ile Müstediye bir yazı gönderilerek kâmilen mal sahibi bulunduğu Parsel 400/2 no'lu tarlanın Toprak Komisyonunca ifraz edilerek takriben kuyu alanının oturduğu 1200 ayakkarenin mülkiyetinden ve koçanından çıkartılacağı bildirilip koçanı-nda gerken düzeltmenin yapılabilmesi ve kendisine puan iadesinde bulunması için 30 gün içerisinde Eşdeğer Mal Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonuna koçanını ibraz etmesi istendi. Ayrıca, bu bildiriye icabet etmemesi dahlinde gerekli düzeltme işlemle-rinin yapılması için Tapu ve Kadastro Dairesine re'sen talimat verileceği de bildirildi.

Bunun üzerine Müstedi, 19.1.1993 tarihli yazının muhteviyatına itiraz edip Yüksek İdare Mahkemesinde 28.1.1993 tarihinde yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen başvuruy-u dosyaladı ve kendisine 19.1.1993 tarihli yazı ile bildirilen kararların ve/veya yapmış oldukları ve/veya yapmaya çalıştıkları işlemlerin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğura-mayacağına dair Mahkemeden bir karar talep etti.

-Müstedaaleyhler ise 1.2.1994 tarihinde bu başvuruya bir itiraz dosyalayarak özetle; Anayasa gereği tüm yeraltı sularının ve kuyuların Devlet mülkiyetinde olduğunu, bunların mülkiyetinin şahıslara verilemeyeceğini, kuyuyu ifraz etmeden kuyuyu ihtiva eden ta-rlanın mülkiyetinin Müstediye verilmesinin hata olduğunu iddia edip yapmaya çalışılan işlemin bir hatayı düzeltme ile sınırlı olduğunu ve tüm bu nedenlerle başvurunun iptal edilmesini talep ettiler. Başvuru dosyaladıktan ancak lâyihalar tamamlanmazdan önce- başvurunun ünvanında görülen İlgili Şahısların da bu başurunun esası ile yakınen ilgili oldukları görüşünü benimseyen Mahkeme başvurunun İlgili Şahıslara da tebliğini emretmiş ve onları da İlgili taraf olarak başvuruya dahil etmiştir. Dosyanın tetkikinden- öyle görülüyor ki İlgili Şahıslar avukatları vasıtasıyle davanın talimat safhasında Mahkemede hazır bulunmuşlar, ancak Müstedinin başvurusuna herhangi bir itiraz dosyalamayıp 8.2.1994 tarihinde Mahkemeye yaptıkları beyanla Savcılığın itirazını benimsedikl-erini belirtmişlerdir.
Başvurunun duruşması Mahkemede 1.11.1995 tairhinde gerçekleşmiş olup taraflar yukarıda özetlenen olgular üzerinde mutabık kaldıklarını belirtmişler ve dosyadaki 9 adet emareyi ibraz ederek hitabelerini yapmakla yetinmişlerdir. Hitab-elerinde özetle, Savcılık ile İlgili Şahısların avukatı, Anaysanın 159. maddesi mucbince yeraltı suları ile bunları ihtiva eden kuyuların Devlet malı olduğunu, bunların mülkiyetinin (başvurudaki kuyu dahil) Anayasa gereği şahıslara verilemeyeceğini, yapıla-n hatanın düzeltilebileceğini ve yapılması tasarlanan işlemlerin yasal olduğunu iddia ederken, Müstedi avukatı Anayasanın bu şekilde sıkı tefsire tabi tutulamayacağını, kuyuların mülkiyetinin Devletin uygun görmesi halinde ve yasa tahtında şahıslara verile-bileceğini iddia etmiştir. Müstedi avukatı ilâveten, tadil olunmuş şekli ile 41/77 sayılı Eşdeğer Mal Yasasının 81. maddesi ile Fasıl 224'ün 61. maddesinin, şayet koçanda bir hata var ise ne şekilde düzeltilebileceğini öngördüğünü, buradaki düzeltme yetkis-inin ilgili Tapu ve Kadastro Dairesi Müdüründe olduğunu, Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu Başkanının böyle bir yetkisi olmadığını, bu meselede Komisyonunun yasa gereğince Tapu ve Kasdastro Müdürüne verilen yetkiyi düpedüz gasbettiğini, uygulanan -prosedüre göre şekil itibarıyle de iptali istenen 19.1.1993 tarihli yazının yasa ve mevzuata ters olduğunu iddia edip sadece bu nedenlerden bile ilgilili yazının iptal edilmesi savunmuştur.

Mahkemede Müstedaaleyhleri temsilen bulunan Savcı ise, duruşma n-ihayetinde, şekil itibarıyle Müstedinin itirazının benimsenmediğini beyan etmesine rağmen İlgili Şahısların avukatı yapılan veya yapılması istenen işlemin yasal olduğunu iddia edip başvurunun iptal edilmesi gerektiğini üzerinde ısrarla durmuş ve Fasıl 224- hükümlerinin eşdeğerde verilen koçan veya kesin tasarruf belgelerine uygulanamaaycağını savunmuştur. 1.11.1995 tarihinde hitam bulan duruşma karar için bilâmüddet ertelenmiş durumdadır.

Yukarıdakilerden de görülebileceği gibi önümüzdeki başvurunun kader-ini 2 husus tayin edecektir.

1) Müstedaaleyhlerin şikâyet konusu işlemi yapmaya, yani Müste-daaleyhlerin tabirince, yapılan bir hatayı düzeltmeye yetkileri olup olmadığı; (ki Müstedi tarafı hata yapıldığını kabul etmemektedir.)

2) Şayet ortada bir hata -varsa, bu hatayı gidermek için Müste-daaleyhlerin takip ettiği yol mevzuata uygun mudur? Bir başka deyişle, eğer ortada bir hata varsa, bu hatanın Müstedaaleyhlerin yaptığı şekilde giderilebileceğini mevzuat öngörmekte midir?

Anayasamızın, bilhassa Anaya-sanın yorumu ile ilgili 149. maddesinin hükümlerini göz önünde bulundurarak önce 2. hususu inceleyip karara bağlamayı uygun görüyorum. Müstedinin tarlasında mevcut olan kuyunun bir an için hatalı olarak kendisine verildiği kabul edilse dahi, bu hatayı gide-rmek için takip edilmesi gereken yol mevzuatın öngördüğü yol olmalıdır ve Müstedaaleyhler bunun dışına çıkamaz. Bu hususu karara bağlarken göz önünde bulundurulacak olan ilgili mevzuat tadil edilmiş şekli ile 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer M-al Yasasının 81. maddesi ile Fasıl 224'ün 61. maddesine gösterilmektedir. İlgili maddeler aynen şöyledir:

-"81. Tapu ve Kadastro Müdürü bu Yasa ile taşınmaz mal karşılığı olarak tahsis edilen her pasel için bir Kesin Tasarruf Belgesi verir; bu belge ve bu Yasanın 80. maddesi tutulacak defterler Fasıl 114, Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Takdiri Kıymet) Yasas-ının 51. ve 52. maddelerinde belirtilen taşınmaz mal kayıt ve koçanı yerine geçer ve onlar gibi işlem görür. Devirler, ipotekler ve benzeri işlemeler bunlarla yapılır. Eskiden beri mevcut olan Tapu Kütük ve Sicilerine herhangi bir işlem yapılmaz. Bu belge -sahiplerine, yürürlükteki mevzuatın taşınmaz mal sahiplerine tanıdığı tüm hakları verir ve vergiler dahil her türlü yükümlülükleri getirir.

Bu belge kayıtlarında yapılacak herhangi bir hatanın düzeltilmesi, Taşınmaz Mal (Tasarruf, Kayıt ve Takdiri Kıymet-) Yasası'nın 61. maddesi kuralları uyarınca yapılır." (underline supplied).

"61. (1) The Director may correcet any error or omission in the Land Registrar or in any book of the District Lands Office, or in any certificate of registration, and every such -Register, book or certificate of registration so corrected shal have the like validity and effect as if such error or omission had not been made.

(2) No amendemnt shall be made unde rthe provisions of subsection (1) of this section, unless thrity days' -previous notice is given by the Dierctor to any person who might be affected tehreby, and any person may, within the period of thirty days from the d-ate of the giving of such notice, lodge an objection with the Director who shall thereupon investigate the same and give notice of his decision thereon to the objector."

Yukarıda sözü edilen maddeler incelendiğinde açıkça göçrülecektir ki Müstedinin tarl-asındaki kuyu, mevzuat ve Anayasaya ters olarak Müstediye verilmiş olsa dahi, ilgil mal Girne Kazasında olduğuna göre Müstedinin koçanında gerekli düzletmeyi yapacak olan makam Girne Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürüdür. Koçanda hata yapıldığı doğrultusunda -Eşdeğer Mal Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu karar almış olabilir. Ancak mevzuat uyarınca tartışma konusu olmayacak kadar sarihtir ki, bu karar dorğultusunda işlem yapacak olan makam, ilgili Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürü olmalıdır. Fasıl 224'ün- 61. maddesi hatanın düzletilmesi için Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün ilgili koçan sahibine 30 günlük bir ihabr vererek itiraz hakkı bahşetmesini öngörmekte ve eğer Müstedi hatanın düzeltilmesine itiraz edecek olursa, görüşü alındıktan sonra, tapu ve K-adastro Dairesinin gerekli işlemi yapabileceine dair amir hüküm içermektedri. Yine yasa gereği, Tapu Müdürünün kararından tatmin olmayan taraf Kaza Mahkemsine müracaat hakkına sahiptir. (Bak: Fasıl 224 Madde 80 ve 11/77 sayılı Taşınmaz Mal Devir ve İpotek -Yasası Madde 50 ve 51)

Önümüzdeki meselenin olgularına bakıldığında, Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürünün Müstediye 30 günlük bir ihbar vermediği bir yana, itiraz hakkını da tanımadığı görülmektedir. Bu durumda Emare 9 olarak Mahkeme önünde duran Müstedaa-elyhlerin şikâyet konusu yazılarının en azından yöntem ve şekil açısından mevzuata ve doğal adalet ilkelerine (Rules of Naturel Justice) ters olduğu sarihtir ve sadece bu açıdan da Müstedi bu başvurusu ile Mahkemeden talep ettiği kararı almaya hak kazanmış-tır.

Yukarıdaki karara vardıktan sonra artık meselenin esasını incelemeye ve bir yerde Anayasanın 149. maddesi ışığında esas konunun kökeninde yatan Anayasanın 159. maddesinin tefsirine çalışılması fuzuli olur. Ayrıca bu aşamada bunun yapılmasının da hat-alı olacağı bir yana, bu başvurunun karara bağlanması için gerekli de değildir. Dolayısıyle bu konuyu bu aşamada tezekkür etmeyi gereksiz görmekteyim.

Netice olarak yukarıdakilerden de anlaşılabileeği gibi Müstedi başvurusunda haklıdır ve Müstedaaleyhler- tarafından Müstediye gönderilen ve başvuru konusu olan 19.1.1993 tarihli ve D.D. 18683 sayılı yazının tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Nevvar Nolan: Sayın Seyit A. Bensen'-in okuyacağı kararı önceden okuma fırsatı buldum. Kararını benimser, vardığı sonuca katılırım.
Seyit A. Bensen: Bu başvuruda olgular hususunda taraflar arasında herhangi bir görüş ayrılığı yoktur. İhtilaf konusu olmayan olgulara göre Müstedi Güney göçmeni -olup 1975 yılında kendisine Girne Kazasına bağlı Alsancak Köyünde 1 dönüm 1 evlek 1500 ayakkareden ibaret bir tarla tahsis edildi. Pafta/harita XII.9.W.2, Parsel numarası 400/2 olan tarla için, tahsisten sonra Müstediye eşdeğerine karşılık 12.10.1992 tarih-inde 6694 Kayıt numaralı taşınmaz mal koçanı verildi. Müstedinin tarlasının bulunduğu 400/2 numaralı Parselin bitişiğindeki 400/1 numaralı Parselde ise İlgili Şahıs olan Bay ve Bayan Winkelman'a 25.3.1992 tarihinde müştereken kaydedilen 2 dönüm 3 evlek 210-0 ayakkareden müteşekkil tarla bulunmaktadır. İhtilâf konusu olmayan olgulara göre Müstedi konu tarlayı tahsis ve tasarrufuna almadan önce bu tarla içinde bir su kuyusu bulunmakta idi. Bu kuyu Müstedinin taşınmaz mal koçanında görülmemektedir.

İlgili Şah-ıslar 19.10.1992 tarihinde vekilleri vasıtası ile İskân Bakanlığına yaptıkları bir müracaatla KKTC'deki tüm su kuyularının Devlet malı olduğunu, bu nedenle Müstedinin tarlasındaki su kuyusunun ifraz edilrek tekrar Devlet mülkiyetine geçirilmesini ve kendil-erinin de sözü edilen kuyu suyundan faydalandırılmalarını talep ettiler. Bu talep üzerine Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu Başkanı H. Cahit Tilki imzası ile Müstediye DD 18683 sayı ve 19.1.1993 sayı ve 19.1.1993 tarihli bir yazı gönderilerek Pars-el 400/2 numaralı sulu tarla ile ilgili olarak yapılan araştırmada mezkûr Parselin içinde bulunan su kuyusu nedeniyle Anayasa uyarınca Toprak Komisyonu tarafından ifraz edilerek Parsel numarası 400/2/1 1.0.1600 ayakkare ve 400/2/2 0.0.1200 ayakkare kuyu ve- motor evi olarak ayrıldığını, yapılan ifraz sonucu koçanında gerekli düzletmenin yapılması ve puan iadesi için 30 gün içerisinde Komisyona, koçanını ibraz etmediği takdirde bu düzeltme işleminin Tapu ve Kadastro Dairesince yapılması içn resen talimat veri-leceği bildirildi. Bu yazıyı alan Müstedi Yüksek İdare Mahkemesine başvurarak, Müstedaaleyh 1'in DD186683 sayı ve 19.1.1993 tarihli yazıda ifadesini bulan kararın ve bu karar gereği yapılan ifraz işlemlerinin ve/veya yapmaya çalıştıkları işlemlerin hükümsü-z ve etkisiz olduklarına ve herhangi bir sonuç doğurmayacaklarına dair karar talep etmektedir.

Müstedi Müstedaaleyhlerin başvuru konusu kararı yetkisizce aldıklarını ve/veya yapmış oldukları işlemlerin hatalı ve yoklukla malûl olduğunu, 41/77 sayılı İskâ-n, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 81. maddesi Müstedaaleyh 1'e kesin tasarruf belgeleri üzerinde ve/veya Tapu kütüğünde değişiklik yapma yetkisi vermediğini, başvuru konusu karar ve/veya yapılması tasarlanan işlemlerin Fasıl 224, Taşınmaz Mal (Ta-sarruf, Kayıt ve Takdiri Kıymet) Yasasının 61. maddesine aykırı olduğunu iddia etmektedir.

Müstedaaleyhler dosyaladıkları itiraznamede, Sular ve Yeraltı Sularının 41/77 sayılı Yasanın amaç ve kapsamı dışında olduğunu, su kaynağının mülkiyetinin Devlete a-it olduğunu ve KTC Anayasasının 159. maddesine göre de Sular ve Yeraltı Sularının mülkiyet hakkının tüzel ve gerçek kişilere devredilemeyeceğini, hukuka uygun olmayan yönetsel karar ve/veya işlemlerin her zaman geri alınabileceğini ileri sürdüler.

İlgili- Şahıslar başvuruya herhangi bir itirazname dosyalayıp Mahkemeye yaptıkları beyanla Savcılığın itirazını benimsediklerini belirtmişlerdir.

Başvuru konusu 400/2 Parsel numaralı tarla 1975 yılında Müstediye tahsis edilmiş ve ona 12.10.1992 tarihinde bu Par-sel için taşınmaz mal koçanı verilmiştir. İhtilâfsız olgulara göre Müstedi konu tarlayı tahsis ve tasarrufuna almadan önce bu tarala içinde bir su kuyusu bulunmakta idi.

Mahkemeye Emare 3 olarak ibraz edilen 6694 Kayıt numaralı taşınmaz mal koçanından da- anlaşılacağı gibi, alanı 1 dönüm 1 evlek 1500 ayakkare olan 400/2 Parsel numaralı tarlanın gerçekten Müstedi adında kayıtlı olduğu görülmektedir. Müstedinin tasarruf ve kullanımında olan konu su kuyusunun, parsel 400/2'de olduğu da ihtilâf konusu değildir-. Ancak Müstediye verilen Emare 3 taşınmaz mal koçanında kuyudan hiç söz edilmemektedir.

Müstedaaleyhler Sular ve Yeraltı Sularının 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının amaç ve kapsamı dışında olduğunu ve su kuyusunun mülkiyetinin -Devlete ait olduğunu ve Devlete ait mülkiyetin kişilere devredilemeyeceğini ve hukuka uygun olmayan kararların her zaman geri alınabileceğini iddia etmektedirler.

Müstedi ise başvuru konusu su kuyusunun 400/2 Parsel numaralı tarla içinde olduğunu ve Müst-edaaleyhlerin bu taşınmaz malı değerlendirip puan durumunu tespit ettikten sonra bu taşınmaz mal ve kuyuyu eşdeğerine karşılık olmak üzere 12.10.1992 tarihinde adına koçan ettiklerini ileri sürmüştür.

İlk önce su kuyusunun taşınmaz mal olup olmadığının i-ncelenmesi gerekir.

41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 4(1) maddesine göre terk edilmiş veya sahipsiz mal olarak nitelendirilen tüm taşınmaz mallar, iskan işlerinden sorumlu Bakanlığın kontrol ve yönetimindedir.

Yine aynı Yasas-ın tefsir bölümünün 3. maddesi "taşınmaz mal"ın tanımını yapmakatdır. Bu tefsir maddesine göre:

" 'Taşınmaz mal'
Arazi ve toprağı,
Arsayı,
Her çeşit bina ve yapıyı,
(ç) Toprağa ekilmiş ve dikilmiş olan her çeşit bitkiyi,
Arazi içindeki kuyu, pınar ve diğe-r su kaynağını,
Taşınmaz mal veya üzerindekilerle ilgili her çeşit yasal hak ve imtiyazı,
Yukarıda sayılanlar üzerindeki bölünmemiş hisseyi"

anlatır.

Yukarıdaki tefsir maddesinden açıkça görüleceği gibi su kaynağı olan arazi içindeki kuyu da bir taşınma-z maldır. Taşınmaz mallar da iskân işlerinden sorumlu Bakanlığın kontrol ve yönetimindedir. Bakanlık, kontrol ve yönetimi altında bulunan taşınmaz malları yasa kurallarına uygun olarak hak sahiplerine tahsis edebilir. Ancak 41/77 sayılı İTEM Yasasının 4. m-addesinin (3). fırkasına göre su kaynakları -ki başvuru konusu su kuyusu da bir su kaynağıdır - bu yasa amacı için tahsis kapsamı içine alınamaz.

İlgili yasa maddesinin (1). paragrafı şöyledir:

"4 (3) Sahiller, ormanlar, parklar, Devletin hüküm ve tasar-rufu altında bulunması gerekli tabii kaynaklar, su kaynakları, savunma alanları ve anıtlar, antik değeri olan yer ve binalar, kamu hizmetinde kullanılacak olan bina ve tesisler, sosyal konut ve tesisler ile kamusal tesisler için gerekli arsalar bu yasa ama-cı için tahsis kapsamı içine alınamaz."

Yukarıdaki 4(3) maddesinden açıkça görüleceği üzere bir su kaynağı olan başvuru konusu su kuyusu yasanın amaç ve kapsamı içinde değildir. Yasanın amaç ve kapsamı içinde olmayan su kuyusunun Müstediye tahsis edilmes-i veya ona taşınmaz mal koçanı verilmesi yasal olarak mümkün değildir.
Yukarıdaki bulguya halel gelmeksizin, başvuruyu bir başka açıdan da incelemeyi uygun gördüm. Müstediye Emare 3 taşınmaz mal koçanı verilmezden önce Müstedinin başvuru konusu su kuyusun-u yasal bir şekilde tasarruf edip etmediğini tespit etmek gerekmektedir.

Konu su kuyusu, 400/2 numaralı Parselin tahsisinden sonra Müstedi tarafından tasarruf edilip kullanıldığı ihtilâf konusu değildir.

Müstedi başvurusunda konu su kuyusunun 1975 yılı-nda kendisine tahsis edildiğini ve tarlanın kuyu ile beraber değerlendirilip puan durumunun tespit edildiğini ileri sürmesine rağmen Müstedi, bir taşınmaz mal olan konu kuyunun kendisine tahsis edildiğini veya kuyunun da tarla ile beraber değerlendirilip k-uyu için de puan tespiti yapıldığı ve kuyunun "T" cetveline dahil edildiği hususunda huzurumuzda ne bir belge ne de şahadet vardır. Müstedi konu kuyunun Kuzeyde tasarruf ettiği taşınmaz mallarını gösterir "T" cetveline de dahil edildiğini iddia dahi etmemi-ştir. Tahsisi yapan Makamın 400/2 Parsel numaralı tarlada konu kuyunun mevcut olduğunu bildiği ve bu bilinçle hareket ederek konu kuyuyu Müstediye tahsis ettiği ve bilâhare ona taşınmaz mal koçanı verdiği hususunda şahadet veya en azından iddia da mevcut d-eğildir. Aksine Müstedaaleyhlerin konu kuyunun 400/2 Parsel numaralı tarla içinde mevcut olduğundan habersiz olduklarına ilişkin iddia vardır.

Konu su kuyusunun bulunduğu 400/2 Parsel numaralı tarla Müstediye tahsis edilmekle birlikte, bir taşınmaz mal o-lan konu su kuyusunun tarla ile birlikte Müstediye tahsis edildiğine ilişkin herhangi bir şahadet yoktur.

Huzurumuzda tahsisle ilgili herhangi bir şahadet olmadığına göre, Müstedinin bir taşınmaz mal olan konu su kuyusu için herhangi bir tahsisi olmadığı- sonucuna varırım.

Müstedinin konu su kuyusu için Yönetimden herhangi bir tahsisi olmamakla beraber, Müstedi bu kuyuyu tasarruf edip kullanmıştır. Bu durumda Müstedi terk edilmiş bir taşınmaz mal olan konu su kuyusunu yasal olmayan bir yolla tasarruf edi-p kullanmış ve bunu Yönetimin müsamahası, göz yumması sonucu veya bilgisi dışında fiilen tasarruf ve kullanımında bulundurmaya devam etmiştir. Hukuki bir temele dayanmayan fakat tamamen fiili duruma dayanan bu tasarruf ve kullanım Müstediye meşru bir menf-aat sağlayamaz.

41/77 sayılı İTEM Yasasının 69(1) maddesi eşdeğerde hak sahibi kişilerin yasal tasarrufunda bulundukları malları onların "T" cetvellerine işlenmesini ve bu işlemleri müteakip Yasanın 80 ve 82. maddeleri dikkate alınarak taşınmaz mal koçan-ı verilmesini öngörmektedir.

Yasanın (1). fıkrasına göre "T" cetvellerine işlenecek taşınmaz mallar Kuzey Bölgesinde halen tasarruf edilmekte olan taşınmaz mallardır. YİM 3/84 (D.5/85) sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararında vurgulandığı gibi 41/77 sayıl-ı İTEM Yasasının 69(1) maddesinde sözü edilen "Tasarruf", yasal tasarruftan başka birşey değildir.

Müstedi başvuru konusu olan su kuyusunu gayrı-yasal olarak tasarruf edip kullanmakta idi. Yukarıda izah edildiği gibi bir taşınmaz mal olan su kuyusunun ta-rla ile birlikte Müstediye tahsis edildiğine ilişkin herhangi bir şahadet yoktur. Müstedinin 400/2 Parsel numaralı tarla ile bu tarla içinde idarece mevcudiyeti bilinmeyen su kuyusunu fiilen tasarruf edip kullanmış olması ona su kuyusunun hukuken verildiği- veya tahsis edildiği söylenemez. Müstediye tahsis edilmeyen bir su kuyusunun Müstedinin yasal tasarrufunda olduğu da söylenemez. Konu su kuyusu Müstedinin yasal tasarrufunda bulunmadığından "T" cetvellerine dahil edilmesi ve müteakiben de ona taşınmaz mal- koçanı verilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

Yine Emare 3 taşınmaz mal koçanında bir taşınmaz mal olan konu su kuyusundan hiç söz edilmemesi ve sadece sözü edilen Parsel ve alanın yazılı olduğu dikkate alındığında, Müstediye yapılan tahsisin sadece -400/2 Parsel numaralı tarladan ibaret olduğu ve tarla içinde mevcut su kuyusunu kapsamadığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda belirtilenlerden anlaşıalcağı gibi başvuruya konu teşkil eden su kuyusu Müstedinin tahsis ve taşınmaz mal koçanında olmadığı, onun konu -kuyuyu mütecaviz sıfatıyle tasarruf edip kullandığı görülmektedir.

Müstedinin konu su kuyusu için yasal bir tasarrufu olmadığına göre konu su kuyusu üzerinde Müstedinin herhangi bir meşru menfaatından söz edilemez. Bir taşınmaz mal olan başvuru konusu su- kuyusu halen iskân işlerinden sorumlu Bakanlığın kontrol ve yönetiminde, dolayısıyle Devletin mülkiyetinde olduğu sonucuna varırım.

Müstedinin taşınmaz mal koçanında kayıtlı olan 400/2 Parsel numaralı tarlanın ifrazına gelince, idare, yanlış yapılan vey-a Yasaya uygun olmayan idari tasarrufları daima geri alabilir. 400/2 Parsel numaralı tarlanın Müstediye bir bütün olarak tahsis edildiği ve bilâhare ona Emare 3 taşınmaz mal koçanı ile mülkiyet verildiği ihtilâf konusu değildir. Müstediye 400/2 Parsel numa-ralı tarlanın yanlışlıkla veya Yasaya uygun olmayan idari tasarrufla verildiğine ilişkin herhangi bir şahadet ve iddia yoktur. Bu durumda yanlışlık veya Yasaya uygun olmayan idari tasarruf yokluğunda Müstediye taşınmaz mal koçanı verildikten sonra İskân B-akanlığının 400/2 Parsel numaralı tarla üzerinde herhangi bir kontrol ve tasarrufu kalmamıştır.

Yukarıda belirtilenlerden anlaşılacağı gibi Devletin mülkiyetinde olan konu su kuyusunun Müstedinin mülkiyetinde bulunan 400/2 Parsel numaralı tarladan ifraz -edilmesine gerek yoktur. Müstediye Emare 3 taşınmaz mal koçanı verilmesi uygun görülen 400/2 Parsel numaralı tarla ile ilgili olarak yetkisini aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle ve keyfi bir şekilde de yapıldığından iptal edilmesi gerekir.

Sonuç olar-ak 19.1.1993 tarihli olup Müstedinin taşınmaz mal koçanında olan başvuru konusu 400/2 Parsel numaralı tarlanın ifraz edilerek kuyu ve motor evi olarak ayrılmasını öngören karar ve işlemlerin geçersiz ve hükümsüz olması gerekir.

Hemen şunu da belirtmeliyi-m ki konu su kuyusu Parsel 400/2'nin alanı içinde olduğuna göre, Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu, su kuyusunun kapladığı alan için de puan değerlendirmesi yapmıştır. Konu su kuyusunun kapladığı alan ve puan değeri hakkında huzurumuzda en ufak bi-r şahadet veya iddia yoktur. Devletin mülkiyetinde olan konu kuyunun kapladığı alanın ilgililerce tespit edilerek Müstediye puan iadesi yapılması gerekmektedir.

Yukarıda belirttiklerimin tümü ışığında başvurunun masrafsız kabul edilmesi görüşündeyim.

Me-tin A. Hakkı: Netice olarak Müstedi başvurusunda haklı olduğundan 19.1.1993 tarihli ve DD.18683 sayılı yazının ve içerdiği kararın tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına oybirliği ile karar verilir.


(Metin A. Hakkı) - (Nevvar Nolan) (Seyit A. Bensen)
Yargıç Yargıç Yargıç

9 Mayıs 1966


































-









-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy