Yüksek İdare Mahkemesi Numara 220,85/1990,1991 Dava No 11/1993 Karar Tarihi 15.06.1993
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 220,85/1990,1991 Dava No 11/1993 Karar Tarihi 15.06.1993
Numara: 220,85/1990,1991
Dava No: 11/1993
Taraflar: Mr. John Kenneth Luard vd İskân Bakanlığı vd
Konu: İcar sözleşmesi iptali
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 15.06.1993

-D.11/93 Birleştirilmiş YİM 220/90 ve YİM 85/91

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Taner Erginel, Nevvar Nolan.
Anayasanın 152. maddesi hakkında-.

YİM 220/90

Müstediler: 1. Mr. John Kenneth Luard, Canada.
(Vekili ve Avukatı Oktay Feridun vasıtasıyla, Lefkoşa.)
2. Mrs. Claire J. Kenneth Luard, canada.
(Vekili ve Avukatı Oktay Feridun vasıtasıyle, Lefkoşa.)
- 3. Frank Earnest Webb, Girne.
ile
Müstedaaleyhler: 1. İskân Bakanlığı vasıtasıyle KKTC., Lefkoşa.
2. Eşdeğer Tazmin Komisyonu vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa.
3. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Ko-misyonları
vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa.
4. Girne Tapu Dairesi vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı,
Lefkoşa.
5. Şehir Plânlama Dairesi vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı,
Lefk-oşa.
6. İlgili Şahıs Hilmi Ahemt Rasım n/d Hilmi Ahmet Rasımoğlu,
Enver Celâl terekesi idare memuru sıfatıyle, Girne.
A r a s ı n d a.

Müstedi (1-) ve (2) namına: Av. Oktay Feridun.
Müstedi (3) namına: Av. Menteş Aziz adına Av. ezer Özsoy.
Müstedaaleyhler namına: savcı Mustafa Arıkan.
İlgili Şahıs namına: Av. Ata Dayanç.
YİM 85/91

Müstedi: 1. Mr. John Kenneth Luard, canada.
(Vekili ve Avuk-atı Oktay Feridun vasıtasıyle, Lefkoşa.)
2. Mrs. Claire J. Kenneth Luard,
Vekili ve Avukatı Oktay Feridun vasıtasıyle, Lefkoşa.)
3. Frank Earnest Webb, Girne.
ile
Müstedaaleyher: 1. KKTC İskân Bakanlığı avsıtasıyle KKTC, Lefko-şa.
2. KKTC İskân Bakanlığı, Bakanlık Müdürü vasıtasıyle
KKTC Lefkoşa.
3. KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanı vasıtasıyle KKTC,
Lefkoşa.
4. KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı, Devlet Emlâk
ve Malzeme Da-iresi Müdürü vasıtasıyle KKTC. Lefkoşa.

İlgili Şahıs: Şeniz Büyükkaraca, Girne.
A r a s ı n d a.

Müstedi (1) ve (2) namına: Av. Oktay Feridun.
Müstedi 83) namına: Av. Menteş Aziz adına- Av. Ezer Özsoy.
Müstedaaleyhler namına: Sv. Mustafa Arıkan.
İlgili şahıs namına: Av. Ata Dayanç.



H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: Gerek Sayın Yargıç Nevvar Nolan'ın hazırlamış olduğu esas kararı ve gerekse Sayın Yargıç Taner Erginel'in karşı görüşlerini oku-ma fırsatını buldum. Sayn Yargıç nevvar Nolan'ın serdettiği görüşleri paylaştığım gibi vardığı neticeye de katılmaktayım. Ancak bu meselede iki ayrı kararın mevcudiyetini dikakte alarak ben de bazı can alıcı noktalara değinerek kendi görüşlerimi ek oalrak -belritmeyi uygun buldum.

Müstediler John kenneth Luard ve Claire Luard 1.11.1972 tarihli yazılı bir sözleşme ile Yukarı Girne'de Blok C Pafta/harita XII/21.1.IV'de görülen ve 5178 numaralı koçanda tasvir edilen Parsel 284'deki taşınmaz malın sözleşmeye- ilişik plânda işaretli kısmını 30 yıllık bir süre için Kıbrıslı Tum mal sahibi olan Julia Macrides'den kiralamıştır. Olgulardan görülebileceği gibi Müstediler 1.11.1972 tarihli lira sözleşmesinin kendilerine verdiği yetki ile daha sorna bu yeri geriye ka-lan süre için Frank ernest Webb isimli birisine kiraladılar. O da bilâhare 1.3.1988 tarihinde bu yerin belirli bir kısmını Şeniz Büyükkaraca isimli birisine kiralamıştır.

Müstediler Barış Harekâtını müteakip Devlet tarafından çıakrılan genel ilân uyarınc-a sözü edilen icar kontratından doğan haklarını Azınlıklar Dairesine kaydettirmişler ve Emare 1'de görülen cevabi yazıyı almışlardır. Emare 1 belge incelendiğinde hakikatte 1974 öncesi Rumlardan satış senedi ile taşınmaz mal alan üçüncü uyruklulara verilen- matbu bir cevap niteliğindedir. Emare 1'in son paragrafında şu açıklamaya yer verilmektedir.

"Under the Laws of Cyprus a contract of Sale alone does not transfer ownership in immovable property, even when all the purchase price hasa been paid. Therefor-e, incases where the seller hasa failed to have the property registered in the name of the pruchaser it is only possible at this stage to note the purchaser's contractual interest."

Bu açıklamadan görülebileeği gibi satış senedi ile Rumdan satın alınan v-e halen Tapuda işlemleri yapılmayan kontratlar için tanzim edilmiştir bir belge olduğu görülmektedir. Her halukarda Müstedilere aynı matbu belge verilerek icar kontratından doğan haklarının kaydedildiği bu belge ile tevsik edilmektedir. Emare numara 1'den -ilk bakışta bile Müstedilerin icar kontratının tasvip veya rddedildiğ cevabı çıkarılması olası değildir. Sadece o günkü koşullard söz edilen icar kontratının kayda geçirildiği anlamına gelmektedir.

32/75 sayılı yasanın 2. maddesi Baruş Hârekatından önce -Kıbrıslı Rum mal sahibi ile üçüncü uyruklular arasında yapılan icar kontratlarını geçersiz kılmaktadır. Yine aynı yasada bu gibi kontratlardan doğan ihtlâfları görmeye yetkili Mahkemenin Kaza Mahkemesi oalduğu açıklıkla vurgulanmaktadır.

Müstediler başvu-rularında özetle; sözü edilen icar kontratının Devlet tarafından ihlâl edildiği veya bunun kaale alınmadan söz konusu parselin ifraz edilerek muhtelif parsellere bölünüp başka kişilere verildiğini iddia ederek bu yönde alınan karar ile yapılan işlemlerin i-ptalii talep etmektedirler.

Müstedaaleyhler tarafından yapılan ön itirazın ise Müsetdilerin idari yargı sahasına girebilecek meşru bir menfaatları bulunmadığını, icar kontratından doğan hakları görecek Mahkemenin Kaza Mahkemesi odluğunu, bu nedenle Yükse-k İdare Mahkemesinin bu başvuruyu görmeye yetkili bulunmadığını ileri sürmüşlerdir.

Sayın Yargıç Nevvar Nolan tarafından detaylı olarak incelenen ve varılan sonuca katıldığımı söylemiştim. Kanaatimce Müstedilerin 1974 öncesi Kıbrıslı Rum ile yaptıkları i-car kontratı 32/75 sayılı Yasanın 2. maddesi kapsamında olup bu madde ile geçersiz kılınmıştır. Özetle; bu icar kontratının sözü edilen yasa maddesi ile geçersiz kılınmasının doğuracağı hukuki neticelerle Müstedilerin bu kontrat altında mevcut olabilecek h-akalrını görmeye yetkili Mahkeme yasasının göstermiş olduğu Kaza Mahkemesidir.

Müstediler avukatı bu durumun bilincinde olmasına rağmen alınan idari karardan Müsetdilerin etkilendiğini ve bu nedenle başvruuya devam edilemsinde meşru menfaatları bulunduğu-nu iddia etmektedir. daha önce değindiğim gibi 32/75 sayılı yasanın 2. maddesinin son paragrafında "ancak"la başlayan söz dizisinde ifade edildiği gibi Müstedilerin icar kontratlarının geçersiz sayıldığı ilk nazarda kabul edilmesi halinde Müstedierin kontr-attan doğan ve şu anda teslim edilecek bir hakları görülmemektedir. Ancak bu konuda tarafları dinlemeden bir karar vermek uygun olmadığı gibi bu Mahkemenin yasada belirtildiği gibi yetkisi dahilinde de değildir. Müstedilerin hakalrını arayabilecekleri Mahk-eme Kaza Mahkemesidir. Bunlarbir yana Müsetdilerin başvuruyu açmaya ehil sayılabilmesi için direkt etkilenmiş meşru menfaatları bulunması gerekir. icar aktinden doğan hakalrın icara konu malın kamulaştırılması, elden çıkarılması veya benzeri hallerde yönet-sel kararla direkt etkilenmemiş sayıldığı Türkiye içtihat kararlarında vurgulanmaktaıdr. Dr. A. şeref Gözübüyük'ün Yönetsel Yargı isimli eserinin 6. Bası, 133. sayfasında paragraf 192'de kiracı olma başlığı altında konu şu şekilde incelenmiştir.

"192. Ki-racı olma. Danıştay, kimi durumlarda kişisel menfaat kavramını dar bir biçimde yorumlayarak, açılan davaları reddetmektedir. Örneğin, danıştay kiracının oturduğu evin kamulaştırılmasına veya yıkılmasına ilişkin kararlara karşı dava açmada menfaatı bulunmad-ığına karar vermiştir.

'Davada itiraz konusu teşkil eden yıkma kararı gayrimenkul hakkında olduğundan bu kararın muhtabı da gayrinemkulun malikidir. Şu hale göre, gerek hak, grek menfaat bakımından yıkma kararından dolayı dava açmak salâhiyeti ona ait ol-mak iktiza eder. Gayrimenkulün kiracısı yıkma kararı ile doğrudan doğruya alâkalı olmayıp, dolayısıyle alâka ve münasebettedir. Halbuki, Danıştay'da açılacak idari davalarda hak ve müsessese olması idari kazanın meruf ve malum esaslarındandır. (Ş. Hocaoğlu- ve diğerleri Danıştay ve Uyuşmalzlık Mahkemesi Karar Hulasaları, İkinci kitap, 1963, s.56; Danıştay Altıncı Dairesinin 61/2605 sayılı kararı)."

Türkiye durum böyle olmakla beraber Fransa ve abzı Kara Avrupa Ülkelerinde değişik yorumlarla icara konu mal -hakkında alınan Yönetsel Karara akrşı bazı halelrde müstecire başvuru hakkı tanındığının görüldüğünü vurgulamak isterim. Müsetdileri 32/75 sayılı Yasa ile en azından ilk nazarda kontratının geçersiz sayıldığı hususunu dikakte alarak yukarıdaki içtihat kara-rı doğrultusunda konuyu incelediğimde başvurunun devamı için şu amda direkt etkilenmiş bir menfaatının mevcut olduğunu teslim etmek oalsı değildir ve bu nedenlerle ön itirazın kabul edilerek başvuruların bu aşamda reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

Tane-r Erginel: Önümüzdeki başvruuda yabancı, yani İngiliz olan Müstediler Girnede Türkmen Sokakta bulunan bir evin Şeniz Büyükkaraca isimli kişiye kiralanma kararının iptalini talep etmeketdirler. Başvuruya İlgili Kişi olarak katılan Şeniz Büyükkaraca başvuruy-a karşı ön itirazlar öne sürmüş ve Müstedilerin bu başvruuda meşru bir menfatleri olamdığını, Müstedilere, hak tanıdığı iddia edilen 30 yıllık kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu tür sözleşemlerin 32/75 sayılı Yasanın 2. amddesi tarafından iptal edild-iğini ve Müstedilerin Yüksek İdare Mahkemesine başvurmaya hakları bulunmadığını iddia etti.

Başvurunun duruşmasına başlamadan önce taraflar ön itiraz konsuunda Mahkemeye hitapta bulundular. Ön itirazı daha iyi değerlendirebilmek için başvurunun olguların-a göz atmak yararlı oalcaktır. Şahadet dinlenmemiş olmasına rağmen lâyhihalarda olgulara ilişkin yeterli bilgi bulunmaktadır. Bu olgulara göre Müstedi (1) John Kenneth Luard ve Müstedi (2) Claire Luard 1.11.1972 tarihli bir sözleşme ile Yukarı Girne Pafta -XII/21.1.IV Parsel 284 üzerinde bulunan bir evi Julia Makrides isimli bir Rumdan 30 yıllığına kiraldılar. 30 yıllık kira bedelini peşin ödeyerek malın tasarrufunu devralan Müstedi (1) ve (2). 1974 Barış Haekâtından sonra evi tasarruf etmeye devam ettiler. -21.1.1976 tarihinde sözleşmeden doğan haklarını KTFD makamalrına kaydettiren Müstedi (1) ve (2) 16.3.1983 tarihinde devi Müstedi (3) Frank Webb isimli başka bir İngilize kiraladılar. Müstedi (1) ve (2) söz konusu evi kendi kira sözleşmeleri süresince yani -1.11.1972 tarihinden itibaren 30 yıl kira sözleşmeleri süresince yani 1.11.1972 tarihinden itibaren 30 yıl tasarruf etmeye hakalrı odluğuna inandıkları için evi Müstedi (3)'e bu sürenin geriye kaqlan bölümü için yani 2002 yılına kadar kiraladılar. 2002 yıl-ına kadr evin tüm kiralarını peşin ödeyip evi dervalan Müstedi (3) Frank Webb evi bir süre kullandıktan sonra Şeniz Büyükkaraca isimli İlgili Kişiye kirladı. Bu kira ilişkilerinde dikakti çeken bir husus vardır. Müstedi (1) ve (2)'nin evi Julia Makridesten- kiralamaları ile Müstedi (3)'ün Müstedi (1) VE (2)'den kiralaması arasında benzerlik olmasına karşılık İlgili Kişi ile Müstedi (3) arasında yapılmış kira sözleşmesinin daha farklı özellikleri vardır. Şöyle ki ilk iki kira sözleşmesi bir bedel ödeyerek bir- taşınmaz malı kullanma hakkını uzunca bir süre devralma yani uzun süreli icar (lease) olarak hazırlanmasına karşılık son sözleşme aydan aya kira ödenen normal bir kira ilişkisi olarak kaleme alınmıştır. Bu nedenle Müstedi (3) Frank Webb'le İlgili Kişi ara-sında normal kira ilişkilerinde ortaya çıkabilecek sorunlar başgösterdi. İlgili Kişinin aylık kirayı ödememesi üzerine Müstedi (3) diğer Müstedilerle birlikte İlgili Kişi aleyhine Girne Kaza Mahkemesinde 581/88 sayılı bir dava açarak birikmiş kiraları ödem-eyi kabul etmesi üzerine bu davada İlgili Kişinin birikmiş kşraları ödemeyi kabul etmesi üzerine tahliye talebinde ısrr etmedi. Bir süre sonra kiralar yine ödenmemeye başladı ve Müstediler İlgili Kişi aleyhine 419/90 sayılı ikinci bir dava açmak zorunda ka-ldılar. Bu davada Savcılık 2'inci Davalı oalrak katıldı. Dava duruşma günü beklerken İskân Bakanlığı başvuru konusu evi 3.4.1991 tarihli bir sözleşme ile İlgili Kişiye kiraladı. Doğal olarak bu Müstedilerin evde herhangi bir hakları olamdığı veya Devletin -Müstedilerin haklarını tanımadığı anlamına geliyordu. Diğer bir ifadeyle Devlet bir yabancının uzun vadeli icar (lease) sözleşmesi ile sahip odluğu İlgili Kişiye kiraladığı bir eve müdahale ederek evi doğrudan İlgili Kişiye kiralama yönne gitmiş ve dolayıs-ıyle yabancının ev üzerindeki haklarını ortadan kaldırmıştı.

İskân Bakanlığı söz konusu evi Şeniz Büyükkaracaya kiralamakla yetinmedi ve evin üzerinde bulunduğu araziyiparselleyerek başka kişilere ve bu arada bir parseli de Enver Celâl terkesine verdi. B-öylece Müstedilerle karşı karşıya gelen İlgili Kişiler artmış oldu.

Başvuruda iddia edildiğine göre Müstediler başvuru konusu evin tamiri için en az KL 30.000.- harcamış bulunyorlardı. Evde Mütsedilere ait eşya ve amzlemeler vardı. Müstediler bu harcamal-arı Müstedaaleyhlerin bilgisi dahilinde ve gözleri önünde yapmışlardı. Dolayısıyle Devletin evi kiracıya verme kararlarıyla Müstedinin eşyaları da kiracıya verilmiş oluyor, Müstedinin yaptığı harcamalar gasbediliyordu.

Müstedilere göre Devletin yaptığı b-u işlem Anayasaya, yürürlükteki mevzuata ve kökleşmiş uygulamalara tamamen terstir. Her türlü doğruluk ve dürüstlük prensibine aykırıdır.

Müstedilerin bu iddialarına karşılık İlgili Kişilerin itirazlarında yer alan ve Müstedaaleyhlerin de katıldığı iddia-ara göre Müstedielrin başvuru konusu evde herhangi bir hakalrı yoktur. Çünkü söz konusu bina ve dolayısıyle binanın üzerinde bulunduğu parsel 284 Rum malı olup mülkiyeti KTFD veya daha sonraki ismiyle KKTC'ye geçmiştir. İlgili Kişiler eşdeğer açısından hak- sahibidirler ve eşdeğer puanları vardır. Söz konusu ev Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi tarafından 3.4.1991 tarihli bir kira sözleşmesi ile İlgili Kişi Şeniz Büyükkaracaya kiralanmış olup başka hernagi bir kişinin ev üzerinde hakkı bulunmamaktadır.

Başvu-runun duruşamsına başlamadan önce taraflar ön itiraz konusunda Mahkemeye hitap ettiler. Bu hitapta Savcılık ve İlgili Kişi aynı görüşleri öne sürdüler. Taraflar tanık dinletmeyerek aysal argümanlar yapmakla yetindiler.

Ön itiraz açısından bu başvruuda Mü-stedilerin fazla bir sorunları bulunmaması gerekir. Çünkü 32/75 sayılı Yasanın 2. maddesi şöyledir:

". bu yasanın yürülüğe girdiği tarihten önce yabancı (Rum) mal sahibi ile işgale den kişi veya kişiler arasında mevcut sözleşme veya bu sözleşmeden doğan k-ira münasebeti geçersiz sayılır ve onun kontrol ve yönetimine verilir. ...............

'Mütecaviz', bu yasanın yürülüğe girdiği tarihte geçerli sözleşmesi, yöneticilerin yazılı izni veya tahsis belgesi veya kira sözleşmesi olmaksızın, kanuni müstecir hali- hariç, herhangi bir taşınmaz malı işgal eden veya etmekte devam eden kişiyi anlatır. .........."

Görüleceği gibi Rumlarla yasanın yürülüğe girmiş kabul edildiği 20.7.1974 tarihinden önce yapılan sözleşmeler geçersiz sayılmıştır. Ancak yine yasanın mütec-aviz tanımında yazılı izin verilen kişilerin mütecaviz olmaktan çıkacakları ifade edilmektedir. Yasanın bu iki hükmü birlikte okunduğu zaman 32/75 sayılı Yasanın Rumlarla yapılan sözleşmeleri iptal ettiği ancak bu sözleşmeler gözden geçirilip yazılı izin v-erildiği takdirde sözleşmelerin geçerli kalacağı anlaşılmaktadır. Bu olayda da yapılan aynen böyle olmuş, Müstedi (1) ve (2)'nin Savunma Bakanlığına gönderdiği sözleşme incelendikten sonra Müstedilere 12.1.1976 tarihli yazılı bir belge verilmiştir. Emare 1- oalrak sunulan bu belge şöyle denmektedir:

"Dear Sir,

Further to our correspondence concerning the immovable property mentioned herein below I wish to inform you that the documents submitted by you have been examined by the appropriate government authi-rties of the Turkish Federated State of Cyprus and that your contractual interest in the said immovable property has been noted."

Gerçi bu belge iki bölümlü idi ve ikinci bölümünde uzun avdeli icar değil Rumdan mal satın alan yabancılara ilişkin bir hük-üm vardı. Ne var ki birinci bölümde Müstedileri tatmin edecek yeterli açıklık olduğu görülmektedir. Çünkü barda Müstedi (1) ve (2)'nin KTFD'ne sunduğu belgelerin yetkili makamlar tarafından incelendiği ve Müstedilerin taşınmaz maldaki sözleşmeye dayanan ha-klarının not edildiği belirtilmektedir. Belgeden ilk bakışta yasanın aradığı iznin verildiği anlamı çıkmaktadır. Buna ek oalrak Devlet uygulamada da Müsetdilerin haklarını kullanmalarına izin vermiş ve doalyısıyle söz konusu sözleşmeyi hüküm ve davranışlar-ıyla onaylamıştır. Müstedi (3)'ün evi şeniz Büyükkaracaya kiralaması ve onun da kiraları ödemeye başlamasına kadar müstedilerin eve ilişkin haklarında herhangi bir sorun çıkmamıştır.

12.1.1976 tarihli belge ve Devletin davranışlarıyla onay vermesi sonucu- Müstedilerde icar sözeleşmesinin geçerliliğini koruduğu inancı belirmiş olmalı ki Müstediler evi tasarruf etmeye devam edip iddialarına göre KL30,000.- tutarında masraf yapmışlar, eve eşya koyup eşyalı olarak kiralama yönüne gitmişlerdir. Şüphe yık ki Ema-re 1'in yasanın öngördüğü izin anlamına gelmediğini öne sürmek mümkündür. Ancak bu başvurunun duruşmasında çevre delillerin ibrazından sonra yapılabilecek bir iddia olabilir. Diğerbir ifadeyle belgeden ilk bakışta anlşılanlar ve uygulama birlikte dikkate a-lındığında Müste- dilerin iddialarında haklı oldukları görülmektedir ve davanın duruşmasına geçip yasal durumu daha etraflı inceleyinceye kadar Müstedileri haklı kabul etmek yani ön itirazı reddetmek gerekir.

Başvuruda Müstediler 32/75 sayılı Yasanın söz-konusu 2. maddesinin Anayasaya aykırı odluğunu da iddia etmişlerdir. Gerçekten 32/75 sayılı Yasanın 2.maddesi sözleşmelerin gözden geçirileceği ve haklı olanlara verilen yazılı izinle sözleşmelerin geçerli hale geleceği anlamını taşımadığı takdirde Anayasa-ya aykırılığı iddia edilecek kadar hukukun temel ilkelerine ters bir yasa maddesi görünümü arzetmektedir. Bu nedenle başvuruyu daha ön itiraz aşamasında iptal etmeninin ve duruşma esnasında Müsetdiye Anayasa Mahkemesine başvurma fırsatı vermemenin hatalı -olacağı açıktır.

Burada üzerinde durulması gerken bir husus üçüncü devlet uyruklu yabancıların durumudur. 32/75, 33/75 ve 42/77 sayılı Yasaları incelediğimiz zaman Rumlara ait olup Kuzey Kıbrısta kalan ve terkedilmiş bulunan taşınmaz malların Devlete in-tikal ettiğini görürüz. Ne var ki bu Devlete intikalinin haklı bir gerekçesi vardır. Şöyle ki 1974 Barış Harekâtıyle Kıbrıs'ta bir nüfus mübadelesi olmuş ve Güneyde kalan Türk malları Kuzeyde mallarını terkeden Rumlara tazminat olarak önerilmiştir. Halbuk-i üçüncü devlet uyruklu yabancıların Kıbrıs ihtilâfı ile hiçbir ilgileri yoktur. Kıbrıs Türk halkının üçüncü devlet uyruklu yabancılarla silâhlı çatışması, nüfus mübadelesi olmadığı gibi onlara bir tazminat önermesi de söz konusu değildir. Bu durumda üçünc-ü devlet uyrukluların KKTC'de kalan taşınmaz malalrdaki hakları hangi gerekçe ile ortadan kaldırmak hukukun temel ilkelerine ters düşeceği gibi KKTC'nin Rum mlalrına karşı haklı talebini de zayıflatacak ve dolayısıyle KKTC'nin çıkarlarına ters düşecektir.-

32/75 ve 33/75 sayılı Yasalarla Devlet Rumların mallarına sahip olduğuna göre Rum mal sahibi yerine Devlet geçmiş dmektir. Dolayısıyle önümüzde, taraflardan biri devlet, diğeri ise Kıbrıs ihtilafında hiçbir kusuru olmayan yabancılar olan uzun vadeli bir- sözleşme bulunduğunu düşünerek yasal değerlendirme yapmak zorundayız. Soruna bu açıdan bakınca Devletin gerekli incelemeleri yapıp gerçek olduğuna karar verdikten sonra sözleşmeyi canlı tutması ve sözleşmedeki hak ve yükümlülüklerine sahip olması hukukun -temel ilkelerine uygun oalcaktır. Niitekim uygulamada yapılmış olan da budur ve Devlet verdiği yazılı belgenin yanısıra Müstedielrin sözleşmeden doğan haklarını kullanmalarına itiraz etmemiş veya onalrın hakalrını onaylamıştır. Yıllarca süren bu uygulamada-n sonra bir anda bu hakkı ortadan kaldırmak ve uygulamadan önceki yasa maddesinin katı bir yorumunu öne sürmek kanımca doğru değildir. En azından ön itiraz aşamasında yani taraflara iddialarını etrafı tartışma ve kanıtlama fırsatı vermeden bu yola gitmek h-atalı olacaktır.

Savcılığın öne sürdüğü argümanlardan biri de Müstedilerin hakalrının sözleşmeden kaynaklandığı ve bu nedenle ihtilâfın özel hukuk alanına girip Yüksek Mahkemede tartışılamayacağı iddiasıdır. YİM 18990; D.39/92 sayılı baaşvruuda ayrıntılı- oalrak anlattığım gibi Devletin bir kişi ile sözleşme yapması kendiliğinden ihtilâfın özel huku alanında olduğu ve Kaza Mahkemesinin yetki alanına girdiği anlamına gelmez. Zaim Necatigil, 1979, First Edition, Cyprus Administrative Law, s.104 ve 105''e açı-kça görüleceği gibi Devletle kişi arasında bir sözleşme yapıldığında bu sözleşmenin hem kamu hukuku hem de özel hukuk alanında yer ala olasılığı vardır. Bunun için de sözleşmenin amacına, sözleşmenin yanısıra Devletin yaptığı diğer işlemlere, sözleşmenin i-çeriğine bakmak gerekir. Eğer Devlet sözleşmeyi yaparken özel hukuk alanı içerisinde hareket etmişse örneğin yaptığı kira sözleşmesine benzer bir sözleşme yapmışsa bu ilişkiyi özel hukuk alanı içerisinde kabul etmek gerekir. Aksine Devlet sözleşmenin yanıs-ıra idari karar veya kararlar da vermişse, Devlet olma özelliğinden doğan yetkilerini kullanmışsa sözleşmenin kamu hukuku alanına gireceği açıktır. Burada Devlet bir yabancının uzun vadeli icar sözleşmesini geçersiz kabul ederek başvuru konuusu evi İlgili -Kişiye kiralanmıştır. Devlet özel hukuktan son derece uzak tamamen Devlete özgü yetkisini kullanarak bu işlemi yapmıştır. Bu işlemi yapmadan önce o güne kadar devam eden uygulamaya ters bir uygulama başlatma kararı vermiştir. Bu ilişkide Devletin kendini ö-zel hukuk alanına koyduğu veya alelâde özel bir kişi gibi davrandığını gösteren en küçük bir belirti yoktur.

Burada üzerinde durulması gereken bir konu da 32/75 sayılı Yasada ye alan "Mahkeme Kaza Mahkemesini veya yetkili bir Kaza Hakimini anlatır" cümle-sidir. Ön itiraza katılan Savcılığa göre 32/75 sayılı Yasada böyle bir cümle yer aldığına göre Müstedilerin hak arayacağı yer Kaza Mahkemesi olup Yüksek İdare Mahkemesi değildir. 32/75 sayılı Yasa incelendiği zaman görülür ki bu yasa yönetici ile taşınmaz -malları işgal edenler arasında özel hukuka giren sözleşmeler yapılmasını öngörmekte ve bu nedenle Kaza Mahkemesine yetki tanımaktadır. Müstedilerle Devlet arasında böyle bir sözleşme yapılmış olsa veya Devlet Mahkemeye başvurup Müstedilerden işgalci olduka-lrı için kira veya tahliye talep etse yetkili Mahkeme Kaza Mahkemesi oalcaktı. Halbuki buradaki sorun farklıdır.

32/75 sayılı Yasaya hukukun temel ilkelerine ve Yüksek İdare Mahke-mesinin yetkisine ilişkin ilkelere uygun bir anlam vermek istediğimiz zama-n şöyle bir sonuca varırız. 20.7.1974'den önce Rumlarla yapılan sözleşmeler 32/75 sayılı Yasa ile geçersiz hale getirildiğine ancak yazılı bir izinle Müstedinin igalci olmaması yani sözleşmenin yasal hale gelmesi mümkün olduğuna göre KKTC makamlarına başvu-rup yazılı izin isteyen sözleşme sahibinin bu müracaatının incelenip değerlendirilmesi gerekir. Eğer sonuç olumsuz olursa, şüphe yok ki sözleşme sahibi idari bir dava açabilecektir Çünkü burada Yönetimin idari yetkisini doğru kullanıp kullanmaması tartışı-lacaktır. Ancak ret kararından sonra YİM'e başvurmayan veya başvruup da müracaatı reddedilen bir sözleşme sahibinin statüsü artık işgalci statüsüdür ve Devletle işgalci arasındakis orunları çözebilecek olan Mahkeme Kaza Mahkemesidir. Diğer taraftan verilen- yazılı bir izinle yasal statü kazanan bir kişinin daha sonra Devletin tutumunu değiştirmesi halinde başvuracağı Mahkeme yine YİM Mahkmesi olabilir. Böyle bir kişiye git hakkını Kaza Mahkemesinde ara demek hiçbir hakkın yok, daha davanı dinlemeden biz seni- işgalci kabul ediyorux ve davanı dinlemek istemiyoruz demekle aynı anlama gelir.

Eğer 32/75 sayılı Yasanın yorumu yuakrıda anlattığım gibi değil de bir çırpıda hiçbir ksuuru olmayan kişilerin hakalrını gasbetme ve işi oldubittiye getirip Yüksek İdare Ma-hkeemsinde aranabilecek bir hak için Müstedileri Kaza Mahkemesine gönderip onların hakalrını ortadan kaldırma anlamına geliyorsa bu yasanın hukukun temel ilkelerine ters bir yasa odluğu açıktır. Bu nedenle 32/75 sayılı Yasaya böyle olumsuz bir anlam vermek- zorunda kalsam o zaman da duruşmaya devam edip Müstedilere başvuruda öne sürdükleri Anayasaya aykırılık iddiasını ileri götürme fırsatı vermeyi tercih edecektim.

Sonuç olarak ön itirazın reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

Nevvar Nolan: John Kenneth -Luard ve Claire Luard 1.11.1972 tarihli yazılı bir sözleşme ile Yukar Girne'de, Blok C, pafta/Harita XII/21.1.IV'de 5178 numaralı koçan tahtında kayıtlı Parsel 284'ün sözleşmeye ekli Tapu Dairesi plânı üzerinde işaretlenmiş kısmını 30 yıllık bir süre için -Julia Macrides'den kiraladılar. John ve Claire Luard adaha sonra 16.3.1983 tarihli bir sözleşme ile 1.11.1972 tarihli sözleşme ile kiralarına aldıkları bu yeri 1.11.1972 tarihli sözleşmenin kendilerine verdiği yetki ile geri kalan süre için Frank Ernest W-ebb'e kiraladılar. Frank Ernest Webb de 16.3.1983 tarihli sözleşme ile kirasına aldığı konu yeri 111.3.1988 tarihli bir sözleşme ile 29.2.2000 tarihine kadar Şeniz Büyükkaraca'ya kiraladı.

Müstedaaleyhler 1990 yılı içerisinde yukarıda konue dilen parsel -284'ü ifraz edeerek 284/1, 284/2, 284/3 ve 28474 olarak dört ayrı parçaya ayırdılar. Parsel 284'ün yukarıda belirtilen sözleşmelere konu olan kısmı yapılan bu ifraz sonucu aprsel 284/3 oalrak belirlenmiştir. Parsel 284'ün ifrazından sonra müstedaaleyhler p-arsel 284/3 üzerindeki konutun koçanını Enver Celâl Terekesine verdiler. Parsel 284'ün ifraz edilidği ve yukarıda belirtilen sözleşmelere konu ksımının 284/3 oalrak ayrılarak koçanının Enver Celâl Terekesine verildiğini öğrenen John Luard, Claire Luard ve -Frank Webb 220/90 sayılı başvuruyu dosyalayarak:

a- Parsel 284'ün kendilerinden izinsiz ifraz edilmesi ile ilgili müsteda-aleyhlerin yapmış olduğu her türlü işlemin ve/veya almış oldukları kararların hükümsüz ve/veya etkisiz olduğu ve herhangi bir sonuç d-oğuramayacağı hususunda;

b- Eski parsel 284'ün bir kısmını teşkil eden parsel 284/3'ün müsteda- aleyhler tarafından Enver celâl Terekesine verilemsini ve/veya koçan edilmesini öngören ve bu maksatlarla müstedaaleyhler tarafından alınan karar ev/veya yapı-lan işlemlerin geçersiz ve/veya etkisiz olduğu ve herhangi bir sonuç doğuramayacağı hususunda;

emir ve/veya karar talep ettiler.

1990 yılı sonlarında Enver Celâl Terekesine verilemsine karar alınan konutun parsel 284/3 üzerindeki konut olmayıp parsel 28-4/1 üzerindeki konut olduğu, parsel 284/3 üzerindeki konutun koçanının sehven Enver Celâl Terekesine verildiği saptandı ve parsel 284/3 üzerindeki konutun Enver Celâl Terekesine verilen koçanı iptal edildi.

İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürü, Devlet -Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürlüğüne gönderdiği 23.2.1991 tarih ve Gir.1133-1808 sayılı yazı ile Girne'de Türkmen Sokak 16 No'lu konutun rayiç kira bedeli üzerinden Şeniz Büyükkaraca'ya kiralanmasının uygun görüldüğünü bildirerek kira muakvelesinin hazırla-nmasını rica etti. Bu ayzıya konu olan Türkmen Sokak 16 No'lu konut parsel 284/3 üzerindeki konuttur. Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi Müdürlüğü de 3.4.1991 tarihli yazılı bir kira sözleşmesi ile Girne, Türkmen Sokak No.16'daki konutu 1.4.1991 tarihinden 31-1.3.1992 tarihine kadr Şeniz Büyükkaraca'ya kiraladı.

parsel 284/3 üzerindeki konutun, bir diğer ifade ile Türkem Sokak No.16'daki konutun, Şeniz Büyükkaraca'ya kiraya verildiğini öğrenmeleri üzerine John Luard, Claire Luard ve Frank E. Webb 85/81 sayılı- başvuruyu dosyalayarak;

a- Girne'de Türkmen Sokak, 16 no'lu konutun kendielrinden habersiz ve rızaları hilâfına Şeniz Büyükkaraca'ya kiraya verilmesini gerçekleştiren işlem ve/veya kararın kanunsuz, keyfi, yetkisiz ve geçersiz olduğuna dair,
b- Müstedaa-leyhler 1 ve 2 tarafından müstedaaleyhler 3 ve/veya 4'e gönderilen talimat mahiyetindeki 23.3.1991 tarih ve 4 Gir. 113-18808 sayılı yazının içerdiği parsel 284/3 üzerindeki konutun Şeniz Büyükkaraca'ya kiralanması ile ilgili kararın ve/veya kira sözleşmei -ile kiraya verilemsini isteyen kararın ve/veya işlemin ve/veya talimatın hükümsüz ve geçersiz olduğu hiçbir yasal sonuç doğurmadığı ve doğuramayacağı zımnında,

c- Türkmen Sokak No.16'daki konut ile ilgili müstedaaleyhler ile Şeniz Büyükkaraca arasında ya-pılmış yazılı veya sözlü herhangi bir kira sözleşmesinin ve/veya konu konut üzerinde geçerli ve yasal sözleşmeye dayanan tasarruf hakalrına herhangi bir şekilde müdahale teşkil eden herhangi bir işlemin ve/veya sözelşemenin hükümsüz ve geçersiz olduğuna v-e herhangi bir sonuç doğurmadığı, doğuramayacağı ve yoklukla malûl olduğuna dair,

d- Müstedaaleyhlerin ve Şeniz Büyükkaraca'nın kendilerinin konu konut üzerindeki yasal tasarruflarını kaldırmaya ve/veya yasal tasarrufarına müdahale etmeye ve/veya yasal t-asarruflarını ihlâl etmeye yöneltilmiş eylem veya işlem yapmalarını men eden emir ve/veya karar talep ettiler.

İlgili Şahıs Şeniz Büyükkaraca her iki başvruuya da itiraz dosyaladı ve özetle aşağıdaki hususları ön itiraz olarak ileri sürdü.

a- Konu taşın-maz mal Devlet tarafından herhangi bir zaman müstedilere kiralanmadığı ve/veya tahsis edilmediği ve/veya kullanımlarına ve/veya yasal tasarruflarına verilmediği cihetle müstedilerin doğrudan doğruya etkilenen meşru menfaatleri yoktur,

b- Müstediler Kuzey- Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşı olmadıkalrından, bir Rum adında kayıtlı konu taşınmaz mal züerinde hak sagibi değillerdir ve/veya hak sahibi sayılamazlar, yani meşru menfaatleri yoktur,

c- Müstedilerin İdari Hukuk sahasında dava sebepleri yoktur; bu ne-denle meşru menfaatleri yoktur.

Müsetdaaleyhler İlgili şahıs tarafından dosyalanan itirazlara katıldıkalrını beyan ettiler ve ayrı itiraz dosyalamadılar.

Başvurular birleştirildikten sonra dinlenmek üzere birleştirilmiş olarak Mahkeme huzuruna geldiler-. Mahkemenin 24.11.1992 tarihli oturumunda müstedi No.1 olan John Luard ile müstedi No.2 olan Claire Luard başvurudan çekildiler.

Yukarı Girne, Blok C, Pafta/Harita XII/21.1.IV de 284 numaralı parsel 20.7.1974 tarihinde 5178 numarlaı koçan tahtında Kıbrı-slı bir Rum'un yani gerek 32/75 sayılı 1975 Yabancı Taşınmaz Malları (Kontrol ve Yönetim) Yasası gerekse 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal yasası altında "yabancı" statüsünde olan bir kişinin adına kayıtlı idi. John ve Claire Luard, Julia M-acrides isimli 32/75 ve 41/77 sayılı Yasalar altında "yabancı" olan bir Rum kadınla yaptıkları 1.11.1972 tarihli Emare 2 kira sözleşmesi ile parsel 284'ün sözleşmeye ekli Tapu Dairesi plânı üzerinde işaretlenmiş kısmını kiralarına aldılar.

14(1) maddesi-ne göre 20.7.1974 tarihinde yürülüğe girmiş sayılaan 32/75 sayılı Yasanın 2. maddesine göre Kıbrıs Türk Federe Devleti kontrol ve yönetimindeki bölge dışında ikâmet eden yabancı kişiye ait olup da Kıbrıs Türk Federe Devleti kontrol ve yönetimindeki bölge d-ahilinde bulunan bir taşınmaz mal ile ilgili bu yasanın yürülüğe girdiği tarihten önce yabancı ile işgal eden kişi arasında mevcut kira sözleşmesi veya bu sözleşmeden doğan kira münasebeti geçersiz sayılır. İlgili taşınmaz mal yöneticinin zilyetliğine geçe-r, yöneticinin kontrol ve yönetimine verilir. Konu parsel 284'ün adında kayıtlı olduğu yabancı Kıbrıs Türk Feder Devleti (şimdiki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) kontrol ve yönetimindeki bölge dışında ikâmet etmektedir. John ve Claire Luard ile Julia Macrid-es isimli yabancı arasında yapılan 1.11.1972 tarihli emare 2 kira sözleşmesi ve bu sözleşmeden doğan kira münasebeti 32/75 syılı Yasanın 2 ve 15(1) maddeleri gereği 20.7.1974 tarihi itibarı ile geçersiz olup konu taşınmaz mal yöneticinin zilyetliğine geçmi-ş, yöneticinin konyrol ve yönetimine kalmıştır. 41/77 sayılı Yasanın yürülüğe girmmesi ile İskân Bakanlığının kontrol ve yönetimine geçen konu taşınmaz mal Anayasanın 159. maddesi altında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin mülkiyetine geçmiştir.

32/75 sayı-lı Yasanın 2. maddesinde yasanın yürülüğe girdiği tarihte geçerli sözleşmesi, yöneticinin yazılı izni veya tahsis belgesi veya kira sözleşmesi olmaksızın yasa kapsamındaki herhangi bir taşınmaz malı işgal eden veya etmekte devam eden kişi mütecaviz oalrak -tanımlanmıştır. John ve Claire Luard ile Julia Macrdes arasında yapılan 1.11.1972 tarihli Emare 2 kira sözleşmesi 20.7.1874 tarihinden itibaren hükümsüz olduğuna göre 11.11.1972 tarihli sözleşmenin verdiği yetki ile John ve Calire Luard ile Frank Webb aras-ında yapılan 16.3.1983 tarihli Emare 3 ve Frank Webb ile şeniz Büyükkaraca arasında yapılan 1.3.1988 tarihli Emare 4 kira sözleşmeşeri de İskân Bakanlığına karşı geçersizdrler. Yönetici veya İskân Bakanlığı ve Devletin herhangi bir makamı herhangi bir tari-hte konu taşınmaz malı müstedileriden herhangi birine kiralamadı, herhangi birine tahsis etmedi, işgal etmesi için müstedilerden herhangi birine yazılı izin vermedi.

Yukarıda değindiğim gibi müstedinin idari yargı sahasında tezekkür edilmesi gereken bir -meşru menfataı yoktur. Ancak 32/75 ve 33/75 sayılı Yasalar 20.7.1974 Barış Harekâtından önce yabancı tanımına giren kişilerle yapılan kontratları hükümsüz kılarken bu gibi kontratlardan doğacak ihtilâfları görmede kaza mahkemesinin yetkili kılınmasını öngö-rmektedir. Bu durumda müstedinin her halükârda mevcut olabilecek haklarını görmeye yetkili makam kaza mahkemesi olduğundan Yüksek idare Mahkemesine başvurması mümkün değildir. Bu nedenle de başvuruların reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

N. Ergin Salâhi-: Netice olarak yukarıda belirtilen görüşler ışığında başvuruların reddedilmesine, Sayın Yargıç Taner Erginel'in karşıoyu ve oyçokluğu ile, karar verilir.

Masraflar hususunda emir verilmez.


(N. Ergin Salâhi) (Taner Erginel) - (Nevvar Nolan)
Yargıç Yargıç Yargıç

15 Haziran 1993


-


-15-



-


Full & Egal Universal Law Academy