Yüksek İdare Mahkemesi Numara 220/2007 Dava No 15/2010 Karar Tarihi 04.12.2010
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 220/2007 Dava No 15/2010 Karar Tarihi 04.12.2010
Numara: 220/2007
Dava No: 15/2010
Taraflar: Turan M. Bayraktar Kemaloğulları ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve diğeri arasında
Konu: Polis münhali - Münhal mevkiye yapılan atamaların iptali istemi - İstinafın kabul edilerek kararın iptal edilmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 04.12.2010

-D.15/10 YİM:220/07
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Yargıç Necmettin Bostancı Huzurunda.

Davacı:Turan M.Bayraktar Kemaloğulları, Güzelyurt Polis Müdürlüğü-
Güzelyurt

- ile -

D-avalı:1-KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Polis Genel
Müdürlüğü vasıtasıyla KKTC Başsavcılığı - Boğaz, Girne
2-Polis Örgütü Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyla KKTC
Başsavcılığı - Lefkoşa

- A r a s ı n d a.

Davacı namına: Avukat Barış Mamalı
Davalılar namına: Savcı İlter Koyuncuoğlu
İlgili Şahıslar:1,2,3,5,8,13 ve 14 Başsavcılığa katıldı
4 ve 6 adına Avukat Oktay Feridun
7 adına Avukat Tev-fik Mut
9 adına Avukat Mustafa Algun
10,11,12 adına Avukat Erdal Öncü.

------------
H Ü K Ü M
Davacı, Davalılar aleyhine ikâme ettiği işbu dava ile aşağıdaki şekilde talepte bulunmuştur:

"A) Polis Müfetti-ş Muavinliği münhal mevkiine ve/veya
kadrosuna ve/veya rütbesine ve/veya derecesine,
Davacıya tercihen İsmet Uzun, Yusuf Sonay, Aydan
Arifoğlu, Erdoğan Cingöz, Rıza Akınsel, Erkan Yahat,
Murat Karaman, Abdurrahman Lekesiz, Mehmet Zora-li,
Hasip Tütüncü, Ali Pamit, Hilmi Sonoğlu, Salih Seven
ve Gülay Çekici'nin terfi ettirilmesine ve/veya
atanmasına ilişkin Davalıların 18 Temmuz 2007 tarihli
ve/veya Temmuz 2007 tarihli karar ve/veya işleminin
ve/veya iş-lemlerin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna
ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar
verilmesi;

B) Davacının, Davalıların dava konusu Temmuz 2007 tarihli terfi hususundaki kararına binaen yaptığı 9.8.2007 tarihli gerekçe talep ede-n yazılı müracaatına karşı Davalıların verdiği 28.8.2007 tarih ve 01/2-07-211 sayılı kararının tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar verilmesi;

C) Müfettiş Muavinliği mevkiine ve/veya rütbesine ve/veya
- derecesine Davacının terfi ettirilmemesi ve/veya
atanmamasına dair Davalılara ait karar ve/veya kararların ve/veya işlem ve/veya işlemlerin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve/veya Davalıların davacıyı Müfettiş Muavinliği mevkiine atamayı ihma-l etmesinin yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna ve Davacının konu mevkiye atanması gerektiğine dair Mahkeme kararı;

2.2.2007 tarih ve 01/2-2-07-5 sayılı mülakat hakkındaki kararın ve/veya bu karar ışığında 17 temmuz 2007 tarihinde yapılan ve terfi kara-rlarını belirleyen mülakatın ve/veya mülakata ilişkin işlemlerin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar verilmesi;

Muhterem Mahkemenin uygun göreceği başka herhangi bir emir ve/veya çare;

İşbu dava masraflar-ı."

Davalılar, Davacının talep takririne karşılık müdafaa
takriri dosyalayarak, Davacının iddialarını reddetmişler ve Davacının Polis Hizmetleri Komisyonu tarafından yapılan genel değerlendirmede, başarısız olduğu için terfi ettirilmediğini, işbu hususun- da Davacıya bildirildiğini ileri sürmüşlerdir.

İsmet Uzun, Yusuf Sonay, Hasip Tütüncü, Aydan Arifoğlu, Erdoğan Cingöz, Murat Karaman, Abdurrahman Lekesiz, Ali Pamit, Gülay Çekici, Erkan Yahat, Hilmi Sonoğlu, Salih Seven, Mehmet Zorali, Rıza Akınsel isim-li kişiler davaya İlgili Şahıs olarak dahil edilmişlerdir.

İlgili Şahıslar (1)İsmet Uzun,(2) Yusuf Sonay,(3)Hasip Tütüncü,(5)Erdoğan Cingöz,(8)Ali Pamit,(13)Mehmet Zorali,
(14)Rıza Akınsel müdafaa amacıyla Savcılığa katılmışlar, İlgili Şahıslar (4)Aydan -Arifoğlu, (6)Murat Karaman,
(7) Abdurrahman Lekesiz,(9)Gülay Çekici,(10)Erkan Yahat,
(11)Hilmi Sonoğlu,(12) Salih Seven ise ayrı müdafaa takriri dosyalamışlardır.

İlgili Şahıslar (4) ve (6), müdafaa takrirlerinde Başsavcılık tarafından verilen müdafaa ta-kririne katıldıklarını beyan etmeleri yanında, Aydan Arifoğlu'nun 11'nci sırada olduğunu, herhalükârda terfi edecek 15 kişi arasında olduğunu, kendisinden kıdemsiz olup da terfi ettirilenler olduğunu, Murat Karaman'ın da 19'ncu sırada olduğunu, kendisinden- kıdemli olup da terfi ettirilen 7 kişiden sonra terfi ettirildiğini ileri sürmüşlerdir.

İlgili Şahıs (7) müdafaa takririnde Polis Teşkilâtında ifa ettiği görevleri belirtmesi yanında Özel Harekât Müdürlüğünde çalıştığı için, meslek gurubu teknik sınavı -geçtiğini, Davacının böyle bir sınavı geçmediğini, Davacının ve İlgili Şahıs (7)'nin farklı kulvarlarda olduğunu, bu nedenle İlgili Şahıs (7)'nin terfisiyle ilgili, meşru menfaatinin olmadığını ileri sürmüştür.

İlgili Şahıs (9) müdafaa takririnde, Başsav-cılığın müdafaa takririnde belirtilenleri benimsediğini, üniversite mezunu olduğunu, Davacıya oranla sicil notu bakımından daha olumlu olduğunu, görevinde başarılı olduğunu, terfi açısından Salih Seven'e oranla önceliği olduğunu, İlgili Şahıs (10),(11),(12-) de dosyaladıkları müdafaa takririnde Başsavcılığın müdafaa takririnde ileri sürdüğü hususlara katıldıklarını, her bir İlgili Şahsın tahsil ve mesleki başarılar açısından Davacıdan daha başarılı olduklarını, terfide Davacıya oranla öncelikleri olduğunu il-eri sürmüşlerdir.

Taraflar davanın duruşması amacıyla 42 adet emare sunmuşlardır.

Duruşma esnasında Davacı şahadet vermiş, başka bir tanık çağırmamıştır. Davalılar ve İlgili Şahıslar ise tanık çağırmamışlar ve şahadet sunmamışlardır. Tüm taraflar Mah-kemeye hitap etmişlerdir.

Huzurumdaki şahadet, layihalar ve emareler ışığında dava ile ilgili olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Davacı Polis Örgütüne 1/5/1985 tarihinde dahil olmuştur. Örgütte çeşitli görevlerde bulunan Davacı halen Polis Çavuşu-dur.

Polis Genel Müdürlüğü 21/3/2007 tarihli bir yazı ile 2007 yılında yapılacak olan terfilerle ilgili münhal ilân etmiştir.
Söz konusu yazıda 15 tane Müfettiş Muavinliği mevkii de bulunmaktadır. Polis Genel Müdürlüğü bahse konu terfilerle ilgili özel y-etiştirme kursuna katılacak olan personelin listesini de Emare 18'de görüldüğü şekilde ilân etmiştir. Davacı zikredilen listede 17'nci sırada görülmektedir. Polis Genel Müdürlüğü 30/4/2007 tarihli yazısı ile de yükselmelerde yapılacak olan değerlendirme kr-iterlerini, personelin bilgisine getirmiştir. Buna göre sicil notu ağırlığı %40, kıdem notu ağırlığı %20, komisyon değerlendirme notu da %40 olacaktı.

Polis Genel Müdürlüğü özel yetiştirme kursuna katılan ve başarı gösteren personelin listesini 7/5/2007 -tarihli yazısı ile ilân etti. 2001 yılında yeterlilik sınavını geçmiş olan Davacı bu kursta da başarılı olmuştur.(Gör Emare 23) İlgili Şahıslardan, İsmet uzun, Erdoğan Cingöz ve Hasip Tütüncü bu kursta başarılı olamamışlardır. Söz konusu İlgili Şahıslar so-nuçlara itiraz ettiler, itirazlarının kabul edilmesi üzerine mülâkata katıldılar ve terfi ettiler.

Neticede, Davacının da aralarında bulunduğu 3 kişisi itfaiye teşkilatından olmak üzere 38 aday, 17 adet (ikisi itfaiyecilere ait) münhal mevki için başvuru-da bulunmaya hak kazandılar. İtfaiyeciler hariç Müfettiş Muavinliğine aday kişi sayısı 35'dir.

Davacı 35 kişilik aday kadroda kıdem sıralaması itibariyle 5'nci sırada bulunmakta idi.

17/7/2007 tarihinde adaylar mülâkata katıldılar. 18/7/2007 tarihind-e Polis Genel Müdürlüğü, Polis Çavuşluğundan Müfettiş Muavinliğine terfi edenlerin listesini yayınladı. Davacı terfiye layık görülmedi, 15 adet Polis Çavuşu ile 2 adet İtfaiye Çavuşu 1/8/2007 tarihinden itibaren münhal mevkilere atandılar.

5/5/2007 -tarihinde yapılan özel yetiştirme sınav sonuçlarında 35 kişilik listede ilk 15'te görülen çavuşlar arasında Murat Karaman, Abdurrahman Lekesiz, Erkan Yahat, Mehmet Zorali, Hasip Tütüncü, Ali Pamit, Hilmi Sonoğlu, Salih Seven ve Gülay Çekici bulunmamaktadır-.

Davacı münhal mevkiye terfi ettirilmemesi nedeniyle, 9/8/2007 tarihli bir yazı ile Davalılardan gerekçe talep etti. Bu yazıya karşılık Davacıya cevap verildi. Emare 16'da görülen cevap "genel değerlendirmede başarısız olduğu nedeniyle terfi ettirilmedi-ği" şeklindedir.

Polis Örgütündeki terfilerle ilgili hukuki duruma gelince; 51/84 sayılı Polis Örgütü (kuruluş, görev ve yetkileri) Yasası
madde 73(2)'ye göre derece yükselmesinin koşulları (4) başlık altında toplanmaktadır.

"73.(2) Derece yükselmesin-in koşulları şunlardır:
Bir üst derecede boş kadro bulunmak;
Derecesi içinde en az üç yıl ve bu derece bareminin üçüncü kademesinde bir yıl çalışmış olmak;
Boş kadro görevlerinin gerektirdiği nitelik ve koşullara sahip olmak;
(ç) Sicil bakımından üst dere-ce kadrolarına
yükselebilecek nitelikte bulunmak."


Bu özellikleri taşıyan ve bulunduğu derecede en az
3 yıl hizmet etmiş olan kişiler 73(4)'e göre, liyakat ve yetenekleri sabit, iyi sicil almış olmaları halinde terfiye hak kazanırlar. Yani bu şahı-slar terfiye aday olurlar.

Terfiye aday olan kişiler, 73'ncü maddenin 5'nci fıkrasında belirtilen Polis Okulundaki özel yetiştirme kurslarını başarı ile tamamlamaları halinde ayni yasanın ayni maddesinin 7'nci fıkrasına göre bir üst dereceye kıdem tablos-una ve boş kadrolara göre terfi ederler.

Bahsi geçen 73'ncü madde 3,5 ve 7'nci fıkralar aynen şöyledir:
"73.(3)Polis mesleğinde derece yükselme süresi, her
derecede en az üç yıldır. Staj ve adaylık bu
süreye dahil değildir.
- (4)...........................................
...........................................
(5)İlkokul veya ortaokul mezunu polislerin müfettiş
yardımcılığına, Müfettişliğe ve Başmüfettişliğe
kadar olan d-erecelere yükselebilmeleri için, önce
Polis Okulunda meslek derecesine uygun özel
yetiştirme kurslarını başarı ile tamamlamış
olmaları koşuldur.
(6)...........................................
....-.......................................
(7)Yükselme için açılacak yeterlik sınavında başarılı
olanlar, kıdem tablosuna ve boş kadrolara göre
yükselirler. Yetiştirme kurslarını başarıyla
tamamlayamayanlarla sı-navda başarılı olamayanlar
ise, yükselme haklarını yitirirler ve bulundukları
meslek derecesinde görev yapmaya devam ederler."

Bu davadaki Davacı ve İlgili Şahıslar, özel yetiştirme kursuna katılmışlardır. Emare 18'e göre özel ye-tiştirme kursuna katılmaya hak kazanan kişi sayısı 62'dir.

Özel yetiştirme kursuna katılan adayların kurs sonunda sınava katılacakları Polis Okulu Tüzüğünün 17(1)(b) maddesinde öngörülmektedir. Konu 17(1)(b) aynen şöyledir:

"17.(1)(b) Özel yetiştirme k-ursuna veya uzmanlık kursuna
bağlı tutulan polis adayları kurs süresi bir
ay ise kurs sonunda; kurs süresi bir aydan
fazla ise kurs ortası ve kurs sonunda sınava
tabi tutulurlar."

Özel y-etiştirme kursu sonunda yapılan sınav bir yarışma sınavıdır. Kişinin terfi edebilmesi için, yarışma sınavında başarılı olması, yani her halükârda, Polis Okulu Tüzüğü madde
17'de belirtilen geçme notu olan 50 ve üzerinde not alması gerekir.

Terfi içi-n gerekli tüm yukarıda söylenenler gerçekleştiği takdirde, Polis Örgütü Yasası kıdeme göre terfi ettirilmeyi öngörmektedir.

Kıdemden ne anlamak gerektiği bu davada tartışılmıştır. Bu konuda ortaya iki görüş atılmıştır.

Mesleğe ilk giriş tarihi
Halih-azırda bulunduğu dereceye atandığı tarih

Bu konuda 2'nci görüşü benimsediğimi belirtmek isterim. Yasanın hükmü ışığında gerekli kriterleri taşıyanlar yukarıda belirtilen kıdem tefsirine uygun olarak sıralamaya tabi tutulmalıdırlar.

Huzurumdaki me-selede böyle mi yapılmıştır? Yarışma
sınavı sonunda kimin ne not aldığı huzurumdaki emarelerde görülmesi yanında, ayrıyeten emarelerde geçen ve kalanlar, geçti-kaldı şeklinde görülmektedir. Komisyon, başarılı olanların kıdem listesini yapmalı ve bu listed-e yer alan ilk 15 kişiyi terfi ettirmeli idi.

Polis Hizmetleri Komisyonu bu yöne gitmemiştir. Emare 13'de terfi ile ilgili değerlendirmelerin 3 ana başlık altında yapılacağı görülmektedir. Bunlar (a) sicil notu (b)komisyon değerlendirmesi (c) kıdem not-u şeklindedir. Anlaşılan o'dur ki, Polis Hizmetleri Komisyonu yarışma sınavında başarılı olanları ikinci bir değerlendirmeye tabi tutup, sicil, kıdem notu ve mülakat notlarının yüzde üzerinden ağırlıklarını belirleyip bunları toplayarak elde ettiği puan or-talamalarını esas alarak bir başarı listesi belirlemiş ve bu listeye göre terfi edecekleri belirlemiştir.

Bu safhada Davacı Avukatının ileri sürdüğü bir argümana temas etmeden geçemeyeceğim. Davacı Avukatına göre yasa, Davalılara mülâkat yapma hakkı ver-memektedir. Mülakat sadece mesleğe ilk girişte aranmaktadır.

Polis Örgütü Sınav Tüzüğü madde 6(2)'ye göre "sınavlar komisyonca verilecek karara göre sözlü veya uygulamalı yöntemlerden biri veya birkaçıyla yapılır." Bu sınavların da ayni maddenin 1'nci fı-krasına göre yeterlik, yarışma ve yabancı dil sınavları olduğu görülmektedir. Bu konuda Tüzük, Polis Hizmetleri Komisyonuna takdir hakkı vermemektedir. Burda sorulması gereken soru, sözlü sınavla mülâkatın ayni anlamda mı olduğudur.
7/79 sayılı Kamu Görev-lileri Yasası madde 63(5)'e istinaden yapılan Kamu Görevlileri Sınav Tüzüğünde 5'nci madde (1)'nci fıkra D bendinde, sözlü yarışma sınavı ile "mülâkat" kelimeleri eş anlamlı olarak gösterilmektedir. Buna göre tüzükte ifade edilen sözlü sınavın mülâkatı da -kapsadığı hususunda bulgu yaparım. Dolayısıyle Polis Hizmetleri Komisyonu, tüzükte öngörülen 3 tür sınavda, sözlü uygulaması veya hem yazılı hem sözlü uygulaması yapabilir. Bir yanlış anlamayı önlemek için belirtmek isterim, Polis Hizmetleri Komisyonunun m-ülâkat yapma yetkisi olması bu meselede yaptığı mülâkatın yasal olduğu sonucunu doğurmaz. Mülâkat konusuna ileride yeniden döneceğim.

Bilindiği gibi bir idari kararın sıhhatli bir karar olabilmesi için, yetki, şekil ve usul (biçim), neden, konu
ve amaç -yönlerinden dayandığı mevzuata uygun olması gerekir. Bunlardaki bir eksiklik veya birden çok eksiklik kararın sakatlığı sonucunu doğurur. Huzurumdaki davada, yetki, neden, konu, amaç yönünden bir sakatlık görülmemektedir. Biçim yönüne gelince, Polis Yasası-'nın öngördüğü biçime yukarıda temas etmiştim. Aday konumuna gelene kadar uygulanan yöntem konusunda ihtilâf yoktur. Aday olduktan sonra uygulanacak yöntem de yasanın 73.maddesinde belirtilmektedir. Gerek Polis Yasası, gerekse bu yasa altında yapılan tüzük-ler, yarışma sınavından sonra sicil notu, komisyon değerlendirmesi ve kıdem notu nazara alınarak bunların ağırlık derecelerini toplayıp bir sonuca varma gibi bir biçim veya yöntem kuralı içermemektedir. Ayrıca Davalı 2, Davacının itirazı üzerine
ona verdi-ği yanıtta "yaptığı genel değerlendirmede Davacının başarılı olmadığını" belirtmiştir. Yasa, nihai sonuç için böyle bir yöntem de öngörmemiştir. İdare, yasada mevcut usül ve şekil haricinde yöntem belirleyip sonuca gitmekle hatalı davranmıştır ve vardığı s-onuç hatalıdır. Bu sakatlık da sonucu etkilemiştir. Bu konuda Prof.Dr.A.Şeref Gözübüyük'ün Yönetsel Yargı isimli eserinin 27. basısında sayfa 218 paragraf 243'de şöyle demektedir:
"243.-Sonucu etkileyen ve sonucu etkilemeyen sakatlıklar.
Danıştay, biçim k-oşullarına uyulmamasını, iptal nedeni olarak kabul ederken, kimi kez, yapılan sakatlığın, sonucu etkileyip etkilemediğine bakmaktadır. Danıştay, biçim ve yöntem kurallarında yapılan sakatlıklardan, sonucu etkileyici nitelikte olanları, iptal nedeni olarak -kabul etmektedir."

Mülâkat konusuna yeniden dönecek olursak; huzurumda terfiye aday kişilerle ilgili mülâkat notunun ne olduğu hususunda bir emare yoktur. Huzurumda ileri sürülen argümanlar ve şahadetten, mülâkat yapıldığı görülmektedir. Emare 13'de açık-ca mülâkattan bahsedilmemektedir. Ancak mülâkatın komisyon değerlendirmesi içinde olduğu rahatlıkla söylenebilir. Çünkü Davacı şahadetinde mülâkata katıldığını açıkca söylemektedir. Yukarıda izah ettiklerim ışığında Davalı 2, mülâkatı esas sınav yani yarış-ma sınavı dışında yapmakla yasaya aykırı davranmıştır. Davalı, mülâkatı sınava dahil edecek idi ise sınavın kısmen yazılı, kısmen sözlü olduğunu (ki tüzük kendisine bu hakkı vermektedir) sınavdan önce belirleyecek, keza bunların not olarak ne oranda nazara- alınacağını da belirleyip adayların bilgisine getirecekti. Böyle yapmamakla yukarıda da belirttiğim gibi hatalı davranmıştır. Başka bir ifade ile yasaya aykırı davranmıştır.

Davacının bu davada esas dayandığı ve müşteki olduğu nokta, terfi işlemi yapılı-rken kıdem sıralamasının nazara alınmamasıdır. Bu noktadan hareket eden İlgili Şahıslar da Davacının meşru menfaatinin bir tek kişiyle ilgili olduğu iddiasını yapmışlardır. Yasanın murad ettiği 73'ncü maddedeki özellikleri taşıyıp da, yani özel yetiştirme -kursuna katılma hakkı olup da, katıldıkları özel yetiştirme kursu nihayetinde yapılan yarışma sınavında başarılı olan kişileri halen mevcut olan kıdem sırasına göre terfi ettirmektir.
Kıdemle ilgili sıra, sınavdan önce mevcuttur. Polis Hizmetleri Komisyon-u yarışma sınavı sonunda, eğer mevcut sıradakilerden başarılı olamayanlar varsa onları ayırarak, onların yerine başarılı olanları katıp, tekrar bir kıdem sıralamasına tabi tutması gerekirken, kendi takdirine göre bir ağırlık sistemi oluşturarak (ki yasaya -göre böyle bir yöntem yoktur) yarışma sınavında başarılı olanlar arasından yeni bir sıra oluşturmuştur. Tabiidir ki bu yöntemle, asıl olan kıdem sırası bozulmuş ve terfiye layık olması gereken bazı kişiler tamamıyla liste dışı kalmıştır. Davadaki emarelere- dayanarak, bu kişilerin kimler olduğunu ve aslında yarışma sınavı sonunda kimlerin terfi etmesi gerektiğini belirtmek mümkün olmakla birlikte, İdare Mahkemesinin böyle bir yetkisi yoktur. Yineleyecek olursam, Polis Hizmetleri Komisyonu, yarışma sınavından- sonra durmamış, ağırlık sistemi uygulamak suretiyle liste oluşturmakla yine yukarıda belirttiğim gibi yasanın öngördüğü biçim kuralları dışına çıkmıştır. Komisyon, yasanın ön gördüğü biçim dışında uygulama yapması ötesinde, Davacının itirazı üzerine verdi-ği yanıtta belirttiği genel değerlendirmeyi yapmıştır. Bunlara dayanarak aldığı karar ve yaptığı işlem yukarıda da belirttiğim gibi gayrı yasaldır. Sakat bir karara dayandığı için terfi işlemleri de sakattır. Böyle bir durumda Davacının haliyle tüm adaylar-la ilgili meşru menfaatı olması gerekir. Eğer yarışma sınavı sonunda başarılı olanlar arasında kıdem sırasına göre bir liste oluşturulmuş olsaydı ve Davacı kıdem listesinde olmasına rağmen terfi ettirilmemiş ve yerine başka bir kişi terfi ettirilmiş olsayd-ı şüphesiz meşru menfaati o kişiyle sınırlı olacaktı.

Yukarıda belirtilenlerden görüleceği gibi Davacı davasında başarılı olmuştur. Bu nedenle Davalı No 2'nin 18.7.2007 tarih ve 01/2-2-07-5 sayılı kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir n-etice doğuramayacağına ve ayrıca talep takririnin B ve D paragrafları gereğince hüküm ve emir verilir. C paragrafındaki talebe gelince, bu paragrafta Davacı, kendisi ile ilgili atanmama kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ilişkin hüküm talep etmesi yan-ında, Davalıların atamayı ihmal etmesinin yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna dair Mahkeme kararı talep etmektedir.

Ortada idare hukuku anlamında bir ihmal olmadığı için ihmal ile ilgili talep reddedilir. Bu paragraftaki diğer talep, aslında A paragra-fındaki talep içinde sonuçlandırıl-mıştır.

Meselenin kendine has olgularını dikkate alınca, masraflarla ilgili herhangi bir emir vermeyi uygun görmedim.



Necmettin Bostancı
Yargıç




12 Nisan 2010
-



9






Full & Egal Universal Law Academy