Yüksek İdare Mahkemesi Numara 2/2011 Dava No 1/2012 Karar Tarihi 09.01.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 2/2011 Dava No 1/2012 Karar Tarihi 09.01.2012
Numara: 2/2011
Dava No: 1/2012
Taraflar: Nwe Island Education Ltd. ile KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyle Çevre Koruma Dairsi ve diğerleri arasında
Konu: Katı Atıkların Düzenli Depolanması - Atkların depolanması için Güngör köyünde tesis kurulması için Bakanlar Kurulunun karar alması - Davacının kararın iptali için dava açması - Davacının dava konusu karar ile olumsuz yönde etkilenen günel bir menfaatinin bulunmadığı ve dava ehliyeti (meşru menfaatı) bulunmadığı nedeni ile dava red ve iptal edildi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 09.01.2012

-D.1/2012 YİM 2/2011


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti:Şafak Öneri,Necmettin Bostancı,Talât D.Refiker.


Davacı: New Island Education Ltd.,Yüzbaşı Tekin Yurdabak
Caddesi, L-efkoşa

ile -

Davalı:1- KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyla KKTC,Lefkoşa
2- Çevre Koruma Dairesi ve/veya Turizm,Çevre ve Kültür
Bakanlığı vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa
3- Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi ve/veya KKTC
Başba-kanlığı vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa
4- Girne Kaymakamı ve/veya Girne Kaymakamlığı ve/veya
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı vasıtasıyla
KKTC,Lefkoşa
5- Jeoloji ve Maden Dairesi ve/veya Tarım ve Doğal
Kaynak-lar Bakanlığı vasıtasıyla KKTC,Lefkoşa
6- Şehir Planlama Dairesi ve/veya İçişleri ve Yerel
Yönetimler Bakanlığı vasıtasıyla KKTC,Lefkoşa


A r a s ı n d a

Davacı namına: Avukat Tahi-r Seroydaş ve Avukat Yağmur Seroydaş
Davalılar namına: Kıdemli Savcı Gülser Akanyeti


-----------
H Ü K Ü M

Şafak Öneri: Bu davada Mahkemenin kararını Sayın Yargıç Necmettin Bostancı okuyacaktır.

Necmettin Bostancı: Davacı, Davalılar aleyhine ikâme et-tiği işbu davada aşağıdaki şekilde talepte bulunmuştur:

"A- 17/05/2010 tarihli Resmi Gazetenin Ek.4'ünde Ö.89-2010 numaralı ve "Güngör Köyü Katı Atık Düzenli Depolama" başlığı ile (Önerge No.951/2010) yayınlanan ve/veya Davalı No.1 tarafından onaylanan KK-TC'de evsel atıkların düzenli depolanması amacıyla yapılması planlanan Katı Atık Düzenli Depolama Tesisinin Lefkoşa İlçesi, Değirmenlik Belediyesi, Güngör Köyünde 81 numaralı parsel üzerinde yapılması ile ilgili ve/veya mezkûr yapılması tasarlanan tesisin -"yer seçimi" ile ilgili olarak Davalılar tarafından alınan tüm kararların ve/veya Davalı No.4'ün bu yer seçimini uygun bulan MYB.3.00-58/74/22-10/4611 sayılı ve 09/11/2010 tarihli yazısına konu kararının ve/veya mezkûr Düzenli Depolama Tesisinin mezkûr 81 -numaralı parsel üzerinde yapılmasına izin veren kararının ve/veya bu izin ve kararlar ve/veya icrai idari tasarruflar tahtında yapılan tüm eylem ve işlemlerin ve/veya tesisin yapımına ve/veya inşasına mütedair tüm izin ve/veya ruhsatların ve/veya Davalı No-.2 ve/veya 5 ve/veya 6 tarafından verilen dava konusu tesis ve/veya projenin inşasına ve/veya işletilmesine mütedair uygunluk bildirimlerinin ve/veya görüşlerinin hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına Muhterem Mahkeme-nin karar vemesi, ve

B- Bu dava masraflarının Davalılara tahmili hususunda ayrıca karar verilmesi.


Davalılar, Davacının Talep Takririne karşılık ön itiraz da içeren Müdafaa Takriri dosyalamışlardır.

Davanın duruşması yapılmıştır. Davacı davasını isp-at amacıyla toplam (5) tanık, Davalılar ise toplam (8)tanık dinletmişlerdir. Davayla ilgili taraflar toplam 41 adet emare sunmuşlardır.

Davacı davasının hukuki esaslar bölümünde aşağıdaki iddiaları yapmıştır.

Bakanlar Kurulu, KKTC'nin katı atık sorunun-u çözmek amacıyla, AB uyum çalışmaları kapsamında S(K-II) 479-2008 sayılı karar ile, Katı Atık Politikası ve Katı Atık Yönetim Planı ve Katı Atık Yönetim Planı Fizibilite Raporunu onayladı. Müteakiben KKTC AB ofisinde "proje ekibi" olarak isimlendirilen bi-r ekip 11 aday bölge belirledi ve neticede,
katı atık düzenli depolama tesisinin üzerinde inşa edileceği 81 No'lu parselde karar kıldı.

Proje ekibinin oluşumu yasal zemine dayanmamaktadır. KKTC'de tesisin yapılacağı yer konusunda, uygulandığı iddia edile-n kriterleri belirleme ve yer seçme hususunda yasal düzenleme yoktur.

21/97 sayılı Çevre Yasası'na göre çöp depolama alanları, alanların özellikleri ve teknik detaylar, bakanlığın hazırladığı ve Bakanlar Kurulunun onayladığı tüzükle belirlenir. Hanüz bö-yle bir tüzük hazırlanmamıştır.

51/95 sayılı Belediyeler Yasası'na göre, çöplerin dökülüp imha edileceği yerleri saptamak belediyelerin yetkisindedir. Yine Belediyeler Yasası'na göre ve Katı Atık Kontrol Tüzüğü'ne göre belediye hudutları dahilinde depol-ama tesislerine müsaade etmek ve inşaat ruhsatı vermek, belediyelerin yetkisindedir.

Davalı No.1, hazırladığı ve 2.11.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Katı Atık Kontrol Değişiklik Tüzüğü ile, Esas Tüzüğün 16/1 ve 23'üncü maddelerini tümüyle kaldı-rmıştır. Tadilâtla, katı atık depo tesislerinin kurulması ve bu tesislere inşaat ruhsatı verilmesi yetkisi, belediyelerden alınıp kaymakamlıklara verilmiştir. Yürürlükteki ilgili mevzuat nazara alınınca, bu yetkiyi kaldırmak, idarenin değil yasama organını-n yetkisindedir. Bu nedenle Değişiklik Tüzüğü Ultra Vires'tir. Bu bağlamda Davalı No.4'ün Güngör Köyü'nde parsel 81'e yapılması düşünülen düzenli depolama projesi yerinin uygun olduğuna dair oluru, geçerli değildir.

Proje ekibi veya katı atık birimi tara-fından yapılan yer seçiminin yasal dayanağı yoktur, yer seçimi ile ilgili işlemler yok hükmündedir.
Proje ekibinin yer seçiminde yasal yetkisi kabul edilse bile, yer seçiminde aranan temel ve teknik ve/veya bilimsel kriterler ile aday bölgelerin avantaj v-e dezavantajları gerektiği oranda nazara alınmadı; bilimsel metodlara yeterince uyulmadı. Yer seçimi yasal mevzuata uyulmadan yapıldı. Bu bağlamda Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi açısından oluşacak hava kirliliği, kötü koku, çöp yüzünden oluşacak görüntü -kirliliği, kampüs içinden geçecek çöp kamyonlarının oluşturacağı kötü koku, hava kirliliği ve gürültü nazara alınmadı, proje ekibi yer seçiminde, kararına esas teşkil eden olgu ve gerçekleri yanlış değerlendirdi. Proje ekibinin yer seçimi konusunda sadece -Türk Cemaati Mülkü araması, Davalıların Türk Cemaati mülkiyetindeki mal ve Türk Cemaatine ait olmayan mal mülkiyeti ayırımı yapmaları Devlet politikası ile bağdaşmaz. Proje ekibi yer seçimi konusunda, kendi koyduğu kriterlere uymamış ve tesisin kurulacağı -yeri, yerleşim birimlerine yakın bir yerde seçmiştir. Seçimi yaparken kamu yararı amacı gütmemişlerdir, tesis için İmar Yasası uyarınca planlama onayı alınmamıştır.

Davalılar ise Müdafaa Takririnde hukuki esaslar bölümünde özetle aşağıdaki görüşleri iler-i sürdüler.

Davalı No.4'ün kararları ve işlemleri yasaya uygundur. Karar ve işlemler yasanın verdiği yetki dahilinde gerçekleştirilmiştir. Diğer Davalıların, karar ve işlemleriyle, görüşleri icrai nitelikte değildir. Bu nedenle dava konusu yapılamazlar. -Davalı No.4 konuyla ilgili kararları alırken ve/veya işlemleri yaparken her türlü bilimsel kriterleri göz önüne almıştır veya dikkate almıştır.

Davalı No.4'ün davaya konu kararı alırken, Dikmen Belediyesinden izin almasını gerektirecek bir mevzuat yoktu-r. Alınan kararlar ve yapılan işlemler Ultra Vires değildir, Çevre Yasası ve bu Yasa altında çıkarılan tüzüklerin verdiği yetkiye istinaden yapılmıştır.

Tesisin yapıldığı yer, İmar Yasası kapsamı dışında olduğu için planlama onayına gerek yoktur.

Yapıl-acak proje ve faaliyetlere ilişkin çevreyle ilgili her türlü olumsuzluğun giderilmesine yönelik ve alınması gereken önlemleri içeren Çevre Etki Değerlendirme Raporu hazırlanmıştır.

Dava layihaları, emareler ve huzurumuzdaki şahadet ışığında dava ile ilgi-li olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Davacı, Şirketler Mukayyitliğinde kayıtlı bir şirket olup, KKTC'nde eğitim hizmeti veren Uluslararası Kıbrıs Üniversitesinin sahibidir.

Davalı No.2'nin önerisi ile, Avrupa Birliği uyum çalışmaları kapsamında -Davalı No.1, Katı Atık Politikası ve Katı Atık Yönetim Planını S(K-II)479-2008 sayılı kararı ile onayladı. Bilâhare, konu ile ilgili bir proje ekibi oluşturuldu. Ekip, Katı Atık Düzenli Depolama Tesisinin kurulacağı yeri belirlemek için gerekli çalışmaları- yaparak, KKTC genelinde, 11 alternatif bölge belirledi. Akabinde en uygun bölge olarak Girne Kazası Güngör Köyü'nde kâin Pafta/Harita XXI/8 E1, XXII/1 W1,XXI/8 E2, Parsel 81 referanslarına tabi taşınmazda karar kıldı. Ön yer seçimi
için genel kriterler, -proje ekibi tarafından önerildi.

Davacı, Avukatı vasıtasıyla Davalı No.2'nin Müdürüne bir yazı göndererek, Güngör Köyü'nde 81 No'lu parselin tesbiti ile ilgili, icrai idari nitelikte bir karar alınıp alınmadığını sormuş, böyle bir karar varsa, bu kararı -hangi makamın aldığını, karar suretini ve toplantı tutanaklarını talep etmiştir. Davalı No.2 Davacıya gönderdiği cevabi yazısında, yer seçimi ile ilgili, herhangi bir icrai idari kararın mevcut olmadığını bildirmiştir.

Davacı ayrıca, Avukatı vasıtasıyla- 24.7.2009 tarihli bir yazıyı Davalı No.3 Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi Başkanı'na göndererek, Güngör Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi Projesi, proje ekibinin yer seçimi yaparak, Güngör Köyü'ndeki 81 No'lu parseli belirlediğini, bu ekibin hangi mevz-uata göre oluşturulduğunu, hangi yetkilere sahip olduklarını sormuştur. Davalı No.3 Başkanı söz konusu yazıya cevap vererek, Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi Projesi'nin Çevre Koruma Dairesi tarafından yürütüldüğünü, Başbakanlık Avrupa Birliği Koordinasyo-n Merkezinin de Başbakanlık ile Avrupa Birliği yetkilileri arasındaki temasların sevk ve idaresini gerçekleştirdiğini, yer seçiminin ilgili mevzuat ve teknik gereklere göre sonuçlandırılacağını, henüz Bakanlar Kurulu tarafından herhangi bir idari karar alı-nmadığını bildirmiştir.

Bilâhare Davalı No.1, 5.5.2010 tarihinde Ö-89-2010 sayılı kararı almıştır. Konu karar aynen şöyledir:

"Bakanlar Kurulu, Güngör Köyü'nde yapılması planlanan
Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi için önergeye ekli
koord-inatları verilen alanda evsel atıkların düzenli
depolanması, geçici depolanması ve işletme ile ilgili
yardımcı binaların ve tesislerin kurulması amacı ile alanın ayrılması ve kurulacak tesislerin 2033 yılına kadar işletilmesi amacıyla Belediy-elerden sorumlu bakanlık olan İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı koordinasyonluğunda belediyelere, izlenmesi ve kontrolü ise çevreden sorumlu bakanlık olan Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı'na verilmesi ve bu tesisin işletmesini yapacak olan kurum ve/ve-ya işletmeyle Tarım ve Doğal Kaynaklar Balanlığı-Orman Dairesi Müdürlüğü ile 2033 yılından sonra geri iade edilmesi ile ilgili teknik bir protokol imzalanmasını onayladı."

Söz konusu karar Davacıya bildirilmemiştir. Davacı bahse konu kararı 17.5.2010 tar-ihli Resmi Gazete'nin Ek IV'ünde yayınlanması üzerine öğrenmiştir. Bunun üzerine Davacı, bu kararın iptali için YİM 73/10 sayılı davayı dosyalamış, keza tesisin inşasının ve yapımının durdurulması için bir de ara emri talebinde bulunmuştur.

Ara emri ist-idasının dinlenmesi aşamasında, Dikmen Belediyesinin çöp depolama tesisi ile ilgili izin vermesi gerektiğinin ortaya çıkması üzerine, Davalılar Dikmen Belediyesine, izin almak için müracaat ettiler. Dikmen Belediyesi önce gerekli izni verdi ancak daha sonr-a verdiği izni geri aldı.

Bilâhare Davalı No.1, Katı Atık Kontrol Tüzüğü'nü tadil etti. Yapılan tadilâtla Kaymakamlıklar, çöp depolma tesisine izin verme konusunda yetkilendirildiler. Bunun üzerine Davalı No.4 davaya konu olan izni vermiştir. Davalı No.4- karar vermezden önce Davalı No.2,5 ve 6'dan uygunluk görüşü almıştır. Davacı, Davalı No.4'ün verdiği karardan 25.11.2010 tarihinde haberdar olmuştur. Akabinde Davacı işbu davayı dosyalamıştır.

Davaya konu Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi ile ilgili Av-rupa Birliği Genişleme Genel Müdürlüğü tarafından bir Çevre Etki Değerlendirme Raporu (bundan sonra kısaca ÇED olarak anılacaktır) hazırlatılmıştır. Bu raporun hazırlanması sürecinde, halka açık kitle toplantıları yapıldı. Bu toplantılara Davacı yetkililer-i de katılmıştır. ÇED sürecinde yapılan işlemlere bilâhare tarafların iddialarını özetlerken gerektiği zaman ve gerektiği oranda temas edilecektir. Keza aynı şekilde dava ile ilgili diğer olgulara tarafların iddiaları içerisinde yer verilecektir.

Dava i-le ilgili tarafların iddialarına geçmeden önce, bir
hususu belirtmekte yarar vardır. Duruşma esnasında, Davacı tarafından ÇED raporu ve orda belirtilenlerle ilgili bir çok iddia yapılmış, bu konuda teferruatlı şahadet sunulmuştur. Müdafaa da aynı şekilde,- ÇED raporuyla ilgili sunulmuş olan şahadeti çürütmeye yönelik, şahadet sunmuştur. Gerek Talep Takririnde, gerekse Müdafaa Takririnde ÇED raporuyla ilgili olumlu veya olumsuz iddialar yoktur. ÇED raporunda ifade edilenlerin, gerek Talep Takririnde gerekse -Müdafaa Takririnde iddia edilen olgusal ve hukuksal iddialardan ayrılamayacağını veya ifade edilenlerle ilişkili olduğunu nazara alınca, bu hususta ileri sürülenlere tarafların iddiaları içerisinde yer vermeyi uygun bulduk.

Davacının şahadetle ortaya koy-duğu iddiaları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Güngör Katı Atık Depolama Tesisine çöp dökülmesi sonucunda, ortaya çıkacak depo gazları ve sızıntı sularının kontrolü ve yönetiminin düzgün olması gerekir. Sadece çöp dökülüp üstü kapatılırsa ciddi, insan- sağlığını etkileyecek zararların ortaya çıkması muhtemeldir ve söz konusudur. ÇED raporu ve master planına göre sızıntı suları 750 m2 lik bir alan içerisinde 4 yıl süreyle biriktirilecek ve buharlaşmaya bırakılacaktır. Bu doğru bir yöntem değildir. Sızınt-ı suyunun kirletici özellikleri yüksektir. Buharlaşma esnasında bir çok çevresel sorun çıkacaktır. Bunlardan bir tanesi koku problemidir. Koku, hakim rüzgâr yönüyle taşınabilecektir. Evsel atıklar içine endüstriyel ve tıbbi atıkların karışması, hem havada -hem de su kaynaklarında olumsuz etkiler yaratacaktır. Tıbbi atıklar strelize edilmeden çöp depolama alanına gömülürse, insan sağlığına direkt etkisi olacak, sorunlar yaratacaktır. Çöp suyu, çok konsantre, yoğun bir atık sudur ve lağım suyundan 200-300 defa- daha kirli bir sudur. Sızıntı suyunun 4 yıl süreyle depolama tankında tutulması, bilimsel bir metod değildir. Doğru yöntem arıtılmasıdır.
Buharlaşma sonunda dipte kalacak olan çökelti içindeki parçacıklar, orda bir biolojik aktivite meydana getirecek vey-a çökelti ve çamur, koku yaratacaktır. Bahse konu koku, hakim rüzgâr yönü üniversiteye doğru olduğu zaman kampüs alanında ve lojmanlarda hissedilecektir. Tesisin etrafında bulunan bitki örtüsü, ordaki ağaçlar şeffaflaştığı ve dar yapraklı okaliptüs, Kıbrıs- akasyası ile iğne yapraklı kızıl çam oldukları için kokuyu engelleyemeyecektir. Bitkinin, rüzgâr önleme görevi var, ancak kokuyu önlemez. Haşaret ve kuşlar yüzünden, çöp yayılımları olacaktır. Olumsuzluklardan üniversite ve kampüs içindeki hava kalitesi e-tkilenecektir. Bölgede bulunan ağaçların hava kirliliğini önleyici bir özelliği de yoktur. Rüzgâr yönüyle ilgili ölçüm çalışmaları ise yeterli değildir.

ÇED raporunda, modelleme çalışması sadece depo alanından çıkacak gazlarla ilgili yapıldı, çalışmalar -gaz bacalarından çıkacak gazlara dayandırıldı, havuzdan çıkacak gazlar nazara alınmadı. ÇED raporunda her metreküp havada ne kadar koku yaratacak gaz bulunduğu yoktur. Sızıntı suyu hiçbir şekilde içinde oksijen barındırmaz. İçerisinde her türlü kokuyu yara-tan merkaptanlar, hidrojen sülfür ve aminler vardır. Bundan çıkacak koku, Değirmenlik Köyü'ne ve kampüse kadar yayılacaktır. Hatta, kampüsten öteye de ulaşacaktır.

Tesise çöp dökülmesi esnasında toz ve partiküller çıkacaktır. Bunlar esen rüzgârla, rüzgâ-rın yönüne doğru çevreye taşınır, hakim rüzgâr yönü üniversiteye doğru olduğu zaman, toz ve partiküller üniversiteyi etkileyecektir. Tozun içinde bulunabilecek ağır metaller ile kimyasallar ileride hastalıklara neden olabilir.

Koku, sakin havada da ünive-rsiteyi etkileceyecektir. Koku önleyici olarak bir takım kimyasalların kullanılacağından bahsedilmektedir. Alan geniş olduğu için böyle bir faaliyetin maliyeti yüksek olur. Ayrıca sızıntı suyu havuzunda birikecek suyun kokusu, özelliği itibarıyle hiçbir ko-ku maskeleyici tarafından engellenemez.

Modelleme yapılırken, koku ve gazla ilgili değerler sızıntı suyu havuzu dikkate alınmadan yapılmıştır.

Çöp kamyonları kampüsün içinden geçecektir. Kamyonların geçmesi esnasında, yola bir miktar su akacaktır. Ayrıc-a bunlar, gürültü ve hava kirliliği yaratacaktır. Keza güvenlik problemi olacaktır. Kamyonların geçmesinin öğrenciler, hocalar ve orda bulunanlar üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. Koku, toz ve gaz taşınımı açısından 2 km'lik mesafe az bir mesafedir.

T-anık 3 Prof.Mete Tayanç'ın yaptığı hesaplamalara göre tüzükte öngörülen değerlerin 3 katı bir kirlilik oluşacaktır. Bu ciddi bir partiküler hava kirliliğidir. Yer seçiminde dikkate alınması gereken artılar ve eksiler doğru olarak ele alınmadı.

Çöp depola-ma tesisinden metan gazı ve bunun yanında, karbondioksit, karbon monoksit, azot dioksit ve uçucu hidrokarbonlar çıkacaktır. Metan gazı yakılarak yok edilecektir. Çıkacak olan gazlar hava kirletici ve insan sağlığına zararlı gazlardır.

İnşaat başladıktan -itibaren hava kirliliği emisyonları söz konusudur. İnşaat esnasında kamyonların hareketlerinden kaynaklanan gaz emisyonları ile toprağın kazılmasıyla ilgili havaya karışan partikül maddeler hava kirliliği oluşturur. Çöp kabulüyle ayrı kirleticilerin emisy-onu sözkonusudur.

Depolama tesisinin faaliyete geçmesi ile doğacak olan menfi etkiler, üniversitenin hedeflerinden uzaklaşmasına neden olacaktır. Güngör'de bir hava kirliliği olacaktır. ÇED raporu hazırlanmazdan önce tesisin Güngör'e yapılmasına karar ve-rildi ve o yere uygun bir ÇED raporu hazırlandı. Yer seçiminin ÇED raporunda incelenmesi, değerlendirilmesi ve inceleme değerlendirme kuruluna sunulması gerekirdi.

Master plan 8 aylık dönemi kapsar, doğrusu 12 aylık dönemi kapsamasıdır.

Çöp kompozisyon-u tayin edilirken toplam 40 gün analiz yapıldı. Söz konusu analizi yaparken bir yıllık veriye dayanmak gerekir. Bu doğru yapılmadığı için, çöplüğe gidecek çöp kompozisyonu yanlış hesaplandı.

Kokunun kimyasal yapısı kükürt içerir. Bitki, gözeneklerini kap-atarak kükürdü ve buharlaşmaya karışan partikülleri almaz, böyle durumda bitki rahatsız olur ve zaman içinde ölüme kadar gidebilir.

ÇED raporunda suyun 4 yıl izleneceği ve arıtma tesisi kurulacağı belirtilmekle beraber, hangi yöntemin kullanılıp sızıntı -suyu tesisi yapılacağı belirtilmedi.

Sızıntı suyunun arıtılmasıyla ilgili 7-8 tane metod mevcuttur. Hangi metodun uygulanacağını belirlemek için, öncelikle akan sızıntı suyunun özelliklerinin bir fizibilite çalışmasıyla ortaya konup, bir akım şeması oluş-turulması lâzımdır.
Raporda belirtilen sızıntı suyunun arıtıldıktan sonra Haspolat Arıtma Tesisine pompalanması fikri, doğru bir fikir değildir. Çünkü Tesisin belli bir kapasitesi vardır. Buna dışardan daha önce planlanmamış atık su getirilirse, o arıtma s-isteminin performansı bozulur.
Sızıntı suyunun 4 yıl süreyle havuzda bekletilip, suyun özelliğini ve miktarını gördükten sonra hangi yöntemle arıtılacağına karar vermek bilimsel değil.

Sızıntı suyu arıtma tesisi devreye girmeden, çöp depolanmasına izin v-erilmesi doğru değil. Arıtma tesisinin akım şemasının ÇED raporunda yer alması gerekirdi.

Bir ÇED raporunda her metreküp havada ne kadar koku yaratacak gaz bulunduğunun yer alması gerekir. ÇED raporunda sızıntı suyu içinde yer alan ve koku yaratan, mer-kaptanlar, hidrojen sülfür ve aminlerden bahsedilmedi.

ÇED raporunda maksimum konsantrasyonların oluştuğu noktanın depolama tesisinin 300 m kuzeyinde yer aldığı belirtilmektedir. Hakim rüzgâr yönünün % 30 oranında batıdan doğuya olduğu nazara alınınca, k-uzeyde gaz ve koku oluşumunun olmaması gerekir. Ayrıca modeli besleyen rakamlar verilmediği için sağlıklı bir netice olamaz.

ÇED raporunda koku yapan maddeler belirtilirken, 3 tane kükürtlü maddeden bahsedildi. Koku yapan azotlu maddelerden bahsedilmedi.- Koku yapan maddeleri modele eksik koydular.

ÇED raporunda, Ercan Meteoroloji İstasyonuna ait rüzgâr gülü değerleri kullanıldı. Raporda sadece 6 aylık değerler yer aldı. Bu süre yeterli değildir. Süre en az 5 yıl, tercihen 30 yıl olmalıdır. Ercan İsta-syonu verilerini almak doğru olmakla birlikte, kötü durum senaryolarını temsil eden meteorolojik koşullar tesbit edilip raporda yer alması gerekirdi.

Hava kalitesi modellemesinde kullanılan sistem, terkedilmiş bir sistemdir.

Yer seçimi yanlış yapıldı.- Asker dikkate alınmadığı için nüfus eksik hesaplandı. Yer seçimi ile ilgili yerin hidrojeolojik incelemesi yapılmadı.

Yer seçiminde dikkate alınması gereken artılar ve eksiler doğru olarak ele alınmadı. Yer seçiminde her bir alternatif yer için puanlam-a yapılması gerekir. En düşük puan alan yere tesis konuşlandırılır. ÇED raporunda proje ekibinin belirlediği diğer alternatif yerlerle ilgili puanlama yapılmadı.

ÇED raporunda, üniversitenin ve çevre köylerin gelişmekte olduğu nazara alınmadı.

Davacını-n iddialarına karşılık Davalıların şahadetle ortaya koyduğu iddiaları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Katı atık depolama ile ilgili inşaat izni verme yetkisi ve yer belirleme ile ilgili karar verme yetkisi kaymakamındır. Kaymakam bu yetkileri kullanırke-n Fasıl 96 ile Katı Atık Kontrol Tüzüğüne dayanmaktadır. Kaymakam, yerinde yaptığı incelemeler, ilgili Davalılarla yapılan görüşmelerden sonra, Katı Atık Kontrol Tüzüğü'nün 16'ncı maddesinde belirtilen koşulları da dikkate alarak, Emare 24'te görülen yer s-eçimiyle ilgili kararını vermiştir.

Güngör Köyü, Lefkoşa İmar Plan hudutları dahilinde değildir. Planlama onayı Şehircilik Dairesi tarafından verilir. Planlama onayı olmadan bina inşaat ruhsatı verilemez. KKTC'nin %41'ini kapsayan alanda imar planları ve -emirnameler mevcuttur. Bu bölgeler dışındaki bölgelerde kaymakamlıklar ve belediyeler, planlama onayı olmadan inşaat ruhsatı vermeye yetkilidir. Şehircilik Dairesi bu makamların gönderdiği dosyalara görüş yazmaktadır. Ancak bu görüş gönderilen açısından ba-ğlayıcı değildir.

Güngör Köyü Boğaz Emirnamesi dışında bırakılmıştır. Bu nedenle de planlama onayına tabi değildir.

29.7.2008 tarihinde Çevre Dairesinden, Güngör Katı Atık Tesisi ile ilgili görüş talep eden yazı, Şehircilik Dairesine geldi. Şehircilik -Dairesi uygunluk görüşü verdi. Aynı şekilde Girne Kaymakamlığından gelen ve uygunluk soran 5.11.2010 tarihli yazıya da Şehircilik Dairesi uygunluk görüşü verdi. İnşaat dosyası Şehircilik Dairesine gelince, onunla ilgili görüşler ve koşullar da Girne Kaymak-amlığına Şehircilik Dairesi tarafından yazıldı. Ulaşım sıkıntı yaratacağı için alternatif yol çalışmaları devam etmektedir.

Katı Atık Çevre Master Planı çerçevesinde ÇED raporu ekindeki haritalar hazırlandı. Yer seçimi analizleri yani yeraltı sularına, y-erleşim yerlerine, aküferlere, yüzeysel sulara, orman arazilerine göre analizler yapıldı. Konut alanları, göletler, tarım alanları, aküferler, yeraltı suları, yerüstü suları, ulaşım güzergâhları belirlenip boş alanlar tesbit edildi. Sonuçta proje ekibi 11 -alan belirledi. Bahse konu bölgelerin seçiminden sonra, kriterler uygulanarak alt bölgeler seçildi. Güngör Köyü Taşkent bölgesinin alt bölgesidir.

Ön yer seçimi için genel kriterlerin proje ekibi tarafından önerilmesi yanında, firmanın belirlediği teknik- kriterler, katılımcılar tarafından kabul gördü. Ayrıca mevzuattan kaynaklanan kriterler nazara alındı.

Yer seçiminde avantaj ve dezavantajlar göz önünde bulunduruldu. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, tesisten 1 km'den daha uzakta olduğu için dezavantaj- olarak dikkate alınmadı.

Yer seçimi, master plan çalışmasından sonra ÇED raporu hazırlanmazdan önce yapıldı. Bakanlar Kurulu, KKTC Katı Atık Yönetim Planı Fizibilite Raporunu 7.3.2008'de onayladı. Süreç bir Avrupa Birliği ihalesidir. ÇED raporu çalışmal-arında KKTC Tüzüğüne, Avrupa Birliği muktesebatına ve standartlarına uygun hareket edildi. ÇED raporunu hazırlayan ekip, proje bilgilerini daha önce hazırlanmış ve onaylanmış olan master plandan ve süreçte hazırlanmakta olan dizayn çalışmalarından temin et-ti. Bunlar dışında devlet kurumlarının temin ettiği veriler kullanıldı. Ayrıca ekibin yaptığı arazi çalışmaların-dan, hayvan ve bitkisel yaşam, su kaynakları ile ilgili çalışmalardan ve literatürden faydalanıldı.

ÇED raporu hazırlanırken, koku, toz ve ha-va kirliliği etkileri değerlendirildi. Bunlar için matematiksel modelleme çalışmaları yürütüldü. Etki büyüklükleri tahmin edildi. Ortaya çıkacak bu tür etkiler minimize edilebilir durumdadır.

Havuzdan çıkacak kokularla ilgili matematiksel modelleme yapı-ldı. 2034 yılına göre yapılan modellemede, çıkacak olan gaz konsantrasyonları sınır değerlerinin altındadır. Çıkacak olan kokunun maksimum olduğu dönemde yakındaki yerleşim yerlerine bir etkisi olmayacaktır.

ÇED raporunda kullanılan modelleme sistemi,- terkedilmiş değildir. Bu program ABD Çevre Koruma Dairesi tarafından geliştirilmiş bir bilgisayar programıdır. İnternetten temin
edilebilir. 2005 yılında daha yeni bir model geliştirildi. Bundan sonra bu modelin kullanılması önerilmekted-ir, ancak diğer modeli kapsam dışı bırakmış değildirler. Dünyada halen kabul görmektedir.
Eksik bilgi verilirse modellemeyi çalıştırmak mümkün değildir, çünkü bu bir bilgisayar programıdır.

Modelleme yapılırken resmi kurumlardan veriler alındı. Hava kal-itesi modellemesinde Meteoroloji Dairesinden veri alınması yanında raporu hazırlayan ekip bir meteoroloji istasyonu kurdu, 8 aylık verileri modellemede kullandı, topoğrafik veriler haritalardan temin edildi. Çıkacak olan gazlardan, üniversitenin etkilenmes-i söz konusu olmadığı gibi, gaz emisyonları düşük olduğu için bitkilerin ve hayvanların da etkilenmesi söz konusu değildir.

Üniversitenin, çıkacak koku, gaz ve toz emisyonlarından etkilenmesi söz konusu olmamakla birlikte inşaat ve işletme aşamasında değ-erlerde sapma olursa düzeltme işlemi yapılabilir.

Çöp kamyonları yenileneceği için bu araçlardan sızıntı suyu sızabilmesi nadir bir olasılıktır. Geçecek olan kamyon sayısı günde 50'dir.

Rapor hazırlanırken trafik yükü de nazara alındı.

ÇED raporun-da alternatifler belirlenmez. Daha önce belirlenen alternatifler incelenir. Avantaj ve dezavantaj verileri master plandaki verilerdir.
Sızıntı suyu havuzda buharlaşmaya bırakılacaktır. Sıcak ülkelerde buharlaşma yöntemi uygulanmaktadır. Sızıntı suyu havuz-unun gerisinde vana olacaktır, su seviyesi yükselince vana kapanacak, sızıntı suyu toplama sisteminde bekleyecektir.

Sızıntı suyu, tesisin faaliyete başlamasını müteakip yağış halinde 6 ay içinde söz konusu olacaktır.

Proje sahibi ve onay makamı, Çevre- Dairesidir. ÇED raporu hazırlayanlardan hizmet alan Avrupa Birliği Genişleme Genel Müdürlüğüdür.

Çevre Dairesi, ÇED raporu hazırlanmasına yardımcı olmadı, ancak formatı onlar sundular, rapor sunulunca görüşlerini ortaya koydular. Belli değişiklikler tal-ep ettiler ve bunlar da rapora yansıdı.

Koku, Güngör yolunun tesisin yanından geçen kısmında hissedilecektir.

Sızıntı suyunun buharlaşmasıyla oluşacak tortu, analiz edilecek, normal bir katı atık veya tehlikeli katı atık olup olmadığı belirlenecek, sıy-rılacak olan atık, durumuna göre ya bertaraf edilecek ya da tesiste depolanacak yani depolama alanına geri dökülecek.

Master plan çalışması ve daha sonraki projelendirme çalışması nüfusu 265.000 olarak kabul etti, onu baz aldı.
ÇED raporu hazırlanırken -de aynı rakam baz alındı.

ÇED raporuna göre 2011 yılı için depolama alanına gönderilecek atık miktarı 134.968 ton'dur. Bu rakam 2012'de 55.939 ton'a düşecektir. Düşüşün nedeni mekanik biyolojik ayrıştırmadır. Bu durumda koku da azalacaktır. Hesaplamalar- ona göre yapılmıştır. Kurulacak sistemle ayrıştırmadan sonra komposlama yapılacak, %60'ı değerlendirilecek, %40'ı geri gömülecek. Tesiste, ayrıştırmadan sonra gübre de yapılacaktır.

Arıtma sisteminin 4 sene sonra yapılması, koku emisyonu açısından öneml-i bir etki yaratmaz çünkü modelleme maksimum şartlara göre yapılmıştır. Ancak arıtma tesisinin daha kısa sürede yapılması da daha az koku çıkmasını mümkün kılacaktır.
Tehlikeli atıklar geçici olarak kapalı konteynerler, kapalı paketler içinde veya kenarla-rı ve üstü kapalı bir bölümde depolanacakları için, zarar vermeleri söz konusu değildir.

Hava modellemesi için önce dijital veriler alınıp, alanın topoğrafyası çıkarıldı. İnşaat esnasında yapılacak kazı ve diğer faaliyetlerden, gelip gidecek olan kamyon- sayısından hareketle emisyon miktarı hesaplandı. En yakın meteoroloji istasyonundan ve alanda kurulan meteoroloji istasyonundan alınan veriler, modele girdi olarak verildi. Kirletici kaynağın koordinatları ve kaynaklardan ne kadar emisyon çıkacağı, hangi -noktalarda konsantrasyonu hesaplamak istedikleri modele girildi ve limit değerler elde edildi.
Bu şekilde bulunan en üst değer, tüzüklerin belirlediği değerlerin altında idi. Üniversitede yıl içinde görülmesi muhtemel en yüksek konsantrasyon değerleri, li-mit değerlerin altındadır.

Ağaç sayısı modele verilmez. Ancak ağaç varsa elde edilen değer üzerinde azaltıcı etkisi olur. Her halükârda ağaçların engelleyici etkisi olur.

Sızıntı suyu gaz emisyonu, işletme aşamasında depolama alanından en fazla kirleti-ci çıkışı ne zamansa, hangi tarihte ve miktardaysa, o modellenir. En fazla gaz çıkışı 2034 yılı olduğu için en kötü durum senaryosu olarak modelleme yapıldı ve çıkan değerler limit değerlerin altında oldu. Yapılan değerlendirmede Güngör ve Taşkent Köyleri -ile Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi için ciddi, kayda değer olumsuz bir etki görülmedi.

Tesis kurulduğu zaman kokunun Güngör ve Taşkent Köyleri ile Uluslararası Kıbrıs Üniversitesine veyahut yakındaki başka bir yere nasıl etkisi olacağı dikkate a-lındı.

Girne Dağlarının Kuzeyinde ve Güneyinde yer alan Değirmenlik gurubu formasyonu mevcuttur. Burdaki topoğrafik ve morfolojik şartlar, katı atık depolama alanı açısından oldukça elverişlidir. Yeraltı sularından izole, geçirimsiz bir bölgedir. Depolama-, yeraltı suları açısından risk yaratmaz.

Yer seçimi ile ilgili Avrupa Birliğinin sağladığı uzman gurubu ve KKTC dairelerinden oluşan uzmanlar, kendi içlerinde değerlendirmeler yaptılar, rapor sundular, sunulan raporlar Çevre Dairesi tarafından gözden ge-çirilip onaylandı. Bu onayı da, Bakanlar Kurulu onayladı. Yerin uygun olup olmadığı ÇED raporundan sonra belli olur. ÇED olumlu raporundan sonra Kaymakamlık izin verdi. Bu izinden sonra ÇED süreci başlatıldı. Bu süreçte Avrupa Birliği uzmanları da yardımcı- oldu. ÇED raporu için ihaleye çıkıldı, ihaleyi kazanan şirket Avrupa Birliği uzmanları ile anlaştı.

ÇED olumlu kararını, ÇED İnceleme Değerlendirme Komisyonu verdi. Bu komisyonun kimlerden oluşacağı Çevre Değerlendirme Tüzüğü'nde belirlenir. Çöp depolama- alanları ile ilgili KKTC'de tüzük yoktur. Proje değerlendirmesinde, KKTC yasaları ile Avrupa Birliği kriterleri ve gereklilikleri uygulandı. Master plân KKTC ve Avrupa Birliği uzmanları tarafından hazırlandı. Fizibilite raporu, Bakanlar Kurulu tarafından -onaylandı. Parsel 81 orman arazisi içerisinde olduğu için orman arazilerinin kullanımı amacı ile Bakanlar Kurulu kararı gerektiğinden, yer seçimi ile ilgili parsel 81'i de Bakanlar Kurulu onaylamıştır.

Proje, 2012'de başlayacaktır. 2012 yılında yasa ve t-üzüklerin tamamlanması için hükümetin kararı vardır. 2014 yılına kadar mekanik bijolojik ayrıştırma tesisi üzerinde fizibilite incelemesi yapılacaktır. Katı atık projesi, Çevre ve Turizm Bakanlığına aittir. Avrupa Birliğinden alınan finansal destek, uzmanl-ık desteği ve ekip yardımı ile gerçekleştirildi. Projenin uygulanması, Çevre Dairesi elemanları ve dıştan sağlanan uzmanlar tarafından yapıldı.

İnceleme:
Talep Takririnden görüleceği gibi Davacı, Davalı No.1 tarafından onaylanan;

Katı Atık Düzenli Depola-ma Tesisinin Güngör Köyü'nde bulunan 81 No'lu Parsel üzerine yapılmasına ilişkin kararı.
Yapılması tasarlanan tesisin yer seçimi ile ilgili Davalılar tarafından alınan tüm kararları.
Davalı No.4'ün yer seçimini uygun gören MGB 3 00-58/74/22-10/4611 sayılı -ve 9.11.2010 tarihli yazısında görülen kararı.
Düzenli Depolama Tesisinin 81 No'lu Parsel üzerine yapılmasına izin veren kararı.
Tesisin yapımına ve inşasına ilişkin tüm izinleri.
Davalı No.2 ve/veya 5 ve/veya 6 tarafından verilen dava konusu tesis ve/veya- projenin inşasına ve işletilmesine dair uygunluk bildirimleri ve/veya görüşleri dava konusu yapılmıştır.

Bilindiği gibi görüşler icrai karar olmadıkları için idari davaya konu olamazlar. Bu nedenle bu yöndeki iddiaların reddi gerekir. Ancak hazırlık -işlemi mahiyetindeki işlem ve kararlar tek başına dava konusu olmamakla birlikte nihai kararla birlikte dava konusu yapılabilir. Dolayısıyle hazırlık işlemi mahiyetinde olan görüş verme işlemleri, davada nihai kararla birlikte tartışılabilir. Ancak Davalıl-ar, Müdafaa Takririnde Davacının bu davada meşru menfaati olmadığı yönünde iddia yapmışlardır. Hali ile öncelikle meşru menfaatin varlığının incelenmesi ve meşru menfaatin olduğu sonucuna varılması halinde hazırlık mahiyeti teşkil eden bir takım işlemlerin- esas nihai kararla birlikte tezekkür edilmesi gerekir.

Yukarda da belirttiğimiz gibi davada öncelikle Davacının meşru menfaatinin olup olmadığının incelenmesi gerekir.

Anayasamızın 152. maddesine göre bir idari davayı, idari bir karar veya işlemden do-layı meşru menfaati doğrudan doğruya ve olumsuz yönde etkilenen kişiler ikâme edebilir. İdari davalarda aranan menfaat şartı, davanın esasına bağlı olmayan, bunun dışında kalan, sadece davanın kabulü ve dinlenmesi için gerekli olan bir usul ve şekil şartıd-ır.

Menfaat şartından amaç, ilgisiz kimselerin gereksiz müracaatlarla yargı mercilerini meşgul etmesini önlemektir. Bu cümleden olarak sırf vatandaş olma durumu, idari dava açmak için yeterli değildir. Davacının davaya konu kararla ciddi ve makul bir ilg-isi olması halinde dava kabul edilir. Menfaatın ille de maddi bir menfaat olması gerekmez. Ciddi ve makul manevi bir ilgi de menfaat olarak addedilir. Ancak menfaatin kişisel ve güncel, (halen mevcut) meşru bir menfaat olması gerekir. Menfaatin meşru kabul- edilebilmesi için hukuki bir durumdan çıkması, yani Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik, idari teammüller, içtihat veya sözleşmeye dayanması gerekir.
Menfaatin kişisel olması demek, idari karar veya işlemin doğrudan doğruya veya dolayısıyle ilgiliyi etkile-mesi demektir. Bu nedenle kişi, doğrudan doğruya kendisini hedef almayan kararlara karşı da karardan etkilenmesi halinde menfaat sahibi olabilir. Bu konuda Prof.Dr. A.Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı isimli eserinin 27. bası sayfa 173 paragraf 190'da şöyle -demektedir:

"190.- Kişisel menfaât. Bir kimse, kendi menfaatini etkilemeyen işlemlere karşı iptal davası açamaz. Bu kural, Danıştay kararında şöyle açıklanmıştır:>. Danıştay kararlarında yer alan, >,- yahut > gibi deyimler, menfaatın kişisel olması gerektiğini gösterir. Hangi menfaatler kişisel, hangileri değil, bu sorunun da kesin olarak cevabını bulma olanağı yoktur. Bu alanda da Danıştay'ın tutumunu dikka-tle izlemek gerekir. Danıştay, kişisel menfaat kavramını dar, ya da geniş tutmakla, yönetsel işlemlere karşı açılan iptal davasının alanını daraltmakta, ya da genişletmektedir."


TC Danıştayı menfaat koşulunu incelerken subjektif ehliyet koşulunu göz önü-nde bulundurmakla birlikte çevre, tarih ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamalarında yukarda belirtilen uygulamalardan sapmıştır.

KKTC Yüksek İdare Mahkemesi de YİM 177/07 D.34/10 sayılı davada, çevre konularında dava açma ehliyetini kabul ed-erek benzer bir karara imza atmıştır. 21/97 sayılı Çevre Yasası madde 32 gerçek ve tüzek kişilere çevre kirlenmesine karşı dava açma hakkı vermektedir. Böyle bir durumda konu kamu yararı olduğu için vatandaş olma durumu dava açmak için bir engel teşkil etm-emektedir. Ancak bu gibi durumlarda da meşru menfaatin diğer şartlarının varlığı her meselenin kendine özgü koşulları içerisinde incelenecektir.
Menfaatin davada kaale alınabilmesi için halen mevcut (güncel) olması, hiç olmazsa davanın ikâmesi ve dinlenme-si zamanında mevcut ve tahakkuk etmiş olması gerekir. İlerde gerçekleşecek olan, gerçekleşmesi ihtimal dahilinde olan veya gerçekleşmesi düşünülen bir menfaat ihlâli dava açma hakkı vermez. Meşru menfaatle ilgili daha geniş bilgi için gör:
1-İdare Hukukunu-n Umumi Esasları, 3'ncü bası Cilt 3 sayfa
1780-1783 Ord.Prof.Dr. Sıddık Sami Onar
2-Yönetsel Yargı 27'nci bası, sayfa 173-181 Prof.Dr. A.Şeref
Gözübüyük
3-İdare Hukuku cilt 2 (İdari Yargılama Hukuku) 2'nci bası
sayfa 379-443 Prof.Dr. A.Şeref Gözübü-yük-Prof.Dr. Turgut Tan

Tekrarlamak gerekirse, Davacının menfi etki ile ilgili iddiaları aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

Tesise çöp kabulü ile ortaya depo gazları çıkacak. Sızıntı suyu havuzda biriktirilecek. Birikme sonunda dipte kalacak olan çamu-r ve çökelti koku yaratacaktır. Bu koku, hakim rüzgâr yönü üniversiteye doğru olduğu zaman kampüs içerisinde hava kirliliği oluşturacaktır. Haşerat ve kuşlar yüzünden çöp yayılımı olacak ve bu da üniversiteyi etkileyecektir. Gerek depodan, gerekse sızıntı -suyu havuzundan çıkacak gazlar, insan sağlığına zararlıdır.
Tesise çöp dökülmesi esnasında çıkacak toz ve partiküller, rüzgâr yönüne bağlı olarak üniversiteyi etkileyecektir.
Çöp kamyonlarının kampüsün içinden geçmesi esnasında gürültü ve hava kirliliği ya-ratacaktır. Ayrıca trafik yönünden güvenlik proplemi yaratacaktır.
İnşaat esnasında kamyonların hareketleri nedeni ile oluşan toz maddeler ve toprağın kazılması ile ilgili havaya karışan partikül maddeler, hava kirliliği oluşturacaktır.
Oluşacak hava kirli-liğinden bitki örtüsü ve doğal yaşamdaki hayvanlar etkilenecektir.
Çöp depolama alanı üniversiteye çok yakındır.
Tesisle ilgili İmar Yasası uyarınca plânlama onayı alınmamıştır.
Yukarıda belirtilen etkiler nedeniyle üniversite hedefinden uzaklaşacaktır.

-Yukarıda sıralanan iddialar bir meşru menfaat ihlâli
oluşturur mu? Öncelikle yer seçimi konusunu değerlendirmekte yarar vardır.

21/97 sayılı Çevre Yasası'nın 23.maddesi altında çıkarılan Katı Atık Kontrol Tüzüğü, 2.11.2010 tarihli Resmi Gazete'de 671 No-'lu Amme Enstürmanı olarak yayınlanan ve Esas Tüzüğün 16.maddesini tadil eden 2.maddesi 1.fıkrada aynen şöyle denmektedir:

"Depo tesisleri, en yakın yerleşim bölgesine uzaklığı 1000 metreden az olan yerlerde inşa edilemez. Ancak, depo tesislerinin çe-rçevesinde tepe, yığın ve ağaçlandırma gibi tabii engeller varsa gerektiğinde Çevre Koruma Dairesinin uygun görüşü ile bu mesafeden daha az olan yerlerde mahallin en büyük mülki amirliğince depo kurulmasına müsaade edilebilir."

Şahadete göre depolama tes-isi ile üniversite arasındaki mesafe, Tüzüğün öngördüğü sınırın üzerindedir. Mesafe konusunda yukarıdaki Tüzüğe göre Davacının dava açma hakkı mevcut değildir ancak, iddia edilen menfaat ihlâli çevre ile ilgili olduğundan, mesafeye ilişkin iddialar meşru m-enfaat hususunu etkilememektedir.

Davacının ileri sürdüğü ve yukarıda 1,2,3,5,6 ve 8'nci kalemde bahsettiğimiz olumsuz etkilerin hepsi de olması muhtemel veya ileride olacağı iddia edilen etkilerdir. Bu etkilerin meşru menfaat ihlâli oluşturabilmeleri i-çin aktüel (güncel) olmaları gerekir. Davacının, tanıklarının ileri sürdüğü gibi iddialarının var ve gerçek olması durumunda, bunların limit değerlerin üzerinde olması halinde yaratacağı etkiler nedeni ile bir menfaat ihlâli olacağı açıktır. Davalılar, Dav-acının iddia ettiği gibi gazların toz partiküllerinin ve kokunun tesise çöp kabulü ile ortaya çıkacağını kabul etmektedirler. Ancak Davalıların iddiası, çıkacak olan bu gaz, toz, koku gibi hava kirleticilerinin yapılan hesaplamalara göre limit değerlerin a-ltında olacağıdır. Tesise ulaşım yolu bir kamu yoludur. Ayrıca Davalılara göre alternatif yol yapılacağı için kampüs içinden çöp kamyonları geçmeyecek, keza kamyonlar yenileneceği için kamyonlardan çöp suyu sızması olmayacaktır.

Yukarıdaki hususlarla ilg-ili her iki taraf da tanıklar dinletmiş ve teferruatlı şahadet sunmuşlardır. Bu gibi durumlarda Mahkemeler, tanıkların hal ve tavırlarını da gözeterek, hangi şahadetin daha tatminkâr, itibar edilebilir ve inanılabilir olduğunu, ihtimaller dengesi içerisind-e belirler ve gerekli bulguları yapar.

Huzurumuzdaki şahdette gelecekte olacaklardan ve ihtimallerden bahsedilmektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, meşru menfaatten bahsedilebilmesi için, ihlâl edildiği iddia edilen menfaatin güncel olması gerekir-. İleride meydana gelmesi muhtemel menfaat ihlâli, meşru menfaat doğurmaz.

Davacının 4.şıktaki iddiasına karşılık Davalılar, davanın görüldüğü esnada devam eden inşaat esnasında toprağın ıslatılmak sureti ile toz çıkışının büyük oranda önlendiğini iddia -etmişlerdir. Davanın görüldüğü esnada üniversiteden tanık celp edilmiştir. Tanık şahadetinde, 4. şıkta bahsedildiği şekilde bu etkileşimden bahsetmemiştir. Kaldı ki inşaat bittiği cihetle güncel bir menfaatin ihlâlinden artık söz edilemez.

Yukarda da gör-üldüğü gibi Davacı, tesisin inşası ile ilgili İmar Yasası uyarınca plânlama onayı alınması gerektiği halde alınmadığı iddiasını da yapmıştır.

Tesisin inşa edildiği Güngör Köyü Boğaz Emirnamesi ve Lefkoşa İmar Plânı dışında olduğu cihetle plânlama onayı g-erekmemektedir.

Yukarıda söylenenler ışığında dava konusu kararların Davacının güncel menfaatlerini olumsuz yönde etkilediğini söylemek olası değildir. İleride meydana geleceği ileri sürülen rahatsızlık (nuisance) konularının ortadan kaldırılması için ise- yasal yollar mevcuttur.

Yukarıda izah ettiğimiz hukuki prensiplere göre bu davada, Davacının dava konusu karar ile olumsuz yönde etkilenen güncel bir menfaatinin haleldar olmadığı bulgusuna varır ve davayı, Davacının dava ehliyeti (meşru menfaati) bulun-madığı nedeni ile red ve iptal ederiz.

Dava masrafları ile ilgili herhangi bir emir vermemeyi uygun görürüz.


Şafak Öneri Necmettin Bostancı Talât D.Refiker
Yargıç Yargıç Yargıç




9 Ocak, 2012 -












26






Full & Egal Universal Law Academy