Yüksek İdare Mahkemesi Numara 2/1986 Dava No 20/1989 Karar Tarihi 18.04.1989
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 2/1986 Dava No 20/1989 Karar Tarihi 18.04.1989
Numara: 2/1986
Dava No: 20/1989
Taraflar: Ahmet M. Özetem Terekesi ile İç. Ve İsk. Bak
Konu: İfrazın iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 18.04.1989

-D.20/89 YİM 2/86

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Aziz Altay Huzurunda
Anayasanın 152. Maddesi hakkında

Müstedi: Merhum Ahmet Mehmet-- Özetem Terekesi Tereke İdare M-emurları sıfatıyle,

1) Ayşe Ahmet Özetem, Akçay Anayolu,Güzelyurt
2) Ramadan Özetem, Güzelyurt Kaymakamlığı, Güzelyurt
-ile-
Müstedaaleyh: İçişleri ve İskân Bakanlığı (İskân ve Rehabilitsyon Dairesi
Müdür-lüğü) vasıtası ile KKTC'ni temsilen KKTC Başsavcısı,
Lefkoşa
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Vehit Nekipzade
Müstedaaleyhler namına: Mehmet Ş-efik
İlgili şahıs namına: Ural Cemil Yücehan



Yasa Maddesi: 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının değiştirilmiş şekli ile 38(2) maddesi ve Bakanlar Kurulunun 8335 sayılı kararı.

İstemin Özeti: Müteveffanın adına tahsisli başvuru ko-nusu parselin plânlı toprak dağıtımı ile ifraz edilerek ilgili şahsa verilmesi kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: 1975'de Müteveffaya tahsis edilen başvuru konusu bahçe, plânlı toprak- dağıtımında müteveffanın adından iptâl edilerek ilgili şahsa verilmiştir. Önceleri buna itiraz eden müteveffa daha sonra bu durumu kabullenmiştir. Müteveffanın ölümünden sonra tereke idare memurları konu bahçenin terekeye ait olduğu iddiasında bulunarak i-şbu başvuruyu dosyalamışlarsa da, Müstedaaleyh, Müstedilerin 75 günlük zaman aşımı süresini geçirdiklerini iddia ederek meşru menfaati olmadığından başvurunun red edilmesini talep etti.

SONUÇ: Tanık olarak dinlenen Güzelyurt Tarımsal Rehabilitasyon Şube M-üdürü Hüsnü Seydalinin verdiği şahadetten, Müteveffanın adına tahsisli başvuru konusu bahçenin adından iptali kararını ve ilgili şahsa tahsisini öğrendikten çok sonra yani 75 günlük hak düşürücü süreden sonra avukatlarına talimat vererek işbu başvuruyu dos-yaladığı anlaşılmaktadır. Ve yine Müstediler Müteveffanın kendilerine gönderilen T cetveline konu parsel dahil edilmediği halde itirazda bulunmadılar aksine T cetvelini kesinleştirip, feragatname imzaladılar ve tasarrufla-rındaki taşınmaz mallar için kesin- tasarruf belgeleri, artan puanlar için de mal değer belgesi aldılar. Böylece konu parselin T cetveline dahil edilmemesine ilişkin yakınma konusu da ortadan kalkmış oldu. İdari yargıda başvurunun dosyalandığı tarihte meşru menfaatin bulunması yeterli olmay-ıp duruşma tarihinde de bulunması gerekir. T cetvelinin kesinleşmesinden sonra müstedilerin meşru menfaatlerinin kaldığı söylenemez.
Başvuru reddedilir.


Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
-YİM 3/77 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
-YİM/İstinaf 24/87 sayılı İstinaf kararı.



H Ü K Ü M

-Müstediler bu başvuruyu, müteveffa Ahmet Mehmet Özetem Tereke-sinin tereke idare memurları sıfatı ile dosyalamış bulunuyorlar.
-
Müstediler bu başvurularında, 1975 yılında müteveffaya tahsis edilen Güzelyurt'ta pafta harita XIX/33 W1 Bl.D numarası 122 olan parselin, 1977'de plânlı toprak dağıtımında ifraz edilerek 122/1 olarak numaralandırılan 4 dönüm 2 evleklik kısmının ilgili şa-hıs olan Redif Mehmet'e tahsis edildiğini bildiren ve müstedaaleyhin 23.10.1985 gün ve TR 939/5-85 sayılı yazısında ifadesini bulan karar veya işleminin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesini istediler.

Müste-daaleyh dosyaladığı itiraznamesinde, 122 numaralı parselin 4 dönüm 2 evleklik kısmının 1977 yılında yapılan plânlı toprak dağıtımı sonucu müteveffadan alınarak ilgili şahsa verildiği ve bu husus o tarihte müteveffanın bilgisine geldiği halde 75 günlük hak -düşürücü süre içinde herhangi bir yasal girişimde bulunmadığı cihetle bu başvurunun ileri gidemeyeceğini, kaldı ki 1977'de müteveffadan alınan konu bahçe yerine ona başka taşınmaz mallar verildiğini öne sürdü ve konu bahçe üzerinde müstedilerin meşru menfa-atları kalmadığından başvurunun reddedilmesi gerektiğini iddia etti.

İlgili şahıs da dosyaladığı itiraznamesinde, 122/1 numaralı parselin müteveffaya 1975 yılında tahsis edildiğini reddetti ve konu parselin 1977 yılında yapılan plânlı toprak dağıtımında -kendisine verildiğini ve o tarihten beri tasarrufunda bulunduğunu, müteveffanın bilgisine geldiği halde bu tahsise hiçbir zaman itirazda bulunmadığını, 1985 Şubat veya Mart ayında 1. müstedinin ilk defa konu parsele müdahale etmeye teşebbüs etmesi üzerine -ilgililere şikâyette bulunduğunu ve memurların ilgili şahıs ile 1. müstedinin huzurunda mahallinde yaptıkları inceleme sonunda konu bahçenin ilgili şahsa ait olduğunu bildirmiş olmalarına rağmen 1. müstedinin herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi başvuru -da dosyalamadığını iddia etti.

Başvurunun duruşmasında tereke idare memurlarından biri olan 2. müstedi şahadet verdi ve ayrıca iki tanık çağırdı. Müstedaaleyh 1 tanık, ilgili şahıs ise bizzat şahadet verdikten sonra 5 tanık çağırmıştır.

Mahkeme huzurun-daki şahadetten 7 dönüm 1 evlek ve 1600 ayak kareden ibaret olan 122 numaralı parselin 1975 yılında müteveffa Ahmet Mehmet Özetem'e tahsis edildiği ve başlangıçta iki yıllığına olan tahsisin bilâhare Bakanlar Kurulu kararı ile 5 yıllığına çıkarıldığı anlaş-ılmaktadır. Müstediler başvurunun duruşmasında konu bahçe ile ilgili tahsisin 1980 yılında sona erdiğini kabul etmekte ancak fiilen tasarruf etmeye devam ettikleri için konu bahçenin 41/77 sayılı Yasanın değiştirilmiş şekli ile 38(2) maddesi kuralları ışığ-ında müteveffanın T cetveline dahil edilmesi gerektiğini iddia etmektedirler. Müstedilere göre müteveffa 122 numaralı parseli 1975 yılından vefat ettiği 1982 yılına kadar tasarrufunda bulundurmuş, sadece bu parselin 1 dönümlük bir kısmını ilgili şahsın evi-nin bitişiğinde olması nedeniyle onun kullanımına bırakmıştır. Ahmet Mehmet Özetem'in vefatından sonra müstediler, tereke idare memurları sıfatı ile, konu parseli yine 1 dönümlük kısmı hariç, ilgili şahıs ile ihtiâfa düştükleri 1985 yılı sonuna kadar tasar-ruflarında bulundurmaya devam etmişlerdir.

Müstediler iddialarını kanıtlamak için tanık olarak çağırdıkları Ünal Karamanoğlu 1984-1985 yıllarında konu bahçeyi iki defa sürdüğünü, bu sürmüş olduğu yerin de 3-4 dönüm kadar olduğunu söylemiştir. 5. Su Birli-ğinde sucu görevi yapan Kâzım Sofu da konu bahçeye müstedilerin baktığını, bu bahçe için onlara su verdiğini, ilgili şahsın ise sadece evinin arkasındaki 1 dönümlük kısmını kullandığını söyledi.

Güzelyurt Tarımsal Rehabilitasyon Şube Müdürü Hüsnü Seyital-i'nin resmi kayıtlara bakarak verdiği şahadete göre, 1975 yılında müteveffaya tahsis edilen 122 numaralı parsel 1977 yılında yapılan plânlı toprak dağıtımı esnasında, Rum zamanında hazırlanan bir derivasyon plânı da dikkate alınarak, 122/1, 122/2, 122/3 ve- 122/4 olmak üzere 4 parsele ifraz edildi. Başvuru konusunu teşkil eden 122/1 numaralı parsel ilgili şahsa, 122/2 ile 122/4 numaralı parseller müteveffaya tahsis edildi, 122/3 numaralı parsel ise derivasyon güzergâhı olarak bırakıldı. Haritalama ve ifraz i-şlemleri yapıldıktan sonra parseller tahsis alanlara yerinde gösterildi.

Tanık, toprak dağıtımından hemen sonra müteveffanın daireye gelerek konu parselin kendisinden alındığı için itirazda bulunduğunu, ancak gerekli izahat verildikten sonra daireden ayr-ıldığını ve ölümüne kadar başka herhangi bir şikâyette bulunmadığını belirtti.

Yine Hüsnü Seyitali'nin verdiği izahata göre, 1985 Şubat veya Mart ayında ilgili şahsın kendisine, müteveffanın eşi olan 1. müstedinin konu parselde bulunan bir kısım ağaçlara- müdahale ettiğine dair şikâyette bulundu. Tanık bu şikâyet üzerine bir memur görevlendirerek taraflara yeniden konu parselin hudutları gösterildi. Daha sonra 2. müstedi tanığa giderek ihtilâf konusu ağaçların kendilerine ait olduğu iddiasını yinelemişse d-e şikâyet konusu ağaçların 122/1 numaralı parselin içinde bulundukları cihetle ilgili şahsa ait oldukları kendisine bildirildi. Tanık, 2. müstedinin 122/1 numaralı parselin ilgili şahsa ait olduğunu bildiğini, o günkü ihtilâfın sadece huduttaki bir veya ik-i sıra ağaçla ilgili olduğunu açıkca izah etti.

İlgili şahıs 1977'de yapılan plânlı toprak dağıtımında 122/1 numaralı parselin, müteveffanın da hazır olduğu bir sırada, kendisine gösterildiğni ve o tarihten beri bu parseli tahsis ve kullanımında bulundur-duğunu iddia etti. İlgili şahsa göre, 1985 Ocak ayında konu bahçenin karşısında sosyal konut yapılcağı söylentileri üzerine 2. müstedi konu bahçenin bir kısmı üzerinde hak iddia etmeye başladı. Bunun üzerine ilgili şahıs Tarımsal Rehabilitasyon Şube Soruml-usu Hüsnü Seyitali'ye giderek bu konuda şikâyette bulundu. Hüsnü Seyitali'nin gönderdiği iki memur 2. müstedinin de hazır olduğu bir sırada konu bahçenin hudutlarını kendilerine gösterdi. 2. müstedi herhangi bir şikâyette bulunmadığı halde daha sonra limon- kesimi sırasında itiraz ederek bu başvuruyu dosyaladı.

İlgili şahıs tarafından tanık olarak çağrılan Faruk Kınalı, narenciye ihracatı yapan Hasan Sabri Şahmehmetoğlu'nun yanında 4 sene çalıştığını, 1978-1979 ile 1979-1980 yıllarında ilgili şahıstan konu- bahçenin ürününü satın aldıklarını söyledi ve yapılan sözleşmeyi de Mahkemeye Emare olarak ibraz etti. Kemal Mehmet Mulla Yorulmaz 1977 yılında ilgili şahsın isteği üzerine konu bahçeyi sürdüğünü, Tapu ve Kadastro Dairesi emekli memurlarından Mustafa Beto-n 1977 yılından beri ilgili şahıs ile aile efradının konu bahçenin bakımını yapmakta olduğunu ve 1982 ile 1983 yıllarında konu bahçenin ürününün satın alınmasında aracı olduğunu, Burhan Çığdan ise Türkiye''e narenciye ihraç eden kardeşi Salih'in 1984-1985 -yılında konu bahçenin ürününü ilgili şahıstan satın aldığını, kendisinin de ürünün toplanmasına gözcülük yaptığını, Vedat Fellahoğlu kendi evinden 200 m uzak olan konu bahçeyi iyi bildiğini ve 1977'den beri bu bahçeye ilgili şahsın baktığını söyledi.

Tar-afları ve tanıklarını şahadet verirken yakından izleme fırsatını buldum. İlgili şahsın ve tanıklarının şahadetini 2. müstedi ile tanıklarının şahadetine nazaran daha doğru, güvenilir ve inanılır buldum. Özellikle müstedaaleyhin tanığı olarak şahadet veren -Hüsnü Seyitali'yi tamamen tarafsız ve bildiklerini doğru olarak Mahkemeye aktaran dürüst bir tanık olarak kabul ediyor ve şahadetini olduğu gibi kabul ediyorum.

Doğru olarak kabul ettiğim bu şahadet ışığında 122/1 sayılı parselin 1977 plânlı toprak dağıt-ımı esnasında müteveffa Ahmet Mehmet Özetem'den alınarak ilgili şahsa tahsis edildiği ve o tarihten bu yana devamlı ilgili şahsın kullanımında olduğu, müteveffanın 1977'de ilgili şahsa yapılan konu tahsisten hemen sonra Hüsnü Seyitali'ye şikâyette bulunduğ-u halde verilen izahatı müteakip şikâyetini daha da ileri götürüp başvuruda bulunmadığı ve böylece ilgili şahsa yapılan tahsisi kabullendiği hususunda bulgu yapıyorum.

Müteveffa 1977'de ilgili şahsa yapılan konu tahsis bilgisine geldiği halde 75 gün zarf-ında başvuruda bulunmadığı gibi Hüsnü Seyitali'nin şahadetinden de açıkça görüleceği üzere, 1985 Şubat veya Mart ayında kendisi ile yaptığı görüşmede 2. müstedi konu parselin ilgili şahsa verildiği hususu bilgisine gelmiş olmasına rağmen bu başvuruyu 75 gü-nlük hak düşürücü sürenin hitamından çok sonra 6.1.1986 tarihinde dosyaladı. Tüm bu olgular ışığında süresi içinde dosyalanmayan bu başvurunun reddedilmesi gerekir.

Müstediler her ne kadar da ilgili şahsa yapılan tahsisten ilk defa Güzelyurt Tarımsal Reh-abilitasyon Şube Müdürü Hüsnü Seyitali'nin 23 Ekim 1985 tarihli yazısından öğrendiklerini iddia ediyorlarsa da, doğru ve tarafsız bir tanık olduğuna kuşkum olmayan Hüsnü Seyitali'nin şahadetinden ilgili şahsa yapılan konu tahsisin 1977 yılında müteveffanın- bilgisine geldiğine, 1985 Şubat veya Mart ayında da müstedilerin bilgileri dahilinde olduğuna kuşku yoktur. Müstedilerin 75 günlük hak düşürücü süreyi aştıktan sonra avukatlarına verdikleri talimat uyarınca yazılan yazıya cevaben 23.10.1985 tarihli yanıtı- almış olmaları, onların konu tahsisi ilk defa bu yazı ile öğrendikleri anlamına gelmez. Nitekim Hüsnü Seyitali'nin bu konudaki şahadeti çok açık olup müstedilerin iddialarını desteklemekten uzaktır.

Yukarıda yaptığım bulguya rağmen başvurunun esasını kı-saca incelemeyi uygun gördüm. Müstediler başvurunun duruşmasında 122 numaralı parselle ilgili tahsisin 1980 yılında sona erdiğini kabul etmektedirler. Ancak müstediler, fiilen tasarruflarında bulundurmaya devam ettiklerini iddia ettikleri konu parselin 41/-77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının değiştirilmiş şekli ile 38(2) maddesi ışığında müteveffanın T cetveline dahil edilmesi gerektiğini öne sürdüler. Müstedilerin 38(2) maddesinden yararlanabilmeleri için tahsisin sona ermesinden sonra -da tasarrufun devam etmesi gerekir. (Bak: YİM İstinaf 24/87) Halbuki bu meselede, doğru olarak kabul ettiğim şahadete göre, konu parsel 1977 yılından beri ilgili şahsın tasarrufunda bulunmaktadır. Dolayısıyle 1977 yılından beri müteveffanın tasarruflarında- bulunmayan konu parselin onun T ceveline dahil edilmesine yasal olanak yoktur. Kaldı ki müstediler 6.1.1986 tarihinde dosyaladıkları bu başvurudan sonra 20.2.1986 tarihinde kendilerine gönderilen müteveffanın T cetveline, konu parsel dahil edilmediği hald-e süresi içinde herhangi bir itirazda bulunmayıp T cetvelini kesinleştirdiler ve daha sonra feragatname de imza ederek tasarruflarında bulundurdukları taşınmaz mallar için kesin tasarruf belgesi, artan puanlar için de mal değer belgesi aldılar. Böylece baş-vurunun dosyalanmasından sonra müstedilerin konu parselin T cetveline dahil edimemesine ilişkin yakınma konusu da ortadan kalkmış oldu. İdari yargıda müstedilerin başvuruyu dosyaladıkları tarihte meşru menfaatları bulunması yeterli olmayıp duruşma tarihind-e de meşru menfaatlarının var olması gerekir. (Bak: YİM İstinaf 24/8) T cetvelinin kesinleşmesinden sonra müstedilerin başvuruda meşru menfaatları kaldığı söylenemez.

Müstediler, ilgili şahsa yapılan tahsisin 1976 Yabancı Malların Tahsis ve Değerlendiril-mesi (Toprak Dağıtımında Genel Prensipler) Kararnamesi altında yapıldığını, ancak bu kararname geçersiz olduğundan yapılan tahsisin de geçersiz olduğunu iddia ettiler ve konu parselin kaynak paketinde ilân edilmesi halinde hak sahibi sıfatı ile kendilerini-n de müracaat edebilecekleri dikkate alındığında, başvuruda meşru menfaatlarının devam ettiğini savundular. Ne var ki Mahkeme huzurunda ilgili şahsa yapılan konu tahsisin müstedilerin iddia ettikleri gibi 1976 Yabancı Malların Tahsis ve Değerlendirilmesi (-Toprak Dağıtımında Genel Prensipler) Kararnamesi altında yapıldığını gösterir şahadet bulunmamaktadır. Mahkeme huzurunda bulunan yegâne şahadet, Güzelyurt Tarımsal Rehabilitasyon Şube Müdürü Hüsnü Seyitali'nin konu tahsisin, 8335 sayılı Bakanlar Kurulu Kar-arnamesine dayanarak yapıldığını belirten beyanıdır. Daha fazla şahadet yokluğunda ve sözü edilen her iki Kararname de Mahkemeye Emare olarak ibraz edilmediğine göre, sözü edilen iki Kararnamenin bir ve ayni Kararname olduğu hususunda sağlıklı bir yargıya -varmak mümkün değildir. Bu nedenle YİM 3/77 sayılı başvuruda geçersiz olduğuna karar verilen 1976 Yabancı Malların Tahsis ve Değerlendirilmesi (Toprak Dağıtımında Genel Prensipler) Kararnamesi ile tanık Hüsnü Seyitali'nin sözünü ettiği 8335 sayılı Kararnam-enin ayni olduğunu kabul etmeye olanak yoktur. Bu durumda ilgili şahsa yapılan başvuru konusu parsel ile ilgili tahsisin geçersiz olduğu söylenemez ve ilgili şahsın yasal tasarrufunda bulunan konu parselin kaynak paketinde ilân edilmesi de söz konusu olama-z.

Yukarıda belirtilenler ışığında 1977 yılından beri müteveffa Ahmet Mehmet Özetem'in, vefatından sonra da müstedilerin yasal tasarruflarında bulunmayan konu parselin, müteveffanın T cetveline dahil edilmesine yasal olanak bulunmadığı gibi, kaynak paket-inde ilân edilmesi gereken bir kaynak da olmadığına göre, müstedinin meşru bir menfaatının var olduğu söylenemez.

Sonuç olarak başvuru reddedilir.

Masraflar için herhangi bir emir verilmez.

(Aziz Altay)
- Yargıç

18 Nisan 1989



-


-438-



-


Full & Egal Universal Law Academy