Yüksek İdare Mahkemesi Numara 214/1993 Dava No 12/2000 Karar Tarihi 11.05.2000
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 214/1993 Dava No 12/2000 Karar Tarihi 11.05.2000
Numara: 214/1993
Dava No: 12/2000
Taraflar: Muharrem Abdullah Umar ile İskan ve Reh. Bak.
Konu: Dava konusu narenciye bahçesinin Müstedilerin ‘T’ cetveline kaydedilmemesi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 11.05.2000

-D.12/2000 YİM 214/93
-Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Gönül Erönen.
Müstedi: 1) Muharrem Abdullah Umar, Gemikonağı, Lefkoşa
2) Fatma Umar, Gemikonağı, L-efkoşa
- ile -
Müstedaaleyh: 1) KKTC, İskan ve Rehabilitasyon Bakanlığı
ve/veya İskan Dairesi Müdürlüğü, ve/veya
Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu
Başkanlığı vasıtası ile KKTC
2) İsk-an Bakanlığına bağlı, Eşdeğer Tazmin
Komisyonu vasıtası ile KKTC
3) Tapu Kadastro Dairesi Müdürü ve/veya
Lefkoşa Kaza Tapu Dairesi Amiri vasıtası
ile KKTC
A r a s ı n d a.
Müstediler namına:- Avukat Altan Erdağ
Müstedaaleyhler namına: Başsavcı Yardımcı Muavini
Müjgan Irkad
İlgili Şahıslar namına: Avukat Rifat Çomunoğlu.


-----------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı: Davacılar, 8.12.1993 tarihinde Yüks-ek Mahkemeye dosyaladıkları yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen dava ile özetle, Lefkoşa İlçesine bağlı Gemikonağında, Soli mevkiinde Pafta /Harita XIX.58.WI, Blok A, Kıta 151/3'de gösterilen takriben 4 dönüm 2 evlek 1100 ayakkare alanı olan narenciye bahç-esi türündeki taşınmaz malın, Müstedilerin T cetvellerine kaydedilmemesi ve/veya Müstedi 2'nin T cetveline tamamen yanlış kayıtlar yapılması biçiminde ifadesini bulan karar ve/veya işlem ve/veya ihmallerin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi b-ir sonuç doğuramayacağına dair leyhlerine karar talep ederken, sözü edilen taşınmaz malın boş bir kaynak ve Davacı 1'in öncelik hakkı yok farzedilerek işleme tabi tutulması ve Davacı 1'den başka bir şahıs veya şahıslara bu gayrımenkul için koçan verilmesi -yönünde gerçekleşen karar veya işlemlerin tamamen geçersiz ve hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair karar talep etmişlerdir. Davacılar taleplerine devamla, sözü edilen taşınmaz mal için Davalılar tarafından kendileri dışında bir 3.- şahsa koçan isdar edilmesinin de tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna dair karar talep etmişlerdir.

Davalılar 23.9.1994 tarihinde Davacıların davasına dosyaladıkları itirazname ile, Davacıların Güney göçmeni ve eşdeğer alacaklısı olduklarını kabul e-derken, Davacı 2'nin Güney mal varlığının 99,629 puan olarak belirlendiğini, Davacı 1'in Güney mal varlığının Davacı 2'nin dosyası ile birlikte işlem gördüğünü, Davacı 1'in 351.000 adet mücahit puanı olduğu kabul edilse dahi, Davacıların birlikte aldıkları- başka gayrımenkullerden ötürü Davacı 2'nin 2,683,684 puan kırmızıda olduğu, dolayısıyle talep edilen gayrımenkulü almaya Davacıların herhangi birinin yeterli puanları olmadığını iddia etmişlerdir. Davalılar itirazlarına devamla 1975'de yapılan Şagiliyet -dağıtımı sırasında Davacıların hem Güzelyurt'ta hem de Gemikonağı'nda (yani 2 bölgede) kaynak aldıklarını, Davacıların 2 bölgeden de hak sahibi olamayacakları nedeni ile Davacıların onayı ile Gemikonağı'ndaki "hak sahipliliklerinin Güzelyurt'a aktarılmasın-ı ve Güzelyurt'taki arazileri tercih ettikleri" (Davalıların itirazından alınan kelimelerle) bunun üzerine Davacıların onayı ile T cetvellerine sadece Güzelyurt'taki kaynakların işlendiğini, Gemikonağı'ndaki ihtilâf konusu gayrımenkulün ise "işgal" olarak -Davacıların tasarrufunda mevzuata aykırı olarak kaldığını bu hususun Davacılara bildirildiğini iddia etmişlerdir. Davalılar, dava konusu kaynağın önce dağıtılmak üzere 11. kaynak paketine konup ilân edildiğini, bilâhare 15. kaynak paketinde 20294 sıra nu-marası ile ilân edilerek yine eşdeğer alacaklısı olan İlgili Şahıslar Musa Hüseyin Maşera ile İrfan Hüseyin Maşere'ya bu mala müracaatlarını müteakip, Eşdeğer Tazmin Komisyonunun 20.5.1992 tarihli kararları ile verildiğini ve bu şahısların da 7.4.1993 tari-hinde ihtilâf konusu mal için kesin tasarruf belgesi ve/veya koçan aldıklarını bu işlemlerin mevzuata uyduğunu iddia ederek Davacıların davasının haksız olduğunu iddia edip iptalini talep etmişlerdir.

Dava ile ilgisi olduğu ihtilâf konusu olmayan Mus-a Hüseyin Maşera ve İrfan Hüseyin Maşera da davaya İlgili Şahıs olarak dahil edildikten sonra 5.10.1994 tarihinde Savcılığın itirazına paralel bir itirazname dosyalamışlar ve özetle Savcılığın itirazlarında öne sürdükleri hususları (onların itirazlarından -alınan kelimelerle) "aynen kabul edip tekrar" etmişler ve ilâveten ön itiraz mahiyetinde Davacıların davalarında ilgili gayrımenkule yanlış tapu referansı verdiklerini, bu nedenle davanın daha ileri gitmeyip iptalini talep ederken, ihtilâf konusu gayrımenk-ulün 15. kaynak paketinde ilân edildiğini İlgili Şahısların ağabeyi ve vekili Zeki Hüseyin Maşera'nın takriben Kasım 1991 veya Ocak 1992 tarihleri arasında Davacı 1'e, Köle'nin ekmek fırınında bir konuşma esnasında bizzat bildirdiğini, ancak Davacıların bu- davayı Anayasanın öngördüğü hak düşürücü 75 günlük sürenin dışında dosyalamış olmaları nedeni ile davanın daha ileri gitmeden iptalini talep etmişlerdir.

Davanın talimatı 2.2.1995 tarihinde gerçekleştikten sonra davanın duruşması müteaddit defalar e-rtelenip duruşma ancak 16.2.2000 tarihinde başlamış ve 1.3.2000, 8.3.2000, 22.3.2000 ve 5.4.2000 tarihinde devam edip 5 celsede tamamlanmış ve karar için bilâmüddet ertelenmiştir.

Duruşma esnasında karşılıklı muvafakat çerçevesinde evraklardan oluşan- ceman 38 adet emare Mahkemeye ibraz edilmiştir. Davanın duruşması esnasında Davacılar namına Davacı 1 bizzat şahadet vermiş, ilâveten oğlu Yavuz Umar ile halen Saptama Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu Başkanı Nejat Yazman'ı da tanık olarak dinletmişlerd-ir. Davalılar herhangi bir şahadet ibraz etmedikleri gibi duruşma başlamadan hemen önce Mahkemeye yaptıkları bir beyanla müdafaalarını geri çektiklerini, duruşma öncesi yaptıkları çalışma sonucu Davacıların davalarında haklı olduğu kanaatine vardıklarını -ve Davacıların talebi doğrultusunda Davacılar lehine Mahkemenin karar vermesi gerektiğini Mahkemeye beyan etmişlerdir. Davalıların tutumundaki bu değişiklik ile ilgili olarak yorum yapmaktan kaçınmak istesek bile, şunu söylemeden geçemiyeceğiz: Dava ile -ilgili tüm gerçekleri Mahkeme önüne koymanın Savcılığın başlıca görevleri arasında olduğu düşünülürse, İlgili Şahıslar tarafından Mahkemeye çağrılan tanık Özkan Özener'i İlgili Şahıslar yerine Savcılığın çağırması ve onun ibraz ettiği 34 ve 35 inci emarele-r her ne kadar da tüm tarafların muvafakatı ile ibraz edilmiş olsa da bu ibrazı Savcılığın sağlamasının daha doğru ve adil olmuş olacağı görüşündeyiz. Aynı görüşümüz tüm tarafların muvafakatı ile ibraz olunmuş olmasına rağmen, İlgili Şahıslar tarafından i-braz olunan emare 38 Bakanlar Kurulu kararına da şamildir.

Önümüzde ibraz olunan şahadet ve emareleri değerlendirdikten sonra davanın kökeninde yatan olgular ile ilgili bulgularımızı şöyle özetleyebiliriz:
Davacılar, karı-koca olup Güney göçmenidirle-r. 1974 Barış Harekâtından sonra Kuzey'e geçmişler ve Kuzey'de iskân edilmişlerdir. Davacıların her ikisi de eşdeğer alacaklısıdırlar. 1975 yılında Davacı 1'e normal uygulamanın dışında, Gemikonağı'nda ve Güzelyurt'ta (Bakanlar Kurulu kararı ile) 2 bölg-ede gayrımenkuller tahsis edildi. (Bu Bakanlar Kurulu kararı emare yapılmamıştır) İhtilâf konusu gayrımenkul 1975 şagil kayıtlarına göre Pafta/Harita XIX.58 WI, Blok A Parsel 151 tapu referanslı ve takriben 6 dönüm 3 evlek 1700 ayakkare alanı olan bir ga-yrımenkul'ün bir kısmıdır ve Davacılara verilen gayrımenkuller arasındadır. Bilâhare sözü edilen bu ihtilâf konusu gayrımenkul, 1989 yılında 11. kaynak paketi döneminde Toprak Komisyonu tarafından, içinde yol da bırakılmak suretiyle 4 parçaya ifraz olund-u ve bunlar Parsel 151/1, (2 dönüm 700 ayakkare alan ile), Parsel 151/2, (yol) (2500 ayakkare alan ile), Parsel 151/3, (4 dönüm 2 evlek 1100 ayakkare alan ile) yani esas ihtilâf konusu gayrımenkul, ve içinde kuyu ve su motorunun bulunduğu alan Parsel 151/4-, (1100 ayakkare) olarak 4 parçaya bölünmüş oldu. Tapu bunca senelik tatbikatlarına ve mevzuatlara göre yola ayrı parsel numarası vermediğinden, yapılan ifrazlar koçan isdar edilme safhasından önce Tapu'ya intikal ettiğinde yapılan ifrazın alanlarına sadı-k kalarak parsel numaraları değiştirildi, şöyle ki; Parsel 151/2 numarasını, ihtilâf konusu 4 dönüm 2 evlek 1100 ayakkare alanı olan yer aldı. Su motorunun ve kuyunun bulunduğu kısım ise takriben 1000 ayakkare alan ile, Parsel 151/3 olarak sayılandırıldı.- Davacıların bu ifrazlardan haberleri olup olmadığı bizce meçhuldür. Yine şunun belirtilmesi yerinde olur ki, bu ifrazlar Devletin resmi haritalarına o dönemde işlenmedi ve ihtilâf konusu gayrımenkulün 11. kaynak paketine bu gayrı resmi ve yanlış parsel- numarası ile yani 151/3 Parsel olarak kondu. Konduğu, Davacıların bilgisinde idi ve bu konuda doğru olarak kabul ettiğimiz Davacı tarafının ibraz ettiği şahadete göre Davacıların itirazı üzerine 11. paketten çıkarıldı. Bir başka deyişle aynı ihtilâf kon-usu gayrımenkul, Tapu'nun parsel numarasına yaptığı sıra numarasındaki değişiklik nazarı itibare alınmadan Davalılarca Parsel 151/3 olarak 336.557 puan değeri ile ve 4 dönüm 2 evlek 1140 ayakkare alan ile 15. kaynak paketine kondu ve 15. kaynak paketi 16.-10.1991 tarihinde ilân olundu. İlân bir ay süre ile askıda kaldı. Bu kaynağa İlgili Şahıslar dahil 5 kişi müracaat etti. Sonuçta Davalılarca bu kaynak İlgili Şahıslara verildi ve İlgili Şahıslar puanlarını da yatırarak 7.4.1993 tarihinde sözü edilen gayr-ımenkulün parsel numarası Tapu'ca koçan safhasında tekrar değiştirilerek ve Parsel K754 numarası verilerek ve bu defa resmiyet kazanarak resmi plânlara da işlenmek sureti ile İlgili Şahıslara 4 dönüm 2 evlek 1100 ayakkare alanı ile bu gayrımenkulün koçanı -verildi (Emare 17). Davacı şahidi emekli Tapu Müdürü ve halen Saptama Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu Başkanı Nejat Yazman'ın doğru olarak kabul ettiğimiz şahadetine göre bu meselede işlemler usule göre yapılmadı. İfrazlar resmiyet kazanmadan kaynak pa-ketine konmamalıdır. Kaynak paketine konan kaynaklara resmi parsel numarası verilerek konmalıdır ki vatandaş icabı halinde Tapu ve Kadastro Dairesinden yer plânı temin ettiğinde gerekli tüm bilgiler planda görülsün ve vatandaş yanıltılmasın.

Davacı -1'in Güney mal varlığı 2,257,957 eşdeğer puandır. Davacı 1'in ilâveten 351 bin adet mücahit puanı vardır. Davacı 2'nin de 99,629 eşdeğer puanı vardır. Davacıların Kuzey'de yasal olarak tuttukları gayrımenkuller ile Güney mal varlıkları karşılaştırıldığı-nda puanları kırmızıdadır, bir başka deyişle Kuzeyde tasarruf ettikleri gayrımenkullerin değeri, Güney'de bıraktıklarından fazladır. Davacıların Kuzey'de tasarruf ettikleri gayrımenkulleri gösteren T cetvelleri de Eylül 1993'de doğruyu yansıtmayan bir şek-ilde ve bilhassa Güzelyurt bölgesinde tasarruflarında olan gayrımenkulleri Gemikonağı'ında imiş gibi göstererek hatalı olarak çıktı ki, Davalıların da kabul ettiği gibi bu T cetveli hatalıdır. İhtilâf konusu gayrımenkulü Davacıların, Davalılarca "işgalci-" olarak tasarruf ettikleri kabul edildiğinden, ihtilâf konusu gayrımenkul bu T cetvelinde yer almamaktadır.

İhtilâf konusu gayrımenkulün Davacılara 1975 yılında yasal olarak verildiği sarihtir, ve o tarihten sonra bu tahsisin direkt olarak iptal edi-ldiğine dair önümüzde şahadet de yoktur. Ancak 27.4.1976 tarihli emare 38 Bakanlar Kurulu Kararı (Tarımsal Kaynakların hak sahiplerine dağıtılması ile ilgili karar), Arazi Dağıtımında Genel Prensipler başlığı altında, bu dava ile yakın ilgisi olan şu cüm-leyi içermektedir:

"Bu günkü fiili durum, yapılmış olan
geçici tahsis ve kira mukaveleleri
dağıtım planlamasında dikkate
alınmayacaktır".

İlâveten Davalıların daireler arası kendi aralarındaki yazışmalarında Davacıların ihti-lâf konusu gayrımenkulü "işgalci" sıfatı ile tasarruflarında bulundurdukları ve bu nedenle bu mal ile ilgili yasal tasarruflarının sona erdirildiğinin 1977'den beri Davalılarca kabul edildiği, bilhassa emare 34 ve 35'de görülmektedir. Önümüzdeki tüm emare-ler incelendiğinde, Davacıların ihtilâf konusu gayrımenkulü Davalılarca "işgalci" olarak tasarruflarında bulundurduklarını, Davacıların da bunu böyle kabul etmemekle beraber bildiğine dair önümüzde emare vardır. (Bak: 15.4.1993 tarihli Davacı 1'in Davalı-lara hitaben gönderdiği yazının eki) İlâveten ihtilâf konusu gayrımenkul 15. kaynak paketine konup 16.10.1991 tarihinde yayınlandığında pakete müracaat süresi bitmeden, İlgili Şahısların vekili Zeki Hüseyin Maşera'nın, 'Köle'nin ekmek fırınında', bu bölged-eki bazı malların pakete konduğunu Davacı 1'in bizzat bilgisine getirdiği, ve Davacı 1'in bu kaynaklara müracaat etmeyip Güzelyurt'taki kaynaklara yöneleceğini söylediği ve bu beyan ışığında İlgili Şahısların bu kaynağa müracaat ettiğine dair önümüzde şaha-det mevcuttur ki bunun değerlendirmesini aşağıda yapacağız.

İlgili Şahıslar da eşdeğer alacaklısıdırlar. Önümüzde duran emare 7'ye göre 2,150,792 eşdeğer puanları vardı ki bunun bir kısmını yani 336,557 adedini ilgili ihtilâf konusu gayrımenkulü alm-aya kullanmışlar, başka kaynak aldıklarına dair önümüzde şahadet yoktur ve ellerinde arta kalan eşdeğer puanları mevcuttur. 15. kaynak paketinde 20294 sıra numarası ile ilgili kaynak hatalı parsel numarası verilerek ilân olunmasına rağmen, İlgili Şahıslar- bu kaynağa iyi niyetle müracaat etmişler ve bu kaynağa müracaat eden 4 kişi arasından seçilerek ilgili kaynak Davalıların yetkili organının kararı ile kendilerine verilmiş ve puanlarını da yatırarak ihtilâf konusu gayrımenkulün koçanını 7.4.1993 tarihinde- almışlardır. Davalıların bu meseledeki icraatlarında birçok hataları olmasına rağmen bu hataların hiçbiri de İlgili Şahıslara atfedilemez. Üstelik İlgili Şahısların vekili Zeki Hüseyin Maşera, Mahkemede verdiği şahadette İlgili Şahıslar namına bu kaynak- Davalılarca ilân olunduğunda bu hususu da Davacı 1'in bilgisine getirmiş ve Davacı 1 bu kaynağa müracaat etme niyetinde olmadığını ve Güzelyurt'taki kaynaklara eğileceğini Zeki Hüseyin Maşera'ya söylemesini müteakip İlgili Şahıslar bu kaynağa müracaat etm-işlerdir.

Davanın kökeninde yatan esasa müteallik olguları yukarıdaki şekilde özetledikten sonra uygulamakla yükümlü olduğumuz mevzuatı bu olgulara uygulayıp davayı karara bağlamamız gerekmektedir. Müteaddit defalar yukarıda değinildiği gibi Davalıl-arın icraatları hatalarla doludur. Bir yandan 1975 yılında yasal olarak Davacılara tahsis edilerek tasarruflarına verilen ihtilâf konusu gayrımenkul Davacılardan habersiz ifraz edilmiş, küçültülmüş ve tahsisleri hiçbir zaman direkt olarak iptal edilmemiş-tir. Öte yandan yapılan ifrazın usule uygun olmamakla beraber, Davacıların bilgisine geldiğini ve Davacıların bunu kabullendiğini kabul etmemiz gerekmektedir. Nitekim, ifraz edilmiş şekli ile ihtilâf konusu gayrımenkul 11. kaynak paketine konduğunda Dava-cıların bilgisi ile ve girişimleri sonucu 11. kaynak paketinden çıkarılmıştır. Davacıların ihtilâf konusu gayrımenkulün tasarrufunu, bir safhadan sonra Davalıların "işgalci" olarak kabul ettikleri, Davacıların bilgisine gelmiş ve Davacılar Davalılar ile y-azışmaları arasında diğer şikayetlerin yanısıra ilgili gayrımenkulü "işgalci" olarak tasarruf ettikleri doğrultusundaki Davalıların tutumundan Davalıların yetkili organına şikayet etmiş, ve bunun düzeltilmesini talep etmişler; ancak o dönemde Mahkemeye baş-vurmamışlardır. Davacıların halen Güney mal varlığı Kuzey'de tuttukları gayrımenkuller ile karşılaştırıldığında, Davacı 1'in mücahit puanları hesaba katılsa dahi Davacıların borçlu oldukları sarihtir ve ihtilâf konusu değildir. Mevzuatımıza göre, Davalıl-arca bu durumun Davacılara bildirilmesi ve ellerinde fazladan tuttukları gayrımenkullerden seçim yaparak feragat etme yoluna gitmelerine davet edilmeleri gerekmekte idi. Davacıların bunu yapmaması halinde o zaman Davalılar ilgili kaynağın tahsisini iptal -etme yoluna gidebilirlerdi. Davacılara bu fırsat verilmemiştir. Bu hatadır. Ancak ihtilâf konusu gayrımenkulün tahsisinin 1976 yılından sonra'by conduct' veya zımnen Davacılardan iptal olunduğunun da kabul olunması gerekir.

Dava dosyalandıktan son-ra İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasında konumuza şamil hususlar ile ilgili tadilâtlar yapıldı. Bu tadilâtlara göre bazı hallerde tasarrufunda Kuzey'de mal tutan kişilerin yeterli puanları olmaması halinde Devletten puan satın alma olanağı tanındı-ğı veya sair kişilerden izinle eşdeğer puan satın alarak tasarruflarındaki gayrımenkullere koçan alma olanağı verildiği bir gerçektir. Ancak bu dava açıldıktan sonra ve dava tarihinde mevcut olmayan bu yeni tadilât olanaklarının, İlgili Şahısların menfaa-tı hilâfına Davacılarca kullanılamıyacağını öngören Anayasa Mahkemesinin mevcut kararları ışığında Davacıların bu yeni ve davadan sonra bahşedilen haklardan istifade edemeyeceklerini kabul etmemiz gerekmektedir. (Bak: A.M. 20,21,22,23,24,25,27/81 (D.21/81-), A. M. 4/82 (D.4/88) ve A. M. 1/88 (D.11/88).

Hal bu merkezde iken, Mahkeme ne yapmalıdır? Bu soruya cevap ararken, Anayasanın 152. maddesine istinaden Davacıların açtıkları bu davanın, aynı maddenin öngördüğü 75 günlük hak düşürücü süre dışınd-a açıldığı yani ihtilâf konusu gayrımenkulün yanlış reference ile 15. kaynak paketine konduğu ve bu hususun Davacıların bilgisine geldikten ve hak düşürücü süre geçtikten sonra Davacılarca açıldığı ve bu nedenle iptal edilmesi gerektiği iddiası, şahadet ve- yukarıda yaptığımız bulgu ışığında değerlendirilmesi gerekmektedir. Şu bir gerçektir ki, İlgili Şahısların vekili Zeki Hüseyin Maşera, ihtilâf konusu gayrımenkulün de içinde olduğu gayrımenkullerin, 15. kaynak paketinde yayınlandığını Davacı 1'in bilgisi-ne, tam tapu referansı vererek olmasa dahi getirmiştir. Bunu bir bulgu olarak kabul ederiz. Davacılar geçmiş acı tecrübelerinden de yararlanarak, bu bilgi ışığında daha titiz davranıp meselenin kökenine eğilerek, doğru ve güvenilir bilgi edinerek, ihtil-âf konusu kaynağa onlar da müracaat edebilirlerdi veya paketten çıkarılmasını (11. pakette olduğu gibi) sağlıyabilirlerdi; en azından bu doğrultuda girişimlerde bulunulabilirdi. Davacılar bunu yapmamışlardır. Bu durumda Davalıların usulsüz ve yanlış icra-atlarından İlgili Şahısları mesul tutup, faturayı İlgili Şahıslara ödetmek yanlış olur. Bir Mahkemenin bu yola tevessül etmemesi gerekir incancındayız.

Netice olarak Davacıların davasını reddetmeyi, ve İlgili Şahısların tamamı ile mevzuata uygun bi-r şekilde ve iyi niyetle aldıkları koçana müdahale etmemeyi en uygun yol görürüz. Dolayısıyle Davacıların davası reddolunur, masraflarla ilgili de herhangi bir emir vermemeyi uygun gördük.





Metin A. Hakkı Nevvar Nolan Gönül Erönen
Yargı-ç Yargıç Yargıç


11 Mayıs 2000






-
-1


6



-


Full & Egal Universal Law Academy