Yüksek İdare Mahkemesi Numara 21/1993 Dava No 3/1993 Karar Tarihi 05.03.1993
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 21/1993 Dava No 3/1993 Karar Tarihi 05.03.1993
Numara: 21/1993
Dava No: 3/1993
Taraflar: Türk Öğr. Koop. Bank. Ltd. İle Koop. Şir. Mukay...
Konu: Ara emrinin akıbetini karar bağlamak için gerekli ise, Mahkeme meselenin esası ile ilgili olarak da bulgu yamakta serbesttir.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 05.03.1993

-D.3/93 YİM 21/93

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Yargıç Metin A. Hakkı Huzurunda
Anayasanın 152. Maddesi hakkında.

Müstedi: Kıbrıs Türk- Öğretmenler Kooperatif Bankası Ltd.
c/o 23, Sarayönü Sokak, Hakkı Han Kat 1, Lefkoşa.
ile
Müstedaaleyh: 1. Kooperatif Şirketler Mukayyidi, Lefkoşa ve diğeri
2. Kooperatif Şirketler Mukayyidi vas. KKTC Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Kıvanç M. Rıza.
Müstedaaleyh namına: Mustafa Arıkan.



K A R A R

Müstedi, 28.1.1993 tarihinde Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemeye do-syaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen başvuru ile Mahkemeden aynen aşağıda zikrolunan 2 talep doğrultusunda karar istihsal etme isteminde bulunmuştur:

-"a) Müstedaaleyh no.1 ve/veya Müstedaaleyhler tarafından alınan ve Müstedinin ortaklarını 31.1.1993 tarihinde ö.e. saat 9'da olağanüstü ve Özel Genel Kurula davet eden kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhnagi bir sonuç doğuramıyacağına dair Mahke-me kararı;

b) Müstedaaleyh no.1 ve/veya Müstedaaleyhler tarafından alınan ve Müstedinin kendihesapalrını bağımsız Murakıblara denetlettirmesine ve/veya gerekli raporları tanzim ettirmesine ve/veya bu gibi hesap ve/veya raporlaro yapılması öngörülen Genel -Kurula sunmasını müsaade etmeyi reddeden ve/veya müsaade etmeyen TB 1/8/67 sayılı ve 22.1.1993 tarihli kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramıyacağına dair Mahkeme kararı."

Müstedi ayrıca esas başvuru ile birlikte aynı gün Mahk-emeye dosyaladığı 28.1.93 tarihli Ex Parte (tek taraflı) bir istida ile de Mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunmuştur:

"a) Müstedaaleyh no.1 tarafından çağrılan ve 31.1.1993 tarihinde ö.e. saat 9'da yapılması tasarlanan Müstedi ortaklarının Olağanüstü ve- Özel Genel Kurulunun bu başvruusunun neticelenmesinden önce yapılmasını men eden;

b) Müstedaaleyh no.1 tarafından çağrılan ve 31.11.1993 tarihinde ö.e. saat 9'da tasarlanan Müstedi Ortajkalrının Olağanüstü ve Özel Genel Kurulunun, Müstediye de ilgili hes-apları tarafsız ve/veya bağımsız bir Murakıba teftiş ettirip gerkli raporları hazırlamasına ve bunları Genel Kurula sunamsına müsaade edilmeden önce yapıl-masını men eden bir emrin isdarını talep eder."

Müstedinin mezkûr istidası Müstedi Bankanın Sekrete-r Müdürü Halik Kara tarafından yapılan aynı tarihli bir yemin varakası ile desteklenmiştir.

Müstedinin mezkûr Ex Parte ara emri talep eden istidası Yüksek Mahkeme Mukayyitliği tarafından tayin olduğu gibi 28.1.93 tarihinde ele alınmış ve Müstedi avukatın-ın istidasının ne için By Summons (çift taraflı) değil de Ex parte olarak yapıldığının gerekçesini açıklayan hitabını değerlendiren Mahkeme, Ex Parte istidanın a) paragrafında talep edildiği gibi bir emir vermeyi uygun bulmuş ve mezkûr emrin kesinleşip kes-inleşemeyeceğini karara bağlamak için istidayı 3.2.93 tarihine ertelemiştir. Mahkeme keza, 28.1.93 tarihli Mahkeme emrine uygun olarak da Müstedinin Ex Parte istidası ve onu destekleyen yemin varakası ile birlikte, verilen ara emrinin bir sureti ile esas b-aşvurunun da Müste- daaleyhlere tebliğ edilmesini emretmiştir. Yukarıda sözüe dilen ervakların Müstedaaleyhlere tebliğ edilmesinden sonra Müstedaaleyhler 1.2.193 tarihinde söz konusu ara emrinin kesinleşmesini önlemek ve iptâ edilemsini sağlamak amacı ile -Mahkemeye bir itirazname dosyalamışlrdır ki, mezkûr itirazname de yine aynı tarihli Kooperatif Şirketler Mukayyidi Ayhan Savoğlu''un yaptığı bir yemin varakası ile desteklenmiştir.

Ara emri istidası 3.2.93 tarihinde ele alındığında maalesef taraflar aras-ında sulh yolu ilebir uzlaşma gerçekleşmemiş ve ara emrinin duruşması yapılmıştır. iddialı ve uzun geçen ara emri safhasındaki istidanın dinlenmesi 6 celse sürmüş ve neticede 19.2.93 tarihinde ara emri duruşması hitam bulup, tarafların hitabeleri de dinlen-dikten sonra karar için bilâmüddet ertelenmiştir.

Duruşma esnasında Müstedi tarafı Devzi Adanır isimli bir muhasip ve murakıbın şaahdetini dinletmiştir. Müstedaaleyh tarafı da Kooperatif Müfettişlerinden Hasan Alişan'ın şahadetini dinletmiştir. Duruşma e-snasında taraflar Mahkemeye dosyada duran ceman 48 adet evrağı karşılıklı muvafakat çerçevesinde emare olarak ibraz etmişlerdir.

Müstedi tanığı Fevzi Adanır, özetle, Kooperatif Şirketler Mukayyidinin hazırlattığı ve Kooperatif Müfettişlerinden Hasan Bozk-an ve Müstedaaleyhler namına şahadet veren Hasan Alşan'ın imzasını taşıyan Mahkeme önündeki Emare 1 teftiş raporunu ve buna ek Emare 3 Konsolide Mizanı ve sair ilgili ervakları da incelemiş olduğunu, bunların içerdiği aksaklıkları kendisinin hazırladığı Em-are 2 de belirttiğini ve özetle Emare 1 ve Emare 3'ün şu aksaklıkları içerdiğini Mahkemeye söylemiştir:

Emare 3 Mizan'ın başlığı 'Konsolide Mizan' oalrak gösterilmesine rağmen sadece bankadaki TL miktarlar gösterilmiş olup döviz mevduatlar gösterilmiştir,- bu nedenle Mizan gerçeği yansıtmaz.

Gerek Emare 1 gerekse Emare 3 bankaya ait gayri menkullerin değerlerini, satın alındıkları tarih itibarı ile göstermektedir, rayiç değerlerini yansıtmamaktadır, bu da yanıltıcıdır.

Emare 1 teftiş raporu ve Emare 3 Miz-an ile Kooperatif Şirketler Mukayyidinin Rmare 4 oalrak Mahkeme önündeki Raporu Müstedi bankadaki toplam mevduat 10 milyon 951 bin 514TL. 94 krş. diye geçer, aslında bu daktilo hatasıdır, bunun 10 milyar 951 milyon 514 bin TL olması gerekirdi; ilâveten ban-kadaki mevcut döviz mevduatının da TL'ye çevrilip Konsolide Mizan'da gösterilmesi gerekirdi ki raporlarda ve Komsolide Mizan'da gerçek durumu doğru olarak yansıtabilsin.

Emare 1. Emare 3 ve Emare 4 Müstedi Bankanın durumunu 31.8.92 tarihi itibarı ile yans-ıtır. Emare I Raporun 12. sayfasında yer alan şu cümlenin '4 aylık maaş ve sair giderlerin de eklenmesiyle yıl sonu zararının Milyarı çok aşacağı kesindir' raporda yer almaması gerekirdi çünkü kesin hesaplar ve kâr ve zarar hesabı ancak 31 Aralık 92 tarihl-i hesaplar çıktıktan sonra ancak belirlenebilir.

Müstedaaleyhlerin çağırdığı şahit Hasan Alşan ise genel olarak bu iddiaları reddetmiş, yukarıda özetlemeye çalıştığım Müstedi tarafının iddialarına cevaben ise özetle şunları söylemiştir: Emare 3 Konsolide -Mizan'ın Müstedi banka nezdindeki sadece TL mevduatı yansıttığı doğrudur, ancak gizleme diye bir mevhum söz konusu değildir, dövizler ayrı mizanlarda gösterilmiştir, ki onlar da Mahkeme önünde emaredir. Bankaya ait gayri menkullerin deüerleninin satın alın-dıkları tarh itibarıyle değerlerinin gösterildiği doğrudur, ancak müfettişler yasal olarak değerlendirme gerekli ise 3/90 sayılı Yeniden Değerlendirme ve Mali Düzenleme Yasası hükümlerine uygun olarak gereken yapılmıştır. A fortiori, 27/77 sayılı Yasanın 2-22(1)(a) maddesi hükümlerine sadık kalınmıştır.

Emare 4 Raporun ilk sayfasındaki paragraf 2'^de yer alan, '31.8.1992 tarihi itibarıyle kooperatifin toplam mevduatları 10,951,514,94TL' (10 milyon 951 bin 514TL 94 krş.) ibaresi yapılmıştır, bu bir daktilo -hatasıdır doğrusu 10 milyar 951 milyon 514TL 94 krş. oalcaktı. Bankadaki dövizlerin de TL'ye çevirip rapor ve konsolide mizanla gösterilmesi gerekmezdi, onlar da gizlenmemiş olup ayrı cetvellerde gösterilmiştir.

Müstedinin yukarıda özetlenen son iddialar-ına cevaben de Hasan Alşan teftişin, teftiş raporlarının ve mizanların herhangi bir tarih itibarıyle yapılabileceğini söylemiş, ancak kesin kâr ve zarar hesaplarının ancak 31 Aralık tarihi itibarıyle hazırlanabileceğini teslim etmiştir.

Tarafların çağırd-ıkları tanıklar dinledikten sonra Mahkeme de kendine yardımcı olması amacı ile ve duruşma esnasında müphem kalan bazı hususların aydınlığa kavuşmasını da sağlamak için Mahkeme şahidi olarak Kooperatif Şirketler Mukayyidi Ayhan Savoğlu'nu Mahkemeye çağırma -lüzumunu hissetmiş ve bu tanık da 'Court Witness' olarak şahadet verip, Mahkemenin sorularını cevaplandırdığı gibi Mahkemenin izni ile taraflara da bu şahide ayrı ayrı bir kaç soru sormalarına izin verilmiştir, ki izinden sadece Müstedi tarafı istifade etm-iştir.

Mahkeme önünde ibraz olunan şahadet ve emareleri inceleyip bu istidayı karara bağlamak için gerekli bulguları yapmazdan ve yapılacak bulgular muvacehesinde mevzuatı inceleyip uygulamazdan önce, ihtilâf konusu olmayan iyi yerleşmiş ve bu istidaya ş-amil bir kaç yasal prensibi burada vurgulamakta fayda görmekteyim. Bunun bir nedeni de bu istidanın duruşması süresince konunun başında geniş yer almasıi basında yer alan bazı yorumların ise arzu edilen ölçüde şahadeti tam yansıtmamasından kaynaklanmaktadı-r; hatta bazı yorumların 9/76 sayılı Yasanın 52. madddeisne ters düştüğünü de ilk nazarda söylemek yanlış olmayabilir. Ancak karrı saptırmak için bunlara sadece değinmekle yetineceğim. Vurgulamak istediğim 2. husus şudur ki bu neticede bir ara emri duruşma-sıdır ve Mahkeme bu karar ile ya 28.1.93 tarihinde verilen ara emrini başvuru sonuna kadar kesinleştirecek ya da mevcut ara emrini iptal edecektir. Mahkemenin bu görevi yerine getirirken göz önünde bulundurması gereken yerleşmiş prensipler mevcuttur ve mev-cut ara emri kseinleştirilecekse şu şartların mevcut olması gerekir:-

Başvuru konusunun ciddi olması hususunda Mahkemenin tatmin olması gerekmektedir.

Başvurunun esasında, Müstedinin iyi bir dava sebebi olduğuna Mahkeme kanaat getirmelidir.

Başvurudaki -esas taleplerinde Müstedilerin haklı olabileceğine dair belirtiler olması hususunda Mahkeme tatmin olmalıdır.

Müstedinin mevcut ara emri kesinleşmez ise telâfisi imkânsız zarara düçar oalcağı veya geriye dönüşün zor olacağı hususunda Mahkemenin tatmin olm-ası gerekmektedir.

Başvuru konusu ciddi olduğu ihtilâf konusu değildir ve taraflar bu hususta mutabıktırlar, dolayısıyle bu hususta bulgu yaparım ancak ara emrinin akıbeti hakkında tarafların zıt görüşleri ve iddiaları mevcuttur. Bu husus tarafların dosya-ladıkları yemin varakalarından görülebileceği gibi zıt şahadetten de görülmektedir. Şunu da vurgulamakta yarar görmekteyim ki ara emri safhasında Mahkeme, başvurunun esası ile ilgili bulgu yapmaktan, ileride esas başvuruyu dinleyecek olan Mahkemenin herang-i bir tesir altında kalmaması için mümkün mertebe kaçınmalıdır. İlâveten, meselenin esası dinlendikten sonra verilmesi gereken kararın, ara emri safhasında, meselenin esası dinlenmeden karara bağlanması bu safhada zaruri olmadıkça, yapılmamalıdır. Bu husus-da iyi yerleşmiş bir prensiptir. Ancak ara emrinin akıbetini karara bağlamak için gerekli ise Mahkeme meselenin esası ile ilgili olarak da bulgu yapmada serbesttir. Bu husus birçok içtihatlarda karara bağlanmış olmakla beraber Mahkemenin ara emri safhasınd-a meselenin esasını da inceleyip karar verdiği meselelerde olmuştur. Buna bir misal oalrak son yıllarda verilen 1/92 sayılı Yargıtay/Hukuk içtihatı verilebilir. (Bak: D.4/92). Yine bu ara emrinin akıbetini karara bağlamazdan önce herhangi bir yanlış anlaşı-lmaya mahal vermemek için şunu da vurgulamakta yarar görürüm ki bir Kooperatif Şirketin Genel Kurulunun toplantısına aşağıda sıralandığı gibi mevzuat 3 şekilde olanak tanımaktadır. Burda genel kurulun toplanması söz dizisi geniş anlamda kullanılmıştır ve b-u mevzuatta geçen kelimelerle 'annual general meeting' 'special general metting' ve her türlü genel kurul 'general meeting' toplantısını da kapsar.

1) Bir Kooperatifin İdare Meclisinin Genel Kurulu toplamak için çağrı yapması halinde.

2) Mukayyidin aynı- gayeye yönelik toplantı çağrısı yapması halinde.

3) Bir Kooperatifin muayyen bir rakamın üstündeki hisse adedine haiz olan hissedarlarının Genel Kurul yapmak için mevzuatta öngörülen girişimlerde bulunmaları halinde.

Yukarıda söylenenleri göz önünde t-utarak ve sadece mevcut ara emrinin akıbeti ile ilgili olarak önündeki şahadet ve emareler muvacehesinde bulgu yapmaya çalışıp, onun ötesindeki şahadet ve emarelere gerekli olmadıkça değinmemeye özen göstererek önce ara emrinin akıbeti ile ilgili olabilece-k mevzuatı incelemeyi uygun gördüm. Konu ile ilgili mevzuat ise bir yandan Fasıl 114 Kooperatif Şirketler Yasasının 17. maddesi ile diğer yandan Kooperatif Şirketler Tüzüğünün 65 ve 74. maddesinin (c) paragrafıdır. Yukarıda değinilen Yasa ve Tüzük maddeler-i ise aynen şöyledir:

"17. (1) The Registrar shall audit or cause to be audited by some person authorised by him by general or special order in writing in this behalf the accounts of every registered society once at least in every year.
(2) The aud-it under subsection (1) shall include en examination of overdue debts, if any, and a valuation of the assets and liabilities of the registered society.
(3) The Registrar, or any person authorised by general or special order in writing in this behal-f by the Registrar shall at all times have access to all the books, accounts, papers and securities of a registered society, and shall be entitled to inspect the cash in hand; and every officer of the society shall furnish such information in regard to th-e transactions and working of the society as the person making an inspection or audit may require".

"65. The Committee shall in every year and as soon as conveniently possible within such time as the Registrar may dierct-

cause the secretary to prepare -and send to the Registrar the yearly balance sheet closed on the 31st December of the preceding year together with a detailed statement of the profit and loss account; and

prepare a repart on the year's working of the ragistered society to be presented to- the annual general meeting."

"74. The duties of the secretary shall be-

...............
................
to record the whole of the transactions of the registered society in the books provided for that purpose; to conduct correspondence on behalf of the- registered society; to prepare the annual statement of accounts and balance sheet; and to have charge of the documents, books a-nd vouchers for payments and receipts on behalf of the registered society;"

Yukarıdaki iktibas edilen mevzuat incelendiğinde açıkça görülmektedir ki Müstedi banka gibi bir Kooperatif Şirketinin hesapalrını tutmak önce ilgili Kooperatif Şirketinin İdare Me-clisinin ve bunun altında çalışan sekreter müdürünün görevidir. Ancak bunlar tarafından hazırlanan hesapların murakabesi ise (Audit) Kooperatif Şirketler Mukayyidinin veya onun altında çalışan müfettişlerin görevidir. Bir Kooperatif Şirketinin alacağı olan- miktarların şüpheli alacaklı olarak vasıflandırılabilmesi ve eğer tahsili imkânsız ise (bad debt) ve ne şekilde işlem göreceği ise mezkûr Tüzüğün 61, 63 ve 64. maddeleri hükümleri mucibince işlem göremesi gerektiği sarihtir. Bu e madde incelendiğinde de h-angi borcun tahsili imkânsız olarak vasıflanırılabileceği hakkında karar vermek hakkını ilgili Kooperatif Şirketinin İdare Meclisinin yetkisinde olduğu ancak sadece Kooperatifler Mukayyidinin onayı ile tahsili imkânsız (bad debt) olarak kabul edilebileceği- görülmektedir.

Ara emrinin akıbeti bakımından önümdeki şahadet ve emareleri bu çerçeve içinde inceleyip bulgu yaptığımda ise aşağıda özetlemeye çalışacağım tablo ortaya çıkmaktadır:
1) Mahkeme halen yürürlükte bulunan ara emri ile Müstedaaleyhlerin yap-maya çalıştığı toplantının gerçekleşmesini önlemiştir. Bu toplantıya dayanak teşkil eden çağrı emare 47 olarak Mahkeme önünde durmaktadır. Emare 47'nin başlığı aynen şöyledir: "Olağanüstü ve Özel Genel Kurula Davet". Mahkeme şahidi olarak önümde şahadet ve-ren Kooperatif Şirketler Mukayyidi bizzat bu çağrının yukarıda iktibas edilen başlığının hatalı olduğunu Mahkemede teslim etmiştir. Bu durumda mevcut ara emrini kesinleştirmeip de toplanyının gerçekleşmesine müsaade ettiğim takdirde bu toplantının yanlış b-ir başlık altında davetiye neticesi gerçekleşeceği sarihtir.

2) Her iki tarafın önümde ibraz ettiği zıt iddialar içeren şaahdetin bir müşterek ortak noktası vardır ki o da gerek emare 1 ve emare 4 Raporlarda gerekse Müstedaaleyhlerin hazırladığı ve başlı-ğı Konsolide Mizan olup Emare 3'de Müstedi Bankanın gayrımenkulleri ile ilgili değerleri bugünkü rayiç bedellerini yansıtmakta olduğudur. Müstedi Bankanın küçümsenmeyecek bir miktarda gayrımenkul malı vardır. Bunlar hakkında bu ara emri istidası bakımından- teferruatlı bulgu yapmayı gereksiz gördüğüm gibi her gayrımenkul ile ilgili teker teker inceleyip bulgu yapmayı da meslenin esasında karara bağlanacağı cihetle bulgu yapmayı uygun görmekteyim. Müstedi Bankanın Ortaköy toprağında gayrımenkulü olduğu ihtilâ-f konusu değildir. Koçanın sureti emare 18 olarak Mahkeme önünde durmaktadır. Bunun büyük bir kısmının üzerinde konutlar yapılmış olup, hak sahiplerine verilmiş olmakla beraber 2 arsalık bir yerin halen serbest olduğu ve Müstedi Bankanın koçanlı malı olduğ-u ihtilâf konusu değildir ve bu hususta da bulgu yaparım. Söz konusu 2 arsanın bir değeri olduğu gerek Kooperatif Şirketler Mukayyidi Ayhan savoğlu tarafından gerekse Müstedaaleyhler namına şahadet veren Hasan Alşan'ın şahadeti ile sarihtir ancak, mezkûr g-ayrımenkulün emare 1 ve 4 Raporlar ile emare 3 Konsolide Mizan da sıfır değer olarak yansıtıldığı hususunda önümde ihtilâfsız şahadet mevcuttur ve bulgu yaparım. Diğer örneği ise Müstedi Bankanın Girne'deki gayrımenkulü teşkil etmektedir. Bu gayrimenkulün -koçanı dahil bununla ilgili ervaklar emare 15 olarak önümdedir ve rayiç değerinin 290,000,000RL civarında odluğu Müstedaaleyhlerin şahidi Hasan Alşan tarafından şahadetinde teslim edilmesine karşın emare 1, 3 ve 4 dökümanlarda bunun değerinin 6 milyonun al-tında bir rakam ile yansıtıldığı da önümdeki şahadetle sabit olmuştur ve bu hususta da bulgu yaparım.

Yine emare 1, 3 ve 4 bu ara emri maksatları bakımından tarafların şüpheli alacak diye vasıflandırabileceğim ihtilâflı rakamlar içermektedir. Müstedi ta-rafı bunların bu emarelerde tahsiki şüpheli alacak olarak vasıflandırılmasını kabul etmemekte, Müstedaaleyh tarafı ise bunda direnmektedir. Bu hususta mevzuata göre çıkar yol, ilgili hesapların (yani emare 3 Mizan'ın) Müstediler tarafından hazırlatılıp onl-arın arzu ettiği gibi yansıtılması ancak Emare 1 ve 4 de (yani kanunda geçen kelimelerle 'audit report'ta' Müstedaaleyhlerin zıt görüşlerine yer verilmesi gerekirdi ki, toplanılması istenen genel kurul önünde bu zıt iddialar gösterilip tartışılabilsin ve g-enel kurul da bu hususta 2 zıt görüşü dinledikten sonra sağlıklı ir karar verebilsin. Yukarıda iktibas edilen mevzuat hilâfına Emare 3 Mizan'ı da Müstedi tarafı değil Müstedaaleyh tarafı hazırlamıştır. Önümdeki şahadete istinaden iki örnek de bunalrdan ver-mek uygun olacaktır. Bu örneklerin birisini ilgili Bankanın Güzelyurt şubesindeki 645,000,00TL civarındaki alacağı teşkil etmektedir. Müstedaaleyh tarafı bunların tümünü şüpheli görmekte Müstedi tarafı ise bazılarının şüpheli olabileceğini ancak hepsinin d-e şüpheli alacak olarak vasıflandırılamıyacağını iddia etmektedir. Şifahi şahadet biryana bu hususta teferruatlı olarak belgeler emare 7 ve emare 46 olarak önümde durmaktadır. Emare 7 liste incelendiğinde listenin yanıltıcı olduğu doğrultusunda bulgu yapar-ım. Listede II. sırada İbrahim Emiroğlu isimli bir şahıstan ilk nazarda Müstedi Bankanın alacağı olduğu görülmekte ancak karşısında da "kapandı" ibaresi yer almaktadır. Bu da demektir ki bu şahısta olan alacak tahsil edilmiştir ve şüpheli alacak olamaz. Yi-ne emare 7'nin son satırında 48. sırada yer alan Sunay Serçin isimli bir şahıstan Bankanın şüpheli alacağı olduğu yansıtılmakla birikte aynı emare 6'de bu şahsın isminin karşısında "taksit ödemede" ibaresi yer almaktadır. Bu da gösterir ki sözü edilen şahı-s Müstedi Bankaya borcunu taksitler halinde ödemektedir. Eare 7 listede sözüe dilen Sunay Serçin'in ismi emare 46'nın 2. sayfasında da 4. sırada yer almakta ve miktar oalrak da Bankanın bu şahıstan 23 milyon 438 bin 813TL alacağı görülmektedir. Halbuki ema-re 7 liste de borcunu taksitle ödediği gösterilmektedir. Bu durumda sözü edilen 2 emarenin içeriğinin birbiri ile tam bağdaştığını kabul etmek olası değildir. Bu örnekler muvacehesinde emare 7 ve emare 46 da gösterilen toplam 643.000.000TL'nın hespini de e-mare 1 ve 4'ün içinde şüpheli alacak başlığı altında yansıtma doğru değildir. Yukarıda da değndiğm gibi bir borcun şüpheli olup olmadığı hususundaki karar verme yetkisi Mevzuatta önce ilgili Kooperatifin İdare meclisinin yetkisidir. Şayet İdare Meclisi bir- borcun şüpheli olduğuna karar verirse ve hatta daha ileri giderek tahsili imkânsız diye vasıflandırırsa o zaman bunun 'bad debt' olarak telakki edilebilmesi içiin Koopratif Şirketler Mukayyidinin onayı gereklidir.

Şüpheli alacaklarla ilgili tarafların g-örüş ayrılığını gösteren kinci bir örnek ise meare 1, 3 ve 4'de ve bunların çizdikleri genel tabloda 'alacak' diye gösterilen Yarın Gazeteceilik ve Matbaacılık Ltd.'den Müstedinin alacağıdır. Önümdeki şahadet ve emarelere göre (emare 36 ve 37) sözü edilen -Borçlu, Müstedi Bankadan 14.000.000TL civarında bir meblağın 1980 senesinde borçalnmıştır. Rmare 39'a göre mezkûr borç teminatlıdır. (secured debt). Ancak emare 1, 3 ve 4 de ve bu hususta gösterilen rakamların da bu borludan Müstedi Bankanın 200.000.000TL'-nın üstünde bir alacağı olduğu yansıtılmıştır. Söz konusu meblağın nmüruru zaman uğrayıp uğramadığını, faiz yasalarına uyup uymadığını, bilmeden bununla ilgili ileri yorumyapmayı bu ara emri maksatları bakımından lüzumsuz görmekteyim.

Bu ara emri maksatl-arı bakımından yapmak istediğim en son bulgu, emare 1, 3 ve 4'ün Müstedi Bankanın durumunu 31.8.92 tarihi itibarı ile yansıttığıdır. Bu husus emarelerden belli olduğu gibi tarafların şahadeti de bu konuda mutabıktır. Ancak Müstedaaleyhlerin şahidi Hasan Al-şan'ın da dediği gibi kesin kâr ve zarar 31 Aralık tarihi itibarı ile çıkarılmalıdır. Kanımca bu da böyle olduğuna göre emare 1'in 12. sayfasında yer alan "yıl sonu zararıının Milyarı çok aşacağı kesindir" ibaresi yersizdir ve Kooperatife üye hissedarı yan-ıltıcı niteliktedir.

Konuya şamil mevzuat incelendiğinde ise Yasal durum şu merkezdedir. Ara emri ile yapılmasına mani olunan toplantı Kooperatifler ile ilgili mevzuat altında gerçekleştirilmek istenmektedir. Buna göre çağrıyı yapan kişinin yani Müstedaa-leyh tarafının ilgili mevzuata harfiyen uyması gerekmektedir. Yukarıda bulgu yaptığım gibi çağrının ünvanı yanlıştır. İlâveten genel kurulda görüşülmesi tasarlanan emare 1, 3 ve 4 Kooperatifler ile ilgili mevzuata tam olarak uymamaktadır. Kendimi tekrarlam-a pahasına vurgularım ki emare 1, 3 ve 4, Fasıl 114'ün 17(2) fıkarsına göre Müstedi Bankanın gayrımenkullerinin rayiç bedelini yansıtması gerekirken bunu yansıtmamaktadır. mezkûr 17(2) maddede geçen 'valuation' sözcüğü, benim tespit edebildiğim kadarı ile -'Common Law'un hakim olduğu Avustralya'da Wenning v Robinson davasında konu edilmiş ve o meselede Asprey J. sayfa 625'de aynen şöyle denmişti:

"The word 'valuation' in itself and without more, means merely the estimation of a thing's worth, the price set -on a thing; it does not cannote that the estimation of the worth of the thing or the price set on the thing is necessarily the estimation or setting of some particular person independent of the owner of the thing and its proposed purcharer and, in my view,- it may mean no more than the estimation of the thing's worth in the opinion of reasonable people, the fair value of the thing is the particular circumstances of the case ..." (underline supplied)
(Bak: (1964-65) N.S.W.R. 6-14 at page 624).

Kanımca yukarıda alıntısı yapılan kararda 'valuation' sözcüğü rayiç bedel olarak efsir edilmiştir. Benim de beni bağlıyan ve aksini gösteren yerli bir içtihadın yokluğunda aynı tefsiri kabul etmemem için herhangi bir neden yoktur ve aynı- tefsiri ben de yaparım.

Tüm yukarıda belirtilenler muvacehesinde bu ara emrinin akıbeti bakımından önümdeki şahadet ve emarelere baktığımda ve onlara istinaden yaptığım bulgular neticesi aşağıdaki hususlarda tatmin oldum:-

Başvuru konusu ciddidir.
Başv-urunun esasında Müstedinin iyi bir dava sebebi olduğuna kanaat getirdim.
Başvurudaki esas taleplerinde Müstedinin haklı olabileceğine dair belirtiler olduğu hususunda tatmin oldum.
Mevcut ara emrini kesinleştirmezsem en azından geriye dönüşün zor olacağı k-anaatına vardım. Şöyle ki Müstedi bir bankadır ve banka bir itimat müessesesidir. Uygulamakla yükümlü olduğum mevzuat hilâfına gerçeği mevzuatın emrttiği şekilde tam yansıtmayan Mizan ve raporlarda genel kurula gidilmesi halinde genel kurulun sağlıklı bir -karar veremeyeceği gibi veya yanlış yönlendirilmiş olarak karar vereceği gibi bankaya olan itimadın da sarsılması ve bundan da Müstedinin telâfisi imkânsız zarar görmesi kuvvetle muhtemeldir.

Bu nedenlerden dolayı 28.1.93 tarihinde verilen ara emrini başv-uru sonuna kadar kesinleştirmeyi uygun görür bu doğrultuda emir veririm.

Masraf konusunun ise başvuru nihayetine bırakılmasını emrederim. Müstedinin ara emri istidasının b) paragrafında yer alan talepleri doğrultsuunda zaten mevcut emir verilmediği cihet-le onun kesinleştirilmesi söz konusu değildir ve Müstedinin ara emri istidasının b) paragrafında yer alan talepleri reddolunur. Zaten Müstedinin ara emri istidasının b) paragrafında yer alan bu taleplerine benzer bir başka talep esas başvurunun b) paragraf-ında da yer almaktadır, esas başvuru ile virlikte başvurunun esası ile beraber Mahkeme tarafından ileride incelenecektir.

Konuyu noktalamazdan önce önümdeki şaahdete istinaden başvurunun esası ile ilgili bulgu yapmaktan kaçındığımı vurguladıktan sonra ta-raflara bir tavsiyede bulunacağım cihetle şahadetteki bazı hususlara parmak basmayı uygun buldum. Kooperatif Şirketler Mukayyidi, Mahkeme önünde şahadet verirken diğer şeyler yanında özetle Bankanın mevcut İdare Meclisinden menun olmadığını da söylemiş ve -inter alia, onların görevden alınması için genel kurulu toplamak istediğini belirtmiştir. Aslında mevzuat incelendiğinde Kooperatif Şirketler Mukayyidinin görevi icabı böyle bir yetkisi olduğu görülmemektedir. Buna göre kendisi İdare meclisi üyelerinin baz-ılarını veya uygun görmesi halinde tümünü de görevden alma yetkisine haizdir. Bu yetkisini şahsen kullanmayıp mevzuata sıkı sıkıya uymayan Mizan ve Raporlarla genel kurulu toplayıp bunlarla, bir yerde genel kurulu yanlış yönlendiirip, Müstedinin İdare Mecl-isi üyelerinin görevden alınmalarını sağlamak kanımca doğru değildir. Yine Kooperatif Şirketler Mukayyidi şahadetinde ve yemin varakasında genel kurulun toplanması doğrultusunda kendisine Müstedi Kooperatif Şirketinin 645 üyesinin yazılı müracaat yaptığını- belirtmiştir. Söz konusu müracaat emare 24 olarak Mahkemeye ibraz edilmiş olup dosyada mevcuttur. Ancak önümdeki şaahdetle ve üyelerin tam lisetsini göstern Emare 45 ile kıyaslandığında bu listede sözü edilen ortakların tümünün Müstedi Bankaya üye olmadı-kları ve bunalrdan 100 civarında imza sahibinin genel kurul isteminde bulunmayan veya oy kullanmaya hakları olmadığı ilk nazarda görülmektedir. Bu aksaklığı da göz önünde bulundurup, Mukayyidin istemine uyarak ara emrini iptal etmem her halde doğru olmazdı-.

Son olarak bir hususa daha değinmeyi yararlı gördüm. Önümde emare 3 oalrak duran Mizanın hazırlanışında Müstedaaleyhler, bir yandan Kooperatifler ile ilgili mevzuat ile diğer yandan vergi Yasalarında öngörülen mevzuatı ayırdetmemişler ve emare 3 Mizan'-ın hazırlanışında Vergi Yasaları hükümlerinden de esinlenmişlerdir. Buna örnek olarak bir yandan Fasıl 114 Koopratifler Yasasının 17(2) madde hükümlerinde öngörülen ilgili Kooperatifin gayrimenkullerinin rayiç bedelle raporlarda yansıtılması gerektiği ile -diğer yandan 27/7 sayılı Vergi usul Yasasının 183(1) öadde hükümleri gösterbilir. Bu maddenin ilgili kısmı ekonomik işletmelerde tüm taşınmazların bedellerinin maal oluş beelleri ile yansıtılamsına dair hüküm içermektedir. Yine 27/7 sayılı Yasanın 222(1) m-addesi dava veya icra safhasında bulunan ihtilâflı alacakların şüpheli alacak olarak tanımlanmasını öngörürken Kooperatifler ile ilgili mevzuat yuakrıda incelenirken gösterildiği gibi bu hususta kararu önce ilgili Kooperatif Şirketinin İdare Meclisne bırak-maktadır. Halbuki, bir Kooperatif Şirketinin genel kurulunda hissedara arzolunacak olan hesap ve raporların sıkı sıkıya kooperaiflerle ilgili mevzuata uyması gerekmektedir. Vergi Yasalarında öngörülen mevzuat ise ilgili Şirket ile Vergi Dairsi arasındaki -hesapalrın tanzimine yöneliktir. Vergi maskatları için hazırlanan vergi matrahındaki vergiye tabi kâr ile genel kurul da hissedara sunulan hesaplardaki kâr aynı olmayabilir. Bunun bir nedeni de bir yandan Kooperatifler ile ilgili mevzuat ile diğer yanda-n Vergi Yasalarındaki mevzuatın tam aynı olmamasından kaynaklanmaktdır.

Kooperatifler ile ilgili mevzuat incelendiğinde Müstedaaleyhlerin Müstedi Kooperatifi ena zından her sene esas Yasanın 17. maddesi gereğince murakabe etmesi gerekirken, 1980'den beri- Müstedi Bankanın Müstedaaleyhler tarafından sadece başvuru konusu dönemde ve 1 Ocak 1987 ile 31.12.89 tarihlerindeki derveyi kapsayan dönemde bir tek kere (bu başvuru konusu hariç) murrakabe edildiği (audit) görülmektedir. Yine mevzuata göre, bir Kooperat-if Şirketinin İdare Meclisinin 3 yıl süre ile göreve getirildiği ancak yeni İdare Meclisi seçilene kadar görevin devam edeceği görülmektedir. Halen Müstedi Bankada görev başında olan idare Meclisinin ise görev sürelerinin 3 seneyi çoktan aştığı doğrultusun-da Mahkeme önünde şaahdet vardır. Bu realiteler karşısında Müstedaaleyhlerin bu yasal yükümlülüklerini zamanında niçin yerine getirmediği hususunda makul bir izahat Mahkeme önünde verilmediği gibi şimdi 1992'nin hakiki kâr ve zarar bilançosu çıkarılmadan M-üstedaaleyhlerin, tabir caiz ise alel acele genel kurulu toplayıp işlem yapam istediğinin nedeni hususunda da Mahkeme önünde doyurucu şahadet verilmemişti. Mevuzata uygun olarak hesapların ve teftiş raporlarının en erken bir zaanda tanzim edilerek, hakiki -kâr ve zarar durumunun da saptanmasını sağlamak amacı ile 31.12.92 tarihinde hitam bulan hesapların ve teftiş raporlarının tanzim edilerek genel kurulun bunu müteakip toplanmasının sağlanmasını her iki tarafa da ve bilhassa Müstedaaleyh tarafına önermeyi u-ygun görmekteyim. Bir başka deyişle, ne Müstedi Bankanın, ne Kooperatif üyesinin ve ne de Müstedaaleyhlerin lehine olmayan bir şekilde Mahkemelerde yasal formaliteleri tartışmak yerine en erken bir zamanda ykarıdaki önerimi gerçekleştirmelerini taraflara v-e bilhassa Müstedaaleyh tarafına salık vermeyi uygun görmekteyim.


(Metin A. Hakkı)
Yargıç

Lefkoşa.
5 Mart 1993






-
-


14



-


Full & Egal Universal Law Academy