Yüksek İdare Mahkemesi Numara 210/2014 Dava No 17/2017 Karar Tarihi 09.06.2017
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 210/2014 Dava No 17/2017 Karar Tarihi 09.06.2017
Numara: 210/2014
Dava No: 17/2017
Taraflar: Halime Solmaz n/d Halime Açık ile İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakalığı arasında
Konu: Yurttaşlık - Vatandaş olmak için yasal şartlar - Yasallık ilkesi - Hazırlık işlemi - Yok hükmünde idari işlem - Yüksek İdare Mahkemesinin karar verme yetkisi - İdari ihmal
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 09.06.2017

-D. 17/2017YİM:210/2014


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti: Mehmet Türker, Tanju Öncül, Peri Hakkı

Davacı: Halime Solmaz n/d Halime Açık, 28 Tümen Caddesi
Karadeniz Sokak No:24 Maraş -Gazimağusa.


ile


Davalı: İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı vasıtasıyla
KKTC Başsavcısı - Lefkoşa.


A r a s ı n d a.

Davacı namına: Avukat Şakir Karataş
Davalı namına: Savcı Meryem Beşoğlu

-...............

K A R A R

Mehmet Türker: Bu davada, Mahkeme kararını, Sayın Yargıç Peri Hakkı okuyacaktır.

Peri Hakkı:
Davacının davasındaki talepleri şöyledir:

Davacının, vatandaş olduğu ve bu nedenle Davacıya KKTC pasaportu verilmesini tale-p eden 20 Mayıs 2014 tarihli yazılı istemine karşı Davalı tarafından, Davacıya, takriben 30.7.2014 bilgisine gelen 30.6.2014 tarihli ve İBK.0.00/12/74/B-155-14/32139 sayılı yazısı ile Davacının KKTC yurttaşı olmadığı ve/veya KKTC kimlik
kartı ve pasaport -vermeme kararının veya işleminin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair bir mahkeme kararı,

Davalı tarafından Davacıya gönderilen 30.6.2014 tarihli ve Davacıya 30.7.2014 tarihinde verilen ve İBK.0.00/12/74/B-155-14-/32139 sayılı yazının karar ve/veya işlemlerinin ve/veya bu kararlar altında yaptıkları tüm işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına ve/veya mezkur karar veya işlemlerin hatalı ve/veya yetkisiz ve/veya yok hükmünde ve/v-eya batıl hükmünde olduğuna dair bir mahkeme kararı verilmesi,

Davacının KKTC Yurttaşı olduğuna dair bir tespit kararı ve/veya hükmü,

Davalının, Davacıya KKTC kimlik kartı ve pasaportu vermemesi ihmalinin yapılmaması gerektiğine dair bir mahkeme kararı,
-
Yapılması ihmal olunan Davalının Davacıya KKTC kimlik kartı ve pasaportu vermemesi idari işleminin yapılması gerektiğine dair bir mahkeme kararı.

Davacı dosyaladığı Talep Takririnde, davasını dayandırdığı hukuki esasları belirterek, Davacının ailesi ile -birlikte 1975'de Kıbrıs'a özel göçmen statüsünde geldiğini, tüm aile fertlerinin önce KTFD sonra KKTC yurttaşı olduğunu, Davacıya 16 Mart 1979 tarihinde yurttaşlık belgesi ve daha sonra 120337 KTFD kimlik kartı verildiğini, Davacı 20.5.2014 tarihinde KKTC -kimlik kartı ve pasaportu talep ettiği zaman Davalı, 30.6.2014 tarihli IBK.0.00/12/74 B-155-14/32139 sayılı yazı ile Davacının KKTC yurttaşı olmadığını belirterek talebini


reddettiğini, bu ret kararının tamamen hukuka aykırı ve yok hükmünde olduğunu, Da-valının bir KTFD vatandaşı olan Davacıyı KKTC vatandaşı olarak kabul etmemesinin bir ihmal teşkil ettiğini iddia ederek, Talep Takriri gereğince karar verilmesini talep etmektedir.

Müdafaa Takriri:

Davalıyı temsilen Başsavcılık, dosyaladığı M-üdafaa Takririnde, Davacının iddialarını reddederek, Davacının KKTC vatandaşlığı alabilmesi için "yurttaşlığa kabul belgesi" olması gerektiğini, Davacının bu belgeyi yasal olarak alamayacağını, Davacıya verilen kimliğin Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme- Kurulu tarafından yabancılara verilen "beyaz kimlik" olup vatandaşlık açısından kazanılmış bir hak olmadığını, 25/1993 sayılı Yasaya göre, Davacının yurttaşlığa alınmasının Bakanlığın önerisi ile Bakanlar Kurulu kararı mucibince mümkün olabileceğinin kend-isine 30.6.2014 tarihli bir yazı ile bildirildiğini, keza dava konusu kararın yetkili makamlar tarafından alınmış hukuka ve yasal mevzuata uygun, gerekçeli bir karar olduğundan davanın masraflarla reddedilmesini talep etmektedir.

Davacı, Müdafaaya Cevap -Takririnde ise kendisine verilen KTFD Kimlik Kartının "beyaz kimlik" olduğunu reddettiğini, KTFD Kimlik Kartının kazanılmış bir hak olup kanıtlanmasının şekle tabi olmadığını iddia etmektedir.

Davacı tarafından 3 tanık, Davalı tarafından ise 2 tanık din-letilmiş olup, toplam 34 adet emare kaydedilmiştir.

OLGULAR:
Huzurumuzdaki layihalar ve sunulan emareler ışığında, dava ile ilgili olgular özetle şöyledir:
Davacı 1959 doğumlu, aslen T.C. vatandaşı olup 1975'te tüm ailesi ile birlikte özel göçmen statüs-ünde Kıbrıs'a gelmiştir. Davacı, diğer aile fertleri ile birlikte, 28.2.1979 tarihinde yurttaşlığa kabul belgesi için Davalıya bir dilekçe (Emare No.11) vermiş ve Davacıya 16.3.1979 tarih ve 120337 No.lu Kimlik Kartı (Emare No.15) verildikten sonra, Kıbrı-s'tan ayrılıp, eşi ile birlikte Türkiye'de yaşamaya devam etmiştir. Davacı bilahare aralıklarla tatil amacıyla Kıbrıs'a gidip gelmiş ve T.C. Pasaportu ve T.C. Kimlik Kartı ile giriş-çıkış yaparak kendine ziyaretçi vizesi uygulanmıştır.

Davacı Davalıya, 2-0.5.2014 tarihli Emare No.11 Yazıyı göndererek, KKTC vatandaşı olduğu cihetle KKTC pasaportu ve kimlik kartı talep etmiş, Davalı da Muhaceret Dairesinden aldığı Emare No.13 görüş doğrultusunda Davacıya aşağıdaki Emare No.14 yazıyı göndererek, KKTC vatandaş-lığına ancak Bakanlar Kurulu kararı ile alınabileceğini bildirmiştir. Mezkur yazı aynen şöyledir:

"KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Sayı: İB.0.00/12/74/B-155-14/3213
Konu: Halime Solmaz n/d Halime Açık Hk.Lefkoşa: 30 Haziran, 2014

-Sn. Halime Solmaz n/d Halime Açık,
28 Tümen Caddesi,
Karadeniz Sokak, No: 24
Maraş-Gazimağusa

İlgi: 20/05/2014 tarihli başvurunuz

KKTC vatandaşlığına alınma hususundaki isteminizi konu alan ilgi başvurunuza atfen Bakanlığımızca Muhaceret Dairesi Mü-dürlüğü nezdinde gerekli araştırma yapılmıştır.

Yapılan araştırma sonucunda, KKTC vatandaşlığına alınmanız, KKTC
Bakanlar Kurulunun bu konuda karar alması ile mümkündür.
Bilgilerinizi saygılarımla rica ederim.

HASAN ALİCİK
- Müsteşar"


Davacı Avukatı hitabında, Davacıya verilen vatandaşlık numarası, kimlik kartı (Emare No.32) ve pasaportun (Emare

No.29) birer idari işlem olduğunu, İdarenin bu işlemlerin herhangi birini geri almadığı için halen yürürlükte o-lduklarını, Anayasa'nın 67. maddesine göre Davacının KKTC vatandaşı olup elindeki evrakların karine teşkil ettiğini, Davacıya Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Kimlik Kartı ile KTFD Kimlik Kartının sehven verilmesinin mümkün olmadığını, Davacının ibraz etmiş old-uğu belgelerin vatandaşlığını ispat ettiğini, bu işlemlerin geri alınmamasının İdare tarafından yapılmış birer ihmal teşkil ettiğini iddia ederek, dava konusu (Emare No.14) kararın iptalini talep etmiştir.

Davalıyı temsil eden Savcı ise, Davacının tasarr-ufundaki belgelerin kendine kazanılmış bir hak sağlamadığını, mevzuat gereği sadakat yeminini yapmadığı cihetle yurttaşlık belgesi almadığını, vatandaş olmak için yasal şartların oluşmadığı için talebinin İdare tarafından kabul edilmediğini, Devletin vatan-daşlık konularında takdir hakkı olduğunu ve bu görüşlerin T.C.de birçok Danıştay kararında da serdedildiğini belirtmiştir. Savcı devamla, Anayasa nın 67.1.(a) maddesi, 15.11.1983 tarihinde Kuzey Kıbrısta yerleşik bulunan kişilerin KKTC vatandaşı olabileceğ-ini düzenlemekle birlikte, ilgili tarihte yürürlükte olan 3/1975 sayılı Yasanın "kabul yoluyla vatandaşlık" yan başlığını taşıyan maddesinde sadakat yemininin yapıldığı tarihten itibaren işlemlerin başladığının belirtildiğini, Davacının tüm ailesinin sonra-dan sadakat yeminini yapmalarına rağmen müracaat tarihinden itibaren yurttaş olduklarının emarelerden de görüldüğünü, Davacının yasal işlemler tamamlanmadığı cihetle KKTC vatandaşı olmadığını kendine bildiren Emare No.14 tarihli kararının ise onaylanmasın-ı talep etmiştir.




İNCELEME:

Duruşmada sunulan olguları, emareleri ve tarafların argümanlarını ilgili yasal mevzuat ışığında incelemiş bulunmaktayız.
Huzurumuzdaki dava, Davacının kimlik kartı ve pasaport almak için yapmış olduğu müracaata iliş-kin Davalı tarafından verilen ve Davacının ancak Bakanlar Kurulu kararı ile KKTC vatandaşı olabileceğini belirten 30/6/2014 (Emare No.14) tarihli yazıya, yani kararına yöneliktir.

Davacının KKTC vatandaşı olmadığını belirten Emare No.14 karar, kimlik- kartı ve pasaport talebine doğrudan bir cevap içermemesine rağmen, Davacıya Bakanlar kurulu kararı olmadan vatandaşlığa alınamayacağını belirtmekte olup, dolaylı olarak kimlik kartı ve pasaport verilmesi talebini de reddetmektedir.

KKTC Anayasası'nın- yurttaşlık ile ilgili 67. maddesi şöyle demektedir:

"(1)(a) 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Andlaşmasına bağlı "D" eki uyarınca Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığını kazanan ve 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs'ta yerleşik bulunan; ve
(b) 15 Kasım 1983 -tarihinden önce Kıbrıs Türk Federe
Devleti yurttaşlığına kabul edilen herkes, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşıdır.

(2) 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Andlaşmasına bağlı "D" Eki uyarınca Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı olma hakkına- sahip olup 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs'ta yerleşik olmayan Türk asıllı Kıbrıslı'ların, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlığını kazanma hakları saklıdır.

(a) Yurttaşlığa hak kazandığı halde bu hakkını
kullanmadan ölen bir ba-ba veya ananın
çocukları ile bu gibi kişilerin dul eşleri, başvuru yoluyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlığını alabilirler.
(b) Babası veya anası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşı olan ve 15 Kasım 1983- tarihinden sonra Kuzey Kıbrıs'ta doğan çocuk, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşıdır.

(c) 15 Kasım 1983 tarihinden sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşı olmayan ana veya babanın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetind-e doğan çocuklarının yurttaşlığa alınmaları, uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak yasa ile düzenlenir.


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşı veya Kıbrıs'lı Türk baba
veya anadan doğum yoluyla kazanılan yurt-taşlıktan kimse
çıkarılamaz.

Yurttaşlık, bu maddenin yukarıdaki kuralları saklı kalmak
koşuluyla, yasanın gösterdiği koşullarla kazanılır ve ancak yasada belirtilen durumlarda kaybedilir."
Yasal koşullarla bu Anayasanın yürürlüğe gird-iği tarihe kadar kazanılmış olan yurttaşlık hakkı saklıdır.

Anayasa'nın 67 1(b) maddesinden görüleceği üzere, 15.11.1983'den önce KTFD yurttaşlığına kabul edilen herkesin KKTC yurttaşı olduğu belirtilmektedir.

Davacı KTFD yurttaşı olduğu cihetle, Anay-asal hakkı olarak KKTC yurttaşlığını da kazandığını iddia etmektedir.

Anayasa'nın 67(5) maddesi "yurttaşlık bu maddenin yukarıdaki kuralları saklı kalmak koşuluyla yasanın getirdiği koşullarla kazanılır ve ancak yasada belirtilen durumlarda kaybedilir" d-emek suretiyle vatandaşlığın kazanılması ve kaybedilmesinde "yasallık ilkesi'ni benimsemiş ve böylelikle kazanma ve kayıp yasal bir zemine oturtulmuştur.

Davacının KTFD yurttaşlığını incelemek için ilgili zamanlarda yürürlükte olan 3/1975 sayılı OTONOM K-IBRIS TÜRK YÖNETİMİ YURTTAŞLIK KANUNUNA bakmak gerekmektedir.

İlgili Yasanın 6.maddesi "kabul yolu ile yurttaşlık sıfatı" yanbaşlığı ile şöyledir:

6(1) Bakan, herhangi bir reşid, temyiz kudretini haiz ve ikinci cetvel hükümleri gereğince yurttaşlığa kabu-l
için gereken evsafa sahip olduğu hususunda kendisini tatmin eden bir yabancının, tesbit edilmiş şekilde bir dilekçe sunması halinde, dilekçe sahibine yurttaşlığa kabul belgesi verebilir; kendisine belge verilen şahıs Birinci Cetvelde gösterildiği ş-ekilde
Yönetime sadakat sözü vermesi üzerine, belgenin verildiği tarihten itibaren kabul yolu ile Yönetim yurttaşı olur.

Davacı, Emare No.11 Dilekçe ile, 28.2.1979 tarihinde yurttaşlığa kabul belgesi almak için müracaat etmiş olup Davalının 16.3.1979 tar-ihinde düzenlendiği "T.C. Yurttaşlarının Pasaport ve Nüfus Kayıt Detayları" başlıklı evrakın (Emare No.30) alt kısımında "11997 No.lu KTFD yurttaşlık kabul belgesi ile 12.3.1979 tarihinde KTFD yurttaşlığına kabul edilmiştir" ibareleri yer almaktadır.Ancak- Emare No.30'a ekli listede, Davacının ismi karşısında vatandaşlık belge numarası yazmasına rağmen, "belge düzenlenmedi" notu düşüldüğü görülmektedir. Davacıya bilahare 16.3.79 tarihinde 120337 No.lu Kıbrıs Cumhuriyeti Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi(Emare No.-9) ve Kıbrıs Türk Federe Devleti Kimlik Kartları (Emare No.15 ) ısdar edilmiş olup, tabiyet kısmında " Çift uyruklu T.Cumh-Kıbrıs" yazmaktadır. Davacıya ayrıca 20.3.1979 tarihinde Emare No.29 Pasaport verilmiştir.

Davacı şahadetinde, 1979'da Türkiye'ye ye-rleşmeden önce yurttaşlığa kabul belgesini aldığını ancak kendi suretini kaybettiğini söylemiştir.

Davacı Tanığı Nüfus Kayıt Dairesi eski müdürlerinden Ülvan Polili de, Davacının Emare No.15 Kimlik Kartı sahibi olmasının KTFD yurttaşı olduğu anlamına ge-ldiğini belirtmiştir.

Davalı Tanığı Muhaceret Dairesi Müdür Yardımcısı Faika Tanoğlu, Davacının 1975 yılında ailesi ile birlikte Kıbrıs'a geldiğini, resmi herhangi bir kimlik ve seyahat belgelerinin
olmadığını, Muhaceret yetkililerinin köy köy gezerek ki-şileri kaydedip dosyaların açıldığını, başvuruların toplu şekilde yapıldığını ve herkese sıra ile bir vatandaşlık numarası
verildiğini, tüm aile fertlerinin sadakat yeminini kimlik kartı ve pasaport aldıktan sonra takriben 1982 yılı içinde
yaptıklarını,- bu kişilerin herhangi bir seyahat veya kimlik belgesi olmadığı için kendilerine kimlik ve pasaportun verildiğini, bilahare vatandaşlık işlemlerinin tamamlandığını, Davacının annesinin 16.2.1979'da vatandaş olmak için müracaat ettiğini ancak sadakat yem-inini 16.8.1982'de yaptığını, sadakat yemini yapanlara Emare No.23'de görülen vatandaşlığa kabul belgesi verildiğini, Davacı ve ailesine ilgili zamanlarda verilen kimlik kartı ve pasaportun bir ara çözüm olup sadakat yemini yapıldıktan sonra vatandaşlığın- kesinlik kazandığını, Davacının sadakat yemini yaptığına dair evrak veya yurttaşlığa kabul belgesinin resmi kayıtlarda bulunmadığını, Davacının kızkardeşi Fatma Solmaz'a ait yurttaşlık belgesinden (Emare No.21) de görüleceği üzere, evrakın düzenlendiği t-arih olan 16.3.1979 tarihinin üzeri çizilerek sadakat yemininin 1.6.1982 tarihinde yapıldığını belirtmiştir. Bu Tanık, Emare No.30 Belgelerin orijinal kütük kayıtlarının kopyaları olup yurttaşlık belge numaraları verildikten sonra işlemlerin başladığını, D-avacının ismi karşısında "belge düzenlenmedi" ibaresinin yurttaşlık belgesinin düzenlenmediği anlamına geldiğini, dolayısıyla Davacının KTFD yurttaşı olmadığını belirtmiştir.

Davalının 3. Tanığı İsmail Balcı, 2 yıldır Nüfus Kayıt Dairesi Müdürü olarak gör-ev yaptığını, öncesinde ise uzun süre Muhaceret Dairesinin hukuk müşaviri olduğunu , Emare No.9 Kıbrıs Cumhuriyeti Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi kimlik kartlarının kök kart olup bu kartlar üzerinde bulunan tabiyet kısmında bulunan "çift uyruklu TC-Kıbrıs" ib-aresinde Kıbrıs kelimesinin sehven yazıldığını ilgili zamanlarda verilen bu tür kartlar üzerinde birçok düzensizliğin bulunduğunu,
yaptığı incelemelerde bu tür hataların geçmişte çok yapıldığına tanık olduğunu, keza Davacının yurttaşlık belgesi
olmadığ-ı cihetle KTFD vatandaşı olamayacağını, Emare No.30 Belgelerin o dönemde Kıbrıs'a gelen ve kimlik kartı veya seyahat belgesi bulunmayan kişilere seyahat özgürlüğü vermek için düzenlendiğini, ancak yurttaşlık belgesi işlemlerini ve sadakat yemini yapan kişi-lerin yurttaşlık hakkı kazandığını, Davacının KKTC kimlik kartı müracaatını ise yurttaşlık belgesi olmadığı için reddettiklerini belirtmiştir.

Huzurumuzdaki şahadet ve emarelerden, Davacının 28.2.1979 tarihinde Emare No.11 Dilekçe ile yurttaşlığa kabul b-elgesi almak için müracaat ettiği, müracaat safhasında herkese sırasıyla bir vatandaşlık belge numarası verilip Emare No.30 "Kayıt Detayları" başlıklı belge düzenlendikten sonra Davacının Türkiye'ye yerleştiği, Davacının adına herhangi bir geçerli yurttaşl-ık kabul belgesi düzenlenip verilmediği ve ilgili dönemlerde Emare No.29 Pasaportun kendisine seyahat amaçlı verildiği hususlarında bulgu yaparız.

Bu safhada, Davacıya verilen yurttaşlık belge numarası, kimlik kartı ve pasaportun idari birer işlem olup -olmadığını incelemek gerekmektedir.

Danıştayın( 10.daire) 1.2.1994 tarihli E1992/2572 sayılı kararında, idari işlemler şöyle izah edilmiştir: "bir kamu kurumu tarafından bir kamu hizmetine ilişkin olarak kamu hukuku kurallarına göre tek yanlı olarak -yapılan ve hukuki sonuçlar doğuran ve yürütülmesi zorunlu işlemlerdir".

Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı üzere, bir idari işlemin, kesin ve yürütülmesi zorunlu hukuki sonuç doğurması şarttır. Dolayısıyla muğlak, belirsiz veya hukuki sonuç doğurmayan iş-lemlerin idari işlem niteliğinde hukuka uygun sayılması mümkün değildir.

3/1975 sayılı Yasanın 6(1) maddesine tekrar bakacak olursak:
"..... dilekçe sahibine yurttaşlığa kabul belgesi verilebilir. Kendisine belge verilen şahıs birinci cetvelde gösterild-iği şekilde yönetime sadakat sözü vermesi üzerine, belgenin verildiği tarihten itibaren kabul yolu ile yönetim yurttaşı olur" demektedir.

Bu maddeden de anlaşılacağı üzere, dilekçe sahibine, dilekçesini sunmasına müteakip bir yurttaşlık belgesi ve/veya n-umarası verilmekte ancak sadakat yemini yapıldıktan sonra işlemler tamamlanmaktadır. Yurttaşlık hakkı ise belgenin verildiği tarihten itibaren kazanılmaktadır.

Davacıya sadakat yemini yapılmadan yurtaşlık belge numarası ve/veya yurttaşlık belgesi verilmiş- olması kanaatimizce bir hazırlık işlemi olup, kişi ancak belge sadakat yemini ile tamamlandığı andan itibaren yurttaş statüsü kazanmaktadır. Dolayısıyla, Davacıya vatandaşlık belge numarası ve/veya belgesi verilmesinin yurttaşlığı kazandıran bir işlem old-uğu iddiası reddedilir.

Huzurumuzdaki şahadetten, Davacının vatandaşlık işlemlerini başlatıp kendine bir vatandaşlık numarası verilmiş olmasına rağmen, 3/1975 sayılı Yasanın 6(1) maddesi gereğince sadakat yemini yapmadığından dolayı işlemlerin tamaml-anmadığı ve hukuki şartların yerine getirilmediği cihetle KTFD yurttaşı olmaya hak kazanmadığı hususunda bulgu yaparız.

Bir vatandaşa verilen kimlik kartı hak kazandırıcı bir işlem olmakla birlikte, huzurumuzdaki Davacıya KTFD yurttaşlığına hak kazanm-adığı halde, Emare No.15 Kimlik Kartının ısdar edilmesi ile 3/1975 sayılı Yasaya aykırı davranıldığı açıkça görülmektedir. Bir idari işlem Yasaya açıkça aykırı ise işlem "yok hükümde bir idari işlem" sayılmakta olup, Davacıya verilen kimlik kartı işlemini -de yoklukla malul, yani "null and void" kılmaktadır.

Davacının KTFD yurttaşlığını karara bağladıktan sonra KKTC yurttaşlığı da incelenmelidir. Anayasa'nın 67. maddesi ile birlikte, 25/1993 sayılı Yurttaşlık Yasası'nın 21. maddesine de bakmak gere-kmektedir:
ALTINCI KISIM
Yurttaşlığın Kanıtlanması ve Yargı Yolu

21. (1) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlığının
kanıtlanması herhangi bir şekle bağlı
- değildir.
(2) Aşağıdaki resmi kayıt ve belgelerle
benzerleri, aksi saptanıncaya kadar,
ilgilinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
yurttaşı olduğuna karine oluşturur;
- (A) Doğum Belgesi;
(B) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kimlik
Kartı;
(C) Pasaport ve pasaport yerine geçen
belgeler; ve
(Ç) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti elçi-lik,
konsolosluk ve dış temsilciliklerince
verilen resmi belgeler.
( 3) Bir kişinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
yurttaşı olup olmadığı hakkında Kuzey Kıbrıs
Türk Cum-huriyeti makamlarınca tereddüde
düşüldüğü durumda, bu husus Bakanlıktan
sorulur.

Davacının bir KTFD yurttaşı olmadığı ile ilgili bulgumuzu Anayasa ve Yurttaşlık Yasası'nın ilgili maddeleri ışığında incelediğimiz zam-an, Davacının KKTC vatandaşlığına da hak kazanmadığı hususunda bulgu yaparız .

Yukarıda belirtilenler muvacehesinde, Davalının 30.6.2014 tarihli Emare No.14 Kararının hukuka uygun olduğuna karar verir ve Davacının Talep Takririnde A ve B paragraf-larındaki taleplerini reddederiz.
Davacı Talep Takririnin (C) paragrafında, Davacının KKTC yurttaşı olduğuna dair bir tespit kararı ve/veya hüküm talep etmektedir.

Anayasa'nın 152. maddesi altında ikame edilen bir davadaki uyuşmazlık, Yük-sek İdare Mahkemesinin yetkileri çerçevesinde karara bağlanacaktır.

Yüksek İdare Mahkemesi, Anayasa'nın 152. maddesi altında yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan herhangi bir organ, makam veya kişinin bir kararının, işleminin veya ihmalinin,
i- A-nayasa'nın veya
ii- Herhangi bir yasanın, veya
iii- Bunlara uygun olarak çıkarılan mevzuatın
kurallarına aykırı olduğu, veya
Bunların söz konusu organ veya makam veya kişiye verilen yetkiyi aşmak veya kötüye kullanmak suretiyle yapıldığı şika-yeti ile kendisine yapılan başvuru hakkında kesin karar vermek münhasır yetkisine sahiptir.

Böyle bir başvuru üzerine, Yüksek İdare Mahkemesi, söz konusu karar, işlem veya ihmali, tamamen veya kısmen;
a. onaylayabilir,
b. hükümsüz ve etkisiz old-uğuna veya herhangi bir
sonuç doğurmayacağına karar verebilir,
İhmalin, yapılmaması gerektiğine ve yapılması ihmal olunan eylem ve işlemin yapılması gerektiğine karar verebilir.

Görülebileceği gibi, Anayasa'nın 152. maddesi, Yüksek İdare Mahkemesin-in idare hukuku alanında çıkacak uyuşmazlıkları ne şekilde çözümleyeceğinin sınırlarını belirlemiştir.
Anayasa'daki bu düzenlemeye göre Yüksek İdare Mahkemesi ancak yukarıda alıntısı yapılan kararları verebilir ve Yüksek İdare Mahkemesinde dava açan kişil-er de sadece bu tür kararların verilmesini talep edebilirler.

Davacının Talep Takririnin (C) paragrafındaki talebini yukarıda serdedilenler ışığında incelediğimiz zaman, Yüksek İdare Mahkemesinin bir tespit kararı veremeyeceği gerçeği karşısında, Davac-ının (C) paragrafındaki talebinin reddedilmesi gerekmektedir.

Davacının Talep Takririnin (D) ve (E) paragraflarındaki talepleri de aşağıdaki gibidir:

(D). Davalının KKTC kimlik kartı ve pasaportu vermemesi ihmalinin yapılmaması gerektiğine dair -bir mahkeme kararı;

(E). Yapılması ihmal olunan Davalının Davacıya KKTC kimlik kartı ve pasaportu vermemesi idari işleminin yapılması gerektiğine dair bir mahkeme kararı;
şeklindedir.

Yüksek İdare Mahkemesi içtihatlarında serdedilen prensiplere göre, -idari bir ihmalden söz edebilmek için, idari bir kararın olmaması ve idarenin herhangi bir işlem yapmamış olması gerekir. İdarenin bir konuda aldığı karar veya yaptığı bir işlem varsa, o konu ile ilgili artık idarenin ihmalinden söz edilemez. Diğer bir anl-atımla idarenin bir kararı veya işleminin olduğu bir konuda, aynı konu ile ilgili idarenin ihmali olamaz (Gör/YİM 146/2011 D.17/2015).

Bu meselede, Davalının Davacının kimlik kartı ve pasaport talep eden yazısına verdiği cevap( Emare No.14), bir karar ni-teliğinde olup artık İdarenin ihmalinden söz etmek mümkün değildir.

Bu nedenle, Davacının (D) ve (E) paragraflarındaki taleplerinin de reddedilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak Davacı davasında başarılı olmadığından, Dava ret ve iptal edilir.

Dava ma-srafları Davacı tarafından ödenecektir.




Mehmet Türker Tanju Öncül Peri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç


9 Haziran 2017








































15






Full & Egal Universal Law Academy