Yüksek İdare Mahkemesi Numara 208/1987 Dava No 32/1991 Karar Tarihi 25.12.1991
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 208/1987 Dava No 32/1991 Karar Tarihi 25.12.1991
Numara: 208/1987
Dava No: 32/1991
Taraflar: Arif Desem ile Mal. Ve Güm. Bak.
Konu: Yasaların ileriye dönük uygulanması
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 25.12.1991

-D.32/91 YİM 208/87

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Aziz Altay, Metin A. Hakkı.

Müstedi: Arif Desem, Lefkoşa.
-ile
Müstedaaleyh: KKTC Maliye ve Gümrükler Bakanlığı vasıtasıyle
KKTC, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Hüseyin Celâl.
Müstedaaleyh namına: Hakkı C. Önen.



Yasa Maddesi: 52/87 sayılı S-iyasal Kamu Görevlileri Yasasının 11(2)(B) ve 17. maddeleri, 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3 ve 36. maddeleri.

İstemin Özeti: Müstedaaleyhin Müstediye yazdığı H.M.D.P. 4209 sayı ve 5 Ekim 1987 tarihli yazıda mündemiç Müstedininin 52/87 sayılı 'Siyasal- Kamu Görevlileri Yasasının' yürürlüğe girmesinden sonra yapılan emeklilik işlemlerinin iptal edilmesine ve/veya Müstedinin bu Yasa uyarınca Müstedaaleyhten ödendiği 13,127,829TL'nı iade etmesinin talep edilmesine ve/veya Müstedinin Kurucu Mecliste yaptığı- hizmetlerin 14/87 kapsamında sayılamayacağına ilişkin kararın ve/veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğurmaya-cağına emrolunması.

OLAY: Emekli bir kamu görevlisi olan Müstedi, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasını temsilen Ku-rucu Mecliste görev yaptı. Görevi Kurucu Meclis dağılıncaya kadar devam etti. 52/87 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasası geçtikten sorna Müstedaaleyh Müstediyi hak sahibi sayarak ona bir miktar ödemede bulundu. Bilahare ödenen miktarın yanlışlıkla ödendi-ği kanaatına vararak Müstediye gönderdiği başvuru konusu kararla, daha önce ödenen paranın geri ödenmesini talep etti. Başvuru Müstedaaleyhin bu kararından yapılmıştır.

SONUÇ: Genel ilke odur ki yasalar ileriye dönük olarak uygulanır meğer ki yasanın veya- belli bir kuralının geriye dönük uygulanacağı açık ve seçik bir şekilde yasada belirtilmiş olsun. 57/87 sayılı Yasa Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlüğe girmiştir. Yasa koyucu Yasanın 11. maddesinin geriye dönük olarak uygulanmasını istemiş olsay-dı bu niyetini diğer maddelerde yaptığı gibi açık bir şekilde belirtebilirdi. Kaldıki geriye dönüşü olmayan bir adım atılmadığına ve yasal durumu da idari karar nedeniyle değişmediğine göre idarenin Müstedi lehine aldığı kararı makul bir süre içerisinde ge-riye almasına yasal engel yoktur.
Başvuru reddolunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
A.M. 6/91 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı.
YİM 37/78 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
YİM 21/78 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.





H Ü K Ü M

N. E-rgin Salâhi: Müstedi 18.12.1987 tarihinde Mahkemeye dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen başvurusu ile Mahkemeden aşağıdaki talepte bulunmuştur:

"A. Müstedaaleyhin Müstediye yazdığı H.M.D.P. 4209 sayı ve 5 Ekim 1987 tarihli yazıda mündemiç Müst-edininin 52/87 sayılı 'Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının' yürürlüğe girmesinden sonra yapılan emeklilik işlemlerinin iptal edilmesine ve/veya Müstedinin bu Yasa uyarınca Müstedaaleyhten ödendiği 13,127,829TL'nı iade etmesinin talep edilmesine ve/veya Müst-edinin Kurucu Mecliste yaptığı hizmetlerin 14/87 kapsamında sayılamayacağına ilişkin kararın ve/veya işlemin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve hiçbir sonuç doğurmayacağına emrolunması."

Müstedaaleyh ise 13 Kasım 1989 tarihinde başvuruya karşı dosyal-adığı itiraznamesinde Müstedinin 52/87 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasası hükümlerinden yararlanamayacağını iddia ederek başvurunun reddedilmesini talep etmiştir.

Lâyihalar teati edildikten ve gerekli talimat yapıldıktan sonra başvurunun duruşması 30- Mayıss 1991 tarihinde gerçekleşmiştir. Duruşmada taraflar şahit çağırmamışlar ve mutabık kaldıkları hususları Mahkemeye beyan etmişlerdir.

Bu başvuruda ortak ve ihtilâfsız olgulara göre Müstedi KKTC'nin 15 Kasım 1983'de ilânını müteakip 6 Aralık 1983'de- kurulan Kurucu Mecliste Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasını temsilen Kurucu Meclis Üyesi olarak görev almıştır. Emekli bir kamu görevlisi olan müstedinin görevi Kurucu Meclisin dağıldığı 8 Mayıs 1985 tarihine kadar devam etmiştir.

30 Temmuz 1987 tarihin-de geçirilen 52/87 sayılı Siyasal Kamu Görev-lileri Yasasının 11(1) maddesi ve özellikle 11(2) maddesinin (b) fıkrası uyarınca Müstedi, Müstedaaleyhce hak sahibi sayılarak 4 Ağustos 1987 tarihinde, Müstedinin almağa hak kazandığı miktar hesaplanarak kendis-ine 13,127,829TL ödemiştir. Ancak daha sonra yine Müstedaaleyh resen yaptığı bir incelemede, Yasanın ilgili kuralını daha değişik bir tefsire tabi tutarak Müstediye bu ödenen miktarın yanlışlıkla ödendiği kanaatına varmış ve 5 Ekim 1987 tarihinde, Müste- d-aaleyh, Müstediye gönderdiği başvuru konusu kararı içeren bir yazı ile daha önce ödenen paranın geri ödenmesini talep etmiştir. Müstedi işbu başvuruda sözü edilen karar veya işlemi yakınma konusu yapmaktadır.

Başvurunun duruşmasında yukarıda değinildiği -gibi taraflar şahit çağırmamışlar ve hukuki argümanlar üzerinde durmamışlardır.

Müstedaaleyhi temsilen bulunan savcı, Müstedinin 52/87 sayılı Yasanın 11. maddesinin (2)(B) fıkrası altında hak sahibi olduğunu teslim etmekle beraber Yasayı yürürlüğe koyan -17. madde dikkate alındığında Müstediye bahşedilen bu hakkın ancak ileriye dönük olarak kullanılabileceğini ve sözü edilen 17. maddenin mali hükümler açısından Yasanın geriye dönük yürütülemeyeceğini karara bağaldığını ve Müstediye ödenen miktarların Yasay-a ters bir işlemle ödendiğini, diğer bir ifade ile idarenin Yasayı tefsirde yanılgıya düştüğünü ileri sürmüştür. Keza idari yargı prensiplerine göre idarenin yanlış alınan bir kararı daima geri alabileceğini iddia etmiştir.

Müstedi avukatının argümanı is-e iki esaslı noktada toparlanmaktadır. Birincisi 52/87 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 11(2) maddesinin (B) fıkrası geriye dönük olarak uygulanması gereken bir fıkradır.

İkinci husus ise Müstedinin idareyi yanıltmadan idarece resen alınan lehte- bir kararın sonradan yapılan tefsir neticesinde değiştirilmesi, idari yargı prensiplerimize uymamaktadır. Bu nedenle bu başvuru konusu kararı almakla idare hata etmiş ve yetkilerini aşmıştır.

Yapılan argümanlar dikkate alınarak konuyu incelemek gerekir.-

Hukuki prensiplere göz attığımızda YİM 37/78 sayılı bir kararda Yüksek İdare Mahkemesi, yasaların geriye dönük olarak uygulanıp uygulanamayacağı hususunda şu görüşe yer vermektedir:

"Genel hukuk ilkelerine göre herhangi bir yasa ileriye dönük olarak uy-gulanmaktadır, meğer ki yasada geriye dönük olarak uygulanacağı hususunda açık hükümler bulunsun. 21/78 sayılı kararda 26/77 sayılı Emeklilik Yasasında, yasa yürürlüğe girmezden önce hizmetten ayrılanlar bakımından, yasanın geriye dönük uygulanacağına dair- herhangi bir hüküm olmadığı hususunda karar verilmiştir. 26/77 sayılı Yasa, yürürlüğe girmezden önce hizmetten ayrılanlara emeklilik hakkı verilmesini öngören herhangi bir hüküm içermediğine göre 26/77 sayılı yasa yürürlüğe girmezden önce hizmetten ayrıla-nlar, yasanın 3. maddesi uyarınca bu gibi hizmetlerin emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılmasına rağmen, emeklilik hakkı kazanmazlar."

Yine A.M. 6/91 sayılı Anayasa Mahkemesi kararının 9. sayfasında aynı hukuk ilkesi şu şekilde özetlenmektedir:

"Gene-l hukuk ilkelerine ve geçmişte verilen içtihat kararlarımıza göre bir yasa geriye dönük olarak uygulanacağı hususunda aşikâr surette veya zımni bir şekilde hüküm ihtiva etmemesi halinde, daima ileriye dönük olarak uygulanır."

Bu hukuki durum ışığında, 52-/87 sayılı Yasanın 11. maddesinin (1) ve (2) fıkrasını incelememiz gerekir. Yasanın 11. maddesi aynen şöyledir:

"11. Aşağıda belirtilen hizmetler, Emeklilik Yasası amaçları bakımından, emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılır:

-Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi, Genel Komite, Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Federe Devleti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dönemlerinde aşağıdaki mevkileri seçme veya atanma yol-uyla işgal edenlerin yaptıkları siyasal kamu görevi:
-
(A) Cumhurbaşkan Yardımcılığı,
(B) Temsilciler Meclisi Başkan Vekilliği veya Türk üyeliği;
(C) Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı, Asbaşkanlığı, İcra He-yeti Üyeliği ve Üyeliği;
(Ç) Yürütme Kurulu Başkanlığı veya Başkan Yardımcılığı;
(D) Devlet Başkanlığı vey-a Cumhurbaşkanlığı;
(E) Yasama Meclisi Başkanlığı, Başkan Yardımcılığı veya Üyeliği;
(F) Kurucu Meclis Başkanlığı, Başkan Yardımcılığı; İkinci Başkanlığı veya Üyeliği;
(G) Federe Meclis Başkanlığı ve Başkan Yardımcılığı;
(H) Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı v-eya Başkan Yardım-cılığı;
(I) Başbakanlık, Bakanlık veya Yürütme Kurulu Üyeliği;
(İ) Genel Komite Üyeliği;
(J) Milletvekilliği;

-Yukarıdaki (1)'inci fıkradaki kuralların genelliğine bakılmak-sızın, Kurucu Meclis döneminde yapılan hizmetlerden, sadece aşağıdaki bentlerde öngörülenler bu Yasa amaçları bakımından emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılır:
-
Yasama Meclisi Üyeliğinden, Kurucu Meclise intikal edenlerin yaptıkları hizmet;
Kamu Görevlisi veya emekli kamu görevlisi iken Kurucu Meclise intikal edenlerin yaptıkları hizmet; ve
Kurucu Meclis Üyesi iken Seçim ve Halkoylaması Yasası uyarınca aday olu-pta seçimi kazananların yaptıkları hizmet."

Yukarıda alıntısı yapılan maddeden görüleceği gibi 11. maddenin (A)'dan (J)'ye kadar olan bentlerinde belirtilen hizmetler emeklilik hakkı kazandıran hizmetler olarak sıralanmış olmakla beraber ayni maddenin (2)-. fıkrası bu hizmetler arasında seçim yaparak ve özellikle (f) bendinde görülen "Kurucu Meclis Başkanlığı, Başkan Yardımcılığı; İkinci başkanlığı veya Üyeliği" tanımına giren hizmetlerden söz konusu (2). fıkranın (A), (B) ve (C) bentleri kapsamına girenler-i emeklilik hakkı kazandıran hizmet saymıştır. Bunu yaparken de özellikle 11. maddenin (2)(A) ve (B) bentlerinde geçmişte yapılan hizmetleri emeklilik kazandıran hizmet saymış, (C) bendi kaspamına girenlerin böyle bir hakkı kazanabilmesi için yeniden aday -olup seçimi kazanma şartına bağlamıştır. Bu durumda (C) bendi, (A) ve (B) bentlerinde olduğu gibi geriye dönük değil ileriye dönük hükümler içermektedir.

Yasanın 17. maddesi Yasanın yürürlüğe girişi ile ilgili olup aynen şöyledir:

"17. Bu yasa, aşağıdak-i fıkralarda öngörülen yürürlükle ilgili istisnalar saklı kalmak koşuluyla, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten başla-yarak yürürlüğe girer:

-Bu Yasanın 12. maddesinin (1). ve (2). fıkra kuralları hak sahipliği bakımından 1960 yılından; mali kuralları bakımından ise Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten başlayarak yürürlüğe girer.
-Bu Yasanın 13. maddesi kuralları 8 Temmuz 1985 tarihinden başlayarak yürürlüğe girer."

Bu alıntıda görülebileceği gibi birçok maddeler içeren 52/87 sayılı Yasanın genel kurallarının mali kurallar açısından ileriye dönük olarak uygulanması gerektiği vurgla-nmaktadır. Ancak genel bir madde olan 17. maddenin özel bir madde olan 11(2)(a) ve (B) maddelerine uygulanması olasılığı yoktur. Yerleşmiş hukuk ilkesine göre özel bir maddenin mevcudiyeti halinde genel bir maddenin uygulanmaması gerekir.

Yukarıda değind-iğim gibi özel bir madde olan yasanın 11(2)(B) maddesinin tefsire mahal bırakmayacak şekilde geriye dönük olarak uygulanmaya âmir bir madde olduğu görülmektedir. Önemine binaen 11. maddenin 2(B) fıkrasını burada aynen tekrarlamayı lüzumlu görüyorum. 11(2) -maddesi ve özellikle (B) bendi aynen şöyledir:

"Yukarıdaki (1)'inci fıkradaki kuralların genelliğine bakılmaksızın, Kurucu Meclis döneminde yapılan hizmetlerden, sadece aşağıdaki bentlerde öngörülenler bu Yasa amaçları bakımından emeklilik hakkı kazandıra-n hizme-t- sayılır:

........................

Kamu görevlisi veya emekli kamu görevlisi iken Kurucu Meclise intikal edenlerin yaptıkları hizmet."

Görülüyor ki Yasanın 11(1) maddesinin (A)'dan (J)'ye kadar olan bentlerindeki hizmetler emeklilik kazandıran hizmet s-ayılmış olmasına rağmen Yasa Koyucu bunların içerisinden seçim yaparak 11(2)(A) ve (B) fıkralarında geçmişte Kurucu Mecliste yapılan hizmetleri emeklilik hakkı kazandıran hizmetler saymıştır. Bu durumda yukarıda değindiğimiz hukuk ilkesine göre bu Yasa mad-desi kendi içerisinde geriye dönük işlem öngördüğüne ve Müstedinin de bu fıkra kapsamında olduğu teslim edildiğine göre bu fıkra altında bahşedilen hakların kazanılmış hak olarak Müstediye verilmesi ve genel bir madde olan Yasanın 17. maddesinin bu maddeye- teşmil edilmemesi gerekir.

Saniyen, geriye dönük kurallar içeren ve özel bir madde olan 11(2)(A) ve (B) fıkralarını sarfınazar eder ve genel bir madde olan 17. maddenin yürürlük kurallarını önümüzdeki meseleye teşmil edecek olursak Müstedinin sözü edile-n bahşedilmiş kazanılmış haklarını elde edebilmesi için 1985 Anayasasının askıya alınması, bir anlamda 15 Kasım 1983 tarihinde kurulan KKTC'nin ortadan kalkması, yeniden Kurucu Meclis kurulması ve Müstedi durumunda olan kişilerin Kurucu Mecliste yeniden gö-rev almaları gerekecektir. 17. maddenin tefsir ve yorumu-nu- bu denli tutarsız bir sonuç getireceğini düşünmek ve böyle bir tefsire itibar etmenin ne kadar yanlış olduğu apaçık ortadadır.

Konuya bir başka açıdan baktığımızda 52/87 sayılı Yasa siyasal kamu görevlilerine ait bir emeklilik yasasıdır ve esas Yasa ola-n 26/77 sayılı Emeklilik Yasası ile paralel veya birlikte okunması gerekir. 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 36. maddesi yasa altında birden fazla çelişkili kurallar ortaya çıkması halinde yasa kurallarının emeklilik hakkını ortadan kaldırmayacak şekilde v-eya ona en fazla emeklilik hakkı bahşedecek şekilde tefsir edilmesini öngörmektedir. Bir karara varılırken bu hususun da gözden uzak tutulmaması gerektiği görüşün-deyim.

İkinci hususa gelince, yine taraflarca teslim edildiğine göre müstedinin herhangi b-ir yanıltması söz konusu olmadan idare ilkin kanaatimce doğru bir tefsir yaparak müstedi lehine bir karar alıp ona kazanmış olduğu emeklilik menfaatlerinin ödenmesine karar vermiş ve bu sözü edilen menfaatleri müstediye ödemiştir.

Birçok kararda değindiğ-imiz gibi idare aleyhte alınan sakat veya yanlış kararları daima geri almakta serbest olmasına rağmen lehte alınan kararların serbestçe geri alınamayacağı birçok içtihat kararında vurgulanmıştır. Örneğin; YİM: 112/88 D.34/90 ve keza YİM/istinaf 17/90 D.3/-91'de Ord. Prof. Ernest Fortstoff'un "The Administrative Act" isimli kitabının 57 ve 60. sayfalarından şu alıntı yapılmış ve leyhe alınan idari kararların geri alınnamayacağı vurgulanmıştır.

"While the withdrawal of a legally defective, adverse adminis-t-rative act therefore does not present an special difficulties, this is different with respect to favourable adminsitrative acts. If the adminis--tration - it is rgued -interferes with the legal situtaion created in favour of the person concerned, the good fait of such person in the said situation and its continuation is affected. Since such faith was justified, the person concerned must accordingl-y be proteceted. The consequence wouıld, however, be that the administration would, as a rule, be prevented from withdrawing the- illegal administrative act. From this point of view withdrawal appears only to be allowed if this is expressly ordered or provided for by a law. Generally speaking; the rule of law is subbordinated to the protection of the good faith of the person concern-ed."

Özetle lehte alınan karar, Müstedi tarafından yanıltma neticesinde alınmamışsa bu gibi bir kararın ancak istisnai hallerde ve son derece ağır basan kamu menfaati yararı güdülerek geri alınmasının söz konusu olacağı vurgulan-maktadır.

Önümüzdeki me-selede idarenin söz konusu kararı alırken Müstedinin herhangi bir yanıltması söz konusu değildir. Bilâkis bu karar idarece resen alınmış ve daha sonra karara dayanıklık eden Yasanın 11(2)(B) maddesine daha değişik bir yorum getirilerek ve Yasanın 17. madde-si dikkate alınarak bu kararın geri alınması yönüne gidilmiştir ki geçirilen süre ve keza lehte alınan kararın geri alınabilmesi için ağır basan bir kamu menfaati bulunduğu iddia edilmediğine, ileri sürülmed-i-ğine göre sözü edilen lehte alınan kararın, idari hukuk sahamızda geri alınmasına olanak yoktur.

Bu nedenlerle başvurunun kabul edilmesine ve Müstedaaleyhin Müste-diye yazdığı H.M.D.P. 4209 sayılı ve 5 Ekim 19-87 tarihli yazıda mündemiç, Müs-t-e-dinin 52/87 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının yürürlüğe girmesinden sonra yapılan emeklilik işlemlerinin iptal edilmesine ve müstedinin bu Yasa uyarınca 13,127,829TL'nin geri iadesine ilişkin kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir son-uç doğuramayacağına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Aziz Altay: Bu başvuruda karara bağlanması gereken husus, emekli bir öğretmen iken 6.12.1983 tarihinde Öğretmenler Sendikasını temsilen Kurucu Meclise giren müstedinin 8.7.1985 tarihine kadar bu -mecliste yapmış olduğu hizmetlerinin 52/87 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 11. maddesinin 2. fıkrası ışığında emeklilik hakkı kazandıran bir hizmet sayılıp sayılmadığıdır. 11. maddenin (2). fıkrası aynen şöyledir:

"(2). Yukarıdaki (1)'inci fıkra-daki kuralların genelliğine bakılmaksızın, Kurucu Meclis döneminde yapılan hizmetlerden, sadece aşağıdaki bentlerde öngörülenler bu yasa amaçları bakımından emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılır:

Yasama Meclisi Üyeliğinden, Kurucu Meclise intikal eden--lerin yaptıkları hizmet;
Kamu Görevlisi veya emekli kamu görevlisi iken Kurucu Meclise intikal edenlerin yaptıkları hizmet; ve
Kurucu Meclis üyesi iken Seçim ve Halkoylaması Yasası uyarınca aday olupta seçimi kazananların yaptıkları hizmet."

Yukarıda alı-ntısı yapılan fıkranın (B) bendine göre emekli kamu görevlisi iken Kurucu Meclise intikal edenlerin yaptıkları hizmet emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılmaktadır. Müstedi, emekli bir öğretmen iken Kurucu Meclise intikal ettiğine göre, (B) bendi ışığınd-a, bu meclise yapmış olduğu hizmetlerin emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılması gerektiğini iddia etmektedir. Ne var ki 52/87 sayılı Yasa, Resmi Gazetede yayınlandığı 30.7.1987 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel ilke odur ki yasalar ileriye dönük ola-rak uygulanır, meğer ki yasanın veya belli bir kuralının geriye dönük uygulanacağı açık ve seçik bir şekilde yasada belirtilmiş olsun. 52/87 sayılı Yasasnın 17. maddesi aynen şöyledir:

"17. Bu yasa, aşağıdaki fıkralarda öngörülen yürürlükle ilgili istisna-lar saklı kalmak koşuluyla, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten başlayarak yürürlüğe girer:

Bu yasanın 12. maddesinin (1). ve (2). fıkra kuralları hak sahipliği bakımından 1960 yılından; mali kurallar bakımından ise Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte-n başlayarak yürürlüğe girer.
Bu Yasanın 13. maddesi kuralları 8 Temmuz 1985 tarihinden başlayarak yürürlüğe girer."

Görüleceği gibi 17. madde, Yasanın Resmi gazetede yayınlandığı tarihten başlayarak yürürlüğe girmesini öngördüğü halde Yasanın 12. maddesi-nin (1). ve (2). fıkra kurallarının hak sahipliliği bakımından 1960 yılından; mali kuralları bakımından ise Resmi Gazetede yayınlandığı tarihten başlayarak; 13. madde kurallarının ise geriye dönük olarak 8 Temmuz 1985 tarihinden başlayarak yürürlüğe girmes-ini öngörmektedir. Yasa koyucu 11. maddenin de geriye dönük olarak uygulanmasını istemiş olsaydı, bu niyetini, 12. ve 13. maddeler için yaptığı gibi, açık bir şekilde belirtebilirdi.

Yasa, adından da anlaşılacağı üzere, siyasal kamu görevlilerinin emekli-lik haklarını düzenlemektedir ve yasa yürürlüğe girdiği tarihten sonra emekliye ayrılacak olan bu gibi siyasal kamu görevlilerinin emeklilik hakkı kazandıran hizmet yılları hesaplanırken Kurucu Mecliste geçen hizmet yıllarının da dikkate alınmasını öngörme-ktedir. Yasanın 11(2) maddesi geriye dönük olarak uygulanmayacağına göre, yasa yürürlüğe girmezden önce Kurucu Meclisten ayrılmış olan kişilere de yasa kurallarının uygulanmasına ve onların da emeklilik hakkı ve menfaatlarının 11(2) maddesi uyarınca yenide-n düzenlenmesine olanak yoktur. YİM 37/78 sayılı başvuruda 26/77 sayılı Emeklilik Yasası yürürlüğe girmezden önce hizmetten ayrılan müstedinin konu emeklilik yasası altındaki emeklilik haklarından yararlanamayacağına karar verildi. Kararın 2. sayfasında ay-nen şöyle denmektedir:

"Genel hukuk ilkelerine göre herhangi bir yasa ileriye dönük olarak uygulanmaktadır, meğer ki yasada geriye dönük olarak uygulanacağı hususunda açık hükümler bulunsun. 21/78 sayılı kararda 26/77 sayılı Emeklilik Yasasında, yasa yür-ürlüğe girmezden önce hizmetten ayrılanlar bakımından, yasanın geriye dönük uygulanacağına dair herhangi bir hüküm olmadığı hususunda karar verilmiştir. 26/77 sayılı Yasa yürürlüğe girmezden önce hizmetten ayrılanlara emeklilik hakkı verlimesini öngören he-rhangi bir hüküm içermediğine göre 26/77 sayılı yasa yürürlüğe girmezden önce hizmetten ayrılanlar, Yasanın 3. maddesi uyarınca bu gibi hizmetlerin emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılmasına rağmen, emeklilik hakkı kazanmazlar. Müstedi de bu kategoriye -girmektedir. Bu nedenle müstedinin meşru menfaatı yoktur. Meşru menfaatı olmayan hallerde başvuru ileri gidemiyeceğinden bu aşamada başvuru reddolunur."

Yasa koyucu 52/87 sayılı Yasadan önce emekli olanlara da 11(2) maddesi kurallarının uygulanmasını, on-ların da bu maddede öngörülen haklardan yararlanmalarını istemiş olsa idi bu isteğini, geçmişte birçok kez yaptığı gibi, açık ve seçik bir şekilde yasada belirtmemesi için hiçbir neden yoktu. (Bak:26/82 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasasının geçici 1. mad-desi; 22/83 sayılı Emeklilik (Değişiklik No:2) Yasasının geçici 1. ve 2. maddeleri; 54/82 sayılı Emeklilik (Değişiklik No:2) Yasasının 2. maddesi). 52/87 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasasının 11. maddesinin A.M.6/91 sayılı havalede inceleyen Anayasa Ma-hkemesi sayfa 8'de şöyle demiştir:

" .. Bu da gösteriyor ki 52/87 sayılı yasanın kapsamına aldığı hak sahipleri, yasa yürürlüğe girdikt-en sonra, emekliye ayrılacak siya-sal kamu görevlileridir. Emekliye ayrılmış hak sahiplerinin haklarının yeniden düzenlenmesi veya yasanın onlara da teşmil edileceği murat edilmiş olsaydı yasa koyucu niyetini daha başka bir şekilde ifade edebilirdi."

Anayasa Mahkemesi aynı kararında sayf-a 10'da şöyle demiştir:

"Müstedinin 52/87 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 30.7.1987 tarihinde siyasal kamu görevlisi olmadığı tartışmasızdır. Onun siyasal kamu görevi ve Kurucu Meclis üyeliği seçimlerden sonra oluşan Yasama Meclisinin göreve başladığı g-ün, sona ermişti. Bu da Mayıs 1985 yılında olmuştu. 52/87 sayılı Yasanın 11. maddesi de, Yasada aşikâr veya zimni bir şekilde aksine kural bulunmadığına göre 52/87 sayılı Yasanın 11. maddesinin müstedi durumunda olanlara İlk Mahkemece uygulanması söz konus-u değildir."

Yukarıda belirtilenlerden de anlaşılacağı gibi 52/87 sayılı Yasa yürürlüğe girdiği 30.7.1987 tarihinden çok önce, 1985 yılında, siyasal kamu görevinden ayrılan müstedinin, konu Yasanın 11(2) maddesinden yararlanmasına olanak yoktur.

Müsted-i, 52/87 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra bu Yasanın 11(2)(B) maddesine dayanarak yapılan ödeme, müstedi lehine alınmış bir karara dayandığı için idarenin sonradan bu kararı geri alamayacağını iddia etmiştir. Müstedi lehine alınan bir kararın geri alı-nıp alınamayacağı konusu YİM/İstinaf 17/90'da incelenmiş ve Dr. E. Forsthoff'un The Administrative Act isimli eserinin 57. sayfasından alıntı yapılarak şöyle denmiştir:

"While the withdrawal of a legally defective, adverse adminis-trative act therefore d-oes not present an special difficulties, this is different with respect to favourable adminsitrative acts. If the administration - it is rgued -interferes with the legal situtaion created in favour of the person concerned, the good fait of such person in t-he said situation and its continuation is affected. Since such faith was justified, the person concerned must accordingly be pro-teceted. The consequence wouıld, however, be that the administration would, as a rule, be prevented from withdrawing the illegal administrative act. from this point of view withdrawal appears only to be allowed if this is expressly ordered or provided for -by a law. Generally speaking; the rule of law is subordinated to the protection of the good faith of the person concerned."

Yukarıdaki alıntıdan da görüleceği gibi kişi lehine alınan karara uyarak geriye dönüşü olmayan bazı işlemler yapmışsa idare kişi -lehine alınan kararı geri alamaz. Nitekim YİM/İstinaf 17/90'da kişi, lehine alınan emeklilik kararına uyarak emekliye ayrılmış ve emeklilik maaş ve ikramiyesini alıp emeklilik hayatına başlamış olduğundan, geriye dönüşü olmayan bir adım atmış sayıldı ve id-arenin kişi lehine aldığı kararı geri alamayacağına karar verildi. Halbuki önümüzde-k-i meselede müstedi idarenin lehte aldığı karara dayanarak geriye dönüşü olmayan herhangi bir adım atmış veya emekliye ayrılmak suretiyle yasal durumunda herhangi bir değişiklik yapmış değildir. Bu nedenle yasa altında yapılmaması gereken bir ödemeyi sırf m-üstedinin lehine olduğu için idarenin geri alamayacağını kabul etmek mümkün değildir. (Bak: YİM 21/78). Müstedi geriye dönüşü olmayan bir adım atmadığına ve yasal durumu da idari karar nedeniyle değişmediğine göre, idarenin müstedi lehine aldığı kararı mak-ul bir süre içerisinde geriye almasına yasal engel yoktur. Sürenin makul olup olmadığı, her meselenin kendisine özgü olguları ışığında değerlendirilip karara bağlanması gerekir. Önümüzdeki meselede idare, 52/87 sayılı yasanın yürürlüğe girmesini müteakip y-apılan söz konusu ödeme ile ilgili olarak aldığı kararı 5.10.1987 tarihinde geri aldığına göre meselenin tüm olguları ışığında, kararın makul süre içinde alınmadığı söylenemez.

Sonuç olarak başvurunun reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

Metin A. Hakkı:- Bu Mahkemeye başkanlık eden Sayın N. Ergin Salâhi'nin az önce okuduğu hükmü daha önceden de okuma fırsatı bulmuştum. Sayın N. Ergin Salâhi'nin belirttiği görüşleri yakın geçmişe kadar ben de paylaşıyordum. Ancak 14.11.1991 tarihinde Anayasa Mahkemesi olar-ak oturum yapan Yüksek Mahkeme, 6/91 sayılı ve Dağıtım No. 8/91 olan havalede bir karar vermiştir ki Sayın N. Ergin Salâhi'nin izhar ettiği görüşler ve vardığı neticeyi Anayasa Mahkemesinin kararı ile ben bağdaştıramam. Bu durumda Anayasa Mahkeme-sinin söz-ü edilen kararda izah ettiği görüşlere ters düşecek bir şekilde Sayın N. Ergin Salâhi'nin görüşlerini ve vardığı neticeyi paylaşma olanağını artık kendimde göremiyorum. Mahkeme kararları arasında yeknesaklık şarttır.

İlâveten geçmişte YİM 37/78 sayılı bi-r kararda Yüksek Mahkeme aynen şöyle demişti:

"Genel hukuk ilkelerine göre herhangi bir yasa ileriye dönük olarak uygulanmaktadır, meğer ki yasada geriye dönük olarak uygulanacağı hususunda açık hükümler bulunsun. 21/78 sayılı kararda 26/77 sayılı Emekli-lik Yasasında, yasa yürülüğe girmezden önce hizmetten ayrılanlar bakımından, yasanın geriye dönük uygulanacağına dair herhangi bir hüküm olmadığı hususunda karar verilmiştir. 26/77 sayılı Yasa, yürürlüğe girmezden önce hizmetten ayrılanlara emeklilik hakkı- verilmesini öngören herhangi bir hüküm içermediğine göre 26/77 sayılı Yasa yürülüğe girmezden önce hizmetten ayrılanlar, Yasanın 3. maddesi uyarınca bu gibi hizmetlerin emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılmasına rağmen, emeklilik hakkı kazanmazlar."

-Gerek yukarıda iktibas edilen karardan gerekse yine yukarıda sözü edilen Anayasa Mahkemesinin kararından Emeklilik Yasası ve emeklilik hakkı bahşeden yasal bir kamu görevlisinin görevden ayrıldıktan sonra yürürlüğe girmesi halinde ilke olarak ilgili yasa -maddesi açık olarak göstermezse yasa yürürlüğe girmezden önce emekli olanlara herhangi bir menfaat bahşetmediği sonucu çıkmaktadır. Gerek 52/87 sayılı Siyasal Kamu Görevlileri Yasası yürürlüğe girmezden önce verilen içtihatlar, gerekse sözü edilen yasa yür-ürlüğe girdikten sonra Anayasa Mahkemesinin verdiği kararın ruhu budur.

Yukarıdakiler muvacehesinde Sayın N. Ergin Salâhi'nin vardığı neticeye katılmaya kendimde olanak bulamadığımdan başvurunun reddedilmesi gerektiği görüşünü belirtirim.

N. Ergin Salâh-i: Sonuç olarak başvuru oyçokluğu ile reddolunur.

Masraflar için herhangi bir emir verilmez.


(N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay) (Metin A. Hakkı)
Yargıç Yargıç - Yargıç

25 Aralık 1991




-


583



-


Full & Egal Universal Law Academy