Yüksek İdare Mahkemesi Numara 206/1996 Dava No 23/2001 Karar Tarihi 16.11.2001
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 206/1996 Dava No 23/2001 Karar Tarihi 16.11.2001
Numara: 206/1996
Dava No: 23/2001
Taraflar: Ergül Ekici ile Merkez Bankası ve diğerleri
Konu: Görevden alınma kararının iptali istemi - Meşru menfaat - meşru menfaatın hem iptal davası açıldığı zaman hem de davanın işitilme aşamasında mevcut olması gereği
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 16.11.2001

-D.23/2001 YİM 206/96
Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Mustafa H. Özkök, Seyit A. Bensen.
Müstedi: Ergül -Ekici, Lefkoşa
- ile -
Müstedaaleyh: 1. KKTC Merkez Bankası, Lefkoşa
2. KKTC Ekonomi Bakanlığı vasıtasıyle KKTC,
Lefkoşa
3. KKTC Maliye Bakanlığı vasıtasıyle KKTC,
Lefkoşa
4. KKTC -Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC,
Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Müstedi namına: Avukat Erden Algun
Müstedaaleyh No. 1 namına: Avukat İsmet İzer
Müstedaaleyh No. 2, 3 ve 4 namına: Başsavcı Yardımcı Muavi-ni Müjgan Irkad.


-----------------


H Ü K Ü M
-
Metin A. Hakkı: Müstedi 2.12.1996 tarihinde, Anayasanın 152. maddesine istinaden Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemede, Müstedaaleyhler aleyhine dosyaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen dava ile özetle, 15.12.1996 tarihli ve -E-1248-92 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Müstediyi KKTC Merkez Bankasında Kambiyo ve Krediler Müdürü iken KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına atayan bu kararı iptal eden ve Müstediyi KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığından alan Müstedaaleyh 4 -ve/veya Müstedaaleyhlerin E-79-96 sayılı olup 18.9.1996 tarihli ve 26.9.1996 tarihinde 109 sayılı Resmi Gazetenin Ek IV'ünde 57 sayılı Amme Enstrümanı olarak yayımlanan kararın ve bu karar ışığında Müstedaaleyhlerin yaptıkları işlemlerin tamamen hükümsüz v-e etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair hüküm verilmesini talep etmiştir. Mezkûr davanın Müstedaaleyhlere tebliğini müteakip Müstedaaleyh 1, 11.4.1997 tarihinde bir Müdafaa Takriri dosyalamıştır. Müstedaaleyh 1 Müdafaa Takririnde, -sair iddialarının yanısıra ön itiraz da öne sürmüş ve ön itirazları ile Müstedinin yakınma konusu yaptığı KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığından geri alınma kararının Müstedaaleyh 1 tarafından değil de bu davaya taraf edilen diğer Müstedaaleyhler tara-fından alındığını, ilgili mevzuatın da bu tip kararların bu yöntemle alınmasını öngördüğünü, Müstedaaleyh 1'in ilgili kararın alınmasında hiçbir katkısı olmadığını, Müstedaaleyh 1 aleyhine getirilen davanın sebepsiz getirildiğini bu nedenle iptalini talep -etmiştir. Müstedaaleyh 1 Müdafaa Takrirleri ile davanın esasına ilişkin sair müdafaalar da öne sürmüş ve Müstedinin ilgili görevden geri alınma kararının tamamen mevzuata uygun olduğunu iddia ederek davanın masrafla iptalini talep etmiştir. Müstedaaleyh -2,3, ve 4 tarafı da Savcılık vasıtası ile davaya 28.3.1997 tarihinde bir Müdafaa dosyalamış, ve onlar da davada yakınma konusu yapılan Müstedinin görevden alınma kararının tamamen mevzuata uygun olduğunu iddia edip Müstedinin davasının reddini talep etmişl-erdir.

Davanın talimatı 29.5.1997 tarihinde gerçekleşmiş, duruşması ise muhtelif tehirlerden sonra (burda vurgulanması yerinde olur ki tehirlerin bir kısmı Müstedi tarafının istemi neticesi olmuştur) 19.9.2001 tarihinde ele alınmış ve tek celsede h-itam bulup dava karar için bilâmüddet ertelenmiş durumdadır. Davanın duruşması 19.9.2001 tarihinde ele alındığında, taraflar karşılıklı mutabakat çerçevesinde dosyada görülen ve evraklardan oluşan davanın kökeninde yatan 15 adet emareyi Mahkemeye ibraz et-mişler, olgular ile ilgili olarak da aralarında olgusal bakımdan ihtilâf olmadığını, aralarındaki ihtilâfın yasal olduğunu beyan edip davanın kökeninde yatan olguları müştereken Mahkemeye aktardıktan sonra hitabelerini yapmakla yetinmişlerdir. Davanın kök-eninde yatan ihtilâfsız olgular özetle şöyledir:- Müstedi kamu görevinden emekli bir kişi olup 1.5.1984 tarihinde Merkez Bankasına Müdür olarak atandı. Müstedi bu görevi ifa ederken 15.12.1992 tarihli ve E-1248-92 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 5 yıll-ık bir süre için KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Mevzuat gereği, ilgili tarihte Merkez Bankasında 2 Başkan Yardımcısı olabilirdi ki bunların biri de sözü edilen kararla Müstedi oldu. Müstedi bilâhare 1994'de 2.12.1994 tarih ve- A-149-94 sayılı ve emare 6 olarak önümüzde duran Bakanlar Kurulu kararı ile bu görevden alındı. Müstedi bunun üzerine Yüksek İdare Mahkemesi nezdinde kendini görevden alan emare 6 karar aleyhine YİM 55/94 sayılı bir dava ikame etti ve kendini Başkan Yard-ımcılığından alan emare 6 kararın iptal edilmesini talep etti. Mezkûr dava neticelendi ve 2.12.1996 tarihinde YİM 55/96 sayılı davada verilen karar neticesi, Müstedi bu talebinde muvaffak oldu. 3 Yargıçtan oluşan Yüksek İdare Mahkemesi Müstedi lehine ve-rdiği çoğunluk kararı ile Davacıyı haklı bulup kendini görevden alan Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Yüksek İdare Mahkemesinin çoğunluk ve geçerli kararına göre, özetle konuya şamil 35/87 sayılı Merkez Bankası Yasasının 15(1) maddesi, KKTC Merkez Ban-kasına atanacak Başkan Yardımcılarının Başbakan tarafından, Bakanlar Kurulunun onayı ile atanmalarını veya aynı yöntemle görevden alınmalarına olanak tanımakta iken, Müstedi Başbakanın da hazır olduğu tek Bakanlar Kurulu kararı ile görevden alındığı cihetl-e sözü edilen karar İdare Hukuku açısından sakat bulundu. YİM 55/94 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı emare 11 olarak taraflarca Mahkememize ibraz edilmiş olup dosyada mevcuttur. Akabinde Müstedinin bu dava ile yakınma konusu yaptığı Bakanlar Kurulu k-ararı 18.9.1996 tarihinde alındı, Müstedaaleyh bu dava ile 18.9.1996 tarihli kararın iptalini talep etmektedir. Sözü edilen bu karar emare 14 olarak önümüzde durmaktadır ve aynen şöyledir:

"KARAR NUMARASI: E-79-96
KKTC MERKEZ BANKASI BAŞKAN YARDIMCILIKLA-RINA
YAPILAN ATAMALARIN İPTALİ

(Önerge No: 1164/96)
(M.B.)

Bakanlar Kurulu, Bakanlar Kurulu'nun 35/1987
sayılı Merkez Bankası Yasası'nın 15. maddesinin
ve-rdiği yetkiye istinaden KKTC Merkez Bankası
Başkan Yardımcılıklarına 12.2.1994 tarih ve A-149-94
sayılı kararı ile yapılan görevden alma ve atama
işlemi aleyhine Yüksek İdare Mahkemesinde dosyalanan
55/94 sayılı başvuru neticelenmiş olu-p, Mahkeme
vermiş olduğu kararda Bakanlar Kurulu'nun Başkan
Yardımcılıklarına atama yetkisinin bulunmadığı
nedeniyle yapılan işlemi hükümsüz ve etkisiz kılmış
olduğu ve bu nedene binaen ayni yöntemle atanmaları
gerçekleştirilen Ba-şkan Yardımcıları Süleyman Ali
ve Ergül Ekici hakkındaki 15.12.1992 tarih ve
E-1248-92 sayılı kararın yasal dayanaktan yoksun
olması nedeniyle Yüksek İdare Mahkemesinin 55/94
sayılı kararı ışığında iptaline karar verir.


18.9.1996"


- Tarafların müştereken Mahkemeye aktardıkları müşterek olgulara göre Müstedinin geri alınmadan işgal ettiği KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı mevkii halen doldurulmamış olup münhaldir.

Davayı karara bağlamak için uygulamakla yükümlü olduğum-uz mevzuatı bu davanın olgularına uygulamak görevimizdir. Hukuki mevzuatı incelemeden önce bu dava bir idari dava olduğuna göre Müstedinin bu davayı ikame etmeye ve neticelendirmeye meşru menfaatı olduğuna önce kanaat getirmemiz gerekmektedir. Yukarıda ö-zetlenen olgulara göz atıldığında Müstedinin 5 yıl süre ile KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı görevine atandığı sarihtir. İlgili kararın tarihi 15.12.1992'dir ve 5 yıllık süre ilgili karara göre karar tarihinden başlamaktadır. Emare 3 olarak Mahkem-eye ibraz edilen bu karar da aynen şöyledir:

"KARAR NUMARASI: E-1248-92
KKTC MERKEZ BANKASI BAŞKAN YARDIMCILIKLARINA
ATAMA YAPILMASI

Bakanlar Kurulu, KKTC Merkez Bankası Başkan
Yardımcılıklarına Süleyman Ali (görevinin hitam
tarihinden- itibaren) ile Ergül Ekici'nin (karar
tarihinden itibaren) Merkez Bankası Yasası'nın
15 (1) maddesi uyarınca 5 yıllık bir süre için
atanmalarına karar verdi.

15.12.1992"

Bundan görülebileceği gibi 5 yıllık süre 15.12.1997 tarihin-de sona ermiştir. Bu durumda acaba Müstedinin karara bağlamakla görevli olduğumuz bu idari davayı yürütüp neticeye götürmeye hakkı var mı? Bilindiği gibi İdare Hukukunda bir iptal davası, kişinin sahip olduğu meşru bir menfaatı, söz konusu yürütsel veya -yönetsel karar veya işlem veya ihmal yüzünden olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi (Müstedi) tarafından açılabilir. Zaim Necatigil'e göre (Bak: KKTC'inde Anayasa ve Yönetim Hukuku, 1988 baskı sayfa 95) ve ondan alınan kelimelerle:

"Me-şru menfaatın hem iptal davasının açıldığı
zaman, hem de davanın işitilme aşamasında
mevcut olması gerekmektedir. Bu konuda Sıddık
Sami Onar şu görüşe yer vermektedir:

"Menfaatın halen mevcut olması, davanın ikamesi
ve hiç- olmazsa intacı zamanında mevcut, ve
tahakkuk etmiş olması demektir. İleride husulü
melhuz olan, düşünülen, ihtimal dahilinde bulunan
bir menfaat iptal davası açacak selâhiyeti vermez"

Yüksek İdare Mahkemesi, bir yıl süre ile- geçerli
olan bir iznin davacıya verilmediği gerekçesi ile
açılan davada, davanın işitilme aşamasında bir
yıllık sürenin geçmiş olduğunu dikkate alarak,
işitilme aşamasında söz konusu iznin verilmesi
için davacının meşru bir m-enfaatı kalmadığı
görüşünü belirtmiştir. Ancak, yıldan yıla
yenilenen izinlerin bir bakıma devamlılık
arzettiği ve dava konusu yapılan iznin sonraki
yıllar için verilen izinlere dayanak oluşturacağı
görüşünden hareketle mahk-eme bu gibi durumlarda
meşru menfaatın devam ettiği yargısına varmıştır."

Bu prensip Yüksek İdare Mahkememizin başka dava vesileleri ile verdiği birçok kararlar ile de defalarca teyit edilmiştir. Davanın olgularına göz atıldığında Müstedinin, -davanın dinlendiği tarihte 5 yıllık görev süresinin çoktan sona erdiği görülmektedir. Mevzuata göre Müstedinin bu göreve tekrar atanmasına yasal bir mani yokken ille de atanmasını mecbur kılacak bir hüküm de yoktur. Bu durumda Müstedinin bugün meşru menf-aatının olduğu görülmemektedir ve bu nedenle davanın iptali gerekmektedir.

Bunun ötesinde davanın esasına girildiğinde ve dava tarihinde yürürlükte olan 35/87 sayılı KKTC Merkez Bankası Yasasının ilgili hükmünü oluşturan 15(1) maddesi incelendiğind-e, Müstedinin Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına Bakanlar Kurulunun onayı ile Başbakan tarafından atanması gerektiği ortadadır; halbuki o, Başbakanın da hazır olduğu bir tek Bakanlar Kurulu kararı ile bu göreve getirilmişti. 35/87 sayılı Yasanın ilgili -tarihte yürürlükte olan 15(1) maddesi aynen şöyle idi:

"15(1) Bankanın iki Başkan Yardımcısı olup,
Başbakan tarafından Bakanlar Kurulunun
onayı ile beş yıl için atanırlar. Bu
süre sonunda yeniden atanmaları mümkü-n
olup süre bitiminden önce aynı yöntemle
görevden alınabilirler."

Müstedinin iptal ettirmeye çalıştığı önümüzdeki dava konusu karar yukarıda Emare 14 diye verbatim kararda alıntı olarak verilmiştir. Kararın iptal nedenleri d-e kararın içindedir ve görülmektedir; buna göre Müstedinin 1992 yılında göreve atanma kararının yöntem olarak hatalı olduğu ortadadır. Yüksek İdare Mahkemesi de 55/94 sayılı kararında Merkez Bankası Yasasının 15(1) maddesi uyarınca KKTC Merkez Bankası Müd-ür Muavinliğine yapılacak atamaların ve görevden alınma kararlarının mevzuat gereği Başbakan tarafından Bakanlar Kurulunun onayı ile yapılması gerektiğini belirttikten sonra, bu meselede İdarenin Mahkeme kararına uygun olarak hareket edip 1992 yılında Müst-ediyi göreve getiren kararın yöntem olarak mevzuata yanlış ve sakat olarak alındığından, geri alınmasında Müstedinin yakınması olamaz. Dolayısıyla meselenin esasında da Müstedinin haklı olduğu görülmemektedir. Bu durumda ve bu nedenlerle Müstedinin davas-ının iptal edilmesi gerekmektedir. Netice olarak Müstedinin davasının iptal edilmesi taraftarıyım.

Mustafa H. Özkök: Metin A. Hakkı'nın az önce okuduğu kararı önceden okuma fırsatı buldum. Kararına katılırım.-

Seyit A. Bensen : Müstedi 15.12.92 tarih ve E.1248-92 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile KKTC Merkez Bankasında Kambiyo ve Krediler Müdürü iken Müstediyi KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına atayan bu kararı ip-tal eden ve Müstediyi Başkan Yardımcılığından uzaklaştıran Müstedaaleyh No.4'ün ve/veya Müstedaaleyhlerin E.79-96 sayılı ve 18/9/96 sayılı olup da 26 Eylül 1996 gün ve 109 sayılı KKTC Resmi gazetesinin Ek.IV'ünde 57 sayılı Amme Enstrümanı olarak yayınlanan- Bakanlar Kurulu kararının ve bu karar ışığında Müstedaaleyhlerin yapmış oldukları işlemlerin tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair bir karar talep etmektedir.

Bu davadaki olgular Sayın Yargıç Metin A. Hakkı'nın- özetlediği gibidir. Sayın Yargıç Metin A. Hakkı'nın kararını önceden okuma fırsatım oldu. Sayın Yargıç, Kuzey Kıbrıs içtihat kararlarını takip ederek iptal davasının, kişinin sahip olduğu meşru bir menfaatı, söz konusu yürütsel veya yönetsel karar veya iş-lem veya ihmal yüzünden olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi tarafından açılabileceğini, ancak meşru menfaatın hem iptal davasının açıldığı zaman, hem de davanın işitilme aşamasında mevcut olması gerektiğinden hareket ederek Müstedinin davanın -dinlendiği tarihte 5 yıllık görev süresinin çoktan sona erdiğini gözönünde tutarak Müstedinin bugün için meşru bir menfaatı olmadığı görüşünden hareketle davanın iptaline karar vermiştir.

KKTC İdare Hukuku ile ilgili esasların temeli Anayasamızın 152. m-addesinde yerini bulmaktadır. Anayasamızın 152(6) maddesine göre Yüksek İdare Mahkemesinde açılan bir dava ile yönetimin karar veya işleminin iptal edilmiş olması halinde, bu işlemden dolayı zarar görmüş kişi tazminat davası açma hakkına sahiptir.

Anaya-sanın 152(6) maddesinin öngördüğü tazminat, yönetimin haksız olarak aldığı kararın iptaline bağlıdır. İptal kararı alınmadan Anayasanın 152(6) maddesi altında tazminat davası açma olanağı yoktur. Bu nedenle Kaza Mahkemesi huzurunda dava açmadan önce yöneti-min söz konusu kararından dolayı Yüksek İdare Mahkemesine başvurmak gerekir.

İdare Hukukunun genel ilkelerine göre, Yüksek İdare Mahkemesi huzurundaki bir davanın ileri gidebilmesi için Müstedinin gerek dava dosyalandığı tarihte gerekse davanın duruşmas-ı tarihinde Anayasanın 152(2) maddesi anlamında meşru bir menfaatının bulunması gerekir. Olgulardan görülebileceği gibi Müstedi KKTC Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına 15.12.1992 tarihinden 14.2.1997 tarihine kadar 5 yıllık bir süre için atanmıştır. Duru-şmanın yapıldığı 19.9.2001 tarihinde atanmanın geçerlilik süresi çoktan geçmiştir. Dolayısıyle genel ilkeye uygun olarak Müstedinin duruşma gününde meşru menfaatinin ilk nazarda var olduğu söylenemez. Ancak Müstedinin atanmış olduğu süre davanın görüşülmes-ine kadar dolmuş olmasına rağmen, iptal edilmesi istenen kararın iptali, yönetim tarafından alındığı tarihten itibaren ortadan kalkacağı cihetle, yanlış olarak alınan karar neticesi meşru hakları haleldar olan Müstedinin bu haklarını tazminat davası yolu i-le araması için böyle bir kararın kaldırılması gerekmektedir. Konuya bu açıdan bakıldığında meşru menfaatı doğrudan doğruya ve maddi yönden etkilenen meselelerde meşru menfaatın davanın açıldığı tarihte olduğu kadar duruşma tarihinde de devam ettiği görüşü-ndeyim. Aksi halde, belli sürelerle sınırlı olarak yapılan işlemler ile ilgili davaların duruşmasının, şu veya bu sebeple, süre hitamından sonra yapılması zorunlu olan hallerde Müstedilerin hakları haleldar olacaktır. Başka bir ifade ile belli sürelerle sı-nırlı olarak yapılan işlemlere karşı iptal davası yolu kapatılmış olur. Bu itibarla meşru menfaatın, meşru menfaatı doğrudan doğruya ve maddi yönden etkilenen meselelerde davanın işitilme aşamasında da devam ettiği kanaatındayım.

Önümüzdeki meselede Müs-tedinin menfaatleri doğrudan doğruya ve maddi yönden etkilenmiş olabileceği söz konusu olduğuna göre dava konusu idari kararın davada karar verildiği günde yürürlükte olmadığı nedeni ile Müstedinin meşru menfaatının kalmadığı ve bu gerekçe ile davanın redd-edilmesi gerektiği görüşüne katılmamaktayım.

Davanın esası ile ilgili Sayın Yargıcın kararına ve vardığı neticeye ise katılıyorum.
Metin A. Hakkı: Netice olarak yukarıda gösterildiği nedenlerle dava oybirliği ile ret ve iptal edilir, masraflarla ilgil-i olarak ise oybirliği ile herhangi bir emir vermemeyi uygun gördük.




Metin A. Hakkı Mustafa H. Özkök Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


16 Kasım 2001
-1


10





-


Full & Egal Universal Law Academy