Yüksek İdare Mahkemesi Numara 20/2010 Dava No 17/2012 Karar Tarihi 21.09.2012
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 20/2010 Dava No 17/2012 Karar Tarihi 21.09.2012
Numara: 20/2010
Dava No: 17/2012
Taraflar: Sıdıka Tekinay ile KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Dairesi arasında
Konu: Ölen sigortalıdan dolayı maaş almaya hak sahibi olma - Ölen sigortalı annesinden dolayı evlenmemiş kızına bağlanan maaşın kesilmesi - Yasa ile fiilen kazanılan hakkın yasa değişikliği ile ortadan kaldırılamaması - Zaman aşımı.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 21.09.2012

-D.17/2012 YİM:20/2010


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti:Necmettin Bostancı,Talât D.Refiker,Mehmet Türker


Davacı: Sıdıka Tekinay, Köşkl-üçiftlik - Lefkoşa

- ile -

Davalı:KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,Sosyal
Sigortalar Dairesi vasıtasıyla KKTC Başsavcılığı,Lefkoşa


A r a s ı n d a.


Davacı namına: Avukat Tevfik Mut
Davalı namına: Kıdemli Savcı -Sarper Altıncık


---------------

H Ü K Ü M

Necmettin Bostancı: Davalı nezdinde 12.3.1990 tarihinden itibaren Hukuk İşleri Amiri olarak görev ifa eden ve halen emekli olan Davacı, 15.2.1952 doğumludur. Annesi 14.7.1988 tarihinde vefat etti. Davacının ann-esi, ilgili mevzuat uyarınca sigortalı olup, ölüm tarihine kadar Sosyal Sigortalardan maaş almakta idi. Hiç evlenmemiş olan Davacı, 5.4.1993 tarihinde Davalıya müracaat ederek, ölen sigortalıdan dolayı hak sahibi olduğu iddiasıyla kendisine maaş bağlanması-nı talep etti. Davalı, 6.4.1993 tarihli kararı ile Davacıya 1.8.1988 tarihinden itibaren maaş bağlanmasına karar verdi. Bu karar, Sosyal Sigortalar Yasası'nın 69.maddesine istinat etmekte idi. Daha sonra konu madde, 9/2003 sayılı Değişiklik Yasası ile tadi-l edildi. Değişiklik Yasası 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe girdi. 9/2003 sayılı Yasa, 69. maddeyi tümden kaldırdı ve yerine yeni 69.maddeyi getirdi. Tadilât Yasasını değerlendiren Davalı, 1.4.2003 tarihinden itibaren Davacıya herhangi bir ödeme yapmadı. Bunu-n üzerine Davacı, YİM 61/2003 sayılı davayı dosyalamış ve bilâhare bu davayı geri çekmiştir. Daha sonra Davacı işbu davayı dosyalayarak aşağıdaki şekilde talepte bulunmuştur:

"A) Ölen sigortalının "Evli olmayan" kızı olması
nedeniyle, takr-iben Ağustos 1988 yılından beri hak sahibi olan ve aylık alan davacının; davalıdan almakta olduğu bu aylığın takriben 30/03/2003 tarihinden beri ödenmemesi nedeniyle, davalının göstermekte olduğu ihmalin tamamen yapılmaması gerektiğine ve yapılması ihmal o-lunan eylem veya işlemin yapılması gerektiği hususunda bir hüküm veya emir;

B) Ölen sigortalının "Evli olmayan" kızı olması nedeniyle "Hak sahibi" olan davacının, hak sahipliğini ortadan kaldıran davalının, herhangi bir karar veya işleminin açıkça y-asaya aykırı olması nedeniyle tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi, ve

C) İşbu dava masrafları"


Davacı davasında, hukuki argüman olarak, Davalının ihmali olduğunu ve keza yapılan işlemin aç-ıktan açığa yasaya ve kazanılmış hak prensibine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

Yukarıda sözü edilen 16/76 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 69(1)(c)(i) maddesi, tadil edilmeden önce aşağıdaki gibi idi:
"18 yaşını veya orta öğrenim yapması halinde 2-0 yaşını,
yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış
olan veya çalışamıyacak durumda malûl bulunan ve bu
Yasaya göre gelir veya aylık almayan erkek çocuklarla,
evli olmayan veya sonradan dul kalan ve bu Yasaya tabi
- bir işte çalışmayan ve gelir veya aylık almayan kız
çocuklarının her birine %25'i oranında aylık bağlanır."

Konu 69(1)(c)(i)nin tadil edilmiş şekli ise aşağıdaki gibidir:
"18 yaşını veya orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını,
yüksek öğ-renim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malül olan ve herhangi bir Yasaya göre gelir veya aylık alamayan erkek çocuklarla, evli olmayan veya sonradan dul kalan ve herhangi bir Yasaya bağlı bir işte çalışmayan ve herhangi- bir Yasaya göre gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i oranında aylık bağlanır."


Davalı, 69(1)(c)(i)'nin tadil edilmiş şeklini dikkate alarak, Davacının aldığı maaşı kesmiştir.

Bu davada, öncelikle karara bağlanması gereken nokt-a, yasanın tadil edilmesiyle, "Davacının yasanın, önceki düzenlemesine dayanarak elde ettiği maaş alma hakkı ortadan kaldırılabilir mi?" noktasıdır. İdare Hukukunda kanun, bir kaide tasarruftur, (kural işlem)dir. Kaide tasarruflar, genel, gayri şahsi, soyu-t hükümler içeren, objektif hukuki tasarruflardır. Bu türde olan tasarrufları ısdar eden makam her zaman geri alabilir veya değiştirebilir. Haliyle böyle bir durumda, bahse konu kurala dayanan veya onunla ilgili olan hukuki durum da etkilenmektedir. Bu kon-uda Ord.Prof.Dr.Sıddık Sami Onar İdare Hukukunun Umumi Esasları isimli eserinin 1.cildinde sayfa 480 ve 481'de şöyle demektedir: "Umumi hukuki durumlar alâkalı ferdin arzu ve iradesinin mahsulü olmadığı, teşri uzvunun veya salâhiyetli idare organının tanzi-mi bir tasarrufundan ileri geldiği için şartları da kendini doğuran kaide tasarrufa tâbidir. Bu kaide tasarrufun değişmesi ona müstenit olan hukuki durumun da değişmesini intaç eder. Umumi hukuki durum daimilik vasfını, istinat ettiği kaideden aldığı ve al-âkalının iradesiyle ortadan kalkmadığı gibi, şeklini de bu tasarruftan alır. Objektif hukuk nizamında vâki olacak değişiklik durumun mevcudiyetine nihayet verebileceği gibi şeklini de değiştirebilir."

Kaide tasarrufun ortadan kalkması veya tadil edilmesi -halinde, tasarrufun birtakım haklar sağladığı kişiler açısından müktesep hak söz konusu olur. Bu durumun hangi hallerde bahis mevzuu olabileceği hususunda Ord.Prof.Dr.Sıddık Sami Onar aynı eserde, sayfa 482'de şöyle demektedir: "İdare Hukukunun statülere d-ayanan objektif, tanzimi tasarruflarla dokunan nesçinde müktesep hak mefhumu hiçbir zaman bahis mevzuu olamaz. Burada müktesep hak ancak statünün şartları dairesinde ferdi bir durum doğduktan yani umumi durum ferdi duruma inkılâp ettikten sonra bahis mevzu-u olabilir."


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi A.M.4/95 D.7/95 sayılı davasında müktesep hakla ilgili olarak "kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için bu hakkın yasadan önce yürürlükte olan kurallara göre bütün sonuçları ile fiilen -elde edilmiş olması gerekir" demiştir. Yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi A.M.36/02 D.3/03 sayılı davada, "bir hakkın kazanılmış hak olabilmesi için beklenti olmaktan çıkması ve eski yasaya göre fiilen elde edilmiş olması gerekir" görüşün-ü benimsemiştir. Yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi, A.M.29,30,31/02 D.2/03 sayılı davada da bir hakkın kazanılmış hak olabilmesi için iki koşulun varlığının gerektiğini belirtmiş ve söz ettiği koşulları,
O hak fiilen elde edilmiş olmalı -yani bir beklenti olmaktan çıkmış olmalı,
Geçmiş yasalar o hakkın elde edilmesine olanak sağlamalı veya geçmiş yasalar o hakkın elde edilmesini amaçlamış olmalı,
şeklinde ifade etmiştir.

Kısaca müktesep haktan bahsedebilmek için kaide tasarrufla
düzenl-enen bir hakkın, nesnel halden öznel hale gelmesi, başka bir ifade ile kişinin müktesep hakka konu hakkı eski veya mevcut kaide tasarruf altında fiilen elde etmesi gerekir. İleride elde edeceği veya etmesi muhtemel hak ise kazanılmış hak olarak telakki edi-lemez.

Davacı, 16/76 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 69.maddesi altında, sigortalı olan annenin kızı olması nedeniyle yasanın ihdas ettiği, ölen sigortalıdan dolayı maaş alan kişi statüsünü iktisap etmiş ve bu statüde olduğu için de kendisine yasanın- öngördüğü kriterlere dayanarak maaş bağlanmıştır. Davacı, yasanın sağladığı hakkı fiilen elde etmiştir. Yasanın tadil edilmesi suretiyle statünün ortadan kaldırılması veya değiştirilmesi, Davacının statüye dayanarak fiilen elde ettiği hakkı ortadan kaldır-maz. Bu nedenle yasanın tadil edilmezden önceki halinin uygulanmasına devam edilmesi gerekirdi.

Yukarıda bahsettiğimiz hukuki durum muvacehesinde, Davacının maaşının kesilmesi veya Davacıya maaş ödenmemesi işleminin yasal olduğunu kabul etmek olası deği-ldir.

İdare,yasanın tadil edilmesi üzerine Davacının maaşını kesmek veya Davacıya maaş ödememek suretiyle bir işlem gerçekleştirirken, Davacıya maaş bağlanması ile ilgili olan 6.4.1993 tarihli kararı geri almamış veya iptal etmemiştir.

Bu davada idaren-in, alındığı tarihte yürürlükte olan yasaya uygun olarak aldığı, 6.4.1993 tarihli bir kararı ve aynı idarenin hukuka aykırı olarak gerçekleştirdiği maaş kesme ve/veya maaş ödememe işlemi vardır.

Davacı, 6.4.1993 tarihli kararın gereklerini yerine getirm-emenin bir ihmal olduğu iddiasındadır.

İdarenin, yasal olarak yapması gereken yönetsel bir işlemi yapmaması bir ihmaldır. Ortada iptal edilmemiş, yürürlükte olan bir karar olduğuna göre Davalı, bu kararın gereklerini yerine getirmemekle ihmalde bulunmuş-tur ve halen de bahse konu ihmal süregelmektedir.

Talep takririnden görülebileceği gibi Davacı, A paragrafında ihmali dava konusu yaparken, B paragrafında Davacının maaşının kesilmesi işleminin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ilişkin hüküm talep etmektedir-. Davacı, maaşın kesilme işlemini 1.4.2003 tarihinden beri bilmekte idi. Konu ile ilgili Yargıya başvurmasına rağmen, bilâhare davayı geri çekmiştir. Bu dava ise işlem tarihinden 75 gün geçtikten çok sonra ikâme edilmiştir. Dava 75 günlük süre içinde açılm-adığı için bu talebin ileri götürülmesi düşünülemez.

Netice olarak, ölen sigortalıdan dolayı hak sahibi olması nedeniyle Davacının almakta olduğu maaşı, 1.4.2003 tarihinden beri ödememekle Davalının gösterdiği ihmalin yapılmaması gerektiğine karar verir-iz.

Talep Takririnin (B) paragrafındaki talep ise reddedilir.



Necmettin Bostancı Talât D.Refiker Mehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç


21 Eylül, 2012











6






Full & Egal Universal Law Academy