Yüksek İdare Mahkemesi Numara 20/2002 Dava No 37/2009 Karar Tarihi 10.12.2009
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 20/2002 Dava No 37/2009 Karar Tarihi 10.12.2009
Numara: 20/2002
Dava No: 37/2009
Taraflar: Akıl Ağaoğlu ile KKTC Merkez Bankası arasında
Konu: Bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 10.12.2009

-D. 37/2009 YİM: 20/2002
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Necmettin Bostancı, Talat D. Refiker, Narin F. Şefik.
Davacı : Akı-l Ağaoğlu, Canbulat Paşa Sokak No.8 - Mağusa

- ile -

Davalı : KKTC Merkez Bankası ve/veya işbu Banka vasıtası ile KKTC,
Lefkoşa

A r a s ı n d a.


Davacı tarafından Avukat Fuat Veziroğlu ad-ına Avukat Cüneyt Küçük
Davalı tarafından Avukat Ali F. Yeşilada.


------------------

A R A K A R A R

Necmettin Bostancı: Bu başvuruda Mahkemenin kararını Sayın Yargıç Narin F. Şefik okuyacaktır.

Narin F. Şefik: Davacı, Davalı tarafından 21.12.20-01 tarihinde alınan ve Davacının Kıbrıs Ticaret Bankası Ltd'deki ortaklık haklarının TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu)'na devredilmesine ilişkin kararın tamamen hükümsüz ve yetkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair hüküm verilmesini -talep etmektedir.

Davacı Kıbrıs Ticaret Bankası Ltd.'in (KTB.Ltd.) Şirketler Mukayyitliği nezdinde kayıtlı tüzel kişiliğe sahip limited bir şirket olduğunu ve kendisinin de konu şirketin %18 oranında hissedarı ve direktörü olduğu bir dönemde Davalı Ban-kanın Yönetim Kurulunun 21.12.2001 tarihinde KTB Ltd'in "temettü hariç olmak üzere ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 39/01 sayılı KKTC Bankalar Yasasının 37. maddesinin 3. ve 4. fıkralarına istinaden TMSF'na devredilmesine karar verdiğini, bu şek-ilde Davacının ortaklık ve/veya hissedarlık haklarını ve/veya şirketteki hisselerini TMSF'na devretme kararı aldığını, Davacının KTB Ltd.'in yönetim ve/veya denetiminin TMSF'na devredilmesine itrazı olmamakla beraber Davacı hissedarlık sıffatının ortadan k-aldırılmasına ve/veya hisselerine ilişkin hakların (yönetim ve denetim hakları hariç) ilgili fona devredilmesine itirazı olduğunu, KTB Ltd'in likidite sıkıntısına girmesinin ve taahhütlerini karşılayamaz hale gelmesinin tek ve/veya asıl nedeninin KTBLtd.'i-n Yönetim Kurulu Başkanının, en büyük hissedar olarak hakkından fazla ve/veya Yönetim Kurulunun onayı olmaksızın ve/veya fiilen ve/veya mevzuatın saptadığı sınırlar dışında kredi kullanması olduğunu, mevzuat dışı kredi kullanımının Davacının bilgisi ve/vey-a onayı dışında cereyan ettiğini, KTB Ltd.'in yönetim ve denetiminin TMSF'na devredilmesinin ve haksız olarak alınan kredilerin geri devredilmesi için gerekli önlemlerin alınması haklı ve makul olmakla beraber Davacının hissedarlık haklarının Davacının eli-nden alınmasının hukuk dışı olduğunu ve dava konusu kararın Davacının meşru menfaatini doğrudan doğruya ve olumsuz yönde etkilediğini ileri sürmektedir.

Davalı müdafaa takriri ile Davacının da Yönetim Kurulu üyesi sıffatı ile KTB Ltd'in düştüğü durumdan- sorumluluğu bulunduğunu ve bu konuda incelemenin devam ettiğini ifade ettikten sonra dava konusu kararın Davacının mülkiyet hakkını ihlal etmediğini, KTBLtd.'deki Davacının hisselerinin hiçbir değeri olmadığı için Davacının olumsuz yönde etkilenmiş meşru- bir menfaati olmadığını ileri sürerek Davacının iddialarını red etmiş, davanın iptalini talep etmiştir.

Talimat safhasından sonra Davacı Avukatının müracaatı üzerine 26.5.2006 tarihinde Yüksek İdare Mahkemesinde "39/01 sayılı KKTC Bankalar Yasası-nın 37. maddesinin (3). fıkrasındaki (a) bendinde yer alan ortaklık haklarının devredilmesine ilişkin kuralın" ve yine 37. maddesinin (4). fıkrasında yer alan "ortaklık haklarını fona devretmeye yetkilidir" kuralının Anayasanın 1. ve 36. maddelerine aykır-ı olup olmadığı sorusunu Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

Dosya 1.12.2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi huzurunda ele alınmış ve ancak Yüksek İdare Mahkemesi tarafından hisse senetlerinin mülkiyetinin yasanın ilgili hükümleri altında TMSF'na devredildiği hu-susunda karar üretilmesi halinde Anayasa Mahkemesi'nin 39/01 sayılı yasanın 37(3) ve 37(4) maddelerinin Anayasanın mülkiyet hakkını düzenleyen 36. maddesine aykırı olup olmadığını inceleyebileceği, dolayısı ile 39/01 sayılı yasanın 37(3) ve 37(4) fıkraları-nda yer alan "temettü hariç ortaklık haklarının TMSF'na devri ifadesi ile Davacının KTB Ltd'deki hisse senetlerinin mülkiyetini Davacıdan alıp TMSF'na devredip, devretmediğinin" Yüksek İdare Mahkemesi tarafından karara bağlanması için dosya Yüksek İdare Ma-hkemesine iade edilmiştir.

Bu durumda bu safhada karar verilmesi gerekli husus Davalının, Davacının KTB Ltd.'de "temettü hariç ortaklık haklarını" TMSF'na devretmesi ile ilgili kararının Davacının hisselerindeki mülkiyet hakkının da devrini kapsayıp kaps-amadığına karar verilmesi gerekmektedir.

Davacı Davalının kararı ile Davacının hisselerindeki mülkiyet hakkının da devredildiğini ve bunun açıkca Anayasaya aykırı olduğunu iddia etmekte ve Davalının kararının Davacının mülkiyet hakkının devrini de kaps-adığı doğrultusunda karar vermesi halinde konuyu tekrar Anayasa Mahkemesine sunmak isteyeceğini ifade etmektedir.

Davalı ise mülkiyet hakkının maddi imkan elde etme bölümünün hissedara bırakıldığını, hissenin şirketin idaresine katılma ile ilgili haklar-ının ise fona devredildiğini ileri sürmekte, KTB Ltd.'in hisse değerlerinin sıfır olduğu için mülkiyetinin devredilip devredilmemesinin önem arz etmediğini, zaten şirketin de Kaza Mahkemesi tarafından tasfiyesine emir verildiğini iddia etmektedir.

39/0-1 KKTC Bankalar yasasının madde 37 (3) ve (4) aynen şöyledir:

"37. (3) Merkez Bankası, bir bankanın;
Bu maddenin (2)'inci fıkrası kapsamında alınması istenen tedbirleri kısmen ya da tamamen almadığının, bu tedbirlerin kısmen veya tamamen alınmış olmas-ına rağmen mali bünyesinin güçlendirilmesine imkan bulunmadığının ya da mali bünyesinin bu tedbirler alınsa dahi güçlendirilemeyecek derecede zayıflamış olduğunun;
(B) Yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremediğinin;
(C) Bu madde kurallarının- uygulanmasında belirlenecek
değerleme esasları çerçevesinde yükümlülüklerinin
toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aştığının;
ve
(Ç) Faaliyetine devamının mevduat sahiplerinin hakları ve
mali sistemin güven ve istikrar-ı bakımından tehlike arz
ettiğini, tespit ettiği taktirde, temettü hariç ortaklık m
hakları ile bankanın yönetim ve denetimini Fona
devretmeye veya bankacılık işlemleri yapma ve/veya
mevduat kabul etme iznini kaldırmaya yetkilidir.

Merkez Bank-ası, bir bankanın yönetim ve denetimini
doğrudan ya da dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların, banka kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine ku-llandıklarını veya bankayı bu suretle zarara uğrattıklarını tespit etmesi halinde, bunların temettü hariç ortaklık hakları ile bankanın yönetim ve denetimini Fona devretmeye yetkilidir.
Bu fıkrada belirtilen şekilde kullanılan kaynaklar veya uğranı-lan zarar, verilen süre içinde iade veya tazmin edilmediği takdirde bu zarar veya kullanılan kaynakların miktarına bakılmaksızın bu ortaklara ait hisseler Merkez Bankası kararı ile Fona intikal eder."

Davalının dava konusu kararı Emare 1 olarak ibraz edi-lmiştir. KKTC Merkez Bankasının 21.12.2001 tarihli Yönetim Kurulu kararı aynen şöyledir:

"Banka nezdinde yapılan denetleme sonucu düzenlenen rapor ve
Merkez Bankası nezdindeki bilgi ve belgelerin birlikte değerlen-
dirilmesi sonucunda; ma-li bünyesindeki olumsuzlukların gideril-
mesini teminen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankalar
Yasası'nın 37'inci maddesinin (2)'inci fıkrası kapsamında alınması
istenen tedbirleri almayan, kaynaklarını Bankanın emin bir şekilde
çalışmasını tehlikey-e düşürecek şekilde hissedarlarının oluşturduğu
sermaye grubuna aktaran, zararı özkaynaklarını aşarak yabancı
kaynaklara sirayet eden, mali bünyesindeki zafiyeti taahhütlerini
karşılayamayacak boyutlara ulaşan ve faaliyetlerini sürdürmesi
mevduat -sahiplerinin haklarını ve mali sistemin güven ve istikrarını
tehlikeye düşüren Kıbrıs Ticaret Bankası Ltd.'in temettü hariç
ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 39/2001 sayılı Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankalar Yasası'nın 37'nci maddesinin-
(3)'üncü ve (4)'üncü fıkralarına istinaden Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonuna devredilmesine,

karar verilmiştir."


Emare 2 olarak ibraz edilen onay belgesi ile hissedarlar listesinin ekteki liste olduğu ve KKTC Merkez Bankasının 21.12.2001 tarih ve- 466 sayılı kararı ile temettü hariç ortaklık haklarının TMSF'na devredildiği belirtilmiştir.

Davalının karar ile KTB Ltd.'deki Davacının hisselerindeki temettü hakları dışındaki diğer tüm hissedar olma nedeni ile uhdesinde bulundurduğu tüm haklar devred-ilmiştir. Bir şirkette hissesi bulunan bir hissedarın, şirket ile ilgili hissedar olması nedeni ile ne gibi hakları vardır? Bir şirkette hissesi olan bir kişi, şirketin sahibidir. Şirketin mal varlığı hissedarın değildir. Şirketin mal varlığı ayrı bir hük-mü şahsiyet olan şirkete aittir.

Şirket hissedarının haklarının ne olduğuna bakacak olursak esas haklarından bir tanesinin temettü hakkı olduğunu görürüz. Diğer hakkı hissedarlar toplantısında oy kullanmak ve bir de şirketin tasfiyesi neticesinde borçlar-ın ödenmesinden sonra şirket sermaye veya mal varlığından pay almak.

Bu esas haklara ek olarak bir hissedarın genel kurul toplantısı yapılacağında haberdar edilme, genel kurulda görüşülecek hesapların dökümünü alma, şirketin ana sözleşme ve tüzüğünü alm-a, toplantı tutanaklarını inceleme ve alma ve tarafsız olarak hissedarlar listesini inceleme hakkı da vardır.

Bu hususlar ile ilgili Palmer's Company Law 20 th edition sayfa 281'de şu sözler yer alır.

"-Proprietary character of share
A share in a company is the expression of a proprietary relationship: the shareholder is the proportionate owner of the company but he does not own the company's assets which belong to the company as a separate and indepen-dent legal entity.

Rights and duties carried by a share
Although the rights and duties carried by a share are, on principle, indivisible, it is often convenient to regard a share as a bundle of several rights and liabilities and to consider these separa-tely.
The principal rights 1 which a share may carry are
the right to dividend if, while the company is a going concern, a dividend is duly declared;
the right to vote at the meetings of members; and
the right, in the winding up of the company, after t-he payment of the debts to receive a proportionate part of the capital or otherwise to participate in the distribution of assets of the company.
.................................................................................
Apart from these principal ri-ghts and duties, others of ancillary character are carried by a share, e.g., the following rights of the shareholder:-
to receive notice of general meetings unless the articles otherwise provide (s.134 (a) );
to receive a copy of every balance sheet (and- of the documents annexed thereto) which is to be laid before the general meeting
(s. 158) ;
(c) to receive a copy of the memorandum and the articles (s.24);
(d) to inspect and obtain copies of the minutes of general meetings
(s.146);
-
(e) to inspect the register of members without charge(s.113).
Apart from those principal and ancillary rights a share carries, the shareholder is further entitled to the numerous corporate and individual membership rights which the constitution o-f the company or the Act itself gives him; examples of these rights are:-
to petition the court for the winding up of the company (ss.22,224);
to petition for the alternative remedy (s.210)."


Bir hissedarın mülkiyet ile bağlantı haklarının ne olduğu inc-elendiği zaman Davalının kararında Davacının hissedar olarak bir tek temettü hakkının korunduğu, diğer haklarının Tasarruf Mevdautı Sigorta Fonuna devredildiği görülmektedir.

Davacının mülkiyetinde olan şirketin %18'idir. Davacının bu hissesi Davacıya şi-rketin kâr etmesi halinde bu kardan temettü ödenmesine hak vermektedir. Şirketin zarar etmesi halinde ise şirketin tasfiyesine gidildiği takdirde, borçlar ödendikten sonra şirketin mal varlığından hissesi oranında hakkı olur. Davacının dava konusu karar il-e tasfiye halinde şirketin mal varlığı kalması halinde bundan bir hak talep etme hakkı saklı tutulmuş değildir.
Temettü kişinin mülkiyetinde olan hisse nedeni ile alınır. Kararda temettü hariç dendiğine göre kuru mülkiyet kişide kalmıştır, hisselerinin sa-ğladığı diğer hak ve menfaatler ise TMSF tarafından kullanılmaktdır. Davacının temettü hakkı korunduğu zaman, Davacının halen hissedar konumunda olduğu kabul edilmektedir. Aksi takdirde Davacının temettü hakkı olamaz.

Temettü hakkı saklı tutulan bir hisse-darın hisse senetlerinin mülkiyet sahibi olduğu kabul edildiği cihetle, 21.12.2001 tarihli karar ile Davacının hisse senetlerinin mülkiyet hakkının devredilmediği hususunda bulgu yaparız.




Necmettin Bostancı Talat D. Refiker Narin F. Şefik
- Yargıç Yargıç Yargıç



12 Ekim 2009



-


8



-


Full & Egal Universal Law Academy