Yüksek İdare Mahkemesi Numara 201/1995 Dava No 13/1997 Karar Tarihi 02.06.1997
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 201/1995 Dava No 13/1997 Karar Tarihi 02.06.1997
Numara: 201/1995
Dava No: 13/1997
Taraflar: Ragıp Ahmet Eti ile İskân Encümeni vd
Konu: Fiili tasarruf öncelik hakkı bahşetmez
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 02.06.1997

-D.13/97 YİM 201/95
Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti: Taner Erginel,Nevvar Nolan,Seyit A.Bensen.
Müstedi: Ragıp Ahmet Eti, 51 Savcılar So-kak, Girne
- ile -
Müstedaaleyh: 1. İskân Encümeni vasıtası ile KKTC,
Lefkoşa
2. Saptama Değerlendirme ve Tazmin
Komisyonu vasıtası ile KKTC, Lefkoşa
- 3. İçişleri Bakanlığı vasıtası ile KKTC,
Lefkoşa
4. Girne Tapu Dairesi, Girne

A r a s ı n d a .

Müstedi namına: Avukat Kıvanç M.Riza adına Avukat Levent Celâlettin
Müstedaaleyhler namına: Savcı Ersoy Ölçter adına Sav-cı Süleyman Candar
İlgili Şahıslar Beha Köprülü ve Işın Çelebi namına: Avukat Sadi Çelebi.


--------------

H Ü K Ü M

- -
Taner Erginel : Sayın Seyit Bensen'in kararını önceden okuma fırsatını buldum. Bu karar iki bölümden- oluş-maktadır. Usule ilişkin birinci bölümde Müstedinin gününde başvuru dosyalamadığı, geç kaldığı için bir kısım iddialarını öne süremeyeceği belirtilmektedir. İkinci bölümde ise İlgili Kişinin durumu ile Müstedinin durumu kıyaslanarak Komisyon kararın-ın doğru olduğu vurgulanmaktadır.

Kararın ikinci bölümüne katılıyorum. Kanımca bu başvuruda Müstedi, Mahkemenin Komisyon kararına müdahale etmesi için yeterli neden gösterememiştir.

Usule ilişkin görüşlere gelince; Müstedi 1974'den beri fiili tasarru-funda bulunan bir malı almak için çeşitli girişimlerde bulunmuş çeşitli yolları denemiştir. Acaba Müstedi her "hayır" yanıtını aldığında veya hiçbir yanıt almayıp ihmalle karşılaştığında Mahkemeye başvurmak zorunda mı idi? Eğer öyle değilse hangi aşamada- Mahkemeye başvurmak zorundadır? İskâna ilişkin bir YİM davasında Mahkemenin önüne gelen Müstediye "sen artık bu iddiaları öne süremezsin, çünkü gününü geçirdin" demesi ilk bakışta kolay ve o davayı ortadan kaldırması bakımından sonuç alıcı bir yaklaşım gi-bi görünebilir. Ancak bunun hatalı bir yaklaşım olduğu kanısındayım.

Bunun nedenlerini şöyle açıklayabilirim:

A) Herşeyden önce teknik nedenlerle davaların ortadan kaldırılması Mahkemedeki davaların azalmasına değil, gereksiz yere artmasına neden olur-. Örneğin İskân sorununu çözmeye çalışan bir kişi her olumsuz yanıt aldığında başvuru dosyalamak zorunda olduğunu ve başvuru dosyalamadığı takdirde o aşamadaki iddialarını daha sonra öne süremeyeceğini düşünürse bir yerine birkaç başvuru dosyalamak zorund-a kalacak demektir. Bu yaklaşımın Yüksek İdare Mahkemesinin işlerini artıracağına ve zorlaştıracağına şüphe yoktur. Teknik nedenlerle davaların sonuçlandırılması yanıltıcı bir sonuçlan-dırmadır. Böyle bir sonuçlandırma genellikle davanın tekrarlanmasına- veya sorunun başka şekillerde devam etmesine engel olmaz. Bu nedenle mümkün olduğu ölçüde davaları teknik nedenlerle değil sorunun özünü çözerek sonuçlandırmaya çalışmak gerekir.

B) Mahkemeye başvuran kişilere "başvuru dosyalamaya veya bu iddiayı öne- sürmeye geç kaldın" diyen bir Mahkeme başka bir davada benzer koşullarda "yönetsel karar henüz hazırlık aşamasında Mahkemeye erken geldin" diyemez. Yüksek İdare Mahkemesinin ya geç başvuru dosyalanmasını teşvik etmesi gerekir ya da erken dosyalanmasını.- İkisini birden yaptığı takdirde çelişkiye düşer. Örneğin bu olayda Müstedi daha önce de Yüksek İdare Mahkemesine gelmiş ve başvuru konusu malla ilgili yaptığı müracaata yanıt vermediği yani ihmalde bulunduğu için İskân Dairesinden şikâyetci olmuştu. Yİ-M 92/87 sayılı bu başvuruda henüz malla ilgili karar verilmediği, malı alması için Müstediye yardımcı olunacağı söylendiği için başvuru geri çekilmişti. O davada yapılan işlem başvurunun erken, yani "zamansız" dosyalandığı yönündeydi. Şimdi aynı malla il-gili Müstedinin başvuru dosyalamaya geç kaldığının ve bazı iddiaları öne süremeyeceğinin kabul edilmesi kanımca çelişkidir. Bu konuda Mahkememizin prensibi açıklığa kavuşturması ve bir kişiye bazan "erken geldin" bazan "geç kaldın" dememesi gerekir.

C) -İskân konusunda İskân Dairesinin bir değil birkaç karar vermesi, bu kararları değiştirmesi söz konusu olduğuna göre Mahkemeye hangi aşamada başvurulmalıdır? Kanımca bir kişi o malı alma ümidini koruduğu sürece Mahkemeye başvurmak zorunda değildir. Bu ol-ayda Müstedi malın elinden gittiğini kesin olarak Beha Köprülü isimli kişiye verildiğini öğrendiği zaman anlamıştır. Şu halde başvuru dosyalama tarihinin bu günden başlaması gerekir. Burada söz konusu olan ümit, subjektif bir ümit değil o koşullarda maku-l bir kişide mevcut olabilecek ümittir.
Örneğin Beha Köprülü'ye verildiğini öğrendikten sonra da Müstedi ümidini koruduğunu söyleyerek dava açmayı geciktiremezdi. Çünkü bu karardan sonra makul bir kişide malı alma ümidi kalmazdı.

D) Konuya salt yasal -açıdan bakıldığı zaman da Müstedinin iddialarını öne sürmeye geç kalmadığı sonucuna varmak mümkündür. Zaim Necatigil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Anayasa ve Yönetim Hukuku sayfa 84'de şöyle denmektedir:

"Ayrıca birkaç aşamadan oluşan "karma yönets-el işlemler" vardır ki, bazı durumlarda, ön aşamada alınan karar da kendiliğinden "yönetsel karar" sayılabilir. Ancak son aşamada kararın alınması ile karma yönetsel işlemin tamamlanması halinde iptal davasına konu yapılabilecek olan son karardır."

İskâ-n işlemleri genellikle karma işlemlerdir. Bir malla ilgili genellikle bir değil birkaç karar verme söz konusudur. Doğru olan son kararın başvuru konusu yapılmasıdır. Teknik açıdan bakıldığı zaman diğer kararlar da başvuru konusu yapılabilr. Ancak bu ba-şvuruları teşvik etmemek gerekir. Dolayısıyle son karar tartışma konusu yapıldığı zaman tüm iddiaların birlikte dinlenip sonuçlandırılabileceği kabul edilmelidir.

Yukarıdaki nedenlerle Müstedinin başvuruyu zamanında dosyaladığı ve geçmişten gelen tüm -iddialarını öne sürebileceği görüşündeyim. Usule ilişkin bu görüşüme rağmen başvurunun esasında Müstedinin başarılı olamadığı kanısındayım. Bunun nedenlerini ise şöyle özetlemek istiyorum.

A) Müstedi tüm çabalarına rağmen işyerinin tahsis veya kirasını- alamadığına, yani fiili tasarrufu yasal tasarrufa dönüştüremediğine göre bu taşınmaz malın kaynak paketine konması yasaya aykırı değildir.

B) YİM 121/92 (D.4/97)'de açıkladığım gibi her yönetsel organın ve bu arada kaynak paketlerini dağıtan Komisyonun -takdir hakkını kullanabileceği bir alan vardır. Mahkememizin yaptığı değerlendirmelerde kendini Komisyonun yerine koymaması ve bu alana müdahale etmemesi gerekir. Bu başvuruda Müstedi Komisyonun yetkilerini aştığını veya kötüye kullandığını gösteren cidd-i nedenler öne sürememiştir. Bu nedenle Sn. Bensen'in kararının esasa ilişkin bölümüne katılıyorum.

Yukarıdaki görüşlere tabi olma koşuluyla başvurunun reddedilmesine taraftarım.

Seyit A. Bensen: İşbu başvuru ile Müstedi Girne'de, Yukarı Girne Mahalle-sinde Blok D., Pafta/Harita XII. 21.4.1, Parsel 95'de kâin arsanın:

A. Müstedaaleyhlerce Müstediden başka kişilere
ve/veya Beha Köprülü'ye verilmesi yönünde
aldıkları kararın ve/veya koçan verme
işlemlerinin geçersiz ve hükü-msüz olduğuna;

B. Müstediye tahsis edilmesi ve/veya kiralanması
ve/veya koçan verilmesi doğrultusunda bir karar
vermemiş olmaları nedeniyle Müstedaaleyhlerin
gösterdikleri ihmalin yapılmaması gereken bir
ihmal olduğu-na karar verilmesi isteminde bulundu.

Başvurunun olguları özetle şöyledir:
Müstedi ve eşi Güney göçmeni olup her ikisi de eşdeğerden hak sahibidir. Müstedinin 462959 adet eşdeğer puanı ile 458111 adet mücahit puanı mevcuttur. Eşinin ise 85652 adet -eşdeğer puanı mevcuttur. Müstedi ve eşine Girne'de kâin bir adet konut tahsis edildi. Bu konut Müstedinin eşinin "T" cetveline 971335 puanla işlenmiştir.

Müstedi herhangi bir tahsis belgesi veya kira mukavelesi olmaksızın Girne'de, Parsel 95'de kâi-n arsayı 1974 yılından beri fiili tasarrufunda bulundurmakta ve bu arsa içerisine bir büfe inşa ederek geçimini bu büfeden sağlamaktadır.

Müstedi 5.5.1986 tarihinde İskân Bakanlığına yazmış olduğu Emare 3 yazı ile konu arsanın kendisine tahsis edilme-sini rica etti. Bu yazıya herhangi bir yanıt alamayan Müstedi, Müstedaaleyhin bu konudaki ihmalini başvuru konusu yapmadı. Müstedi daha sonra 11.6.1991 tarihinde Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu Başkanlığına yapmış olduğu Emare 9 dilekçesi ile -konu arsanın "T.(2)" cetveline işlenmesini talep etti. Müstedinin bu talebi, Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonunun 25.9.1991 tarihli oturumunda incelenmiş ve konu arsanın kaynak paketinde ilân edileceği ve Müstedinin "T.(2)" cetveline işlenemeyece-ğine ve yeterli puanı olması halinde ilân edilecek olan paketten bu arsayı talep edebileceğine karar verildi. Müstedi bu kararı öğrendiği Eylül 1991 tarihinden itibaren 75 gün zarfında başvuru konusu yapmadı.

Müstedaaleyhler 450893 puan değerindeki -başvuru konusu arsayı rezerv kaynak olduğu cihetle 17. kaynak paketinde 2875 sıra numarasında ilân ettiler. Bu kaynağa birçok kişi yanında hem İlgili Şahıs, hem de Müstedi müracaat etti. Müracaatları değerlendiren İskân Encümeni bu kaynağı 9.10.1995 tari-hli karar ile başvuruya İlgili Şahıs olarak eklenen Beha Köprülü'ye vermiştir. Bu karar İskân Encümeni tarafından 9.10.1995 tarihli bir yazı ile Girne Tapu Amirliğine bildirilmiş ve konu arsa 10.10.1995 tarihinde Beha Köprülü adına kaydedilmiştir. Beha K-öprülü, adına kaydedilen malı 25.10.1995 tarihinde takas yolu ile 2. İlgili Şahıs olan Işın Çelebi'ye devret-miştir. Bu durumu öğrenen Müstedi, Müstedaaleyhlerin kararına karşı bu başvuruyu dosyaladı ve yukarıda belirtilen istemlerde bulundu.

Müsted-i, başvurusunda konu arsa ile ilgili olarak alınan karar ve yapılan işlemlerin ve/veya ihmallerin 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasına ve bu Yasa altında yapılan Tüzüklere aykırı olduğunu, Müstedaaleyhlerin yetkilerini aştıklarını vey-a kötüye kullandıklarını ve konu kararın gerekçeden de yoksun bulunduğunu ileri sürdü.

Beha Köprülü İlgili Şahıs olarak başvuruya dahil edilmekle birlikte başvuru ile hiç ilgilenmedi.

Müstedaaleyhler ise dosyaladıkları itiraznamede sair şeyler -yanında, konu Parselin İlgili Şahıs Beha Köprülü'ye verildiği tarihte Müstedinin tahsisinde veya
yasal tasarrufunda olmadığını, her halükârda onun konu Parseli alacak yeterli ve benzeri nitelikte puanı olmadığını, Müstedi ve eşinin tasarruflarında bulunan -konutun puanlarını öncelikle kendilerinin her türlü puanı ile karşılamak zorunda olduğunu, Müstedi, eşinin
"T" cetveline işlenen konutun puanlarını tamamla-madığından söz konusu kaynağa yapmış olduğu müracaatın değerlendirilip kendisine verilmesine yasal -olanak olmadığını, çünkü Müstedinin puanlarını konutu için kullanması halinde geriye 34387 puanı kalacağını ve bu yetersiz puanlarla konu arsaya müracaat etmemesi gerektiğini, başvuru konusu kararın Yasaya ve 1983 Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğüne uy-gun olarak alındığını, Müstedaaleyhlerin başvuru konusu kararı alırken gerekli araştırma ve incelemede bulunduklarını ve kararlarının gerekçeli olduğunu ve herhangi bir ihmalde bulunmadıklarını savundular.

Müstedaaleyhlerden ayrı bir itirazname dosya-layan
2. İlgili Şahıs Işın Çelebi de Müstedaaleyhler tarafından ileri sürülen itiraza benzer bir itirazda bulunup başvurunun reddedilmesini talep etti.

Müstedi başvurusunda Müstedaaleyhlerin konu arsayı kendisine tahsis etmemekle ve/veya kiralamamakl-a ve/veya koçanı vermemekle yapılmaması gereken bir ihmal olduğunu iddia etmektedir.

Müstedi 5.5.1986 tarihinde İskân Bakanlığına yazmış olduğu yazı ile konu arsanın kendisine tahsis edilmesini istedi. Müstedi 5.5.1986 tarihli yazısına herhangi bir -yanıt verilmemesinin yapılmaması gereken bir ihmal olduğunu ileri sürdü.

YİM 71/84 (D. 16/86) sayılı Cemal Gökçora ile KKTC İskân ve Rehabilitasyon Bakanlığı ve diğeri arasındaki davada vurgulandığı gibi, bir dilekçeye Anayasada öngörülen süre zarfın-da gerekli yanıt verilmediği hallerde kişinin yetkili Mahkemeye müracaat etme hakkı vardır. Ancak böyle bir kişi yetkili Mahkemeye, bu meselede olduğu gibi, başka bir çare için başvurduğu zaman artık onun yapmış olduğu dilekçeye yanıt verilmediğinden yakı-nması söz konusu olamaz.

Önümüzdeki başvuruda Müstedi 5.5.1986 tarihli dilekçesine yanıt almadığından yakınmaktadır. Tahsis talebiyle ilgili dilekçesine herhangi bir yanıt alamayan Müstedi, Müstedaaleyhlerin bu konudaki ihmalini Anayasanın öngördüğü- süre içerisinde başvuru konusu yapmadı. Kaldı ki konu taşınmaz mal bir arsadır ve arsanın Müstediye tahsisi mevzuata da aykırıdır.

Müstedi daha sonra 11.6.1991 tarihinde Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonuna yapmış olduğu dilekçe ile konu ar-sanın "T.(2)" cetveline işlenmesini talep etti, ancak ilgili Komisyon 25.9.1991 tarihinde Müstedinin bu talebini reddederek konu arsanın kaynak paketine konacağına karar vermiş ve Komisyonun bu kararı uyarınca konu arsa 17. kaynak paketinde ilân edilmiştir-. Müstedi, Komisyonun bu kararlarına karşı yine herhangi bir yakınması olmamış ve Komisyon kararı ışığında 6.4.1993 tarihinde 17. kaynak paketine müracaatta bulunmuştur.

Müstedinin istemi Komisyonun 25.9.1991 tarihli yazısı ile reddedildiğine göre A-nayasanın öngördüğü 75 günlük hak düşürücü süre zarfında bu ret kararına karşı bir başvuru dosyalanmadı. Dolayısıyle bu isteme bağlı olarak Müstedinin meşru bir menfaatından söz etmek olası değildir. Müstedi 6.4.1993 tarihinde 17. kaynak paketine müracaa-tta bulunmakla artık onun daha önce yapmış olduğu dilekçelere yanıt veya lehine karar verilmediğinden yakınması söz konusu olamaz. Yine konu Parsel 95 üzerinde yasal tasarrufu bulunmayan Müstedinin konu Parselin 17. kaynak paketine konması yüzünden meşru -menfaatının olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilendiğini söyleme olanağı da yoktur.

Yönetimin hiçbir karar vermeyerek ihmalde bulunması halinde Anayasamızın 152. maddesine göre Yüksek İdare Mahkemesi bir ihmalin yapılmaması gerektiğine karar vereb-ilir.

Bu meselede Müstedaaleyhlerin ihmali söz konusu değildir. Çünkü Müstedaaleyhler bir karar vererek konu arsayı İlgili Şahıs Beha Köprülü'ye vermiştir.

Yukarıda belirtilenler ışığında Müstedaaleyhlerin ihmallerinden söz edilemez.

Par-sel 95'de kâin arsanın Müstedaaleyhlerce İlgili Şahıs Beha Köprülü'ye verilmesi yönünde aldıkları karara gelince; Müstedi 17.kaynak paketinde kaynak olarak ilân edilen başvuru konusu arsanın kendisine verilmesi için müracaatta bulundu. İlgili Şahıs da ayn-ı arsa için müracaatta bulundu. Müracaatları inceleyen İskân Encümeni 9.10.1995 tarihinde aldığı bir kararla konu arsanın İlgili Şahıs Beha Köprülü'ye verilmesini uygun buldu.

41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 76. maddesi v-e bu madde altında yapılan 1983 Eşdeğer Mal Vermede Öncelikler Tüzüğü, bir taşınmaz mala birden fazla talep olması halinde dikkate alınması gereken öncelikleri belirlemektedir. Buna göre, Kuzey'deki bir taşınmaz mal için birden fazla müracaatçı bulunması -halinde herşeyden önce müracaatçıların Güney'de özellikleri bakımından benzer nitelikte mal bırakıp bırakmadıklarına bakılması gerekir. Müracaatçıların özellikleri bakımından benzer nitelikte mal bırakmış olmaları halinde belirlenen sıraya göre diğer önce-liklere bakılır. Bir müracaatçının Güney'de benzer nitelikte taşınmaz mal bırakmaması halinde, özellikleri bakımından benzer nitelikte taşınmaz mal bırakan bir müracaatçıya karşı önceliği olamaz.

Önümüzdeki meselede Müstedi ile İlgili Şahsın müracaa-tları 95 Parsel nolu arsa içindir. Müstedi konu arsa için yaptığı 6.4.1993 tarihli müracaata toplam 458111 mücahit puanı olduğunu gösteren 2 adet Puan Belgesi eklemiştir. İlgili Şahıs Beha Köprülü'nün konu Parsel için yaptığı müracaata eklediği Mal Değer- Belgesi ile Mücahit Puan Belgesinden ise sırası ile 3444642 eşdeğer mal puanı ile 20833 adet mücahit puanı olduğu görülmektedir.

Güney'de bıraktıkları mal varlıkları incelendiğinde İlgili Şahsın Emare 24 "T" cetveline göre Güney'de 3 ev, 2 dükkân -bir bar ve ağaç bıraktığı anlaşılmaktadır. Müstedinin Güney'de bıraktığı ev, tarla ve ağaçtan kaynaklanan 462959 adet eşdeğer mal puanı olmakla birlikte, Müstedi konu arsaya eşdeğer mal puanları yerine mücahit puanları ile müracaatta bulunmuştur. Güney E-şdeğer mal puanlarının mücahit puanlarına önceliği olduğuna kuşku yoktur. (Bak: Anayasa Mahkemesi 14/91 (D.10/91) ve 15/91 (D.7/94). Müstedinin sahip olduğu ve müracaatına eklediği mücahit puanlarının niteliği dikkate alındığında İlgili Şahsa karşı öncel-iği olduğu söylenemez. Buna ek olarak Müstedinin başvuru konusu arsayı fiilen tasarruf etmesi ona 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası açısından herhangi bir hak veya öncelik kazandırmamaktadır. Bu durumda İskân Encümeninin 9.10.1995 -tarihinde başvuru konusu 17. kaynak paketinin 2875 sıra numarasında ilân edilen Yukarı Girne'de Blok D Pafta/Harita XII.21.4.1. Parsel 95'deki arsanın İlgili Şahsa verilmesini öngören kararının hatalı olduğu söylenemez.

Bu neticeye vardıktan sonra -başvurudaki diğer konulara değinmeye gerek kalmamıştır.

Yukarıda belirtilenlerden anlaşılacağı gibi Müstedi başvurusunda başarılı olmamıştır ve başvurunun masrafsız reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

Nevvar Nolan: Sayın Yargıç Seyit A. Bensen'in g-örüşlerine katılırım.





Mahkeme: Sonuç olarak başvuru reddedilir. Masraflar için emir verilmez.




Taner Erginel Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


2 Haziran 1997




10









Full & Egal Universal Law Academy