Yüksek İdare Mahkemesi Numara 198/1989 Dava No 15/1990 Karar Tarihi 03.04.1990
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 198/1989 Dava No 15/1990 Karar Tarihi 03.04.1990
Numara: 198/1989
Dava No: 15/1990
Taraflar: Çavlan Süerdem ile Eko. Ve Mal. Bakanlığı
Konu: T.C. Büyükelçiliğinde geçen hizmetlerin emeklilik hakkı bakımından dikkate alınması talebi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 03.04.1990

-D.15/90 YİM 198/89

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Niyazi F. Korkut huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında

Müstedi: Çavlan Süerdem, Londra.
-ile
Müstedaaleyh: Ekonomi ve Maliye Bakanlığı vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Fuat Veziroğlu
Müstedaaleyh namına: Mehmet Ali Şefik
-


Yasa Maddesi: 26/1977 sayılı Emekilik Yasasının 3(5), 3(8)(d), 8(2)(a) madde-leri, 30/84 sayılı Cumhurbaşkanlığı ile Dışişleri ve Savunma Bakanlığı Dışişleri Dairesine Atama Yapılmasını Kolaylaştırmak (Geçici Hükümler) Yasası tahtındaki 24.8.1984 tarih -ve 78 sayılı kararnamenin 4(2)(b) maddesi, 38/87 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası.

İstemin Özeti: Müstedaaleyhin Müstedinin hizmetlerine karşılık sadece emekli ikramiyesine hakkı olduğuna ve Müstedinin TC Büyükelçiliğinde geçen hizmetlerinin emeklilik- maksatları bakımından dikkate alınmayacağına ilişkin kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına ilişkin bir karar verilmesi istemi.

OLAY: TC-KKTC vatandaşı olan Müstedi, hasta çocuğunun tedavi ve tahsili amacı ile yurt d-ışına gitmesi gerekince TC elçiliği ile Dışişleri ve Savunma Bakanlığında yaptığı görev ve bunlara ilâveten emeklilik açısından hizmet sayılan askerlik hizmetinin de olduğunu yazılı olarak Cumhurbaşkanlığı Müsteşarlığına bildirerek emeklilik durmu ile ilg-ili yasal haklarını sordu. Müstedaaleyhin Müstediye verdiği yanıt başvuru konusudur.
SONUÇ: Müstedinin, müstedaaleyhe müracaatı emekli ikramiyesi ve emekli maaşı alarak emekliye sevkedilmesine ilişkindir. Müstedaaleyh Müstedinin bu isteminin bir kısmını ka-bul etmiş ve sadece ikramiye vererek emekliye sevketmiştir. Müstedaaleyh bu hususta hatalı hareket etmiştir. Bu nedenle Müstedi başvurusunda haklı olup talep edildiği şekilde karar verilir.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 77/79 sayılı Yüksek İd-are Mahkemesi kararı.
YİM 99/78 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.
A.G. and Board of Education v. West Riding of Yorkshire Country Council, (1907) A.C.29.
Re Norman /1886) 16 Q.B.S. 675.
Mallinson v. Carr (1891) 1 QBD, 48.
Re Holborn Union (1838) 6 All -and E 156.



H Ü K Ü M

Bu başvuruda olgular hususunda taraflar arasında görüş ayrılığı yoktur. Tartışmasız olan olgular kısaca şöyledir:

Müstedi 6 Kasım 1974 - 27 Aralık 1977 tarihleri ile 10 Mayıs 1978 - 14 Ocak 1983 tarihleri arasında Lefkoşa'da TC -Büyükelçiliğinde toplam 7 yıl 9 ay 25 gün görev yaptıktan sonra 30/84 sayılı Cumhurbaşkanlığı ve Dışileri ve Savunma Bakanlığı Dışişleri Dairesine atama yapılmasını kolaylaştıracak (Geçici Kurallar) Yasası altında 1.9.1984 tarihinde Dışişleri ve Savunma Ba-kanlığında Müdür-Temsilci kadrosuna atanıp Cumhurbaşkanı nezdinde müşavir olarak 4.10.1988 tarihinde de görev yaptı. Bunlara ilâveten Müstedinin 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3(8)d) fıkrası tahtında emeklilik açısından hizmet sayılan 1 yıl 5 ay 25 gün a-skerlik hizmeti vardır.

Çift uyruklu olan Müstedi TC yurttaşlığına ilâveten 12.10.1977 tarihinde KKTC yurttaşı oldu. 16.9.1972 tarihinde Kıbrıs doğumlu KKTC yurttaşı Sezgin Esat ile evlenen Müstedinin şimdi 11 yaşlarında olan doğuştan özürlü bir çocuğu v-ardır. Müstedinin çocuğunun tahsil, tedavi ve rehabilitasyon amacı ile bir süre Kıbrıs'tan ayrılarak yabancı bir ülkede yaşaması gerekince Müstedi 20.6.1988 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Müsteşarlığına başvurarak emeklilik durumu ile ilgili yasal haklarının B-aşsavcılıktan sorulmasını istedi. Müstedinin bu istemi ayni tarihte yazılı olarak Başsavcılığa iletilerek Başsavcılıktan aşağıda alıntısı yapılan 22.6.1988 tarihli yanıt alındı.

Konu ile ilgili 22.6.1988 tarihli Başsavcılığın yanıtı aynen şöyledir:

"Say-ın Taner Etkin
Müsteşar,
KKTC Cumhurbaşkanlığı,
Lefkoşa.

İlgi: P.134 sayı ve 20.6.88 tarihli yaznınız.

İlgi yazınız ve eklerine atfen yasal durum incelenmiştir.

1. Değiştirilmiş şekli ile 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3(5) maddesi Türkiye Cumhur-iyeti Kıbırs Elçiliğinde 1.12.76'dan önce hizmet ettikleri T.C. Büyükelçiliği tarafından resmi belge ile saptanan Devlet Yurttaşlarının anılan tarihten önce ve sonra yaptığı hizmet-i- emeklilik hakkı kazandıran hizmet saymakta ve kabul etmektedir. Bu hizmet tek başına ve kendiliğinden eme-klilik hakkı kazandırmaktadır. B-aşka bir ifade ile bu hizmet özel hizmet eklemesi deği-ldir. (Gör: Yüksek İdare Mahke-mesinin YİM:77/79 sayılı kararı) Bu şekli ile bu maddenin bu hizmeti Devlet (Kamu) hizmeti niteliğinde gördüğü ve bu amacı güttüğü açıktır.

2. 30/84 sayılı yasa tahtında 24.8.84 tarih ve 78 sayılı kararname uyarınca 1.9.84 tarihinden itibaren Dışişleri B-akanlığı Müdür-Temsilci kadrosunda muvazzaf-tekaüdiyeli olarak yapılan hizmet bu yasanın 4(1) maddesine göre emeklilik hakkı kazandıran bir hizmettir.

3. Değiştirilmiş şekli ile 26/77 sayılı Yasanın 29. maddesine göre yukarıda belirtilen hizmetlerin birl-eştirilmesi ve emeklilik menfaatlarının bu birleştirilmiş hizmet üzerinden hesaplanması mümkündür görüşün-deyim. Bu maddeye göre hizmet birleştirilmesi yapıldığı takdirde anılan hizmetler toplamı on yılı aşmaktadır. Buna göre bu Yasanın 8(2)(a) maddesinin -hükme bağladığı en az on yıllık kamu hizmetinde bulunma koşulu gerçekleşmiş olmaktadır.

4. Adı geçenin Türk Silâhlı Kuvvetlerinde yapmış olduğu 15.4.69-1.10.79 tarihleri arasındaki askerlik hizmeti değiştirilmiş şekli ile 26/77 sayılı Yasanın 3(8)(d) mad-desine göre emeklilik hakkı kazandıran hizmettir.

5. Yukarıdakiler muvacehesinde adı geçen Çavlan Süerdem'in 20.6.88 tarihli dilekçesinde belirttiği hizmetlerin tümü 26/77 sayılı Yasa kapsamında emeklilik hakkı kazandıran hizmetlerdir ve adı geçene bu hi-zmetlerin toplam esası üzerinden emeklilik menfaatı verilmesi gerektiği görüşündeyim."

Yukarıda alıntısı yapılan Müstedinin ilgili yazıda belirtilen süreler için emekli ikramiyesi + emeklilik maaşı almaya hak kazandığının belirlenmesi üzerine Müstedi ayn-i gün Ekonomi ve Maliye Bakanlığına başvurarak 26/77 sayılı Emeklilik Yasası 8(2)(a) maddesi tahtında hem emekli maaşı hem emekli ikramiyesi alarak emekliye ayrılma isteminde bulundu.

Bu arada Başsavcılığın 22.6.1988 tarihli görüşleri ve YİM 77/79 say-ılı karar ışığında Müstedinin durumunu inceleyen Sayıştay Başkanlığı da Ekonomi ve Maliye Bakanlığının 29.6.1988 tarihli bir yazı göndererek görüşlerinin Başsavcılığın hukuki görüşleri ile ayni doğrultuda olduğunu bildirdi.

Sayıştay Başkanlığının ilgili -yazısı aynen şöyledir:

"KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı,
Lefkoşa.

KONU: Sayın Çavlan Süerdem'in emeklilik hizmetleri
hakkında.

İLGİ: (1) 28 Haziran 1988 tarih ve EMB128/70 sayılı yazınız.
(2) Başsav-cılığın 22 Haziran 1988 tarih ve CB/88 sayılı
yazıları.

İlgi (1)'deki kayıtlı yazınız ve ekleri ile Başsavcılığın ilgi (2)'de kayıtlı görüşleri de nazarı dikkate alınarak Sayın Çavlan Süerdem'in emeklilikle ilgili evrakları yasalar ve YİM 77/79- sayılı karar doğrultu-sunda incelenmiştir.

Sayın Çavlan Süerdem'in emeklilik hizmetlerinin hesaplanması ve sayılması hususu Başsavcılığın konu ile ilgili görüşleri Başkanlığımızca da uygun görülmüş ve Başsavcılığın hukuki görüşleri ile ayni doğrultuda o-lduğudur.

Bilgi edinilmesi için saygı ile sunulur."

Müstedinin emeklilik istemine ilişkin başvurusu hakkında Başsavcılığın ve Sayıştayın görüşü olmasına karşın Ekonomi ve Maliye Bakanlığı Başsavcılığa 28.6.1988 tarihinde bir yazı yazarak konunun bir ke-re daha incelenmesini istedi.

Başsavcılık 29.7.1988 tarihinde ikinci bir mütalâa ile Müstedinin TC Büyükelçiliğindeki hizmetinin bir kısmının Devlet yurttaşı olmadığı bir sürede yapıldığı gerekçesi ile 10 yıllık hizmetinin bulunmadığı ve bu nedenle Müste-dinin yalnız emekli ikramiyesine hak kazandığı ve emekli maaşı almaya hak kazan-dığını bildirdi.

Başsavcılığın 29.7.1988 tarihli mütalâası aynen şöyledir:

"Sayın Mehmet Bayram,
Ekonomi ve Maliye Bakanı,
Lefkoşa.

İlgi: EMB 128/70 sayı ve 28.6.1988 tar-ihli yazınız.

Cumhurbaşkanlığı Müsteşarlığına muhatap CB/88 sayı ve 22.6.1988 tarihli yazımızda ilgi yazınız ekindeki belgelere atfen Siyasi Danışman Çavlan Süerdem'in hizmet yıllarının emeklilik hakkı kazandırıp kazandıramayacağı hususu incelenmiş ve gö-rüş bildirilmiştir. Bu yazımızdan görüleceği gibi konu olgusal açıdan değil sadece ve sadece yasal açıdan incelenmiş ve değerlendirilmiş şekli ile 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3(5), 8(2)(a) ve 29. maddeleri ile 30/84 sayılı Yasanın 4(1) maddesinin yoru-mu yapılmış ve sonuç olarak bu yasal çerçeve muvacehesinde adıgeçenin hizmetlerinin emeklilik hakkı kazandığı görüşü bildirilmiştir.

Bu yazımız Personel Dairesine ulaştığı veya ulaştırıldığı zaman bu Dairenin Müdürü Sayın Mehmet Ali Özyalçın olgusal olar-ak adıgeçen Çavlan Süerdem'in TC Lefkoşa Büyükelçiliğinde bir dönem TC yurttaşı olarak hizmet verdiğini ve en az 10 yıl hizmetinin olmadığını bilgimize getirmiştir. Bu bir olgu meselesidir. Adıgeçenin 26/77 sayılı Yasanın 3(5) maddesi tahtında hak sahibi o-labilmesi için TC Büyükelçiliğinde Devlet yurttaşı olarak hizmet yapmış olması gerekir. Adıgeçenin Devlet yurttaşlığına ne zaman geçtiği ve bu sıfatla kaç yıl hizmet verdiği ve bu esas üzerinden hesaplama yapıldığında en az on yıllık Kamu Hizmetinin olup o-lmadığı bizce bilinmemektedir. Bu durumda adıgeçenin yurttaşlık durumunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. TC Büyükelçiliğinde Devlet yurttaşı olarak yapılan hizmet ile öteki hizmet yılları birleştiril- diği takdirde en az on yıllık Kamu Hizmeti sözk-onusu değilse adıgeçenin durumun değiştirilmiş şekli ile 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 6. maddesi tahtında değerlendirilmesi gerekecektir."

Müstedi avukatı da Başsavcılığın yukarıdaki mütalâası ile birlikte değerlendirmek üzere Müstedinin görüş ve idd-ialarını 17.10.1988 tarihli bir yazı ile Ekonomi ve Maliye Bakanlığına bildirdi.

Müstedi avukatının 17.10.1988 tarihli yazısı aynen şöyledir:

"Sayın Mehmet Bayram,
Ekonomi ve Maliye Bakanı
Lefkoşa.

Müvekklim Çavlan Süerdem'in emeklilik istemine ilişki-n olarak Başsavcılığın tarafınıza muhatap 29 Temmuz 1988 tarih ve EMB/88 sayılı mütalâası hakkında aşağıdaki hususuları bilginize sunmak zorunluluğu hasıl olmuştur; şöyle ki:

-1) Başsavcılığın CB/88 sayı ve 22.6.88 tarihli ilk mütalâasının (ki olumlu bir mütalâa idi), yalnızca hukuksal açıdan incelenerek hazırladığı ve olgusal açıdan soruna bakılmadığı görüşü ile hemfikir olmak mümkün değildir.
-
Çünkü sözkonusu mütalâanın hazırlanmasından önce, konuya ilişkin tüm olgular, Başsavcılıkta müvekkilim ve benim de katıldığım muhtelif toplantılarda belgeleriyle birlikte Başsavcılığın bilgi ve dikkatlerine eksiksiz olarak sunulmuştu.

Nerede kaldı ki, -bir konunun olgularını bilmeksizin Başsavcılığın mütalâa vermesi tuhaf kaçacağı gibi olanaksızıdır da.

2) Personel Dairesi Müdürü Mehmet Ali Özyalçın'dan ilk mütalâadan sonra şifahen alındığı iddia edilen bilgiler sözkonusu mütalâadan önce zaten Başsavcı-lığa tarafımızdan iletilmişti.

3) Yurttaşlık, bölünmez bir bütündür. Kişi yurttaş olduğu andan itibaren yurttaşlığın tüm haklarından yararlanır.

Yurttaşları doğum yerlerine ve yurttaş oluş tarihlerine göre sınıflara ayrımak, içte olduğu kadar Kıbrıs Tü-rk halkının yürüttüğü varoluş mücadelesinde de yaralayıcı bir etken olacak ve dış istismara açık siyasi bir sorun yaratacaktır. Bunun vebali ise, böyle bir tehlikeye kapı açanlara raci olacaktır.

Nerede kaldı ki, böyle bir sınıflamağa hukuken de cevaz y-oktur.

4) Şunu bir kez daha tekrarlamak isterim ki, konuya ilişkin tüm olgu ve bilgiler ilk olumlu mütalâanızdan önce Başsavcılığa sunulmuştur.

5) Başsavcılık tâ baştan olumsuz bir mütalâa verebilirdi ve buna hiç kimse bir şey diyemezdi. ne var ki, tüm- olgulara vakıf olup olumlu mütalâa verdikten sonra, bilâhare sanki yeni olgular keşfedilmiş gibi tamemen tersine yeni bir mütalâa sunmanın haklı ve makûl hiçbir dayanağı olamaz."

Bu arada Personel Dairesi de Ekonomi ve Maliye Bakanlığına 30.11.1988 tar-ihli bir yazı göndere-rek Müstedinin emeklilik hakkı -k-a-zandıran hizmet süresinin 1.8.1984 tarihi ile emekliye ayrılacağı tarih arasındaki süre kadar olduğuna ilişkin görüş belirtti.

Personel Dairesinin 30.11.1988 tarihli yazısı aynen şöyledir:

Ekonomi ve Maliye Bakanlığı,
Lefkoşa.

İLGİ: Müdür/Temsilci Ça-vlan Süerdem'in emeklilik talebi ile
ilgili vekili Avukat Fuat Veziroğlu'nun 21.11.1988
tarihi yazısı.

Bir müddet önce Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı ile yapılan toplantıda aynı konu ile ilgili olarak belirtmiş ol-duğumuz görüşlerimiz çerçevesinde ilgili yazı tetkik edilmiştir.

Çavlan Süerdem geçmişte Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan-lığında görev yapmış Türkiye Cumhuriyeti kamu görevlisiydi. Bu statüyle Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliğinde de bir süre -görev ifa etmiştir. Bilâhare Türkiye Cumhiryeti kamu görevinden ayrılan Çavlan Süerdem, 30/1984 sayılı "Cumhurbaşkanlığı ile Dışişleri ve Savunma Bakanlığı Dışişleri Dairsine Atama yapılmasını kolaylaştıracak (Geçici Kurallar) Yasası'nın sağladığı kolaylık-lardan yararlanarak 1 Eylül 1984 tarihinden itibaren Dışişleri Dairesine Müdür/Temsilci olarak atanmıştır.

İlgili kişinin şu anda emekliye ayrılması halinde, 39/1984 sayılı Yasanın 4(2)(b) maddesindeki K.K.T.Cumhuriyeti kamu görevinde on yıl fiilen görev- yapmış olmak koşulu yerine getirilmediği için, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığında yapmış olduğu kamu görevinin K.K.T. Cumhuriyetinde yapmış olduğu kamu görevi ile birleştirilmesine yasal olanak bulunmadığından, emeklilik hakkı kazandıran hizmet sü-resi 1 Eylül, 1984 tarihi ile emekliye ayrılacağı tarih arasındaki süre kadardır.

Yukarıdakiler ışığında, adıedilenin 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 6. maddesi uyarınca bir ikramiye dışında herhangi bir emeklilik menfaati almasının sözkonusu olmadığı g-örüşündeyiz.

Bilgilerinize saygılarımla arzederim."


30.1.1989 tarihinde Sayştay Başkanlığı da Başsavcılığa bir yazı göndererek Müstedinin emeklilik durumu ile ilgili olarak bir değerlendirme yapmasını istedi. Başsavcılık Sayıştay Başkanlığına 8.2.1989- tarihinde bir yazı göndererek Müstediye 26/77 sayılı Yasanın 6. maddesine göre ikramiye verilebileceğine ilişkin kanaat belirtti.

Başsavcılığın 8.2.1989 tarihli yazısı aynen şöyledir:

"Sayın Nail Atalay,
Sayştay Başkanı,
Lefkoşa.

İlgi: 368/70-69/68 s-ayı ve 30.1.89 tarihli yazınız.

Gerek CB/88 sayı ve 22.6.88 tarihli yazımız gerekse EMB/88 sayı ve 29.7.88 tarihli yazımızda olsun adı geçen Çavlan Süerdem'in 26/77 sayılı Emekilik Yasasının 3(5) maddesi tahtında hak sahibi olabilmesi için TC Büyükelçili-ğinde 1.12.76'dan önce Devlet yurttaşı olarak hizmet yapmış olması gerektiği vurgulanmıştır. İlgi yazınızda belirtildiği gibi Çavlan Süerdem Devlet yurttaşlığına 12.10.1977 tarihinde geçtiğine, ve 26/77 sayılı Yasanın 3(5) maddesi 1.12.1976 tarihinden önce- TC Büyğkelçiliğinde bu statüde hizmet etmiş olmayı öngördüğüne göre TC Büyükelçiliğinde yapılan hizmet tümü itibarıyle dikkate alınamaz ve öteki hizmetler ile birleştirilemez görüşündeyim.

Bu durumda adı geçen sadece öteki hizmetleri bakımından 26/77 sa-yılı yasanın 6. maddesine göre bir menfaat/ikramiye verilebilecektir."

Bütün bu yazışmalardan sonra Ekonomi ve Maliye Bakanlığı Sayıştaya 17.3.1989 tarihinde bir yazı göndererek Kurumlar arasında konu ile ilgili olarak görüş ayrılıkları mevcut olmasına k-arşın Bakanlık olarak Müstedinin 26/77 sayılı Yasa altında emeklilik ikramiyesi ve emekli maaşı a-lması gerektiği görüşünde olduk-l-a-rını ve Müstedinin isteminin bu çerçevede onaylanarak hesaplandığını belirterek gerekli kontrolun yapılması için dosyayı Say-ı-ştaya gönderdi.

Ekonomi ve Maliye Bakanlığının 17.3.1989 tarihli yazısı aynen şöyledir:

"KKTC Sayıştay Başkanlığı,
Lefkoşa.

Dışişleri ve Savunma Bakanlığı Personelinden Çavlan Süerdem'in emeklilik işlemleri ile ilgili Dosya mali yönden kontrol için Baş-kan-lığınıza gönderilmiştir.

Malumunuz olduğu üzere konu ile ilgili Kurumlar arasında görüş ayrılıkları mevcuttur.

26/77 sayılı Emeklilik Yasasını Bakanlar Kurulu adına yürüten Bakanlık olarak, adı edilenin Emeklilik ikramiyesi ve Emekli maaşı alması ger-ekir görüşündeyiz ve Emeklilik talebi bu çerçevede onaylanarak hesaplama-ları yapılmıştır.

Gerekli kontrolün yapılarak dosyanın ödeme yapılabilmesi için onaylı olarak iadesini saygılarımla rica ederim."

Ekonomi ve Maliye Bakanlığının Sayıştaya gönderdiğ-i 17.3.1989 tarihli yazıdan sonra Cumhurbaşkanı da Say-ı-ştay Başkanlığına 15.5.1989 tarihinde bir yazı göndererek konu ile ilgili görüşlerini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığının 15.5.1989 tarihli yazısı aynen şöyledir:

"KKTC Sayıştay Başkanlığına,
Lefkoşa.

İlgi: 1.9.1984-4.10.1988 tarihleri arasında Siyasi Danış-manlığımı
yapan Çavlan Süerdem'in emeklilik işlemleri hakkında.

KKTC Başsavcılığının bu konuda vermiş olduğu birbiri ile çelişkili iki mütalâayı inceledim ve Çavlan Süerdem'in Avukatı Fuat Veziroğlu ile de ayrıntılı bir görüşme yaptım.-

Başsavcılığın 22.6.1988 tarih ve CB/88 sayılı ilk mütalâasının emeklilik yasasının özüne ve sözüne uygun bir mütalâa olduğu kanaatine vardım.

Yasaya göre, T.C. Lefkoşa Büyükelçiliğinde çalışan bir kişinin KKTC vatandaşlığı açısından emekliliğe müracaa-t ettiği tarih esastır. Dolayısı ile böyle bir kişinin T.C. Lefkoşa Büyükelçiliğinde geçen KKTC vatandaşlığı öncesi ve sonrası hizmetlerinin kaale alınması yasa gereğidir. Netice olarak böyle bir kişinin geçmişteki bu tür hizmetlerinin kaale alınması için -tüm hizmet yıllarında vatandaş olmasını amir yasal bir kural yoktur.

Bir kişi KKTC vatandaşlığını iktisap ettiği tarihinden itibaren bu vatandaşlık onun hüviyeti olur. Kaldı ki böyle bir kişinin vatandaşlığa geçtiği tarihten önceki hizmetlerini kaale alm-amak, KKTC vatandaşlığına geçmeyi teşvik etmemek ve hatta cezalandırmak suretiyle vatandaşlığa geçmeyi engellemek anlamına gelir ki bu da bu konudaki devlet politi-kamıza aykırdır.

Bu konudaki esas kriter, emeklilik için başvurulan tarihte vatandaş olmakt-ır. Bu nedenle tefsir yolu ile vatandaşlık statüsünden hizmet yıllarının başından itibaren bir şart olarak aranması yasanın amaçlarına ters düşmektedir. Kaldı ki genel tefsir kuralı mevzuatın ilke olarak ilgili yurttaş leyhine yorumlanması doğrultusundadır- ve bu konuda emeklilik yasasında da açık kural vardır.

Malûmları olduğu üzere Çavlan Süerdem 1974 Barış Harekâtına da fiilen katılmış ve hizmet vermiştir. Ayrıca Maliye bakanı da yasanın kendine verdiği yetkiye dayanarak Çavlan Süerdem'in emeklilik başv-urusunda belirttiği tüm süreleri ve emeklilik işlemini onayladığına göre bu hakkın adıgeçene verilmesi yönünde herhangi bir zorluk olma-ması gerekir.

Bilgi ve ilgilerinizi saygılarımla rica ederim."

Cumhurbaşkanının 15.5.1989 tarihli yazısını 16.8.1989- tarihinde yanıtlayan Sayıştay Başkanı Başsavcılığın 15.8.1989 tarihli yazısındaki- görüşlere katılmaya karar - verdiğini belirtti.

Bu yazışmalar devam ederken Müstedi emeklilik istemine ilişkin bir yanıt almadığı için avukatı vasıtasıyle Ekonomi ve Maliye Bakanlığına 28.8.1989 tarihinde bir yazı göndererek bu konuda bir karara varılmasını ve durumun kendisine bi-ldirilmesini istedi.

Ekonomi ve Maliye Bakanlığı Müstedinin 28.8.1989 tarihli yazısını 6.11.1989 tarihinde yanıtlayarak emeklilik ile ilgili istemleri aynen onaylanarak iki kez Sayıştaya gönderdiğini ancak Sayıştayın gereken vizeyi vermediğini ve bunun ü-zerine 26/77 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca sadece ikramiye alabilecek şekilde yeni bir hesaplama yapılarak dosyanın Sayıştaya iletildiğini Müstediye duyurdu.

Bu yanıt üzerine Müstedi bu başvruuyu dosyalıyarak Müstedaaleyh tarafından alınan ve 6.11.1-989 gün ve EMB 128/70 sayılı yazı ile Müstediye bildirilen ve Müstedinin hizmetine karşılık sadece emekli ikramiyesine hakkı olduğuna ve Müstedinin TC Büyükelçiliğinde geçen hizmetlerinin emeklilik maksatları bakımından dikkate alınamayacağına ilişkin kar-arının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına ilişkin bir karar verilmesini istedi.

Ekonomi ve Maliye Bakanlığı Müstedinin 28.8.1989 tarihli yazsını 6.11.1989 tarihinde yanıtlayarak emeklilik ile ilgili istemleri aynen onaylan-arak iki kez Sayıştaya gönderdiğini ancak Sayıştayın gereken vizeyi vermediğini ve bunun üzerine 26/77 sayılı yasanın 6. maddesi uyarınca sadece ikramiye alabilecek şekilde yeni bir hesaplama yapılarak dosyanın Sayşıtaya iletildiğini Müstediye duyurdu.

B-u yanıt üzerine Müstedi bu başvuruyu dosyalayarak Müstedaaleyh tarafından alınan ve 6.11.1989 gün ve EMB 128/70 sayılı yazı ile Müstediye bildirilen ve Müstedinin hizmetlerine karşılık sadece emekli ikramiyesine hakkı olduğuna ve Müstedinin TC Büyükelçiliğ-inde geçen hizmetlerinin emeklilik maksatları bakımından dikkate alınamayacağına ilişkin kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramıyacağına ilişkin bir karar verilmesini istedi.

Müstedi başvurusunda KKTC kamu görevindeki hizmet-i, TC Büyük-elçiliğindeki hizmetleri ve askerlik hizmetinin toplamı 13 yıl 4 ay 23 gün olduğu halde Müstedaaleyhin başvuruya konu yazısı ile sadece 4 yıl 1 ay süre KKTC kamu hizmeti ile 1 yıl 5 ay 25 günlük askeri hizmetini dikkate alarak hatalı saptama ya-ptığını; 26/77 sayılı Yasanın 3. maddesinin 5. fıkrasını yanlış yorumlayıp uyguladığını; Yürürlükteki mevzuata göre Müstedinin emeklilik işlemlerini kısmen ya da tamamen onaylama veya reddetme yetkisi Müsteda-aleyhe ait olduğu halde Müstedaaleyhin bu konud-a karar organı olmayan sayıştay ve Başsavcılığı karar organı statüsüne soktuğunu ileri sürdü.

Müstedaaleyh ise dosyaladığı itiraznamede, sair şeyler yanında, Müste- dinin TC Büyükelçilğindeki görevinin ilgili devrede Devlet yurttaşı olmayışı nedeni ile, -emeklilik kazandıran hizmet olmadığını ve 30/84 sayılı Yasa uyarınca Müstedinin 10 yıl fiili hizmeti olması gerektiğini savundu.

Müstedi avukatı Mahkemeye hitabında başvuruda ileri sürdüğü savlarını yineleyerek özellikle yürürlükteki mevzuat açısından Mü-stedinin TC Büyük-elçiliğindeki hizmetinin KKTC kamu hizmeti sayıldığını, ilgili yasada konu hizmetin yurttaş olduktan sonra yapılması gerektiği biçiminde bir koşul bulunmadığını ve yurttaşlığın zamanının etken olmadığını ve ilâveten yasada hizmetin kesint-isiz olması gerektiğine ilişkin koşul bulunmadığını ve keza Müstedaaleyhin 30/84 sayılı Yasanın 4. maddesini de yanlış yorumladığını savundu.

Müstedi avukatı ilâveten Müstedinin Müstedaaleyhe yaptığı başvuru ile emekli ikramiyesi ve maaş alarak emekliye -sevedilmek istediğini, Müsteda-aleyhin bu istemi olumsuz bulması halinde, Müstedinin istemini reddetmesi gerekirken hatalı olarak ona irade ve istemi dışında sadece ikramiye ödeyerek emekliye sevketmek üzere hatalı bir karar aldığını da ileri sürdü.

Müst-edaaleyh tarafından Mahkemeye hitap eden savcı ise, sair şeyler yanında, 26/77 sayılı Yasanın 3(5) maddesinin amacının TC Büyükelçiliğinde Devlet yurttaşlarının hizmetlerini kapsamak olduğunu ve yasa geçtiğinde Müsetdinin yurttaş bile olmadığını; Müstedini-n 30/84 sayılı Yasaya göre hizmete alındığını ve bu Yasanın 4(2)(b) maddesinin KKTC kamu hizmetinde 10 yıl fiili görev yapmasını öngördüğünü ve Müstedinin TC Büyükelçiliğinde yapılan hizmetin KKTC kamu hizmeti olmadığına göre Müstedinin Yasanın öngördüğü 1-0 yıl fiili hizmeti bulunmadığını savundu.

Yukarıda özetlenen olgulardan görülebileceği gibi taraflar arasında başvuru ile ilgili olgulara ilişkin bir farklılık olmayıp sadece ilgili yasaların taraflarca farklı şekilde yorumlanmasından kaynaklanan görüş -ayrılıkları mevcuttur. Bu nedenle bu başvuruyu bir sonuca bağlayabilmek için başvurunun sonuçlandırılmasında etken olan 30/84 sayılı Yasanın 4(2)(b) maddesi ile 26/77 sayılı Emeklilik Yasası'nın 3. maddesinin incelenip yorumlanması gerekir.

Öncelikle Mü-stedinin 30/84 sayılı Yasa uyarınca atanmış bir kamu görevlisi oluşu nedeni ile emeklilik amaçları için 30/84 sayılı Yasanın 4(2)(b) maddesi gereğince 10 yıl fiilen görev yapması gerektiği ve Müstedinin bu madde uyarınca 10 yıl fiili hizmeti bulunmadığına -ilişkin Müstedaaleyhin savının incelenmesi gerekir.

Müstedinin 30/84 sayılı Yasa altında atandığı hususunda bir görüş ayrılığı yoktur.

30/84 sayılı Yasanın 4. maddesi aynen şöyledir:

"Madde 4(1) Bu Yasa uyarınca yapılacak atamalarda gerçekleşecek hizm-et süresi, emeklilik, kıdem ve diğer hak ve menfaatler açısından geçerli sayılır.
(2) Bu Yasa uyarınca atanacak kamu görevlilerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kamu Hizmetleri dışındaki diğer devletlerin Kamu Hizmetlerinde veya Uluslararası Kurul-uşlarda ifa ettikleri görevler;
Bu Devlet veya Kuruluşlardan emeklilik maaşı çekmemeleri;
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kamu Hizmetinde on yıl fiilen görev yapmaları

koşulları ile hizmetten sayılır ve hizmet süresine eklenir."

Herhangi bir yoruma gerek -olmaksızın alıntı yapılan maddenin içeriğinden görülebileceği gibi bu yasa uyarınca atananların KKTC kamu hizmeti dışındaki diğer devletlerin kamu hizmetlerinde veya uluslararası kuruluşlardaki görevleri bile hizmetten sayılarak KKTC'deki hizmet sürelerine- eklenebilmektedir. Ancak k-o-nu dış hizmetin hizmetten sayılabilmesi (a) ve (b) olan iki koşula bağlanmaktadır. Bunlar da sıra ile (a) konu devlet ya da kuruluştan emekli maaşı çekmemeleri ve (b) KKTC kamu hiz-metinde 10 yıl fiilen görev yap-m-a-ları koşuldur. Müstedaaleyh dış hizmetin hizmetten sayılabilmesi için koşullardan biri olan 10 yıl fiili hizmeti Müstedinin 26/77 sayılı Yasa altındaki emeklilik hakkı ile karıştırarak Müstedinin emeklilik hakkı kazanabilmesi için 30/84 altında atandığı KK-TC kamu görevinde fiilen 10 yıl görev yapması gerektiğine ilişkin hatalı bir görüşe varmıştır. Müstedaaleyhin bu görüşünde bir mesnet görmüyorum ve Müstedinin 26/77 sayılı Yasanın 3. maddesinin 2, 5 ve 8(d) maddesi altında toplam 13 yıl, 4 ay 23 gün fiili -hizmeti olduğuna kuşku yoktur.

26/77 sayılı Yasanın 3. maddesinin bu başvuru ile ilgili fıkraları olan (2), (5) ve (8) (d) ise aynen şöyledir:

" Madde 3. (2) Bu Yasa ile emekilik hakkı kazandıran ve mevki-lerdeki hizmet;
(5) Türkiye Cumhuriyeti K-ıbrıs Büyükelçiliğinde 1 Aralık 1976'dan önce hizmet ettikleri, TC Büyükelçiliği tarafınddan resmi belge ile saptanan Devlet yurttaşlarının anılan tarihten önce ve sonra yaptığı hizmet;
(8) (d) Daha sonra kamu görevine geçmek ve emeklilik hakkı kaza-ndıran bir mevkiye atanmış olmak koşu- luyla yükümlü olarak yapılan mücahitlik hizmeti.
Bu bend amaçları bakımından yükümlü mücahitlik, yurt ödevini TC'de veya KKTC'de yerine getirenlerin yapmış olduğu mecburi askerliği anlatır"

Müstedinin (2) ve (8)- (d) fıkra altındaki hizmetleri hususunda taraflar arasında bir görüş ayrılığı yoktur.

Müstedi (5)'inci fıkra altındaki hizmetin yurttaş olduktan sonra yapılması gerektiği biçimde yasada bir koşul bulunmadığını ve konu hizmetlerin kesintisiz olmasının da- gerekmediğini ileri sürerken Müstedaaleyh ise bu tür hizmetin Devlet yurttaşı olarak yapılması ve hizmetin de kesintisiz olması gerektiğini savundu.

Yasaların yorumu ile ilgili olarak Yim 99/78'de şöyle denmişti:

"Yorum kurallarına göre bir yasa ya d-a yasa maddesi yorumla-nırken o yasa veya maddede yer alan sözcüklere ilkin basit lûgati anlamı verilmesi gereklidir. Yasa maddesinde yer alan sözcüklere basit ve lûgati anlam verildiği takdirde bir anlam çıkarsa veya çıkan anlam saçma veya gülünç değilse- o takdirde, çıkacak mananın makul, adil keyfi veya uygunsuz olup olmadığına bakılmaksızın Mahkemeler ilgili Yasa ya da yasa maddesini olduğu gibi uygulamak zorundadırlar."

A.G. and Board of Education v. West Riding of Yorkshire Country Council (1907) A.-C.29, davasında da Lord Loeburn şöyle dedi:

"We have nothing to do with the policy or with any unexpressed intention of Parliament. Our duty is simply to ascertain the meaning of the Act as it stands."

Re Norman (1886) 16 Q.B.D.675 davasında ise Lord E-sher M.R. şöyle dedi:

"It seems to me that no judge had authority to limit the Act and to put upon the words of an Act or Parliament a limitation which is not according to the ordinary meaning of the words."

Mallinson v. Carr (1891) 1. Q.B.D., 48'de is-e Stephen J. şöyle dedi:

"The true is to take the words used in their ordinary and natural sense and to construe them accordingly without reference to any supposed intention of the legislature which cannot be gathered from the natural and ordinary meani-ng of the words."

Re Holborn Union (1838) 6 Adt. & Ell 56 davasında ise Lord Denman C.J. şöyle dedi:

"We find it necessary to give a fair and reasonable construction to the language used by the legislature, but we are not to assume the un warrantable l-iberty of varying that construction for the purpose of making the Act consistant with any views of our own."

Yukarıda alıntı yapılan davalardaki görüşlere göre YİM 99/78 de söylenenlere ilâveten bir yasa ya da yasa maddesini yorumlarken Mahkeme yasa koyu-cunun siyasetini ya da belirtilmeyen niyetinin ne olduğunu araştırmaz ve Mahkemenin yasayı kısıtlamaya ve sözcüklere normal anlamları dışında bir kısıtlama getirmeye yetkisi yoktur ve Mahkeme yasa koyucunun sözcüklerin doğal ve basit anlamından çıkmayan n-iyetine atıfta bulunmadan sözükleri basit ve doğal olarak yorumlaması gerekir. Yasaların yorumlanması ile ilgili olarak alıntı yapılan kararlardaki görüşlere göre şimdi de 26/77 sayılı Yasanın 3. maddesinin incelenmesi gerekir.

26/77 sayılı Yasanın 3. ma-ddesinin fıkralarında sıralanan hizmetlerin ayrı ayrı kendiliğinden emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayıldıklarına kuşku yoktur.

Nitekim YİM 77/79'da 26/77 sayılı Yasanın 3. maddesi yorumlanarak bu maddenin hangi hizmetlerin emeklilik hakkı kazandıran -hizmet olduklarını saptayan bir madde olduğu vurgulanmıştı. Başsavcılık da Emare 9 olan yazısında Müstedinin 30/84 sayılı Yasa tahtında 1.9.1984 tarihinden itibaren Dışişleri Bakanlığı MüdürTemsilci kadrosunda muvazzaf-tekaüdiyeli olarak yaptığı hizmetin k-onu Yasanın 4(1) maddesine göre emeklilik hakkı kazandıran hizmet olduğuna ilişkin görüşüne ilâveten T.C. Büyükelçiliğindeki hizmetinin de 26/77 sayılı Yasanın 3(5) maddesi altında emeklilik hakkı kazandıran hizmet olduğuna ilişkin de görüş belirtmekle ber-aber daha sonra 29.7.1988 tarihli Emare 14 yazıları ile bir önceki yazılarında belirtilen görüşlerine ilâveten Müstedinin 26/77 sayılı yasanın 3(5) maddesi tahtında hak sahibi olabilmesi için TC Büyük-elçiliğinde Devlet yurttaşı olarak hizmet yapmış olması- gerektiğine ilişkin bir görüşü belirtmiş ve Müstedaaleyh de önceleri Müstedinin istemini iki kez olumlu karşılamasına karşın Başsavcılığın bu yorumuna dayanarak ve Sayıştayın da istemini vizelemediği gerekçesi ile Müstedin ikramiye + emeklilik maaşı alara-k emekliye sevkedilme istemini reddetmiştir. Halbuki 26/77 sayılı Yasanın 3. maddesinin (5). fıkrasını, yasa koyucunun niyetinin ne olduğu araştırılmadan ve fıkraya kendinin içermediği herhangi bir kısıtlama eklemeden, basit lûgati anlamı çerçevesinde okud-uğumuzda, herhangi bir tereddüde düşmeden, konu fıkradan Başsavcılığın birinci görüşü doğrultusunda anlam çıkarmak mümkündür ve çıkan anlam da saçma veya gülünç değildir. Bu nedenle bu fıkraya Başsavcılığın ikinci görüşünde belirttiği gibi bir anlam verere-k hizmetin tümünün de Devlet yurttaşı olarak yapılması gerektiği şeklinde yorumlanması olanaksızdır. Esasında yasa koyucunun niyeti bu olsa idi yasada rahatlıkla TC Büyükelçiliğindeki hizmetin tümünün de yurttaş olarak yapılması gerektiğini açıklıkla belir-tirdi. Nitekim örneğin 30/84 sayılı Yasa bu yasa altında hizmete alınanların dış hizmetlerinin KKTC'de hizmet sayılabilmesi 2 koşula bağlanmıştır. Kanun koyucu 26/77 sayılı Yasada da TC Büyükelçiliğindeki hizmetin Devlet yurttaşı olarak yapılmasını amaçlam-ış olsa idi bu hizmeti de koşula bağlayabilirdi. Halbuki 26/77 sayılı Yasanın 3(5) maddesi böyle bir koşul içermemektedir. YİM 99/78 de vurgulandığı gibi de, konu fıkra Başsavcılığın birinci görüşü ışığında yorumlandığında çıkan anlamın makul, adil, keyfi -veya uygunsuz olup olmadığına bakılmaksızın ilgili maddeyi Mahkeme olarak uygulamak zorundayız. Konu fıkrayı Başsavcılığın birinci görüşü ışığında okuduğumuz zaman da Müstedinin, ileri sürdüğü gibi, 3. maddenin 2, 5 ve (8)(d) fıkraları altında emekilik hak-kı kazandıran 13 yıl 4 ay 23 günlük hizmeti olduğu ortaya çıkar.

Müstedaaleyhin Müstedinin TC Büyükelçiliğindeki hizmetinin kesintiye uğramış olduğu nedeni ile emeklilik açısından dikkate alınamayacağına ilişkin savına gelince:

26/77 sayılı Yasada 38/8-7 sayılı tadilâttan önce kesintili hizmetlere ilişkin 3(10) fıkrası mevcut idiyse de 38/87 sayılı tadil yasasının 3(2) fıkarası ile 10. fıkra kaldırılarak yerine yeni 10. fıkra konmuştur. Yeni eklenen fıkrada da kesintisiz hizmetlerin dikkate alınamıyacağı-na ilişkin koşul olmadığı bir yana aksine 3. madde kapsamına girenlerin 3. maddenin fıkralarında sayılan hizmetlerden önce Devlette emeklilik hakkı kazandırmayan geçici veya daimi işçi statüsünde, geçici veya arizi memur statüsünde veya sözleşmeli olarak y-apılan kamu görevleri bile kesintili olup olmadığına bakılmaksızın, emeklilik hakkı kazandıran hizmet sayılmıştır. Bu nedenle Müstedaaleyhin bu husustaki savında da bir mesnet görmüyorum.

Bütün bu nedenlerle Müstedaaleyh bu görüşlere dayanarak Müstedinin- istemini reddetmekle hatalı hareket etmiştir. Esasında Müstedaaleyh başvuruya konu yazısında Müstedinin istemini iki kez onayladığı halde Sayıştayın onayla- maması nedeni ile Müstedinin istemi doğrultusunda hareket edilemediğini belirtmektedir. Halbuki bu- hususta karar mercii Müstedaaleyh olup Başsavcılığın ve Sayıştayın görüşlerine karşın Emare 19 olan 17.3.1989 tarihli yazı ile Müstedinin 26/77 sayılı yasa altında emeklilik ikramiyesi ve emeklilik maaşı alması gerektiği belirtilerek Müstedinin istemi bu -şekilde onaylandıktan sonra Emare 33 olan ve Müstedi avukatına gönderilen 6.11.1989 tarihli yazılar ile sadece 1.9.1984-3.10.1988 tarihleri arasında hizmeti ile 15.4.1969-1.10.1979 tarihleri arasındaki askerlik hizmetleri dikkate alınarak sadece ikramiye a-lacağı bildirilen yazıları keyfi olup ilâveten Müstedinin irade ve istemi dışına da çıkılmıştır.

Müstedinin Müstedaaleyhe müracaatı emekli ikramiyesi ve emekli maaşı alarak emekliye sevkedilmesine ilişkindir. Müstedaaleyh Müstedinin bu istemini olumsuz k-arşılayacaksaydı onun istemini doğrudan reddetmesi gerekirdi. Halbuki Müstedaaleyh bu hususta da hatalı hareket ederek Müstediyi onun irade ve istemi dışında 26/77 sayılı Yasanın 6. maddesi altında sadece ikramiye vererek emekliye sevketmiştir.

Bütün bu- nedenlerle Müstedi başvurusunda haklı olup Müstedi lehine başvuruda istendiği gibi karar verilmesi gerekirdi.

Sonuç olarak Müstedaaleyh tarafından alınan ve 6.11.1989 gün ve EMB 128/70 sayılı yazı ile Müstediye bildirilen ve Müstedinin hizmetlerine karş-ılık sadece emekli ikramiyesine hakkı olduğuna ve Müstedinin TC Büyükelçiliğinde geçen hizmetlerinin emeklilik maksatları bakımından dikkate alınamıyacağına ilişkin kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramıya-cağına hükmolunur.

-Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.


(Niyazi F. Korkut)
Yargıç

3 Nisan 1990


-


-136-



-


Full & Egal Universal Law Academy