Yüksek İdare Mahkemesi Numara 197,24/1987,1988 Dava No 5/1990 Karar Tarihi 21.02.1990
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 197,24/1987,1988 Dava No 5/1990 Karar Tarihi 21.02.1990
Numara: 197,24/1987,1988
Dava No: 5/1990
Taraflar: Kemal Şah ile İskân Bakanlığı vd
Konu: ‘T’ cetveline itiraz
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 21.02.1990

-D.5/90 Birleştirilmiş
YİM 197/87 ve YİM 24/88

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Salih S. Dayıoğlu huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında

-
YİM 197/87

Müstedi: Kemal Şah, Karaoğlanoğlu
-ile-
Müstedaaleyh: 1. KKTC iskân Bakanlığı, Lefkoşa.
2. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonları
vasıtasıyle KKTC Bakanlar Kurulu, Lefkoşa.
3. İnceleme ve Dağıtım Komisyonu, Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.


YİM 24/88

Müstedi: Kemal Şah, Karaoğlanoğlu
-ile-
Müstedaleyh: 1. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonları
vasıtasıyle, Lefkoşa.
2. İskân Bakanlı-ğı vasıtasıyle, KKTC, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Gözel Halim
Müstedaaleyh namına: Mustafa Arıkan
İlgili şahıslar namına: Cahit Yılmazoğlu

Yasa Maddesi:

İstemin- Özeti: Müstedi 197/87 sayılı başvurusu ile başvuru konusu parselin "T" cetveline işlenmemesinin yapılmaması gerekli bir ihmal olduğuna ve konu parselin "T" cetveline işlenmesi gerektiğine;
24/88 sayılı başvurusu ile de 197/87 sayılı başvurusuna benze-r bir talepte bulundu.

OLAY: Güney göçmeni olan Müstediye 1974 Barış Harekâtından sonra Girnede ev tahsis edildi. Ayni parsel içerisinde bulunan diğer iki konut da Ayşe Küçük ve Oğlu Mehmet Küçük'e tahsis edildi. Ayşe Küçük'ün vefatından sonra eve yerleşe-n ilgili şahıslar ile Müstedi arasında başvuru konusu parsel hususunda ihtilaf çıktı. Müstedi Girne Kaza Mahkemesine başvurarak bir takım taleplerde bulundu ve ara emri talep etti. İlgili şahısların yaptığı girişimler sonucu başvuru konusu parsel, ileride -eşdeğer olarak verilmek üzere ilgili şahıslara kiralandı. Durumu öğrenen Müstedi 197/87 sayılı başvuruyu dosyaladı ve başvuru konusu parselin "T" cetveline işlenmesi gerektiğine karar verilmesini istedi, bu arada "T" cetvelini alan ve başvuru konusu parsel-in "T" cetveline işlenmediğini gören Müstedi 24/88 sayılı başvuruyu dosyaladı ve benzer talepte bulundu.

SONUÇ: 1984 yılında üzerinde Müstedinin konutu ile diğer iki konut bulunan parsel ifraz edilmek sureti ile yedi kısma ayrıldı. Fakat Müstedi bu ifraz -işlemine itiraz etmedi ve 75 günlük hak düşürücü süreyi geçirdi. Müstedinin ifraz işlemine rağmen tüm bahçeyi kullanması yasal bir işlemden kaynaklanmamaktadır. Tüm bahçeyi 1975'den beri fiilen tasarrufunda bulundurması, tasarrufunu yasal tasarrufa dönüş-türmez.
Her iki başvuru reddolunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 185/86 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.




H Ü K Ü M

Salih S. Dayıoğlu: Birleştirilerek dinlenen bu başvurularda olgular hususunda taraflar arasında ciddi görüş ayrı-lıkları vardır. Mahkeme önüne serdedilen şahadetten ihtilâf konusu olmayan olguların aşağıdaki şekilde olduğu gözükmektedir.

Müstedi Güney göçmenidir. 1974 Barış Harekâtından sonra Kuzeye göç eden müstediye, Girne Kazasının Edremit köyünde XII.18.E1 pars-el 445'de bulunan bir konut tahsis edildi. Aynı parsel içinde bulunan diğer 2 konut da Ayşe Küçük ve oğlu Mehmet Ali Küçük'e tahsis edildi. Her üç konut da 445 numaralı parsele ait olup, ayrıca bu parselde bulunan ve 4 dönüm 2 evlekten ibaret olan bir bahç-e de, her üçüne tahsis edildi. Mahkemeye ibraz edilen Emare I'den, sözü edilen bahçenin bir dönümünün müstediye, 1 dönümünün Mehmet Ali Küçük'e tahsis edildiği gözükmektedir. Bütün bahçenin 4 dönüm 2 evlek olduğu dikkate alınırsa geriye kalan 2 dönüm 2 evl-eklik kısmın da, Ayşe Küçük'e tahsis edildiği istihraç edilebilir.

Ayşe Küçük Aralık 1979 yılında vefat etti. 1984 yılında 445 numaralı parsel ifraz edilerek 7 kısma ayrıldı. İfraz işlemi neticsi bahçe 445/5, 445/6, ve 445/7 olarak 3 parsele ayrıldı. Par-sel 445/5 ilgili şahıslara, 445/6 müstediye ve 445/7'nin de Mehmet Ali Küçük'e verilmesi öngörüldü. 445/7 numaralı parsel, başvuru maksatları bakımından bizi ilgilendirmediği nedeniyle bu konu üzerinde daha fazla durma gereğini duymuyorum.

İlgili şahısla-r, halaları olan Ayşe Küçük'ün vefatından sonra merhumenin ikamet ettiği ve ifraz sonucu 445/4 olarak belirlenen haneye yerleşti. Daha sonra ilgili şahıslar ile müstedi arasında 445/5 numaralı parsel üzerinde ihtilâf çıktı. Her iki taraf da bu parsel üzeri-nde hak iddia ettiler. Taraflar arsında çıkan ihtilâf sonunda müstedi, Girne Kaza Mahkemesine başvurarak birtakım taleplerde bulundu. Bu arada 445/5 numaralı parselin statüsünde herhangi bir değişiklik yapılmaması için bilâhare 16.9.1986 tarihinde kesinleş-en bir geçici ara emir istihsal etti. İlgili şahısların yapmış olduğu bazı girişimler neticesi Şehir Plânlama Dairesi Müdürü İskân ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürüne yazdığı 17 Ekim 1986 tarihli bir yazı ile konu parselin ilgili şahıslar tarafından kullanı-ldığı gerekçesine binaen bu parselin onlara -ileride herhalde eşdeğer olarak verilmek üzere- kiralanmasının uygun olduğunu bildirdi. Bunun üzerine ilgililer konu parseli ilgili şahıslara 27.11.1986 tarihihinde icar ettiler. Bunu öğrenen müstedi, 185/86 say-ılı bir başvuru ile Yüksek İdare Mahkemesine müracaat etti ve konu parselin ilgili şahıslara icar edilmesi kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini istedi. 27.5.1987 tarihinde yapılan duruşmada, Başsav-cılık, başvuru konusu edilen icar karar ve aktinin Girne Kaza Mahkemesi tarafından verilen ara emrinin yürülükte olduğu bir sürede yapıldığı gerekçesine binaen Yim 185/86 sayılı başvurda talep edildiği şekilde karar verilmesine itirazı olmadığını bildirdi.- Bunun üzerine Mahkeme de, yapılan bu beyan ışığında, sözü edilen icar karar ve aktini iptal etti. Müstedinin Mahkemede duruşma esnasında avukatı vasıtası ile yapmış olduğu bir beyanla, 1984 yılında gerçekleşen ifraz işlemlerinden, hiç olmazsa 1986 yılında-, haberdar olduğunu büyük bir dürüstlükle ifade etti. Müstedi, özetle, 1.12.1987 tarihinde dosyaladığı 197/87 sayılı başvurusu ile 445/85 numaralı parselin "T" cetveline işlenmemesinin yapılmaması gerekli bir ihmal olduğuna ve konu parselin "T" cetveline i-şlenmesi gerektiğine karar verilmesini istedi. Bu başvurunun olgular kısmına bakıldığında müstedinin Kuzey mal varlığını gösterir "T" cetvelinin henüz kendisine gönderilmediğinden yakındığı görülecektir. Başvuru henüz bir neticeye vardırılmadan müstediye K-uzey mal varlığını gösterir "T" cetveli gönderildi ancak bu "T" cetvelinde başvuru konusu edilen 445/5 numaralı parsel yer almadı. Bunun üzerine müstedi YİM 24/88 sayılı başvuruyu dosyaladı ve daha önceki talebine benzer bir talepte bulundu.

Taraflar 197-5'den beri gerek ifrazdan önce ve gerekse ifrazdan sonra konu parselin veya o kısmının kimin tarafından fiilen kullanıldığını kanıtlamak için uzun boylu şahadet ibraz ettiler. Müstedi, bir bütün olarak telâkki edilen, bahçeyi 1975'ten ihtilâf konusu edildi-ği 1986 tarihine kadar kendisinin kullandığını iddia ederken, ilgili şahıslar 445/5'e tekabül eden bu parselin ilkin halalarının ve daha sonra kendilerinin ikamet ettiği evin arkasında olduğu nedeniyle ilkin Ayşe Küçük bilâhare de kendileri tarafından kull-anıldığını iddia etti. Her iki taraf iddialarını desteklemek için tanık celbettiler.

Her şahidin ayrı ayrı ne şahadet verdiğini burada belitmek gereğini duymuyorum. Mahkemeye ibraz edilen şahadeti bir bütün olarak değerlen-dirdim. Mahkemede şahadet veren- tanıkların tavır ve hareketlerini müşahadem altında bulundurdum. Bu gözlemlerim sonucu aşağıdaki bulguya varmış bulunuyorum.

İlkin bir bütün olan parsel 445'de 3 konut ve 4 dönüm 2 evlekten ibaret olan bir bahçe vardı. 3 konuttan birisi 1975 veya o tari-hlerde müstediye, diğeri Ayşe Küçük'e ve 3. ise Ayşe Küçük'ün oğlu Mehmet Ali Küçük'e verilmişti. Hiç olmazsa daha sonra 445/5 olarak numaralanan parsel 1975'ten beri müstedinin fiili tasarrufunda olduğunu ve bu yeri fiilen müstedinin kullandığını bir bulg-u olarak bulurum. Bu hususta müstedinin ve çağırdığı şahidin şahadetine inandığımı ve bunun aksine şahadet veren ilgili şahıs ve şahitlerine inandığımı belirtmekte yarar gördüm. Konuyu sadece bu açıdan yukarıdaki bulguya dayanarak sonuçlandıracak olmuş ols-aydım müstedi lehine karar vermekte tereddüt etmeyecektim. Ne var ki 1984'te yapılan ifraz işlemleri neticesi 445/5 numaralı parselin yasal tasarrufunun müstediden alındığı, bizzat kendisinin ifadesiyle, müstedinin bilgisine geldiği açıktır. Hiç şüphem yok-tur ki ifrazının yapılmasından güdülen amaç ortada bulunan konutlara ifraz edilen bahçe bölümlerini vermekti. Nitekim 445/4'de ikamet eden ilgili şahıslara konutun arkasında bulunan ve ifraz neticesi 445/5 olarak belirlenen kısmın verilmesi yönüne gidilmiş- ve bu hususta bir de icar mukavelesi aktedilmişti. Ancak bu icar muakvelesi daha sonra teknik bir nedenle yani Girne Kaza Mahkemesinin konu parselle ilgili olarak herhangi bir işlem yapılmaması doğrultusunda alınan bir ara emrinin meriyette bulunduğu bir -zamanda yapılması nedenine binaen iptal edilmişti. Fakat bu husus 1984'te yapılan ifraz işlemlerini ve bunun neticesi konu parselin yasal tasarrufunun -yasal tasarruf önceleri müstedide olduğu varsayılsa bile- hiç olmazsa müstediden alındığı gerçeğini örtb-as edemez. Bu durumda ifraz işlemlerinden sonra konu parselin yasal tasarrufu müstedide olmadığından ve müstedi de ifraz işlemini başvuru konusu yapıp ortadan kaldırmadığından konu parselin müstedinin Kuzey mal varlığını gösteren "T" cetveline işlenmesine -yasal açıdan olanak yoktu çünkü bu cetvele işlenecek bir malın sadece fiili tasarrufunun müstedide olması yetmez. Geçmişte birçok içtihat kararlarında da vurgulandığı gibi bir malın ilgili kişinin "T" cetveline işlenebilmesi için o kişinin bu gibi malı yas-al olarak tasarruf etmesi gereklidir. Geçmişte fiili ve varsayılan yasal tasarrufu olmasına rağmen, konu parsel üzerindeki yasal tasarruf, ifraz işlemleri sonucu müstediden alındığından ve müstedi de bu ifraz işlemlerini öğrendikten sonra 75 gün zarfında Y-üksek İdare Mahkemesine başvurup iptal ettirmedikten sonra birleştirilerek dinlenen bu başvurularında talep ettiği gibi konu parselin "T" cetveline işlenmesine olanak yoktur.


Meseleyi bir de başka yönden incelemeyi uygun buldum. Emare I'den görüleceği v-e önce de değindiğim gibi müstedi, 1975'te şimdi 445/3 olarak belirlenen parselde bulunan konuta yerleştirildiğinde evlerin araksında olan bahçenin sadece bir dönümden istifade etmesi öngörülmüştü. Bu husus ilgili emarede açıkça görülmektedir. Bu durumda m-üstedinin bir dönümlük kısmının ötesinde tüm bahçeyi kullanması yasal bir işlemden kaynaklanmamaktadır. 1975'ten beri tüm bahçeyi fiilen tasarrufunda bulundurması, bir dönümün üstündeki kısım için bu tasarrufunu yasal tasarrufa dönüştüremez.


Sonuç olara-k, birleştirilerek dinlenen, her iki başvuru reddolunur.




Masraflar hususunda herhangi bir emir verilmez.


(Salih S. Dayıoğlu)
Yargıç

21 Şubat 1990-



-


-32-



-


Full & Egal Universal Law Academy