Yüksek İdare Mahkemesi Numara 197/2014 Dava No 30/2014 Karar Tarihi 01.09.2014
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 197/2014 Dava No 30/2014 Karar Tarihi 01.09.2014
Numara: 197/2014
Dava No: 30/2014
Taraflar: Şefki Kadı ile Bakanlar Kurulu arasında
Konu: Ara emri - Ara emri vermenin şatrları - Ara emri verilmesi için gereken şartların mevcut olmaığı bulgusu. Meşru menfaat -YİMe, idarenin bir kararından meşru menfaati doğrudan doğruya etkilenen kişilerin başvurabilmesi - Meşru menfaatin kişisel olması gereği - İdari kararın, idari dava konusu olabilmesi için karardan etkilenen kişinin hukuksal durumunu doğrudan doğruya etkilemesi gereği - İdari kararın icrai nitelikte olması gereği.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 01.09.2014

-D.30/2014 YİM: 197/2014

Yüksek İdare Mahkemesinde.
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında

Yargıç Mehmet Türker Huzurunda.


Davacı: Şefki Kadı, Hasan Tahsin Sokak-, No:10, Geçitkale.


ile


Davalı: Bakanlar Kurulu vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa.


A r a s ı n d a.


(28.8.2014 tarihli -Ara Emri İstidası)


Davacı-Müstedi namına: Avukat Yunsal İlhan adına Avukat Aysel Uzun
Davalı-Müstedaaleyh hazır değil.


-----------------


K A R A R


Davacı Müstedi, Davalı Müstedaaleyh aleyhine- dosyaladığı bu dava ile aşağıdaki talepte bulunmuştur:

"A) Davalı tarafından 6/8/2014 tarihinde verilen
Y(K-1) 1480-2014 sayılı Fasıl 257 Kamu Sağlığı
(Defin ve Mezardan Çıkarma) Yasası madde 3 altında
hazırlanan 13/8-/2014 tarihinde Resmi Gazete'de
yayımlanan 503 sayılı 'Geçitkale Mezarlığındaki
Mezarın Açılması ve Tekrar Defnedilmesine İlişkin
Emirname' ve/veya Bakanlar Kurulu kararının ve/veya
bu kararın sonuçlarının ve/veya işbu -kararın
sonuçlarına bağlı yapılan ve/veya yapılacak olan
tüm işlemlerin ve/veya her türlü işlemin netice-
lerinin hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna
ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair
karar ve/veya -hüküm verilmesi;
Davanın dosyalandığı tarihte, yine Davacı Müstedi tarafından tek taraflı bir ara emri istidası dosyalanmıştır. Davacı Müstedi, 28.8.2014 tarihli olan bu istidasında, aşağıdaki taleplerde bulunmuştur:

"A. İşbu dava sonuçlanıncay-a kadar; Davalı tarafından
6/8/2014 tarihinde verilen Y(K-1) 1480-2014 sayılı
Fasıl 257 Kamu Sağlığı (Defin ve Mezardan Çıkarma)
Yasası madde 3 altında hazırlanan 13/8/2014
tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 503 sayıl-ı
'Geçitkale Mezarlığındaki Mezarın Açılması ve
Tekrar Defnedilmesine ilişkin Emirname' ve/veya
Bakanlar Kurulu kararı tahtında, Davalı/
Müstedialeyhin ve/veya ajanlarının ve/veya mezkur
emirnamede belirtilen ki-şilerin ve/veya ahar kişi
ve/veya kişilerin davacının nenesi Ayşe Hüseyin'in
mezarı ve/veya emirnamede belirttikleri mezarla
ilgili herhangi bir kazı ve/veya mezar açma
ve/veya defin işlemi yapmaktan men edilmeleri
- hususunda Emir verilmesi;

B. İşbu istida masrafları;"

İstida, tayin edildiği aynı gün tek taraflı olarak ele alınmıştır. Davacı Müstedi Avukatı herhangi bir tanık celbetmeyerek, istidadaki talepleri için yemin varakası ile yetindiğini beli-rterek, 13.8.2014 tarihli dava konusu Bakanlar Kurulu kararını Emare 1, 3.12.2012 tarihli Yenidüzen Gazetesi'nde konu ile ilgili haberi içeren sayfayı Emare 2 ve yine konu ile ilgili Afrika Gazetesi'nin haberini Emare 3 olarak ibraz etmiştir. Davacı Müsted-i Avukatı, daha sonra Mahkemeye kısa bir hitapta bulunarak, mezarı açılacak ölen kişi ile Davacı Müstedi arasında varis bağı ve manevi bağlar olduğunu, müteveffanın Müstedinin ninesi olduğunu, bu nedenle mezar açılması halinde telafisi imkânsız zarar-ziyan-a uğrayacağını, meselenin acil olduğunu, Davacının bu hususta dava açmaya hakkı olup, haklı bir dava sebebi bulunduğunu iddia ederek, istida gereğince emir verilmesini talep etmiştir.

İstida, ekli yemin varakası, sunulan emareler, Davacı Müstedi Avuk-atının söyledikleri ve özellikle ara emri ile yürütülmesinin durdurulması talep edilen dava konusu kararı etüt edip, yasal mevzuat çerçevesinde etraflıca değerlendirdim.

Bir konuda ara emri verilebilmesi için, 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası'nda madde- 41'de öngörülen şartların varolması gerekmektedir. Bunun yanında, 1997 Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü'nün 11. maddesi uyarınca meselenin adilane şekilde karara bağlanması için ara emri ısdar etmenin gerekli olması da şarttır. Atıfta bulunduğum 9/76 sayılı -Mahkemeler Yasası'nın 41. maddesinin ilgili kısmı aynen şöyledir:

"41(1)Hukuk davalarında yetkisini kullanan her mahkeme, yürürlükteki Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'ne uymak koşuluyla, tazminat veya başka bir tedbir istenmemiş veya birlikte verilme-miş olmasına bakılmaksızın, adil veya uygun gördüğü tüm hallerde, geçici, sürekli, men edici veya emredici bir men'i müdahale emri verebilir veya bir yed'i emin tayin edebilir.
Ancak, geçici men'i müdahale emrinin verilebilmesi için, karara bağlanması gere-ken konunun ciddi olması, davacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunması ve men'i müdahale emri verilmezse ileride telâfisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı hususlarında mahkemenin kanaat getir-mesi gerekir."


1997 Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü madde 11 ise, aynen şöyledir:

"Geçici11.(1) Anayasanın 152'nci maddesi gereğince
Emir yapılan işlemlerde Mahkeme veya bir
Yargıç, işlemin herhangi bir safhasında,
kendiliğinden veya h-erhangi bir tarafın
istemi üzerine, davanın adilane bir
şekilde kararlaştırılması icap ettirirse,
davayı esasında sonuçlandırmayan geçici
bir emir verebilir.
(2) Bu madde altında verilen geçici bir emir,
acil olması veya diğer özel koşul-lar dolayısıyla karşı tarafa ihbarname verilmeksizin ve duruma göre uygun görülecek koşullara tabi olmak üzere verilebilir.
Ancak, bu fıkra altında verilen bir emirden etkilenen tüm taraflara bu emre itiraz edebilmelerini mümkün kılmak için geçici emir ist-emine ilişkin tüm evrak ve emir derhal tebliğ olunur ve itiraz yapıldığında Mahkeme veya bir Yargıç ilgili taraflar namına veya onlar tarafından ileri sürülen iddia ve müdafaayı dinledikten sonra, söz konusu emri, uygun göreceği koşullara tabi olmak üzere-, iptal edebilir veya değiştirebilir veya onaylayabilir."


Bu meselede ara emri verilmesini gerektirecek şartlar var mı? Birinci şart olan ortada işitilmeye değer bir dava ve karara bağlanması gereken ciddi bir konunun olup olmadığı şartını ve ikinci- şart olan Davacının davasında haklı olduğuna dair belirtiler var mı şartını birlikte değerlendirdiğim
zaman bu ara emri istidasındaki ara emri talebinin değerlendirilebilmesi için zorunlu olarak Davacının meşru menfaatinin olup olmadığına bakılması gerekm-ektedir. Meşru menfaat konusu YİM davalarında, davanın esasında karara bağlanır. Ancak, ara emri verilmesi ile ilgili ilk iki şartın karara bağlanmasında bu meselede meşru menfaati incelemek zorunlu olmuştur. Bilindiği gibi kesin ve icrai kararlardan kişis-el menfaati olumsuz etkilenen kişilerin böyle bir karar aleyhine dava açmak için meşru menfaati vardır. (Gör.YİM/İstinaf 1/2006 D.1/2009, YİM 18/2005 D.9/2006)

Bu meselede, Davacı, ninesinin olduğunu iddia ettiği bir mezarın açılması ile ilgili Bakan-lar Kurulu kararının yürütülmesinin durdurulmasını talep etmektedir. Böyle bir idari karardan Davacının kişisel menfaatinin olumsuz yönde etkilendiğini kabul etmek olası değildir. Dolayısıyla, meşru menfaati olmadığı nedeniyle dava ikamesine hakkı olmayan -bir kişinin, yani Davacının işitilmeye değer bir davasının, karara bağlanması gereken ciddi bir konunun ve davasında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunması söz konusu olamaz. Bu nedenlerle, ara emri şartlarından 1. ve 2. şartın, bu meselede varlığından- bahsedilemez. Ara emri için gereken 1. ve 2. şart mevcut olmadığından, Davacının ara emri istidası ve ara emri talebinin reddedilmesi gerekmektedir. Buna rağmen ara emri şartlarından biri olan telâfisi imkânsız zarar-ziyanı da incelemeyi uygun buldum. Dav-acı Müstedi mezar açılırsa telâfisi imkânsız zarar-ziyana uğrayacağını iddia etmektedir. Emare 1 Bakanlar Kurulu kararına göre mezar açılıp yeniden defnedilecektir. Ninesi olsa dahi Davacı Müstedinin bir mezarın açılması ve tekrar gömme işleminin yapılması- halinde herhangi bir zarar-ziyana uğrayacağına ve telâfisi imkânsız bir zarar-ziyanın doğacağına, geriye dönüşün imkânsız olacağına dair ortada herhangi bir durum bulunmamaktadır. Bu açıdan da ara emri şartı gerçekleşmemiştir.

Netice itibarıyla, tüm- yukarıda belirttiklerim ışığında, Davacı Müstedinin istidası ret ve iptal edilir.


Mehmet Türker
Yargıç

1 Eylül, 2014











5






Full & Egal Universal Law Academy