Yüksek İdare Mahkemesi Numara 195/1989 Dava No 4/1991 Karar Tarihi 28.01.1991
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 195/1989 Dava No 4/1991 Karar Tarihi 28.01.1991
Numara: 195/1989
Dava No: 4/1991
Taraflar: İlter Işın ile Ek. Ve Mal. Bakanlığı
Konu: Fahri hizmetlerin emeklilik hakları bakımından dikkate alınıp alınamıyacağı
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 28.01.1991

-D.4/91 YİM 195/89

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede Yargıç Taner Erginel huzurunda.
Anayasanın 152. maddesi hakkında.

Müstedi: İlter Işın, Girne.
-ile
Müstedaaleyh: KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı, ve/veya Hazine ve
Muhasebe Dairesi Müdürlüğü vasıtasıyle KKTC.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Zaim M. Necatigil- ve Fuat Veziroğlu
Müstedaaleyh namına: Mehmet Ali Şefik



Yasa Maddesi: 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3. maddesi, 1.9.1976 tarih ve 101/77 sayılı Bakanlar Kurulu kararı.

İstemin Özeti: Müstedinin, Fahri Konsolosluk veya Fahri Temsilcilik görevinin em-eklilik hakkı kazandıran bir hızmet olarak kabul edilmemesi ile ilgili Müstedaaleyh kararının ve/veya yanıtın iptali istemi.

OLAY: 1.9.1976 tarihinden önce Eti Şirketinin İstanbul temsilciliği görevini yürüten Müstedi, İstanbul Fahri Temsilcisinin görevde-n ayrılması ile Dışişleri Bakanlığı tarafından bu göreve atandı. Bir süre Fahri olarak görev yapan Müstedi, bilahare Müdür/temsilci olarak atandı. 1989'da emekli olacağı tarihe kadar muhtelif görevlerde bulundu. Emeklilik yılları hesaplanırken Fahri Konsol-osluk görevi dikkate alınmayan Müstedi işbu başvuruyu dosyalayarak yukarıdaki taleplerde bulundu.

SONUÇ: Savcılığın ileri sürdüğü "Fahri" olma özelliği nedeniyle bir hizmetin emeklilik hakkını yitirebileceği argümanlarında haklı bir pay vardır. Ancak Müst-edinin yaptığı işe bakıldığında sadece ismi "fahri" olup özü "fahri" değildir. Bu nedenle bu hizmeti emeklilik hakkı kazandıran hizmet olmaktan çıkarmak doğru değildir.
Ve yine Savcılığın ileri sürdüğü Devlet Bütçesinden maaş almayan bir hizmetin emekli-lik hakkı kazandırmasının söz konusu olmayacağı görüşüne de katılmak olası değildir, çünkü 22/77 sayılı Yasasnın 3. maddesinin (4) ve (5). fıkralarında sayılan hizmetleri yapanlar kadrosuz olmalarına ve bütçeden ödenmemelerine rağmen emeklilik hakkı kazana-bilmektedirler.
Bu nedenle Müstedaaleyhin Müstediye gönderdiği Fahri temsilcilik görevinin emeklilik hakkı kazandırmayacağı ile ilgili yanıtı ve/veya kararı iptal edilir.




H Ü K Ü M

1.9.1976 ile 1.4.1981 tarihleri arasında İstanbul'da Fahri Konsolo-sluk veya Fahri Temsilcilik görevini yapan Müstedi, bu hizmetinin emeklilik hakkı kazandıran bir hizmet olarak kabul edilmemesi üzerine önümüzdeki başvuruyu dosyalamış bulunmaktadır ve kendisine Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürü tarafından verilen olumsuz -yanıtın veya kararın iptalini talep etmektedir.

Bu başvurunun olguları özetle şöyledir: 1.9.1976 tarihinden önce Müstedi, bir kamu iktisadi teşebbüsü olan Eti Şirketinin İstanbul temsilcisi olarak görev yapmakta idi. Prof. Dr. Derviş Manizade ise Kıbrıs -Türk Federe Devletinin İstanbul'daki fahri temsilcisi idi. 1976 yılında Prof. Dr. Derviş Manizade'nin fahri temsilcilikten ayrılması üzerine yerine yeni bir fahri temsilci atama konusu gündeme geldi. O tarihte İstanbul'da gerçek anlamda bir temsilci olmadı-ğından temsilcilik işleri için Ankara'ya gitmek gerekiyordu. Zamanla İstanbul'daki işler çoğalmıştı ve İstanbulda fahri bir temsilciye değil normal temsilcilik işlerini yürütecek bir kişiye ihtiyaç duyulmaya başanmıştı. Yeni kurulan Devletin maddi kaynakla-rı ise İstanbul'a böyle bir temsilci atanmasına olanak vermiyordu. Bu nedenle Dışişleri Bakanlığı soruna pratik bir çözüm aradı ve ücreti Eti Şirketi tarafından ödenmekte olan Müstediyi fahri temsilci olarak atamayı ve ona temsilcilik işleri yaptırmayı tas-arladı.

Bu tasarı ışığında Bakanlar Kurulu 1 Eylül 1976 tarih ve 101/77 sayılı karar ile Müstediyi İstanbul'a fahri temsilci olarak atadı. Bu karar şöyledir:

"İstanbul'da fahri temsilci olarak görev ifa eden Prof. Dr. Derviş Manizade Bey'in yerine ETİ -Şirketinin İstanbul'daki temsilcisi İlter Işın'ın Fahri Temsilci olarak görevlendirilmesi.

V. Çelik Bey'in önerisi üzerine Bakanlar Kurulu, İstanbul'da Fahri Temsilci olarak görev ifa eden Prof Dr. Derviş Manizade Bey'in yerine, İstanbul'da, ayrı bir ofi-si, telefonu, yararlanabileceği personel ve "Lefkoşa" ile süratli haberleşme (teleks) olanakları olan ETİ Şirketinin Temsilcisi İlter Işın'ın Fahri Temsilci olarak görevlendirilmesine karar verdi."

Karardan da görülebileceği gibi Müstedin-i-n diğer fahri temsilciler gibi protokol işleri değil gerçek anlamda temsilcilik işleri yapması öngörülyordu. Bu düzenlemede Eti Şirketi, Müstedinin ücretini ödemekle kalmayıp tüm temsilcilik masra-flarını karşılamaya başladı. T-emsilcilikte konuk ağırlama, pasaport temdidi, pasaportlara çocuk ilâvesi, seyahat belgesi isdar etme, vize verme, mühür ve imza tasdiki gibi gerçek bir temsilciliğin yaptığı tüm işler yapıldı. Eti Şirketi bir devlet kuruluşu olduğu için ve Müstedi aynı z-amanda Eti Şirketinin temsilciliğini yaptığı için bu düzenleme herhangi bir sorun çıkarmadan uzun süre devam etti.

1979 yılında Dışişleri Bakanlığı, temsilciliğin tüm masraflarının Eti Şirketi tarafından ödenmesinin makul olmadığını dikkate aldı ve bir ö-nerge ile bu masrafların Devlet Bütçesinden ödenmesini Bakanlar Kuruluna teklif etti. Temsilciliğin kuruluş ve çalışmaları hakkında da bilgi veren bu önergede şöyle denmektedir:

-"İstanbul Fahri Temsilciliğimiz 26 Ocak 1977 tarih ve 101/77 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kurulmuştur. O zamanki mali olanak- sızlıklar nedeniyle bu Temsilciliğin fahri nitelikte açılması ve Eti'nin İstanbul Şubesi bünyesinde geçici olarak idame etti-rilmesi ve gerektiğinde Eti'den belirli bir ölçüde mali katkı da alması Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştü.
-
Aradan geçen iki yılı aşkın bir süre içerisinde İstanbul'dan gelip geçen tüm KTFD heyetlerinin protokol v.s. gibi işleri yanında Başkanlık dahil tüm Bakanlıkların ve kamu iktisadi kuruluşlarının İstanbul'daki her türlü işleri de bu temsilcilik tarafından- en iyi ve en etkin bir biçimde yapılmış veya bu işlerin yapılmasında yardımcı olunmuştur.
...........

1979 Bütçesinden yapılacak küçük bir tasarrufla sağlanacak mali olanağın İstanbul Fahri Temsilciliğine verilmesi Bakanlığımızca uygun görülmüştür. Sn. -Devlet Başkanımız da aynı görüşte olduklarını Bakanlığımıza gönderdikleri bir yazıda bildirmişlerdir.

Bu itibarla konun Bakanlar Kurulunda görüşülerek bir karara bağlanmasını saygılarımla rica ederim."

Bakanlar Kurulu 19.9.1979 tarihli kararı ile bu ön-ergeyi kabul ederek İstanbul Temsilciliğinin masraflarının Devlet bütçesinden ödenmesini karara bağladı.

Bir yıl sonra Dışişleri Bakanlığı İstanbul'daki Fahri Temsilciliği normal temsilciliğe dönüştürme yönünde bir adım daha atmaya karar verdi ve fahri t-emsilci olarak görev yapmakta olan Müstediyi oraya Müdür/Temsilci olarak atama girişiminde bulundu. Bu nedenle Dışişleri Bakanlığının Bakanlar Kuruluna sunduğu 5.3.1981 tarihli önergesi şöyledir:

-"KTFD İstanbul Temsilciliği görevleri uzun zamandan beri Fahri olarak S. İlter Işın tarafından yürütülmeğe çalışılmaktadır.
-
İstanbul şehrinin önemli bir transit merkezi oluşu ve buradaki yoğun iş hacmi nedeniyle işlerin istenilen düzeyde ve daha verimli yürütülmesini teminen asaleten temsilci atanması suretiyle buradaki mevcut büronun teşkilatlandırılması gerekli görülmektedi-r. Esasen bu maksatla bütçeye gerekli ödenek konmuş bulunmaktadır.

Halen bu görevi fahri olarak ve başarılı bir şekide yürütmekte olan Sn. İlter Işın'ın 12 Şubat 1981 tarihinde yürülüğe giren 7/1981 sayılı Üst Kademe Yöneticileri (Değişiklik) Yasası uyar-ınca 1 Mart, 1981 tarihinden itibaren Müdür/Temsilci olarak atanarak İstanbul'daki görevine bu statü ile devam etmesi Bakanlığımızca uygun mütalâa edilmektedir."

Bakanlar Kurulu bu öneriyi kabul ederek aşağıdaki kararı verdi:

"Bakanlar Kurulu, İlter Işı-n'ın, 7/1981 sayılı Üst Kademe Yöneticileri (Değişiklik) Yasası uyarınca 1 Nisan 81 tarihiden itibaren İstanbul'a Müdür/Temsilci olarak atanmasını onayladı."

Böylece Müstedi, 1.4.1981 tarihinden itibaren kadrolu Temsilcilik görevine başlamış oldu. Bir sü-re Müdür/Temsilci mevkiine, 1.3.1988 tarihinde ise Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğüne atandı ve emekli olduğu 1.8.1989 tarihine kadar bu görevde kaldı.

Müstedinin 1.4.1981 ile 1.8.1989 tarihleri arasındaki hizmetlerinin emeklilik hakkı kazandırdığın-a kuşku yoktur. Ancak 1.9.1976-1.4.1981 tarihleri arasındaki sürenin emeklilik hakkı kazandırdığı tartışma konusu olmakta ve Savcılık bu sürenin hak kazandıran süre olarak dikkate alınmasını kabul etmemektedir. Savcılığın görüşüne göre emeklilik hakkı kaza-ndıran hizmetler 26/77 sayılı Emekilik Yasasının 3. maddesinde sıralanmaktadır. Bu hizmetler arasında fahri temsilcilik veya konsolosluk yoktur. Esasen fahri kelimesi karşılıksız, şeref için yapılan bir işi anlatır. Savcılığın diğer bir argümanı ise kadros-u olmayan ve devletten maaş almayan bir kimsenin yaptığı hizmetin emeklilik hakkı kazandırmayacağı şeklindedir.

Savcılığın ilk iddiasını ele alarak inceleyelim. 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3. maddesi emeklilik hakkı kazandıran tüm hizmetleri ayrıntı-lı olarak saymıştır. Bu hizmetler temsilcilik görevini de kapsamaktadır. Yasada fahri temsilcilikten veya herhangi bir görevi fahri olarak yapmanın sonuçlarından söz edilmemektedir. Bir görevi fahri olarak yapmanın anlamı üzerinde duran Savcılık bu tür bir- görevi yapan kişinin emeklilik hakkı kazanamayacağı veya fahri olma özelliğinin emeklilik hakkı kazandıran bir hizmeti bu statüden çıkaracağı kanısına varmıştır. Halbuki Müstedinin 1.9.1976 tarihinde göreve atanması fahri diye isimlendirilmekle birlikte g-erçekte yaptığı iş fahri değildi. Yani Müstedi bu işi şeref için ve karşılıksız olarak yapmıyordu. Diğer fahri temsilciler gibi Devleti protokol işlerinde temsil etmekle kalmıyor, gerçek bir temsilcinin yaptığı tüm işleri yapıyordu.

Bir hizmetin "fahri" -olma özelliği nedeniyle emeklilik hakkını yitireceği argümanında haklı bir yön vardır. Ancak bu yorumu yapabilmek için hizmetin her yönüyle "fahri" tanımına girmesi veya gerçekten "fahri" bir görev olması gerektiği görüşündeyim. Halbuki yukarıda anlatılan-lardan görüleceği gibi Müstedinin yaptığı hizmetin sadece ismi fahri olup özü fahri değildi. Bu durumda "fahri" görüntüsü olsa bile hizmeti tamamen "fahri" kabul etmenin ve emeklilik hakkı kazandıran bir hizmet olmaktan çıkarmanın doğru olmadığı görüşünde-yim.

Savcılığın ikinci argümanına gelince 26/77 sayılı Yasada kadrosu olmayan ve Devlet bütçesinden maaş almayan bir hizmetin emeklilik hakkı kazandırması mümkün mü? Yasayı incelediğimiz zaman kadrosu olmayan ve Devlet bütçesinden yararlanmayan bir hizme-tin emeklilik hakkı kazandırmaya-cağını gösteren bir ilkenin yasada bulunmadığını görürüz. Aksine yasada Devlet bütçesinden maaş almayan birçok hizmetin emeklilik hakkı kazandırdığını görürüz.

Örneğin Yasanın 3. maddesinin (4) ve (5). fıkraları şöyledir-:

-"(4) Yasa ile kurulan asıl ve sürekli kadrolarda Kamu Hizmeti Komis- yonu'nca asaleti onaylanmış hizmet ile Kıbrıs Türk Yönetimine intikal etmiş olmak koşuluyla Bekirpaşa Su İşlerinde yapılan hizmet:

Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Büyükelçiliğinde 1 Aralık 19-76'dan önce hizmet ettikleri, T.C. Büyükelçiliği tarafından resmi belge ile saptanan devlet Yurttaşlarının, anılan tarihten önce ve sonra yaptığı hizmet;"

Görüleceği gibi yasa çeşitli hizmetlere kadrosuz olmalarına ve bütçeden ödenmemelerine rağmen emekli-lik hakkı tanımaktadır.

Savcılık da istisnai hallerde kadro dışında kalan ve Devlet bütçesinden maaş almayan hizmetlerin emeklilik hakkı kazandırdığını kabul etmekte fakat fahri temsilcilik bu istisnalar arasında sayılmadığına göre Müstedinin bundan yara-rlanamayacağını öne sürmektedir. Yani Savcılığın görüşüne göre yasa diğer istisnalar arasında fahri temsilciliği de belirtseydi Müstedi kadro dışında olmasına ve Devlet bütçesinden maaş almamasına rağmen hiçbir sorunla karşı-laşmadan emeklilik hakkından ya-rarlanacaktı. Kanımca burada sorun yasanın "fahri temsilciliği" istisnalar arasında sayıp saymaması değildir. Yasa, fahri temsilciliği diğer istisnalar arasında belirtmiş olsaydı zaten ortada herhangi bir sorun kalmayacaktı ve yoruma gerek kalmadan Müstedi- emeklilik hakkından yararlanacaktı. Burada önemli olan Müstedinin yaptığı işin özü itibarıyle ve gerçekte temsilcilik olması ve bu özelliği nedeniyle emeklilik hakkını kazandıran bir hizmet sayılabilmesidir. Bu kanıya vardıktan sonra kadrolu olmamasının v-e Devlet bütçesinden para almamasının Müstedinin emeklilik hakkı kazanmasına ne ölçüde engel olabileceği sorusunu sormamız mümkündür. Bu soruyu sorduğumuz zaman yukarıdaki gerçekler ışığında yasada böyle bir engelin bulunmadığı veya yasada engel olacak bir- ilkenin bulunmadığı sonucuna varırız.

Müstedinin şahadetinde 1.4.1981 tarihinde kadrolu bir memur olmayı kabul etmeden önce 1.9.1976-1.4.1981 tarihleri arasındaki hizmetini gündeme getirdiğini ve kendisine bu sürenin de emeklilik hizmetlerinden sayılaca-ğının söz verilmesi üzerine hizmeti kabul ettiğini söylemiştir. Bu iddialar Müstedaaleyh tarafından reddedilmemektedir. Aksine Devlet Başkanımız şahadet vererek Müstedinin iddiasını desteklemiş ve Müstediye bu konuda Devlet organlarının açıkça taahhütte bu-lunduğunu ifade etmiştir. Sayın Devlet Başkanımız Müstediye yapılmış taahhüdün yerine getirilmesini sağlamak için ilgili makama hitap eden bir yazı da yazmıştır. Bu yazı şöyledir:


" - Lefkoşa
22 Ekim, 1985

İLGİLİ MAKAMA

KKTC Dışişleri ve Savunma Bakanlığı Müdür/Temsilcilerinden İlter Işın 1 Eylül, 1976 tarihinde, Devlet Başkanlığına bağlı olarak, tarafımdan İstanbul'da Konsolosluk işlerini tedvire memur edilmişti.
-
Adıedilen bu görevini üçlü kararname ile resmen Müdür/ Temsilci kadrosuna atandığı 1 Nisan 1981 tarihine kadar kesintisiz olarak etkin bir şekilde başarı ile sürdürmüştür. 1 Eylül, 1976 - 1 Nisan, 1981 tarihleri arasındaki sürenin, emeklilik ve diğer hak-ları açısından, İlter Işın'ın hizmetine eklenmesi gerekmektedir.

Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.

Rauf R. DENKTAŞ
- Cumhurbaşkanı"

Personel Dairesi Müdürü, 27 Şubat, 1986 tarihli yazısında Müstedinin talebinde haklı olduğunu açıkça vurgulamaktadır.

" 27 Şuba-t,1986
Sayın İlter Işın,
Müdür/Temsilci,
İstanbul Temsilciliği.

İLGİ: a) KKTC Cumhurbaşkanlığının 76/85 sayılı ve 21 Ekim, 1985 sayılı ve 21 Ekim, 1985 tarihli yazısı.
b) Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Kurulu Sağlık Bakanlığının 6.1.75 t-arihinde düzenlediği belge.

İlgi (a) ve (b) yazılar tetkik edilmiştir.

Kıbrıs Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığında 10.10.59-15.10.63 tarihleri arasında ve İstanbul Temsilciliğinde 1 Eylül 1976 tarihinden Müdür Temsilci kadrosuna atandığ-ınız 1 Nisan 1981 tarihine kadar yapmış olduğunuz hizmetler 26/77 sayılı Emeklilik Yasası'nın 3'üncü maddesine atfen, emeklilik hakkı kazandıran hizmetler olarak dikkate alınmış ve kayıtlarımızda gerekli düzenlemeler yapılmıştır.

Bilgi edinilmesini saygı-larımala rica ederim.

(MEHMET ALİ ÖZYALÇIN)
Personel Dairesi Müdürü."

Görüleceği gibi Müstedinin haklılığı en yetkili makamlar tarafından kabul edilmiştir. Bu kabul beyanlarına güvenen Müstedi de Devlete hizmet etmeye devam etmiştir. Şimdi Yönetimin bu -taahhütlerinden geri dönmesi, Müstediyi ortada bırakması mümkün müdür? Kanımca Müstediye verilen sözden geri dönmek veya ona tanınan hakkı geri almak mümkün olsa bile bunun yasal bir zorunluluk olması yani yasada Müstediye hak tanınmasını önleyen açık bir -hüküm olması gerekir. Halbuki yasanın makul ve gerçeğe sadık yorumunun da Müstedinin lehinde olduğu ve Müstediye hak kazandırdığı görüşündeyim. Bu nedenle Müstediye verilen 14 Kasım 1989 tarihli yanıtın hatalı olduğu sonucuna varılması gerekir.

Dolayısıy-le 14 Kasım 1989 tarihli karar iptal edilir. Masraflar için emir verilmez.


(Taner Erginel)
Yargıç

28 Ocak 1991


-


-


366



-


Full & Egal Universal Law Academy