Yüksek İdare Mahkemesi Numara 193/2015 Dava No 18/2017 Karar Tarihi 29.06.2017
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 193/2015 Dava No 18/2017 Karar Tarihi 29.06.2017
Numara: 193/2015
Dava No: 18/2017
Taraflar: Ergin Akalpler ile KKTC Cumhurbaşkanlığı vas. KKTC Başsavcılığı arasında
Konu: İdari sözleşmelerin sonlandırılması - İdari sözleşmelerde görev yetkisi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 29.06.2017

-D.18/2017 YİM: 193/2015


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında


Mahkeme Heyeti: Mehmet Türker, Tanju Öncül, Beril Çağdal


Davacı: Ergin Akalpler, Mercan Sokak No:2a, Ayluka -
Gazimağusa.

-
- ile -


Davalı: KKTC Cumhurbaşkanlığı vasıtasıyla KKTC Başsavcılığı,
Lefkoşa.

A r a s ı n d a


Davacı namına: Avukat Oğuzhan Hasipoğlu
Davalı namına: Savcı Cemaliye U. Yüksel


- -----------------

K A R A R


Mehmet Türker: Davacı Davalı aleyhine dosyalamış olduğu dava ile;

"A- Davalının 4.08.2015 tarihinde Davacıya haksız
ve/veya gayriyasal olarak ve/veya 22/1992 sayılı
- İş Yasası'nın 13. ve 15. maddesine aykırı olarak
işine son vermesi ve/veya görevini sonlandırması
sebebiyle ve/veya 29 Temmuz 2010 tarihli Hizmet
Sözleşmesini fesheden 4.08.2015 tarihli ihbarın
ve/veya kararın geçersiz- ve/veya gayriyasal
olduğuna dair bir hüküm ve/veya emir;
B- Davalının ve/veya müstahdemlerinin yukarıda sözü
edilen 4.08.2015 tarihli ihbarnamenin ve/veya
işlemlerinin ve/veya bu hususla ilgili alınmış
bulunan karar v-e/veya kararların ve/veya tüm idari
tasarruflarının tamamen hükümsüz ve etkisiz
olduğuna ve 29.07.2010 tarihli Hizmet Aktinin tüm

sonuçları ile birlikte geçerli olduğuna dair karar
verilmesi hususunda bir emir;"

talebinde- bulunmuştur.

Davalı, Davacının davasına karşı dosyalamış olduğu Müdafaa Takririnde bir ön itiraz ileri sürdükten sonra, müdafaasına devamla, Davacının iddialarını reddederek Davacının davasının reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Davanın- duruşmasına başlandığında, Davalının müdafaasında ileri sürdüğü ön itirazın öncelikle ele alınması için Davalı adına bulunan Savcının talepte bulunması ve Davacı Avukatının da bu talebe katılması üzerine, bu talep uygun bulunarak iptidai itiraz ele alınmı-ştır.

Tarafların mütabakatı ile 8 adet belge Emare 1-8 olarak kaydedilmiştir. Müşterek olguların taraflarca beyan edilmesinden sonra, tarafların iptidai itirazla ilgili argümanları dinlenmiştir.

MESELE İLE İLGİLİ OLGULAR
Tarafların beyan- ettiği müşterek olgular ve sunulan emareler çerçevesinde, mesele ile ilgili olgular şöyle özetlenebilir:

Davacı ile Davalı arasında 29.7.2010 tarihinde değiştirilmiş şekliyle KKTC Cumhurbaşkanlığı Dairesi Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları Yasası'nı-n 10'uncu maddesi altında bir hizmet sözleşmesi yapılmıştır. İşbu hizmet sözleşmesi, bu sözleşmenin 3'üncü maddesine istinaden birer yıllık sürelerle yenilenerek, 31/7/2015 tarihine değin gelinmiştir.

1/8/2015 tarihi itibarıyla yine sözleşmenin bu ma-ddesi gereği hizmet sözleşmesi yenilenmiş, buna müteakip, 4/8/2015 tarihinde Davalının Davacıya göndermiş olduğu bir ihbar ile hizmet sözleşmesi 14/9/2015 tarihi itibarıyla feshedilmiştir.


İNCELEME
Davalı tarafından ileri sürülen ve öncelikle e-le alınan ön itiraz şöyledir:

"1. Ön İtiraz: Davacının işbu dava ile yakınma konusu
yaptığı Davalının hizmet akdini yenilememe ve işine
son verme işlemi idari davaya konu edilebilecek
bir işlem olmayıp ve/veya idarenin üstü-n yetkiler
ile hareket etmiş olduğu bir işlem olmayıp taraflar
arasındaki sözleşmenin her iki sözleşen tarafa da
tanımış olduğu bir hakkın kullanılmasından ibaret
olup idari davaya konu edilebilecek bir işlem
o-lmadığı iddia olunarak davanın iptidaen
reddedilmesi talep olunur."



İptidai itirazdan anlaşılacağı üzere Davalı, Yüksek İdare Mahkemesinin bu davaya veya ihtilâfa bakmaya yetkili olmadığını ileri sürmektedir.

Davalı adına bulunan -Savcıya göre, Davalı ile Davacı arasında yapılan Hizmet Sözleşmesi Davalı tarafından sözleşme kurallarına dayanılarak feshedildiğinden ve Davalı İdare sözleşmeyi feshederken kamu gücünü kullanarak sözleşme kuralları dışında bir nedenle sözleşmeyi feshetmed-iğinden, ihtilâfın çözümünde yetkili Mahkeme Yüksek İdare Mahkemesi değil, kaza mahkemesidir.

Davacı Avukatı ise, Davalının sözleşmede var olan bir sebebe dayanarak değil, kamu gücünü kullanarak sözleşmeyi feshettiği nedeniyle, yetkili mahkemenin Yük-sek İdare Mahkemesi olduğunu ileri sürerek, iptidai itirazın reddedilmesini talep etmiştir.

İdari sözleşmelerin sonlandırılması ile ilgili ihtilâflarda, görev yetkisinin nasıl saptanacağı ile ilgili
YİM/İstinaf 6/2013 D.6/2014'te, daha önceki -bazı YİM ve YİM/ İstinaf kararlarına da atıfta bulunularak şöyle denmektedir:

"Görev yetkisi ile ilgili olarak YİM'in kararlarında
benimsediği prensiplere göre, İdare kamu gücünü
kullanarak, sözleşmenin içeriğinde yer almayan sebep
- veya sebeplerle sözleşmeyi feshederse, alınan bu
kararın denetimi Yüksek İdare Mahkemesi yetkisindedir.
Böyle bir kararın hükümsüz kılınması veya iptal edilmesi
için Yüksek İdare Mahkemesinde dava açılmalıdır. Eğer
İdare akit taraf -gibi hareket eder ve sözleşmede yer
alan bir veya birden fazla sebebe dayanarak sözleşmeyi
sona erdirirse, bu durumlarda ihtilafı sonuçlandırmaya
yetkili Mahkeme Kaza Mahkemesidir.

YİM 108/2009 D.6/2012 sayılı davanın çoğunluk karar-ında,
bu kural şöyle ifade edilmektedir:

'Sözleşmede kural olup olmadığına bakılmaksızın,
idare, karar veya işlemini kamu gücüne dayanarak
gerçekleştiriyorsa, (örneğin, idarenin kamu gücünü
kullanarak, idari sözleşmede yer alan hükümlere-
aykırı bir şekilde sözleşmeyi sonlandırması) bu
konudaki ihtilâfın çözüm yeri, idari yargıdır.
Eğer idare, idari karar veya işlemi gerçekleştirirken
akit taraf olarak hareket ediyorsa, o zaman ihtilafın
çözüm yeri Hukuk Mahkemeleridir.'


-YİM İstinaf 1/2012 D.5/2012 ve YİM 124/2010 D.32/2013
sayılı kararlarda da bu kural teyit edilerek, yetkili
Mahkeme bu kural gereğince saptanmıştır."


YİM/İstinaf 6/2013 D.6/2014'te de atıfta bulunulan
YİM/İstinaf 1/2012 D.5/2012'de, iki- yanlı işlemler olan idari sözleşmeler ve idari sözleşmelerde görev yetkisi ile ilgili olarak yukarıda belirtilen kural teyit edilirken şöyle denmiştir:

"İdari sözleşmeler, idare ile özel kişinin iradelerinin
uyuşumu ile doğan iki yanlı işlemlerd-ir. Konu ile ilgili

olarak Zaim Necatigil'in KKTC Anayasası ve Yönetim Hukuku
isimli eserinin 83'üncü sayfasında şöyle denilmektedir:

'Bir de, yönetim ve başka kişilerin karşılıklı
olarak iradelerini açıklamaları ile yaptıkları
işlemler vard-ır ki bunlara iki yanlı işlemler
denilmektedir. Bu kümede olan işlemlere
yönetimin taraf olduğu sözleşmeler örnek olarak
gösterilmektedir. Sözleşmeler iptal davasının
konusu dışında kalır. Bir sözleşmenin feshi ve
tazminat istemi özel hukuk dalında- olan konulardır.
Buna karşın sözleşmeden ayrılabilen yönetsel
işlemler iptal davasına konu olabilir. Örneğin,
Devlet ihalelerinde İhale Komisyonunun kararları
iptal davasına konu yapılabilmektedir.'


İdarenin ve sözleşmeci kişinin sözleşme hükümleri-ne
uymaması onların akdi sorumluluğunu doğurur. Sözleşmenin
uygulanmasına ilişkin işlemler, sözleşmenin tarafları
bakımından ayrılabilir işlem olarak kabul edilmedikleri
için, bunlara karşı iptal davası açılamaz. (Gör:Kemal
Gözler İd-are Hukuku, cilt 2, sayfa 229)

İdari sözleşmelerin uygulanmasından doğan veya
Sözleşmeden kaynaklanan fesih şartlarından doğan
uyuşmazlıklar,Anayasanın 152'nci maddesi altında iptal
davası konusu oluşturmadığı için, Yüksek İdare
Mahkemesini-n bu tür uyuşmazlıklarda yargı yetkisi
yoktur. Anayasanın 152'nci maddesi altında iptal davası
konusu oluşturmayan idari sözleşmelerin uygulanmasından
ve/veya feshinden kaynaklanan ihtilaflar ile zarar ziyan
ve tazminat talepleri özel hukuk- kapsamındadır.

Sözleşmenin yürürlüğü ile ilgili olan şartlara ilişkin
yapılan işlemler ve kararlar özel hukuk kapsamındadır.
Bahse konu işlemler, sözleşmenin icrasına ilişkin
sözleşmenin herhangi bir şartını yerine getirme şeklinde
-olabileceği gibi, sözleşmeyi sonlandırma şeklinde de
olabilir."


Görev yetkisi ile ilgili YİM'in benimsediği bu prensiplerden hareket ederek, Davacı ile Davalı arasındaki 29/7/2010 tarihli sözleşmeyi ve Davalının Davacıya gönderdiği ve sözleşm-eyi sonlandıran 4 Ağustos 2015 tarihli fesih ihbarını inceleyerek yetkili mahkemenin saptanması gerekmektedir.
Yetkili mahkemeyi saptayabilmek için, Davalının Davacı
ile aralarındaki hizmet sözleşmesini sonlandırırken akit
taraf gibi hareket ederek -sözleşme kurallarına dayanarak mı, yoksa sözleşme kuralları dışında İdarenin kamu gücüne dayanarak mı sonlandırdığının tespit edilmesi gerekmektedir.

Davacı ile Davalı arasındaki 29/7/2010 tarihli Hizmet Sözleşmesinin 3. maddesi aynen şöyledir:


- "3- Bu sözleşmenin süresi 01 Ağustos, 2010 tarihinden
31 Temmuz, 2011 tarihine kadardır. Ancak anılan
sürede taraflardan birinin diğerine İş Yasası'na
uygun olmak üzere öncesinden yazılı ihbar
vermesiyle bu sözleşme fesih e-dilebilir. İhbar
önellerine uygun olarak fesh edilmeyen hizmet
akdi yeniden imzalanmasına gerek olmaksızın bir
yıllık sürelerle yürürlükte kalır. Cumhurbaşkanlığı
herhangi bir sebep göstermeksizin 1 ay ihbarla
işbu -sözleşmeyi feshedebilir."



Tarafların kabul ettiği müşterek olgulara göre, taraflar arasındaki Hizmet Sözleşmesi sözleşmenin üçüncü maddesi gereğince, taraflardan biri İş Yasası'na uygun ihbar göndererek sözleşmeyi feshetmediği için, sözleşme aynı m-addeye istinaden, 31/7/2015 tarihine kadar, 1 yıllık sürelerle yenilenmiş ve son olarak 1/8/2015 tarihinde de, 3. madde gereğince 1 yıl süre ile yenilenmiştir.

Davalı 4/8/2015 tarihinde Davacıya gönderdiği bir yazı ile, 29/7/2010 tarihli Hizmet Sözle-şmesini 14/9/2015 tarihi itibarı ile sonlandırdığını Davacıya bildirmiştir.

4/8/2015 tarihli İhbar aynen şöyledir:



"KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANLIĞI

Sayı: CMB.0.00-DP.48-15/ 4 Ağustos 2015

Sayın Ergin AKALP-LER,
Lefkoşa.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı
Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası'nın
10'uncu maddesi uyarınca Cumhurbaşkanlığı'nda yürütmekte
olduğunuz 'Ekonomi Danışmanı' görevinize, tarafınızca
imzalana-n 29 Temmuz 2010 tarihli Hizmet Sözleşmesi'nin
3'üncü maddesine uygun olarak, Cumhurbaşkanı'ndan aldığım
talimata atfen 14 Eylül 2015 tarihi itibarıyla son
verileceğini bilgilerinize sunarım.

Bugüne kadar vermiş olduğunuz hizmetler için teş-ekkür
eder, bundan sonraki yaşamınızda başarılar dilerim.


Gürdal HÜDAOĞLU
Müsteşar"


Akit tarafları Davacı ile Davalı olan 29/7/2010 tarihli Hizmet Sözleşmesinin 3. ma-ddesine göre, 1 Ağustos 2010 tarihinden 31 Temmuz 2011 tarihleri arasındaki 1 yıllık süre için yapılmış olan sözleşme, akit taraflardan herhangi birinin, sözleşme sona ermeden önce, İş Yasası'na uygun olarak vereceği yazılı ihbar ile feshedilebilir. Bu şek-ilde sonlandırılmayan hizmet sözleşmesi ise bir yıllık sürelerle yenilenip yürürlükte kalmaya devam eder.

Hizmet Sözleşmesinin yine aynı maddesine göre, Davalı Cumhurbaşkanlığı herhangi bir sebep göstermeksizin 1 aylık ihbarla sözleşmeyi feshedebili-r.

29 Temmuz 2010 tarihli Hizmet Sözleşmesinin 3. maddesindeki bu kurala göre, Cumhurbaşkanlığı, sözleşmedeki bu kurala dayanarak Davacı ile arasındaki Hizmet Sözleşmesini feshedebilir. Diğer bir ifade ile sözleşmenin 3. maddesi, Davalıya yani KKTC C-umhurbaşkanlığına sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkını vermektedir.

Davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından Davacıya gönderilen
4 Ağustos 2015 tarihli ihbarla, Davacının Cumhurbaşkanlığında hizmet sözleşmesi ile yürüttüğü "Ekonomi Danışmanı" gö-revine,
29 Temmuz 2010 tarihli Hizmet Sözleşmesinin 3. maddesine uygun olarak son verildiği bildirilmiştir.

29/7/2010 tarihli Hizmet Sözleşmesinin 3. maddesindeki kurallar ve Davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından Davacıya gönderilen 4 Ağustos 2015 tari-hli Davacının görevine son veren ihbar, belirttiklerimiz çerçevesinde göz önüne alındığı zaman, Davacı ile Davalı arasındaki Hizmet Sözleşmesinin Davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından Hizmet Sözleşmesinde yer alan bir kurala göre ve akit taraf gibi hareket ed-erek sonlandırıldığı
ve sözleşmeyi sonlandırırken kamu gücünü kullanmadığı görülmektedir.

Vardığımız bu bulguya göre, Davacı ile Davalı arasındaki Hizmet Sözleşmesinin sonlandırılmasında sözleşmenin tarafı olarak hareket eden Davalı Cumhurbaşkanlığın-ın, sözleşmedeki kurala dayanarak sözleşmeyi feshettiği ve kamu gücüne dayanan bir kararı veya işlemi bulunmadığı nedeniyle, ihtilâfın özel hukuk sahasında ve kaza mahkemesinin görev alanında olduğu, diğer bir ifade ile bu ihtilâfta yetkili mahkemenin kaza- mahkemesi olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Bu saptama sonucunda, ihtilâfın Yüksek İdare Mahkemesinin görev yetkisinde olmadığı ve davanın bu nedenle reddedilmesi ile ilgili Davalı tarafından ileri sürülen iptidai itirazın kabul edilmesi ve davanın -ret ve iptal edilmesi gerekmektedir.


Netice itibarıyla, Davacının davası ret ve iptal edilir.

Dava masrafları Davacı tarafından ödenecektir.




Mehmet Türker Tanju Öncül Beril Çağdal
Yargıç Yargıç - Yargıç




29 Haziran, 2017



















9






Full & Egal Universal Law Academy