Yüksek İdare Mahkemesi Numara 192/2017 Dava No 13/2019 Karar Tarihi 19.04.2019
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 192/2017 Dava No 13/2019 Karar Tarihi 19.04.2019
Numara: 192/2017
Dava No: 13/2019
Taraflar: Metin A. Hakkı(Lefkoşa’lı Murat Metin Hakkı’nın yetkili vekili sıfatıyla)ve diğeri ile KKTC Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu vasıtasıyla KKTC ve diğeri arasında
Konu: Usul sakatlıkları - asli ve tali usul sakatlıkları - asli usul sakatlıklarının idari işlemin iptalini gerektirmesi - yasadaki bildirim yükümlülüğüne uyulmaması -
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 19.04.2019

-D.13/2019 YİM: 192/2017


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasa'nın 152. Maddesi Hakkında


Mahkeme Heyeti: Mehmet Türker, Tanju Öncül, Beril Çağdal


Davacı: No.1- Metin A. Hakkı, (Lefkoşa'lı Murat Metin
Hak-kı'nın yetkili vekili sıfatıyla), 21 Sakarya
Sokak, Köşklüçiftlik, Lefkoşa.
No.2- Dr.Tekin A. Hakkı; 140 Wolmer Gardens, Edgware,
Middx - İngiltere.

- ile -


Davalı: No.1- KKTC Taşınmaz Eski- Eserler ve Anıtlar Yüksek
Kurulu vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa.
No.2- Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü
vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa.

A r a s ı n d a

Davacı No.(1) namına-: Avukat Şevket Gazi
Davacı No.(2) namına: Avukat Yusuf Tekinay
Davalılar namına: Kıdemli Savcı İlter Koyuncuoğlu


------------------

K A R A R


Mehmet Türker: Davacı Davalılar aleyhine açtığı dava il-e:

"a) KKTC Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu
ve/veya Davalı No.1 tarafından 17.01.2017 tarihinde
alınan kararda belirtilen Ahmet Vural Behaeddin
Eserlerinin 2. kez listelenmesini öngören ve KKTC
Resmi Gaz-ete'de 03/10/2017 tarih ve 162 sayılı
Resmi Gazete'nin Ek III Tebliğ ve İlanlar bölümünde
sayfa 1341'de 597 karar sayı numarası ile
yayınlanan ve ilişikte bir sureti 'Ek 1' olarak
sunulan 597 sayılı kararın ve/veya bu karar
- gereğince yapılan işlemlerin tamamen hükümsüz
ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğurmayacağına dair bir karar;

b) KKTC Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu
ve/veya Davalı No.1 tarafından 17.01-.2017 tarihinde
alınıp bir sureti 'Ek 2' olarak ilişikte sunulan
17/15 sayılı ve II. Selim Caddesi Köşklüçiftlik
mahallesinde kain Pafta/Harita XXI/46.2.1 &
XXI/46.2.III, Blok 27, Parsel 16/14 referanslı
bina ve/vey-a taşınmaz malı I. Derece mimari değeri
haiz bina statüsünde listeleyerek koruma altına
alan kararın ve/veya bu karar gereğince yapılan
işlemlerin tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna
ve herhangi bir sonuç doğurmayacağı-na dair bir karar"

verilmesini talep etmiştir.


Davalılar, Davacıların Talep Takririne karşı dosyaladıkları Müdafaa Takriri ile Davacıların iddialarını reddedip, Davacıların davasının reddedilmesini talep etmişlerdir.

Davanın duruşmasında Dav-acılar herhangi bir tanık celbetmemişler, Davalılar ise 2 tanık celbederek şahadet
sunmuşlardır. Duruşma esnasında 17 adet belge emare olarak ibraz edilip, Emare 1 - 17 olarak kaydedilmiştir.

OLGULAR
Tarafların müştereken beyan ettikleri dava ile i-lgili ihtilâfsız olgular şöyledir:

-Davacılar, 20.4.2006 tarihinden ve/veya o tarihlerden beri ve/veya çok uzun zamandan beri II.Selim Caddesi Köşklüçiftlik Mahallesinde kain Pafta/Harita XXI/46.2.1 & XXI/46.2.III, Blok 27, Parsel 16/14 referanslı bina ve/veya taşınmaz malın eşit oranda (1/2-'şer hisse) kayıtlı mal sahipleridirler;
Davalı No.1'in temsil ettiği KKTC Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu 60/1994 sayılı Yasaya binaen tüzel kişilik kazanan ve /veya oluşturulan ve yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan bir organ veya ma-kamdır. Davalı No.2'nin temsil ettiği Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü, 60/1994 sayılı Yasaya binaen eski eserler ve müzelerden sorumlu olan ve yürütsel veya yönetsel bir yetki kullanan bir organ ve/veya makamdır.
Davacıların, 18/8/2016 tarihinde- yetkili vekili olan Metin Hakkı dava konusu gayrimenkulün kayıtlı mal sahiplerinden aldığı yetkiye binaen ve onların namına taşınmazdaki mevcut tek katlı binayı yıkım için izin talep ettiği başvuruyu Şehir Planlama Dairesi ve/veya ilgili dönemdeki Planla-ma makamı nezdinde dosyaladı.
Başvuran, sair şeyler yanında, talep ettiği izin için kendisini yetkilendiren vekaletname, mülkiyet durumunu ispatlayan güncel koçan ve/veya araştırma belgelerini ve ölçeğe göre hazırlanmış bir kadastro harita suretlerini de t-alebini tamamlayıcı belgeler olarak dosyaladı. Başvuruya aynı gün 16 LŞA 435 referansı verildi. Başvuranın Şehir Planlama Dairesi ve/veya Planlama makamı nezdindeki muhtelif tarihli birçok sözlü girişiminden sonra, takriben 13.10.2016 tarihinde Şehir Planl-ama Dairesi ve/veya Planlama makamı, ŞPD.LİP.Po1/16-290 sayılı bir yazı ile başvuranın başvurusu hakkında Davalı No.1'den görüş talep etti.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi (DAÜ-KAM), 10/01/2017 tarihinde Eski Eserler ve Müzeler Daire-si Müdürlüğüne muhatap yazmış olduğu "Ahmet Vural Behaeddin Eserlerinin Listelenmesi hk" konulu yazı ile Ahmet Vural Behaeddin Eserleri ile ilgili olarak Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkezi'nin yapmış olduğu çalışmayı sunarak, bu çalışma-da belirtilen, aralarında dava konusu taşınmazın da bulunduğu, 13 eserin ivedilikle listelenmesi için gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Davalı No.1, 17/01/2017 tarihinde gerçekleşen 580 sayılı toplantısında, aralarında dava konusu taşınmazın da bulundu-ğu 13 adet taşınmazı 17/15 sayılı kararı ile 1.Derece mimari değeri olan bina olarak listelemiştir. Bu karar 01.02.2017 tarihli Resmi Gazete'de 24 sayılı Ek III Tebliğ ve İlanlar Bölümünde, sayfa 202'de 108 sayılı karar olarak neşredildi.
Davalı No.1 19/09-/2017 tarih ve 590 No.lu toplantısında aldığı 17/93 sayılı karar ile 17/01/2017 tarihli toplantısında 1.Derece mimari değeri olan bina olarak listelediği, aralarında dava konusu taşınmazın da bulunduğu 13 adet taşınmazı ve 03/10/2017 tarihli "Ek1" Resmi Ga-zete'de 162 sayılı Ek II Tebliğ ve İlanlar Bölümünde 1341.sayfada 597 sayılı karar ile yayınlanmak sureti ile aralarında dava konusu taşınmazın da bulunduğu 13 adet taşınmaz 2.kez listeledi ve/veya listelenmesi kararını verdi.
Davalılar, dava konusu kararı- ve/veya kararları almadan önce ve/veya aldıktan sonra Davacılara söz hakkı vermedi ve/veya herhangi bir tebligat yapmadı ve/veya adreslerine yazılı bildirim yapmadı ve/veya günlük iki yerel gazetede ilan yolu ile bildirim yapmadılar.
-
İNCELEME
Davacılar Avukatının hitabında, Talep Takririndeki iddialarına uygun olarak ileri sürdüğü hususlar şöyle özetlenebilir:

1. 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'na göre bir taşınmaz malın derecelendirilebilmesi için sit alanında olması g-erekir. Sit alanı ilan edilmemiş bir taşınmaz malın derecelendirilmesi yapılamaz. Eski Eserler Yasası, Davalılara, dava konusu taşınmaz malı 1. derece mimari değeri olan bir taşınmaz olarak değerlendirme yetkisi vermemektedir. Yasa'nın 7(1) maddesine göre,- listelenecek taşınmazın eski eser olması veya tarih öncesi veya tarihi dönemler hakkında bilgi vermesi olası yerler olması ve doğal ve doğal varlıkların arkeolojik, tarihsel, sanatsal, bölgesel, ekonomik ve benzeri özellikleri dikkate alınarak listelenmes-i gerekmektedir. Ünlü bir mimar olan Ahmet Behaeddin'in eseri olmasının Davalılara, dava konusu taşınmaz malı listeleme yetkisi vermez. Bu nedenle, karar, yetkisizlik nedeniyle iptal edilmelidir.

2. Davalılar listeleme kararını Resmi Gazete'de yayı-mlayıp ilan ettikten sonra Davacıların bilinen adreslerine yazılı olarak bildirmek, adresleri bilinmezse günlük iki yerel gazetede ilan ederek Davacılara bildirmekle yükümlü olduğu halde bildirmediklerinden alınan karar 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'n-a ve İyi İdare Yasası'na aykırı olduğundan sakat olup iptal edilmesi gerekmektedir.

3. Karar gerekçesizdir.

4. Kararın alınmasında kamu yararı yoktur. Çünkü bu eserler değerli bir mimar olan Ahmet Vural Behaeddin'in olsa bile bu eserlerin korum-aya alınması Yasanın amacına uygun olmadığından alınan kararda kamu yararı yoktur.

5. İdare bu kararı alırken, İyi İdare Yasası'nın 8. maddesindeki orantılılık ilkesine uygun hareket etmemiştir. Çünkü listeleme ile Davacıların taşınmaz mal üzerindeki- insai hakları kısıtlanmış ve mülkiyet hakları da bir şekilde kısıtlanmıştır.

Davalıları temsil eden Savcıya göre ise:

1. Davalılar 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 4. ve 7. madelerine uygun olarak bu kararları almışlardır. Listelenen ta-şınmaz Yasa'nın 4. maddesindeki eski eserler tanımına uygundur ve 7. maddeye göre listelenebilecek taşınmazdır.

2. Sunulan şahadete göre Ahmet Vural Behaeddin Kıbrıs'ta modern mimarinin birinci ismidir. Dünya çapında da öyle kabul edilen bir mimardır-. Eserlerinin korunması gerekmektedir. Karar bu gerekçelerle alınmış olup Yasaya uygundur. Bu nedenlerle, Davacıların davasının reddedilmesi gerekmektedir.

3. Savcı, alınan kararın İyi İdare Yasası'nın 13, 16 ve 17(3) maddeleri ve 60/1994 sayılı Yasa-'nın 7(A) maddesine uyularak alınmadığını ve bu maddelere uyulmamasının kararı sakatladığı kanaatinde olduğunu ancak takdiri Mahkemeye bıraktığını da belirtmiştir.

Tarafların hitaplarında belirttikleri ve yukarıda özet olarak aktardığımız argümanları-nı göz önüne alıp değerlendirdikten sonra, öncelikle Davalılar tarafından alınan ikinci kez listeleme kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı halde 5 gün içinde Davacıların adresine bildirilmemesinin 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'na aykırı olduğu neden-iyle kararın sakat olduğu ve iptal edilmesi gerektiği iddiasını incelemeyi uygun bulduk.

Davalıların davaya konu kararı alırken dayandıkları 60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 7. maddesi aynen şöyledir:
"7(1)Taşınmaz eski eserler-in, doğa varlıklarının ve/veya bunların içinde bulunduğu sit alanlarının saptanması Müdürlük tarafından yapılır. Müdürlük saptama iş ve işlemlerini kendi uzmanlarıyla yapabileceği gibi, varlıkların niteliklerine göre Planlama Makamı veya diğer ilgili kuru-m, kuruluş ve heyetlerle de işbirliği yapabilir. Saptamalarda eski eserlerin veya tarih öncesi ve tarihi dönemler hakkında bilgi vermesi olası yerlerin ve doğa varlıklarının arkeolojik, tarihsel, sanatsal, bölgesel, ekolojik ve benzeri özellikleri dikkate- alınır.(2)Yukarıdaki (1)'inci fıkra uyarınca saptanmış olan taşınmaz eski eserlerin, doğa varlıklarının ve/veya belirlenmiş sit alanlarının listesi, onaylanmak ve/veya ilan edilmek üzere Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulur.(3)Yukarıdaki (1-)'inci ve (2)'inci fıkranın genelliğini etkilemeksizin, kentsel sit olan veya kentsel sit olma özelliğine sahip alanlarda, yukarıdaki (1)'inci fıkrada belirtildiği şekilde yapılacak saptamaya bağlı olarak, İmar Yasası'nın 26'ncı maddesi uyarınca Planlama M-akamı da Müdürlükle işbirliği içinde tarihi ve kültürel değere sahip bina veya binaların listesini hazırlayarak Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunma yetkisine sahiptir.(4)Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından onaylanan taşınmaz eski eserler, doğa varlık-ları ve/veya bunların içinde bulunduğu sit alanları, onaylandığı tarihten başlayarak listelenmiş ve/veya ilan edilmiş olurlar ve taşınmaz eski eser veya doğa varlığı muamelesi görürler.(5)(A)Yukarıdaki (2)'inci, (3)'üncü ve (4)'üncü fıkraların kurall-arına bakılmaksızın, inşai ve fiziki müdahalelerin çok hızlı ve yaygın olduğu sit alanı olma özelliğine sahip alanlar ve/veya bu alanlardaki tarihi ve kültürel değere sahip bina ve/veya bina grupları ve/veya diğer kültür varlıkları ve/veya doğa varlıkları,- Müdürlük ve/veya Planlama Makamı tarafından saptanır ve hazırlanan liste Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulur.(B)Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulan liste ve/veya sit alanları, Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından onaylandığı tarihten başla-yarak altı ay süre ile listelenmiş sayılır.(C)Yukarıdaki (b) bendinde belirtilen süre içinde, onaylanmış olan sit alanı ve/veya liste, aynen veya değiştirilerek ikinci kez Anıtlar Yüksek Kurulu'nun onayına sunulur. Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından i-kinci kez onaylanan sit alanı ve/veya liste listelenmiş olur ve onaylandığı tarihten başlayarak eski eser veya doğa varlığı muamelesi görür.(6)Yukarıdaki (4)'üncü ve (5)'inci fıkralar uyarınca listelenmiş taşınmaz eski eserler, doğa varlıkları ve/veya- bunların içinde bulunduğu sit alanları, Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle ilan edilir(7)(A)Müdürlük, listeleme kararını, Resmi Gazete'de yayımlamak suretiyle ilan eder ve en geç beş gün içinde maliklerin bilinen adreslerine yazılı olarak bildiri-r. Adresi bilinmeyen maliklere ise,günlük iki yerel gazetede ilan yoluyla bildirim yapılır.
Ancak, yazılı olarak veya ilan yoluyla yapılan bildirimlerin maliklere ulaşmaması, listeleme kararının kesinleşmesini engellemez ve geçerliliğini etkilemez.-(B)Listelenen taşınmaz eski eserler, doğa varlıkları ve/veya bunların içinde bulunduğu sit alanlarının tapu kütüğündeki ilgili hanelerine, korunması gerekli eski eser ve doğa varlığı olduğu hususunda kayıt konur.(8)Her ne surette olursa olsun duruml-arı itibariyle saptanamadıklarından listelenmeyen veya listelenemeyen eski eserler ile doğa varlıkları ve/veya bunların içinde bulunduğu alanlar, korunması gerekli olma özelliklerini yitirmezler. Zaman zaman saptanan bu varlıklar aynı yöntemle listelenirl-er.(9)Sualtındaki korunması gerekli eski eserlerin bulunduğu bölgeler ilgili uzmanlar ve/veya heyet, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak Müdürlükçe saptanır ve yukarıdaki fıkralarda belirtildiği şekilde listelenir. Bu bölgelerin dışında kalan a-lanlar, Bakanlar Kurulu kararı ile turistik ve sportif amaçlı dalış alanı olarak ilan edilebilir."
Bu maddenin 5. fıkrasına göre, Müdürlük (Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü) veya Planlama Makamı (Şehir Planlama Dairesi) taşınmaz eski eserler-i, doğa varlıklarını, sit alanlarını ve maddede belirtilen diğer özelliklere sahip taşınmaz malları saptayıp listeler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun onayına sunar. Anıtlar Yüksek Kurulunun onayına sunulan liste ve/veya sit alanları, Anıtlar Yüksek Kurulunun o-nay tarihinden itibaren 6 ay süre ile listelenmiş olur. Altı ay sonunda onaylanmış olan liste ve/veya sit alanı, aynen veya değiştirilerek ikinci kez Anıtlar Yüksek Kurulunun onayına sunulur. Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından ikinci kez onaylanan sit alanı -ve/veya liste listelenmiş olur ve onaylandığı tarihten itibaren eski eser veya doğa varlığı muamelesi görür.

Maddenin 7(A) fıkrasına göre ise, "Müdürlük listeleme kararını Resmi Gazete'de ilan eder ve en geç 5 gün içinde maliklerin bilinen adresleri-ne yazılı olarak bildirir. Adresi bilinmeyen maliklere ise günlük iki yerel gazetede ilan yolu ile bildirim yapılır." Maddenin bu bendinden anlaşılacağı gibi, Yasa İdarenin bu maddeye istinaden alacağı kararlar için bir usul öngörmüştür. Buna göre Müdürlüğ-ün (İdare) ikinci kez onaylama ve listeleme kararını Resmi Gazete'de yayımlaması ve aynı zamanda 5 gün içinde de maliklerin adresine bildirmesi gerekmektedir. Maliklerin adresinin bilinmemesi durumunda ise günlük iki yerel gazetede ilan edilmek suretiyle m-aliklere bildirim yapılması gerekmektedir.

Tarafların müştereken sunduğu ihtilâfsız olgulara göre, Müdürlük dava konusu ikinci listeleme ve onay kararını Resmi Gazete'de yayımladı, ancak 5 gün içerisinde maliklerin yani Davacıların bilinen adreslerin-e yazılı olarak bildirim yapmadığı gibi, günlük iki yerel gazetede de ilan yoluyla yayımlamamıştır.

İdare Hukukunda idari işlemin yapılmasında izlenen yollara usul denir. İdare bir işlemi yaparken uyması gereken usul kurallarına uymazsa ve işlemi usu-l kurallarına aykırı olarak yaparsa o işlemde usul sakatlığı oluşur. Usul sakatlıkları, işlemin hukuka aykırılığı ve iptali sonucuna yol açabilir. Ancak her tür usul sakatlığı işlemin hukuka aykırılığı ve iptali sonucunu yaratmaz. Usul sakatlıkları işlemin- iptali sonucunu yaratıp yaratmamasına göre asli usul sakatlıkları ve tali usul sakatlıkları olarak ikiye ayrılmaktadır.

Bu hususta Kemal Gözler'in İdare Hukuku isimli eserinde, II. Baskı, Cilt 1, sayfa 889'da şöyle denmektedir:

"Bir işlemi-n uyması gerektiği usûl kurallarına
aykırı olarak yapılmasına 'usûl sakatlığı (vice de
procédure) denir. Usûl sakatlığının yol açtığı genel
sonuç, işlemin hukuka aykırılığı ve dava açılması
hâlinde iptalidir. Ancak idare hukukunda her tü-r
usûl sakatlığı işlemin iptal edilmesine yol
açmamaktadır. İşte işlemin iptal edilmesi sonucunu
doğurup doğurmamaları bakımından usûl sakatlıkları
arasında 'aslî usûl sakatlığı' ve 'tali usûl
sakatlığı' şeklinde ikili bir ayrım yapıl-maktadır."

" 'Aslî şekil sakatlıkları', işlemi hukuka aykırı
hâle getiren ve dava açılması hâlinde iptal edilmesi
sonucunu doğuran usûl sakatlıklarıdır. 'Tali şekil
sakatlıkları' ise işlemi hukuka aykırı hâle getirmeyen
ve dava açı-lması hâlinde iptal edilmesi sonucunu
doğurmayan usûl sakatlıklarıdır."

Aynı eser, sayfa 890'da Asli Usul Sakatlıkları ve Tali Usul Sakatlıkları için şöyle denmektedir:

"1. Aslî Usul Sakatlıkları (Aslî Usûl Kuralları).-
Yukarıda da bel-irttiğimiz gibi, aslî usûl sakatlıkları,
uyulmaması hâlinde işlemin iptaline yol açan usûl
sakatlıklarıdır. Bu tür sakatlıklar şu iki grup
altında toplanabilir:

a) Yapılan işlemin yönünü değiştirebilecek nitelikte
olan usûl kurallar-ına uyulmaması aslî usûl sakatlığına
yol açar. Diğer bir ifadeyle, işlemin sonucu üzerinde
etkili olabilecek sakatlıklar, aslî usûl sakatlıklarıdır.
Yani, uyulması hâlinde karar bir başka yönde olabilecek
idiyse o usûl kuralı bir aslî usûl -kuralıdır ve ona
uyulmaması aslî usûl sakatlığı sonucunu doğurur ve
işlemin iptal edilmesi sonucunu doğurur.

b) İdare edilenlerin haklarını korumaya yönelik usûl
kurallarına uyulmaması aslî usûl sakatlığına yol açar.
Bu durumda işle-min sonucu değişmeyecek olsa bile yine
ortada bir aslî usûl sakatlığı vardır; çünkü idare
edilenlerin hakları çiğnenmiştir. Örneğin savunması
alınmadan bir kişiye disiplin cezası verilmesi
durumunda bir aslî usûl sakatlığı vardır; bu durum-da
işlem sırf bu nedenle (bu sakatlık sonucu etkilememiş
olsa bile) iptal edilmelidir.

2. Tali Usul Sakatlıkları (Tali Usûl Kuralları).-
Asli usûl sakatlığı olmayan sakatlıklar, yani işlemin
sonucunu etkilemeyecek ve keza idare edil-enlerin
haklarını korumaya yönelik olmayan sakatlıklar, tali
usûl sakatlığı; işlemin iptal edilmesine yol açmazlar."
Karar üzerinde etkisiz usul sakatlıkları, gösterici nitelikteki sürelere uyulmaması, sadece idarenin yararına konulmuş usuller-e uyulmamasının tali usul sakatlığı olup işlemin iptaline yol açmayacağı ve idarenin bağlı yetki ile işlem yaptığı durumlarda da usul kurallarının tali usul kuralı niteliğinde olduğu ve bağlı yetki ile yapılan bir işlemde usul kurallarına uyulmamasının işl-emin iptali sonucunu doğurmayacağı, idarenin imkansız ve yararsız usullere uymak zorunda olmadığı, idarenin bu usullere uymadan yaptığı işlemlerde de tali şekil sakatlığı oluştuğu aynı eserde sayfa 890 ve 891'de belirtilmektedir.

Bu husustaki YİM ka-rarlarına göz atıldığında, Yüksek İdare Mahkemesinin YİM 18/1977 sayılı kararında şöyle denmektedir:
-
"İdari Hukukta herhangi bir işlemi yapmağa yetkili bir organın yetkileri ve takip edeceği usul genellikle bir yasa, tüzük veya yönetmelikle düzenlenir. ..Takip edilecek usul tüzük, yasa veya yönetmelikle belir-lendiği hallerde, böyle bir organın belirle-nen usullere uyması gerektiği kuşkusuzdur. Yasa, tüzük veya yönetmelikle belirlenen usullere uyulmadığı hallerde yetkili organın verdiği herhangi bir karar İdare Mahkemesi tarafından iptal edilebilir. Usule uyulmayan hallerde verilen bir kararın iptal edil-ebilmesi için ihlal edilen hükmün buyurucu ve kusurun basit bir kusur olmaması ve kusurun işlemin esasına etkili olması gerekir. Usule uymamakla işlenen kusur basit, önemsiz ve işlemin esasını etkilemeyen bir kusur ise verilen karar iptal edilemez... Hangi- kusurların basit, önemsiz ve işlemin esasını etkileyici nitelikte oldukları İdare Mahkemelerinin verdikleri kararlarla saptanır."


Bu prensipler YİM 211/1988 D.8/1991 sayılı kararda da,
YİM 18/1977 sayılı karara atıfla uygulanmıştır. Yüksek İdare M-ahkemesinin bu kararlarına göre de bir idari kararın alınmasında izlenmesi gereken usul (yöntem) yasa, tüzük veya yönetmelikle belirtilmişse, bu usulün uygulanmaması alınan idari kararın iptalini gerektirebilir (Bu hususta yine gör,
YİM 213/2015 D.36/2017-, Anayasa ve Yönetim Hukukunun Esasları, Zaim Necatigil sayfa 216 ve YİM/İstinaf 28/1987 D.9/1989).

Aktardığımız usul (yöntem) ile ilgili prensipleri meseleye uygulayıp, Davalıların dava konusu kararı alırken Yasanın öngördüğü usule uymaması ve ikinc-i kez listeleme ve onaylama kararını, maliklerin yani Davacıların bilinen adreslerine bildirmemesinin kararın iptalini gerektirecek bir asli usul sakatlığı mı, yoksa kararın iptalini gerektirmeyen bir tali usul sakatlığı mı olduğunu saptamamız gerekmektedi-r.

60/1994 sayılı Eski Eserler Yasası'nın yukarıya alıntıladığımız 7. maddesinin 7(A) fıkrasındaki düzenlemeye göre, Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun onayladığı Davacıların taşınmaz malının da içinde bulunduğu listeleme kararının Müd-ürlük tarafından Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra, en geç 5 gün içinde maliklerin bilinen adreslerine yazılı olarak bildirilmesi, adresi bilinmeyen maliklere ise günlük iki yerel gazetede ilan yoluyla bildirim yapılması gerekmektedir. 7(A) fıkrasının ş-art bendi ise "Ancak, yazılı olarak veya ilan yoluyla yapılan bildirimlerin maliklere ulaşmaması, listeleme kararının kesinleşmesini engellemez ve geçerliliğini etkilemez" demektedir. Şart bendindeki bu düzenlemeden ve 7(A) fıkrasının bütününden çıkan anla-m, ikinci kez alınan ve onaylanan listeleme kararının kesinleşmesi için maliklerin bilinen adreslerine yazılı olarak veya adresleri bilinmezse iki yerel gazetede ilan yoluyla bildirim yapılması gerektiğidir. Diğer bir anlatımla şart bendi ve 7(A) fıkrasını-n bütünü, maliklere yazılı olarak veya gazetede ilan yoluyla yapılan bildirimlerin ulaşmamasının listeleme kararının kesinleşmesini engellemeyeceğini ve geçerliliğini etkilemeyeceğini belirtirken, aslında maliklere yazılı veya ilan yoluyla bildirimi zorunl-u kılmakta ve ancak yazılı veya ilan yoluyla bildirim yapılması halinde listeleme kararının kesinleşeceğini düzenlemektedir.

Davalıların aldığı dava konusu listeleme kararı Davacılara ait taşınmaz mal üzerindeki Davacıların mülkiyet hakkını etkileye-n, taşınmaz mala gelişim yapımını, malın kullanım ve tasarruf şeklini kısıtlayan bir karardır. Yasa'nın 7(A) maddesi ile Davacıların haklarını etkileyecek böyle bir kararın alınması ve kesinleşmesi için karardan hakları etkilenecek maliklere yazılı veya ik-i yerel gazetede ilan yoluyla bildirim yapılması öngörülmekle, maliklerin haklarının korunması amaçlanmıştır. Bu maddedeki usul kuralı buyurucu ve basit olmayan işlemin esasını etkileyen bir usul kuralıdır. Bu usul kuralına uyulmaması alınan kararın veya y-apılan işlemin yönünü değiştirebilecek nitelikte bir kuraldır. Maliklerin yani Davacıların haklarını korumaya yönelik olan, buyurucu olup basit olmayan ve uyulmaması halinde alınan kararın yönünü değiştirecek nitelikte olan asli bir usul kuralıdır. Asli bi-r usul kuralı olan bu usul kuralına uyulmaması ve alınan kararın Davacıların bilinen adreslerine yazılı olarak bildirilmemesi alınan kararda kararın iptalini gerektiren bir asli usul sakatlığı oluşmasına neden olmuştur. Bu nedenle, Davalılar tarafından alı-nan ikinci kez listeleme kararının iptal edilmesi gerekmektedir. Ancak iptal edilmesine karar verilen, dava konusu idarenin listeleme kararına konu diğer taşınmazların maliklerinin bilinen adreslerine yazılı bildirim, adresi bilinmeyenlere ise günlük iki y-erel gazetede ilan yolu ile bildirim yapılıp yapılmadığına dair huzurumuzda herhangi bir olgu bulunmadığından, kararın sadece Davacıları ilgilendirdiği oranda iptal edilmesi gerekmektedir.

Davacılar tarafından iptali talep edilen Talep Takririnin (b)- paragrafına konu 17/1/2017 tarihli listeleme işlemi Davalı No.(1) tarafından 60/1994 sayılı Yasa tahtında 6 aylık bir süre için yapılan ve nihai karar olan Talep Takririnin (a) paragrafında iptali talep edilen 3/10/2017 tarihli kararın oluşması için yapıl-an bir hazırlık işlemi niteliğindedir. Hazırlık işlemlerinin hukuka aykırı olduğu saptansa bile icrai niteliği olmadığından iptali söz konusu olmaz. Hazırlık işlemlerindeki hukuka aykırılık, hazırlık işlemine dayanılarak alınan nihai icrai kararın iptal ed-ilmesi neticesini doğurmaktadır. Bu nedenlerle, Davacıların Talep Takririnin (b) paragrafındaki talebinin ret ve iptal edilmesi gerekmektedir.

Davalılar tarafından alınan Talep Takririnin (a) paragrafına konu 2. ve nihai listeleme kararının asli şeki-l sakatlığı nedeniyle iptal edilmesi gerektiği sonucuna vardıktan sonra, tarafların diğer iddialarını inceleme gereği kalmamıştır.

Netice itibarıyla, yukarıda belirttiklerimiz ışığında, KKTC Taşınmaz Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu ve/veya D-avalı No.1 tarafından 17.01.2017 tarihinde alınan kararda belirtilen Ahmet Vural Behaeddin Eserlerinin 2. kez listelenmesini ön gören ve KKTC Resmi Gazete'de 03/10/2017 tarih ve 162 sayılı Resmi Gazete'nin Ek III Tebliğ ve İlanlar Bölümünde sayfa 1341'de, -597 karar sayısı ile yayımlanan kararın ve/veya bu karar gereğince yapılan işlemlerin Davacıları ilgilendirdiği oranda tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.

Talep Takririnin (b) paragrafındaki- talep ret ve iptal edilir.




Dava masrafları Davalılar tarafından ödenecektir.



Mehmet Türker Tanju Öncül Beril Çağdal
Yargıç Yargıç Yargıç
-
-
-
19 Nisan, 2019









14






Full & Egal Universal Law Academy