Yüksek İdare Mahkemesi Numara 190/1992 Dava No 21/1995 Karar Tarihi 21.06.1995
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 190/1992 Dava No 21/1995 Karar Tarihi 21.06.1995
Numara: 190/1992
Dava No: 21/1995
Taraflar: V.Ö. Ve Din İ. Dair.ile İskan. Ve R. Bak.
Konu: Tahsisli malın kaynak paketine konması işleminin iptali-6.3.1975 tarih ve 6358 sayılı Kilise Mallarına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 21.06.1995

-D.21/95 YİM 190/92

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Metin A. Hakkı, Gönül Erönen

Müstedi: Vakıflar Örgütü ve Din İşle-ri Dairesi, lefkoşa
ile
Müstedaaleyh: 1. İskân ve Rehabilitasyon Bakanlığı vas. ile KKTC, Lefkoşa.
2. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu vas. ile
KKTC, Lefkoşa.
3. Lefkoşa Kaza Tapu Dairesi ve/veya Amiri vas. KKTC,
Lefkoşa.
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Av. Zeki Bayram.
Müstedaaleyh namına: Sv. Süleyman Candar.
İlgili Şahıs (1) namına: Av. Savaş Atakan.
İlgili Şahıs (2) namına: Av. Tevfik Mut.



H Ü K Ü -M

Taner Erginel: Müstedi, Vakıflar ve Din İşleri Dairesi, Lefkoşa'da Küçük Kaymaklı Bölgesinde Pafta No.XXI/31.W.1-W.2, E.1-E.2 Parsel No. 40 olan 21 dönüm 3 evlek 3000 ayakkare alanında bir taşınmaz malın kendisine tahsisli olduğu halde 15. kaynak Paket-ine konup İlgili Kişi No.(1)'e verildiğini iddia etmekte ve bu işlemin iptalini talep etmektedir.

Bşvuru konusu taşınmaz malın 1974'den önce kilise malı olduğu konusunda herhangi bir tereddüt yoktur. Bu konuda kesin bir bilgi sahibi olmak için Mahkememiz- duruşmaya kısa bir ara vermiş ve Tapu Dairesine giderek araştırma yapan taraflar müşterek bir beyanla bu malın 1974'den önce kilise malı olduğunu belirtmişlerdir.
Bakanlar Kurulunun Kuzey Kıbrıs'ta kalan Kilise mallarına ilişkin 6.3.1975 tarih ve 6358 sa-yılı bir kararı bulunmaktadır. Bu kararın 1. paragrafı şöyledir:

"(a) Kilise mallarının tümünün Evkaf'ın kontroluna verilmesinin prensip itibarıyle tasvibi ancak bu gibi kilise mallarının Evkaf'ın tahsisinden önce bir listesinin Kurul'un onayına sunulması-"

-Kararda sözü edilen onay işlemi gereçekleşmemekle birlikte bu karardan sonra kilise malları Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin kontroluna verildi ve Daire de bu mallardan yararlanmaya başladı. İskân Dairesinin yazışmalarında bu mallardan "kiliseye ait olup- Evkaf'a devredilen" veya "Evkaf'a ait mallar" olarak söz edildiği ve bu malların üçüncü kişilere tahsis edilmemesi için önlem alındığı görülmektedir. Kilise mallarını almak için müracaat eden kişlere İskân Dairesi öncelikle Vakıflar ve Din İleri Dairesini-n izninin alınması gerektiği yanıtını veriyordu. Bu nedenle genelde sorunla karşılaşmadan Vakıflar ve Din İşleri Dairesi kilise mallarını kullanmayı başardı ve 12.10.1990 tarihinde İskân Dairesine yaptığı müracaatla bu malların kesin tasarrufunu talep etti-.

Başvuru konusu mal diğer kilise malları gibi 1975 yılında Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin kontroluna verildi. 18.5.1989 tarihinde Daire, söz konusu malı İlgili Kişi No.(2) Derviş Eruman'a kiraladı. 31.8.1999 tarihine kadar uzayacak olan bu kira sözle-şmesinde İlgili Kişi No.(2)'nin orada çocuk ve hayvanat bahçesi yapacağı belirtilmektedir. İlgili Kişi No.(2) taşınmaz malda çocuk ve hayvanat bahçesi inşa etme çalışmalarını sürdürürken İskân Dairesi 16.10.1991 tarihinde 15. Kaynak Paketinde 1922. sırada -Pafta No.XXI/30.E.2 Parsel 40 olan 21 dönüm 3 evlek 3000 aykakkare alanında bir araziyi koyduğunu ilân etti. Araziye 5,657,450 puan değeri saptayan İskân Dairesi ilgililere müracaat etmeleri için 1 ay süre tanıdı.

1922. sırada bulunan araziye başka kişil-erin yanısıra İlgili Kişi No.(1) Özer Boyacı da müracaat etti. Müracaat edenler arasında Vakıflar ve Din İşleri Dairesi de vardı. Şöyle ki; Mülhak vakıf olan Hacı İsmail Ağa Vakfı ve Hacı Şemsi Kadın Vakfı'nın Mütevellisi olan Vakıflar ve Din İşleri Daires-i, bu vakıfların Güney'de kalan mallarına karşılık 15. Kaynak Paketinde bulunan çeşitli mallara müracaat etti. Müracaat edilen mallar arasında başvuru konusu 1922. sıradaki mal da bulunuyordu.

Yapılan müracaatları değerlendiren Eşdeğer Tazmin Komisyonu 1-922. sırada bulunan parsel 40'ı İlgili Kişi No.(1) Özer Boyacı'ya vermeye karar verdi. İlgili Kişi No.(1) de verilen karar uyarınca 17.7.1992 tarihinde söz konusu malın tapusunu aldı. Daha sonra malı inkişaf ettirmeyi düşünen İlgili Kişi No.(1) proje hazır-lamak amacıyle malı ziyaret ettiğinde orayı 10 yıllığına kiralamış olan İlgili Kişi No.(2) ile karşılaştı. Böylece Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin tasarrufuna verilen ve İlgili Kişi No.(2)'ye 10 yıllığına kiralanmış olan arazi ile 15. Kaynak Paketine kon-up İlgili Kişi No.(1)'e verilen arazinin aynı mal olduğu ortaya çıktı. Bu gerçek karşısında önümüzdeki başvuruyu dosyalayan Vakıflar ve Din İşleri Dairesi, İskân Dairesinin tahsisli bir malı Kaynak Paketine koyup İlgili Kişi No.(1)'e vermeye hakkı olmadığı-nı, yapılan işlemin haksız, kanunsuz olduğunu, yetki aşımı ve yetkiyi kötüye kullanarak yapılmış bir işlem olduğunu iddia etti. Başvuruya doğal olarak malın tapusunu alan Özer Boyacı İlgili Kişi No.(1) olarak katıldı. Daha sonra malın kiracısı olan Derviş -Erduman da İlgili Kişi No.(2) olarak başvuruya katıldı.

Müstedi ile İlgili Kişi No.(2)'nin görüşleri birbirine paraleldir. Yani İlgili Kişi No.(2) de dava konusu malın Kaynak Paketine konarak İlgili Kişi No.(1)'e verilmesinin haksız, usulsüz ve kanunsuz -bir işlem olduğunu iddia etmektedir. Bu görülere karşı çıkan İlgili Kişi No.(1) ise Mahkemeye dosyaladığı itirazda işlemin yasalara uygun, doğru bir işlem olduğunu, söz konusu malın Müstediye tahsis edilmediğini, bu malın şartlı olarak Müstedinin kontrolun-a verildiğini, söz konusu şartın daha sonra yerine getirilmediğini, dolayısıyle Müstedinin mal üzerinde herhangi bir hakkı bulunmadığını, taşınmaz malın Kaynak Paketine konduğu 16.10.1991 tarihinde ilân edilip bu hususun Müstedinin bilgisine getirildiğini -ve Müstedinin 75 gün içinde başvuru dosyalamamakla başvuru dosyalama süresini geçirdiğini iddia etti.

Önümüzdeki başvuruda dikkatleri üzerine çeken Müstedaaleyh İskân Dairesinin görüşüdür. Şüphe yok ki bu Dairenin söz konusu işlemde ısrar edip etmeyeceğ-i veya bu işleme sahip çıkıp çıkmayacağı büyük bir önem arzetmektedir. İskân Dairesi önce bu ihtilâfta tarafsız kalmayı tercih etti ve bir itiraz dosyalamadı. Ancak daha sonra Daireyi temsil eden Savcı yapılan işlemin yasalara aykırı olduğunu ve yok sayılm-ası gerektiğini kabul etti. Dolayısıyle önümüzdeki başvuruda Müstedi işlemin hatalı olduğunu iddia etmekte, Müste- daaleyhler de bu görüşü paylaşmakta ve aynı görüşe İlgili Kişi No.(2) de katılmaktadır. İşlemin savunmasını yapmak ise İlgili Kişi No.(1)'e k-almış bulunmaktadır.

İlgili Kişi No.(1) başvuruda iki iddia öne sürmüştür.

Zaman aşımına ilişkin iddia;
Başvuru konusu malın Müstediye tahsisli olmadığına ilişkin iddia,

Şimdi bu iki iddiayı ele alarak yanıtlamamız gerekmektedir.

1) Zaman aşımına iliş-kin iddia.
Anayasamızın 152(3) maddesine göre herhangi bir yönetsel karar veya işleme karşı bu kararın öğrenildiği tarihten itibaren 75 gün içinde başvuru dosyalamak mümkündür. Başvuru konusu malın 15. Kaynak Paketine konup 16.10.91 tarihinde ilân edildiğ-i ve Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin, mütevellisi olduğu iki mülhak vakıf adına 12.11.91 tarihinde bu mala müracaat ettiği bilinen bir gerçektir. Başvuru bu tarihlerden çok sonra yani 2, Kasım 1992 tarihinde dosyalandığına göre acaba 75 günlük sürenin ge-çirildiği sonucuna varamamız gerkiyor mu?

Konuyu çeşitli yönleri ile inceledikten sonra Müstedinin başvuru dosyalama süresini geçirmediği kanısına varmış bulunuyoruz. Bunun nedenlerini şöyle açıklamak mümkündür:

A) Herşeyden önce başvuru konusu işlemi y-apan İskân Dairesinin tutumu bu işlemin öğrenilmesi tarihi konusunda da önem arzetmektedir. Önümüzdeki başvuruda İskân Dairesi yapılan işlemde ısrar etmemekte, dolayısıyle bu işlemin yasalara aykırı olduğunu ve yok sayılması gerektiğini kabul etmektedir. B-una göre İskân Dairesi başvuru konusu malın kilise malı olup Müstedinin kontrol ve tasarrufuna verilmiş bir mal olduğunun bilincinde olsaydı kaynak paketinde ilân edip İlgili Kişi No 1'e verme yönüne gitmeyecekti. Eğer İskân Dairesi mal konusunda bu kadar -önemli bir hata yapabilmişse Müstedinin de kaynak paketinde ilân edilen malın kilise malı olduğunu anlıyamaması doğaldır.

B) Vakıflar ve Din İşleri Dairesi 15. Kaynak Paketinde 1922. sırada ilân edilen malın kontrol ve tasarrufunda bulunan kilise malları-ndan biri olduğunu fark etseydi şüphe yok ki yapılan işleme itiraz edecek ve malı almak için iki mülhak vakıf adına müracaat etmiyecekti. Burada bir işlemin yapılan bir ilânla etkilenecek kişinin bilgisine getirilmesi fakat ilânı gören kişinin ilânın içeri-ğini anlayamaması durumu vardır. Acaba böyle bir durumda Anayasanın aradığı öğrenme koşulunun yerine geldiğini söyleyebilir miyiz? Belitmek gerekir ki Müstedi daha titiz davransa veya araştırma yapsa 15. Kaynak Paketinde 1922. sırada ilân edilen malın kili-se malı olduğunu anlayabilirdi. Acaba Anayasamızın belirttiği öğrenme şartı etkilenecek kişinin araştırma yapmasını da gerektiriyor mu? Kaynak paketinde 1922. sırada ilân edilen malın bulunduğu yer, parsel numarası ve alanı Müstedinin kontroluna verilmiş a-razi ile aynı idi. Sadece pafta numarasında bir farklılık vardı. Şöyle ki; söz konusu Parsel XXI.30.E.1, XXI.31.W.1, XXI.31.W.2, XXI.30.E.2 olmak üzere dört pafta üzerinde bulunduğu halde, Kaynak paketinde sadece XXI.30.E.2 pafta belirtilmişti. Müstedi paf-ta numaralarının tamamının belirtilmemesinin kendisini yanılttığını öne sürmektedir.

C) Müstediyi yanıltan diğer bir husus da Müstedinin kontroluna verilmiş bir kilise malının Kaynak Paketine konmasının beklenmedik bir olay olmasıdır. Gerçekten önümüzdek-i şahadete göre İskân Dairesinin kilise mallarını Kaynak Paketine koyma gibi bir uygulaması yoktu. Bu nedenle rahat hareket eden Vakıflar ve Din İşleri Dairesi titiz bir araştırma yapma gereği duymamıştır.

Yukarıdaki olgular ışığında karşımıza şöyle bir -tablo çıktığını söyleyebiliriz:

Müstedinin kontrol ve tasarrufuna verilmiş bir kilise malı bir hata sonucu kaynak paketinde yer alıyor, pafta numarasında bir yanlışlık var ve böyle bir ilânı hiç beklemeyen Müstedi ilân edilen malın neresi olduğunu anlıya-mıyor. Bu koşullarda Müstedinin yapılan işlemi öğrendiğini ve zaman aşımı süresinin ilân tarihinde başladığını kabul etmemiz doğru değildir. Müstedinin şikâyetçi olduğu durumu gerçekten anladığı tarih, malın Kaynak Paketinde ilân edildiği tarih değil İlgil-i Kişi No 1'in İlgili Kişi No 2 ile temas ettiği tarihtir. Bu nedenle zaman aşımı süresinin bu tarihte başladığını kabul etmek zorundayız. Dolayısyle sürenin geçmediği sonucuna varırız.

2. Başvuru konusu malın Müstediye tahsisli olmadığına ilişkin iddia.-

Başvuru konusu malı Müstedinin kontrol ve tasarrufuna veren 6.3.1975 tarih ve 6358 sayılı Bakanlar Kurulu kararı şöyledir:

"(a) Kilise mallarının tümünün Evkaf'ın kontroluna verilmesinin prensip itibarıyle tasvibi ancak bu gibi kilise mallarının Evkaf'-a tahsisinden önce bir listesinin Kurul'un onayına sunulması;"

Gürleceği gibi Bakanlar Kurulu kararı bir prensip kararıdır ve tahsisten önce kilise mallarının bir listesinin hazırlanarak Bakanlar Kurulunun onayına sunulması gerekmektedir. Böyle bir liste-nin hazırlandığı ve Bakanlar Kurulunun onayına sunulduğu kanıtlanamamıştır. Dolayısıyle ilk bakışta İlgili Kişi No.(1)'in öne sürebileceği güçlü bir argümanın bulunduğu düşünülebilir. Ne var ki konu daha önce YİM: 176/87 (D.14/88) ve YİM/İstinaf: 7/88'de (-D.5/89) uzun boylu tartışılarak karara bağlanmıştı. Yine Vakıflar ve Din İşleri Dairesinin üçüncü kişilere verilmiş kilise malını geri almak için açtığı YİM/İstinaf 7/88'in bir bölümünde şöyle denmektedir:

". Öyle anlaşılıyor ki böyle bir liste ya sunulm-uş ve kaybolmuş veya Bakanlar Kurulunca önemsenmeyerek hazırlanması ihmal edilmiştir. Bu fıkrada yer alan söz konusu şartın nevini de dikkate alıp, yukarıda değindiğimiz müteakip gelişmeler göz önünde tutulduğunda, Bakanlar Kurulunun bu şarttan sarfı nazar- ettiği sonucuna varmamız gerekir.

.. Müstenif avukatı esas itibarıyle 6358 sayılı kararın bir tahsis kararı olmadığını ve kararın icrai bir mahiyet taşımadığı üzerinde durmuştur. Hemen teslim etmek yerinde olur ki 6358 sayılı karar normal hak sahiplerine- yapılan tahsislere benzer nitelikler içermemektedir. Bu karar ilk nazarda kilise mallarının, Müstedinin kontroluna bırakılması yönünde bir prensip kararıdır. Tahsis yapılabilmesi için liste sunulmasını öngörmüştür. Yukarıda değinildiği gibi bu şarttan, ko-nu kararı müteakip yapılan işlemlerle, zımnen vazgeçilmiştir. Bu durumda konu malları Müstedinin kontroluna bırakan prensip kararı, şart tasarufunda öngörülen şart ortadan kalktığına göre normal bir tahsis kararına dönüşmüş olmaktadır. İlk Mahkemenin Kilis-e mallarının bu gelişmeler ışığına zımnen Müstediye tahsis edildiği yönündeki bulgusu hatalıdır. Esasta, zımnen yapılmış bir tahsis yoktur. Tahsis kararını öngören 6358 sayılı kararın 1(a) paragrafının içerdiği şart tasarrufundaki şart, kararı alan ayni ma-kam tarafından, onun müteakip icraat ve kararları neticesinde ortadan kaldırıldığı cihetle Müstedinin kontroluna bırakılan ve daha sonra Bakanlar Kurulu v.s. kararlarla geri alınanlar dışındaki malların Müstediye 6358 sayılı kararla tahsis edildiğinin kabu-l edilmesi gerekir."

Görülebileceği gibi İlgili Kişi No.(1)'in öne sürdüğü kilise mallarının Vakıflar ve Din İşleri Dairesine tahsisli olmadığına ilişkin iddialara daha önce Yüksek İdare Mahkememizde öne sürülmüş ve karara bağlanmıştır.

İlgili Kişi No.-(1) avukatı geçmişte karar verilen konu ile önümüzdeki konunun farklı olduğunu öne sürmüştür. Ancak derhal görüleceği gibi iki başvuru konusu birbirinin aynıdır. Bu nedenle iki başvuru arasında ayırım yapmak kolay veya mümkün değildir.

İlgili Kişi No.(1)- avukatı iki dava arasındaki farklılığı göstermek amacıyle Emare 4 üzerinde durmuştur. Bu belge şöyledir:

" 14/213-A 12.10.1990

Eşdeğer Mal, Saptama, Değerlendirme
ve Tazmin Komisyonu -Başkanlığı,
Lefkoşa.

Konu: KKTC hudutları dahilinde Vakıflar İdaresine Lefkoşa
bölgesinde tahsisli emlâk hakkına.

Lefkoşa Bölgesinde halen Vakıflar İdaresi'nin kontrolünde bulunan tahsisli emlâk çizelgeleri görülmektedir.

Ekli çiz-elgelerde dökümü verilen emlâk'in kesin tasarrufunun Vakıflar İdaresi'ne verilmesi için gerekli çalışmanın yapılmasını rica ile bu konuda idarenizden istenecek her türlü yardıma her zaman için hazır olduğumuzu bildirir, saygılar sunarım.

Derviş Çoşkuner,
-Genel Müdür Muavini.

Not: Bilâhare ek listeler tanzim edildikçe
tarafınıza iletilecektir.

Dağıtın: İskân Bakanlığı (Bilgi için)

BC/BA"

Bu mektuba ek listede, başvuru konusu mal yer almakta idi. İlgili Kişi No.(1) avukatının argümanlarına göre -Emare 4, 6358 sayılı kararın öngördüğü gibi Bakanlar Kurulu bu listeyi onaylamadığına göre malın Müstediye tahsisi tamamlanmamış demektir. Bu argümanı kabul etmemize olanak yoktur. Çünkü Emare 4 liste 6358 sayılı kararın öngördüğü liste olmayıp kendisine t-ahsisli malların kesin tasarrufunu almak amacıyla Vakıflar ve Din İşleri Dairesi tarafından hazırlanmış bir listedir. Dolayısıyle böyle bir nedenle önümüzdeki konuyla YİM/İstinaf 7/88 arasında ayırım yapma olanağı yoktur.

Kilise malı olan başvuru konusu -malın Müstediye tahsisili olduğu ortaya çıktıktan sonra bu tahsis ortadan kalkmadan malın kaynak paketine konması 41/77 sayılı Yasanın 72 A 1 maddesine ve diğer hükümlerine aykırıdır. Dolayısıyle yapılan işlemin iptal edilmesi gerekir.

Bu sonuca vardıkta-n sonra başvurudaki diğer tartışma konuları akademik kalmaktadır. Ancak değinmekte yarar var ki başvuru konusu malın Müstediye tahsisli olmadığı sonucuna varsaydık bile bu başvuruyu reddetmekte yine güçlüklerle karşılaşacaktık. Çünkü Hacı İsmail Ağa ile H-acı Şemsi Kadın mülhak vakıfları aynı malı almak için 15. Kaynak Paketine müracaat etmişlerdir. Bu vakıfların Güney puanlarının nitelikli puan olduğu görülmektedir. Dolayısıyle Eşdeğer Tazmin Komisyonunun bu müracaatçılara karşı İlgili Kişi No.(1)'i tercih- etmesi tartışmaya açık bir konu olarak önümüzde kalacaktı.

Yukarıdaki nedenlerle başvuru kabul edilir ve başvurunun A ve B paragraflarında talep olunduğu gibi başvuru konusu Pafta XXI.30.E.1-E.2, Pafta XXI.31.W.1-W.2 olan taşınmaz malın kaynak paketine -konması ve İlgili Kişi No.(1)'e kesin tasarruf belgesi veya koçan verilmesi işlemlerinin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.


(Taner Erginel) (Metin A. Hakkı) (Gönü-l Erönen)
Yargıç Yargıç Yargıç

21 Haziran 1995
















-

-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy