Yüksek İdare Mahkemesi Numara 189,190,191/2007 Dava No 27/2010 Karar Tarihi 27.10.2010
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 189,190,191/2007 Dava No 27/2010 Karar Tarihi 27.10.2010
Numara: 189,190,191/2007
Dava No: 27/2010
Taraflar: Fatma Alçıcıoğlu ile Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği arasında
Konu: Meslekten men cezası - Meslekten geçici men edilme kararının iptali istemi - Meşru menfaat
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 27.10.2010

-D. 27/2010 Konsolide
YİM 189/2007, 190/2007 ve 191/2007

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Yargıç Narin Ferdi Şefik Huzurunda.
YİM: 189/2007

Davacı: Fa-tma Alçıcıoğlu, Alçıcıoğlu Apartmanı No: 93, Atatürk
Caddesi. K/Kaymaklı, Lefkoşa
- ile -
Davalı: 1. Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Şehit İbrahim Ali Sokağı, No: 1, Çağlayan, Lefkoşa


A r a s ı n d a.


YİM 190/2-007

Davacı: Sadık Gardiyanoğlu, Lefkoşa
- ile -
Davalı: 1. Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Şehit İbrahim Ali Sokağı, No: 1, Çağlayan, Lefkoşa


A r a s ı n d a.


YİM 191/2007
Davacı: Yahya Eran, Yenişehir - Lefkoşa
ile --
Davalı: 1. Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
Şehit İbrahim Ali Sokağı, No: 1, Çağlayan, Lefkoşa


A r a s ı n d a.


Davacılar namına: Avukat Güner Çakın
Davalılar namına: Avukat Serhan Çınar.


------------



H Ü K Ü M

Narin F. -Şefik: YİM 189/2007 sayılı davada, Davacı, Davalı 1'in 12.4.2007 tarihli yazılı başvurusu üzerine Davalı 2'nin 11.6.2007 tarihinde aldığı ve Davacıya 14.6.2007'de tebliğ ettiği, Davacıya 15 gün meslekten kısa süreli alıkoyma cezası veren kararını; YİM 190-/2007 sayılı davada, Davacı Davalı 1'in 12.4.2007 tarihli yazılı başvuru üzerine Davalı 2'nin 11.6.2007 tarihinde aldığı ve Davacıya 14.6.2007'de tebliğ ettiği Davacıya 30 gün meslekten alıkoyma cezası veren kararını; ve YİM 191/2007'de Davacı, Davalı 1'in- 12.4.2007 tarihli yazılı başvurusu üzerine Davalı 2'nin 11.6.2007 tarihli, Davacıya 14.6.2007'de tebliğ edilen, Davacıya 15 gün meslekten alıkoyma cezası veren kararın ve/veya işlemlerin tamamen hükümsüz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğu-rmayacağına karar verilmesini talep etmektedir.

YİM 189/2007 sayılı davadaki Davacı inşaat ve/veya proje mühendisi, YİM 190/2007 sayılı davadaki Davacı mimar ve YİM 191/2007 sayılı davadaki Davacı ise inşaat mühendisidir.

YİM 189/2007 sayılı davada Dav-acı, YİM 190/2007 ve YİM 191/2007'deki Davacılar, İnşaat Mühendisi Yahya Eran ile Mimar Sadık Gardiyanoğlu'nun, 2006 yılı Ocak ayı içerisinde Fikret Tamer ile Zahiye Tamer isimli kişilere ait Karşıyaka'daki araziye 9 adet Villa inşası için inşaat projesi h-azırlaması hususunda kendisi ile Mimar Tevfik Kürşat Çolak'a aracılık yaptıklarını, Davacı, inşaat yapılacak yöreyi daha önce oralarda bir çok inşaat için proje çizdiği için bölgenin topografik yapısını gayet iyi bildiğinden, inşaat alanında etüt yapma ge-reği duymadığını, Davacı Mimar Tevfik Kürşat Çolak ile hazırlanan statik ve inşaat projesini Vize Bürosuna teslim
ederek vizelendirdiğini ve bilâhare 2006 yılı Mayıs ayı içerisinde anılan inşaat için İnşaat İzni alındığını, Davacı Karşıyaka'daki inşaat pr-ojesini hazırlama görevini kabul ettiği zaman, inşaat mahallinde inceleme yapmadığı için yerinde inşaat başlatılmış olduğunu ve inşaatın devam etmekte olduğunu ve/veya sonuçlandığı hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadığını, Davacı ayrıca bahse konu in-şaatın uygulayıcısı (Kontrol Mühendisi) olmadığı için Karşıyaka'daki inşaatı kontrol etme yükümlülüğünün de, yürürlükteki mevzuata göre, kendisinde olmadığını ve anılan inşaatta mevcut olabilecek herhangi bir yasal olumsuzluktan da sorumlu tutulamayacağını-, Sadık Öztürk tarafından inşa ettirilen Karşıyaka'daki 9 adet villânın Davalı 1 tarafından düzenlettirilen, konutların yasal olmadığı, can güvenliğini tehdit edici boyutta olduğu ve yıkılması gerektiğine dair Bilirkişi Raporunun Ekim 2006 ayı içerisinde D-avacının bilgisine getirilip projedeki imzasını geri çekmesinin önerildiğini, projeyi hazırladığı tarihte Karşıyaka'daki inşaatların tamamlanmış olduğunu Davalı 1'in işbu önerisi üzerine öğrendiğini, bu durumda Davalı 1'e Bilirkişi Raporu tasarruflarında o-lduğu halde niye daha önce inşaatlar ilerlemeden tedbir alma yönüne gitmediklerini sorduğunu ve Karşıyaka'daki inşaatı yerinde gördükten sonra inşaatlar için güçlendirme projesi çizebileceğini Davalı 1'e belirttiğini, Girne Kaymakamlığına yaptığı müracaat -üzerine, Girne Kaymakamlığının bahse konu inşaat için güçlendirme projesi hazırlaması yönünde kendisine izin verdiğini, kendisinin bunu Davalı 1'in bilgisine getirdiğini, Davalı 1'in güçlendirme projesi hazırlanması hususunda Davacıya izin vermeyip Karşı-yaka'daki inşaatların yıkılması gerektiğinde ısrar ettiğini ve 12.4.2007 tarihinde kendisi ile mühendis Yahya Eran ve Sadık Gardiyanoğlu ile Tevfik Kürşat Çolak isimli mimarlar aleyhine disiplin soruşturması başlatılması kararını alıp gereğini Davalı 2'den- talep ettiğini, Davalı 2'nin, anılan mimar ve mühendislere 16.4.2007 tarihli bir yazı göndererek yazılı savunmalarını talep ettiğini, Davacının, 14.5.2007 tarihli yazılı savunmasında özetle, Karşıyaka'daki inşaatın inşaat projesinin statik ve mimari müell-ifi olduğunu, ancak inşaatı kontrol ile yükümlü olmadığını belirttiğini, Davalı 2, 10 gün kadar sonra Davacı ile diğer Mühendis ve Mimarlardan sözlü savunma talep ettiğini, Davalı 2, Davacının sözlü savunmasını alırken beyanlarını herhangi bir tutanağa kay-detmediğini, Davalı 2, neticede, Davacının Karşıyaka'daki inşaatı yasallaştırmak ve yıkımını önlemek için gerçeğe aykırı ve farklı proje düzenleyip ortak vize bürosuna sunmak eyleminde bulunduğu veya bu eylem veya eylemin bir bölümünde yer aldığı yanlış bu-lgusuna vararak Davacıyı 15 gün süre ile meslekten alıkoyma cezasına çarptırdığını ileri sürdü.

YİM 190/2007 sayılı davadaki Davacı, Sadık Öztürk isimli şahsın, Fikret Tamer ile Zahiye Tamer isimli kişiler adına kayıtlı Karşıyaka'daki P/H XI.13W.1, Parse-l 267/2, 52/1/1/1/1/2/2 ve 56/2/4 nolu araziler üzerinde 2005 yılı içerisinde 9 adet konut inşaasına başladığını, bu kişinin ayni yörede daha önce uygulamasını yaptığı ve elinde bulunan projeyi bu arazideki inşaata da uygulama yönüne gittiğini, Davalı 1'in-, bahse konu inşaat için bir Bilirkişi Raporu temin ettiğini ve bu raporda konu inşaatın, İnşaat Ruhsatı henüz alınmadığı için yasal olmayıp can güvenliğini tehdit edici boyutta olduğu ve yıkılması gerektiği bulgusuna varıldığını, Davalı 1, bu raporun içer-iğini ne inşaat sahiplerine ve ne de Sadık Öztürk'ün bilgisine getirdiğini, sadece Oda dosyasında muhafaza etmekle yetindiğini, Davacı ile Mühendis Yahya Eran'ın ortak olarak serbest çalıştıklarını, ayrıca, Laren Construction Ltd. isimli şirkette her birin-in %50 oranında hissedar bulunduklarını, Lâren Construction Limited'in sadece Tatlısu'daki inşaatlarında Sadık Öztürk ile aralarında sözlü bir Ortaklık Sözleşmesi olduğunu, Karşıyaka'daki 9 adet villâ ile ilgili Bilirkişi Raporuna göre bahse konu inşaatlar-ın mevzuata uygun olmadığının belirlenmesi üzerine, Davacı ve İnşaat Mühendisi Yahya Eran'ın, Karşıyaka'daki inşaatlar için statik ve mimari proje yapılması görevinin Mühendis Fatma Alçıcıoğlu ile Mimar Tevfik Kürşat Çolak'a verilmesi hususunda aracılık gö-revi yaptıklarını, hazırlanan projenin vize için 2006 yılı Şubat ayında Büroya sunulduğunu, 2.5.2006 tarihinde de İnşaat İzni alındığını, Davalı 1, 12.4.2007 tarihinde Mühendisler Fatma Alçıcıoğlu ile Yahya Eran ve Davacı ile Tevfik Kürşat Çolak isimli mim-arlar aleyhine disiplin soruşturması başlatılması kararını alarak gereğini Davalı 2'den talep ettiğini, Davalı 2'nin, 16.4.2007 tarihli bir yazı göndererek yazılı savunmalarını talep ettiğini, Davacı, 14.5.2007 tarihinde yazılı savunmasını Davalı 2'ye sund-uğunu, Davalı 2'nin kendisine olan ön yargılı yaklaşımını ve suçlamalarını reddettiğini, Karşıyaka'daki inşaatın inşaat projesinin statik ve mimari müellifinin kendisi olmadığını, anılan inşaatla herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını belirttiğini, disipli-n soruşturmasının kasıtlı olarak birçok meslektaşının da bilgisine getirilmesini kınadığını belirterek zem ve kadih içeren suçlamalar dolayısıyle yasal haklarını saklı tuttuğunu, Davalı 2'nin, 10 gün kadar sonra da Davacı ile diğer Mimar ve Mühendislerden -sözlü savunma talep ettiğini, Davalı 2'nin, Davacının sözlü savunmasını alırken beyanlarını herhangi bir tutanağa kaydetmediğini, Davalı 2, neticede Davacının Sadık Öztürk ile ortaklık ilişkisi içinde olduğu, bütün eylemin düzenlenmesinde birinci derecede -rol oynadığı, Mimar Tevfik Kürşat Çolak yerine projeye imza attığına dair bulgu yaparak 11.6.2007 tarihli dava konusu kararı ile 18.6.2007 tarihinden başlamak üzere Davacıyı 30 gün süre ile meslekten alıkoyma cezasına çarptırdığını ileri sürdü.

YİM 191/2-007 sayılı davadakı Davacı, Sadık Öztürk isimli şahsın, Fikret Tamer ile Zahiye Tamer isimli kişiler adına kayıtlı Karşıyaka'daki P/H XI.13W.1, Parsel 267/2, 52/1/1/1/1/2/2 ve 56/2/4 nolu araziler üzerinde 2005 yılı içerisinde 9 adet konut inşaasına başlad-ığını, bu kişinin, ayni yörede daha önce uygulamasını yaptığı ve elinde bulunan projeyi bu arazideki inşaata da uygulama yönüne gittiğini, Davalı 1'in, bahse konu inşaat için bir Bilirkişi Raporu temin ettiğini, bu raporda inşaatın, İnşaat Ruhsatı henüz al-ınmadığı için yasal olmayıp can güvenliğini tehdit edici boyutta olduğunu ve yıkılması gerektiğine karar verildiğini, Davalı 1, bu raporun içeriğini ne inşaat sahiplerine ve ne de Sadık Öztürk'ün bilgisine getirdiğini, sadece Oda dosyasında muhafaza etmekl-e yetindiğini, Davacı ile Mimar Sadık Gardiyanoğlu'nun ortak olarak serbest çalıştıklarını, ayrıca, Laren Construction Ltd. isimli şirkette, her birinin %50 oranında hissesi bulunduğunu, Laren Construction Limited'in sadece Tatlısu'daki inşaatlarında Sadık- Öztürk ile sözlü bir Ortaklık Sözleşmesi bulunduğunu,
Karşıyaka'daki 9 adet villânın inşaası ile ilgili Bilirkişi Raporuna göre bahse konu inşaatın mevzuata uygun olmadığının belirlenmesi üzerine, Davacı ve İnşaat Mimarı Sadık Gardiyanoğlu'nu, Karşıyaka'-daki inşaatlar için statik ve mimari proje yapılması görevinin Mühendisler Fatma Alçıcıoğlu ile Mimar Tevfik Kürşat Çolak'a verilmesi hususunda aracılık görevi yaptıklarını, hazırlanan projenin vize için 2006 yılı Şubat ayında Büroya sunulduğunu, 2.5.2006 -tarihinde de İnşaat İzni alındığını, Davalı 1, 12.4.2007 tarihinde Mühendis Fatma Alçıcıoğlu ile Yahya Eran ve Davacı ile Tevfik Kürşat Çolak isimli mimarlar aleyhine disiplin soruşturması başlatılması kararını alıp gereğini Davalı 2'den talep ettiğini, Da-valı 2'nin, 16.4.2007 tarihli bir yazı göndererek yazılı savunmalarını talep ettiğini, Davacı, 14.5.2007 tarihinde yazılı savunmasını Davalı 2'ye sunduğunu ve Davalı 2'nin kendisine olan ön yargılı yaklaşımını ve suçlamalarını reddettiğini, Karşıyaka'daki -inşaatın inşaat projesinin statik ve mimari müellifinin kendisi olmadığını, anılan inşaatla herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını belirttiğini, disiplin soruşturmasının kasıtlı olarak birçok meslektaşının da bilgisine getirilmesini kınadığını belirtti ve -zem ve kadih içeren suçlamalar dolayısıyle yasal haklarını saklı tuttuğunu duyurduğunu, Davalı 2'nin, 10 gün kadar sonra da Davacı ile diğer Mühendis ve Mimarlardan sözlü savunma talep ettiğini, Davalı 2'nin, Davacının sözlü savunmasını alırken beyanların-ı herhangi bir tutanağa kaydetmediğini, Davalı 2, neticede Karşıyaka'daki inşaattaki olumsuzluk ve tehlikeye karşı inşaatı yasallaştırmak ve yıkımını önlemek için gerçeğe aykırı ve farklı proje düzenlenip vizeye gönderilmesinde aracılık yapıp meslektaşı Mü-hendis Fatma Alçıcıoğlu'nu ilgili yerde inşaatın başlamış olduğu ve devam ettiği hususunda ikaz etmediğine dair bulgu yaparak 11.6.2007 tarihli dava konusu kararı ile, 18.6.2007 tarihinden başlamak üzere Davacıyı 15 gün süre ile meslekten alıkoyma cezasına- çarptırdığını belirtti.

Davalılar her üç davada dosyaladıkları Müdafaa Takririnde 2'şer ön itiraz ileri sürdüler. Ön itirazlar aynen şöyledir:

A- Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları birliği 21/2005 sayılı yasa ile kurulmuş bir tüzel kişi olmakla ber-aber Davalı konumunda bulunan Birlik Yönetim Kurulu ve Yüksek Onur Kurulu ayrı birer tüzel kişilik değil ilgili yasada da belirtildiği gibi birliğin birer organıdır. İşbu organların hükmi şahsiyeti olmadığı için bunlara dava açılamaz ve/veya kendilerini mü-dafaa etmeleri istenemez ve/veya bunlar aleyhine hüküm verilemez ve/veya verilse bile icrası mümkün olmaz.

B- İşbu dava altında dava konusu Davacıya uygulanan kısa süreli meslekten men cezası kararıdır. İdare Hukukunun yerleşik prensiplerine göre "meşru -menfaat" davanın açıldığı zaman olması gerektiği gibi davanın dinlenmesi aşamasında da var olmalıdır. İşbu davanın açıldığı tarihten çok önce Davacı çarptırılmış olduğu disiplin cezasını çekmiş olup bu durumda davanın açıldığı dönemde dahi meşru menfaatte-n yoksundu ve/veya doğallıkla dinlenme aşamasında da meşru menfaati olmayacaktır. Bu durumda bu dava ve/veya konusu akademik kalmıştır.

Müdafaalarına devamla Davalılar dava konusu kararın yetkili merci tarafından alınan yürürlükteki mevzuata uygun, geçe-rli ve yasal gerekçelere dayanan bir karar olduğunu ileri sürdüler.

YİM 189/2007'de Davalılar Davacının devam etmekte olan bir inşatın projesini aldığı ve/veya işbu projenin müellifi olduğu halde ve/veya dava konusu olan mahalde yapılacak evlerin mühendi-si olmasına rağmen inşaat alanına uğramadığını, Davacının daha önce dava konusu mahalde inşaat yaptığı gerekçesi ile inşaat alanına gitmediğini ve/veya gitme gereği hissetmediğini, halbuki mühendislik ve/veya statik ilmi kuralları gereği zeminin KKTC'de he-r metrede dahi değişkenlik göstermekte olup bir mühendisin inşaat yapılacak alana gitmeden proje hazırlanmasının doğru olmadığını, Davacının projesi vizelendikten sonra dahi yapılan inşaat ile çizdiği projenin aynı olup olmadığını kontrol etmek için inşaa-t alanına gitmemesinin, en basiti projesinin inşaatlarda doğru kullanılıp
kullanılmadığının bir inşaat mühendisi ve/veya projenin müellifi olarak araştırması gerektiğini, Davacının Ekim 2006 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odasına çağrılarak kendisine inşaa-t projesi sunduğu mahalde daha önceden inşaatların var olduğu ve/veya vermiş olduğu proje ile inşaatların uyuşmadığı ve/veya yapmış olduğu hareket ile kaçak inşaatlara sonradan çizilmiş ve/veya o mahaldeki inşaatlarla alakası olmayan kaçak
inşaatları lega-lize etmeye çalıştığının izah edildiğini, Davacının bunun üzerine projesini ve/veya imzasını geri çekeceğini ve/veya işbu durumu bilmediğini belirtmesine rağmen izah edilen hatanın ve/veya gayr-ı yasal durumun sürmesine izin verdiğini, Davacının gerek Dava-lı No: 2 önündeki sözlü savunmasında bu durumu kabul ettiğini ve/veya kandırıldığını öne sürmesine rağmen Ekim 2006 tarihinden sonra buna niçin son vermediğini izah edemediğini ve/veya makul bir izahat veremediğini ileri sürmüştür.

YİM 190/2007'de, Daval-ılar Davacının Sadık Öztürk isimli müteahhit ile özel iş ilişkisi ve/veya iş ortaklığı ve işbu
müteahhit tarafından yapılan kaçak inşaatları projelendirmek ve/veya vizelendirmek için Mimar Tevfik Kürşat Çolak ile işbirliği yaptığını, kendisi tarafından ha-zırlanmayan ve/veya üzerinde kendi adı olmayan bir projeye sahte imza attığını,
ve/veya işbu projeyi bu imza ile vizeye verdiğini ve/veya tedavüle çıkardığını, Davacının bu eyleminin yasal olmayıp
mimarlık meslek onur ve gururuna sığmadığı gibi amme
fesa-tçılığı suçunu teşkil ettiğini, Davacının Davalı No: 2 önündeki sözlü savunmasında bu durumu kabul ettiğini ve/veya mimar Tevfik Kürşat Çolak'a çizdiği ama kendisinin
imzalamadığı proje için para verdiğini kabul ettiğini ifade etmiştir.

YİM 191/2007'de -Davalılar Davacının Sadık Öztürk isimli müteahhit ile özel iş ilişkisi ve/veya iş ortaklığı ve bu müteahhit tarafından yapılan kaçak inşaatları projelendirmek ve/veya vizelendirmek için Mühendis Fatma Alçıcıoğlu ile işbirliği yaptığını, Davacı 11 Ekim 200-5 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odasına çağrılarak dava konusu yerde kaçak
inşaatlar olduğu, konu ile ilgili önlemlerin alınmasını ve/veya yapılan gayr-ı yasal işlemlerin durdurulması söylenerek ikaz edildiğini, buna rağmen Davacının yapılan inşaatlar içi-n vizelendirme girişiminde bulunduğunu ancak bunu yaparken mevcut inşaatları projede olmayan şekilde çizdiğini ve/veya Fatma
Alçıcıoğlu'nun çizmesini sağladığını ve/veya Fatma
Alçıcıoğlu'nu konu ile bilgilendirmeyerek ve/veya gayr-ı yasal durumu meslekta-şının bilgisine getirmeyerek ve/veya kaçak

inşaatların varlığını gizleyerek orda hiç inşaat yokmuş ve/veya
kaçak değillermiş gibi hareket ettiğini ifade etti.

İlk etapta Davalıların müdafaa takrirlerinde ileri sürdükleri ön itirazları incelemeyi u-ygun görürüm. Davacılar tarafından aleyhine dava ikame edilen kişiler, 21/2005 sayılı yasa ile kurulan Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği'nin Yönetim Kurulu ve Yüksek Onur Kuruludur. 21/2005 sayılı yasanın 3(2) maddesi birliğin tüzel kişiliğ-e sahip olduğunu belirtmektedir. Burada belirtilen tüzel kişilik Birliğin tüzel kişiliğidir. Bu tüzel kişilik Birliğin Yönetim Kuruluna veya Yüksek Onur Kuruluna ait değildir. Bu durumda Davacıların davalarının ünvanlarında hata yaptıkları açıktır. Yüksek- İdare Mahkemesinde ikame edilen idari davalarda esas olan idari organın denetlenmesidir. YİM 154/88 (D. 13/1989) sayılı davada "idari yargıda, yargılamadaki esas amaç "idari kararın" yargısal denetimi olup dava ünvanının hatalı veya eksik olması, Mahkemen-in asli denetim görevini engellemez" denmiştir. Esas bu olduğuna göre usul şartlarının bu denetimi ortadan kaldırmasına müsaade edilmemelidir. Davacıların her üç davada sadece Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği'ni dava ettiklerini kabul eder-im ve her üç davanın ünvanını bu doğrultuda düzeltirim.

Dava konusu yapılan cezaların Davacılara Emare 21 ile 11.6.2007 tarihinde verildiği ve Davacıların bilgilerine 12.6.2007'de getirildiği, Emare 23 ışığında kabul edilmelidir. Davaların ik-ame tarihi ise 23.8.2007'dir. Bu durumda Davacılar davalarını dava konusu yaptıkları karardan 75 gün içerisinde ikame etmiş olmakla beraber, aleyhlerine verilmiş bulunan kararın bekletilmesini ve/veya cezanın uygulamasının durdurulmasını talep etmiş değill-erdir. Davalı Davacılara verilen ceza sürelerinin bitmesinden sonra,yani Davacıların cezaları tamamlandıktan sonra, bu davaların ikame edilmiş olduğunu, bu durumda Davacıların davalarında meşru menfaatları kalmadığını ileri sürmektedir. Davacılar Davalı t-arafından verilen karar aleyhine dava ikame edeceklerini ve bu nedenle cezalarının bekletilmesini Davalıdan talep etmediler. Ancak herhalukarda huzurumdaki davalarda herbir Davacıya verilen meslekten kısa süreli alıkoyma cezalarının süresinin dolmuş olması- kanaatimce Davacıların davalarında meşru menfaatlerinin kalmadığını göstermez. Davacıların şahadetlerinden Davalı tarafından verilen ve dava konusu yapılan kısa süreli meslekten men cezaları nedeni ile Davacıların yürürlükteki mevzuat altında bundan sonra- eksper olarak atanamayacakları veya meslek odalarının Yönetim Kurullarına seçilemeyecekleri anlaşılmaktadır. Bu durumda Yüksek Onur Kurulu tarafından verilen ceza, meslekten men edilme cezasının süresinin sonrasında ve halen Davacıları olumsuz bir şekilde- etkilemeye devam etmektedir. Davacılara verilen ceza sürelerinin
bitmiş olmasına rağmen Davalı tarafından verilen kararlar ile Davacıların meşru menfaatlerinin halen etkilenmeye devam ettiğini kabul etmek gerekir. Bu nedenle Davalıların 2. ön itirazı da- red ve iptal edilir.

Davacılara Yüksek Onur Kurulu tarafından verilen disiplin cezası 21/2005 sayılı Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği yasasına istinaden verilmiştir.

21/2005 sayılı yasa altında disiplin yargılamasında uygulanacak pros-edürü tespit etmek için yasanın ilgili maddeleri incelenmelidir:

Madde 11'de Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri sıralanmaktadır. (5). Fıkra aynen şöyledir:

"Birlik üyeleri veya Oda Yönetim Kurulları tarafın-
dan, Yüksek Onur Kuruluna iletilmek üze-re gündeme
getirilen konuları inceleyip, gerekli görürse
Yüksek Onur Kuruluna iletmek;"

Madde 14 Yüksek Onur Kurulunun toplantı ve çalışma esaslarını düzenler.


"14. (1) Yüksek Onur Kurulu, Yönetim Kurulunca
kendisine iletilen konuları- görüşmek ve
karara bağlamak üzere, Yüksek Onur Kurulu
Başkanı tarafından toplantıya çağrılır.
Yüksek Onur Kurulu ilk toplantısında kendi
Üyeleri arasından bir Sekreter seçer.

(2) Yüksek Onur Kurul-u en az dört kişi ile
toplanır ve kararlarını en az üç kişinin
oyu ile alır. Herhangi bir üyenin yokluğu
durumunda yerine yedek üyelerden biri
çağrılır. Bu halde, gündemdeki konu sonuç-
- lanıncaya kadar aynı yedek üye görev yapar.

(3) Yüksek Onur Kuruluna sevk edilen kişinin
üyesi olduğu Odanın Başkanı veya yazılı
olarak yetkilendirilmiş bir Yönetim Kurulu
üyesi, soruşturma memuru olar-ak görev yapar.
İlgili üyeden, üye olsun olmasın konu ile
ilgili tüm kişilerden gerekli bilgileri alır,
gerçekleri ortaya çıkaracak olan bütün bilgi
ve belgeleri toplayarak Yüksek Onur Kurulunun
- bilgisine sunar. Soruşturma memuru olarak görev
yapan kişi ve Birlik Yönetim Kurulunun bir
üyesi, Yüksek Onur Kurulu görüşmelerine
katılabilir.

(4) Yüksek Onur Kurulu, konunun Yönetim -Kurulunca
kendisine sevk edildiği tarihten itibaren
yedi gün içinde, hakkındaki suç isnadını ilgili
üyeye yazılı olarak bildirir.

(5) Yüksek Onur Kuruluna sevk edilen üye, kendisine
yapıl-an yazılı bildirimden itibaren on beş gün
içerisinde, bizzat veya bir avukat vasıtasıyla,
hakkındaki suç isnadı ile ilgili yazılı
savunmasını verir. Savunma verilmemesi halinde,
Yüksek Onur Kurulu işl-emlerine devam eder.

(6) Yüksek Onur Kurulu, gerekli görürse veya hakkında
suç isnadı bulunan üye talep ederse, sözlü
savunma da dinlenir. İlgili üye, sözlü
savunmasında avukatını hazır bulundurabilir.-

(7) Yüksek Onur Kurulu araştırmasını, konunun
kendisine iletildiği tarihten itibaren en geç iki
ay içerisinde sonlandırır ve ilgili üyeye, ilgili
Oda ve Birlik Yönetim Kurullarına yazılı olarak
- bildirir. Verdiği cezalar üyenin siciline işlenir
ve ilgili kuruluşa veya makama da bildirilir."

Yüksek Onur Kurulunun vereceği cezalar 15. maddede yer alır. Davada konu edilen ceza meslekten kısa süreli alıkoyma cezası madde 15-(3)'de yer alır ve aynen şöyledir:

"Madde 15
Yüksek Onur Kurulu, bu Yasaya, bu yasa uyarınca yapılan tüzük ve yönetmeliklere, meslekle ilgili olarak yürürlükte bulunan diğer mevzuata, Birlik ve oda amaçlarına, Çalışma Esaslarına veya yetkili organlarını-n kararlarına aykırı hareket eden doğal, faal ve uygulamacı üyeleri yargılamaya ve ceza vermeye veya beraat ettirmeye yetkilidir. Yüksek Onur Kurulu, eylem ve davranışın niteliğine göre, aşağıda belirtilen cezaları verebilir :

(1) .......................-........................
(2) ...............................................
(3) Meslekten Kısa Süreli Alıkoyma Cezası; Üyenin, on
beş günden doksan güne kadar geçici olarak mesleğini
icra etmekten alıkonmasıdır. Kınama cezası a-lmasına
rağmen yukarıdaki (1)'inci fıkradaki eylem ve
davranışları tekrarlayan veya daha önce ceza almış
olsun ya da olmasın yürürlükteki yasa, tüzük ve
yönetmeliklere aykırı davranan üyelere meslekten
kısa süreli alıkoyma- cezası veya aylık asgari
ücretin üç katına kadar para cezası veya her iki
ceza birden verilir.
(4) ................................................
(5) ................................................
(6) Yukarıda belirtilen fıkralarda öngörüle-n cezalardan
herhangi birine çarptırılan üyenin yargıya başvurma
hakkı saklıdır."


Davacılar Avukatı ayrıca Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Çalışma Esaslarının 15. maddesine dayanmıştır. Birlik Çalışma Esasları 21/2005 sayılı yasa-nın 12. maddesi altında hazırlanmaktadır. Madde 12 aynen şöyledir:

"12. Birlik Çalışma Esasları, Yönetim Kurulu tarafından
hazırlanan, Genel Kurulca onaylanan ve tüm Birlik
üyelerini ve organlarını bağlayan kurallardır. Birlik
Çalışma Esasları,- bu Yasadaki kurallar çerçevesinde
aşağıdaki hususları düzenler:
Genel Kurulun toplantıya çağrılma ve çalışma
Düzeni, kongre üyelik kartları, oylama ve delegasyon yöntemi, oy pusulaları ve benzeri
hususlara ilişkin usul kuralları;
Yönetim Kurulunun çal-ışma düzeni, adaylık
koşulları, üyeliğin düşmesi, görev bölümü, oylamaların yöntemi, oy pusulaları, üyelerinin ücret alıp almayacağı, üyeliklerde boşalma olması halinde uygulanacak kurallar ve benzeri hususlar;
Yüksek Onur Kurulu, Denetleme Kurulu, Yetki
- Kurulu ve İhtisas Kurullarının, bu Yasada
düzenlendiği ölçüde çalışma usul ve ilkeleri;
Birliğin, sahip olduğu veya kullanımında
bulunan taşınır ve taşınmaz malların, lokalin
ve paranın nasıl yönetileceği ve kullanılacağı;
Üye Kayıt Defterinin-, diğer defterlerin ve
kayıtların ne şekilde tutulacağı ve saklanacağı;
Bilirkişilerin atanması, görevlerine son veril-
mesi, çalışma ilkeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, ödenekleri ve benzeri hususlar;
Birliğe, personel istihdamında uyulacak kuralla-r,
personelin ödenekleri, çalışma koşulları ve benzeri hususlar;
Odaların kurulmasında veya kapatılmasında Birlik
Yönetim Kurulunun yapacağı işlemlerin yöntemi; ve
Birliğin ve organlarının iç işleyişi ile ilgili
diğer konular."


Eski Tüzüklerin yürürl-ükte olup olmadığına işaret eden Geçici 1. madde ise aynen şöyledir:


"1. Bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak,
bu Yasada öngörülen tüzükler yapılıncaya kadar, bu
yasa ile yürürlükten kaldırılan Kıbrıs Türk Mühendis
ve Mimar Od-aları Birliğinin Kuruluş Yasası uyarınca
yapılan tüzükler, yönetmelikler ve diğer düzenleyici
kurallar ve işlemler yürürlükte kalır ve uygulanır.
Bu Yasa uyarınca yapılması gereken tüzükler ve diğer
düzenleyici işlemler, bu Yas-anın yürürlüğe girdiği
tarihten başlayarak en geç iki yıl içerisinde yapılır
ve yürürlüğe konur."


Davalılar yeni tüzükler geçmediği cihetle 151/79 sayılı 1979 Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği Ortak Mesleki Hizmet ve Denetim Tüzüğüne bakılmas-ı gerektiğini ileri sürmüşler ve tüzüğün 4. 5. ve 8. maddelerine atıfta bulunmuşladır.

Davacılar ise yeni tüzük geçmediğinden ve 2 yıllık süre de tamamlandığından uygulanacak tüzük bulunmadığını ve Çalışma Esaslarının 15. maddesine uyulması gerektiğin-i ileri sürmüşlerdir. Çalışma Esaslarının 15. maddesi soruşturma memurunun görev ve yetkilerini belirtir. 15. madde aynen şöyledir:

"15. Soruşturma memuru olarak atanan bir kişi
soruşturma konusuna ışık tutacak tüm kişilerden
yazılı ifade alma yetkisi-ne sahiptir. İfade veren,
kişi ifadesinin bittiği yere adını ve soyadını
yazdıktan sonra imza eder. Aleyhine soruşturma
başlatılan kişi ne ile suçlandığı hakkında
yeterince anlaşılır şekilde yazılı olarak
bilgilendirildikten sonra arzu etmesi hali-nde konu
ile ilgili gönüllü ifade verebilir. Bu şekilde
verilen bir ifade ileride suçlanan kişi aleyhine
delil olarak kullanılabilir. Aksi şekildeki ifade
suçlanan kişi aleyhine delil olarak kullanılamayacağı
gibi soruşturma memuru tarafından Yükse-k Onur Kuruluna
bilgi olarak da verilemez."


Davanın hitap safhasında Davacılar Avukatı davalara konu olayın 21/2005 sayılı yasanın geçmesinden 2 yıl içerisinde cereyan ettiği için Amme Enstrümanı 151/79 sayılı tüzüğün bu olaya uygulanabileceği-ni kabul etmiştir. Nitekim davaya konu edilen olay 21/2005 sayılı yasanın 5 Temmuz 2005 de Resmi Gazete'de yayınlanmasından sonra 2 yıl geçmeden yer aldığından bu olaya Amme Enstrümanı 151/79'un uygulanması gerekmektedir. Amme Enstrümanı 151/79'un 4., 5. -ve 8. maddeleri aynen şöyledir:

"4. Yasaya uygun nitelikteki mimarlar, bu Tüzük
ve bu Tüzük altında yapılacak yönetmelikler dahilinde,
mimari projeleri hazırlama, imzalama, ihale dosyasını
hazırlama ve mimari kontrolluk yapmağa yetkili ve
sorum-ludurlar.

5. Yasaya uygun nitelikteki inşaat mühendisleri,
bu Tüzük ve bu Tüzük altında yapılacak yönetmelikler
dahilinde, inşaat mühendisliği projeleri hazırlama,
imzalama, ihale dosyasını hazırlama ve inşaat
mühendisliği kontrolluğu yapmağa -yetkili ve
sorumludurlar.

8. Mimar ve inşaat mühendisleri, yaptıkları mimari
ve inşaat mühendisliği projelerini, ilgili odaların
ortak vize bürosuna vize ettirip proje ve mesleki
kontrolluk belgesi almakla yükümlüdürler. Vize
edilmeyen proje-ler, Kıbrıs Türk Federe Devletinde
uygulamaya konamaz.
Bir projenin vize edilebilmesi için başlıca şu
koşullar aranır:
(a) Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği proje
müelliflerinin serbest proje yapabilmelerine
- yasal bir engel bulunmaması;
(b) İşverenin sözleşme yapmağa yetkili olması;
(c) Mimarlık ve İnşaat Mühendisliği projelerinin
yürürlükteki imar yasalarına, ilgili odaların
düzenleyeceği asgari çizi-m standartlarına, bu
Tüzük ve bu Tüzük altında yapılacak yönetmelik-
lere aykırı olmaması;
(d) Mimar ve inşaat mühendislerinin, vize sırasında
ilgili odaların ortak Vize Bürosuna bu Tüzük
- altında yapılacak "Proje ve Mesleki Kontrolluk
Vize Harçları Tarifesine uygun harcı
yatırması."


Davacının üzerinde durduğu Çalışma Esasları ise 11.2.2006 tarihinde uygulamaya girmiştir. Bu durumda Çalışma Esasl-arının da bu davada kullanılması gereklidir. Uygulanılacak mevzuat neticesinde disiplin yargılamasının şu şekilde yapılması gerektiğini kabul ederim.

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim
Kurulu veya Oda Yönetim Kurulları bir konuyu Yüks-ek Onur Kuruluna iletmeye karar vermelidir.
Yüksek Onur Kurulu kendisine iletilen konuyu görüşerek
karara bağlamak üzere Başkan tarafından toplantıya çağrılmalıdır. Konu ile ilgili toplantıya aynı 4 kişi katılmalıdır. Kararlar en az 3 kişinin oyu ile alın-malıdır.
Yüksek Onur Kuruluna sevkedilen kişinin üyesi olduğu
Odanın Başkanı veya yazı ile yetkilendirilmiş Yönetim Kurulu Üyesi soruşturma memuru olarak görev yapar.
Yüksek Onur Kurulu konunun kendisine sevk edildiği
tarihten 7 gün içinde suçlanmakta o-lan üyeye yazı ile hakkındaki suç isnadını bildirir.
Üye yazılı bildirimden 15 gün içerisinde şahsen veya
Avukatı vasıtasıyla yazılı savunma verir.
Soruşturma memuru soruşturulan üyeden ve ilgili tüm
kişilerden gerekli bilgileri alır. İfade alınan kişil-er ifade sonuna isimlerini yazarak imzalarlar. Suçlanan üyeye ne ile suçlandığı yeterince anlaşılacak şekilde ve yazılı verildikten sonra arzu etmesi halinde gönüllü ifade verebilir. Bu şekile alınan bir ifade ileride aleyhine kullanılabilir. Bu şekilde- alınmadığı takdirde aleyhine kullanılamaz. Soruşturma memuru bütün bilgi ve belgeleri Yüksek Onur Kurulunun bilgisine sunar. Soruşturma memuru Yüksek Onur Kurulunun görüşmelerine katılır.
Yüksek Onur Kurulu gerekli görürse veya suçlanan üye talep
ederse- sözlü savunma dinlenir. Burada Avukat hazır bulunabilir.
8. Yüksek Onur Kurulu konunun kendisine ulaştırıldığı tarihten en geç 2 ay içerisinde konuyu sonuçlandırır. Netice üyeye, Oda ve Birlik Yönetim Kurullarına yazılı olarak bildirilir. Cezalar üyen-in siciline işlenir ve ilgili kuruluş ve makama bildirilir.

Prosedürün bu olduğuna karar verdikten sonra Davacılara prosedürün doğru bir şekilde uygulanıp uygulanmadığına karar vermeden önce davalar ile ilgili tartışmasız olguların tespit edilmesi ger-ekir.

Huzurumdaki tüm şahadeti inceledikten sonra bu aşamada dava ile ilgili olguları şu şekilde sıralarım:

Karşıyaka'da 8022 koçan nolu Pafta/Harita XI/13.W.1 Parsel 267/2 ve 52/1/1/1/1/2/2 ve koçan 7349 Parsel 56/2/4'de inşaasına başlatılan 9 ad-et yarım inşaat ile ilgili, İnşaat Mühendisleri Odasına hitaben yazılan 8.9.2005 tarihli Emare 1 raporla, binaların kaçak yapıldığı, yerinde yapılan saptamada uygulamaların vizesiz projelere dahi uymadığı, projede betonarme karkas düzenlenmiş iken yapılan -binaların yığma tekniğiyle yapıldığı, taşıyıcı kiriş ve kolonların 15cm kalınlıkta olduğu, kolonların altına betonarme temel yapılmadığı, zemin katlarda grobeton altında blokaj taşı döşenmediği, afet bölgelerindeki yapılara uygulanması gerekli yönetmelikle-re uyulmadığı ve inşaatların can güvenliğini tehdit ettiği, bu nedenle yasal işlem başlatılıp yıkılmaları gerektiği belirlenmiştir. Bu raporda Oda Başkanının da Osman Yılmaz, imzası yer almaktadır.
Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Emare 1 ra-poru, 14.9.2005 tarihli Emare 3 yazı ile İçişleri ve İskan Bakanlığına gönderdi.
Fikret ve Zahiye Tamer'e ait inşaat ile ilgili Şehir ve Planlama Dairesi Emare 4 13.3.2006 tarihli yazı ile Girne Kaymakamlığına inşaat izni verilmesinin uygun olacağını bildi-rdi. Bu yazıya konu projenin ön projesi ve ortak vize bürosuna sunum aşamasına kadar gerekli çizimler Sadık Gardiyanoğlu tarafından çizildi. Vize bürosuna sunulan projedeki imzalar Tevfik Kürşat Çolak'ın imzası diye gösterildi. Emare 25 olarak ibraz edil-en ve statik proje olduğu belirtilen evrak üzerinde görülen probina No.'su Yahya Eran'a aittir. Fatma Alçıcıoğlu Emare 26'yı kendisinin hazırladığını, bilgisayarı bozuk olduğu için bunun Yahya Eran'ın bilgisayarından çıkarıldığını kabul etti. Yahya Eran i-se bilgisayardaki hesaplamaları kendi bilgisayarından kendisinin yaptığını, bunun Fatma Alçıcıoğlu'na teknisyen gibi yardımcı olmak anlamına geldiğini, esasen hesap ve çizim kontrolünü Fatma Alçıcıoğlu'nun yaptığını söyledi.
Esasen dava konusu yere uygu-lanması düşünülen projenin müellifleri Mimar Derya Kara ve mühendis Mehmet Eminoğlu'dur. Sadık Gardiyanoğlu projenin müellifliğini Derya Kara'dan devralarak mimar Tevfik Çolak Kürşat'a devrettiğini ileri sürmüştür.
Girne Kaymakamlığı ibraz edilen proje iç-in inşaat ruhsatını vermiştir. Dava konusu arazide yapılan inşaatın vizelenen proje olmadığının tespiti ile bilahare Kaymakamlık inşaat ruhsatını iptal etmiştir.
İnşaat Mühendileri Odası Başkanı, Fatma Alçıcıoğlu ile Yahya Eran, Mimarlar Odası Başkanı ise- Sadık Gardiyanoğlu ve Tevfik Çolak Kürşat'ı görüşmeye çağırdılar. 21/05 sayılı yasanın 14(3) maddesine göre Oda Başkanları soruşturma memuru olarak görev yaparlar.
Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği 12.4.2007 tarihinde İnşaat mühendisleri Ya-hya Eran ve Fatma Alçıcıoğlu ile mimarlar Sadık Gardiyanoğlu ve Tevfik Kürşat Çolak'ın kaçak ve can güvenliğini tehdit edici yapıların yasallaşması için farklı bir proje sunduklarından dolayı Yüksek Onur Kuruluna sevkedilmelerini oybirliği ile onaylandığın-ı Emare 7 12.4.2007 tarihli yazı ile Kıbrıs Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği Onur Kuruluna bildirmiştir.
Yüksek Onur Kurulu emare 10 yazının aynisini Fatma Alçıcıoğlu, Sadık Gardiyanoğlu ve Yahya Eran'a 16.4.2007 tarihinde göndererek 15 gün içerisinde a-dı geçen kişilerden savunmalarını talep etmiştir.
Kendisine verilen ceza ile ilgili dava ikame etmeyen Tevfik Kürşat Çolak'ın Yüksek Onur Kuruluna gönderdiği savunması Emare 11, 19.4.2007 tarihli Yahya Eran ve Sadık Gardiyanoğlu'nun savunmaları Emare 13, 1-4.5.2007 tarihli Fatma Alçıcıoğlu'nun savunması ise Emare 14 olarak ibraz edilmiştir.
Yüksek Onur Kurulu 21.5.2007 tarihli toplantıya katılmalarına Fatma Alçıcıoğlu, Sadık Gardiyanoğlu ve Yahya Eran'ı Emare 16, 15.5.2007 tarihli yazı ile davet ederek, 21.5-.2007 tarihinde adı geçen kişilerin sözlü savunmalarını dinlemiştir.
Yüksek Onur Kurulu Emare 21, 11.6.2007 tarihli kararında tespitler yaptığını ifade ederek kararını açıklamıştır.

Yüksek Onur Kurulunun Emare 21'deki tespitleri aynen şöyledir:

"1-. Mimar Tevfik Kürşat Çolak yapmadığı ve bilmediği bu
projeye imzasının atılması için onay vermiştir.
2. Mimar Sadık Gardiyanoğlu'nun Müteahhit Sadık Öztürk'le
ortak iş ilişkisi içinde olduğu açıkça belirtilmiştir.
Bütün eylemin düzenlenmes-inde birinci derecede rol
oynamış, Tevfik Kürşat Çolak yerine imza atmış olduğunu
itiraf etmiştir.
3. İnşaat Mühendisi Yahya Eran 11 Ekim 2005 tarihinde konuya
ilişkin oda yönetim kurulu tarafından çağrılıp ikaz
edilmesine karşın yeni -proje hazırlanıp vizeye gönderilme
sürecinde meslektaşını ikaz da etmemiştir.
4. İnşaat Mühendisi Fatma Alçıcıoğlu devam eden inşaatın
durumunu araştırmadan aldığı projeyi, yerinde bir etüt
yapmadan yapmış ve/veya statik projeyi kontrol edi-p
imzalayarak vizeden geçirmiştir. Dosya 15 Şubat 2006
tarih ve 2006/0297 vize no ile vize almıştır. Daha
sonra, oda yönetim kurulu tarafından Ekim 2006'da
çağrılarak konu kendisine aktarılmış ve sorumlulukla
hareket ederek dosya-yı geri çekmesi (imzasını geri
çekmesi) önerilmiştir. Bu inşaatın güçlendirilmesinin
mümkün olmadığı aşikar iken ve bunu anlamasına karşın
imzasını geri çekmemiştir."


Yüksek Onur Kurulunun kararı ise aşağıda belirtildiği şekildedir:


-"a. Mimar Sadık Gardiyanoğlu'nun 21/05/2005 sayılı
KTMMOB yasasının 15. madde 3. Fıkrasına uygun
olarak 30 gün
b. İnşaat Mühendisi Yahya Eran'ın, 21/05/2005 sayılı
KTMMOB yasasının 15. madde 3.Fıkrasına uygun olarak
- 15 gün
c. İnşaat Mühendisi Fatma Alçıcıoğlu'nun 21/05/2005
sayılı KTMMOB yasasının 13. madde 3. Fıkrasına uygun
olarak 15 gün
d. Mimar Tevfik Kürşat Çolak'ın 21/05/2005 sayılı
KTMMOB yasasının 15. madde 3. Fıkras-ına uygun olarak
15 gün

Meslekten alıkoyma cezası ile cezalandırılmalarına karar
verilmiştir. Ceza 18/06/2007 tarihinden başlamak üzere
uygulanacaktır."


Huzurumdaki davalar bu karar neticesinde, meslekten men edilme sürele-rinin bitiminden sonra, Mimar Tevfik Kürşat Çolak haricinde ceza takdir edilen kişiler tarafından ikame edilmiştir.

Davalının Davacılar ile ilgili almış olduğu 11.6.2007 tarihli kısa süreli meslekten alıkoyma cezası verme kararı idari bir karardır. B-u durumda bu kararın "yetki, şekil, amaç , sebep ve konu bakımından hukuka uygunluğu " denetlenmelidir. (Bak: sayfa 290 Memur Disiplin Hukuku A. Alper Durmuş 3. baskı).

Davalının kararında bu belirtilen unsurlar ile ilgili denetleme yaparken YİM 1-06/05 D22/09 sayfa 23'de belirtildiği şekilde "..Yüksek İdare Mahkemesi disiplin mahkemesi yerine geçip, olayda Davacının" kusurlu olup olmadığı "yönünde karar" vermeyecek, Yüksek İdare Mahkemesi, disiplin mahkemesinin" Davacı ile ilgili "bulguya varırken,- önünde yeterli şahadet ve emare" olup olmadığına ve bulgunun "yasa ve tüzüğe uygun" olup olmadığı hususlarına bakması gerekmektedir.

Dava konusu karar yetki açısından incelendiği zaman disiplin cezası veren kişi veya kurulun mevzuat ile yetkilendiril-en kişi veya kurul olması gerekir. Huzurumdaki davalarda kararı veren Yüksek Onur Kuruludur. 21/2005 sayılı yasanın 14 ve 15. maddeleri altında Yüksek Onur Kurulu Yönetim Kurulu tarafından kendisine sevk edilen konuları 2 ay içerisinde sonuçlandırmalıdı-r. Emare 7 ve 21 bunun yapıldığını gösterir. Yetki unsurunda hata yoktur. Zaten Davacıların Talep Takrirlerinde yetki açısından bir şikayet yer almamaktadır.

Dava kousu kararın şekil yönünden denetimi açısından "işlemin mevzuatla belirlenmiş usul ş-artlarına" uygun yapılıp yapılmadığına bakılmalıdır. Gerek 21/2005 sayılı yasa, gerekse Amme Enstrümanı 151/79 ve 11.2.2006 tarihli Çalışma Esasları incelendiği zaman uygulanması gereken prosedürün aşağıda belirtildiği gibi olması gerektiği görülür:

- 1. 21/2005 sayılı Yasanın 11(5) maddesi altında birlik
üyeleri veya Oda Yönetim Kurulları, Yüksek Onur Kuruluna iletilmesini istedikleri konuları Birlik Yönetim Kurulunun gündemine getirirler. Birlik Yönetim Kurulu konuyu inceler ve gerekli görürse konuy-u Yüksek Onur Kuruluna iletir.

Emare 7 12.4.2007 tarihli Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Genel Başkanının Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Onur Kurulu Başkanına hitaben yazısında İnşaat Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odasın-ın konuyu gündeme getirdiklerini ve İnşaat Mühendisleri Yahya Eran ve Fatma Alçıcıoğlu ile Mimarlar Sadık Gardiyanoğlu ve Tevfik Kürşat Çolak'ın kaçak ve can güvenliğini tehdit edici yapıların yasallaşması için farklı proje sundukları gerekçesi ile Yüksek -Onur Kuruluna sevk edilmelerine oybirliği ile karar verildiğini bildirmiştir.

2. Yüksek Onur Kurulu yasanın 14. maddesinde belirlenen yetkilerine göre sevk tarihinden itibaren 7 gün içerisinde hakkındaki suç isnadını ilgili üyeye yazılı olarak bildir-ir. Yani üyeye kendisine yükletilen suçu, eylemi bildirmesi gerekir.

Yüksek Onur Kurulu Davacıların herbirine Emare 10'da görülen yazının aynısını göndermiştir. Davacılardan Fatma Alçıcıoğlu'na gönderilen Emare 10 yazı aynen şöyledir:

"Sayın -Fatma Alçıcıoğlu 16.04.2007
İnşaat Mühendisi

Karşıyakada Koçan no 8022, P/H XI.13.W.I Parsel
267/2 & 52/1/1/1/1/2/2 VE Koçan no 7349, Parsel
56/2/4 te kain 9 adet inşaat projesiyle ilgili
olduğunuz Mimarlar oda-sı ve inşaat mühendisleri
odası tarafından bilgimize sunulmuştur. İnşaat
mühendisleri odası yönetim kurulu 14.09.2005 tarihli
raporuyla sözü edilen inşaatlar hakkında yaptıkları
incelemeleri bir rapor ve tutanakla kayda geçirmi-ştir.
Bu rapor ışığında;
Mesleki Teknik ve Etik kurallara uymayarak
Ortak Vize bürosuna bilinçli olarak farklı proje sunarak, kaçak ve can güvenliğini tehdit eden yapıların yasallaşmasına olanak sağlamaya çalışmak;
Binaların uygulama aşamasında -hiçbir mühendislik hizmeti olmadığı gibi afet bölgelerinde yapılacak yapılar hakkındaki yönetmelik kurallarının hiçbirine uymamakla itham edilmektesiniz. İnsan hayatını hiçe sayan böyle bir uygulamanın tarafı olarak sizlerin bu konudaki savunmanızı en geç -on beş gün içinde KTMMOB sekreterliği kanalı ile şahsen veya yetkili avukatınız vasıtasıyla Yüksek Onur Kuruluna vermenizi rica ederim.

Yüksek Onur Kurulu Başkanı
Bektaş Göze"


Davacıların herbirine gönderilen bu yazıda kanaatimce Davacılara yönelik- suç isnadı, yani hangi suçu işlediklerinin ileri sürülmekte olduğu, açıkça yer almaktadır.

3. Madde 14 (5)'e göre Yüksek Onur Kuruluna sevk edilen üye 15 gün içerisinde şahsen veya avukatı vasıtası ile suç
isnadı ile ilgili yazılı savunmasını verir-. Vermediği takdirde Yüksek Onur Kurulu işlemlerine devam edebilir.

Davacılar Yüksek Onur Kuruluna Emare 13 ve 14, 14.5.2007 tarihli yazıları ile suç isnadına karşı yazılı savunmalarını verdiler.

4. 21/2005 sayılı Yasanın madde 14(3)'e göre Yü-ksek Onur Kuruluna sevk edilen kişinin üyesi olduğu Odanın Başkanı veya yazı ile yetkilendirilen bir Yönetim Kurulu üyesi soruşturma memuru olarak görev yapar. Soruşturma memuru ilgili üyeden gerekli tüm bilgileri alır, gerçekleri ortaya çıkaracak bütün bi-lgi ve belgeleri Yüksek Onur Kurulunun bilgisine sunar.

YİM 190/2007'deki mimar olan Davacının Oda Başkanı Ekrem Bodamyalızade huzurumda şahadet vermiştir ve yasa tahtında soruşturma memuru olduğunu, üyelerini yani Sadık Gardiyanoğlu ve Tevfik Çolak -Kürşat'ı çağırıp konuştuğunu ifade etmiştir. Ekrem Bodamyalızade soruşturma memuru olduğunu bu kişilere söylemediğini ancak onların bunu bilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ekrem Bodamyalızade soruşturma neticesinde topladığı bilgileri ilk Yönetim Kurulun-a oradan da Yüksek Onur Kuruluna sunduğunu ifade etmesine rağmen Yönetim Kuruluna ve Yüksek Onur Kuruluna sunduğu dosyayı ne kendisi ne de başkası vasıtasıyla Mahkemeye emare olarak ibraz edebilmiş değildir. YİM 189/2007 ve YİM 191/2007'deki mühendis olan- Davacıların Mühendisler Odası Başkanı ve dolayısı ile yasa tahtında soruşturma memuru, Mahkemede şahadet vermemiştir.

5. 11 Şubat 2006 tarihli Çalışma Esaslarının 15. maddesinde soruşturma memurunun yazılı ifade alma yetkisi olduğu belirtilmekted-ir. Aleyhine soruşturma başlatılan kişinin ne ile suçlandığı hakkında soruşturma memuru tarafından yeterince anlaşılır şekilde yazılı olarak bilgilendirilmesi gerekir ve bu yapıldıktan sonra arzu etmesi halinde konu ile ilgili gönüllü ifade verebilir. Bu- koşullarda verilen ifade, suçlanan kişi aleyhine delil olarak kullanılabilir. Aksi takdirde ifadesi delil olarak kullanılamayacağı gibi soruşturma memuru tarafından Yüksek Onur kuruluna bilgi olarak da verilemez.

Ekrem Bodamyalızade'nin şahadeti inc-elendiği zaman, Mimarlar Odası Başkanı sıfatı ile mimar Sadık Gardiyanoğlu'nu görüşmek için çağırdığı ve onunla konuştuğu görülmektedir. Çalışma Esaslarının 15. maddesine göre soruşturma memurunun soruşturduğu üyeye ne ile suçlandığını yazılı olarak bilgi-lendirmesi gerekir. Emare 10 ile Sadık Gardiyanoğlu'na ne ile suçlandığı belirtilmiş olmasına rağmen bu yazı Yüksek Onur Kurulu Başkanı tarafından gönderilmiş bir yazı olarak 15. madde kapsamında soruşturma memuru tarafından verilen yazılı bilgilendirme o-lamaz. Oda Başkanının soruşturma memuru sıfatı ile Sadık Gardiyanoğlu'nu ne ile suçlandığı konusunda yazılı bilgilendirdiği hususunda huzurumda herhangibir şahadet yoktur. Ekrem Bodamyalızade'nin Yönetim Kuruluna ve Yüksek Onur Kuruluna sunduğu dosya Mah-kemeye ibraz edilmediğinden bu dosyada ne olduğu bilinmemektedir. Ancak bu eksiklik kanaatimce şekil açısından bir eksiklik değildir. Burada dikkat edilmesi gerekli husus, ancak suçlanmakta olan kişinin gönüllü ifade vermesi halinde ve bu ifade aleyhine k-ullanılacaksa 15. maddede yer alan hususların önem arz ettiğidir. Suçlanan kişi gönüllü ifade vermemişse ve böyle bir ifadenin kullanılması söz konusu değilse, 15. madde önem arzetmez. Sadık Gardiyanoğlu'nun Mimarlar Odası Başkanına gönüllü ifade verdiği- hususunda huzurumda şahadet olmadığı gibi böyle bir iddia da yoktur. Bu durumda Mimarlar Odası Başkanının veya soruşturma memurunun Sadık Gardiyanoğlu'na yazılı olarak ne ile suçlandığı konusunda bilgi vermemiş olması şekil yönünden bir eksiklik olarak k-abul edilemez.

Ekrem Bodamyalızade şahadetinde Sadık Gardiyanoğlu'nun suçunu, olayı kabul ettiğini söylemiştir. Böyle bir itirafı Oda Başkanının 15. madde koşulları yerine getirmeden kullanması söz konusu olamaz. Oda Başkanı tarafından Yönetim Kuru-luna ve Yüksek Onur Kuruluna aktarılan dosya ibraz edilmediğinden Sadık Gardiyanoğlu'nun suçunu ne şekilde kabul ettiği veya bu hususun Yüksek Onur Kuruluna aktarıldığını inceleme olanağı olmamıştır.

Bu davada Emare 12, 17 ve 18, yapılan Yüksek Onur Ku-rulu huzurundaki toplantı ile ilgili resmi olmayan ancak toplantıya katılan kişilerin kendi maksatları için aldıkları notlara ve Emare 21 karara bakıldığı zaman Sadık Gardiyanoğlu'nun cezalandırılmasının nedeni Oda Başkanına yaptığı herhangi bir itiraf değ-il de kendisinin Yüksek Onur Kurulu huzurunda, Mahkeme huzurunda kabul ettiği gibi, Tevfik Çolak Kürşat adına imza attığını kabul etmiş olmasıdır. Bu konuda huzurumda Davalı birliğin başkanı da şahadet vermiştir. İlgili tarihte Yüksek Onur Kurulu üyesi ola-n Ahmet Ömer Çağnan'ın söyledikleri ve gayri resmi tutanaklar örtüşmektedir.

Yüksek Onur Kurulunun huzurunda yer alan prosedürde resmi tutanak tutulmamıştır. Davalının disiplin ile ilgili mevzuatında yazılı tutunak bulunmasını gerektirecek herhangi bir -madde yoktur. Ancak Mahkemeye Yüksek Onur Kurulu üyelerinin bir kaçı tarafından gayrı resmi olarak, kendi maksatları için tuttukları notlar emare yapılmıştır. Bu evraklarda ne tutanın imzası ne de konuşan kişilerin imzası vardır. Ancak yürürlükteki mevz-uatta, yani 21/2005 sayılı yasada tutanak tutulmasını gerektirecek bir madde yoktur. Böyle bir madde olmadıktan sonra bir idari organ tarafından alınan idari bir kararın karar için gerekçe olduğu takdirde iptaline sırf bu nedenle gidilmemelidir. (Bak YİM 1-19/2003 (D. 20/2010))
Davacı Sadık Gardiyanoğlu'nun soruşturma memuruna suçunu kabul ettiği nedeni ile disiplin cezası aldığına dair şahadet huzurumda olmadığı gibi Sadık Gardiyanoğlu'nun gönüllü bir ifadesinin Yüksek Onur Kuruluna verildiği doğrultusunda -da bir şikayeti olmamıştır. Bu olgular ışığında Sadık Gardiyanoğlu ile ilgili bir şekil hatası yapıldığını kabul etmeğe olanak yoktur. Sadık Gardiyanoğlu'nun Mahkeme huzurunda da Tevfik Kürşat Çolak yerine imza attığını kabul etmesi "sebep" unsuru altında- tekrar incelenecektir.

İnşaat Mühendisleri Odası üyeleri olan Fatma Alçıcıoğlu ve Yahya Eran ile ilgili soruşturma memuru şahadet vermediği gibi onlarla ilgili de Yüksek Onur Kuruluna intikal ettirilen dosya ibraz edilmiş değildir. Huzurumdaki şaha-dete bakıldığı zaman Fatma Alçıcıoğlu ve Yahya Eran'ın soruşturma memuru ile ilgili veya prosedür ile ilgili bir şikayetleri yoktur. Fatma Alçıcıoğlu yer etüdü yapmadan projeyi çizdiğini kabul etmekte, buna gerek olmadığını ifade etmektedir. Yahya Eran ise- Emare 1 rapordan haberi olmadığını ve olmadığı için Fatma Alçıcıoğlu'na bilgi vermediğini söylemektedir. Bu konularda Davacılara Yüksek Onur Kurulu huzurunda söz hakkı verilmiştir. Bu olgular ışığında Fatma Alçıcıoğlu ve Yahya Eran ile ilgili bir şekil h-atası olduğu söylenemez.

6. Madde 14(6) altında Yüksek Onur Kurulu gerekli görürse, veya ilgili üyenin talebi üzerine sözlü savunma da dinler, bu aşamada üye avukatını hazır bulundurabilir.

Emare 16 ile Davacılar 21.5.2007 tarihli Yüksek Onur Kurul-u toplantısına çağrıldılar ve orada sözlü savunmalarını sundular. Avukat Boysan Boyra toplantı başladıktan sonraki bir safhada sürece katılmıştır.

7. Yüksek Onur Kurulu madde 14(7)'e göre araştırmasını en geç 2 ay içerisinde sonuçlandırmalıdır ve 1-5. maddede sıralanan cezaları vermeye yetkilidir.

Yüksek Onur Kurulu Emare 21 11.6.2007 tarihli kararı ile belirtilen süre zarfında işlemi tamamlamıştır ve 15. maddede yer alan kısa süreli meslekten alıkoyma cezasını vermiştir.

8. Davacılara uygulan-abileceği kabul edilen Amme Enstrümanı 151/79'da disiplin ile ilgili herhangi bir madde yoktur.

Disiplin cezasının amaç yönünden denetimi bu davalarda konu edilmiş değildir. Davacılara ceza verilmesinin başka nedenlerden olduğu doğrultusunda herhangi- bir iddia veya argüman yapılmamıştır. Davacılar ceza takdirinden sonra bu takdirin gazete ilanı ile duyurulmasının yasada yer almadığını ve gazete ilanının kasıtlı verildiğini ileri sürmüşlerdir. Yüksek Onur Kurulu tarafından Davacılara ceza verildikten s-onra bu konu ile ilgili bir ilan verilmesi ceza takdiri için bir amaç olamaz. Ceza takdirinden sonra yapılan bu işlem yanlışsa veya mevzuata aykırı yapılmışsa, bundan Davacılar zarar gördüklerini iddia ettikleri takdirde bununla ilgili Davacıların tazminat- hakları bu davanın dışında tezekkür edilebilecek bir husustur. Gazetede ilan hususu amaç unsuru altında incelenecek bir konu değildir. Huzurumda Davacılara verilen cezaların başka amaçla verildiğini gösterecek herhangi bir şahadet yoktur.

Disiplin- cezalarının "sebep", (neden) yönünden denetimi maksatları için ise "hangi hallerde hangi disiplin cezalarının verile"bileceği incelenmelidir. "Neden unsuru bakımından .... mevzuatta tanımlanan durumun varlığını ve doğruluğunu" tespit etmek gerekir. (Alper- Durmuş Ayni eser sayfa 293)
Yüksek Onur Kurulunun huzurundaki işlemin bir ceza davası işlemi değil ancak idari organ tarafından yapılan bir araştırma olduğu göz önünde tutularak bu unsur incelenmeli ve Mahkeme yapılan işlemi denetlemelidir. Ionna Enotia-dou v. Republic (1971 3 CLR 409) sayfa 415'de disiplin soruşturmasının bir ceza davası olarak değil de idari bir soruşturma olduğuna dikkat çekilmiştir. ".... disciplinary proceedings which are essentially not a judical trial but an administrative inguiry.-..."

Tüm Davacılar Karşıyaka'daki inşaat alanında yapılan inşaatların kaçak olduğunu bilerek bunları yasallaştırmak için proje Sadık Gardiyanoğlu ile Yayha Eran tarafından hazırlandığı halde, projenin vizeden geçebilmesi için projeyi Fatma Alçıcıoğlu ve -Tevfik Kürşat Çolak'ın çizdiğini göstererek projeyi vizeye sunmakla suçlanmaktadırlar.

Emare 21'de Yüksek Onur Kurulunun tespitleri yer almaktadır. Mimar Sadık Gardiyanoğlu ile ilgili tespit "bütün eylemin düzenlenmesinde birinci derecede rol oynamış" ve- "Tevfik Kürşat Çolak yerine imza attığını itiraf etmiştir" yönündedir. Mahkeme huzurunda şahadet veren Sadık Gardiyanoğlu, projeyi kendisinin çizdiğini, projenin müellifliğini Mimar Derya Kara'dan devraldığını ve maddi nedenlerle, yani proje için ödenmesi- gerekli ücreti ailevi bağları nedeni ile daha kolay tahsil edebileceğine inandığı Tevfik Kürşat Çolak'a devrettiğini söylemiştir. Müellifliğin devri ile ilgili bir sorun olmamakla ve, Tevfik Kürşat Çolak müellif olarak görülmekle birlikte Sadık Gardiyanoğ-lu'nun onun adına imzalamasının bir disiplin suçu olduğu ileri sürülmektedir.

Sadık Gardiyanoğlu projeyi kendi çizmiş olmasına rağmen projeyi Tevfik Kürşat Çolak'ın gösterip ona imzalattığını kabul etmektedir. Sadık Gardiyanoğlu sadece tek bir paftada d-üzeltme yapması gerektiği için onu düzelterek, yurt dışında olan Tevfik Kürşat Çolak'tan izin alarak Tevfik Kürşat Çolak adına imzaladığını ileri sürmektedir. Yüksek Onur Kurulu Tevfik Kürşat Çolak adına projeyi Sadık Gardiyanoğlu'nun imzaladığını kabul -etmiştir.

Yüksek Onur Kurulu önündeki veriler ve şahadet ile vardığı bu bulguya varabilmesi için yeterli şahadeti olup olmadığına baktığım zaman, Yüksek Onur Kurulunun önündeki Tevfik Kürşat Çolak'ın yazılı savunmasında, kendisinin müellif olarak görüle-rek ibraz edilen proje ile hiç alakası olmadığını ve imzalarının hepsinin de Sadık Gardiyanoğlu tarafından atıldığını söylediği görülür. Burada Tevfik Kürşat Çolak'ın ifadesinin muhteviyatının doğruluğu tartışılmamaktadır. Şahadet kurallarımıza göre Mahk-emede şahadet verecek her kişi sözlü şahadet vermelidir. Hayatta olan bir kimse şahadet vermeyerek ifadesi yazılı olarak sunulamaz. Bu davada Tevfik Kürşat Çolak'ın ifadesinin doğruluğuna karar vermiyorum. Yüksek Onur Kurulu huzurundaki ifade ve veriler i-le vardıkları bulgulara varmaları mümkün olmadığı takdirde Mahkemenin müdahale etmesi gerektiği hususu göz önünde tutularak, Yüksek Onur Kurulunun önünde mevcut veri ve şahadete bakılması gerektiğini vurgularım. Emare 18 olarak ibraz edilen ve Yüksek Onur- Kurulu üyelerinin tuttuğu gayrı resmi tutanak incelendiği zaman Tevfik Kürşat Çolak'ın Emare 11 yazılı ifadesinde söylediklerini Yüksek Onur Kurulu huzurunda da teyit ettiği görülür. Bunu birliğin başkanı da teyit etmiştir. Bu durumda Yüksek Onur Kurulu -huzurunda Tevfik Kürşat Çolak'ın ifadesi ve şahadeti ışığında Yüksek Onur Kurulunun vardığı bulguya varmakla hata yaptığını kabul etmeğe olanak yoktur. Bu durumda Yüksek Onur Kurulu projeyi Sadık Gardiyanoğlu çizdiği halde, projenin Tevfik Kürşat Çolak'a a-it olarak vizeye ibraz edildiğini, ve projeyi Tevfik Kürşat Çolak yerine Sadık Gardiyanoğlu'nun imzaladığını kabul etmiştir. Bu bulguya varacak şahadet Yüksek Onur Kurulu huzurunda vardı. Bu nedenle Yüksek Onur Kurulunun bu bulgulara varmakla hata yaptığı -söylenemez. Dolayısıyla Sadık Gardiyanoğlu'nun Yüksek Onur Kurulu tarafından kabul edilen fiilinin disiplin cezası gerektiren bir fiil olup olmadığına bakmak gerekir.

Bu durumda incelenmesi gereken husus Sadık Gardiyanoğlu'nun yaptığı kabul edilen fi-ilin yani kendi çizdiği ancak mimar Tevfik Kürşat Çolak'a ait bir proje diye vizeye sunulan bir projeyi Tevfik Kürşat Çolak adına imzalamakla 21/2005 sayılı yasanın 15. maddesinde yer aldığı şekilde Sadık Gardiyanoğlu " Yasaya, bu yasa uyarınca yapılan tüz-ük ve yönetmeliklere, meslekle ilgili olarak yürürlükte bulunan diğer mevzuata, Birlik ve oda amaçlarına, Çalışma Esaslarına veya yetkili organlarının kararlarına aykırı hareket edip etmediğidir". Yani Yüksek Onur Kurulunun vardığı bulgu neticesinde mevzu-ata aykırı bir işlemin mevcut olup olmadığına bakmalıdır. Müellifliği izah eden kısım 40. maddenin (3). bendidir. Bu bent aynen şöyledir:

"Mühendislik, mimarlık, şehir planlama ve mimarlık-
mühendislik büroları tarafından hazırlanan projelerin
- müellifi veya müellifleri söz konusu projeleri
hazırlayan gerçek kişilerdir."


Müellif olmayan bir kişinin müellif olarak gösterilmesi 21/2005 sayılı yasanın müellife yüklediği sorumluluğu ihlal ettiği gibi Tevfik Kürşat Çolak projeyi hazırla-yan gerçek kişi olmadığı halde Sadık Gardiyanoğlu'nun projede Tevfik Kürşat Çolak'ı göstermekle madde 40(3)'ü ihlal ettiği kabul edilmelidir. Sadık Gardiyanoğlu ile ilgili disiplin soruşturması müelliflik ile ilgili değil Tevfik Kürşat Çolak adına imza at-mış olmasından dolayıdır. Proje vizeye Tevfik Kürşat Çolak'ın projesi olarak ibraz edilmiştir. Yani müellif Tevfik Kürşat Çolak görülmektedir. Yüksek Onur Kurulu huzurundaki verilere göre proje Tevfik Kürşat Çolak yerine Sadık Gardiyanoğlu tarafından im-zalanmıştır. Yani imza müellif olan gerçek kişi tarafından imzalanmamıştır. Proje üzerindeki imza müellife ait bir imza değildir. Bu durumda Sadık Gardiyanoğlu'nun 15. maddeye göre mesleği ile ilgili olan yürürlükteki mevzuata aykırı hareket ettiği kabul -edilmelidir. Dolayısıyla sebep unsuru tatmin olmuştur.

Yüksek Onur Kurulu'nun Yahya Eran ile ilgili bulgusu Emare 1 rapordan haberdar olmasına rağmen ve 11 Ekim 2005 tarihinde odası tarafından ikaz edilmiş olmasına rağmen bunu Fatma Alçıcıoğlu'na bildirm-emesi ile ilgilidir. Huzurumda Mühendisler Odası Başkanının Yahya Eran'ı Emare 1'den 2005 yılında haberdar ettiği doğrultusunda hiçbir şahadet yoktur. Mühendisler Odası Başkanı Osman Yılmaz Mahkeme huzurunda şahadet vermemiştir. Ne de bu kişi tarafından o-luşturulan ve Yönetim Kuruluna ve daha sonra Yüksek Onur Kuruluna sunulan dosya Mahkemeye ibraz edilmiştir. Yüksek Onur Kurulunun huzurunda Yahya Eran'ın Oda Başkanı tarafından 2005'de ikaz edildiğini gösterecek bir ibare ibraz edilen tutanaklarda yer alm-adığı gibi bu konuda huzurumda şahadet de yoktur. Bu durumda Yüksek Onur Kurulunun Yayha Eran ile ilgili karar alırken Yüksek Onur Kurulu huzurunda bulunan şahadet ve verilen verilere göre karar verdiğini söylemeye olanak yoktur. Bu durumda Yahya Eran ile- ilgili sebep unsuru tatmin olmamıştır.

Mühendis Fatma Alçıcıoğlu ile ilgili Yüksek Onur Kurulunun tespitlerini Fatma Alçıcıoğlu aynen kabul etmektedir. Fatma Alçıcıoğlu projeyi hazırladığı zaman yer etüdü yapmadığını, yapması gerekmediğini, ve bu ne-denle konu yerde inşaat olduğunu bilmediğini, söylemiştir. Fatma Alçıcıoğlu daha sonra imzasını geri çekmesi tavsiye edildiği zaman bunu yapmadığını, güçlendirme projesi hazırlamayı tercih ettiğini Mahkemede ifade etmiştir. Bu durumda Yüksek Onur Kurulun-un Fatma Alçıcıoğlu ile ilgili bulgulara varacak verilerinin huzurunda olduğu kabul edilmelidir. Bir proje hazırladıktan sonra hazırlanan projenin yapılacağı yerde inşaat izni olmayan tehlikeli binalar olduğunu öğrendikten sonra Fatma Alçıcıoğlu'nun proje-deki imzasını geri çekmeyerek güçlendirme projesi yapmakta ısrar etmesini, güçlendirme konusuna kendi yeterince vakıf olmadığı için bu konu ile ilgili Türkiye'deki meslektaşlarına danışması gerektiği halde, bu yöntemi tercih etmesini anlamak mümkün değildi-r. Herhalükarda bu bulgular ışığında Fatma Alçıcıoğlu'nun mevzuata aykırı davrandığını söylemek mümkün müdür?

21/2005 sayılı Yasanın 40. maddesinin 3. fıkrası altında projelerin müelliflerinin projeyi hazırlayan gerçek kişi olduğu belirtilmektedir. -43. madde ise proje uygulamalarının kontrolu ile ilgilidir.

Madde 43 ise aynen şöyledir:

"43. Bu Yasanın 24'üncü maddesinin (3)'üncü
fıkrasında belirtilen uygulamacı üyelik için
gerekli işlemlerin tamamlanması ve koşullara
uygun olanların bel-gelerinin verilmesinden sonra,
projelerin kontrolü yalnızca uygulamacı üyeler
tarafından yapılır. Proje müellifi olan bir
uygulamacı üye, hazırladığı projenin uygulamasının
doğru yapılıp yapılmadığını kontrol eder. Mal sahibi
veya işveren istediği -takdirde bir başka uygulamacı
üyeye de kontrol yaptırabilir. Bu maddenin uygulanması
ve gerekli işlemlerin yapılması, bu Yasanın 18'inci
maddesi uyarınca Yetki Kurulu tarafından hazırlanacak
ve Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak Resmi
Gazete'de -yayımlanacak tüzüklerle düzenlenir."


43. madde ancak uygulamacı üyelik için gerekli işlemlerin tamamlanmasından sonrası ile ilgilidir. 24 (3)'de uygulamalı üyelik ile ilgili koşullar belirtilmektedir. 24. maddenin (2)(B) fıkrasındaki ise ilgili yetki ku-rulu tüzüklerin yürürlüğe girmesinden sonra, tüzüklerin öngöreceği staj, kurs neticesinde belge alınacağını, gerekli staj, kursun nasıl düzenleneceği ise 18. madde uyarınca çıkarılacak tüzük ve yönetmelikler ile olacaktır. 18. Maddede tüzük ve yönetmelikl-erin yetki kurulu veya Birlik veya Odalar tarafından hazırlanacağı ve Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere Bakanlar Kuruluna sunulacağı belirtilir.

18. madde altında halen tüzük yayınlanmış değildir. Bu durumda madde 24 (3) altında uygulamacı üyelik koşu-lu henüz yoktur. 43. madde altında bu durumda projelerin kontrolunun yalnızca uygulamacı üye tarafından yapılması şartı henüz yoktur. Yani uygulamacı üye dışında kişilerin de projenin kontrolünü yapabilecekleri kabul edilmelidir. Yukarıda belirtildiği gi-bi, 21/2005 sayılı yasa altında yeni tüzükler geçirilmediği için bu dava maksatları için yasanın yürürlüğe girdiği tarihte Geçici 1. madde altında yasanın geçtiği tarihten 2 yıl geçmeden gelişen dava konusu olay ile ilgili yürürlükte olduğu kabul edilen Am-me Enstrümanı 151/79'a bakmak gerekir.

Amme Enstrümanı 151/79'un 5. maddesi altında mühendislerin kontrollük yapma yetkileri ve sorumlulukları vardır.

8. maddeye göre mimar ve inşaat mühendisleri yaptıkları projeleri ortak vize bürosundan vize ettirip- "proje ve mesleki kontrollük belgesi" almak yükümlülükleri vardır.

Kanaatimce 8. madde uygulanan mimari projenin kontrolünün projeyi çizen mimara ait olduğunu statik projeyi çizen inşaat mühendisinin de projenin doğru bir şekilde uygulandığını kontrol -etmesi gerektiğini göstermektedir. Zaten Davacı avukatı da hitabında eski tüzüğe göre müellifin, yani Fatma Alçıcıoğlu'nun, kontrol görevi olduğunu kabul etmiş bulunmaktadır.

Fatma Alçıcıoğlu inşaat alanını yerinde etüd yapmadan projeyi yaptığını ve/veya- statik projeyi imzaladığını kabul etmiştir. Böyle bir yükümlülüğü olmadığını iddia etmiştir. Yukarıda sıralanan mevzuattan, Fatma Alçıcıoğlu'nun böyle bir yükümlülüğü olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda Yüksek Onur Kurulu'nun Fatma Alçıcıoğlu ile ilgil-i bulgu yapmak için huzurunda yeterli verisi olduğunu kabul etmek gerekir. Dolayısı ile "sebep" açısından Davalının bir hatası yoktur.

Disiplin cezasının konu yönünden denetimi bu davalarda konu edilmiş değildir. Davacılara verilen cezaların verilmesine -Davalının yetkili olmadığı doğrultusunda herhangi bir iddia veya argüman yoktur. Herhalükarda yasanın 15. maddesine bakıldığı zaman yasaya ve tüzüğe aykırı davranan kişilere daha önce ceza almamış olsalar dahi kısa süreli meslekten alıkoyma cezası verebile-ceği görülür. Bu durumda Yüksek Onur Kurulu tarafından Sadık Gardiyanoğlu ve Fatma Alçıcıoğlu ile ilgili verilen cezalarda bir hata olmadığı kabul edilmelidir. Dolayısı ile dava konusu kararın "konu" başlığı altında da hatası yoktur.

Bütün bu prosedür iç-erisinde Davacılara mahkumiyet kararından sonra hafifletici neden sıralamak için fırsat verilmediği görülmekle birlikte bu konuda Davacıların bir şikayeti olmadığı için bu konuda karar vermeme gerek kalmamıştır.

Tüm söylenenler ışığında 189/2007 ve -190/2007 davalara konu kararın yetki, şekil, amaç, sebep ve konu bakımından hukuka uygun olduğunu kabul eder, davaları red ve iptal ederim. 191/2007 sayılı davada ise Davacı Yüksek Onur Kurulunun vardığı bulgulara varabilmesi için huzurunda yeterli şahadet- ve veri olduğunu kabul etmediğimden Davacı davasında muvaffak olur ve, Yahya Eran ile ilgili Davalının 11.6.2007 tarihli kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar veririm.

189/2007 ile 190/2007 sayılı davalarda dava masrafları Davalı lehine verilir.- 191/2007 sayılı davada ise dava masrafı ile ilgili emir verilmez.




Narin Ferdi Şefik
Yargıç


27 Ekim 2010


















36






Full & Egal Universal Law Academy