Yüksek İdare Mahkemesi Numara 184/1986 Dava No 21/1987 Karar Tarihi 30.04.1987
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 184/1986 Dava No 21/1987 Karar Tarihi 30.04.1987
Numara: 184/1986
Dava No: 21/1987
Taraflar: Ahmet Soyutürk ile Ek. Ve Mal. Bak. Vd
Konu: Maaşı durdurma kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 30.04.1987

-
D.21/87 YİM 184/86
Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Taner Erginel huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında

Müstedi: Ahmet Soyut-ürk Lefkoşa.
- ile -
Müstedaaleyh: 1. Ekonomi ve Maliye Bakanlığı (Hazine ve Muhasebe Dairesi
Müdürlüğü) vasıtası ile KKTC.
2. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı (Mesleki Teknik Öğretim
- Müdürlüğü) vasıtası ile KKTC.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Ergin Ulunay
Müstedaaleyh namına: Ali Fevzi Yeşilada.


Yasa Maddesi: 25/85 sayılı Öğretmenler Y-asasının 84, 85, 86, 87, 88, 89 ve 90.maddeleri.

İstemin Özeti: Müstedaaleyh 2'nin Müstedinin maaşını durdurma kararının ortadan kaldırılması istemi.

OLAY: Fizik öğretmeni olan Müstedi, bir grup öğrenci ile arasında meydana gelen olaylar nedeni ile Müste-daaleyh tarafından suçlu görülerek aleyhine disiplin soruşturması başlatıldı ve bu arada görevden de alındı. Soruşturma yasal engeller nedeni ile yapılamadı ve Müstedi görevine iade edildi. Göreve döndüğü zaman yerine geçici öğretmen tayin edildiğini gördü- ve bu duruma ses çıkarmayarak bir yıl kadar bir süre derslere girmeden maaş aldı. Bakanlık daha sonra Müstedinin derslere girmesini istedi. Müstedi derslere girmeği kesinlikle reddedince maaşını durdurma kararı aldı. Başvuru bu karardan yapılmıştır.

SONU-Ç: Müstedinin çeşitli iddiaları dikkatle incelendiğinde gerçek iddiasının şu olduğu görülür.
"Madem ki Bakanlık beni çalışamayacak duruma düşürdü şu halde bunun sonucuna katlanmak ve bana ders vermesem bile aylık vermek zorundadır".
Bu iddianı-n yasal dayanağı olduğunu söylemek mümkün değildir. Müstedi kendisine haksızlık yapıldığı iddiasında ise tazminat talep etmek veya yasaların uygun gördüğü bir çare aramak zamanıdır. Bu çareler içerisinde çalışmadan aylık almak gibi bir çare yoktur.
- Başvuru red ve iptal olunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1- YİM 42/77 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi Kararı.
____________________


H Ü K Ü M

Müstedi, Ahmet Soyutürk 23.11.1971 yılından beri muhtelif okullarda fizik öğretmeni olarak görev -yapmaktadır. Son olarak Lefkoşa'da Sedat Simavi Yapı ve Endüstri Meslek Lisesinde görev yapan müstedi ile bir grup öğrenci arasında 7.1.1985 tarihinde bir olay meydana geldi. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bu olayda müstedinin kusurlu olduğu görüşünde id-i ve müstedi aleyhine bir disiplin kovuşturması başlatarak onu geçici olarak görevden durdurdu. Müstedinin aleyhine başlatılan disiplin kovuşturması yasal engellerle karşılaştı ve bir sonuca ulaşmadı. 17.4.1985 tarihinde görevine iade edilen müstedi okula -döndüğü zaman geçici bir öğretmenin fizik derslerini verdiğini ve ayrılmasıyla meydana gelen boşluğun doldurulmuş olduğunu gördü. Ders yılının sona ermesine kısa bir zaman kalmıştı ve Okul Müdürlüğü Bakanlığın da onayını alarak geçici öğretmenin göreve dev-am etmesine karar verdi. Müstedi buna fazla tepki göstermedi ve hergün okula uğrayarak fakat derslere girmeden ayrılarak yeni bir yaşama başladı. Müstedinin aylığı kendisine muntazam ödeniyordu. Bu durum -her iki tarafın da fazla şikayeti olmamalı ki- 198-5-1986 ders yılında aynen devam etti. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı 7.1.1985 tarihinde meydana gelen olaya taraf olan öğrencilerin müstediyi döveceklerine dair bilgi alındığını ve müstediyi korumak için 1985-1986 ders yılında kendisine ders verilmediğin-i iddia etti. Bu iddia müstedi tarafından şiddetle reddedilerek Mahkemede tartışıldı.

1986-1987 ders yılı başında Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı tutumunu değiştirerek müstedinin ders vermesini kararlaştırdı. Bakanlığın bu karar değişik- liğinin nedeni -de taraflar arasında tartışma konusu oldu. Bakanlık karar değişikliğinin nedenini müstediyi dövmesi söz konusu olan öğrencilerin mezun olmaları şekinde açıkladı. Müstedi Bakanlığın bu açıklamasını kabul etmedi. Nedeni ne olursa olsun 1986-1987 ders yılında- Bakanlık müstediye ders verdirmede kararlıydı. Müstedi ise bu tutuma beklenmedik sert bir tepki göstererek ders vermeyi kesinlikle reddetti. Bakanlık verilen emirlere riayet etmemesi nedeniyle müstedi aleyhine disiplin kovuşturması başlattı. Disiplin kovu-şturmasına rağmen müstedi ders vermeyi rededince Bakanlık 26 Kasım, 1986 tarihli bir kararla müstediye maaş ödenmesini durdurdu. Kararda 25/85 sayılı Öğretmenler Yasasında "aylık" sözcüğünün öğretmenlere hizmetleri karşılığında verilen parayı anlattığı, mü-stedi hizmet vermeyi reddettiği için kendisine maaş verilmemesine karar verildiği belirtildi.

Müstedi 26 Kasım, 1986 tarihli bu kararı ortadan kaldırmak için bu başvu- ruyu dosyalamış bulunmaktadır. Müstedi ayrıca bir ara emri istidası dosyalayarak başvu-runun sonuna değin maaşının ödenmesini talep etti. Ara emri istidasının duruşmasında Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı tarafından Mesleki Teknik Öğretim Müdürü Osman Özalp şahadet verdi. Osman Özalp kendi açısından olayları anlattıktan sonra müstediyi hala -öğretmen olarak görmek istediklerini ve ders vermeye başladığı takdirde maaşını alabileceğini söyledi. Müstedi ise şaha- detinde okul Müdüründen ve Eğitim Bakanlığından şikayet ettikten sonra 1985 yılında aleyhine disiplin kovuşturması başlatarak onu küçük- düşürdüklerini, daha sonra kendisine görev vermeyerek öğrenciler ve halk nezdinde itibarını zedelediklerini, yapılan haksızlıklar karşısında moralinin bozulduğunu ve ders veremeyecek bir haleti ruhiye içine girdiğini söyledi. Müstedi öğretmenlik yeteneğin-in tamamen öldüğünü ve ileride de bu yeteneği kazanmasının mümkün olamıyacağını sözlerine ekledi. Müstedinin iddialarına karşı müstedaaleyh müstedinin 1985 yılında ders vermeye karşı bir tepki göstermediğini, maaşını aldığı sürece herhangi bir şikayette bu-lunmadığını fakat maaşı kesilince büyük bir tepki gösterdiğini öne sürdü.

Ara emri istidası sonunda Mahkeme, başvuru dinlenene kadar müstediye aylık verilmesi talebini reddetti. Daha sonra başvurunun duruşmasına geçildi. Duruşma günü taraflar tanık dinle-tmeyerek ara emir istidasının duruşmasında ibraz edilen şahadeti aynen benimsediklerini beyan ettiler. Taraflar ayrıca müste- dinin 12 şubat, 1987'den itibaren Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından görevin- den alındığını, müstedinin bu karara karşı başvuru do-syalama hakkını saklı tuttuğunu, beyan ettiler. Daha sonra taraflar yasal argümanlarını yaptılar.

Konuyu değerlendirmeden önce Öğretmenler Yasası'nın ilgili hükümle- rine göz atmamız yararlı olacaktır:


Öğretmenler Yasası'nın 3. maddesine göre "aylık",- öğretmenlere hizmet- leri karşılığında verilen parayı anlatır.

Öğretmenler Yasasının 84, 85, 86, 87, 88, 89 ve 90. maddeleri Disiplin Kuralları başlığını taşımaktadır. 85. maddenın (5). paragrafı öğretmenlikten çıkarma cezasının verilebileceği eylem ve -davranışları sıralamaktadır. Bu paragrafın (b) bendine göre 1 yılda 30 iş günü izinsiz veya özürsüz olarak görev yerine gelmeyenlere öğretmenlikten çıkarma cezası verilebilir.

Müstedi avukatının görüşüne göre disiplin suçu işleyen bir öğretmen aleyhine 8-4-90'ıncı maddelere uygun olarak disiplin kovuşturması başlatmak gerekir. Bakanlık görevini yapmayarak disiplin suçu işleyen öğretmenlerin maaşını doğrudan kestiği takdirde, Öğretmenler Yasası'nın disiplin kuralları ve bu kurallarda öğretmenlere tanınan ha-kların bir anlamı kalmayacaktır. Bu görü- şünü ısrarla savunan müstedi avukatı bazı istisnai durumlarda öğretmenlerin aylıklarının kesilebileceğini kabul etmek zorunda kaldı. Örneğin Kıbrıs'tan ayrılan bir öğretmenin hiç görev yapmadığına göre maaşını kesm-enin doğru olabileceği, hatta Kıbrıs'ta kalmasına rağmen okula hiç uğramayan bir öğretmen için de aynı uygulamanın düşünülebileceğini, çünkü bu durumlarda öğretmenin "görevimi yapıyordum" savunmasını yapmasının söz konusu olmadığını, buna karşılık görevini- yaptığını iddia eden bir öğretmene karşı disiplin kovuşturması başlatmaktan başka çare bulunmadığını söyledi.

Savcılığın görüşüne göre ise aylık, öğretmenin hizmetine karşılık aldığı paradır. Aylık alabilmek için önce bir hizmet vermek gerekir. Görev ya-pmayan bir öğretmen aylık alma hakkını kazanamayacağı gibi ayrıca disiplin suçu da işler. Böyle bir öğretmene karşı iki farklı ve paralel önlem almak gerekir.

Bu iki zıt görüşten birisini doğru kabul etmek zorundayız. Türkiyedeki uygulama ve grev yapan m-emurların çalışmadıkları günün karşılığını alamaya- caklarını belirten 42/77 sayılı Yüksek İdare Mahkemesinin kararını dikkate aldıktan sonra savcılığın görüşünün doğru olduğu kanısına varıyorum.

Bu meselede müstedi görev yaptığını veya görev yapmamasını-n haklı nedenleri olduğunu iddia etmektedir. Müstedinin bu iddiaları üzerinde durmamız gerekiyor.

Müstedi sınıflara girip ders vermemekle beraber, her gün okula uğrayrak okul avlusunda soru soranlara bilgi vererek ve öğretmenler odasında oturarak görevin-i yaptığını iddia etmektedir. Bu iddiayı kabul etmemize olanak yoktur. Çünkü öğretmenin esas görevi ders vermektir. Ders vermeyi reddeden bir öğretmenin okulda önemsiz işler yaptığı için görevini yapıyor kabul edilmesi mümkün değildir.

Müstedinin üzerind-e durduğu esas önemli iddia ise, haklı nedenlerle göre- vini yerine getirmediği iddiasıdır. Müstedi Bakanlığın haksız tutumu yüzünden küçük düşürüldüğünü, onurunun kırıldığını ve öğretmenlik yeteneğini sürekli olarak yitirdiğini öne sürmektedir. Bu nedenle- yine Bakanlığın başlattığı şekilde çalışmadan aylık almaya devam edebileceği görüşündedir. Bir an için müstediye geçmişte bir haksızlık yapıldığını, çok mağdur olduğunu ve bu nedenle öğretmenlik yeteneğini yitirdiğini farzedelim. Bu durum acaba müstedinin- bu başvuruda haklı olduğunu kanıtlamaya yeter mi? Müstedinin çeşitli iddialarını dikkatle ıncelediğimizde gerçek iddiasının şu olduğunu görürüz.

"Madem ki Bakanlık beni çalışamayacak duruma düşürdü, şu halde bunun sonucuna katlanmak ve bana ders vermese-m bile aylık vermek zorundadır."

Bu iddianın yasal dayanağı olduğunu söylemek mümkün değildir. Müste- diye bir haksızlık yapılmışsa, bu haksızlık ne kadar büyük olursa olsun, müstedi bir tazminat talep etmek veya yasaların uygun gördüğü bir çare aramak z-orun- dadır. Müstedinin bulabileceği çareler arasında çalışmadan aylık almak gibi bir çare yoktur. Bu nedenle müstedinin başvuruda haklı olmadığı görüşündeyim.

Yukarıdaki nedenlerle başvuru red ve iptal edilir. Masraflar için herhangi bir emir verilmez.
-

(Taner Erginel)
Yargıç

30 Nisan 1987



Full & Egal Universal Law Academy