Yüksek İdare Mahkemesi Numara 182/1997 Dava No 24/2001 Karar Tarihi 21.12.2001
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 182/1997 Dava No 24/2001 Karar Tarihi 21.12.2001
Numara: 182/1997
Dava No: 24/2001
Taraflar: Vakıflar Örgütü ile Bakanlar Kurulu ve diğerleri
Konu: Tahsis iptali istemi - Tadilat istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 21.12.2001

-D.24/2001 YİM 182/97
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Mustafa H. Özkök, Seyit A. Bensen.
Davacı: Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi, Lefkoşa
- ile --
Davalı: 1. KKTC Başbakanı vasıtasıyle KKTC
2. KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC
3. Çalışma ve İskan Bakanlığı vasıtasıyle KKTC
4. İskan ve Rehabilitasyon Dairesi vasıtasıyle KKTC
5. Eşdeğer Tazmin Komisyonu ve/veya İska-n Encümeni
vasıtasıyle KKTC
6. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu vasıtasıyle
KKTC
7. İnceleme ve Dağıtım Komisyonu, vasıtasıyle KKTC
8. Tapu ve Kadastro Dairesi vasıtasıyle KKTC
9. Girne Kaza T-apu Dairesi vasıtasıyle KKTC

A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Ergin Ulunay ve Avukat Zeki Bayram
Davalılar namına: Savcı Fatma Ertuğrul
İlgili Şahıs namına: Avukat Figen Ulutekin ve Avukat Serhan Çınar.


--------------------


A R A K A R A R


M-etin A. Hakkı: Davacı Müstediler 6.11.1997 tarihinde, Anayasanın 152. maddesine istinaden Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemede Davalı Müstedaaleyhler aleyhine dosyaladıkları yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen dava ile Mahkemeden ay-nen aşağıdaki şekilde bir karar talep ettiler:

"Davacı dava konusu Girne'de Karaağaç köyünde Belyayla
mevkiinde bulunan Pafta/Harita XIII/20 Parsel No:
215/2 Koçan No: 3774 olan taşınmazın ve/veya kilise
emlâkinin Davalılar ta-rafından ilgili kişi Mustafa
Salih Boyacı'ya verilmesinin ve/veya Eşdeğer olarak
verilmesinin ve/veya kaynak paketinden verilmesinin
ve/veya kiralanmasının ve/veya tahsis edilmesinin
ve/veya "T" cetveline işlenmesinin ve/veya işbu
- taşınmaz mal için ilgili kişi Mustafa Salih Boyacı'ya
koçan verilmesinin ve/veya işbu icraatlarla ilgili
Davalıların tüm kararlarının ve/veya işlemlerinin
ve/veya dava konusu kayıt No: 3774 olan koçanın tamamen
hükümsüz ve etk-isiz olduğuna ve herhangi bir sonuç
doğuramayacağına dair Muhterem Mahkemenin karar vermesi."


Mezkûr davanın Davalılara tebliğini müteakip Davalılar, 30.4.1999 tarihli zabıtlara göre Mahkemeye bir beyanda bulunarak davaya Müdafaa Takriri dosya-lamayacaklarını beyan etmişlerdir. Dava 6.11.1997 tarihinde dosyalandıktan hemen sonra Davacı- Müstediler Mahkemeye dosyaladıkları tek taraflı bir ara emri istidası ile konu malın dava nihayetine kadar elden çıkarılmaması doğrultusunda bir ara emri talep -etmişler ve keza davada İlgili Şahıs bulunduğunu beyan edip o kişinin de davaya dahil edilmesini talep etmişlerdir. Yüksek İdare Mahkemesi de halen davada İlgili Şahıs olan Mustafa Salih Boyacı'yı talep mucibince davaya İlgili Şahıs olarak dahil etmiştir.- Mahkeme ilaveten talep olunan ara emrini de geçici olarak vermiş, bilâhare 28.5.1999 tarihinde verilen ara emri tüm tarafların muvafakatı ile kesinleşmiştir. Davaya bu şekilde dahil olunan İlgili Şahıs 13.10.1999 tarihinde Mahkemeye Müdafaa Takririni dos-yalamış ve davanın iptalini talep etmiştir. Davanın talimatı 18.2.2000 tarihinde gerçekleştikten sonra davanın duruşması 21.11.2001 tarihinde ele alınmış, duruşma esnasında taraflar Mahkemeye evraklardan oluşan 6 adet emareyi karşılıklı muvafakat çerçeves-inde ibraz etmişler ve Davacılar tarafı Davacıların Şefik Işık isimli Emlâk Şubesi Müdürünü de tanık olarak dinlettikten sonra duruşmaya bir müddet ara verilmiş, aradan sonra Mahkeme tekrar oturduğunda Davacıların avukatları Talep Takrirlerine tadilât yapm-a ihtiyacı duyduklarını ve keza duruşma neticesi ortaya çıkan durum muvacehesinde Salih M. Salih veya Salih Mehmet Salih isimli bir kişinin daha davaya İlgili Kişi veya İlgili Şahıs olarak dahil edilmesi zaruretinin doğduğunu Mahkemeye beyan edip bunu yapm-ak için tehir istemişlerdir. Mahkeme de davayı tüm tarafların görüşünü aldıktan sonra 28.11.2001 tarihine ertelemiştir. Bu meyanda Davacı Müstediler aynı gün yani 21.11.2001 tarihinde dosyaladıkları ve gerek Davalılara gerekse İlgili Şahıs Mustafa Salih -Boyacı'ya tebliğ olunan çift taraflı bir istida ile, istedikleri tadilâtı yapmak ve sözü edilen Salih Mehmet Salih'i davaya İlgili Şahıs olarak dahil etmek isteminde bulunmuşlardır. Sözü edilen 21.11.2001 tarihli istida duruşma olarak Mukayyitlikçe 26.11.-2001 tarihine tayin edilmiş, 26.11.2001 tarihinde Davalı-Müstedaaleyhleri Mahkemede temsil eden Savcı, istida mucibince talep olunduğu şekilde emir verilmesine itirazlarının olmadığını Mahkemeye beyan etmiş, İlgili Şahıs ise 21.11.2001 tarihli istidaya iti-razname dosyalayacağını beyan ettikten sonra istidanın duruşması 28.11.2001 tarihine ertelenmiş ve İlgili Şahıs'a itirazname dosyalaması için fırsat verilmiştir. İlgili Şahıs-Müstedaaleyh 27.11.2001 tarihinde avukatının yemin varakası ile desteklenen itir-azını dosyalamıştır. 28.11.2001 tarihli oturumda esas davanın duruşması 21.11.2001 tarihli istidanın neticesine dek ertelenmiştir. 28.11.2001 tarihli oturumda ve 21.11.2001 tarihli istidanın duruşmasında daha önce Davacı-Müstediler namına şahadet veren Da-vacıların Emlâk Şubesi Müdürü Şefik Işık, Mahkemede tekrar şahadet vermiş ve istida mucibince emir verilmesini talep etmiştir. Davalı-Müstedaaleyhler herhangi bir tanık dinletmemiş bilâkis istida mucibince emir verilmesine itirazları olmadığını beyan etmi-ş, İlgili Şahıs ise tanık çağıracağını beyan ederek kısa bir tehir talep etmiştir. Kendisine kısa bir tehir verildikten sonra Mahkeme tekrar oturduğunda İlgili Şahıs tanık çağırmadan vazgeçmiş ve neticede taraflar hitabelerini yaptıktan sonra istida karar- için bilâmüddet ertelenmiş durumdadır.

Esas dava henüz askıda olduğu cihetle önümüzde şimdiye kadar ibraz olunan şahadeti mümkün mertebe eleştirmeden kaçınarak ancak tadilât istidasını karara bağlamak için ve daha ziyade tarafların karşılıklı muva-fakat çerçevesinde Mahkemeye ibraz ettikleri emareleri değerlendirerek istidayı karara bağlamak uygun olacaktır. Önümüzde ibraz olunan ihtilâfsız emarelere göre istidanın kökeninde yatan ihtilâfsız olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

- Emare 4'e göre dava konusu takriben 10 dönüm 3 evlek 1200 ayakkare alanı olan ve çamlıktan oluşan gayrımenkul, 1974 Barış Harekâtından önce kilise malı idi ve mülkiyeti 1974 sonrası Anayasa ve ilgili sair mevzuat mucibince Devlete intikal etti. Emare 5 k-oçanda konu gayrımenkulün 12 Mayıs 1988 senesinde KKTC'den Salih M. Salih adına kaydolduğu, ve yine aynı koçana göre "DBİT 3836" tahtında bu malın sözü edilen Salih M. Salih ismine kaydolduğu görülmektedir. 19.2.1991 tarihinde de davada halen İlgili Şahıs- durumunda bulunan Mustafa Salih Boyacı sözü edilen gayrımenkulü hibe usulü ile kâmilen babası olan Salih M. Salih'den aldığı anlaşılmaktadır. Davacı-Müstediler sair talepleri arasında emare 2 olarak önümüzde duran 6.3.1975 tarihli ve 6358 sayılı Bakanlar- Kurulu kararına istinaden ihtilâf konusu gayrımenkulün 1974 Barış Harekâtı sonrası kendilerine tahsisli olduğu bir sırada ve tahsisleri iptal edilmeden bu malın halen İlgili Şahsın adında kayıtlı olduğunu gösteren emare 5 koçanının iptalini talep etmekte -ve yapmak istedikleri tadilât ile de İdare tarafından konu gayrımenkulün Davacı-Müstedilerden tahsisi iptal edilmeden davaya İlgili Şahıs olarak eklenmek istenen Salih M. Salih'e verilmesi öngörülen İdarenin kararının iptalini talep etmektedirler. Davalı--Müstedaaleyh talep edilen emirlerin verilmesini uygun karşılarken, İlgili Şahıs-Müstedaaleyh buna itiraz etmektedir şöyle ki; Mahkeme önünde görüşülmekte olan bir davanın karar öncesi her zaman tadil edilebileceği gerçeğini teslim etmelerine rağmen bunun e-n erken bir zamanda yapılması gerektiğini, halbuki bu meselede buna riayet edilmediğini ve davaya yeni bir dava sebebi ve yeni bir kişinin daha İlgili Şahıs olarak dahil edilmek istendiğini ve buna Usulü Mahkeme Nizamlarımızın olanak tanımadığını iddia etm-ektedir. A fortiori İlgili Şahıs-Müstedaaleyh 13.3.1999 tarihinde davada dosyaladığı Müdafaa Takririnde konu malı başkasından devraldığını belirtmiş ve bu hususu Davacı-Müstedilerin bilgisine getirmiş olmasına rağmen, Davacı-Müstediler bu iddiayı tetkik -ederek Mustafa Salih Boyacı'nın konu malı kimden devraldığını araştırmakta kusur ettiğini ve ancak 2 yıl sonra duruşma esnasında tadilât yoluna gitmek istemekle geç kalındığını dolayısıyle Davacı-Müstedilerin taleplerinin reddolunmasını talep etmektedir. -İlgili Şahıs Müstedaaleyh, üstelik 18.2.2000 tarihinde bu davanın talimatının yapıldığını, o talimata istinaden verilen Mahkeme emri mucibince dosyaladıkları evraklar arasında Emare 3 olarak konu malın koçan photo-copy'sinin de bulunduğunu dolayısıyle bu h-ususun Davacı-Müstedilerin en geç o zaman bilgilerine geldiğini, ancak tadilât yönüne o zaman gitmediklerini, bu istemde bulunmaya geç kaldıklarını iddia etmektedir. İlgili Şahıs-Müstedaaleyhler ilâveten talep olunan emrin verilmesi halinde davaya yeni da-hil olunmak istenen Salih M. Salih'in müruru zaman ile ilgili müdafaa ve iddialarından mahrum kalacağını da iddia etmektedir. Buna karşılık olarak Davacı-Müstediler de davayı 6.11.1997 tarihinde dosyalamadan konu mal ile ilgili 6.8.1997 tarihinde gayrımen-kulün bulunduğu Kaza Tapu Dairesine emare 4 ve 6 ile müracaat ettiklerini, sözü edilen gayrımenkulün o tarihte kimin adında kayıtlı olduğunu, 1974 öncesi kime ait olduğunu ve 1974 sonrası sözü edilen gayrımenkulde mülkiyet değişikliği olmuşsa onların da ar-aştırma belgesinde gösterilmesini talep ettiklerini ancak, Tapu tarafından isdar olunan emare 4 ve 6'nın bu isteğe rağmen sadece 1974 öncesi konu malın bir Kilise adına kayıtlı olduğunu gösterdiğini ve evrağın tanzim tarihi olan 2.10.1997 tarihinde konu ga-yrımenkulün kimin adına kayıtlı olduğunu gösterdiğini bunun da davada halen İlgili Şahıs olan Mustafa Salih Boyacı'nın olduğunu, diğer talep ettikleri bilgileri ihtiva etmediğini, dolayısıyle istida mucibince talep ettikleri tadilâtı yapma zaruretinin kesi-n olarak ancak duruşma günü Mahkemede öğrendiklerini söylemektedirler.

Bu ihtilâfı karara bağlamak görevimizdir ve ihtilâfa uygulanacak mevzuatı da 1997 Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğü (Bak: Resmi Gazete, 1996, 25.12.1996 Ek III Sayı 147 Sayfa 2959) -ve ihtilâfa şamil olduğu oranda Usulü Mahkeme Nizamları oluşturmaktadır. Konuyu yakınen ilgilendiren 1997 Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğünün 8 ve 18. maddeleri ile Usulü Mahkeme Nizamlarının 25.'inci emridir. Sözü edilen maddeler aynen şöyledir:

"8. -(1) Mahkeme veya bir Yargıç, davanın herhangi bir
safhasında, davadan etkilenebilecek herhangi
bir gerçek veya tüzel kişiyi kendiliğinden veya
istem üzerine, davaya veya dava ile ilgili
herhangi bir işl-eme 'ilgili kişi' olarak taraf
yapılabilir.

...............................................
...............................................

18. Bu Tüzüğün yapıldığı tarihte Cumhuriyet dahilinde
- yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü,
durum uygun olduğu hallerde, Mahkeme huzurundaki
bütün işlemlerde, gerekli değişiklikler yapılarak,
uygulanır; meğer ki bu Tüzüğe başka bir hüküm
konm-uş veya Mahkeme veya bir Yargıç başka türlü
kararlaştırmış olsun."


"25 (1) The Court or a Judge may, at any stage of the
proceedings,allow either party to alter or amend
his indorsement or pleadings, in such m-anner and
on such terms as may be just, and all such
amendments shall be made as may be necessary for
the purpose of determining the real questions in
controversy between the parties."


Yukarıda alı-ntısı yapılan maddeler incelendiğinde, ve bu maddelerin KKTC Mahkemelerinin tatbikatını gösteren içtihatlara bakıldığında, görüşülmekte olan ve henüz karara bağlanmayan bir davada yapılan tadilât isteminde, karşı tarafa zay olan masraflarının ödenmesi ile -bir adaletsizlik yapılmayacaksa tadilât isteminin genelde olumlu karşılandığı görülmektedir. (Misal
olarak Bak: Yargıtay/Hukuk 50/80 (D.2/81) ve Yargıtay/Hukuk 49/83 (D.27/83)). Hali ile müracaat eden taraf iyi niyetle hareket etmeli ve sırf davayı uza-tmak için bu yola tevessül etmemelidir. Önümüzdeki meselede davayı uzatmada Davacı-Müstedilerin herhangi bir çıkarı görülmemektedir ve İlgili Şahıs-Müstedaaleyhin zay olan masraflarının Davacı-Müstediler tarafından karşılanması halinde hiçbir tarafa adale-tsizlik olmayacağı görülmektedir.

Davada henüz İlgili Şahıs olmayan ve verilmesi muhtemel emir mucibince davaya dahil edilecek kişinin müruru-zaman ile ilgili müdafaadan mahrum kalacağı iddiasını karara bağlamak için davanın esasını tezekkür etmek ge-rekecektir. Bu aşamada bunu tezekkür etmek meselenin esasını ilgilendirdiği cihetle uygun değildir. (Misal olarak Bak: Yargıtay/Hukuk 60/87 (D.17/87)). Aslında bu dava Özel Hukuk sahasında bir dava olmayıp Kamu Hukuku sahasında bir dava olduğuna göre, -Mahkeme ileride davanın esası görüşülürken dava layihalarında yer alıp almamasına bakılmaksızın bu hususu resen inceleyecektir, veya bunu yapmakla yükümlüdür: (Bak: Prof. Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı, 6'ıncı baskı, sayfa 318, paragraf 481). Aynı şekild-e Davacı-Müstedilerin bu iddiaya cevap teşkil eden iddiaları olan halen İlgili Şahıs yapılmak istenen kişinin dava konusu gayrımenkulü DBİT usulü ile aldığı, bunun emare koçandan görüldüğü, gayrı yasal olduğu, dolayısıyle gerek halen İlgili Şahıs durumunda- olan kişinin, gerekse onun hibe yolu ile malı devraldığı ve davaya İlgili Şahıs olarak dahil edilmek istenen kişinin mutlak butlan işlem ile konu gayrımenkulü aldığı ve müruru-zamanın buna müdafaa teşkil etmediği iddialarına da girmek yanlış olacaktır. D-avacı-Müstediler bu iddialarında haklı iseler, müruru-zamanın bir müdafaa teşkil etmeyeceği sarihtir (Misal olarak Bak: YİM 5/76, YİM 57/92 (D.20/98), YİM İstinaf 33/89 (D.10/91) ve YİM 44/88 (D.33/92)).

Davanın bu aşamasında, bu ara karar verilirken- İdarece yapılan dava konusu işlemlerin mutlak butlan teşkil edip etmediğini bu aşamada kararlaştırmak, kanımızca yanlış olacaktır. Bu hususun davanın esası ile birlikte ele alınıp tezekkür edilmesi daha uygun olacaktır.

Davacı-Müstediler tadilât ve- Salih M. Salih'i İlgili Şahıs olarak davaya dahil etmek isteminde bulunmakta geç mi kaldılar? Bu konu ile ilgili önümüzdeki olgulara göz atıldığında olguların şunlardan ibaret olduğu görülmektedir: İlgili Şahıs-Müstedaaleyh 13.10.1999 tarihinde Mahkemey-e dosyaladığı Müdafaa Takririnde halen İlgili Şahıs durumunda bulunan Mustafa Salih Boyacı'nın ihtilâf konusu gayrımenkulü bir başka kişiden devraldığını hakikaten iddia etmekte ancak bunu kimden ve ne şekilde devraldığını söylemekten kaçınmaktadır. Davac-ı-Müstediler İlgili Şahıs-Müstedaaleyhin Müdafaa Takririnde bulunan bu iddiayı hakikaten ciddiye alıp araştırsalar hakiki durumu takriben 2 sene önce tespit edip, görmekte olduğumuz bu istidayı davanın duruşma aşamasında değil de o vakit yapabilirlerdi. A-ncak Davacı-Müstediler bu araştırmayı yapmamakla ve hakikatı o zaman tespit etmemekle yasal açıdan bir kusur işlemişler mi? Davacı-Müstedilerin bir dedektif gibi hareket edip işlem yapmaları kanımızca gerekmemektedir. (Bak: Zaim Necatigil, Administrative- Law isimli kitabında, sayfa 265'de:) 'Provisions ........ which limit the right of access to Court, should, however, be restrictively interpreted and applied and, in case of doubt, should be applied in favour of and not against a citizen' demektedir. Dola-yısıyle İlgili Şahıs-Müstedaaleyhin Davacı-Müstedilerin istidalarının reddedilmesine yönelik bu iddialarının reddedilmesi gerekmektedir. Üstelik İlgili Şahıs-Müstedaaleyh 13.10.1999 tarihinde Mahkemeye dosyaladığı Müdafaa Takririnde ihtilâf konusu gayrıme-nkulü başkasından devraldığını beyan ederken, buna ek olarak karara bağlanmaya çalışılan Davacı-Müstedilerin 21.11.1991 tarihli istidalarına 27.11.2001 tarihinde dosyaladığı itirazı destekleyen yemin varakasında İlgili Şahıs-Müstedaaleyh (aynen yemin varak-asından alınan kelimelerle) 'dava konusu malı başkasından satın aldığını' iddia etmektedir. Sözü edilen yemin varakasını İlgili Şahıs-Müstedaaleyhin avukatının yaptığı da sarihtir. Halbuki mevcut içtihatlar, avukatların genelde ve bilhassa avukat olarak -bulundukları davalarda yemin varakası yapmaktan kaçınmaları gerektiği doğrultusundadır (Misal olarak Bak: Ioannides v. Sparsı (1978) 2 JSC 468, Yargıtay/Hukuk 9/81 ve 10/81 (D.4/81)) ve Yargıtay/Hukuk 64/85 (D.36/85)). Halbuki Mahkeme önünde bulunan emare -5 koçana göre halen İlgili Şahıs durumunda bulunan Mustafa S. Boyacı'nın konu gayrımenkulü 19.2.1991 tarihinde davaya şimdi İlgili Şahıs olarak dahil edilmek istenen İlgili Şahıs Mustafa Salih Boyacı'nın babası olduğu anlaşılan Salih M. Salih'den kamilen, -ve bağış yolu ile aldığı görülmektedir.

Davanın talimatı 18.2.2000 tarihinde yapıldığı ve o tarihte verilen Mahkeme emri mucibince halen İlgili Şahıs durumunda bulunan Mustafa Salih Boyacı'nın dosyalaması emrolunan evrakları 24.4.2000 tarihinde dos-yaladığı bir gerçektir ve bu evraklar arasında ihtilâf konusu gayrımenkulün fotokopi koçanın da olduğu ihtilâfsız bir olgudur. (Bak: Emare 3) Ancak Emare 3 o kadar kötü bir fotokopidir ki okunmayacak bir haldedir ve biz de Mahkeme olarak aynı emarenin oku-naklı bir suretinin 28.11.2001 tarihinde Mahkemeye Emare 5 olarak dosyalanana kadar sözü edilen emareyi sağlıklı olarak incelemekten ve değerlendirmekten mahrum kaldık. Dolayısıyle ve yukarıda söylenenler ışığında Davacı-Müstedilerin 21.11.2001 tarihli is-tidalarının şimdiye kadar karşı tarafın zay olan masraflarının ödenmesi koşulu ile kabul edilip, Davacı-Müstedilerin o istida mucibince talep ettikleri izin ve emrin verilmesi gerekir görüşündeyiz.

Netice olarak Davacı Müstedilerin 21.11.2001 tarihli- istidaları kabul olunur ve aynı istidanın 1 ve 2'inci paragrafları mucibince talep olunan emir ve izin Davacı Müstedilere verilir. Zay olan masrafları Davacı-Müstediler ödeyecektir. Yapılacak olan işlemlerin süresi ile ilgili herhangi bir emir verilmez,- Usulü Mahkeme Nizamlarında öngörülen süreler konuya aynen şamil olacaktır.




Metin A. Hakkı Mustafa H. Özkök Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


21 Aralık 2001










-



-


10



-


Full & Egal Universal Law Academy