Yüksek İdare Mahkemesi Numara 182/1992 Dava No 16/1995 Karar Tarihi 15.06.1995
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 182/1992 Dava No 16/1995 Karar Tarihi 15.06.1995
Numara: 182/1992
Dava No: 16/1995
Taraflar: Kâmuran Haktanır ile Elektrik Kurumu arasında
Konu: Mecburi emekliye sevk kararına itiraz
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 15.06.1995

-D.16/95 YİM 182/92

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Mustafa H. Özkök huzurunda.

Müstedi: Kâmuran Haktanır, 20 Okullar Yolu, Kızılbaş, Lefko-şa.
ile
Müstedaaleyh: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Elektrik Kurumu, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Kıvanç M. Riza.
Müstedaaleyh namına: Avu-kat Ümit Özdil.



Yasa Maddesi: 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 9(1) maddesi, Toplu İş Sözleşmesinin 21 ve 59. maddeleri.

İstemin Özeti: Müstedaaleyh tarafından alınıp, mevcut izinlerinin hitamında Müstedinin emekliye sevk edilmesini öngören kararın hük-ümsüz, etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: Müstedi, Müstedaaleyh kurumda uzun yıllar hizmet ettikten sonra, İdare Meclisi tarafından Müdür mevkiine getirilmiş. Müstedinin bu başvurusunda esas yakınma konusu-, kendisinin Emeklilik Yasası kapsamında olmadığı, bu nedenle Emeklilik Yasası kapsamından emekliye sevk edilemeyeceği ve Emeklilik Yasası kapsamında olsa bile, emekliye sevk edilebilmesi için Bakanlar Kurulunun önerisi olması gerektiği, halbuki İdare Mecl-isinin öneri olmadan, kendisini emekliye sevk ettiği dolayısı ile Müstedaaleyhin esas amacının kendisini cezalandırmak olduğu yönündedir.

SONUÇ: Sunulan şahadetten ve taraflarca kabul edilen olgulardan anlaşılacağı gibi Müstedaaleyhin en üst merci İdare M-eclisidir ve İdare Meclisinin atama yetkisi olduğu gibi atadığı kişiyi Emeklilik Yasasının 9(1) maddesi tahtında da görevden alma yetkisi de vardır.
Başvuru reddedilir.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Yargıtay/Hukuk 84/89 - (D.2/90) sayılı Yüksek- Mahkeme kararı.




H Ü K Ü M

-Müstedi, dosyalamış olduğu işbu başvurusu ile Müstedaaleyh tarafından 31.7.1992 tarihinde alınıp K5/117/92 sayılı ve 14.8.1992 tarihli bir ayzı ile bilgisine getirilen ve kendisini Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Müdürü mevkiinden mevcut izinlerinin hitamında-n, 14.8.1992 tarihinden itibaren Emeklilik Yasasının 9(1) maddesine uygun olarak emekliye sevkedilmesini öngören 110/92 sayılı kararın hükümsüz, etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair hüküm verilmesini talep etmiştir.

Meselenin duruş-ması yapılmış, Müstedi bizzat şahadet vermiş başka tanık dinletmemiştir. Müstedaaleyh taraf ise herhangi bir şahadet dinletmemiştir. Tarafların muvafakatıyle 1'den 15'e kadar işaretlenen evaklar emare olarak Mahkemeye ibraz edilmiştir.

Sunulan şahadet ve- ibraz olunan emareler incelendikten sonra başvuruya ilişkin olgular özetle şöyledir: Müstedi, Müstedaaleyh Kurumda uzun yıllar hizmet ettikten sonra Müstedaaleyh Kurumun İdare Meclisi tarafından 2.6.1987 tarihinde gönderilen Emare 9 yazı ile 28.5.1987 tar-ihinden itibaren Müdür mevkiine tayin edilmiş ve o tarihten itibaren de Kurumda Müdür olarak görev yapamya başlamış ve Müstedaaleyh İdare Meclisinin Emare 8 kararı ile Emeklilik Yasasının 9(1) maddesine göre emekliye sevkedilmesine kadar bu görevi ifa etmi-ştir. Bu hususlar taraflarca ihtilafsız olarak kabul edilmeketdir. 26/77 sayılı Emeklilik yasası kaspamında olmadığı cihetle 9(1) maddesi gereğince mecburi emekliye sevkedilemeyeceği ve Emeklilik Yasası kapsamında olduğu kabul edilecek olsa bile 9(1) madde-sine uygun olarak emekliye sevkedilebilmesi için Bakanlar Kurulunun ve/veya en azından ilgili Bakanın önerisi olması gerektiğidir. Halbuki burada herhangi bir öneri olmadan İdare Meclisinin almış olduğu kararla Emeklilik Yasasının 9(1) maddesine göre 50 ya-şına geldiği için değil, cezalanırmak için emekliye sevedilmiştir ve bu nedenle Müstedi kararın sakat ve geçersiz olduğundan yakınmaktadır.

Müstedaaleyh taraf ise Emare 6 oalrak ibraz edilen ve Müstedaaleyh Kurum ile El-Sen arasında yapılmış olan Toplu İ-ş Sözleşmesinin 21. maddesine göre Müstedinin, Emeklilik Yasası kapsamında olduğunu ileri sürmektedir.

Bu beyanlar ışığında yasal mevzuatı incelemeye çalışacağım. Emare 6 olarak sunulan Toplu İş Sözleşmesinin 21. maddesi aynen şöyledir:

" 21. EMEKLİLİK -HAKKI VE EMEKLİYE AYRILMA:

Emekliye ayrılan personele, KKTC'de 27 Mayıs, 1977 tarih ve 26/1977 sayılı Emeklilik Yasası hükümleri uygulanır. İlgili yasada zaman zaman KKTC'de yapılabilecek değişiklikler Kurum personeli için de geçerli olacaktır.

-Emekliye ayrılan personelin ilgili yasa uyarınca almaya hak kazandığı tüm parasal haklar (ikramiye ve maaş gibi) K.T.E. Kurumunca ödenir.

Emeklilik ikramiyesi personelin emekliye ayrıldığı tarihten başlamak üzere en geç 60 (altmış) gün içinde ödenir.

Öd-eme süresi 60 (altmış) gün geçtiği halde ödenmeyen miktar için personelin yasal yollara başvurma hakkı doğar. Bu gibi durumda doğacak her türlü masraf K.T.E. Kurumu tarafından ödenir."

Maddenin okunuşundan anlaşılacağı gibi madde başlığı "emeklilik hakkı -ve emkliye ayrılma" başlığını taşımaktadır. Maddenin ilk paragrafı okunduğunda da "emekliye ayrılan personele" şeklinde başlamakla beraber 2. kısmında ilgili yasada zaman zaman "KKTC'de yapılabilecek değişiklikler Kurum pesoneli için de geçerli olacaktır" -şeklinde ibareler bulunmaktadır. Bu madde bir bütün olarak okunduğu zaman ilk nazarda 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının Kurum personeline de uygulanacağı anlaşılmaktadır. Bir an için Müstedinin iddia ettiği gibi 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının emekliye ayr-ılanlara uygulanacağı ve emeklilik öncesi yani çalışan personele uygulanmayacağı dolayısıyle Müstediye 26/77 sayılı Emeklilik Yasasını uygulama imkânı olmadığı kabul edilecek olursa acaba Müstedi hangi yasa tahtında emekli olacak ve emeklilik haklarını düz-enleyen başka yasal bir mevzuat mevcut mu? Örneğin kaç yaşında emekli olacak? Emekli olurken hangi hizmetleri dikkate alınacak? Emeklilik maaş ve ikramiyesinin hangi kıstaslara göre hesaplanacağını düzenleyen herhangi bir mevzuat var mı? Sunulan şahadet ve- yapılan beyanlardan anlaşılan odur ki halen yürürlükte olan ve emeklilik konularını düzenleyen Yasa 26/77 sayılı Emeklilik Yasası'dır. Kurum personeline Emare 6 olarak ibraz edilen Toplu İş Sözleşmesi birtakım haklar vermekte ise de Müstedi İlgili Toplu İ-ş Sözleşmesinin kapsamı dışında bulunmaktadır ve bu husus taraflarca da kabul edilmektedir. Bu Toplu İş Sözleşmesi işveren vekilleri ile ilgili şunları öngörmektedir:

"Müdür, Müdür Muavini, Şube Amirleri, Baş Mühendis, Bölge Mühendisliklerindeki sorumlu -Mühendisler ile bunlara vekalet edenlerdir.

Bu gibi kişiler sendikalara üye olamaz ve sendika Yönetim Kurullarında görev alamazlar."

Aynı Toplu İş Sözleşmesinin 59. maddesinde ise "hak sahibi personel ve bu Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma" başlığı a-ltında aynen şöyle denmektedir:

"59. Bu Toplu İş Sözleşmesi tarafları 24 ay için bağlar ve EL-SEN sendikasına üye personele uygulanır. EL-SEN'e üye olmayan personel, EL-SEN'e üye pesonelden yapılan sendika kesintilerinin iki katına eşit bir miktar ödemek -sureti ile bu Toplu İş Sözleşmesinden yararlanır. Ancak İşveren Vekilleri bu madde kapsamı dışındadır."

Bu maddenin içeriğinden işveren vekillerinin, ki bunların arasında Müstedi de bulunmaktadır, Toplu İş Sözleşmesinden yararlanamayacağı açıktır. Bu dur-umda Müstediye 26/77 sayılı Emeklilik Yasası hükümlerinin uygulanamayacağı da düşünülürse Müstedinin emeklilik haklarını düzenleyen herhangi bir yasal mevzuat kalmayacaktır. Bu nedenlerle, yukarıda okunan maddelerin içeriğinden de anlaşılacağı gibi, Toplu -İş Sözleşmesinin özellikle Toplu İş Sözleşmesinin 21. maddesinin murat ettiği, işveren vekillerini Toplu İş Sözleşmesinin kapsamı dışında tutarak, Kurum personeline 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının uygulanmasını sağlamaktır. Söz konusu maddeden de bu açık -ve sarih olarak anlaşılmaktadır kanaatindeyim. Keza Emare 10 olarak ibraz edilen ve Müstedaaleyh Kurumuda Şube Amiri olarak görev yapan Hüseyin S. Beşir'in emekliye sevk önerisi bizzat Müstedi Müdür tarafından 3.10.1991 tarihinde 25/91 sayılı önerisi olara-k Müstedi Kurumun İdare Meclisi Başkanlığına yapılmıştır ve bu öneride de özetle ilgili kişinin Emeklilik Yasasının 9(1) maddesi uyarınca emekliye sevk edilmesi önerilmektedir. Bu öneriden de anlaşılacağı gibi Müstedi Müdür kendi gibi Şube Amirlerinin de E-meklilik Yasası kapsamında olduğunu bilmekte idi ve Müdürlüğü döneminde bu maddeye dayanarak kendinden alt kademede görev yapan şube amiri olan ilgili kişinin emekliye sevki için öneride bulunnmuştur. Tüm bu hususlar dikkate alındığı zaman Müstedinn 26/77 -sayılı Emeklilik Yasası kapsamında mütalâa edildiğine kuşku yoktur kanaatindeyim. Müstedinin atıfta bulunduğu Yargıtay/Hukuk: 84/89 (D.2/90) incelendiği zaman oradaki konularla şu anda incelenmekte olan konunun iki farklı konu olduğu ve esasta benzerlik ar-zetmediği görülmektedir, şöyle ki; o meseledeki Müstedi Türk Bankası'nda memur olarak çalışmış ve çalıştığı sırada kendine sağlanan bir hak ile 21.3.1973 tarihinde ilgili Banka ile imzalamış olduğu sözleşme tahtında emeklilik hakkı kazanmıştır. Bu sözleşme-de emeklilik maaş ve ikramiyesinin hesaplanmasında 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının kriterleri göz önünde tutulacağı belirtilmekte idi. Bilâhare o meseledeki Müstedi, ilgili Bankadan taredildiği nedeniyle kendisine emeklilik hakkı verilmesi istenmemiş ve y-apmış olduğu başvurusunda kendisine 21.3.1973 tarihli sözleşmenin emeklilik hakkı bahşettiğini ve dolayısıyle emeklilik hakkının geri alınamayacağını ileri sürmüştü ve Müstedinin haklarını koruyan 21.3.1973 tarihinde ilgili Banka ile imzalamış olduğu mukav-ele ile emeklilik hakkını kazandığı dolayısıyle emeklilik hakkının geri alınamayacağı konu içtihat kararında vurgulanmıştı. Bu kardan da görüleceği gibi o meseledeki Müstedi lehine olan 21.3.1973 tarihli mukavele uygulanmıştır ki 21.3.1973 tarihli mukavele- o meseledeki Müstedinin haklarını korumakta idi. Meselemizde ise Müstedinin haklarını koruyan ve gözeten başka herhangi bir yasal mevzuat olmadığı cihetle uygulanması gerken ve Emare 6 Toplu İş Sözleşmesinde belirtilen 26/77 sayılı Emeklilik Yasasından ba-şka bir Yasa olamaz kanaatindeyim.

Müstedinin Emeklilik Yasası kapsamında olduğu hususunda bulgu yaptıktan sonra şimdi de Müstedinin İlgili Yasasının 9(1) maddesi tahtında emekliye sevledilirken Bakanlar Kurulunun ve/veya ilgili Bankanın önerisi gerekip -gerekmediğini incelemek gerekir. Müstedinin görev yaptığı mevkiiye atanmasını yapan makam yine kendisini görevden alan Müstedaaleyh Kurumun İdare Meclisi'dir ve sunulan şahadetten ve taraflarca kabul edilen olgulardan anlaşılacağı gibi Müstedaaleyhin en üs-t merci İdare Meclisi'dir ve bu idare Meclisi'nin atama yetkisi olduğu gibi atadığı kişiyi Emeklilik Yasasının 9(1) maddesi tahtında da görevden alabileceği kanaatindeyim. Görevden alırken atamada sadece yetkili merci olan İdare Meclisi Bakanlar Kurulu'nun- ve/veya ilgili Bankanın önerisini alması gerekmediği ve bu yetkinin tamamen Kurumun en üst merci olan İdare Meclisi görev ve yetkileri arasında olduğu ve bu nedenle Müstedinin bu konudaki yakınma konusunun da yerinde olmadığı kanaatin-deyim.

İdare Huku-kumuzun mehazını teşkil eden Türkiye'de 5434 sayılı Emekli Sanığı Yasasının 39(b) maddesi 30 fiili hizet yılını tamamlamış personelin ilgili Kurumca res'en emekliye sevkedilebilmesine imkân vermektedir. Bu bizdeki konuya ilişkin madde ile paralellik arzetm-ektedir.

Müstedinin diğer bir yakınma konusu ise kendisinin yaşının 50'yi geçtiği nedeniyle emekliye ayrılma değil kendisine disiplin cezası verilerek bir yerde cezalandırılmak için emekliye sevkedildiği ve disiplin soruşturması olan bu meselede kendisin-e söz hakkı verilmediği yönündedir. Daha önce Yüksek Mahkememizin de verdiği kararlarda belirtildiği gibi 26/77 sayılı Emeklilik Yasası ve 9(1) maddesi tahtında görevden alınmanın bir disiplin soruşturması olmadığı tamamen Yasanın verdiği yetkiye dayanarak- 50 yaşını geçen kamu görevlilerine şu veya bu şekilde İdare ile uyumlu çalışma imkânı kalmadığı zaman ilgili kişinin tüm hak ve menfaatlerini vermek kaydıyle ve ilgili kişiyi rencide etmeyecek şekilde emekliye sevkini sağlamak olduğu vurgulanmıştır. Bu me-selemizde de aynı prensibi uyguladığımız zaman Müstedi kendi sunduğu şahadetinde Kurumun son atamalar yapılacağı sırada gerek ilgili Bakana gerekse İdare Meclisi Başkanına kendi kızının da atanmasını talep ettiğini, ilgili Bakan ve İdare Meclisi'nden atanm-a sözü alamamakta, kızınının alınmadığı takdirde kendisinin de basın toplantısı düzenleyeceğini, kızının atanması halinde ise diğer atamalara herhangi bir itirazı olmadığını açık ve kesin olarak şahadetinde belirtmiştir. Sadece bu daranışı ile dahi kendi a-miri durumunda olan gerek İdare Meclisi gerekse Bakana bir yerde "Ya kızımı göreve alırsınız veyahut basın toplantısı yapar bu konuları açıklarım" şeklinde beyanlarda bulunmak suretiyle kendi amirleri ile tartışmaya girmiş bir Müdürdür. Tabii ki burada İda-re Meclisi bu hareketleri karşısında Müstediyi Disiplin Kurulu'na sevkedip disiplin cezası ile cezalandırma yönünü seçebilirdi. Ancak İdare Meclisi yukarıda arzettiğim gibi idare ile uyumlu olarak çalışma imkânı kalmayan Müstediyi 26/77 sayılı Emeklilik Ya-sasının 9(1) maddesi tahtında kendilerine verilen yetkiyi kullanarak ve Müstedinin mağduriyetini önlemek suretiyle 60 yaşına gelmiş gibi işlem yaparak Müstediyi rencide etmeden emekliye sevketme yolunu tercih etmiştir ve bu işlemin yukarıda arzettiğim gibi- disiplin işlemi olmadığı cihetle Müstediye herhangi bir söz hakkı verilmesi gerekmiyordu kanaatindeyim.

Yukarıda söylenenler ve varılan bulgular ışığında Müstedinin işbu başvurusunda muvaffak olmadığı cihetle başvurunun reddedilmesi gerekir.

Netice it-iabrıyle başvuru reddolunur.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.


(Mustafa H. Özkök)
Yargıç

15 Haziran 1995








-

-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy