Yüksek İdare Mahkemesi Numara 181/1994 Dava No 10/1995 Karar Tarihi 24.04.1995
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 181/1994 Dava No 10/1995 Karar Tarihi 24.04.1995
Numara: 181/1994
Dava No: 10/1995
Taraflar: Derviş Saral ile Elektrik Kurumu vd.
Konu: Nakil kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 24.04.1995

-D.10/95 YİM 181/94

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Yargıç Taner Erginel Huzurunda.

Müstedi: Derviş Saral, 2 Gökova Sk. Devlet Sosyal Konutları-, Mağusa.
ile
Müstedaaleyh: 1. KKTC Elektrik Kurumu, Lefkoşa.
2. KKTC Tarım Doğal Kaynaklar ve Enerji Bakanlığı, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi nam-ına: Avukat Menteş Aziz adına Av. Savaş Atakan.
Müstedaaleyh namına: Avukat Ümit Özdil.



Yasa Maddesi:

İstemin Özeti: Müstedaaleyhin Müstediyi Gazi Mağusa Elektrik Kurumu Şube sorumluluğundan, Girne bölgesi Teknecik Santraline nakil kararının iptali ist-emi.

OLAY: 1956 da Mağusa Elektrik Kurumunda göreve başlayan Müstedi, çeşitli kademelerde bulunduktan sonra şube sorumlusu mevkiine atandı. Kurum Yönetimi aldığı bir kararla Müstediyi Teknecik Santralına atadı. Müstedi bu atamanın cezalandırma gayesi ile -yapıldığını ileri sürerek işbu başvuruyu dosyaladı.

SONUÇ: Ortaya çıkan olgulardan kararın hizmet gereksinimi nedneiyle alındığı iddialarından çok, Müstediyi cezalandırma niyeti ile alındığı iddialarını desteklemektedir. Bu nedenle başvuru kabul edilerek -nakil kararı iptâl edilir.



H Ü K Ü M

Elektrik Kurumu Mağusa Şubesinde şube sorumlusu olarak görev yapan Müstedi, 10.10.1994 tarihli bir kararla Girne bölgesindeki Teknecik Santralına nakledildi. Bu nakil kararına karşı önümüzdeki başvuruyu dosyalayan -Müstedi kararın kötü niyetle alınmış yasalara ve idare hukuku ilkelerine aykırı bir karar olduğunu iddia etmekte ve iptalini talep etmektedir.

Başvurunun olguları özetle şöyledir: 1.10.1956 tarihinde Kıbrıs Elektrik İdaresi Mağusa Şubesinde görev yapmaya- başlayan Müstedi çeşitli mevkilerde görev yaptıktan sonra 1.3.1977'de kıdemli genel hizmetler memuru mevkiine, 1.12.1983 tarihinde ise Şube Sorumlusu mevkiine atndı. Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu 10.10.94 tarihli toplantısında Müstediyi tekneceik Santral-ına nakletme kararı aldı. Müstedi bu karara karşı dosyaladığı başvruuda Mağusa'da ikâmet ettiğini, Tekneceik Santralı ile Mağusa arasında ulaşım sorunu odluğunu, her gün evinden çıkıp Teknecik Santralına gidip geri dönemsinin çok güç olduğunu, bu durumda k-endisine bir lojman verilmesi gerektiğini, ancak Müstedaaleyhin lojman teklif etmeyerek kendisini güç durumda bıraktığını, Santralda kendisinin yapabileceği iş de bulunmadığını, Müstedaaleyhin kendisini cezalandırma niyeti ile teknecik Santralına naklettiğ-ini, halbuki kendisinin cezalandırmayı hak edecek birşey yapamdığını iddia etti. Müstedaaleyh ise dosyaladığı itirazda Müstedinin iddialarını reddetti ve Müstedinin deneyimli, yetenekli ve dirayetli bir sube sorumlusu odluğunu Tekneceik Santralına 185 pers-onel görevlendirileceğini ve orada sistemi oturtup yoluna koyması için Müstediyi görevlendirdiklerini iddia etti.

Başvurunun duruşmasında Müstedi şahadet verdi ve bir de tanık dinletti. Müstedi şahadetinde 58 yaşında olduğunu 1956 yılından beri Elektrik -İdaresinde çalıştığını, dairenin teknik ve idari olmak üzere iki bölümden oluştuğunu kendisinin idari bölümde görev yaptığını, sorumlu olduğu bölümün sayaçları okuma, elektrik ücretini tahsil etme, tahsil edilen parayı bankaya yatırma gibi işler yaptığını -Elektrik idaresinin elektriği üretme ve pazarlama olarak iki ayrı fonksiyonu olduğunu, kendisinin elektriği üretmekle ilgili hiçbir şey bilmediğini bu nedenle elektrik üreten bir yer olan Teknecik Santralında yapabileceği bir şey olmadığını söyledi. Müsted-i şahadetine devamla Mağusa'da sosyal konut bölgesinde ikâmet ettiğini, evinin Lefkoşa'ya hareket eden otobüs ve dolmuş terminalinden 2-3 mil uzakta olduğunu, oraya gitmesinin 30 dakika aldığını taksi servisi ile Mağusa'dan Lefkoşa'ya 45 dakikada gelebilec-eğini, Lefkoşa'da taksi yazıhanesi ile kurum müdürlüğü arasında 1 mil mesafe olduğunu ve yaya olarak oraya gitmek için 30 dakika daha zamana ihtiyacı olduğunu, kurum müdürlüğünden servis arabasıyla Teknecik Santralına 1 saatte gidildiğini, bu durumda evind-en çıkıp işe gidebilmek için en az 2 ½ saate ihtiyacı olduğunu, dönüş için de o kadar harcayınca günün 5 saatinin yolda geçeceğini, 58 yaşında, beli ağrıyan ve diğer sağlık sorunları olan bir insan olarak hergün 5 saati yolda geçirmeye tahammül edemiyeceği-ni, kendisine Teknecik Santralında lojman verseler veya Mağusa'dan direkt santrala gitmesi için vasıta sağlasalar sorunun çözülebileceğini, ancak kurumun bu yola gitmeyerek kendisinden yapamıyacağı birşeyi istediğini, gerçekte kendisinin santralda yapacağı- hiçbir şey olmadığını, kurumun kendisini santralda çalıştırmak için değil cezalandırmak ve istifaya zorlamak için bu kararı aldığını, yeni yönetim kurulunun kendisiyle birlikte Mağusa'da görev yapan şübe sorumlusu Mehmet Sönmez isimli arkadaşını da Lefkoş-a'ya naklettikleri için Lefkoşa'da bir odaya kapatıp hiçbir iş vermediklerini, yönetim kurulunun kendisini emekliye ayırmaya yetkisi olduğunu, ancak bunun için tazminat ödemek zorunda olduklarını, tazminat ödemeden istifaya zorlamak için bu nakli yaptıklar-ını, kararın alınış şeklinin de kötü niyeti ortaya koyduğunu, çünkü yönetim kurulunun 10.10.94 tarihinde gündemsiz ve önergesiz yani ayaküstü bir kararla kendisini naklettiğini, Teknecik Santralında idari kadroda bir tek memur olduğunu ve bir kişinin sorum-lusu olarak oraya nakledilmesinin bir anlamı olmadığını, idari bölümde görev yapacak bir sube sorumlusuna gerçekten ihtiyaç duyulmuş olsa, ulaşımı nisbeten daha kolay olan Girne şube sorumlusu veya Lefkoşa'daki şube sorumlularından birinin gönderilebilece-ğini, alternatif olarak Girne şube sorumlusunun Teknecik Santralinin idari bölümünün sorumluluğunu da yüklenebileceğini belirtti.

Müstedi şahadet verdikten sonra Elektrik İdaresi Yönetim Kurulu Sekreteri İlkay Şuayıp'ı tanık olarak dinletti. Bu tanık şa-hadetinde söz konusu kararın 10.10.94 tarihli toplantıda alındığını, gündemde Müstedinin nakil konusunun olmadığını, dolayısıyle önerge de hazırlanmadığını, o günkü gündemde sadece altı konu olduğunu, altı konu daha eklenerek Müstediye ilişkin nakil kararı-nın alındığını, 20 yıllık sekreter olduğunu, daha önce böyle gündemsiz ve önergesiz nakil kararı verilip verilmediğini hatırlamadığını söyledi.

Müstedi ve tanığının dinlenmesinden sonra şahadet veren Kutlay Erk, Elektrik İdaresi Yönetim Kurulu Asbaşkanı -olduğunu, Müstediye ilişkin kararın alındığı toplantıda hazır olduğunu, Tekneceik Santralında halen teknik kadroda 120 memur çalıştığını, idari hizmetler sınıfında ise bir kişi çalıştığını ve 12 kişinin daha atanacağını, bir yere önce başı koyup sonra memu-rları doldurmak gerektiğini, çekirdek bir kadro oluşturmak, sistemi oturup yoluna koymak için bir şube sorumlusuna ihtiyaç duyulduğunu, idari hizmetler sınıfında görev yapan 12 şube sorumlusu arasında en uygun olanın Müstedi olması nedeniyle söz konusu nak-lin yapıldığını, Müstedinin çalışkan, dirayetli, sözünü memura geçirebilecek ve ismi kötü işlere karışmamış birisi olduğu için atandığını, kararın kesinlikle politik nedenlerle Müstediyi cezalandırmak için alınmadığını, Müstedinin Tekneciğe gidemiyeceği bi-lindiği için onu istifaya zorlamak amacıyla bu kararın alındığı iddiasının doğru olmadığını, Mağusa'da evinden çıkıp Tekneciğe gidip geri dönmesi için Müstedinin yolda 4 saat geçirmek zorunda kalacağını fakat bunun aşılabilecek bir güçlük olduğunu, Elektri-k Kurumunun 38 yıl Müstediye yatırım yapıp maziyetler kazandırdığını ve bunun karşılığını alma zamanın geldiğini, Teknecik'te bir bekâr lojmanı bulunduğunu ancak Müstedinin ailesi ile birlikte kalabileceği bir lojman istediğini, ona böyle bir lojman verme -mükellefiyeti olmadığını, Müstediye Mağusa'dan doğrudan Tekneciğe gidebilecek bir vasıta vermeyi düşünmediklerini, çünkü prensip olarak buna karşı olduklarını, böyle bir vasıtanın verilmesi durumunda diğer memurların da aynı şeyi isteyeceklerini, 10.10.94 -tarihinden sonra santrala idari hizmetler sınıfında başka memur göndermediklerini, çünkü hangi memuru nakletseler itiraz edip Mahkemeye koşacağını, bu bakımdan Müstedinin naklinin emsal teşkil edeceğini, Girne Şube sorumlusunun santraldaki 12 kişlik idari -hizmet kadrosunu yönetmesini düşünmediklerini, çünkü bu kişinin yeterli birikim ve tecrübesi olmadığını, bu işin part-time yapılamıyacağını söyledi.

Müstedaaleyhin ilk tanık olarak dinlettiği Bekir Şener Elektrik Kurumunda santral şube amiri olduğunu, Mü-stediye Teknecik Santralında ihtiyaç olduğunu, Müstedinin idari hizmetler sınıfında görev yapacak diğer 12 kişi ile birlikte, arşivleme muhasebe, dosyalama, izin işleri, yolluklar v.s. gibi işler yapacaklarını, bu güne kadar bu işleri teknik kadrodaki memu-ralara yaptırdığını söyledi. Bu tanık istintakta sorulan bir soruya cevaben 9.1.1975'e kadar Teknecik Santralı şube amiri olduğunu, bu tarihte Türkiye Elektrik Kurumunun oraya bir koordinatör atandığını ve bu koordinatörün santralın idaresini devraldığını -söyledi.

Bu şahidin şahadetinden sonra Müstedaaleyh davasını kapattı ve taraflar Mahkemeye hitap ettiler.

İbraz edilen deliller ve özetlenen şahadet ışığında önümüzdeki başvuruyu sonuçlandırmamız gerekmektedir.

Müstedi 10.10.94 tarihinde Teknecik San-tralına nakil kararının kendisini istifaya zorlamak ve cezalandırmak amacıyla alınmış bir karar olduğunu öne sürmektedir. Müstedaaleyh ise söz konusu kararın hizmet gereksinimi ve hizmet yararı gözönünde tutularak alındığını öne sürmektedir. Önümüzdeki olg-ular acaba bu iki iddiadan hangisini desteklemektedir?

58 yaşında sağlık sorunları olan bir şube sorumlusunun günde kendi iddiasıyla 5 saat Müstedaaleyhin iddiasıyla 4 saat yol giderek çalışabileceği bir işe atanması şüphe yok ki önemli bir sorundur.

M-üstedaaleyhin söz konusu nakil kararını Müstediyi cezalandırmak ve istifaya zorlamak niyetiyle verip vermediğini saptamak kolay değildir. Çünkü niyet bir kişinin içinde taşıdığı düşüncedir.

Müstedaaleyhin hangi niyetle hareket ettiği hususunda kesin bir -bulguya varmak zor olmakla birlikte ortaya çıkan olguların hangi niyeti daha çok destek- lediğini araştırmamız mümkündür.

-a) Duruşmda ilk dikkati çeken olay Müstedinin cezalandırılma niyeti ile nakledildiğine kesinlikle inanmasıdır. Müstedi şahadet verirken veya istintak edilirken son derece net bir şekilde inancını ortaya koymuştur. Kendisine yapılan haksızlık nedeniyle Müst-edi bir isyan halindedir. Ona göre Müstedaaleyhin söylediği çalışkan, dirayetli sözünü memurlara dinletebilen birisi olduğu için atandığı sözleri bir aldatmacadan ibarettir. Kendisi 1983'den beri terfi almamış bir memurdur ve terfi alan şube sorumluları da-ha kolay yerlerden santrala gitmedikleri halde kendisinden bu zor veya imkânsız işin istenmesi Müstedaaleyhin niyetini ortaya koymaktadır.
-
b) Müstedinin şahadetinde açıkça ortaya koyduğuna göre santrala gidip gelme güçlüğü nedeniyle santralda çalışması mümkün olmayacaktır. Dolayısıyle santralda çalışma zorunda kaldığı gün örneğin bu davayı kaybetmesi halinde istifa edecektir. Müstedaaleyhin- istifa konusundaki iddiası bu olasılığın bulunmadığı değil böyle bir olasılığı dikkate alamayacakları şeklindedir. Yani Müstedaaleyhe göre eğer Müstedi istifa edecekse bu onun bileceği bir iştir. Kurumun istifa tehditlerini dikkate alarak karar vermesi do-ğru olmaz. 58 yaşında olan yani emekliliğine 2 yıl kalan, sağlık sorunları olan bir şube sorumlusunun günde 4 saat yolda gitmeyi göze almamasının doğal buluyorum. Bu nedenle Müstedinin istifa konusundaki iddialarının kuru birer iddiadan ibaret olmadığı yan-i gerçekten istifa etmek zorunda kalacağı kanısındayım. Şüphe yok ki sırf istifa etmesin diye bir memura hak tanımak doğru bir yaklaşım değildir. Ancak eğer Müstedi bir haksızlık karşısında ise istifa etme olasılığı kendisine yapılan haksızlığı daha da net-leştirir veya dah ciddi boyutlara ulaştırır. İstifa olasılığı alınan kararın hizmet yararına olup olmadığını saptama açısından da önem arzeder. Şöyle ki istifa olasılığının kesinlik kazanması nakil kararının hizmet yararı için alındığı iddiasını zayıflatma-katdır. Çünkü Müstedi hiçbir zaman santralda çalışmayacağına göre Müstedaaleyhin önüne sürdüğü hizmet yararı gerçekleşmeyecektir. Eğer Müstedi Müstedaaleyhin iddia ettiği gibi çalışkan, dirayetli ve yararlı bir memur ise alınan kararın onu isyan ettirecek -ve istifa etmek zorunda bırakacak bir noktaya ulaşmaması gerekiyordu.

c) Müstedinin iddialarını destekleyen diğer bir olgu da ara emri aşamasında gerçekleşmiştir. Şöyle bir duruşma süresince Teknecik Santralında gidip gelmenin tahammül edilemeyecek bir g-üçlük olduğunu iddia eden Müstedi davanın sonuçlanmasına değin Mağusa'daki görevinde çalışabilmek için bir ara emri almıştır. Bu ara emrine karşı çıkan Müstedaaleyh Müstedinin daireye gelmesini istemediğini, Müstedinin evinde kalmasını tercih ettiğini beya-n etmiştir. Bu nedenle verilen ara emrini değiştiren Mahkeme Müstedinin dava süresince evinde kalabileceğini belirtmiştir. Bir süre sonra Müstedaaleyh Müstedinin evinde izinli kalabileceği süresinin sona erdiğini öne sürerek Müstedinin aylığını kesme yönün-e gitmiştir. Bu olaylar Müstedinin çalışkan dirayetli bir memur muamelesi görmediğini, aksine kurumun Müstediden kurtulmaya çalıştığını göstermektedir.

d)Teknecik Santralında halen idari kadroda bir tek memur görev yapmaktadır. Yani şube sorumlusu olan M-üstedinin yönetceği şube henüz oluşmamıştır. Gerçi idari bölümde görev yapacak 12 memurun ileride atanması söz konusudur. Ancak bu memurların ne zaman atanacağı kesinlik kazanmamış- tır. Türkiye Elektrik Kurumunun bir koordinatör atayarak santralın idaresi-ni ele alması memurların atayacağı, dolayısıyle şube sorumlusuna ihtiyaç duyulacağı tarihi daha da şüpheli hale getirmiştir. Bu koşullarda Müstedaaleyhin bir süre Teknecik Santralınaki idari kadrodaki memurun Girne Şube sorumlusunun denetiminde çalışabilec-eğine karar vermesi ve beklenen atamalar yapıldıktan sonra oraya bir şube sorumlusu atama yönüne gitmesi mümkündür. Böyle bir yaklaşım Müstedaaleyhin iddiasına göre çalışkan dirayetli bir şube sorumlusunu günde 4 saat yolda geçirme zorunda bırakmaktan herh-alde daha makul olacaktır.

e) Müstediye doğrudan Mağusa'dan santrala gidebileceği bir vasıta verilmemesi de Müstedaaleyhin gereğinden daha katı bir tutum içinde olduğunu göstermektedir. Çünkü santrala teknik kadrosu çok sayıda memur atanacaktır. Bu memur-ların bir kısmı Mağusa'da ikâmet eden memurlar olabilir. Bu durumda kurumun Mağusa'dan hareket edip santrala gidecek bir vasıtaya sıcak bakması gerekiyordu. Halbuki kurum bu konuyu prensip meselesi yaparak Müstedinin karşılaştığı güçlüğü gidermemeyi tercih- etmiştir.

Tüm bu nedenler Müstedinin iddialarında bir haklılık payı olduğunu göstermektedir. Ortaya çıkan olgular kararın hizmet gereksinimi nedeniyle alındığı iddiasından çok, Müstediyi cezalandırma niyeti ile alındığı iddiasını desteklemektedir. Herha-lükarda Müstedaaleyhin daha detaylı bir araştırma yaparak hizmet için daha yararlı kararlar verebileceği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle başvuruda talep edildiği gibi 10.10.94 tarihinde verilen ve Müstedinin bilgisine 20.10.94 tarihinde getirilen nakil kararı- iptal edilir. Masraflar için emir verilmez.


(Taner Erginel)
- Yargıç

24 Nisan 1995







-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy