Yüksek İdare Mahkemesi Numara 177/2007 Dava No 15/2007 Karar Tarihi 06.11.2007
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 177/2007 Dava No 15/2007 Karar Tarihi 06.11.2007
Numara: 177/2007
Dava No: 15/2007
Taraflar: “Yeşil Barış Hareketi” Derneği vd. ile KKTC Bakanlar Kurulu vd.
Konu: Ara Emri - Zafer Burnuna Elektrik Götürülmesi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 06.11.2007

-D.15/07 YİM 177/07

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Yargıç Nevvar Nolan Huzurunda.

Davacı: 1."Yeşil Barış Hareketi" Derneği, Başkanı ve/veya
Yönetim Kurulu Başkanı sıfatı-yle Doğan Sahir,
Bedreddin Demirel Caddesi, Köşk Melek Nebih Apt.
Kat.1 No.1, Yenişehir-Lefkoşa.
2.KEMA (Kıbrıs Erozyonla Mücadele ve
Ağaçlandırma)Vakfı" Başkanı ve/veya Yönetim Kurulu
Başkanı sıfatıyl-a Orhan Aydeniz, Şht.Yaşar Çakmak
Sok. No:21 - Lefkoşa
3."Kıbrıs Türk Biyologlar Doğayı Araştırma ve Koruma
Derneği" Başkanı ve/veya Yönetim Kurulu Başkanı
sıfatıyle Niyazi Türkseven, Vezneciler Sk.No.6
- Yenikent - Lefkoşa.
4.Derviş Yüksel, Erdoğan Derviş Sok.No.10A, Kızılbaş -
Lefkoşa.
5.Mazhar Özkol, Kanlıköy - Lefkoşa
6.Osman Tuğsal, 3 Bartın Sokak, Yenişehir - Lefkoşa
7.Hasan Sarpten, Hürriyet Sok. No.43, L-apta - Girne
8.Osman Kalfaoğlu, Yeniboğaziçi - Yeni İskele
9.İbrahim Alkan, İlan Boğazı Sok. No:8 A - Gönyeli

- ile -

Davalı: 1.KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC'yi temsilen
Baş-savcılık - Lefkoşa.
2.KKTC Bakanlar Kurulu, vasıtasıyle KKTC - Lefkoşa
3.KKTC Maliye Bakanlığı, vasıtasıyle KKTC - Lefkoşa
4.KKTC Çevre Bakanlığı, vasıtasıyle KKTC - Lefkoşa
5.KKTC İçişleri Bakanlığı, vasıtasıyle -KKTC - Lefkoşa
6.KKTC'yi temsilen Başsavcılık - Lefkoşa
7.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Elektrik Kurumu,
Bedrettin Cad. No.140 - Lefkoşa (3.10.2007 tarihli
emir uyarınca davaya dahil edildi)

İlgili Şahıs: Karlıoğlu -Ticaret (Necdet Özbay ve/veya
Karlıoğlu Ticaret Ltd.

A r a s ı n d a.


Müstedi/Davacılar tarafından Av.Boysan Boyra
Müstedealeyh Davalı 1 - 6 tara-fından Kıd.Sav.Ersoy Ölçter
Müstedealeyh/Davalı 7 tarafından Av.Tevfik Mut
İlgili Şahıs tarafından Av.Kıvanç M. Riza.



-------------------
K A R A R

Davacılar Yüksek İdare Mahkemesinde dosyaladıkları YİM 177/07 sayılı dava ile Davalılar tarafından alın-an Zafer Burnu Milli Park Alanı içerisine elektrik nakil hattı çekilmesine ve/veya direkler üzerinde elektrik enerjisi götürülmesine ilişkin kararın ve bu kararla ilgili tüm işlemlerin keza belirtilen alan içerisine elektrik nakil hattı çekilmesine ve/veya- direkler üzerinde elektrik enerjisi götürülmesine ilişkin olarak ihaleye çıkma kararının ve/veya bu ihaleyi sonuçlandıran karar ve/veya kararların ve/veya bu kararlarla ilgili tüm işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna dair karar talep etmektedirler.

D-avacılar davayı dosyaladıkları gün bir de istida dosyalayarak Davalılar tarafından alınan Zafer Burnu Milli Park Alanı içerisine elektrik nakil hattı çekilmesine ve/veya direkler üzerinde elektrik enerjisi götürülmesine ilişkin kararın, bu kararla ilgili t-üm işlemlerin ve bu karar neticesinde gerçekleşen ihalenin icrasını ve/veya uygulanmasını dava sonuçlanıncaya dek durduran bir emir talep ettiler.

Davacıların ara emri istemine, bir başka ifade ile yürütmenin durdurulması kararı istemine, Davalılar ve İl-gili Şahıs itiraz ettiler. İlgili Şahıs, İhale Komisyonu kararı sonucu, bölgeye direkler üzerinde elektrik enerjisi götürülmesi ile ilgili Davalı 7 Kurum ile sözleşme imzalayandır. Davacıların yürütmenin durdurulması istemine, esas olarak aşağıda verilen i-ki noktada itiraz edilmektedir.
1- Davada iptali istenen yönetsel işlemden Davacıların olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen meşru bir menfaatleri yoktur. Bir yönetsel kararın, işlemin iptali için ancak iptali istenen karardan, işlemden menfaatı olu-msuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi dava açabilir; bu nedenle, Davacıların iptal davası açma yetenekleri olmadığından, yürütmenin durdurulması istemi reddedilmelidir.
2- Ara emri veya yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için, Mahkemeni-n, Davacının iddiasında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunduğu ve böyle bir emir veya karar verilmemesi halinde ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı hususlarında kanaat getirmesi gerekir. Burad-a, Davacıların iddialarında haklı olduklarına dair belirtiler bulunmadığı gibi ne ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı ne de eski duruma dönüşün zorlaşacağı görülmemektedir; bu nedenle yürütmenin durdurulması istemi reddedilmelidir.

Dav-acı 1 ile 3 dernek, Davacı 2 vakıf, diğer Davacılar ise özel kişidirler. Ara emri istidasına Davacı 1 Dernek başkanının yemin varakası eklidir. Bu yemin varakasında, başka hususlar yanında, aşağıda özetlenen ifadeler yer almaktadır.
- Davacılar çevreye, -doğal yaşama duyarlı, doğanın dengesinin korunması gerektiğine inanan sivil toplum örgütleri ve vatandaşlardır.
- Zafer Burnu Milli Park alanı içinde eşek populasyonu, kuşlar, nesli tehlikede olan caretta caretta kaplumbağaları, kaplumbağaların yumurtlad-ığı kumsal, endemik bitkiler vardır.
- Dikilecek elektrik direklerinde mevcut ilaçlama, bölgedeki toprağı kirletip zehirleyecek, hem bitkilere hem de böceklerle kuşlara zarar verebilecek durumdadır.
- Davalılar Alanı yerleşime açmak, bölgeyi ekonomik f-aaliyetlere ve inşaatlara açık bir alan haline getirmek niyetindedirler, bunu yapmaya hakları yoktur.
- Dava konusu kararlar çevreye duyarlı olan bütün Davacıları ciddi surette ve olumsuz bir şekilde etkilemektedir ve engellenmediği takdirde telafisi imka-nsız zararlara neden olacaktır, çünkü bu karar uygulanmaya konmakla hakkında karar verilecek ve/veya korunması mümkün olabilecek bir milli park kalmamış olacaktır.

Davacı 1 Dernek başkanı istidanın duruşmasında şahadet vermiş ve şahadetinde özetle aşağı-dakileri ileri sürmüştür. Dipkarpaz Köyü'nün doğusundan Zafer Burnu'na olan bölge Bakanlar Kurulu kararı ile Milli Park oldu ve koruma bölgesi olarak ilan edildi. Bu alanda kaplumbağaların yumurtladığı kumsal vardır, kumsalda yumurtadan çıkan kaplumbağa ya-vruları deniz yüzeyine vuran ay ışığını takip edip denize ulaşırlar. Başka bir ışık, yavru kaplumbağaların yönlerini şaşırmalarına ve denize ulaşmadan telef olmalarına neden olur. Bölgeye elektrik nakil hatlarının çekilmesi ile orada hayat etkilenecek, baz-ı bitki türleri yok olacak veya bazı canlılar göç edecektir. Bölgeye elektrik enerjisinin gitmesi ile yangın tehlikesi gündeme gelecektir, yangınla da bölgedeki nadide bitkiler yok olacaktır. Bölgeye götürülecek elektrik büyük bir magnetik alan oluşturacak- ve göçmen kuşların yön değiştirmelerine neden olacaktır. Ahşap elektrik direkleri üzerindeki creosote denilen kimyasal canlıları, özellikle böcekleri ya öldürür ya da şekil değişmesine, genlerinde değişikliğe neden olur, bu kimyasal insanları da etkiler. -Elektrik enerjisi ve ahşap direkler doğal dengeyi bozar. İptalini istedikleri karar Davacı 1 Derneğin kuruluş amaçlarını hedef alır.

Yine Davacılar tarafından bir başka tanık vasıtası ile sunulan şahadette Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olan bölgede eski -eserler bulunduğu, neolitik döneme ait 15 yerleşim yerinin halen toprak altında, kesin yerleri belirlenmemiş olarak, bulunduğu, bölgeye direkler üzerinde elektrik enerjisi götürülmesinin bunlara zarar verebileceği ileri sürülmüştür.

Davalılar tarafından- sunulan şahadette, Dipkarpaz Köyü'nün doğusundan Zafer Burnu'na elektrik enerjisi götürülmesi ile ilgili dikilecek direklerin bölgede koruma altına alınan bitkilere zarar vermemesi için Çevre Koruma Dairesinin bir personel görevlendirdiği, bu bitkilere za-rar verecek bir direk dikilmediği, ahşap direklerde uzun yıllardan beri, direğin kurtlanmaması ve çürümemesi için kimyasal kullanıldığı, bundan dolayı herhangi bir şikayet gelmediği, kullanılan kimyasalın ithali yasak olmadığı, çarşıda serbest satıldığı, e-vlerin çatılarında da kullanıldığı, ahşap direklerin Avrupa'da da ilaçlanarak kullanıldığı, projenin Apostolos Andreas Manastırı'na, polis lojmanına ve burunda en uç noktada bulunan polis/gümrük gözetleme noktasına elektrik götürülmesi olduğu, bölgede yoll-arın ışıklandırılmasının kaplumbağalara zarar verilmesinin, kuşların etkilenmesinin söz konusu olmadığı, elektrik tellerinin üç ton direnme gücü olduğu, tellerin kendi kendine kopup yangına neden olma olasılığının nerede ise bulunmadığı, bölgede yıllardan -beri ahşap telefon direkleri ve tellerinin var olduğu, görülmektedir.

Yukarıda daha önce belirttiğim gibi Davalılar ve İlgili Şahıs, Davacıların iptali istenen yönetsel karardan doğrudan doğruya ve olumsuz etkilenen bir menfaatları bulunmadığı, bu nedenl-e Davacıların, ileri götüremeyecekleri bu davada, yürütmeyi durdurma istemlerinin reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Anayasanın 152(2) maddesine göre yönetsel bir kararın, işlemin iptali için sahip olduğu meşru bir menfaatı, o karardan, işlemden -olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi dava açabilir.

Yönetsel/yürütsel kararların iptali için yönetsel yargı yerinde açılan iptal davaları genel olarak iki aşamada karara bağlanır. Birinci aşama davanın ön koşullar yönünden incelenmesi, ikinc-i aşama ise davanın özünün yani hukuka aykırılık iddiasının karara bağlanmasıdır. Bir iptal davasının özünün dinlenebilmesi, yani iptali istenen yönetsel/yürütsel kararın iddia edilen sakatlığının incelenebilmesi için birinci aşamayı yani ön koşullar yönün-den yapılan incelemeyi geçmesi, aranan koşulları taşıdığının görülmesi gerekir. Bir dava ön koşullar yönünden incelenirken, Davacının, davacı olabilme yeteneğini, koşullarını taşıyıp taşımadığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı yargı yerince ele alınır.- İptal davasında, Davacının iptalini isteyebileceği kararın, Davacının menfaatini etkileyen bir karar olması gerekir. Bundan da anlaşılabileceği gibi Davacıda "menfaat" koşulu aranır. İptal davası sahip olduğu meşru bir menfaatı, iptali istenen karardan do-ğrudan doğruya etkilenen kişi tarafından açılabilir.
Anayasanın 152(2) maddesi aynen şöyledir:
" Böyle bir başvuru, sahip olduğu meşru bir menfaatı, bu gibi karar veya işlem veya ihmal yüzünden olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen kişi tarafından- yapılabilir".

Anayasanın 152(2) maddesindeki düzenlemeden menfaatın meşru ve kişisel olması gerektiği anlaşılır. Prof.Dr.A. Şeref Gözübüyük'ün Yönetsel Yargı isimli eserinin 12. basısında, sayfa 190'da, aşağıdaki açıklama yer almaktadır:
" Danıştay kar-arlarında yer alan 'doğrudan doğruya davacının hak ve menfaatını haleldar eden' yahut 'doğrudan doğruya menfaatı haleldar olanlar' gibi deyimler, menfaatın kişisel olması gerektiğini gösterir. Hangi menfaatler kişisel, hangileri değil, bu sorunun da kesin -olarak cevabını bulma olanağı yoktur. Bu alanda da Danıştayın tutumunu dikkatle izlemek gerekir. Danıştay, kişisel menfaat kavramını dar, ya da geniş tutmakla, yönetsel işlemlere karşı açılan iptal davasının alanını daraltmakta, ya da genişletmektedir".

-Danıştay, 26.6.1993 gün ve E.93/562, K.93/2506 sayılı kararında menfaat kavramının geniş bir biçimde yorumlanmasını yeğlemiştir.
" İptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının tesbiti, hukukun üstünlüğünün ve dolayısıyla idarenin huk-uka bağlılığının sağlanması amaçlandığına göre, bu davalarda menfaat ilişkisinin dar yorumlanmaması gerekmektedir".

Danıştayın menfaat kavramını dar yorumladığı kararları da vardır (örneğin 5.3.1975 gün ve E.73/3117, K.75/1330 sayılı kararı). Ancak günümü-zde eğilimin menfaat kavramının geniş yorumlanması doğrultusunda olduğunu söyleyebilirim.

Davacıların iptali istenen karardan/işlemden olumsuz yönde ve doğrudan doğruya, direk olarak etkilenen meşru bir menfaatları var mı? Bir başka ifade ile iptali iste-nen karar/işlem Davacılardan herhangi birinin meşru bir menfaatını olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkiledi mi? İptal davası açılabilmesi için aranan menfaatin muhakkak maddi olması gerekmez, menfaatin manevi de olabileceği kabul edilmektedir.

Davacı 1- Derneğin tüzüğü emare olarak sunulmuştur. Tüzükte derneğin amaçları arasında şunlar da yer almaktadır:
Doğayı, yeşili ve bunlara gereksinimi olan tüm canlıları, insanı korumak, yaşatmak ve geliştirmek,
Kaplumbağaları, Kıbrıs eşeklerini, akbabaları velhası-l Kuzey Kıbrıs'ta nesli ve üremeleri tehlikeye girmiş tüm hayvanları korumak,
Deniz kıyılarımızdaki kaplumbağa üreme bölgelerini korumak,
Tarihi ve kültürel mirasın korunması için uğraş vermek.

Dipkarpaz Köyü'nün doğusundan Zafer Burnu'na elektrik enerjis-i götürülmesi ile ilgili yazılı bir karar huzurumda yoktur. Davalılar kararın Davalı 7 Kurum tarafından alındığı iddiasındadırlar; Davalı 7 Kurumun, Şehir Planlama Dairesine yazdığı 8.6.2007 tarihli Emare 8 yazıdan, alınan kararın, Apostolos Andreas Manast-ırı'na, Dipkarpaz polis lojmanına ve gümrük gözetleme binasına elektrik enerjisi götürmek olduğu anlaşılmaktadır. Davalı 7 Kurumun başmühendisi de verdiği şahadette, projelerinin Apostolos Andreas Manastırı'na, polis lojmanına ve Zafer Burnu'nun uç noktası-nda bulunan polis/gümrük gözetleme noktasına elektrik enerjisi götürmek olduğunu ifade etmiştir.

Apostolos Andreas Manastırı'na, Dipkarpaz polis lojmanına ve Zafer Burnu'nun uç noktasında bulunan polis/gümrük gözetleme noktasına elektrik enerjisi götürü-lmesi Davacıların veya Davacılardan herhangi birinin menfaatını olumsuz etkiler mi veya belirtilen yerlere elektrik enerjisi götürülmesi kararı veya işlemi Davacıların veya Davacılardan herhangi birinin menfaatını doğrudan doğruya etkiler mi? İlk üç Davacı- dışında kalan Davacılar için, belirtilen yerlere elektrik enerjisi götürülmesinden etkilenen bir menfaatları olduğunu söylemek oldukça zor görünüyor; ilk nazarda bu Davacılar ile iptali istenen yönetsel işlem arasında menfaat ilgisinin kolayca kurulamayac-ağı kanısındayım. Bir kişinin "ben çevreciyim" diyerek öne çıkması, o kişinin çevre ile ilgili bir yönetsel işlemin iptali için dava açabilmesine yeterli mi, o kişiye davacı olma yeteneği sağlar mı? "Hukuk devletinde yaşıyorum, hukuka saygılıyım, hukuk dev-letinde yönetimin işlemlerinin hukuka uygun olması gerekir, yönetimin işlemlerinin hukuka uygunluğunun sağlanmasında menfaatim vardır" diyen herkes, yönetsel işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin yapıldığı yönetsel yargı yerinde, yönetsel işlemlerin iptal-i için dava açabilir mi? Hukuka saygılı olmak, ki herkes olmalıdır, kişiye herhangi bir yönetsel işlemin iptali için dava açma yeteneği sağlar mı? Yönetsel işlemlerin hukuka uygun olması hukukun gereğidir ve tartışmasız kamu yararı, çıkarı, yönetsel işleml-erin hukuka uygun olması ile koşuttur; bireylerin de yönetimin işlemlerinin hukuka uygun olmasında menfaatları olduğu söylenebilir. Her vatandaş hukuka uygun olmadığı kanısında olduğu her yönetsel işlemin iptali için yönetsel yargı yerinde, bizim ülkemizde- Yüksek İdare Mahkemesidir, dava açabilir mi? Bu sorulara yanıt yönetsel bir işlemin iptali için kimin dava açabileceğini düzenleyen Anayasanın 152(2) maddesi ışığında aranmalıdır.

Türkiye'de İdari Yargılama Usulü Kanununda, çevre, tarihi ve kültürel değ-erlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda iptal davası açılabilmesi için menfaat koşulu aranmamaktadır. Yukarıdaki konularla ilgili yönetsel bir işlemin iptali için açılan bir davada, Davacının, iptali istenen -yönetsel işlemden etkilenen bir menfaatı olması koşulu aranmamaktadır; Davacı iptal davalarında aranan menfaat koşulundan, yukarıdaki konularda açılan davalarda, muaf tutulmuştur. Türkiye'de, İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesinde yer alan bu düzenlem-e bizim yönetsel yargıyı düzenleyen mevzuatımızda, ki bu Anayasa'nın 152. maddesidir, yer almamaktadır.

Diğer Davacılardan sadece Davacı 1 Derneğin tüzüğü emare olarak sunulmuştur; o tüzükte "Derneğin Amaçları" başlığı altında yer alan bazı amaçları yuka-rıda vermiştim. Ara emri veya yürütmenin durdurulması isteminin ele alındığı safhada bu Davacıların da davada iptali istenen yönetsel işlemden olumsuz etkilenen, doğrudan doğruya etkilenen bir menfaatleri olmadığı bulgusuna varmak, davanın sonucunu etkiley-ecek bir bulguya varıldığı sonucunu getirecektir. Genel kural, ara emri isteminin karara bağlanacağı safhada, davanın esasını ilgilendiren veya davayı sonuca götürecek konularda kesin bir bulguya varmaktan kaçınmaktır. Yine ilk nazarda yukarıda belirttiğim- yerlere elektrik enerjisi götürme işleminin ilk üç Davacının menfaatlerini olumsuz etkilediği, doğrudan doğruya etkilediği sarih olarak görülmemektedir; ancak bununla beraber, bu konunun, yani ilk üç Davacının iptali istenen yönetsel işlemden etkilenen me-nfaatleri olup olmadığı, tartışmaya değer olarak nitelendirilebileceği düşüncesi ile, davanın esasını dinleyecek Mahkeme tarafından karara bağlanmasının doğru olacağı görüşündeyim. Davacıların menfaat koşulunu taşıyor olabileceği, bizi, yürütmenin durdurul-ması isteminin daha ileri değerlendirilmesine taşımak için yeterli görülmelidir kanısındayım. Bu nedenle ara emri/yürütmenin durdurulması kararı istemini, Davacıların, iptali istenen yönetsel işlemden olumsuz ve doğrudan doğruya etkilenen meşru bir menfaat-ları olmadığı gerekçesi ile reddetmeyi uygun görmüyorum.

Davacıların ara emri/yürütmenin durdurulması kararı istemine Davalıların ve İlgili Şahsın ikinci itirazı, Davacıların iddialarında haklı olduklarına dair belirtilerin bulunmadığına ve ne ileride te-lafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağının ne de eski duruma dönüşün çok zorlaşacağının görülmediğine dayanmaktadır.

1997 Yüksek İdare Mahkemesi Tüzüğünün 11(1) maddesinde, yönetsel yargı yerinin, Anayasanın 152. maddesi gereğince yapılan işlemleri-n herhangi bir safhasında, kendiliğinden veya herhangi bir tarafın istemi üzerine, davanın adilane bir şekilde kararlaştırılması icap ettirirse, davayı esasından sonuçlandırmayan geçici bir emir verebileceği düzenlenmiştir. Uygulamada, 9/76 sayılı Mahkemel-er Yasasının 41(1) maddesinde yer alan, bir hukuk davasında ara emri verilebilmesi için aranan kriterler, yönetsel yargıdaki ara emri veya diğer bir ifade ile yürütmenin durdurulması kararı istemlerinde de benimsenmiştir. Buna göre yürütmenin durdurulması -kararı verebilmesi için yönetsel yargı yerinin aşağıdaki iki hususta kanaat getirmesi gerekir:
1- Davacının, iptalini istediği yönetsel işlemin sakat olduğu iddiasında haklı olduğuna dair belirtilerin bulunması, ve
2- Talep edilen ara emrinin/yürütmeyi d-urdurma kararının verilmemesi halinde
a) ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğacağı, veya,
b) eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı.

Davacılar Zafer Burnu Milli Park Alanına, Dipkarpaz Köyü'nün doğusundan Zafer Burnu'na elektrik enerjisi götürül-mesi işleminin 21/97 sayılı Çevre Yasasına, 60/94 sayılı Eski Eserler Yasasına, dolaylı olarak 55/89 sayılı İmar Yasasına ve Bölüm 170 Elektrik Yasasına aykırı olduğu iddiasındadırlar. Davacılar 21/97 sayılı Çevre Yasası, madde 13(7)(F) ışığında elektrik n-akil hatları için proje sahibinin ÇED (çevresel etki değerlendirme) raporu hazırlaması gerektiğini, Yasanın 13(8) maddesi altında da Çevre Koruma Dairesinin ÇED raporu hazırlanmasını proje sahibinden isteyebileceğini, Davalı 7 Kurumun Zafer Burnu Milli Par-k Alanına elektrik enerjisi götürme projesi ile ilgili, istenmesine rağmen, ÇED raporu hazırlamadığını, 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası, madde 11'e aykırı, Eski Eserler Dairesi Müdürlüğünün izni olmadan taşınmaz eski eserlere veya koruma alanlarına inşai -ve fiziki müdahalede bulunulduğunu, kazı yapıldığını, keza Elektrik Yasasına aykırı davranıldığını ileri sürmektedirler.

Davacıların yukarıda kısaca verdiğim yasalara aykırılık iddialarını burada daha fazla açmayı, detay vermeyi gerekli görmüyorum. Bu s-afhada Davacılardan aranan, Davacıların iptalini istedikleri yönetsel işlemin sakat olduğunu kanıtlamaları değildir; aranan, iptali istenen yönetsel işlemin sakat olduğu iddiasında, Davacıların haklı olduklarına dair belirtilerin bulunmasıdır. Huzurumdaki -şahadeti ve tarafların iddialarını değerlendirdiğim zaman 21/97 sayılı Çevre Yasasına ve 60/94 sayılı Eski Eserler Yasasına aykırılık olduğuna dair belirtiler bulunduğunu söyleyebilirim.

Talep edilen ara emri/yürütmeyi durdurma kararı verilmezse ileride -telafisi mümkün olmayacak bir zarar doğacak mı veya eski duruma dönüş çok zorlaşacak mı? Ara emri/yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için bu sorunun yanıtının "evet" olması gerekir ve yanıtın "evet" olduğu hususunda Mahkemeyi tatmin etme yükü ara emri-/yürütmeyi durdurma kararı isteminde bulunan taraftadır. Burada aranan, talep edilen emrin/yürütmeyi durdurma kararının verilmemesi halinde ileride telafisi mümkün olmayacak bir zarar doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı hususunda belirtilerin- bulunması değildir, ara emri/yürütmeyi durdurma kararı isteminde bulunan emrin/yürütmeyi durdurma kararının verilmemesi halinde ileride telafisi imkânsız zarar doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı iddiasında Mahkemeyi hukuk davalarında aranan- ölçüde, yani olasılıklar dengesi üzerinden, tatmin etmekle yükümlüdür.

Davacı 1 Dernek başkanının yemin varakasını, sunulan tüm şahadeti değerlendirdiğim zaman talep edilen ara emrinin/yürütmeyi durdurma kararının verilmemesi halinde, Zafer Burnu Milli P-ark Alanında koruma altına alınan endemik bitkilerin zarar göreceği, yok olacağı, bazı canlıların göç edeceği, göçmen kuşların yönlerini değiştireceği, caretta caretta kaplumbağaların telef olacakları, eski eserlerin zarar görecekleri hususunda sunulan şah-adeti yüzeysel ve ikna edici olmaktan uzak bulurum. Talep edilen ara emrinin/yürütmeyi durdurma kararının verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zarar doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı hususlarında, bu doğrultuda bulguya varılabilmes-i için, Mahkeme önünde yeterli şahadet yoktur.

Davacılar avukatı yasaya açık aykırılık halinde ara emrinin/yürütmenin durdurulması kararının verildiğini, Davalı 7 Kurum tarafından Zafer Burnu'na elektrik enerjisi götürülmesi projesi ile ilgili ÇED raporu- verilmediğini, bunun Çevre Yasasına açık aykırılık olduğunu, salt bu nedenle talep edilen ara emrinin/yürütmeyi durdurma kararının verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Açıkça hukuka aykırılık görüldüğü, hukukun açıkça çiğnendiğinin aşikâr olduğu duruml-arda (flagrant illegality), ileride telafisi imkânsız zarar doğacağı veya eski duruma dönüşün çok zorlaşacağı koşulunu değerlendirmeye almadan, Mahkeme ara emri/yürütmeyi durdurma kararı verebilir. Yukarıda ifade ettiğim gibi gerek Çevre Yasasına gerekse E-ski Eserler Yasasına aykırılık olduğuna dair belirtiler bulunmaktadır, ancak yargısal işlemin bu safhasında, açıkça bu yasalara aykırılık olduğunu, bu yasaların açıkça çiğnendiğinin görüldüğünü söyleyemem. Davacılar avukatı Çevre Yasasının elektrik nakil h-atları için ÇED raporu istediğini ileri sürerken, Davalı 7 Kurum, Çevre Yasası altında yapılan tüzükte, gerilimi 66000 volt ve üzerinde olan elektrik nakil hatları için ÇED raporu istendiğini, uygulamanın böyle olduğunu, bölgede çekilen elektrik nakil hatl-arının geriliminin 11000 volt olduğunu ileri sürmektedir. Bu durum, ara emri/yürütmeyi durdurma kararı verilmesinde aranan anlamda açık hukuka aykırılığı, hukukun açıkça çiğnendiğini ortaya koymamaktadır.

Yukarıda belirtilenlerin tümü ışığında Davacılar-ın ara emri/yürütmeyi durdurma kararı istemi reddedilir.

İstida masrafları, herhalukarda Davalılar ve İlgili Şahıs aleyhine olmaması koşulu ile, dava sonunu takip edecektir.



Nevvar Nolan
- Yargıç

6 Kasım, 2007



13






Full & Egal Universal Law Academy