Yüksek İdare Mahkemesi Numara 176/1987 Dava No 14/1988 Karar Tarihi 08.04.1988
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 176/1987 Dava No 14/1988 Karar Tarihi 08.04.1988
Numara: 176/1987
Dava No: 14/1988
Taraflar: Vakıflar Dairesi ile İskân Bakanlığı vd
Konu: Kiralama kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 08.04.1988

-D.14/88 YİM 176/87

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Aziz Altay Huzurunda
Anayasanın 152. maddesi hakkında

Müstedi: Vakıflar ve Din- İşleri Dairesi, Lefkoşa.
- ile -
Müstedaaleyh: 1. İsk(n ve Rehabilitasyon Bakanlığı vas. KKTC, Lefkoşa
2. Saptama Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu vas. KKTC, Lefkoşa
3. Girne Tapu Dair-esi ve/veya Amiri vasıtası ile KKTC, Lefkoşa.
A r a s ı n d a

Müstedi namına: Güner Göktuğ
Müstedaaleyhler namına: Yaşar Boran
İlgili şahıs namına: Kıvanç- M. Rıza.


Yasa Maddesi: Bakanlar Kurulunun 6.3.1975 tarih ve 6358 sayılı kararı ile 5.10.1983 tarih ve Ç(K-1) 880-83 sayılı kararı.

İstemin Özeti: Girne'de Ozanköy toprağında bulunan taşınmaz malın Müstediden başkasına eşdeğerine karşılık olarak kirala-nması işleminin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi.

OLAY: 1974 Mutlu Barış Harek(tından sonra Vakıf Mallarının küçümseneme- yecek bir kısmı Güneyde kaldığından Müstedi bu kaybını giderebilmek için Kuz-eydeki kilise mallarının kendi kontroluna verilmesini talep etti. Zamanın idarecileri kilise mallarının tespiti için Müstediyi görevlendirdi. Müstedi Mahkemeye Emare 6 olarak sunulan listeyi hazırlayıp Bakanlar Kuruluna verdi. Bakanlar Kurulu kilise mallar-ının tümünün Müstediye tahsisini prensip olarak benimsedi ancak bu gibi kilise mallarının Müstediye tahsisinden önce bir listenin Kurulun onayına sunulmasını istedi. Bakanlar Kuruluna listeyi sunduğunu iddia eden Müstedi, Bakanlar Kurulundan onay almadığın-ı iddia etmişse de Bakanlar Kurulu arşivi kendilerinde öyle bir listenin olmadığını ileri sürdü. Buna rağmen Bakanlar Kurulu 1983 yılında aldığı bir kararla 6358 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Vakıfların tahsisine verilen arazilerde orman vasfı taşıyan-ları bu tahsisin kapsamından çıkardığını belirtti. Bu da Bakanlar Kurulunun, 6358 sayılı kararının, Vakıflar İdaresi tarafından liste sunulup onay alınmamasına rağmen tahsisi zımnen onayladığı anlaşılmaktadır. İsk(n Bakanlığı ve devletin diğer organ ve mak-amlarının da kilise malları ile ilgili uyguladığı eylem ve davranışlar da bunu teyit eder mahiyettedir.

SONUÇ: Bakanlar Kurulunun 6358 sayılı kararının icrai nitelik kazandığı ve yeni bir kararla iptal edilmediği cihetle yürülükte olduğuna göre başvuru ko-nus taşınmaz mal dahil tüm kilise mallarının Müstedinin tasarrufunda olduğuna kuşku yoktur. Durum böyle olunca, Müstedinin yasal tasarrufuna yasal şekilde son vermeden veya önceden onayını almadan ilgili şahsa veya başkalarına tahsis veya icar edilmesine v-eya eşdeğere kaynak olarak verilmesine yasal olanak yoktur.
Sonuç olarak başvuru konusu malın ilgili şahsa devredilmesini veya icar edilmesini veya eşdeğerine karşılık olmak üzere tahsis veya kesin tasarruf belgesi verilmesini öngeren karar veya işlemle-rin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilir.

Atıfta Bulunulan Bilimsel İçtihatlar:
1- Ord Prof. Dr. Sıddık Sami Onar, İdari Hukukunun Umumi Esasları, 3. baskı, cilt 1, sayfa 304.
____________________


H Ü K Ü M

-Müstedi dosyaladığı bu başvurusu ile Girne'de Ozanköy toprağında bulunan Varaka/Harita XII/22 E.1 Parsel 321/1 ve 322/2'den ibaret taşınmaz malın müstediden başkasına ve özellikle Şakir Sıdkı İlkay'a eşdeğerine karşılık olarak kiralanmasına, tahsis edilmes-ine veya kesin tasarruf belgesi verilmesine ilişkin karar veya işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini istedi.

Mahkeme huzurundaki şahadete göre vakıf mallarının yönetiminden ve korunup geliştirilme-sinden sorumlu olan müstedi 1974 Mutlu Barış Harek(tın- dan sonra vakıf mallarının küçümsenemeyecek bir kısmı Güney'de kaldığından büyük gelir kaybına uğradı. Bu kaybı gidermek ve dini hizmetler ile diğer yükümlülüklerini yerine getirebilmek için Kuzey'de -kalan kilise mallarının kendi kontroluna verilmesini istedi. Zamanın idarecileri de kilise mallarına sahip çıkması için müstediyi görevlendirdi ve tapuya da tüm kilise mallarının tesbiti için direktif verdi. Müstedi 19.9.1974 tarihinde Girne kazasındaki ki-lise mallarını gösteren ve mahkemeye emare 6 olarak ibraz edilen bir liste hazırlayıp Bakanlar Kuruluna ve sair ilgililere verdi. İlgili şahsa verilen ve bu başvurunun konusunu teşkil eden taşınmaz mal da emare 6 listede yer almaktadır.

Müstedi 27.2.1975- tarihinde geniş kapsamlı bir rapor hazırlayarak Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanına gönderdi. Bu rapor müstedinin amaçlarını, yükümlülüklerini, tasavvurlarını ve önerilerini içermektedir. Müstedi bu raporu ile yükümlülüklerini amaçlarına uygun olarak yer-ine getirebilmesi için, başka şeyler yanında, kilise mallarının tümünün prensip itibarıyle kendisine verilmesini istedi. Bu raporu 170/75 sayılı önerge olarak inceleyen Bakanlar Kurulu 6.3.1975 tarihinde aldığı 6358 sayılı kararı ile rapordaki öneriyi beni-msedi ve kilise mallarının tümünün müstedinin kontroluna verilmesini prensip itibarıyle onaylandı, ancak bu gibi kilise mallarının müstediye tahsisinden önce bir listesinin kurulun onayına sunulmasını istedi. Müstedi, Bakanlar Kurulunun bu kararından sonra-, daha önce hazırlamış olduğu emare 6 listeyi Bakanlar Kuruluna verdiğini, ancak Bakanlar Kurulunun onay verdiğine dair bir kararın bulunmadığını iddia etmektedir. Bakanlar Kurulu arşiv sorumlusu Nevzat Savant ise arşivde böyle bir listenin bulunmadığını s-öylemiştir. Gerek Bakanlar Kurulu, gerekse İsk(n Bakanlığı ve gerekse Devletin diğer organ veya birimleri 6358 sayılı kararın 1(a) maddesindeki koşul yerine getirilmiş veya yokmuş gibi hareket etti ve tüm kilise mallarını müstedinin kontrol ve tasarrufuna -bıraktı. Müstedi de bu malları tasarrufuna alarak dilediğine icar etmeğe başladı ve bu uygulama duruşma gününe kadar devam etti. Örneğin, Tarım Bakanlığı Müsteşarı müstediye gönderdiği 14.6.1975 tarihli yazı ile kiliseye ait 53 dönümden ibaret 2 parça araz-inin Sevgi Müderrisoğluna tahsisi için bir sakınca olup olmadığının bildirilmesini istedi. Bakanlar Kurulu 9.9.1975 tarihli ve 7260 sayılı kararı ile Evkafa tahsis edilen ve Ermeni manastırına ait içindeki ağaçlarla sürülebilen 200 dönüm araziyi göçmenlere- tahsis edilmek üzere geri aldı.

Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanı 3.1.1976 tarihinde Tarım Bakanlığı ile müstediye gönderdiği yazısında Pendayadaki Evkaf bahçelerinin köylüye dağıtılması için müştereken yapılacak toplantıda konunun görüşülmesini ve son-ucun biidrilmesini istedi. Müstedi Devlet Başkanına gönderdiği 24.2.1976 tarihli yazıda 1000 dönüm Pendaya çiftliğinin ilgililerin uygun göreceği tarzda dağıtımını uygun gördüğünü ancak uğrayacağı 1.44.560TL gelir kaybına karşılık başka kaynak bulunucaya k-adar Devletin 1976 Bütçesine bu miktar için bir provizyon eklenmesini istedi. Konu bahçelerin 6358 sayılı karar kapsamında kilise malı olduğu kabul edilmektedir. İm(r, İsk(n ve Rehabilitasyom Bakanlığı, İsk(n ve Rehabilitasyon Müdürlüğü tarafından Lefkoşa,- Mağusa, Girne Güzelyurt Tarımsal Rehabilitasyon Şube Müdürlerine gönderdiği 24.9.1976 tarihli yazıda 6358 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kilise mallarının müstediye verildiği hatırlatıldı ve bu mallarla ilgili olarak müstedi tarafından yapılan bazı öne-riler ışığında gerekli çalışmalarda bulunmaları istendi. Turizm ve Pl(nlama Dairesi Müdürünün 8.6.1979 tarihli yazısı ile Girne'de kilise avlusunda boş ve harap vaziyette bulunan odanın başkalarına kiralanmayıp turizm amaçlı bir proje için ayrılmasını iste-di. Bakanlar Kurulu 5.10.1983 tarihinde aldığı Ç(K-1) 880-83 sayılı kararı ile 6358 sayılı kararla müstediye devredilen kilise arazilerinden orman vasfı taşıyan arazileri söz konusu karar kapsamından çıkardı.

Müstediye 6358 sayılı kararla verilen kilise -mallarından bazılarının kendilerine eşdeğerde verilmesini talep eden vatandaşların müracaatlarına İsk(n Bakanlığı herhangi bir yanıt vermeden önce müstedinin muvaffakiyetini istedi. Müstedinin muvaffakiyet etmediği durumlarda müracaat sahibinin istemi Baka-nlıkca reddedildi. Örneğin, bu başvurunun konusunu teşkil eden taşınmaz malı, 22.12.1982 tarihli bir yazı ile talep eden Ahmet Köroğlu'na herhangi bir yanıt verilmeden önce İçişleri ve İsk(n Bakanlığı Müsteşarı müstediye 28.3.1983 tarihinde bir yazı gönder-di ve kilise malı olup tasarrufunda bulunan konu arazinin müstedinin tasarrufunda bulunan kaynaklardan çıkarılmasında sakınca bulunup bulunmadığının Bakanlığa bildirilmesini istedi. Müstedinin bu yazıya yanıt vermemesi üzerine Bakanlık Müdürü 27.9.1984 tar-ihinde müracaat sahibi Ahmet Köroğlu'na bir yazı yazdı ve talep edilen kaynağın kilise malı olması nedeni ile müstedinin tasarrufunda bulunduğunu ve konu kaynağın kendisine verilebilmesi için müstediden görüş istendiği halde yanıt alınamadığını bilgi edini-lmek üzere bildirdi. İsk(n Bakanlığı Müsteşarı 24.8.1984 tarihinde müstediye bir yazı gönderdi ve İsmail Hüseyin Gözde isimli vatandaşın Limasol'da bıraktığı eşdeğerine karşılık olarak müstedinin tasarrufunda bulunan ve adı geçene kiralanan Girne'deki işye-rinin ona verilebilmesi için müstedinin "oluru" gerektiğinden konu ile ilgili görüşlerinin bildirilmesini istedi.

Müstediye tahsis edilen mallardan bazılarının özel kişilere verildiğini gören müstedi 3.9.1984 tarihinde KKTC Başbakanlığına hitaben bir yaz-ı gönderdi ve kendisine tahsisli olan bu mallardan bazılarının özel kişilere devre- dilerek vatandaşlarla karşı karşıya bırakıldığından ve mağduriyetinin de artırıldığından yakındı ve bu gibi malların geri alınıp özel kişilere tahsis edilmemesi için önlem -alınmasını istedi. Müstedi 9.1.1985 tarihinde İsk(n Bakanlığı Müsteşarına gönderdiği yazıda Güney'de kalan eml(kine tam karşılık teşkil edecek eml(kin tahsisinin yapılmadığını, yapılan tahsislere de henüz tam kesinlik kazandırılmadığını ve zaman zaman bir -kısmının geri alınması nedeni ile gelir kaybına uğradığını ifade ederek İsmail Gözde'nin kirasında bulunan müstediye tahsisli işyerinin adı geçene verilmesi için istenen muvaffakatı vermeyerek müstediyi gereksiz yere vatandaşlarla karşı karşıya bıraktığını- belirterek, bu gibi işlemlere son verilmesini istedi.

İçişleri ve İsk(n Bakanlığı Müsteşarı 23.1.1986 tarihinde müstediye bir yazı göndererek Çamlıbelde Bülent Süngü'nün kullanımında olan 12 dönümlük arazinin eşdeğere karşılık kendisine verilmesi için m-üracaatta bulunduğunu ancak kilise malı olduğu öğrenilen konu arazinin adı geçene verilmesi için müstedinin muvaffakatının alınması gerektiğini belirtti ve müstedinin konu hakkındaki görüşlerini bildirmesini istedi. 6.11.1987 tarihinde İsk(n Bakanlığı Baka-nlık Müdürü tarafından müstediye gönderilen bir yazıda, müstediye tahsisli olmasına rağmen bir kısım arsaların şehit ve hadise kurbanı çocuklarına sehven tahsis edilmiş olduğu ve bu tahsislerin iptalinin mümkün görülmediği cihetle müstediye yapılan tahsisl-erin iptal edilmesinin uygun görüldüğü bildirildi ve müstedi tarafından bu arsalarla ilgili olarak bir işlen yapılmamasını istedi.

Girne'de iki dükk(n ve iki arsa önceden müstedinin muvaffakatı alınmadan başkasına verilmiş ancak müstedinin bilgisine geld-ikten sonra yapılan işlemi onaylayarak ilgili taşınmaz malların kaydının silinmesi için direktif vermiştir. Karşıyaka'da 16 dönüm, Alsancak'ta 6 dönüm 3 evlekten ibaret 2 parça tarla yine müstedinin muvaffakatı alınmadan başkalarına verildiği için müstedi -dava açılması için avukatına talimat vermiştir. Müstedi, tasarrufuna bırakılan bazı kilise mallarının muvaffakatı alınmadan başkalarına verilmesine karşı çıktı ve İsk(n Bakanı ile yaptığı görüşmelerde alınacak malların yerine başka mal verilmesi kararlaştı-rıldı. Bundan sonra müstediye yapılan müracaatlarda, alınması için muvaffakatı istenen malın yerine başka kaynak gösterilmesi yönüne gidilmiştir. Nitekim 23.3.1987 tarihinde İsk(n Bakanlığı Müsteşarı müstediye bir yazı gönderdi ve Girne'de müstedi tarafınd-an Ertuğrul Ferit ile Ahmet Yıldırım'a kiralanan parselin adı geçenler tarafından eşdeğerlerine karşılık olarak talep edildiği cihetle müstedinin konu parselden feragat etmesi halinde kendisine Tokat Meydanında Peyak'ın kullanımında bulunan işyerinin veril-mesinin uygun görüldüğü bildirildi ve feragat edip edemi- yeceğini Bakanlığa bildirmesini istedi.

Kilise malı olan ve başvuru konusunu teşkil eden taşınmaz malı müstedi kontroluna aldıktan sonra kiraya vermiştir. Konu malın takriben 18 dönümlük bir kısmı-nı 28.8.1978 tarihli bir kira sözleşmesi ile 31.8.1982 tarihine kadar Ramadan Abraş'a, 1.9.1982 tarihinden 31.8.1984 tarihine kadar Mustafa Ağagil'e tümünü, 1.9.1984 tarihinden 31.8.1986 tarihine kadar yine aynı şahsa tümünü ve 1.9.1986 tarihinden 31.8.198-8 tarihine kadar da K(mil Başay'a yine tümünü kiralamıştır. Mahkeme huzurundaki şahadetten ve ibraz edilen kira sözleşmesinden öyle anlaşılıyor ki başvuru konusu taşınmaz malı, 1974 Barış Harek(tından sonra askeri bölge sınırları içerisinde olduğundan müst-edi kontrol ve tasarrufuna alamadı ve ancak serbest bırakıldıktan sonra ilk defa 1978 yılında kısmen ve 1982 tarihinden itibaren tümünü kontrol ve tasarrufuna alarak kiralamaya başladı.

İlgili şahıs 12.8.1987 tarihinde müstediye bir yazı gönderdi ve başv-uru konusu malın kendisine verildiğini bildirerek konu mala müdahale edilmemesi için önlem alınmasını istedi. Mahkemeye ibraz edilen emarelerden anlaşılacağı üzere başvuru konusu taşınmaz mal önceden müstedinin muvaffakatı alınmadan veya başka türlü bilgis-ine getirilmeden, İsk(n ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürünün yazısı üzerine, Devlet Eml(k ve Malzeme Dairesi tarafından 1.5.1985 tarihinden itibaren bir yıllığına ilgili şahsa kiralanmış ve her yıl bu kira sözleşmesi yenilenerek 31.5.1988 tarihine kadar kir-a işlemi uzatılmıştır. Başvuru konusu malın ilgili şahsa verildiğini ilk defa ilgili şahsın bir yazısı ile öğrenen müstedi işbu başvuruyu dosyaladı ve yapılan işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesini i-stedi. Güney'de mal bırakan müstedi 41/77 sayılı İsk(n, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası altında hak sahibi olup Güney'deki mal varlığına karşılık eşdeğerde mal alabilmek için müracaatta bulunmuş ancak bugüne kadar "T" cetvelleri çıkmamıştır.

Müstedi- talebini 6.3.1975 tarih ve 6358 sayılı Bakanlar Kurulu kararına ve özellikle bu kararın 1(a) maddesine dayandırmaktadır. Müstedi konu madde hükümlerine göre tüm kilise mallarının müstedinin kontroluna verildiğini ve başvuru konusu taşınmaz malın da kilise- malı olduğu cihetle müstedinin kontrol ve tasarrufunda bulunduğunu iddia etmektedir. Müstediye göre konu mal yeni bir kararla geri alınmadığından ilgili şahsa verilemezdi ve dolayısıyle ilgili şahsa verilmesi için alınan karar ve yapılan tüm işlemler de g-eçersizdir. Müstedaaleyh- lere göre ise, konu Bakanlar Kurulu kararı onaya bağlıdır ve onay verilmediğine göre kesinlik kazanmamıştır. Bu yüzden müstedinin tasarrufu yasal dayanaktan yoksundur. İlgili şahsın avukatı da aynı görüşü paylaşmakta ancak daha da- ileri giderek Bakanlar Kurulunun konu kararı almağa yetkisi bulunmadığını, bu yetkinin 22 Kasım 1974 tarihinde yayınlanan İsk(n ve Rehabilitasyon Yönetmeliğine göre İnceleme ve Dağıtım Komisyonunda bulunduğunu ve dolayısıyle kararın yasal dayanaktan yoksu-n ve yetkisizlikle mal(l olduğunu iddia etmektedir. Bu durumda Bakanlar Kurulunun 6358 sayılı kararının öncelikle ele alınıp yasal geçerliliğini incelemek gerekir. Bakanlar Kurulunun bu konuda karar almağa yetkisi bulunmadığı iddia edildiğine göre ilkin bu- hususu incelemekte yarar vardır.

İsk(n ve Rehabilitasyon Yönetmeliği zamanın Bakanlar Kurulu tarafın- dan 12.11.1974 tarihli toplantısında alınan ve 22.11.1974 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle il(n edilen bir karar niteliğinde olup dayanağın-ı herhangi bir yasadan almamaktadır. Bu yönetmeliğin amacı ise, kendi amaç kısmında da belirtildiği gibi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi bölgesinde isk(n edilecek göçmenlere bu bölgede yaşamakta olan nüfusun yerleştirilme, çalıştırılma ve iktisaden güçlendiri-lme işlemlerini bölgede mevcut kaynakların en etkin bir biçimde değerlendirilmesini ve işletilmesini ve bölgenin topyekün kalkındırılmasını sağlayacak şekilde düzenlenmektir. Bu yönetmelik altında yararlanacak olanların kısaca "İsk(n edilecekler" olarak ta-nımlanan ve 3. maddede belirtilen isk(n edilecek ve iktisaden güçlendirilecek nüfus kapsamına girmesi gerekir. İsk(n edileceklerde aranan şartlar ise yönetmeliğin 8. maddesinde şöyle sıralanmıştır.

(a) Aile başkanı veya aile sayılan kişi olmak,

(b) Madde- 3'de sayılan gruplardan birisine girmek,

(c) Medeni haklarını kullanma yeteneğine sahip bulunmak,

(d) Yararlanacağı kaynakların bu yönetmelikdeki usullerle ve belirlenen kurallara uygun bir biçimde kullanmayı taahhüt etmek.

Yönetmeliğin 10. maddesine- göre ise, isk(n edilecekler sınıfına girip, belirlenen şartlara sahip olanların başvuruları 7 kişilik bir İnceleme ve Dağıtım Komisyonunca değerlendirilir, başvuranlardan her birinin nerede isk(n edileceği, hangi sektörlerde çalıştırılacağı ve kendilerine- hangi kaynaklardan tahsisin yapılacağı ve başvuranların gruplaştırılması kararlaştırılır. İnceleme ve Dağıtım Komisyonu, başka şeyler yanında, isk(n ilkelerine ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarına uymak zorundadır.

Yönetmeliğin 11. maddesi ise isk(n konu-sunu düzenlemekte, isk(n edileceklere, konut, arazi ve işyeri gösterilmesine ilişkin işlemlerin İsk(n Komisyonları tarafından yürütülmesini öngörmekte ve bu İsk(n Komisyonları- nın oluşumunu ve görev alanlarını belirlemektedir. 12. maddede de İsk(n Komisyo-nlarının görevleri sıralanmaktadır.

Yukarıda belirtilenlerden anlaşılacağı gibi sözü edilen yönetmelik, isminden de görüleceği üzere, is(n edilecekler tanımına giren göçmenlerin İsk(n ve Rehabilitasyonuna yöneliktir. Bu durumda isk(n edilecekler tanımın-a girme- yen, göçmen sayılmayan ve tüzel kişiliğe sahip olan müstedinin bu yönetmeliğin amaç ve kapsamına girmediği açıktır. Dolayısıyle, Mutlu Barış Harek(tı sonucu güney mal varlığını yitiren müstediye İnceleme ve Dağıtım Komisyonunun sözü edilen yönetme-lik altında herhangi bir tahsis yapmasına olanak yoktur. Kaldı ki sözü edilen yönetmelik, Bakanlar Kurulunun aldığı ve isk(n edileceklerin isk(n ve rehabilitasyonunun düzenli bir şekilde yapılmasına yönelik bir kararlar topluluğudur ve Bakanlar Kurulu bu y-önetmelik kapsamına giren düzenlemeleri, müteakip kararları ile her zaman değiştirebilir. Yine Bakanlar Kurulu, en yüksek yürütsel ve yönetsel organ olarak, sözü edilen yönetmelik kapsamına giremeyen konularda da, yasal engel bulunmadıkça, kararlar alıp ta-tbik sahasına koymaya ve gerektiğinde bu kararları tadil etmeğe yetkilidir.

Bu başvuruda Bakanlar Kurulunun almış olduğu 6358 sayılı karar ile müstediye verilen kontrol ve tasarruf ve yapılan tahsis yönetmelik kapsamına, yukarıda belirtilen nedenlerden ö-türü, girmediği açıktır. Ancak bir an için konu kararın yönetmelik kapsamına giren bir konu içerdiği kabul edilse dahi - ki buna olanak yoktur - Bakanlar Kurulu kendi yaptığı yönetmeliği daha sonra aldığı 6358 sayılı kararla onu zımnen tadil etmiş sayılır -ve bunun yasalara ters düşen bir yanı da yoktur. Binaenaleyh, Bakanlar Kurulunun 6358 sayılı kararı almaya yetkisi bulunmadığı iddiası varit değildir.

Şimdi de sözü edilen Bakanlar Kurulu kararının kesinleşmiş, yaşama geçiş ve geçerli bir karar olup olma-dığını incelemek gerekir. Konu kararın başvuruya dayanıklılık eden 1(a) maddesi aynen şöyledir:

"(1) (a) Kilise mallarının tümünün Evkaf'ın kontroluna verilmesinin prensip itibarıyle tasvibi ancak bu gibi kilise mallarının Evkaf'a tahsisinden önce bir lis-tenin kurulun onayına sunulmalıdır."

İdari karar veya işlemlerin onayı konusu İdare Hukukunun Umumi Esasları isimli eserinde, 3. baskı cilt 1'de inceleyen Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami Onar, bir tasarrufun tekemmülü için bir organ veya makamın iradesinin te-k başına yetmeyip başka organ veya makamın iradesinin de gerektiği durumlara değinmekte ve bu gibi durumlarda ancak her iki organ veya makamın iradelerinin birleşmesi ile kararın doğmuş olacağına işaret ettikten sonra sayfa 304'de şöyle demektedir:

"Ancak- bu hali ile bir tasarrufun yürülüğe girmesi için muayyen bir makamın tasdikine bağlı olması veya karardan evvel bir diğer makamın rey ve mütal(asınının alınması halleri ile karıştırmamak l(zımdır. Mesel( ileride idari vesayet bahsinde tetkik edileceği veç-hile bazı hallerde bir makamın veya idare hükm( şahsının kararı diğer bir makamın tasdiki ile yürürlüğe girer ve hukuk( hüküm ve neticelerini doğurur. Bu tasdik v(ki olmadıkça tasarruf vücut bulmuş olmakla beraber yürürülüğe girmiş ve hükümlerini tevlit et-miş değildir. Burada tasarrufun yürürlüğe girmemesi ve hükümlerini doğurmaması sal(hiyet unsurundaki bir sakatlık neticesi olmayıp bu tasarrufun yürüyüp yürümemesi diğer bir makamın rıza ve sal(hiyetine bağlı olmasından ileri gelmektedir. Tasarrufun sal(hi-yet unsuru tamdır. İrade sal(hiyeti makamdan sadır olmuş ve tasarruf tekevvün etmiştir. Ancak doğmuş olan bu tasarrufun yaşaması diğer bir makamın elindedir. Bu makam isterse tasdik ederek bu tasarrufu ortadan kaldırmak sal(hiyetini kullanmıyacağını ve tas-arrufun yaşamasına m(ni olmıyacağını beyan etmiş olur. Bu makamın izhar ettiği bu tasdik iradesi asıl tasarrufa esas teşkil eden iradeden tamamen ayrı, onun dışında ve müstakil bir iradedir. Ortada biri asıl tasarruf diğeri de onu tasdik eden tasrruf olma-k üzere iki ayrı ve müstakil irade beyanı ve tasarruf vardır."

Yukarıdaki alıntıdan da görüleceği gibi, bir makamın aldığı kararın yürürlüğe girmesi için başka bir makamın onayına tabi olduğu hallerde ancak diğer makamın onayını vermesi ile karar yürürlü-ğe girer. Onay verilmedikçe, ortada yetkili bir makam tarafından alınmış bir karar bulunmakla beraber, bu karar yürülüğe girmiş olmaz çünkü kararın yürülüğe girip girmemesi diğer bir makamın onayını verip vermemesine bağlıdır. Halbuki bu başvuruda Bakanlar- Kurulu, yukarıda belirtilenler ışığında, konu kararı almağa yetkili olduğuna göre bu yetkisini kullanırken herhangi bir formaliteye uyması zorunluluğu olmadığı gibi kararın yaşama girmesi için, kendi dışında başka bir organ veya makamın onayına da tabi de-ğildir.

Bakanlar Kurulu 6358 sayılı kararında öyle uygun gördüğü için 1(a) maddesindeki onay koşulunu koymuş, aynı kararda yer alan diğer tahsisiler için böyle bir koşul koymamıştır. Durum bu olduğuna göre onay koşulunu koyan makamın istediği zaman bu ko-şulu kaldırmak veya ondan sarfı-nazar etmek hak ve yetkisine sahip olduğuna kuşku yoktur.

6358 sayılı Bakanlar Kurulu kararına göre kilise mallarının tümü prensip olarak müstedinin kontroluna verildi ancak tahsis yapılmadan önce konu mallarla ilgili olar-ak bir listenin Bakanlar Kurulunun onayına sunulması istendi. Bakanlar Kurulu Arşivinde böyle bir liste bulunmadığına göre bu listenin karar uyarınca verilmediğini kabul etmek gerekir. Bir an için, müstedinin iddia ettiği gibi, bu listenin verildiği kabul -edilse dahi listenin onaylandığına dair şahadet mevcut değildir. Ne var ki, konu karardan sonra tüm kilise mallarının müstedinin kontrol ve tasarrufuna verildiği ve müstedinin dava gününe kadar bu malları dilediği kimselere icar edip kiralarını aldığı orta-dadır. Esasen bunun aksi de iddia edilmiş değildir Konu karar uyarınca müstedinin onay için sunması gerken listeyi makul bir süre içinde sunmamış olamsına rağmen, Bakanlar Kurulu listenin onaya sunulmamış olması nedeni ile yeni bir kararla 6358 sayılı kara-rın 1(a) paragrafını iptal etmemiş veya sözü edilen kararla müstedinin kontroluna verilen kilise mallarını geri almamıştır. Aksine aradan zaman geçtiği halde ve onay için liste sunulmamış olmasına rağmen, Bakanlar Kurulu müstedinin tahsisinde bulunan mal o-larak nitelendirdiği kilise mallarından bazılarını geri alırken gerekçe olarak göçmenlere tahsis edilmesini göstermiştir. Görüleceği gibi Bakanlar Kurulu bu gibi geri almaları sadece belli bir amaca yönelik ve sınırlı tutmuş ve hiçbir şekilde 6358 sayılı k-ararın 1(a) maddesindeki koşulun yerine getirilmediği hususunu gerekçe olarak göstermemiştir. Kendi aldığı kararın içerdiği koşulun bilinci içinde olan Bakanlar Kurulu istemiş olsaydı, başka gerekçeler göstereceğine, koşulun yerine getirilmemesi nedeni ile- 6358 sayılı kararın 1(a) maddesini iptal edebilirdi.

Bakanlar Kurulu 5.10.1983 tarihli Ç(K-1) 880-83 sayılı kararında, 5358 sayılı kararla müstediye devredilen ve orman vasfı taşıyan kilise arazilerinin konu karar kapsamından çıkarıldığını belirtmiştir.- Bakanlar Kurulu bu kararı ile 6358 sayılı kararı hal( geçerli saydığını ve saymaya devam edeceğini ortaya koymuştur. Bu da açıkça gösteriyor ki Bakanlar Kurulu, 6358 sayılı kararın 1(a) maddesinde yer alan ve tahsisten önce onay için liste sunulmasını öng-ören koşuldan vazgeçmiş veya sarfı-nazar etmiş veya liste sunulmamış olmasına rağmen tahsisi zımnen onaylamıştır. Devletin diğer organlarının kilise mallları ile ilgili tutum ve davranışları ile yaptıkları işlemler de bunu teyit eder niteliktedir. Terk edi-len yabancı mallardan sorumlu İsk(n Bakanlığının da bazı kilise malları için müracaatta bulunan hak sahiplerinin talepleri hakkında müstedinin önceden muvaffakatını almadan herhangi bir işlem yapmamıştır. Nitekim başvuru konusu taşınmaz malı talep eden Ahm-et Köroğlu'nun müracaatını da, müstedi muvaffa- katını vermediği için kabul etmemiştir.

Müstedinin muvaffakatı alınmadan bazı kilise malları hak sahiplerine verilmişse de bu husus müstedinin bilgisine geldikten sonra yapılan işlemi ya onaylamış ya da şik-(yet konusu yaparak tekerrürünü önleyici önlemlerin alınmasını istemiştir. Bu girişimlerden sonra yapılan müracaatlar için önceden müstedinin muvaffakatı aranmış ve bazı hallerde de yerine başka kaynak gösterilmesi yönüne gidilmiştir.

6358 sayılı kararın- alındığı 6.3.1975 tarihinden şimdiye kadar geçen uzun süre içerisinde kilise malları ile ilgili olarak alınan kararlardan ve yapılan uygulamalar ile tüm sair işlemlerden açıkça görülebileceği gibi konu kararın 1(a) maddesindeki onay koşulunun yerine getir-ilmemesine rağmen, gerek koşulu koyan Bakanlar Kurulu, gerekse devletin diğer organ, makam, ve birimleri kararı geçerli saymışlar ve tüm kilise mallarının müstedinin kontrol, tasarruf ve tahsisinde olduğunu kabul etmişlerdir. Söz konusu kararı müteakip, Ba-kanlar Kurulunun tüm davranışlarından bu koşuldan zımnen vazgeçtiği veya liste sunulmamış olmasına rağmen tahsisi zımnen onayladığı açıktır. Bu itibarla liste sunulmadığı için konu kararın yürürlüğe girmediği veya kesinleşmediği veya icrai nitelik kazanmad-ığı iddiası varit olamaz.

Bakanlar Kurulunun 6358 sayılı kararı, yukarıda belirtilenler ışığında, kesinleşip icrai nitelik kazandığına ve yeni bir kararla iptal edilmediği cihetle hal( yürülükte olduğuna göre, bu karar ile müstedinin kontrol ve tasarrufu-na verilen ve müteakip karar ve işlemlerde müstedinin tahsisinde olduğu belirtilen başvuru konusu taşınmaz mal dahil, tüm kilise mallarının müstedinin yasal tasarrufunda olduğuna kuşku yoktur.

Öte yandan müstedinin eşdeğerde hak sahibi olduğu ve "T" cetv-ellerinin de henüz düzenlenmediği bir gerçektir. 41/77 sayılı İsk(n, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının, tadil edilmiş şekli ile, 69. maddesi bir hak sahibinin terk ettiği veya hasara uğrayan malları ile Kuzey bölgesinde halen tasarruf etmekte olduğu -(icarında bulunanlar da dahil) taşınmaz malların "T" cetveline işlenmesini öngörür. Bu durumda kilise malı olduğu için 6358 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile müstediye verilip elan onun yasal tasarrufunda bulunan başvuru konusu taşınmaz malın 41/77 sayılı -yasanın tadil edilmiş şekli ile, 69. maddesi uyarınca müstedinin "T" cetveline işlenmesi gerekir. Durum bu iken müstedinin yasal tasarrufuna, yasal şekilde son vermeden veya onun önceden onayını almadan başvuru konusu malın ilgili şahsa veya başkalarına ta-hsis veya icar edilmesine veya sair şekilde eşdeğere karşılık olarak kesin tasarruf belgesi verilmesine yasal olanak yoktur.

Sonuç olarak başvuru konusu taşınmaz malın ilgili şahsa devredilmesini veya icar edilmesini veya eşdeğerine karşılık olmak üzere -tahsis veya kesin tasarruf belgesi verilmesini öngören karar veya işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bri sonuç doğuramayacağına karar verilir.


(Aziz Altay)
- Yargıç

8 Nisan 1988




78






Full & Egal Universal Law Academy