Yüksek İdare Mahkemesi Numara 172/1987 Dava No 9/1989 Karar Tarihi 28.02.1989
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 172/1987 Dava No 9/1989 Karar Tarihi 28.02.1989
Numara: 172/1987
Dava No: 9/1989
Taraflar: Erden Yüceulaş ile Güv. Kuv. Kom. Vd
Konu: Bedelli askerliğin kapsamı
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 28.02.1989

-D.9/89 YİM 172/87

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Taner Erginel Huzurunda
Anayasanın 152. Maddesi hakkında.

Müstedi: Erden Yüceulaş, Akdoğan v -19
-ile-
Müstedaaleyh: 1. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Boğaz, vasıtasıyle
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Lefkoşa.
2. KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Asal Şube Müdür,
- Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Güner Çakın, Özkul Özyiğit
Müstedaaleyh namına: Zeki Gündüz



Yasa Maddesi: 14/80 sayılı Askerlik Yasası.

İstemin Özeti: Müstedinin Bedell-i Askerlik Yasasından yararlanmasını reddeden Müstedaaleyh kararının ortadan kaldırılması istemi.

OLAY: 1980'de İngiltere'ye yerleşen Müstedi, orada evlendi. 1984'de KKTC'ye gelerek Asal Şubeye müracaat etti ve Bedelli Askerlik Yasasından faydalanmak iste-di. Doldurduğu foruma askerliğini 1989'da yapmak istediğini bildirdi. Gününde bedelli askerlik yapmaya gitmeyen Müstedi, ailevi nedenle birkaç kez askerliğini erteletti. Son yoklamada ise Müstediye bedelli askerlikten yararlanamayacağı bildirildi. Müstedi -bu kararı ortadan kaldırmak için işbu başvuruyu dosyaladı.

SONUÇ: 7.1.1986 tarihli karardan sonra ikâmet yerinin tanımının değiştiği, bu değişik tanımın yeni bir faktör olduğu, dolayısıyle 12.10.1987 tarihli kararın ayrı bir karar olduğu ve bu başvurunun -süresi içinde dosyalandığı görüşünden hareketle, müstediyi bedelli askerlikten yararlandırmayan kararın geçersiz olduğuna karar verilir.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
YİM 1/86 sayılı Yüksek İdare Mahkemesi kararı.




H Ü K Ü M

-Müstedi, Bedelli Askerlik Yasasından yararlanmasını reddeden bir kararı ortadan kaldırmak amacıyle bu başvuruyu dosyalamış bulunmaktadır.
-
6 Aralık, 1960'da Akıncılar köyünde doğan ve 1979 yılında Lefkoşa Türk Lisesini bitiren Müstedi Erden Yüceulaş 15.3.1980 tarihinde İngiltereye giderek orada yaşamaya başladı. Londrada muhtelif lokantalarda çalışan Müstedi, 20.10.1983 tarihinde Emine İbr-ahim Hüseyin ile evlenip aile yuvasını Londrada kurdu. 13.10.1984 tarihinde KKTC'ye gelen Müstedi 23.10.1984'de Asal Şubeye başvurarak Bedelli Askerlik Yasası uyarınca askerliğini yapmak istedi. Matbu bir forma doldurup askerliğini 1989 Temmuz celbinde yap-mayı tercih ettiğini bildiren müstedi sonra İngiltere Hükümetinin kendisini sınır etme dışı kararı alması üzerine tekrar Kıbrısa gelmek zorunda kaldı.

Müstedinin şahadetine göre İngiltere hükümeti, sınır dışı etme kararı almakla birlikte kendisini fiilen- sınır dışı etmiş değildir. İngilterede sınır dışı etme kararına karşı yasal yollara başvurma fırsatı bulmuş ve bu kararı geçici olarak durdurmuştu. Davasının görüşülmesini beklerken annesinin rahatsızlığı nedeniyle Kıbrısa gelmek zorunda kaldı. Daha sonra- İngiltereye dönmek isteyince de sınırdan içeri girmesine izin verilmedi. Bu arada eşi Londradaki davayı yürüterek sınır dışı edilme kararını iptal ettirmeyi başardı. Yani artık İngiltereye dönmesine herhangi bir engel kalmamış bulunmaktadır.

Gününde bed-elli askerliğini yapmaya gelmeyen Müstedi birkaç kez ailevi nedenlerle askerlik yapacağı tarihi erteletti. 7 Ocak, 1986 tarihinde son yokla- maya geldiğinde durumu Bedelli Askerlik Kurulunca incelendi. Müstedinin İngiltereden sınır dışı edildiğini ve mürac-aat tarihinde yurt dışında ikamet etmediğini dikkate alan Kurul Müstedinin bedelli askerlik kapsamına girmediği sonucuna vardı ve 14/80 sayılı Askerlik Yasası altında askere gitmesi için ona celp pusulası verdi. Müstedi bu karara karşı fazla bir tepki göst-ermedi. Sadece göreve başlama tarihini ertelemeye teşebbüs etti. Müstedinin o tarihte askerlik yapan bir kardeşi daha vardı ve iki kardeşin birlikte askerlik yapmasının ailelerini güç durumda bırakacağını dikkate alan Asal Şube, Müstedinin 5.10.1987 tarih-inde askerlik görevine başlaması gerekiyordu. 5.10.1987'den önce Asal Şubeye uğrayan Müstedi, kendisine benzer durumda olan Şeref Atayurt'un, Yüksek İdare Mahkemesine yaptığı başvuruyu kazanarak bedelli askerlikten yararlandığını öğrendi. Bunun üzerine, As-al Şube Müdürlüğüne 5.10.1987 tarihli bir dilekçe veren müstedi durumunun yeniden gözden geçirilmesini istedi. Ancak Asal Şube bu müracaatı olumlu karşılamadı ve Müstediye gönderdiği 12.10.1987 tarihli yanıtta Bedelli Askerlik Kurulunun 7.1.1986 tarihli ka-rarına ilâve edilecek herhangi bir husus olmadığını bildirdi. Müstedi bu kararı ortadan kaldırmak için önümüzdeki başvuruyu dosyalamış bulunmaktadır.

Görüleceği gibi bu meselede Müstedi benzer koşullar içerisinde olup, Yüksek İdare Mahkemesine yaptığı ba-şvuruyu kazanan Şeref Atayurt'un başvurusunda İstinaf Mahkemesinin benimsediği prensibin kendisine de uygulanmasını istemektedir. Şeref Atayurt'un 1/86 sayılı başvurusundaki olgular ile önümüzdeki başvurudaki olguları kıyasladığımız zaman şaşılacak derece-de birbirlerine benzediklerini görürüz. Şöyle ki, her iki başvurudaki Müstedi İngilterede yaşarken İngiliz Hükümeti tarafından sınır dışı edilmişlerdir. Asal Şube Müstedilerin yurt dışında ikamet etmedikleri gerekçesiyle Bedelli Askerlik Yasasından yararla-nmak için yaptıkları müracaatları reddederek 14/80 sayılı yasaya uygun olarak askerlik görevlerini yapmalarına karar vermiştir.

Bir tesadüf eseri Şeref Atayurt'un başvurusunu İlk Mahkeme olarak yine ben dinlemiştim ve Asal Şube ile ayni görüşü paylaştığı-mdan başvuruyu reddetmiştim. Ne var ki İlk Mahkeme olarak verdiğim karar istinafta yeniden gözden geçirildi ve İstinaf Mahkemesi ikamet konusunda farklı bir görüşü benimsediğinden Müstedinin yurt dışında ikâmet ettiğini, dolayısıyle Bedelli Askerlikten ya-rarlanabileceğini karara bağladı. Bir hukukçu olarak bu kararla hemfikir olmıyabilirim. Ancak yargının bütünlüğü prensibi istinaf Mahkemesinin kararını uygulamamı gerektirmektedir. Bunu yapmadığım takdirde Mahkeme- lerimizde her kafadan farklı bir ses çıka-cağına ve Mahkemelerimizin büyük bir düzensizlik içinde gireceğine şüphe yoktur. Bu aşamada yapabileceğim tek şey önümdeki başvurunun olguları ile 1/86 sayılı başvurudaki olguları kıyaslamak ve 1/86 sayılı karardaki prensibin bu meseleye uygulanmamamsı içi-n herhangi bir neden bulunup bulunmadığını araştırmaktır. İki başvuruyu kıyasladığımız zaman bu meselede ikametgâhın yurt dışında kabul edilmesi için 1/86 sayılı başvuruda olduğundan daha fazla neden bulunduğunu görürüz. Şeref Atayurt İngilterede nişanlı o-lduğunu iddia eden birisi idi. Halbuki önümüzdeki başvuruda Müstedi, İngilterede evlenmiş ve aile yuvasını İngilterede kurmuş birisidir. Şeref Atayurt aleyhine verilmiş sınır dışı etme kararına karşı İngiliz Mahkemelerine başvurup sonuç bekleyen birisi idi-. Halbuki bu başvuruda Müstedi sınır dışı etme kararını iptal ettirmeyi başardığını öne sürmektedir. 1/86 sayılı kararda benimsenen prensip bu meseleye de uygulandığı takdirde Müstedinin yurt dışında ikamet ettiğini kabul etmemiz kaçınılmaz olur. Müstedaal-eyhleri temsil eden Savcının da bu konudaki görüşü farklı değildir. Buna rağmen Savcı, Müstedinin 1/86 sayılı karardan yararlanmasının mümkün olmadığını, çünkü Müstedinin bu başvuruyu dosyalamakta geç kaldığını öne sürmektedir. Bu görüşe göre Müstedinin Be-delli Askerlik Yasasından yararlanamıyacağı hususundaki karar 7.1.1986 tarihinde verilmiştir. Müstedinin 5.10.1987 tarihli dilekçesi üzerine Asal Şubenin verdiği 12.10.1987 tarihli karar, 7.1.1986 tarihli kararın tekrarından başka birşey değildir. Açıkça b-elirteyim ki, Müstedinin haklı olup olmamasıdır. Haklılığı tesbit ederken Mahkemenin kılı kırk yarması yerindedir. Ancak bir kez Müstedinin haklı olduğu ortaya çıktıktan sonra diğer teknik konuları adalet süzgecinden geçirmemiz gerekir. Savcının görüşünü k-abul ettiğimiz takdirde Müstedi ile aynı koşullarda olan Şeref Atayurt bedelli askerlikten yaralandığı gibi bundan sonra benzer koşullarda olan diğer tüm kişiler bedelli askerlikten yararlanacak fakat sadece Müstedi teknik bir nedenle yani 7.1.1986 ve 12.1-0.1987 tarihli kararların farklı kararlar olmaması nedeniyle bu haktan yararlanamıyacaktır. Halbuki 12.10.1987 tarihli karar verilirken dikkate alınması gereken yeni bir faktör yani 1/86 sayılı YİM İstinaf kararı vardı. Bu karar ikamet yerinin tamamını değ-iştirmişti ve dikkate alındığı zaman 12.10.1987 tarihli kararın farklı olması kaçınılmazdı.

Savcının görüşlerini kabul etmeyi güç bulmamın ikinci nedeni ise şudur: Bir an şekilci hukuk anlayışı içinde Savcılığın görüşlerine katıldığımızı ve iki kararın f-arklı kararlar olmadığını, dolayısıyle Müstedinin ayni şekilci hukuk anlayışı içinde Müstedi avukatının yaptığı usul argümanlarını da değerlendirmek zorunda kalırız. Bu meselede Müstedaaleyh No.2'nin aldığı 7.1.1986 tarihli kararın teknik açıdan usule uygu-n olmdığını yine Savcı kabul etmiştir. Savcı yanlış yetki hatası nedeniyle uygulamanın o tarihten sonra değiştirildiğini sözlerine eklemek zorunda kalmıştır. Savcının uygulamak istediği dar ölçüyü 7.1.1986 tarihli karara uyguladığımız zaman bu kararın yokl-ukla malul olduğunu, dolayısıyle ortada 12.10.1987 tarihli karardan başka karar bulunmadığını kabul etmek zorunda kalırız.

Sonuç olarak 7.1.1986 tarihli karardan sonra ikamet yerinin tanımının değiştiği, bu değişik tanımın yeni bir faktör olduğu, dolayıs-ıyle 12.10.1987 tarihli kararın ayrı bir karar olduğu ve bu başvurunun süresi içinde dosyalandığı görüşündeyim.

Başvuru süresi içinde dosyalandığına ve 1/86 sayılı karar dikkate alındığında özünde de haklı olduğuna göre başvuruyu kabul etmekten başka al-ternatif yoktur.

Bu nedenle başvuruda talep olunduğu gibi Müstediyi bedelli askerlikten yararlandırmayan 12.10.1987 tarihli kararın geçersiz olduğuna karar veririm.

Masraflar için emir verilmez.


(Taner Erginel)
- Yargıç

28 Şubat 1989

-


-349-



-


Full & Egal Universal Law Academy