Yüksek İdare Mahkemesi Numara 17/2005 Dava No 8/2005 Karar Tarihi 24.06.2005
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 17/2005 Dava No 8/2005 Karar Tarihi 24.06.2005
Numara: 17/2005
Dava No: 8/2005
Taraflar: New Island Education Ltd. ile Lefkoşa Kaymakamlığı
Konu: Ara Emri - Akaryakıt İstasyonu İnşaat İzninin iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 24.06.2005

-D.8/05 YİM:17/05



Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.
Yargıç Necmettin Bostancı Huzurunda.

Davacı: New Island Education Ltd.,Yzb.Tekin Yurdabak-
Caddesi, No:54, Lefkoşa

- ile -
Davalı: Lefkoşa Kaymakamlığı ve/veya İçişleri, Köyişleri ve
İskân Bakanlığı vasıtasıyla KKTC, Lefkoşa


A r a s ı n d a.


Davacı /Müstedi namına-: Avukat Tahir Seroydaş
Davalı/ Müstedaaleyh namına: Savcı Nüvit Gazi
İlgili Şahıs namına: Avukat Güneş Menteş.

................

K A R A R


Davacı, Davalı aleyhine ikâme ettiği yukarıda sayı ve ünvanı gösterilen dava ile, İlgili Şahıs- Cevdet Alptürk'e ait Lefkoşa Kazası Haspolat köyünde, Pafta/Harita, XXI, 24 E2 Parsel 121 ve 122'de yer alan taşınmaz mallar içerisine, akaryakıt istasyonu yapabilmesi için, B 122/04 dosya no'lu başvurusu üzerine, konu şahsa verilen inşaat izninin veya ru-hsatının iptalini talep etmiştir.

Davacı davasını dosyaladıktan sonra bir de ara emri talebinde bulunmuştur.

Davacı/Müstedinin tek taraflı olarak dosyaladığı ara emri istidasındaki talebi aynen şöyledir:

"Davaya konu Lefkoşa'da Haspolat'ta kâin (XXI-
pafta, 24 E2 harita no:lu) sırasıyla 121 ve 122
parsel ve 305 D ile 306 D koçan sayılı gayrı
menkuller üzerinde devam eden akaryakıt
istasyonu inşaatının işbu dava neticeleninceye
kadar durdurul-ması."

Mahkeme, talep edilen emri tek taraflı olarak vermeyi uygun görmemiş ve istidanın Davalı/Müstedaaleyhe tebliğine emir vermiştir.

Daha sonra Mahkeme Cevdet Alptürk'ün davaya İlgili Şahıs olarak dahil edilmesine emir vermiştir.

Gerek Davalı, gere-kse İlgili Şahıs istidaya itirazname sunmuşlardır.

Davacı/Müstedi istidasını ispat amacıyla (2) tanık dinletmiştir.

Davalı/Müstedaaleyh ise müdafaa amacıyla (1) tanık dinletmiş, ayrıca Mahkemeye evraklardan oluşan (4) adet emare sunmuştur.

İstidanın -dayandığı gerçekleri aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

İlgili Şahıs Cevdet Alptürk, Lefkoşa Kazası Haspolat köyünde kâin, Pafta Harita XXI, 24 E 2 Parsel 121 ve 122'deki taşınmazlara benzin istasyonu inşa etmek amacıyla gerekli ön izin için Lefkoşa -Kaymakamlığı'na 3/7/2001 tarihinde müracaat etti. Kaymakamlık dosyayı, görüş almak için yasanın öngördüğü mercilere gönderdi. Onların görüşünün olumlu olması üzerine 14/2/2002 tarihinde, dosya konunun görüşülmesi amacıyla Trafik Hizmetlerinin Plânlanması K-oordinasyonu ve Denetimi Yasası uyarınca Trafik ve Ulaştırma Komisyonuna gönderildi. Komisyon 3/10/2002 tarihli toplantısında giriş ve çıkışların anayola yapılacağı ve kavşağa olan mesafenin yetersiz olduğu nedeniyle ön izin verilmesine karşı çıktı. İlgili- Şahıs bu karara karşı dava açtı. Bu safhadan sonra, dosya yeniden değerlendirilmesi için komisyona gönderildi. Komisyon 6/9/2004 tarihinde ön izin verilmesini onayladı. 10/10/2004 tarihinde de, Lefkoşa Kaymakamlığı tarafından İlgili Kişiye ön izin verildi-. Daha sonra İlgili Kişi 21/10/2004 tarihinde, hazırladığı inşaat dosyasını, Şehir Plânlama Dairesi'nden temin ettiği kesin planlama onayı ve bu dairenin olumlu görüşü ile birlikte Lefkoşa Kaymakamlığı'na sundu.

Lefkoşa Kaymakamlığı, tüm ilgili daireleri-n konuyla ilgili görüşlerini temin etti. Görüşlerin olumlu olmasını da nazara alarak İlgili Kişiye 27/10/2004 tarihinde inşaat ruhsatı verdi.

Yukarıda da belirttiğim gibi Davacı işbu istidası ile, konu inşaat ruhsatına istinaden, İlgili Şahsın devam etme-kte olan inşaatının bu dava bir sonuca bağlanıncaya kadar bir ara emri ile durdurulmasını talep etmektedir.

9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 41'nci maddesi, hukuk davalarında, Mahkemelere geçici veya sürekli men-i müdahale emri verme yetkisi vermektedir.-

Bir ara emrinin verilebilmesi için aranan şartların neler olduğunu düzenleyen, konu maddenin 1'nci fıkrasıdır.

Söz konusu 41'nci maddenin (1)'nci fıkrası aynen şöyledir:

"41.(1) Hukuk davalarında yetkisini kullanan her
mahkeme, yürürlü-kteki Hukuk Muhakemeleri Usul
Tüzüğüne uymak koşuluyla, tazminat veya başka
bir tedbir istenmemiş veya birlikte verilmemiş
olmasına bakılmaksızın, adil veya uygun gördüğü
tüm hallerde, geçici, sürekli, men -edici veya
emredici bir men'i müdahale emri verebilir veya
bir yed'i emin tayin edebilir.
Ancak, geçici men'i müdahale emrinin
verilebilmesi için, karara bağlanması gereken
konunun ciddi olması, d-avacının iddiasında haklı
olduğuna dair belirtilerin bulunması ve men'i
müdahale emri verilmezse ileride telâfisi mümkün
olmayacak bir zararın doğacağı veya eski duruma
dönüşün çok zorlaşacağı hususlarında mah-kemenin
kanaat getirmesi gerekir."


Buna göre Mahkemeden ara emri talep eden taraf (3) noktada Mahkemeyi tatmin etmekle yükümlüdür.

Karara bağlanması gereken konunun ciddi olduğu,
İlk nazarda Davacının davasında haklı olduğuna dair belirtil-er bulunduğu,
Ara emri verilmezse Davacının ileride telâfisi imkânsız zarar ziyana düçar olacağı veya geriye dönüşün çok zor olacağı.

Huzurumdaki meselede bu şartlar mevcut mu?

Öncelikle, bu meselede karara bağlanacak konunun ciddi
olup olmadığını incel-eyelim.

Mahkemeler bu konuyu incelerken, davanın esasını incelemez. İlk nazarda Davacının işitilebilir, işitilmeye değer, makul bir dava sebebi içeren davasının mevcut olup olmadığını inceler.

Davacı bu noktayı ispat bakımından Mahkeme önüne özetle aşa-ğıdaki olgu ve argümanları koymuştur:

Mevcut bina ruhsatına istinaden benzin istasyonu inşa edilince, Haspolat kavşağına ağır bir vasıta yükü gelecek, bu da trafik güvenliğini olumsuz yönde etkileyecek.
İnşaat ruhsatı verilmesi Lefkoşa İmar Plânına aykırı-dır.
İnşaat ruhsatı verilmesi, inşa edilecek binanın konumu itibariyle "Trafik Akışını ve Yol Güvenliğini Olumsuz Etkileyecek Akaryakıt İstasyonlarının Nitelikleri ve İzin Veren Yetkili Mercilerin Saptamayı Yaparken Dikkate Alacağı Kıstasların Saptanması T-üzüğü"ne aykırıdır.
Trafik ve Ulaştırma Hizmetleri Komisyonu 7/10/2002 tarihinde İlgili Şahsa, Haspolat kavşağına benzin istasyonu tesis etmesi için ön izin verilmesinin uygun olmadığı yönünde karar vermesine rağmen daha sonra 27/8/2004 tarihinde ön izin v-erilmesi talebine olumlu yanıt verilmesine karar vermiştir.
Karayolları Dairesi de önce olumsuz görüş vermiş, bilâhare bu görüşünü değiştirmiştir.
İnşaat ruhsatı ÇED raporu olmadan düzenlenmiştir.
İlgili Şahıs 2001 yılında benzin istasyonu inşası için müra-caat etti, ancak Lefkoşa Kaymakamlığı ön izin vermedi.

Davacının ileri sürdüğü bu iddialar, bina inşaat
ruhsatı verilmesi ile ilgili kararın sakat olduğu sonucunu doğurur mu? veya bu hususların varlığı bir iptal sebebi mi? şüphesiz bu davanın esası ile i-lgilidir, buna bu mahkeme karar verecek değildir. Keza bu iddiaların doğru olup olmadığı hususunda da bulgu yapacak olan bu Mahkeme değildir. Ancak bu iddiaların varlığı ve Mahkeme önüne konan olgular dikkate alınınca, ortada dinlemeğe değer, karara bağlan-ması gereken bir konu olduğu açıktır. Bu nedenle ara emri ısdarı için yasanın aradığı birinci şartın bu meselede var olduğu kanaatindeyim ve o yönde bulgu yaparım.

2'nci şarta gelince; buna göre Davacının davasında haklı olduğuna dair belirtiler bulundu-ğunu ortaya koyması gerekir.

Fasıl 96 Yollar ve Binalar (Düzenleme) Yasasının 4'ncü maddesine göre, verilen bir ruhsatın tüzüklere ve Fasıl 96'ya uymaması halinde İlgili Kişi veya Başsavcı, sözkonusu ruhsatla ilgili bir çare için Mahkemeye başvurabilir.
-
Davalı, ara emri istidasına karşılık dosyaladığı itiraznamesinde, Davacının bu davada meşru menfaatinin olmadığını ileri sürmüştür. Keza Davacıya ait üniversite binalarının ruhsatlarının olmadığını, üniversite öğrencilerinin olumsuz yönde etkilenmediğini- ileri sürmüştür. İlgili Şahıs da itiraznamesinde, sair şeyler yanında ayni iddiaları ileri sürmüştür.

Fasıl 96 İlgili Kişiyi "Ruhsat verilen malın bulunduğu bölgede mutad olarak ikâmet eden bir kişi ve bir belediye ile ilgili olarak adı o belediye seçme-n kütüklerinde bulunan kişiyi anlatır ve bu biçimde sakin olmamasına rağmen istidaya konu ruhsat uyarınca yapılan iş veya şeyin çok yakınında taşınmaz malı bulunan kişileri de kapsar" şeklinde tanımlanmaktadır.

Davacının, inşa edilmekte olan benzin istas-yonunun üzerinde bulunduğu parsele hemhudut olmamakla birlikte, bölgede, komşu parsellere sahip olduğu ihtilâfsızdır. Bu nedenle Davacının Fasıl 96 anlamında "ilgili kişi"olduğu açıktır. Fasıl 96 ilgili kişiye bina inşaat ruhsatının, yasalara ve tüzüklere- aykırı olarak verilmesi halinde Mahkemeye müracaat hakkı vermektedir. Söz konusu Mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi mi? yoksa Kaza Mahkemesi mi olacağı yasada açık bir şekilde belirtilmemektedir. Bu Mahkeme bu safhada yetkili Mahkemenin hangi Mahkeme oldu-ğu hususunda bir karar verecek değildir. Bu nokta, ileri sürülmesi halinde, davanın esasının görüşülmesinde nazara alınabilir.

Davacının bu davayı ikâme etmekte meşru menfaati var mı? Bu noktada da bu Mahkeme bir karar verecek değildir. Konu, davanın es-asının görüşülmesinde karara bağlanacaktır. Keza, Davacının binalarının inşaat ruhsatlarının olmadığı bu nedenle, Mahkemeye başvuramayacağı iddiasını da bu Mahkeme karara bağlayacak değildir. Bu konu da davanın esasında karara bağlanacaktır.

Bu istida -maksatları bakımından bu Mahkemenin nazara alabileceği, Davacının Fasıl 96 altında İlgili Kişi olduğu ve inşaatın yapıldığı bölgede taşınmaz malı olduğudur. Bu konumda olan bir kişinin, ısdar edilen bir bina inşaat ruhsatının tüzüklere aykırılığını ileri s-ürebileceği açıktır. Bu Mahkeme, bu safhada ısdar edilen bina inşaat ruhsatının yasa veya tüzüklere aykırı olarak ısdar edilip edilmediğini inceleyip bulgu yapacak değildir. Ancak, önce İlgili Kişiye benzin istasyonu inşaatı için ön izin verilmediği, bilâh-are verildiği, Trafik Hizmetleri Komisyonunun önce olumsuz görüş vermesine rağmen sonra görüşünü değiştirmiş olması, bina inşaat ruhsatının,
"Trafik Akışını ve Yol Güvenliğini Olumsuz Etkileyecek Akaryakıt İstasyonlarının Nitelikleri ve İzin Veren Yetkili -Mercilerin Saptamayı Yaparken Dikkate Alacağı Kıstasların Saptanması Tüzüğü"nün yürürlüğe girmesinden sonra verilmiş olması ve akaryakıt istasyonunun, kavşaktan uzaklığının konu tüzükte öngörülen asgari uzaklıkta olmaması hususlarını nazara alınca, ilk na-zarda Davacının davasında haklı olma ihtimali olduğu sonucuna varırım. Bu nedenle yasanın aradığı 2'nci şartın da var olduğu hususunda bulgu yaparım.

3'ncü şarta göre, ara emri talep eden Davacının, ara emri verilmediği takdirde, ileride telâfisi imkânsı-z bir zararın doğacağını veya geriye dönüşün çok zor olacağını ortaya koyması ve Mahkemenin bu hususlarda kanaat getirmesi gerekir. Davacının bu şartı ispat için öncelikle, telâfisi mümkün olmayacak zararının ne olduğunu, geriye dönüşün nasıl zor olacağını- layihasında belirtmesi gerekir. Bu hususları ortaya koymak bakımından Davacı, ara emri istidasına ilişik yemin varakasında paragraf 15'de aynen şöyle demektedir:

"Bu istida ile talep edilen emrin verilmemesi halinde meydana gelecek telâfisi imkânsız has-ar ve zararlar ise kavşakta meydana gelecek kazalara methalder olacak insanların hayatlarıdır. Herhalde yitirilen bir candan daha telâfisi olmayan bir şey bu evrende mevcut değildir. İnşaatın devam ettiği bu aşamada dahi söz konusu kavşakta her an ölümcül -kazalar meydana gelebilir ve böyle bir halde de ortaya çıkacak felâketlerden geriye dönüş imkânsız olabilir ve/veya telâfisi imkânsız can ve mal hasarları meydana gelebilir."


Keza Davacı, yemin varakasının 7'nci paragrafında, akaryakıt istasyonunun "üniv-ersite öğrencilerinin can güvenliğini olumsuz etkileyeceğini ve riske atacağını" ileri sürmüştür.

Davacının yemin varakasındaki bu iddialarını tanığı şahadetinde yinelemiştir.

Mahkemeler Yasasının 41'nci maddesinin murat ettiği, ileride doğacak telafis-i mümkün olmayacak olan zarar ziyanın veya eski duruma dönüşün zor olması keyfiyetinin Davacı açısından olmasıdır.

Davacı, istidasına ilişik yemin varakasında, bizzatihi kendisinin, bir ara emri verilmemesi halinde ne gibi zarara uğrayacağı veya geriye dö-nüşün zor olmasının kendi şahsını nasıl etkileyeceğini belirtmemektedir. Davacının yemin varakasında zikredip şahadetle desteklediği ve telâfisi imkânsız zarar ziyan olarak ileri sürdüğü, kavşakta trafik kazalarının meydana geleceği, bunun sonucu insanla-rın hayatlarını yitirecekleri iddiası, keza geriye dönüşün zor olacağı babında ileri sürdüğü, kazalar sonucu felâketlerin olacağı iddiaları, tamamıyle Davacının şahsını değil kamuyu ilgilendiren hususlardır. Dolayısıyle bu meselede ara emri ısdarı için ger-ekli olan şartlardan üçüncüsünün yer almadığı kanaatindeyim.

Bu safhada bir noktanın altını özellikle çizmek istiyorum. Burda vardığım bulgu, Davacının davada meşru menfaatı olup olmaması ile ilgili değil, tamamıyle ara emri maksatları bakımındandır.
Net-ice olarak istida ret ve iptal edilir.
Masraflar, Davalı ve İlgili Şahıs aleyhine olmamak kaydıyle dava sonunu takip edecektir.

Necmettin Bostancı
Yargıç

24 Haziran, 2005-










Full & Egal Universal Law Academy