Yüksek İdare Mahkemesi Numara 166/2011 Dava No 13/2012 Karar Tarihi 13.06.2012
Numara: 166/2011
Dava No: 13/2012
Taraflar: Ruken Olcan ile KKTC İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı ve diğerleri arasında
Konu: Yasaklı göçmen - Davacının Bakanlar Kurulu kararıyle yasaklı göçmen ilan edilerek KKTCden ihraç edilmesi - Davacının Bakanlar Kurulu kararının iptali için dava açması - Yüksek İdare Mahkemesinin Davacıyı yasaklı göçmen ilan eden kararı iptal etmesi.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 13.06.2012
-D.13/2012 YİM:166/2011
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında
Mahkeme Heyeti:Necmettin Bostancı, Talât D. Refiker, Mehmet Türker
Davacı: Ruken Olcan, 4 Osman Vehpi Sokak, Hürcan Apt.
Da-ire 4 - Lefkoşa
- ile -
Davalı: 1. KKTC İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı
vasıtasıyla KKTC
2. KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyla, KKTC
3. KKTC Muhaceret Dairesi Müdürlüğü vasıtasıyla,
- KKTC
4. KKTC Polis Genel Müdürlüğü vasıtasıyla KKTC
A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Süleyman Dolmacı
Davalılar namına: Kıdemli Savcı Sarper Altıncık.
----------------
K A R A R
Necmettin Bostancı: Bu davada, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Mehmet Türker okuyacaktır.
Mehmet Türker: Davacı, Davalılar aleyhine açtığı bu dava ile aşağıda belirtildiği şekilde taleplerde- bulunmuştur:
"A) Davalı No.1 ve/veya Davalı No.2 tarafından
22/10/2011 tarihinde alınan ve aynı tarihte
181 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve
davacıyı 'Yasaklı Göçmen' ilan eden kararın
dağıtımının -yapılmaması ve/veya bu yayımlamanın
yayımlamadaki amacına hizmet etmemesi ve/veya
yapılan yayının saklanması ve/veya gizlenmesi
sebebine binaen alınan karar ve/veya kararların
ve/veya yapılan işlem ve/veya işleml-erin
etkisiz ve hükümsüz olduğuna ve herhangi bir
sonuç doğuramayacağına ilişkin emir ve/veya
hüküm;
B) Davalı No.1 ve/veya Davalı No.2 tarafından
münferiden ve/veya müştereken 22/10/2011
tar-ihinde alınan ve davacıyı 'Yasaklı Göçmen'
ilan eden kararın tamamen hükümsüz ve etkisiz
olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğurmaya-
cağına ilişkin bir hüküm ve/veya emir;
C) Davalı No.1 ve/veya Davalı No.2 taraf-ından
münferiden ve/veya müştereken alınan karara
bağlı olarak Davalı No:3 ve/veya Davalı No:4'ün
davacının tutuklu kalması ve/veya özgürlüğünün
kısıtlanması yönündeki karar ve/veya işlemin
tamamen hük-ümsüz ve etkisiz ve/veya batıl
(null and void) olduğuna ve/veya herhangi bir
sonuç doğurmayacağına ilişkin bir hüküm ve/veya
emir;
D) İşbu dava masrafları."
TC uyruklu olan Davacı, 2009 yılında yüksek öğrenim- gayesiyle KKTC'ne gelerek, Yakın Doğu Üniversitesinde (YDÜ)
öğrenime başladı. YDÜ'de Tıp Fakültesinde öğrenim görmekte olduğu bir zamanda, 21/10/2011 tarihinde Üniversite'de çıkan olaylara karıştığı nedeniyle Davalı No.(2) KKTC Bakanlar Kurulu, Davacının- KKTC'nde kamu düzenini bozucu, ülke barışını ve yönetsel düzeni tehlikeye sokucu tutum ve davranışlar içinde bulunduğu nedeniyle, Mahkemeye Emare 4 olarak ibraz edilen 22/10/2011 tarihli kararı alarak, Davacıyı yasaklı göçmen ilan etmiştir.
Davalı- No.(2) KKTC Bakanlar Kurulunun Davacıyı yasaklı göçmen ilan etmesi üzerine, Davalı No.(3) Muhaceret Dairesi Müdürlüğü yine aynı gün, yani 22/10/2011 tarihinde Emare 5 kararı alarak, Davacının derhal tutuklanarak KKTC'den ihraç edilmesini emretmiştir.
- Davacı, Talep Takririndeki taleplerinden de anlaşılacağı üzere, Davalılar aleyhine olan bu davası ile Emare 4 ve 5'teki kararların hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına ilişkin hüküm verilmesini talep etmektedir.
Davacı, Talep Tak-ririnin hukuki iddialar kısmında, sair iddialar yanında, dava konusu kararların yetki aşımı ve/veya yetkilerin kötüye kullanılması ile alındığını, 22/10/2011 tarihli Bakanlar Kurulu kararının geçerli bir sebep, gerekçe ve amaçtan yoksun olduğu nedeniyle id-ari kararların gerekçeli olma ilkesinin ihlal edildiğini ve idari kararın sebep unsurunda sakatlık oluştuğunu, 21/10/2011 tarihinde Yakın Doğu Üniversitesinde çıkan olaylarla hiçbir ilgisi olmadığını, olay esnasında derste olduğunu, tutuklama ve ihraç emri-yle ilgili kararın da geçerli herhangi bir sebebe dayandırılmadığını, idari kararların gerekçeli olması ilkesinin ihlal edilerek alındığını iddia etmektedir.
Buna karşılık Davalılar müdafaa takrirlerinde, Davacının iddialarını reddederek, Bakanlar Ku-rulu'nun kararının gerekli araştırma yapılarak, bilgiler toplandıktan sonra, gerekçeye dayanarak alındığını, gerekçelerin dosyadaki evraklarda mevcut olduğunu, yetki aşımı olmadığını, karar ile ilgili tutanak tutulduğunu, Davacının 21/10/2011 tarihinde YDÜ- içerisinde çıkan bir kavgada barışı, kamu düzenini, yönetsel düzeni tehlikeye sokacak davranışta bulunduğu nedeniyle kararın alındığını, kararın Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası'nın 6(1)(g) maddesi uyarınca alınıp Davacının yasaklı göçmen ilan edi-ldiğini, bu nedenlerle Davacının davasının reddedilmesi gerektiğini ileri sürmektedirler.
Davanın duruşmasında Davacı kendisi şahadet vererek ayrıca 4 de tanık celbederek dinletmiştir. Davalılar da 4 tanık dinletmiştir. Tanıkların şahadeti dinlendi-kten sonra Başsavcı adına bulunan Savcı ve Davacı Avukatı yasal argümanları ile ilgili Mahkemeye hitapta bulunmuşlardır.
Davacı Avukatı duruşma sırasında, Bakanlar Kurulu tarafından alınan 22/10/2011 tarihli Emare 4 kararın şekil, usul ve sebep yönün-den sakat olduğunu ileri sürmüştür. Davalılar adına bulunan Savcı ise, Emare 4 kararın gerek şekil ve usul, gerekse sebep yönünden hukuka uygun olduğunu iddia etmektedir.
İdare hukuku ilkelerine göre; idari kararlar veya işlemler, yetki, mevzuu, şek-il ve usul (Biçim), sebep (Neden), maksat (Amaç) yönünden incelenerek hukuka uygun olup olmadığı tesbit edilir.
İdari bir kararın hukuken sakat olduğunu kanıtlamak, bu iddiada bulunan Davacının yükümlülüğündedir. Davacı şekil ve usul (Biçim ve Yön-tem) itibarıyle Emare 4 Bakanlar Kurulu kararının yoklukla sakat olduğunu iddia ederek, bu nedenle iptalini talep etmektedir. Davacı, Bakanlar Kuruluna herhangi bir önerge sunulmadan, Başbakanın kurulu toplaması ve talebi ile bu kararın alındığını, Başbak-an'ın öneri yapma yetkisi bulunmadığını, bu karar alınırken sadece Başbakan'ın elinde bir dosya olduğunu, karar alınırken tartışılmadığını, tutanak tutulmadığını ileri sürerek Emare 4 kararın bu nedenlerle şekil ve usul yönünden sakat olduğunu ve iptal edi-lmesi gerektiğini iddia etmektedir.
İdarenin karar alırken uyması gereken şekil ve usul (Yöntem ve Biçim) kurallarını düzenleyen genel bir "idare usul" yasası yoktur. Bir yönetsel işlemin yapılması için uyulması gereken şekil ve usul kuralları gen-ellikle yasa, tüzük, yönetmelik ve genelgelerde yer almaktadır. Şekil ve usul kuralları mevzuat dışında, hukukun genel ilkelerinden hareketle, yargı tarafından içtihatlarla da saptanır.
Yönetsel bir işlemin yapılması için öngörülen biçim ve yöntem k-urallarına uyulmaması, bu alanda ortaya çıkan sakatlıklar, şekil yönünden aykırılık durumunu oluşturur ve işlemin iptalini gerektirir. (Gör: Prof. Dr. Şeref Gözübüyük
Yönetsel Yargı, 30. Baskı sayfa 215-216)
Şekil ve usul (Biçim ve Yöntem) kuralları-na uyulmaması, hukuka aykırılık halini oluşturmakla birlikte, her zaman idari işlemi yoklukla sakatlamaz veya iptalini gerektiren butlan halini oluşturmaz.
Yönetsel bir işlemin yapılmasında, uyulması gereken usul ve şekil kuralları, birincil kural (a-na kural) ve ikincil kural olarak ikiye ayrılmaktadır. Uyulmadığı zaman kararın içeriğini etkileyici nitelikte olan kurallar birincil kural olarak kabul edilir ve birincil nitelikte olan biçim kurallarına aykırılık, iptal nedeni olarak sayılır.
Bu k-onuda Prof. Dr. Şeref Gözübüyük'ün Yönetsel Yargı isimli eserinin 30. baskısı sayfa 218 paragraf 243'te şöyle denmektedir:
"243.- Sonucu etkileyen ve sonucu etkilemeyen
sakatlıklar. Danıştay, biçim koşullarına uyulmamasını,
iptal nedeni ol-arak kabul ederken, kimi kez, yapılan
sakatlığın, sonucu etkileyip etkilemediğine bakmaktadır.
Danıştay, biçim ve yöntem kurallarında yapılan sakat-
lıklardan, sonucu etkileyici nitelikte olanları, iptal
nedeni olarak kabul etmektedir. Bun-a karşılık
Danıştay, sonucu etkileyici nitelikte olmayan biçimsel
sakatlıkları, eğer bunlar kamu düzeni ile ilgili
değilse, iptal nedeni olarak kabul etmemektedir."
Emare 4 Bakanlar Kurulu kararı aynen şöyledir:
"KUZ-EY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
RESMİ GAZETE
Sayı: 181 EK IV 22 Ekim, 2011
----------------------------------------------------
Sayı: 118
Bölüm I
BAKANLAR K-URULU KARARLARI
KARAR NUMARASI:K(II)1423-2011
16 KİŞİNİN YASAKLI GÖÇMEN İLAN EDİLMESİ
Bakanlar Kurulu, KKTC'nde kamu düzenini bozucu,
ülke barışını ve yönetsel düzeni tehlikeye sokucu
tutum ve davranışlar içerisin-de bulunan aşağıda
isimleri, öğrenci numaraları, TC Kimlik Numaraları
ve Bölümleri belirtilen 16 kişinin, Fasıl 105
sayılı Yabancılar ve Muhaceret Yasası'nın 6(1)(g)
maddesi uyarınca yasaklı göçmen ilan edilmelerine
karar verdi.
- Sıra Adı-Soyadı Öğrenci No: TC Kimlik No Bölümü
No:
1. Hasan Akbaş 20083023 59752438340 İnşaat Mühendisliği
2. Veysel Kaplan 20081422 16309922158 Türk Dili ve
- Edebiyatı
3. Muhsin Söyler 20081975 34306327738 Rehberlik ve
Psikolojik
Danışmanlık
4. Necdet Kaya - 20081954 22748655526 Uluslararası
İlişkiler
5. İbrahim Halil 20051782 45505817814 Turizm ve Otel
Dayanan İşletmeciliği
- 6. Fırat Sandalcı 20081273 49057605332 Hukuk
7. Talha Fehim Geylan 20092908 47131119782 Rehberlik ve
Psikolojik
Danışmanlık-
8. Faruk Kaya 20071812 57295520522 Rehberlik ve
Psikolojik
Danışmanlık
9. Abdulvahap Bayhan 20082804 19409575088 - Beden Eğitimi ve
Spor Öğretmenliği
10. Emrah Beyaztaş 20081466 39844230496 Bankacılık Finans
11. Hamdi Seren 20071844 49879837690 Hukuk
12. Mustafa Gülgör 20-091623 13355985076 Rehberlik ve
Psikolojik
Danışmanlık
13. Ruken Olcan 20090832 15479909396 Tıp Fakültesi
14. Ciha-t Özateş 20081278 29161508170 İnşaat Mühendisliği
15. Abidin Kuzu 20080609 27083307864 Rehberlik ve
Psikolojik
Danı-şmanlık
16. Serdar Kayaalp 20081803 71773108194 Siyaset Bilimi
22.10.2011 "
Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası madde 6'da kimlerin yasaklı göçmen sayılacağı belirtilmektedir. Buna göre, 6. maddenin 1(f) ve (g) bentlerinde- belirtilen kişilerin yasaklı göçmen sayılmaları için, Bakanlar Kurulu'nda durumlarının görüşülmesi, Bakanlar Kurulu'nun delillerle tatmin olması ve Bakanlar Kurulunca bu hususta karar verilmesi gerekir.
Yasaklı göçmenlere uygulanacak kurallar, aynı -Yasa'nın 13. ve 14. maddelerinde düzenlenmektedir. 13. maddeye göre, bir yasaklı göçmenin KKTC'ye girişi Muhaceret Memuru tarafından engellenerek, geldiği araçla KKTC'yi terketmesi emrolunabilir. 14. maddeye göre ise, Başmuhaceret Memuru yasaklı göçmen s-ayılan bir yabancının KKTC'de bulunması halinde, KKTC'den sınırdışı edilmesini ve edilinceye kadar tutuklanıp gözetim altında bulundurulmasını emredebilir.
Huzurumuzdaki davada, Davacı, Yasa'nın 6(1)(g) maddesi altında Bakanlar Kurulu tarafından yasa-klı göçmen sayılarak, Emare 4 karar alınmıştır. Bu karar akabinde de, Başmuhaceret Memuru olan Muhaceret Dairesi Müdürü, Yasa'nın yine 6(1)(g) ve 14(1) maddesine dayanarak, Emare 5 tutuklama ve ihraç emri kararını almıştır.
Fasıl 105 Yabancılar ve- Muhaceret Yasası madde 6(1)(g) ve madde 14(1) aynen şöyledir:
"6(1) Aşağıdaki kişiler, yasaklı göçmen sayılırlar
ve bu Yasada veya bu Yasa uyarınca çıkarılan
herhangi bir Tüzükte veya Bakanlar Kurulunca
ısdar edilen -herhangi bir emirnamede öngörülen
durumlar dışında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine
girmelerine izin verilmez:
.........................................
.........................................
.......................................-..
.........................................
.........................................
.........................................
Barışı, kamu düzenini, yönetsel düzeni veya
genel ahlakı tehlikeye sokacak biçimde
davranması veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet-i
halkı arasında ve Devlete karşı düşmanlık
uyandırması veya Devletin yetki ve gücüne
karşı entrika çevirmesi olasılığı bulunduğu,
Bakanlar Kurulunu tatmin edecek delillerle
kanıtlanmış görülen herhangi bir kişi;
.........................................
- 14.(1) Bu Yasa kurallarına ve bu Yasa veya bu Yasa
uyarınca çıkarılan herhangi bir Tüzük
gereğince verilen herhangi bir ruhsat veya
izindeki kayıtlara bağlı kalınması koşuluyla,
Baş Mu-haceret Memuru, yasaklı göçmen olan
herhangi bir yabancının veya Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetine sınırlı bir süre kalmak
üzere izinli olarak giren, ancak o süre
bittikten sonra Kuzey Kıbrıs -Türk
Cumhuriyetinde kalmaya devam eden herhangi
bir kişinin veya 6'ncı maddenin (1)'inci
fıkrasının (i) bendinde gösterilen
kategoriye giren herhangi bir kişinin,
Kuzey Kıb-rıs Türk Cumhuriyetinden sınır dışı
edilmesini ve bu arada, sınır dışı edilinceye
kadar muhafaza altında alıkonmasını
emredebilir."
Bu yasal durum ışığında dava konusu kararın yetki, mevzuu ve maksat- yönünden bir sakatlığı görülmemektedir. Kararın şekil ve usul (biçim) yönü ve sebep yönü ile de incelenmesi gerekir.
36/86 sayılı Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Kuruluş Görev ve Çalışma Esasları Yasası'nın 5. ve 6. maddesine göre, Bakanlar Ku-rulu Genel Sekreterliği, Bakanlar Kurulu'nun gündeminin hazırlanmasını sağlar ve gündemle birlikte Başbakan'ın uygun göreceği haftanın herhangi bir gününde toplantı çağrısı yapar. 10. maddeye göre, Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri, Başbakan'ın yönerisi üze-rine Bakanları olağanüstü toplantıya çağırabilir. 13. maddeye göre ise, Bakanlar tarafından Genel Sekreterliği iletilen önerilerden hangilerinin gündeme alınacağı, Genel Sekreterlikle görüşerek Başbakan tarafından saptanır. İvedi olarak görüşülmesi isten-en önergeler, ilgili Bakanın istemi ve Başbakan'ın onayı ile toplantıdan önce veya toplantı esnasında gündeme alınabilir.
Yasa maddelerinden açıkça anlaşılacağı üzere, Bakanlar Kurulu'nun bir konuda karar alabilmesi için, o konuda ilgili Bakanlığın-, Bakanlar Kurulu'na öneri sunması ve Bakanlar Kurulu'nun gündemine yasanın belirlediği şekil ve usulde, o konunun öneri olarak gelmesi gerekmektedir.
Dava konusu Emare 4 Bakanlar Kurulu kararı, 22/10/2011 tarihinde, Başbakan'ın yönerisi ve/veya tali-matı üzerine, Bakanlar Kurulu Genel Sekreterinin Bakanları olağanüstü toplantıya çağırması ve Bakanlar Kurulu'nun toplanması neticesinde alınmıştır. Toplantı gününden önce veya toplantı günü, toplantıdan önce veya toplantı esnasında, bu karara mesnet teşk-il eden herhangi bir öneri, herhangi bir Bakan tarafından Genel Sekreterliğe ve/veya Bakanlar Kurulu'na iletilmemiştir. Başbakan, Bakanlar Kurulu önünde herhangi bir öneri yokken, kendisi sözlü olarak konuyu gündeme getirip, böyle bir karar alınmasını tal-ep etmiş ve bu karar alınmıştır.
Bakanlar Kurulu toplanırken ve karar alınırken uygulanacak usul ve şekil, yukarıda belirttiğimiz şekilde, 36/86 sayılı Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Yasası'nda düzenlenmiş olmasına rağmen, Bakanlar Kurulu Emare 4- kararı alırken Yasa'nın öngördüğü bu usul ve şekle uygun hareket etmemiştir. Bakanlar Kurulu'nun bu davranışı 36/86 sayılı Yasa'nın öngördüğü yönteme aykırı, idare hukuku açısından bir usul ve şekil (biçim ve yöntem) sakatlığıdır.
Davalı No.(2) B-akanlar Kurulu'nun, Yasa'nın öngördüğü bu usul ve şekle uymaması ve ortaya çıkan bu şekil sakatlığı, alınan kararın ve/veya işlemin sonucunu etkiler nitelikte ise, Emare 4 kararın, bu şekil sakatlığı nedeniyle iptal edilmesi gerekir. Aksi halde karar, bu -nedenle iptal edilmemelidir.
Önergenin sözlük anlamı şöyledir:
"Önerge; Meclis, kongre vb. gibi resmi bir toplantıda,
herhangi bir konu veya sorunla ilgili olarak bir öneride bulunmak için, üyelerden biri veya birçoğu tarafından başkanlığa ve-rilen, oya konularak karar verilmesi istenen yazılı kağıt, takrir."
Tarifinden de açıkça anlaşılacağı gibi, önergenin amacı, bir konu veya sorunun yazılı olarak resmi bir kurul toplantısına getirilmesi, konunun veya sorunun önerge tahtında resmi kuru-lda görüşülmesi, tartışılması ve o konu veya sorunla ilgili yapılan görüşme ve tartışmalardan sonra oylanarak bir karar verilmesidir.
36/86 sayılı Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Yasası, Bakanlıkların Genel Sekreterliğe önerge sunmalarını ve kon-u ve/veya sorunların Bakanlıkların önergesi ile Bakanlar Kurulu'nun gündemine alınmasını düzenlemekle, konuların Bakanlar Kurulu'nun gündemine önerge ile (yazılı olarak) gelmesini, önerge tahtında önergedeki konu, sebep ve gerekçelerin tartışılmasını, görü-şülmesini ve önergedeki konu veya sorunla ilgili sağlıklı bir karar alınmasını amaçlamıştır.
Bakanlar Kurulu'nun 36/86 sayılı Yasa'nın öngördüğü usul ve şekle ve/veya yönteme uymaması ve daha önce belirttiğimiz şekilde konunun Bakanlar Kurulu günde-mine getirilmiş olmasını, Davalıların 1. Tanığı Şifa Zeki'nin kararımızın ileri aşamasında temas ettiğimiz şahadeti ile birlikte değerlendir-
diğimiz zaman, Bakanlar Kurulu üyelerinin konuyu sağlıklı
bir şekilde görüşmedikleri, tartışmadıkları ve değerlend-ir-medikleri sonucuna varmaktayız. Dolayısıyle bu şekil ve usul sakatlığı, Davacı ile ilgili olarak alınan Emare 4 kararın sonucunu da etkileyici olmuştur.
Davacı Avukatı, Bakanlar Kurulu tarafından karar alınırken tutanak tutulmadığını, tutanak t-utulmamasının esaslı bir şekil şartı olduğunu, Emare 4 Bakanlar Kurulu kararının bu şekil şartına uyulmadan alındığı için iptal edilmesi gerektiğini iddia etmektedir.
36/86 sayılı Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Yasası'nın tutanakla ilgili 5. ve- 11. maddeleri aynen şöyledir:
"5. Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği, Başbakanın
yönergesi üzerine Bakanlar Kurulu gündeminin
hazırlanmasını, bilgi ve dökümanlar ile gerekli
gördüğü konularda hazırlayacağı raporun Bakan-lar
Kuruluna sunulmasını; karar ve tutanakların
düzenlenmesini, dağıtımını, gereğine uygun olarak
saklanmasını ve kamuoyuna açıklanması öngörülen
kararların yayımlanmasını sağlar.
...............................-..................
.................................................
11. Dağıtımı yapılan tutanaklara herhangi bir Bakan
yirmi dört saat içinde Genel Sekreterliğe yazılı
olarak itirazda bulunmazsa, yazım yanlışları
- dışında tutanaklar onaylanmış sayılır."
36/86 sayılı Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Yasası'nın 5. ve 11. maddeleri gözönüne alındığı zaman, bu maddeler uyarınca, Bakanlar Kurulu toplantılarında tutanak tutulması gerekmektedir. Emare 4 karar al-ınırken tutanak tutulmadığı ihtilafsız bir olgudur. Tutanak tutulmaması yani bu husustaki şekil ve usul kurallarına uyulmamasının alınan kararın (Emare 4) hukuki sonuçlarını etkileyip etkilemediğini incelememiz gerekmektedir.
Biçim ve Yöntem (Şeki-l ve Usul) ile ilgili YİM 119/2003 (D.20/2010) sayılı karar sayfa 17'de şöyle denmektedir:
"Biçim ve yöntem ile ilgili kurallara uyulmaması,
hukuka aykırılık halini oluşturmakla beraber kararın
ileriki safhalarında daha detaylı -bir şekilde ince-
leneceği gibi bu aykırılık her zaman idari işlemi
yoklukla sakatlamaz veya iptalini gerektirecek
butlan halini oluşturmaz. Böyle hallerde işlemin
şekil unsuru üzerindeki yargı denetiminde, şekil
un-surundaki sakatlığın işlem üzerindeki hukuki
etkisine bakılması gerekir. (Bak: TC Danıştay 10.
Dairesi E2000/1392 K2001/57) Konu ile ilgili olarak
tek yargıçtan olan YİM'de 37/90 sayılı davada
bizimde benimsediğimiz şu görüş-lere yer verilmektedir.
'53/83 sayılı Yasanın 25. maddesi Komisyon
toplantısının özet bir şekilde tutanağa
geçirilmesini öngörmektedir. 21.12.1989
tarihli toplantıda, adayların mülâkatları
yapıl-ırken hiç tutanak tutulmadığı
anaşılmaktadır. Tutanakların özet halinde
tutulmasından güdülen esas gaye Komisyonun
çalışmaları hususunda ihtilaf çıkması
halinde bunları tetkik edip sağlıklı bir
- sonuca varmaktır. Bu tutanak tutulması yasa
gereğidir. Ancak yasada aksine kural bulun-
madığı sürece, bunların tutulmaması kendi
başına her zaman idari kararın iptalini
gerektirmez.'
Mezkûr karard-a iktibas edilen Hjilouca V. Republic
1969 CLR sayfa 570-574'de ifade edilen konu ile
ilgili görüşlere bağlayıcı olmamakla birlikte aynen
katılırız.
'It is well settled in Administrative Law that,
in the absen-ce of any legislative provision
regulating such a matter, the nonkeeping of
minutes by a collective organ does not, in
itself, vitiate a particular administrative
decision, except if the absence of such
- minutes tends to deprive the decision, of
due reasoning....' "
Bir usul ve şekil kuralı olan tutanak tutulmasında güdülen amaç, yargı denetiminin sağlıklı bir şekilde yapılmasına olanak sağlanmasıdır. Yasada aksine bir kural bu-lunmadığı sürece, tutanak tutulmaması kendi başına her
zaman idari kararın iptalini gerektirmez. İdari kararın sağlıklı bir şekilde denetimi yapılabiliyorsa, sırf tutanak tutulmaması, idari kararın iptalini gerektirecek bir sakatlığa neden olmaz.
Ba-kanlar Kurulu Emare 4 kararı alırken, daha önce de belirttiğimiz gibi, konu ile ilgili olarak 36/86 sayılı Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Yasası'na uygun önerge hazırlanmamıştır. Davacı, bu karar alınırken, konunun görüşülmediğini, tartışılmadığını ha-tta bazı Bakanların Başbakan'ın elinde olan tek dosyayı ve içindeki evrakları hiç görmediğini iddia etmektedir.
Davalılar ise karar alınırken konunun görüşüldüğünü, tartışıldığını iddia etmektedirler. Bu hususta taraflar arasında ciddi bir ihtilaf- ve görüş ayrılığı vardır. Karar alınırken, konu ile ilgili Bakanlar Kurulu önünde bir önerge bulunmadığı gibi, kararın içeriğinde de, hangi sebep ve gerekçelerin bu kararın alınmasında etken olduğu açıkça ve
yeterli bir şekilde belirtilmemektedir. Bu hu-suslar nedeniyle, tutanak yokluğunda kararın sağlıklı, bir şekilde yargı denetimine tabi tutulması olanağı ortadan kalkmıştır. Belirttiklerimiz ışığında, karar alınırken tutanak tutulmaması, Davacının haklarını ve hukuki durumunu olumsuz etkilemiştir. Bu- nedenlerle, bu davaya özgü olgular ışığında, tutanak tutulmaması, kendi başına alınan kararın iptalini gerektiren esaslı bir usul ve şekil sakatlığıdır.
Kararın sebep yönünden hukuka aykırı olup olmadığını inceleyecek olursak, Davacı, Fasıl 105 Ya-bancılar ve Muhaceret Yasası'nın 6(1)(g) maddesi altında yasaklı göçmen ilan edilmiştir. Bu Yasa maddesini kararımıza aktarmıştık. Bu maddeye göre, Bakanlar Kurulu'nun herhangi bir yabancıyı yasaklı göçmen olarak tesbit edebilmesi için böyle bir yabancın-ın;
1. KKTC'deki barışı, kamu düzenini, yönetsel düzeni veya genel ahlakı tehlikeye sokacak biçimde davranması,
2. KKTC halkı arasında Devlete karşı düşmanlık uyandırması veya,
3. Devletin yetki ve gücüne karşı entrika çevirmesinin iht-imal dahilinde olduğu hususlarının Bakanlar Kurulu'nu tatmin edici delillerle kanıtlanmış olması gerekir.
Diğer bir anlatımla, yukarıda belirtilen üç durum ve şart, yasaklı göçmen kararlarına dayanak olan "idari kararlardaki sebep" unsurunu teşkil -eder. Bakanlar Kurulu'nun yasaklı göçmen kararının "sebep yönünden" sakat olmaması için, tatmin edici olarak kabul ettiği delillerin hukuken kabul edilebilir ve hukuken değer verilebilir nitelikte olması gerekmektedir.
Bir kararın sebep yönünden s-akat olmaması için, karara ve/veya işleme sebep veya neden olarak gösterilen olayın da gerçek olması gerekir. Bu hususta Prof. Dr. A. Şeref Gözübüyük'ün Yönetsel Yargı isimli eserinin 30. Baskı, sayfa 223, paragraf 249'da şöyle denmektedir:
"Yö-netimi işlem yapmaya yönelten dürtü, bir
"hukuksal işlem" olabileceği gibi, bir "olay"
da olabilir. Neden olarak gösterilen hukuksal
işlemin sakat olması, esas işlemi de neden
yönünden sakatlar. Yönetsel işleme neden
- olarak gösterilen olayın da gerçeğe uygun
olması gerekir. Eğer, neden olarak gösterilen
olay gerçeğe uygun değilse, olayın nitelendiril-
mesinde yanlışlık yapılmış ise, yönetsel işlem,
yine neden yönünden sakat olur.-"
Huzurumuzdaki bu davada, Bakanlar Kurulu, Davacı aleyhine yasaklı göçmen kararı alırken, hangi deliller ve hangi olaylara dayanarak Davacının kamu düzenini bozucu, ülke barışını ve yönetsel düzeni tehlikeye sokucu tutum ve davranışlar içinde olduğ-una tatmin olup da Emare 4 kararı vermiştir?
Davalılar namına şahadet veren Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri Şifa Zeki, Bakanlar Kurulu'nun Başbakan'ın talebi ile Polis Müdürlüğünden gelen evraklar, olayların CD'si, Yakın Doğu Üniversitesi Disiplin Ku-rulu kararının olduğu bir dosyayı değerlendirerek bu kararı aldığını, tüm Bakanların dosyayı görmemiş olabileceğini, tek tek incelememiş olabileceklerini, ancak kararın oybirliği ile verildiğini söylemiştir.
Bu Tanığın Bakanlar Kurulu'nun incelediğin-i söylediği evraklar ve olayların kaydedildiği CD, bu davada emare olarak sunulmuştur. Emare 17 olarak sunulan CD görüntüleri taraflar huzurunda duruşma esnasında izlenmiştir. Açıklaması ise Emare 7'dir. Emare 19 CD ile görüntülenen Yakın Doğu Üniversit-esinde çıkan olayların hiçbir aşamasında Davacının olayların içinde olduğu, taş attığı, slogan attığı, olaylara karıştığı görülmemektedir. Davacının olaylara katıldığını, olaylar sırasında taş ve slogan attığını söyleyen, sadece Davalıların 4. Tanığı Başm-üfettiş Mahmut Barış Sel'dir. Bu Tanığı, ne Emare 19 CD'deki görüntüler ne de Davalının diğer tanıkları teyit etmemektedir. Tam aksine, Davacının olayların olduğu saatler derste olduğu yönündeki şahadeti Emare 18 olarak ibraz edilen, Fakülte Dekanı taraf-ından imzalanan ve Rektör Yardımcısı tarafından onaylanan yoklama listesi ile teyit edilmektedir. Belirttiklerimiz ışığında, Bakanlar Kurulu'nun aldığı karara neden olarak gösterdiği olaylara Davacı katılmadığı nedeniyle, karara neden olan olaylar Davacı -açısından gerçek değildir. Dolayısıyle Bakanlar Kurulu'nun Davacı ile ilgili aldığı karar sebep yönünden de sakattır.
Bakanlar Kurulu'nun tatmin edici olarak kabul ettiği ve Davacıyı yasaklı göçmen ilan ettiği diğer deliller olan
Emare 2, Davacının -karara konu olmayan izinli bir toplantıda çekilen bir fotoğraftaki görüntüsü, Emare 3, Yakın Doğu Üniversitesi Disiplin Kurulu'nun Davacının da içinde bulunduğu kişilerle ilgili kesin olmayan ve Davacı ve diğer öğrencilere Yükseköğretim kurumundan sürekli -çıkartma cezası veren bir karar, Emare 8, olaylar esnasında atıldığı iddia edilen sloganların yazılı olduğu, kimin tarafından düzenlendiği belli olmayan bir yazı, Emare 9, Davacının resmi kimlik bilgilerinin bulunduğu, Doğulu öğrenci grubu içinde aktif faa-liyet gösterdiğini yazan kimin tarafından ne maksatla hangi bilgilere veya belgelere göre düzenlendiği belli olmayan bir yazı, Emare 10, hangi ortamda çekildiği belli olmayan Davacının fotoğrafları, Emare 11, 21/10/2011 tarihindeki dava konusu kararla ilgi-li olayları anlatan kimin tarafından hangi bilgilere göre ne amaçla düzenlendiği belli olmayan bir yazı olduğundan, Emare 12, 13, 14, 15, 16, 17 olaylara müdahale eden polislerin yazılı ifadeleri olup, (Emare 13 Polis Başmüfettişi Mahmut Barış Sel'in ifade-si hariç, ki bu ifade de başka herhangi bir ifade veya şahadetle teyit edilmemiştir) Davacının olaylarla ilgisi olup olaylara katıldığını belirten ifadeler olmadığından, Emare 2, 3, 8, 9, 10, 12, 13, 14, 15, 16 ve 17 hukuken kabul edilebilir nitelikte deli-l olarak değerlendirilemez. Dolayısıyle Bakanlar Kurulu'nun, bunları yasanın aradığı anlamda "tatmin edici deliller" olarak kabul
ederek Davacı aleyhine aldığı "yasaklı göçmen" kararının, bu yönü ile de sebep unsuru açısından sakat olduğu bulgusuna varır-ız.
Davacının, Davalı No.(3) Muhaceret Dairesi Müdürü tarafından alınan Emare 5 tutuklama ve ihraç kararının iptali istemine gelince, Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası'nın 6(1)(g) maddesindeki sebeplere istinaden bir kişinin yasaklı göçmen sayı-lması, ancak Bakanlar Kurulunda tatmin edici delillerle kanıtlamak suretiyle ve Bakanlar Kurulu'nun bu hususta karar alarak o kişinin yasaklı göçmen şartlarını taşıdığını saptaması ile olur. Muhaceret Dairesi Müdürünün Fasıl 105, 6(1)(g) maddesine istinad-en yasaklı göçmen sayılan bir kişi için Fasıl 105 madde 14'ün kendisine verdiği yetkiye dayanarak tutuklama ve ihraç emri verebilmesi için, Bakanlar Kurulu'nun Fasıl 105, 6(1)(g) maddesine ve hukuka uygun bir kararının bulunması gerekir. Bakanlar Kurulu'n-un Davacının yasaklı göçmen şartlarını taşıdığı ve yasaklı göçmen statüsünde olduğu yönündeki kararının sakat olduğu bulgusuna vardığımız nedeniyle, Muhaceret Dairesi Müdürünün almış olduğu ve Davacının tutuklanıp ihraç edilmesi ile ilgili Emare 5 kararın -herhangi bir sebebi ve yasal dayanağı kalmamaktadır. Bu nedenle, Davacının bu talebinin de kabul edilmesi gerekmektedir.
Davacının Talep Takririnin (A) paragrafındaki talebinin, Davacıyı yasaklı göçmen ilan eden ve tutuklanıp ihraç edilmesini emre-den 22/10/2011 tarihli Emare 4 ve Emare 5 kararların sakat olduğu bulgusuna vardığımızdan, ayrıca incelenmesine gerek kalmamıştır.
Sonuç olarak yukarıda belirttiklerimiz ışığında Davacı
davasında başarılı olmuştur. Bu nedenle Davacıyı yasaklı göçme-n ilan eden ve Davacının tutuklanıp ihraç edilmesi ile ilgili 22 Ekim 2011 tarihli kararların hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar veririz.
Dava masrafları ile ilgili herhangi bir emir verilmez.
Necmettin Bostancı Talât D. Refiker Mehmet- Türker
Yargıç Yargıç Yargıç
13 Haziran, 2012
18
Full & Egal Universal Law Academy