Yüksek İdare Mahkemesi Numara 163/1989 Dava No 15/1992 Karar Tarihi 09.06.1992
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 163/1989 Dava No 15/1992 Karar Tarihi 09.06.1992
Numara: 163/1989
Dava No: 15/1992
Taraflar: Hüseyin Sennaroğlu ile İskân Reh. Müdürlükleri vd
Konu: Başvuru konusu taşınmazların ‘T’ cetveline işlenmemesi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 09.06.1992

-D.15/92 YİM 163/89

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak, Özkan Tunçağ.
Anayasanın 152. Maddesi hakkın-da.

Müstedi: Hüseyin Sennaroğlu, 355 Manitoba Ave. Winnipeg Man, R2w 2G2,
Kanada.
ile
Müstedaaleyh: 1. Magosa ve Lefkoşa İskân Rehabilitasyon Müdürlükleri
vasıtasıyle İskân ve Rehabilitasyon Bakanlığı, Lefkoşa.
2. Saptama, Değerlendirme ve- Tazmin Komisyonları vasıtasıyle
KKTC Bakanlar Kurulu, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Cahit Yılmazoğlu.
Müstedaaleyhler namına: Savcı Mustafa Arıkan.
İlgi-li şahıs namına: Avukat Osman Dağlı adına Savaş Atakan.



Yasa Maddesi: 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 40. maddesi.

İstemin Özeti: Müstedaaleyh No.1'e bağlı Mağusa İskân Şube Müdürlüğünün Müstediye tahsisli başvuru konusu kon-utu Müstedinin T(2) cetveline işlemesini sağlamak için gerekli idari işlemleri yapmamalarının ve/veya tamamlamamalarının yapılmaması lâzım gelen bir ihmal olduğuna ilişkin istem.

OLAY: Müstediye aile reisi sıfatı ile tahsis edilen konutta Müstedinin ilgil-i şahıs olan eşi ile müşterek çocukları ikamet etmekte idi Müstedi 1983 yılından beri Kanadada ikamet etmektedir. İlgili şahıs dosyaladığı boşanma davası ile eşinden ayrılmak istedi ve Müstedi adına tahsisli konutun kendisine verilmesini talep etti. Mahkem-e, boşanmaya karar vermediğinden konutla ilgili tahsisine de değinmedi. İlgili Şahıs kararı istinaf etti. Yüksek Mahkeme tarafların boşanmalarına ve küçük Havvanın velâyetinin ilgili şahsa verilmesine ve nafaka ödenmesine ilişkin karar verdi, ancak tarafla-rın yapmış olduğu beyanlara bağlı olarak başvuruya konu konutun tahsis ve tasarrufuna ilişkin herhangi bir emir vermedi. Müstedi, eşinden boşandıktan sonra, tahsisinde bulunan konutun kesin tasarrufunu almak için Müstedaaleyhlere başvurdu. Boşanan eşinin d-e müracaat ettiğini öğrenince ikinci bir yazı göndererek dilekçesine yanıt talep etti. Müstedaaleyhler cevap vermeyince işbu başvuruyu dosyaladı.

SONUÇ. Aile reisine tahsis edilen konutta aile fertlerinin de eşit şekilde tasarruf hakkı olup tarafların boş-anmaları halinde bu hakları boşanma ile birlikte ya da boşanmadan sonra Aile Mahkemesince düzenlenmesi gerektiğine göre bu başvuruya konu konutun boşanmadan önce Müstedi adına yapılan tahsise dayanarak boşanmadan sonra Aile Mahkemesi tarafından tahsisin k-ime verildiğine ilişkin bir karar verilene ve bu karar yasa uyarınca ilgili Bakanlığa intikal ettirilene dek ilgili devrede onun lehine işlem yapılması olası değildi bu nedenle Müstedinin başvurusu reddedilir.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Y/Aile- Hukuku 1/87.



H Ü K Ü M

Niyazi F. Korkut: Başvuruya konu Büyükkonuk köyündeki konut İ.D.K.'nin 20.1.1975 gün ve 151/75 sayılı kararı uyarınca, aile reisi olarak Müstediye tahsisli idi. Müstedi ile İlgili Şahıs karı koca idiler. Müstedi 1983 yılından be-ri Kanada'da ikâmet etmekte ve başvuruya konu konutta ise Müstedinin eşi olan İlgili Şahıs ile tarafların müşterek sulbünden olan küçük Havva ikâmet etmekte idiler.

İlgili Şahıs 13.2.1985 tarihinde Mağusa Aile Mahkemesinde dosyalamış olduğu 15/85 sayılı -dava altında, sair şeyler yanında, eşinden boşanma ile halen ikâmet etmekte olduğu bu başvuruya konu konutun tahsisinin eşinden alınarak kendisine tahsis edilmesini istedi. Müstedi ise 15/75 sayılı davada dosyaladığı müdafaa ve mukabil talep takririnde, sa-ir şeyler yanında, kendisine tahsisli olup halen eşi ile çocuğunun oturmakta oldukları konutun tahsisinin kendi adına kalmasını istedi. Mağusa Aile Mahkemesi 11.4.1988 tarihli hükmünde, sair şeyler yanında, tarafların yukarıda özetlenen istemlerini reddett-i. Mağusa Aile Mahkemesi hükmünde, 41/77 sayılı İskân Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası'nın 40'ıncı maddesine atıfla, konu konutla ilgili olarak bir karar verilebilmesi için tarafların boşanmalarına ilişkin önkoşul bulunduğunu ve davacı lehine boşanmaya- hükmedilmediğine göre davacının konu konutla ilgili istemine ilişkin bir karar vermesinin olanaksız olduğunu ve konu konut halen aile reisi olan davacının eşi olan davalının tahsisinde olduğu cihetle de konu konutla ilgili olarak davalının mukabil talebi -doğrultusunda bir karar vermesi gerekmediği kanaatına vardı. O davada davalı olan bu başvurudaki Müstedi konu karara karşı istinaf dosyaladı.

Konu istinafın 27.2.1989 tarihinde Yüksek Mahkemede görüşülmesi sırasında Müstedi avukatı Mahkemeye yaptığı beya-nda, sair şeyler yanında, tarafların 1983 yılından beri biraraya gelmediklerini, bu başvuruya konu konutun Müstediye tahsisli olmasına karşın konutun Müstedinin eşi olan bu başvurudaki İlgili Şahsın tasarrufunda olduğunu ve Müstedinin tahsis ve tasarruf ha-klarına halel gelmeksizin konu konutta şimdilik, tekrar evlenmediği sürece boşanacağı eşi ile küçük kızlarının birlikte ikâmet etmelerine itirazı olmadığını belirtti.

İlgili Şahsın konu istinaf sırasındaki avukatı da bu beyana katıldı.

Sonuçta Yüksek M-ahkeme hükmünde tarafların boşanmalarına, küçük Havva'nın velâyetinin ilgili şahsa verilmesine ve nafaka ödenmesine ilişkin bir karar verdi, ancak tarafların yapmış oldukları beyanlara bağlı olarak başvuruya konu konutun tahsis ve tasarrufuna ilişkin herha-ngi bir emir vermedi.

Müstedi eşi olan İlgili Şahıstan boşandıktan sonra 3.5.1989 tarihinde Müstedaaleyh I'e bir dilekçe göndererek tahsisinde bulunan başvuruya konu konutun kesin tasarrufunu almak niyetinde olduğunu ve bu nedenle gerekli değerlendirmele-rin yapılması ile mevcut puanlarının yetmemesi halinde eksik puanları tedarik edebilmesine izin verilmesine ilişkin istemde bulundu. Bu arada Müstedi eski eşinin de konu konutun kendisine tahsisi için başvurduğunu öğrenerek avukatı vasıtası ile Müstedaaley-hlere 24.8.1989 tarihinde ikinci bir yazı göndererek 3.5.1989 tarihli dilekçesine bir yanıt verilmesini istedi. Müsetdaaleyhlerin Müstedinin müracaatlarına herhangi bir yanıt vermemesi üzerine de bu başvuruyu dosyalayarak;

"1. Müsetdaaleyh No:1'e bağlı M-agosa ve Lefkoşa İskân Müdürlükleri-nin Müstediye tahsisli Büyük Konuk köyündeki VII.38 Pafta/Harita ve 291 parsel no'lu konutun müstedinin "T(2)" cetveline işlenmesini sağlamak için gerekli idari işlemleri yapmamalarının ve/veya tamamlamamalarının yapılma-ması lâzım gelen bir ihmal olduğuna"

ilişkin istemde bulundu.

Müstedaaleyhler ise dosyalamış oldukları itiraznamede, sair şeyler yanında, Müsetdinin 1983 yılından beri yurt dışında olup başvuruya konu konutta boşandığı eşi ile çocuğunun ikâmet etmekte o-lduklarını; boşandığı eşi ile çocuğunun konu konutta ikâmet etmelerini Müstedinin kabul ettiğini ve bu nedenle onların tasarrufuna dayanarak konu konutun Müstedinin "T" cetveline işlenmesinin olanaksız olduğunu ileri sürdüler.

Başvurunun duruşmasında tar-aflar herhangi bir şahadet çağırmayıp Mahkemeye hitap etmekle yetindiler.

Müstedi avukatı Mahkemeye hitabında sair şeyler yanında, başvuruya konu konutun Müstediye tahsisli olduğunu; Müstedinin eşdeğer alacaklısı olup 114200 puanı bulunduğunu; Müstedinin- bu puanlarının 1986 yılında saptanmasına karşın Kuzey mal varlığının yasal süre içerisinde değerlendirilmediğini; gerekli değerlendirmenin yapılarak "T" cetvellerinin düzenlenmesine ilişkin Müstedaaleyhlere 2 kez yazı gönderdiği halde bir yanıt alamadığın-ı; eşi tarafından açılan boşanma davasında eşinin konu konutun tahsisini de istemesine karşın Aile Mahkemesinin boşanma vermediği için konu konutun tahsisine ilişkin bir karar vermeye yetkisi olmadığına hükmedip bu karardan yapılan istinafta da konu konutu-n tahsisine ilişkin bir karar verilmediğine göre Müstedinin mevcut tahsisinin devam etmekte olduğunu ve Müstedinin eşdeğer alacaklısı oluşu nedeni ile 41/77 sayılı Eşdeğer Mal Yasası'nın 40. maddesinin bu başvruya konu konuta uygulanamayacağını ve bu neden-lerle konu konutun Müstedinin "T" cetveline işlenmemesinin hatalı olduğunu ileri sürdü.

Müstedaaleyhler adına Mahkemeye hitap eden savcı ise hitabında, sair şeyler yanında, Müstedi ile eşinin 27.2.1989 tarihinde boşanıp başvuruya konu konutun İlgili Şahı-s ile çocuğunun ikâmetine bırakıldığını; Müstedinin ise eşi olan İlgili Şahıstan boşandıktan sonra 3.5.1989 tarihli bir yazı ile konu konutun "T" cetveline işlenmesini istediğini ancak konu yazı yazıldığında konutun onun tasarrufunda olmayışı nedeni ile ko-nu konutun onun "T" cetveline işlenmesinin olanaksız olduğunu; ve bu kanaata vararak konu konutu Müstedinin "T" cetveline işlememekle Müstedaaleyhlerin bir ihmalde bulunmadıklarını; Müstedi tahsisindeki konu konutu eşdeğer olarak almazdan önce ailevi durum-unda değişiklik olup eşinden boşandığına göre 41/77 sayılı Eşdeğer Mal Yasası'nın 40. maddesinin ona istediği şekilde bir işlem yapılmasına hak tanımayıp aksine engel olduğunu; Müstedinin boşanırken tahsis ve tasarruf hakkını mahfuz tutmuş olmasının yeterl-i olmayıp fiili tasarruf da gerektiğini, halbuki Müstedinin 1983 yılından beri Kanada'da ikâmet ettiğini ve Müstedinin de Müstedaaleyhlere gönderdiği yazılarda tasarruftan bahsetmediğini ve keza başvurunun dosyalandığı tarihte de konut ile ilgili tasarrufu- bulunmayıp taraflar boşandıktan sonra da konu konutun tahsisinin kime verileceğine ancak Aile Mahkemesinin karar verilebileceğini ve bu nedenlerle de bir ihmalin söz konusu olmadığını savundu. İlgili Şahıs avukatı ise Müstedaaleyhler adına yapılan hitapta- söylenenleri benimsemekle yetindi.

Özetlenen olgulardan görülebileceği gibi bu başvuruda bir karara varabilmek için öncelikle 41/77 sayılı Yasanın 40'ıncı maddesini incelemek gerekir.

12/89 sayılı Yasa ile tâdil edilen 41/77 sayılı Yasanın 40. maddesi-nin bu başvuruyu ilgilendiren kısmı aynen şöyledir:

"Madde 40.
Bu şekilde tahsis edilen taşınmaz mallardan, hak sahibi aile reisi ile birlikte aile nüfusunu oluşturan tüm aile fertleri eşit şekilde tasarruf hakkına haizdirler. Ancak, karı ve kocanın bo-şanmaları halinde bu haklar ilgili Mahkeme kararı ile yeniden düzenlenir. Esas durumda doğabilecek değişiklikler İskân işlerinden sorumlu Bakanlığa ilgililerce intikal ettirilir."

-Madde 40'ın bu mesele ile ilgili alıntısı yapılan birinci ve ikinci bendleri Yargıtay/Aile Hukuk 1/87'de yorumlanarak bu maddede aile reisine tahsis edilen taşınmaz malda onunla birlikte aile nüfusunu oluşturan diğer aile fertlerinin de eşit şekilde tasar-ruf hakkına sahip olması ve karı kocanın boşanmaları halinde bu hakların ilgili mahkeme kararı ile yeniden düzenlenmesi öngörülüp maddede murat edilen Mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu ve bu gibi bir düzenlemenin boşanma ile birlikte yapılabileceği gibi boş-anmadan sonra da yapılabileceği vurgulanmıştır.
-
Daha önce özetlenen olgulardan da görülebileceği gibi bu başvuruya konu konut aile reisi olan Müstediye 1975 yılında tahsis edilmiş olup Müstedi konu konutta ailesi ile birlikte 1983 yılına kadar ikâmet ettikten sonra Kanadaya yerleşmiş ve 1985 yılında e-şi tarafından açılan boşanma davasından yapılan istinafta da Müstedi konu konutta ikâmet etmekte olan eşi ile çocuğunun ikâmet etmelerine riza gösterdikten sonra 3.5.1989 tarihinde Müstedaaleyhlere bir yazı göndererek konu konutun "T" cetveline işlenmesini- istemiştir. Müstedaaleyh-lerin bu istemlerine bir yanıt vermemesi üzerine de bu başvuruyu dosyalamıştır. Başvurunun duruşması sırasında da Müstedaaleyhler başvuruya konu konutun Müstedinin tasarrufunda olmayıp bu başvuruya konu yazılardan önce de ailevi d-urumunda değişiklik olup eşinden boşandığı cihetle ona istediği şekilde bir işlem yapmanın imkânsız olduğunu ve bu nedenlerle bir ihmalin söz konusu olmadığını savundular.

Yukarıda alıntı yapılan Yargıtay/Aile Hukuk 1/87'de vurgulandığı gibi aile reisine- tahsis edilen taşınmaz malda onunla birlikte aile nüfusunu oluşturan diğer aile fertlerinin de eşit şekilde tasarruf hakkı olup tarafların boşanmaları halinde bu hakkın boşanma ile birlikte ya da boşanmadan sonra Aile Mahkemesince düzenlenmesi gerektiğne -göre bu başvuruya konu konutun boşanmadan önce Müstedi adına yapılan tahsise dayanarak, boşanmadan sonra Aile Mahkemesi tarafından tahsisin kime verileceğine ilişkin bir karar verilene ve bu karar yasa uyarınca ilgili Bakanlığa intikal ettirilene dek ilgil-i devrede onun lehine işlem yapılması olası değildi ve bu nedenle Müstedinin başvurusunun reddedilmesi grekir.

Ancak Müstedaaleyhlerin Mahkeme aşamasında öne sürdükleri hususları Anayasal süre zarfında Müstediye bildirmeleri en ideal yoldu. Bunu yapmayıp- Müstedinin Mahkemeye başvurmasına sebep oldukları cihetle de Müstedinin başvuru masraflarının Müstedaaleyhler tarafından ödenmesi gerektiği görüşündeyiz.

Sonuç olarak başvuru reddolunur. Müstedinin masrafları Müsteda-aleyhler tarafından ödenecektir.


(-Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak) (Özkan Tunçağ)
Yargıç Yargıç Yargıç

9 Haziran 1992

-


-6-



-


Full & Egal Universal Law Academy