Yüksek İdare Mahkemesi Numara 162/1997 Dava No 13/1999 Karar Tarihi 25.06.1999
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 162/1997 Dava No 13/1999 Karar Tarihi 25.06.1999
Numara: 162/1997
Dava No: 13/1999
Taraflar: Cemal Uğurşan ile Çal. Ve İsk. Bakanlığı
Konu: Tahsis iptali – İdare hukukunun genel ilkelerine göre idare yapılan hatalı ve/veya yasaya uymayan idari tasarrufları daima geri alır.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 25.06.1999

-13/99 YİM 162/97
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.
Mahkeme Heyeti: Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

Davacı: Cemal Uğurşan, Dikmen
ile -
Davalı: KKTC Çalışma ve İskân Bakanlığı -vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Tevfik Mut
Davalı namına: Savcı Fatma Ertuğrul
İlgili Şahıs Başsavcılığa katılmıştır.


--------------


H Ü K Ü M


Mustafa H. Ö-zkök: Davacı, dosyalamış olduğu işbu davası ile İnceleme ve Dağıtım Komisyonu'nun R-21/90 - 2086 sayı ve 12.12.1990 tarihli kararı ile kendisine göçmen çocuğu statüsü ile tahsis edilen Aşağı Dikmen, XII.52.D.2, Parsel 243/2 numaralı konut ile ilgili tahsi-s haklarını iptal eden ve/veya ortadan kaldıran 3.4.1991 tarihli olup bilgisine takriben 17.10.1997 tarihinde gelen kararın ve/veya işlemin hükümsüz
ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına
dair Mahkeme emri ve;

"A" paragrafında beli-rtilen konutu kendisi dışındaki
kişi veya kişilere veren ve/veya tahsis eden kararın ve/veya işlemlerin hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair Mahkeme emri talep etmektedir.

Davanın duruşması yapılmıştır. Davacı b-izzat şahadet vermiş, başka tanık dinletmemiştir. Davalı taraf ise 3 tanık dinletmiştir. Taraflar ayrıca 1'den 16'ya kadar işaretli belgeleri emare olarak ibraz etmişlerdir.

Sunulan şahadet ve ibraz edilen emareler incelendikten sonra meselenin o-lguları şöyle özetlenebilir:

Dava konusu Aşağı Dikmen'de kain Pafta/Harita XII.52.D.2
ve Parsel 243/2 üzerinde bulunan 2 katlı binanın Emare 12'ye
göre 25.3.1981 tarih ve C 250/81 sayılı Bakanlar Kurulu
kararı ile K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığına t-ahsis edilmiş
ve 1990 yılına kadar Barış Kuvvetleri Komutanlığı tarafından askeri lojman olarak kullanılmıştır. Emare 1 yazı ışığında
ise 11 Aralık 1989 tarihli yazı ile 1.12.1989'dan itibaren tahsisin Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığına kalmak
üze-re kontrol ve kullanımı Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına devredilmiştir. Emare 2 belgeye göre ise aynı ev 12.12.1990 tarih ve R-21/90 - 2086 sayılı karar ile İnceleme ve Dağıtım Komisyonu tarafından 63 göçmen çocuğu statüsü ile Cemal Uğurşan'a (Davacıya)- tahsis edildiği ve bu karar ışığında Davacıya 22.12.1990 tarihli Emare 3 tahsis belgesi verildiği, 3.4.1991 tarihinde ise İnceleme ve Dağıtım Komisyonu'nun
tahsisi verilen konutun K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığına
ait ve K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığın-a tahsisli bir konut olması ve/veya tahsisin sehven verilmesi gerekçesi ile Dava-
cıya yapılan tahsis iptal edilmiş ve aynı gün iptal kararı ilgili Bakan tarafından onaylanmıştır. 12.4.1991 tarihinde
ise İskân Bakanlığı Müsteşarı, G.K.Komutanlığına Emare -5
yazıyı göndererek Davacıya yapılan tahsisin iptal edildiğini
ve adıgeçen şahsın konuta yaptığı tamiratı da gözönünde bulundurarak bir süre ikametine müsaade edilmesi talep
edilmiş, Emare 6 yazı ile G.K.Komutanlığı dava konusu
yerin Davacıya lojman olara-k tahsis edilmesine karar veril-diğini, İskân Bakanlığına 22.4.1991 tarihinde bildirilmiş

ve Emare 7 ile G.K.Komutanlığının 22 Nisan 1991 gün ve
İS:6124-6-91/105 sayılı emri uyarınca lojman tahsis tutana-
ğının, teslim alan olarak Davacı tarafından, tesl-im edilen tarafından ise Kudret Sarp tarafından imzalandığı görülmek-
tedir. Emare 10 belgeye göre ise Haziran 1991'den Temmuz 1997'ye kadar Davacıdan toplam 23.830.000TL lojman kirası
tahsil edildiği, 1997 yılında lojmanı boşaltması istenen Davacının ise- şahadetine göre yaptığı araştırmada tahsisin
iptal edildiğini öğrenmiş olduğunu ve bu bilgi ışığında işbu davayı açmış bulunmaktadır.

Yukarıda özetle aktarılan olgulardan da görüleceği gibi dava konusu Aşağı Dikmen'de Pafta/Harita XII.52.D.2, Pars-el 243/2 numaralı konutun 25.3.1981 tarihli Bakanlar Kurulu
kararı ile K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığına tahsis edildiği halde, aynı konutun 12.12.1990 tarihinde Davacıya tahsis
edilerek kendisine 24.12.1990 tarihli Emare 3 tahsis belgesi verildiği, K.T.B-arış Kuvvetleri Komutanlığına tahsisli oldu-
ğunu ve tahsisin iptal edilip geri alınmadan aynı konutun Davacıya tahsis edildiğini öğrenen İnceleme ve Dağıtım
Komisyonu tahsisten takriben 3 ay 21 gün sonra Davacıya
tahsis edilen konutun K.T.Barış Kuvvetleri- Komutanlığına tahsisli bir konut olması ve/veya tahsisin sehven yapılması gerekçesi ile tahsisi iptal etmiş ve iptal kararı Bakan tarafından aynı gün onaylanmıştır.

Bu davada incelenmesi gereken husus İdarenin Davacıya
ait tahsis kararını iptal et-mekle hatalı hareket edip etmediğidir. İdare Hukukunun genel ilkelerine ve yerleşmiş içtihat kararı prensiplerine göre İdare yapılan hatalı
ve/veya Yasaya uymayan idari tasarrufları daima geri
alabilir. İdarenin yanlış veya Yasaya uymayan işlemleri
ger-i alma yükümlülüğü vardır. Verilen bir kararın geri alınabilmesi için yasal dayanaktan yoksun olması gerekir,
yasal dayanaktan yoksun olan karar yok hükmündedir. Hiç doğmamış kabul edildiğinden bu kararın geri alınması gerekir. (Gör: YİM 79/89 (D.24/91)- YİM 21/87 ve 20/87 (D.4/90))

Yönetim, herhangi bir işlemin yanlış ve/veya sakat
olduğunu sonradan farketmesi halinde ilgili kişinin yargı organına başvurmasını beklemeden geri almalıdır. İyi
yönetici ilkeleri böyle yapılmasını gerektirmektedir. Bu- hususta (Gör: YİM 122/94 (D.6/97)).

Genel İdare Hukuku ilkelerine göre yönetimin sakat bir işlemi her zaman, ancak tercihan makûl bir sürede geri alma
hakkı vardır. (Gör: YİM 67/90 (D.25/95))

Yukarıya aktarılan ilke ve içtihat kararları ile -
vazedilen prensipler meselemize uygulandığı zaman dava
konusu konutun Davacıya tahsis edildiği 12.12.1990 tarihinde aynı konutun K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığına tahsisli
olduğu ve K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığı tarafından kontrol
ve kullanımı G.K.Ko-mutanlığına devredildiği ve G.K.Komutanlığı tarafından lojman olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda İdare, tahsisli konutun mevcut tahsisini iptal edip
geri almadan aynı konutu ikinci kez tahsis etme hak ve
yetkisine haiz değildir, çünkü konutu -K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığına tahsis etmekle konutun kontrol ve tasarruf
hakkını K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığına devretmiştir.
Diğer bir deyişle İdare tahsis yetkisini kullanarak dava
konusu konutu K.T.Barış Kuvvetleri Komutanlığına tahsis etmişti-r. Bu durumda yasal olarak ikinci tahsisi yapamazdı. Yapmak suretiyle hatalı ve/veya sakat bir işlem yapmış
olduğu, yapılan işlemin sakat olduğu ve/veya yanlış olduğu anlaşılması üzerine Davacıya yapılan tahsisi iptal etmiştir.


Söylenenler ışığı-nda İdarenin yapılan sakat işlemi
iptal etmekle herhangi bir hata etmediği kanaatindeyiz.

Yukarıda da izah edildiği veçhile yapılan sakat işlemi
3 ay 21 gün gibi kısa bir süre sonra geri almıştır. Bu
nedenle yapılan işlemin geri alınma süreci dikkat-e alındı-
ğında makûl bir sürede geri aldığı anlaşılmaktadır.

Davacı avukatı da bu konuda sorulan bir soruya karşılık söyleyecek birşeyi olmadığını belirtmiştir. Diğer bir
deyişle Davacı avukatı da sakat ve/veya hatalı bir işlemin
İdare tarafından- geri alınabileceğini kabul etmektedir.
Davacı avukatının üzerinde durduğu husus İdari kararın yani Davacının tahsisini iptal eden karar Davacıya tebliğ edil-
memesi nedeniyle kararın oluşmadığı yönündedir ve bu hususta
(YİM 92/85 (D.54/87) sayılı başvuruy-a atıf yapmaktadır.

Genel ilke olarak idari bir kararın, aleyhine alınan
kişiye uygun yollardan tebliğ edilmesidir. Tebliğden amaç
ise kişinin kendisini mağdur hissetmesi halinde 75 gün
zarfında Yüksek İdare Mahkemesine başvurarak ve dava açma
sü-resi içinde aleyhine alınan kararın iptal edilmesini
ve/veya hükümsüz kılınmasını sağlamaktır. Nitekim Davacı avukatının atıf yaptığı (YİM 92/85 (D.54/87) sayılı başvu-
ruda da bu husus vurgulanmaktadır. Ancak tek Yargıç
tarafından verilmiş olan bu karar-da idari kararın ilgili
kişiye bildirilmediği zaman tekemmül edemeyeceği ve yaşama geçirilmiş olmayacağı belirtilmekte ise de ki bu görüşe
katılma olanağı yoktur. Karar bir bütün olarak okunduğunda kişiye ihbar verilmesi amacının kişiyi harekete geçirip
d-aha ileri işlem yapılmasını önlemek için harekete geçip Mahkemeye başvurmasını sağlamaktır. İlgili karar yürürlük-
teki mevzuata uygun bir şekilde üretilmiş ise tebligatla

ilgili usulsüzlük, işlemi sakat kılmaz. Bu hususta
(Gör: YİM 95/81 (D.6/84)).

- İzah edilen içtihat kararları ve vazedilen prensipler
ışığında meselemiz incelendiğinde, Davacının tahsisinin
iptal edildiği ve iptal kararının Davacıya tebliğ edilmediği, uygulamada ise adresi belli ise kişiye tebliğ edildiği,
adresi bilinmiyor ise t-ahsisin iptali kararının Resmi
Gazetede ilân edilmek süretiyle tebliğ edildiği belirtil-mektedir. Davacının tahsisi 3.4.1991 tarihinde iptal
edilmiş ve 12.4.1991 tarihinde G.K.Komutanlığınca Davacıya konuta yaptığı tamirata karşılık konutta bir süre otu-rmasına müsaade edilmesi istenmiş ve bu isteğe uygun olarak dava
konusu konut G.K.Komutanlığının 22 Nisan 1991 tarih ve
İS: 6124-6-91/105 sayılı emri Emare 7 tahsis tutanağı ile Davacıya lojman olarak tahsis edilmiş ve 1.6.1991 tarihinden itibaren lojman -kirası tahsil edilmeye başlanmıştır. Yapılan
bu işlemlerden dolayı Davacının tahsisinin iptal edildiğini öğrenmiş olabileceği akla gelmektedir. Çünkü Davacı lojman tahsis tutanağını imzaladığını kabul etmekte ancak ne oldu-
ğunu diğer bir deyişle Komutan-lığın emri ile imzaladığı için içeriğini bilmediğini ileri sürmüştür.

Davacı davasında ise 3.4.1991 tarihinde tahsisi iptal
veya ortadan kaldıran kararın 17.10.1997 tarihinde bilgisine geldiğini belirtmektedir. Anayasamızın 152(3) fıkrası ise YİM -başvurularının karar ve/veya işlemin yayınlanma tarihinden ve/veya yayınlanmadığı takdirde ve/veya ihmal halinde başvuran kişinin bunu öğrendiği tarihten başlayarak 75 gün içinde yapılır denmektedir. Bu maddeden de anlaşılacağı gibi idari bir
kararın yayı-nlanmaması halinde, ki meselemizde yayınlanma-
mıştır, kişinin öğrendiği tarihten itibaren 75 gün zarfında Mahkemeye başvurma hakkı doğmaktadır. Davacı da yukarıda

izah ettiğimiz şekilde kararın 17.10.1997 tarihinde bilgi-
sine geldiğini kabul etmektedir- ve bu bilgisine gelmesinden sonra işbu başvuruyu dosyalayıp hakkını aramaktadır.

Bu söylenenler ışığında Davacı avukatının Davacıya
kararın tebliğ edilmediği ve bu nedenle kararın oluşmadığı yönündeki görüşüne katılmadığımızı yukarıda da belirtmişt-ik.
Bu nedenle Davacının bilgisine geldiği tarihten itibaren de Yüksek İdare Mahkemesine işbu davayı dosyaladığı dikkate alındığında Mahkemeye başvurma hakkının elinden alınmadığı
ve bu nedenle Davacıya iptal kararının bildirilmemiş olma-
sından dolayı Dav-acının herhangi bir mağduriyetinin söz
konusu olmadığı kanaatindeyiz ve Davacı avukatının bu
husustaki talebi reddedilir.

İdari davalarda alınan kararın yanlış ve/veya hatalı
olduğunu ispat etmek Davacıya düşer. Yukarıda söylenenler ışığında Davacı- ispat külfetini yerine getirmediği kanaatin-deyiz.

Netice itibarıyle yukarıda söylenenler ışığında İdare-
nin yapmış olduğu hatalı ve/veya sakat bir işlemi geri
almakla yani Davacının tahsisini iptal etmekle herhangi
bir hatalı harekette bulunmadığ-ı ve yapılan işlemin doğru
olduğu kanaatindeyiz.

Söylenenler ışığında Davacının davasında muvaffak
olmadığı cihetle davasının ret ve iptal edilmesi gerekir kanaatindeyiz.

Davanın özelliği dikkate alınarak masraflarla ilgili herhangi bir emir v-erilmemesinin uygun ve adil olacağı kanaatindeyiz.


Netice itibarıyle dava ret ve iptal olunur.

Masraflarla ilgili herhangi bir emir verilmez.




Mustafa H. Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç - Yargıç


25 Haziran 1999




-1


7



-


Full & Egal Universal Law Academy