Yüksek İdare Mahkemesi Numara 16/1996 Dava No 7/1998 Karar Tarihi 17.06.1998
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 16/1996 Dava No 7/1998 Karar Tarihi 17.06.1998
Numara: 16/1996
Dava No: 7/1998
Taraflar: Önel Ltd. İle Dev. Emlâk ve Mal. Dairesi
Konu: Müstedinin, kira antlaşması tahtında elde ettiği menfaatlerinden feragat ettiğini beyan eden belgenin iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 17.06.1998

-D. 7/98 YİM 16/96
YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

Müstedi: Önel Ltd., Sanayi Bölgesi Gazi Magosa

-ile-

Müstedaaleyh: Devlet Eml-âk ve Malzeme Dairesini temsilen KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanlığı vasıtası ile KKTC Başsavcılığı Lefkoşa

A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Emine Erk
Müstedaaleyh namına: Başsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad.
İlgili Şahıs namına -: Avukat Güneş Menteş.
--------------------

K A R A R


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Gönül Erönen okuyacaktır.

Gönül Erönen: Müstedinin 26.1.1996 tarihinde dosyaladığı başvurudaki olgular şöyledir:

Müstedaaleyh,- Devlete ait emlâk ve malzemelerin kira, alım, ihale ve benzeri işlerini yürüten Dairedir. Müstedi, Önel Ltd. ise, ilgili mevzuat tahtında Devlete ait Mağusa- Lefkoşa yolu üzerindeki Sanayi Bölgesinde bulunan ve

referansları, Pafta XXIV Harita 58.W.I Pa-rsel 10,11,12,13, olan 6 dönüm araziyi, üzerindeki Pano Atölyesi binası ile birlikte Müstedaaleyhten kiralayan şahıstır. Başvuru konusu
taşınmaz mal, Bakanlar Kurulunun B(K-1) 723-86 sayı ve 6.8.1986 tarihli kararı ile 12.12.1987 tarihinde imzalanmış sözl-eşme ile Müstediye kiralanmış ve daha sonra 7.1.1993 tarihli protokol tahtında kira süresi 30.9.1996 tarihine kadar uzatılmıştır.

Müstedi, yukarıda tafsilatı verilen Devletten kiraladığı taşınmaz malı ve bu taşınmaz üzerindeki tesisi, keza bu tesiste val-voline ürünleri üretip pazarlama haklarını Mehmet Özbada isimli şahıstan 104,000.- sterling ve Long Beach Club Ltd.'deki hisselerine karşılık, devredebileceğine ilişkin
31.5.1995 tarihinde, Mehmet Özbada ile bir anlaşma, yapmıştır.

Müstedi, mezkur 31.-5.1995 tarihli anlaşma tahtında, anlaşmanın uygulanabilmesi ve tarifi verilen tesisin devrine olanak sağlamak için, Mehmet Özbada ve/veya Mustafa Tener ve/veya onların kabul edip gösterecekleri 3. bir kişi leyhine, Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi ile akted-edilen kira mukavelesi ve bu mukavele altındaki kira ilişkisinden doğan tüm haklarından, İlgili Şahıs leyhine bir feragatname imzaladığını, ileri sürmektedir.

Müstediye göre, feragatnamenin geçerliliği alıcıların söz konusu anlaşma tahtında taahhütlerini -yerine getirmeleri önşartına bağlı idi. Müstedi devamla, Mehmet Özbada'nın kendisi ile yapılan anlaşmada belirtilen ivazları ve/veya herhangi bir kısmını ne verilen süre içerisinde ne de bugüne dek Müstediye vermiş değildir. Bu nedenle, Müstedi, ilgili anl-aşmanın tamamıyle ivazsız ve/veya batıl ve/veya geçersiz

ve/veya karşılıksız ve herhalukarda hükümsüz ve/veya fesh veya iptal edildiğini ileri sürmektedir. Müstedi, bu iddialarını gerek yazılı gerekse sözlü olarak Mustafa
Özbada'nın ve Müstedaaleyhin di-kkatine getirmiştir. Müstediye göre, aralarındaki anlaşmanın önşartının yerine getirilmemesinden dolayı geçersiz ve/veya ivazsız kalan feragatnameye istinaden ilgili kişilerin, ve/veya Müstedaaleyhin işlem yapması hatalı ve/veya gayri yasaldır.

Başsavcılı-ktan alınan hukuki mütalaa ışığında feragatnamenin geri alınamıyacağının bildirilmesi üzerine, konu feragatnameyi geçerli kabul eden Müstedaaleyhler, bu feragat neticesinde konu yeri, emare 6 Bakanlar Kurulu kararını müteakip İlgili Şahıs Tener İşletmecili-k Ltd.'le 18.12.1995 tarihli kira mukavelesi imza ederek, kiraladıar.

Müstedi, 12.12.1987 tarihli kira anlaşması tahtında elde ettiği menfaatlerinden feragat ettiğini beyan eden belgenin geçerli olduğunu kabul eden kararın; ve bunun neticesinde Müste-daaleyhin, Tener İşletmecilik Ltd. ile imzalamış olduğu 18.12.1995 tarihli sözleşmenin, tamamıyle geçersiz ve/veya kanunsuz olduğuna ve/veya kararın iptal edilmesine ve/veya hükümsüz ve/veya geçersiz ve/veya etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmaya-cağına ve keza Müstedinin mezkur taşınmaz malı, Müstedaaleyh ile yapmış olduğu 6.3.1991 tarihli anlaşma ve buna ekli protokol tahtında icar ve tasarrufunda bulundurmaya devam etmekte olduğuna dair, karar verilmesi talebinde bulunmaktadır.

Müstedaaleyh ve -başvuruya İlgili Şahıs olarak eklenen Tener İşletmecilik Ltd., aşağıda özetlenen ön itirazlarda bulundular:-


Başvuru konusu karar veya yapılan işlem Özel Hukuk
sahasında olduğu, Kamu Hukuku sahasına giren bir konu olmadığı cihetle, Yüksek İdare Mahkemes-ine başvuru konusu yapılamayacağından başvurunun masraflarla iptal edilmesi gerekmektedir;
Başvuru konusu karar veya işlem veya kira mukavelesi icrai bir karar olmadığı cihetle Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı olmadığı için başvurunun iptal edilmesi- gerekmektedir;
18.12.1995 tarihli başvuru konusu mukavelenin A-1000-95 sayılı ve 2.8.1995 tarihli Bakanlar Kurulu kararına istinaden yapıldığı, bu kararın 75 günlük yasal süre açısından iptali için herhangi bir başvuru dosyalanmadığı, yakınma konusu yapıl-madığı, keza Bakanlar Kurulu kararı yürürlükte kaldığı sürece karar altındaki işlemlerin iptalinin talep edilemeyeceği nedenleriyle, başvurunun iptal edilmesi gerekmektedir.

Davanın esasına geçmeden önce tarafların hemfikir olması nedeniyle öncelikle ön- itirazların karara bağlanması Mahkemece uygun görülmüş ve bu doğrultuda tarafların beyanları dinlenmiştir.

63/93 Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendirme) Yasasının 8. ve 12. maddeleri aynen şöyledir:-
"Madde 8.(1) Taşınmaz hazine mallarının k-ira takdiri, - - değer takdiri ile ilgili ön işlemleri, k-ira sözleşmesinin hazırlanması, imzalanması, feshedilmesi ve kira bedellerinin tahsili işlemleri Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi tarafından yürütülür.
(2) 12'inci madde uyarınca kira takdir işlemleri tamamlanan taşınmaz hazine malları ile ilgili k-ira sözleşmeleri Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi tarafından hazırlanır ve kira sözleşmelerinin imzalanması, izlenmesi,


feshedilmesi ve kira bedellerinin tahsili kiracıların dava edilmesi ve benzeri işlemler ile 7'nci madde kuralları çerçevesinde yapılac-ak işlemler, Bakanlıkça hazırlanıp Bakanlar Kurulunca onaylanacak bir Tüzük kuralları çerçevesinde Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi tarafından yürütülür.

12.(1) Kiraya verilecek olan taşınmaz hazine malının kira süresi; projenin büyüklüğü,- niteliği, yatırım maliyeti, işletme şekli ve genel olarak projenin ülke ekonomisine katkısı gözönünde tutularak aşağıdaki (2)'nci fıkrada öngörülen sürelere uygun olarak saptanır.
(2) Kira süresi hiçbir şekilde doksan dokuz yılı aşamaz. On yıla kadar kira-lamalarda Bakan yetkilidir. Onbir-elli yıl arası kira süreleri için Bakanlar Kurulunun, elli yılı aşan kira süreleri için de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisinin onayı gerekir.
(3) Kira süresi sonunda, amaca uygun kullanımın veya ülke ekonom-isine katkının devam ettiği yargısına ve/veya somut saptamalara varılırsa, kiracının başvurusu üzerine kira sözleşmesi, yukarıdaki (1)'inci ve (2)'inci fıkra kuralları uyarınca uzatılabilir. Ancak bu uzatma (2)'nci fıkrada öngörülen süreleri aşamaz.
(4) K-ira süresinin uzatılmaması veya kira süresinin doksan dokuz yılı tamamlamış olması halinde yapılmış olan tüm yatırımlar Devlete kalır."

18.12.1995 tarihli kira mukavelesinin dayandığı
emare 6 Bakanlar Kurulu kararı 22.8.1995 tarihindeki 105 no'lu Resmi G-azetenin Ek IV, sayı 38 Bölüm 1'de yayınlanmıştır. Emare 6 karar aynen şöyledir:

"Bakanlar Kurulu, Bakanlar Kurulunun E(K-1) 723-86 sayı ve 6.8.1986 tarihli kararı ile Önel Ltd. Şti'ne Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesince 30 yıl müddetle kiralanan Magosa-L-efkoşa yolunda Sanayi bölgesinde bulunan Pano Atölye Binası,Önel Ltd. Şti'nce 31.5.1995 tarihli feragatname ile Mustafa Taner ve/veya Mehmet Özbada ve/veya kuracakları şirket leyhine feragat edildiği cihetle Magosa- Lefkoşa yolunda Sanayi bölgesinde buluna-n Pano Atölye Binası Pafta/Harita XXIV.58.W.I parsel 10,11, 12 ve 13 (6 dönüm )'ün Mustafa Taner

ve/veya Mehmet Özbada ve/veya kuracakları şirket leyhine 25 yıl süre ile kiralanmasını onayladı".

63/93 Taşınmaz Hazine Malları (Kiralama ve Değerlendir-me) Yasasının 8 ve 12. maddelerindeki yasal durumdan da anlaşılacağı üzere taşınmaz hazine mallarının kira takdiri, değer takdiri ile ilgili ön işlemler, sözleşmelerin hazırlanması, imzalanması, feshedilmesi ve kira bedellerinin tahsili işlemleri Devlet Em-lâk ve Malzeme Dairesi tarafından yürütülür .İlgili daire burda özel şahıs gibi hareket eder.

Konuya bir başka açıdan baktığımızda,kira süresi hiçbir şekilde doksan dokuz yılı aşamaz, on yıla kadar olan kiralamalarda Bakanın yetkili olduğunu görmektey-iz. Onbir-elli yıl arası kira süreleri için Bakanlar Kurulunun, elli yılı aşan kira süreleri için ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisinin onayı gerekmektedir. Burada Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinin fonksiyonu, gerek Bakan ve Bakanlar Kur-ulu gerekse Cumhuriyet Meclisinin aldığı kararları sadece uygulamaya koymaktır. Müstedaaleyhin icrai karar alma yetkisi yoktur. Dolayısıyle bu yasa maddeleri kapsamında Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinin yapacağı herhangi bir işlem veya aldığı herhangi bir- karar idari değildir ve idari bir davaya konu olamaz, çünkü ilgili Daire Bakan veya Bakanlar Kurulunun aldığı kararlar doğrultusunda hareket etmektedir. Müstedaaleyhin bu konuda üstlendiği görev ve ilgili kira anlaşmalarını imzalaması kendi başına idari b-ir tasarruf değildir. Bir başka deyişle Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesi'nin bu maddeler altındaki işlemleri mezkur anlaşma veya mukaveleyi idari tasarruf niteliğine koymaz.


Diğer taraftan, huzurumuzda bulunan emare 6 Bakanlar Kurulu kararının yakınma k-onusu yapılmadığını görmekteyiz. Kararın 2.8.1995 de alındığını ve Resmi Gazetede

yayınlandığını dikkate aldıktan sonra 75 günlük yasal süre dolmadan iptali de istenmediğine göre, sözkonusu karar halen geçerli ve yürürlüktedir. Bunun neticesinde Bakanlar- Kurulunun bu kararı yürürlükte kaldığı müddetce Müstedaaleyhin söz konusu kararda tanımı verilen taşınmaz ve bunun üzerindeki tesisi 3. Şahsa kiralamak için yasal zemini olacaktır.

Müstedaaleyh tarafından yapılan kiralamaların herhangi bir şekilde kamu -yararını veya kamuyu ilgilendiren veya etkileyen bir konuyu içermediği, bu konudaki işlemlerin tamamen özel amaçla kullanılmak üzere, sadece kiracı ve kiralayan arasındaki ilişkiyi yasal bir zemine oturtmaya ve düzenlemeye yönelik olduğu anlaşılmaktadır. -

Bu safhada huzurumuzdaki konuyu daha esaslı bir şekilde etüd ederek konunun kamu hukukuna girip girmediğini daha ileri bir boyutta incelememiz gerekmektedir. Bu konuda bir çok içtihat kararları vardır. Bunlardan birtanesi YİM 189/90 (D. 39/92) sayılı kar-ardır. Konumuza ışık tutması bakımından, bu karardan uzun alıntılar yapmayı uygun görmekteyiz. YİM 189/90 (D.39/92) sayılı kararda Yargıç Taner Erginel verdiği hükümde sayfa 5'den 7'ye kadar olan kısmında şöyle demektedir:
"Özel Hukukla Kamu Hukuku aras-ındaki ayrımı doğru yapabilmek için Kamu Hukukunun süjesi olan Devletin özelliklerini bilmemiz gerekir. Devlet tüzel kişiliğe sahip bir kuruluştur. Ancak Devletin şirket, dernek v.s gibi diğer tüzel kişilerden farklı özellikleri vardır. Buna ilâveten Devle-tin gerçek kişilerden de farklı özellikleri vardır. Devletin gerçek olsun tüzel olsun diğer özel kişilerden farklılığını iki ana başlık altında toplayabiliriz.

Devletin amacı diğer özel kişilerden farklıdır.
Devletin gücü diğer özel kişilerden farklıdır.
-

Devletin amacı kamu menfaatini sağlamaktır. Halbuki diğer özel kişilerin amacı kendi menfaatlerini gözetmektir. Hamza Eroğlu, İdare Hukuku, 1985 sayfa 3'de "devletin varlık sebebi, kollektif ihtiyaçların giderilmesi, toplum için, toplum yararına faydalı -ve lüzumlu olan şeylerin yapılmasıdır" demektedir.
Devletin amacı ve gücü diğer özel kişilerden farklı olduğu için Kamu Hukukunda iki eğilim olduğunu söyleyebiliriz.
Amacı kamu yararını sağlamak olan Devlete diğer özel kişilere kıyasla daha büyük kolaylı-klar sağlama
Gücü özel kişilerden çok daha fazla olan Devletin bu gücü kötüye kullanmasını ve özel kişilere haksızlık yapmasını önlemek için Devletin yetkilerini sınırlama. Böylece bireylerin özgürce yaşamasına olanak sağlayan insan haklarına saygılı bir d-üzen kurma amacı toplum için , toplum yararına faydalı ve lüzumlu işler yapmak olan Devlet genellikle diğer özel kişilerin yapmadığı, ilgilenmediği işler yapar. Ancak bir tüzel kişi olan Devletin zaman zaman diğer herhangi bir tüzel kişi, örneğin bir şirke-t gibi davranması da mümkündür. İşte Devletin diğer özel kişilerden farklı özelliklerini hiç devreye koymadan, tıpkı özel bir kişi veya daha güzel bir benzetmeyle bir şirket gibi davranarak yaptığı işler özel hukuk alanına girer. Bir örnek verelim. Bir böl-gede özel mülk olan bir taşınmaz mal açık artırmaya katılmasına engel herhangi bir hukuk kuralı yoktur. Devlet memurları vasıtasıyla bu açık artırmaya katılabilir ve diğer insanlardan daha yüksek teklifte bulunarak malı alabilir. Bu alım satımda; Devlet tı-pkı özel bir kişi gibi davrandığı için yapılan işlemin Kamu Hukuku ile ilgisi yoktur. Diyelim ki atıl durumda taşınmaz malları bulunan bir Devlet tıpkı bir şirket gibi kiraya vererek mallarından yararlanmayı düşünüyor. Tarafların özel kişiler gibi davrandı-kları bu kira sözleşmelerinin Özel Hukuk alanına gireceği açıktır. Bu ayrıma paralel olarak Devletin kamu mülkü özel bir şirkete benzer şekilde kullandığı mülklerine ise özel mülk denmektedir.
Devletin Özel Hukuk alanına giren işlemlerini ve dolayısıyle öz-el mülkünü tespit etmek her zaman yukarıdaki örneklerde belirtildiği kadar kolay olmayabilir. Bazen Devlet kısmen Devlete özgü özellikler nedeniyle kısmen de özel bir şirket gibi davranarak sözleşme yapabilir.

Zaim Necatigil, 1970, First Edition Cyprus Ad-ministrative Law, 104 ve 105'de şöyle denmektedir.
(iii) Management of Government Property.
When the State in its relations with its citizens, submits itself to the same principles of private law that govern the relations of its citizens

towards one- another, it stands on the same judicial footing as its citizens. Management of Government property, therefore, in so far as it would be management such as that carried out by a private owner, would ordinarily fall within the domain of private law.
Manage-ment of Government property, the main characteristic of which, is however, the furtherance of purposes of public nature - such as the relief of landless persons and the better use of uncultivated land- takes the character of a public function, or service.- In the recourse of Byron Chrysanthou and Another v. The Republic of Cyprus (1968) 9 J.S.C. p. 952, at pp. 956-957, the Supreme Court, on this point, stated:
İt is Government property the management of which would ordinarily fall outside the ambit of arti-cle 146,in so far as it would be management such as that carried out by a private owner.
But it is recognized in Administrative law that the management of Government property of such a nature may, in certain circumstances, be carried out in such a manner -as to cease to amount to the management of private property only and to become management the main characteristic of which is the furtherance of purposes of public nature, and, in such a case and to that extent, such management takes the character of a pub-lic function or service
Furthermore Kyriakopoulos in Greek Administrative Law (4th ed. Vol.III, p.103) points out that in the course of the management of privately owned Government property there may take place certain administrative acts, falling outsi-de the realm of civil law, and done in a manner governed by principles pertaining to public law;.."

Görüleceği gibi Devlet ta-şınmaz mallarına ilişkin işlemler yaparken özel bir kişi gibi davranıyorsa bu işlemler Özel Hukuk alanına girer. Buna karşılık Devlet taşınmaz mallarını kamu yararını gerçekleştirmek için kullanıyorsa yaptığı işler kamu hizmeti sayılır ve Kamu Hukuku alanı-na girer. Eğer bir işlemde hem Özel Hukuk hem Kamu Hukuku unsurları varsa ağır basan karekteristiğe göre işlemin hangi alanda yer aldığını tesbit etmek gerekir. Özellikle Devletin yaptığı işlemler bir sözleşmeden ibaret değilse yani sözleşme ile birlikte y-önetsel kararlar da alınmışsa bu


işlemleri Kamu Hukuku alanında kabul etmek gerekir."


Aynı kararda sayfa 17-18'de ise Yargıç Metin A. Hakkı Özel ve Kamu Hukuku ile ilgili durumu şöyle ifade etmektedir:

"Zaim Necatigil de, Administrative Law isimli ki-tabının 1974 Baskı, 106. sayfasında "Domains of public and private law" ismi altında aynen şöyle demektedir.


'It is a principle of law that acts which fall within the domain of private law are not adminstrative acts and cannot be made subjects of recour-se for annulment even though the emanete from an adminstrative authority. The notion of adminstrative act excludes transactions and negotiations in the realm of private law. Only acts of an authority of public adminstration may possess the attributes of ad-minstrative acts if they come within the domain of public law.'


Yukarıda yapılan alıntılar ışığında bu başvurunun olgularına -bakıldığında Müstedinin Devlet ile olan ihtilâflarının bir kira mukavelesinden kaynaklandığı sarihtir. Bu husus ile ilgili olarak da Zaim Necatigil yukarıda referansı verilen kitabın 109. sayfasında aynen şöyle demektedir:
"It is well settled in Admini-strative law
that matters arising out of action taken by Government under contracts with citizens, are matters of private law and as such they do not fall within the competence relating to the remedy by way of recourse for annulment."


Bu alıntılar ışığın-da yukarıda belirttiğimiz görüşlerimizi önümüzdeki davaya uyguladığımız zaman, huzurumuzdaki meselenin Kamu Hukuku alanına giren bir konu olmadığı sonucunu çıkarmaktayız. Başvurunun olgularına bakıldığında Müstedinin Devlet ile olan ihtilâflarının sadece
-

kira mukavelesi ve buna bağlı feragatnameden kaynaklandığını görmekteyiz. Keza mevcut kira ilişkisi hiç bir şekilde Kamu Hukukuna ilişkin unsurlar içermemektedir. Devlet bu meselede özel kişi gibi davranmış Müstedaaleyh de kendisine yükümlenen kira muka-velesini yapma görevini yerine getirmiştir. Bakanlar Kurulu kararının olması, kira ilişkisinin özel niteliğini değiştirmez. Keza emare 6 Bakanlar Kurulu kararının varlığı konu kira mukavelesine yönetsel ve icrai nitelik kazandırmamaktadır. İcrai nitelikte- olan işlem Bakanlar Kurulu kararıdır. Bu Bakanlar Kurulu kararı da halen yürürlükte olup, yakınma konusu yapılmadığından doğruluğu hakkında bu safhada birşey söylemeyi uygun bulmuyoruz.

Neticede, tüm yukarıda belirttiklerimiz ışığında Müstedaaleyh ve İ-lgili Şahsın ön itirazlarında haklı oldukları ve başvurunun daha ileri gitmeden yapılan ön itirazlar ışığında red ve iptal edilmesi gerektiği görüşündeyiz.

Bu nedenle başvurunun ret ve iptal edilmesine emir verilir.

Başvuru masrafları talep edilmesi hal-inde, Yüksek Mahkeme Başmukayyidinin takdirinden geçmesi kaydıyle, Müstedi tarafından 3. Şahsa ödenecektir.


Mustafa H. Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


17 Haziran 1998

1


11






Full & Egal Universal Law Academy