Yüksek İdare Mahkemesi Numara 155/2003 Dava No 10/2008 Karar Tarihi 30.06.2008
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 155/2003 Dava No 10/2008 Karar Tarihi 30.06.2008
Numara: 155/2003
Dava No: 10/2008
Taraflar: Muhsin Emirsoy ve diğeri ile Bakanlar Kurulu ve diğerleri arasında
Konu: Kamulaştırma - İdari işlem
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 30.06.2008

-D. 10/2008 YİM: 155/2003


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti:Mustafa H.Özkök,Necmettin Bostancı,Talât D-.Refiker.


Davacı:1.Muhsin Emirsoy, Liman Reis Mahallesi, Ata Sok.No.24,
İzmir - Türkiye
2.Emine Tünçelli, Muğla - Türkiye.

- ile -

Davalı:1.Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa
2.İçişleri, Köyişleri ve İskân Bakanlığı v-asıtasıyle
KKTC, Lefkoşa
3.Tapu ve Kadastro Dairesi Müdürlüğü vasıtasıyle KKTC,
Lefkoşa
4.Girne Kaza Tapu Dairesi vasıtasıyle KKTC,Girne.


A r a s ı n d a.

Davacılar namına: Avukat Ergin Ulunay-
Davalılar namına: Başsavcı Yrd. Mustafa Arıkan
İlgili Şahıs 1,8 namına: Avukat Selçuk Gürkan
İlgili Şahıs 4,5,6 namına: Avukat Gözel Halim


--------------

H Ü K Ü M

Mustafa H.Özkök: Bu davada Mahkemenin kararını Sayın Yargıç Necmettin Bostancı ok-uyacaktır.

Necmettin Bostancı: Girne Karakum'da kâin, pafta XII, harita 21 E 1 & E 2, parsel 314 ve 306'nın 27/69 hissesi Davacı 1, 42/69 hissesi de Davacı 2 adında kayıtlıdır. Söz konusu parseller önceleri ayrı ayrı müstakil parseller halinde idi, bilâha-re amalgame edilmişlerdir. Bahse konu taşınmazlar Eşdeğere tabi mal olup 1974 sonrasında KKTC adına, bilâhare eşdeğer puan karşılığı Ahmet E. Hüseyin ve Nafiya Cevdet adına kaydedilmiş, 21/7/1999 tarihinde ise hibe yoluyla Davacılara intikal etmiştir.

Yi-ne Karakum'da kâin, pafta XII, harita 21 E 1 parsel 315 referanslı taşınmaz mal, Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonu tarafından (4)'e bölünmüş, bölünme sonucu ortaya çıkan parseller 315/1 ile 315/4, parsel 306 ve 314'le birlikte aynı şahsa verilmiş,- parsel 315/2 ve 315/3 ise farklı kişilere verilmiştir. Bunun sonucu olarak, parsel 315/2 ve 315/3'ün sahiplerinin yola ulaşma olanakları ortadan kalkmıştır.

Parsel 315/3'ün sahiplerine yola kavuşma olanağı vermek için KKTC Bakanlar Kurulu, Tapu ve Kadas-tro Dairesi'nin önerisi üzerine parsel 314/1'in Kuzey ve Batı hududu boyunca 12'lik bir kısmın istimlâk edilmesi için Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne yetki vermiştir. Davacılar bu karara karşı YİM 93/99'u dosyalamışlardır. Daha sonra, kamulaştırmayı yapan mak-am olarak KKTC, parsel 314/1'in Kuzey ve Batı hududu boyunca 12'lik bir kısmının kamulaştırılması yönüne gitmiş ve bu konuyla ilgili, gerekli iktisap ihbarı ile iktisap emrini Resmi Gazete'de yayımlamıştır. Bu işlemlere karşı Davacılar YİM 126/99 sayılı da-vayı dosyalamışlardır. Davacıların davaları sonuçlanmadan, idarenin, işlemlerinde yanlış parsel numarası kullandığı, başka bir ifade ile, parsel 314 yerine 314/1 rakamının zikredildiği ve istimlâk işleri yapılmasına karar verilen yerde, 314/1 No'lu bir par-selin mevcut olmamasının ortaya çıkması üzerine parsel 314 ile ilgili istimlâk prosedürü başlatılmış ve parsel 314'ün Kuzey ve Batı hududu boyunca 12'lik bir kısmın istimlâkiyle ilgili gerekli işlemler yapılmıştır. Bunun üzerine Davacılar YİM 155/03 sayılı- davayı ikâme etmişler, bu dava YİM 93/99 ve YİM 126/99 sayılı davalar ile birleştirilmiştir. Davacılar, YİM 155/2003 sayılı davada aşağıdaki şekilde talepte bulunmuşlardır:

"1. Mahkemenin 14/11/2003 tarihli Resmi Gazetede
Amme Enstrümanı 795 o-larak yayımlanan ve ayrıntıları
23/5/2003 tarihli ve Amme Enstrümanı 366 olan
kamulaştırma ihbarında belirtilen Davacıların koçanlı
malı olan Girne'de Karakum'da Pafta/Harita
No.XII/21.E.1&E2, Parsel No.314 olan araz-inin
8/5/2003 tarihli plân üzerinde sarı boya ile boyanmış
saha içerisinde kalan kısmını ve/veya kuzey ve batı
hudutu boyunca 12 ayak genişliğinde bir yeri ve sahayı kamulaştıran Kamulaştırma Emrinin tamamen hükümsüz ve etkisi-z olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar vermesi.

2. Mahkemenin 4/12/2003 tarihli Resmi Gazetede Amme Enstrümanı 821 olarak yayımlanan ve ayrıntıları 23/5/2003 tarihli ve Amme Enstrümanı 366 olan kamulaştırma ihbarında belirtilen -Davacıların koçanlı malı olan Girne'de Karakum'da Pafta/Harita No.XII/21.E.1&E2 Parsel No.314 olan arazinin 8/5/2003 tarihli plan üzerinde sarı boya ile boyanmış saha içerisinde kalan kısmını ve/veya kuzey ve batı hudutu boyunca 12 ayak genişliğinde bir ye-ri ve sahayı kamulaştıran Kamulaştırma Emrinin tamamen ükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar vermesi.

3. Mahkemenin 23/5/2003 tarihli ve Amme Enstrümanı 366 olan kamulaştırma ihbarının tamamen hükümsüz ve etkis-iz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar vermesi.


Davalılar, Davacıların talep takririne karşılık, ön itiraz da içeren müdafaa takriri sunmuşlardır.

Davalıların ön itirazı, Davalı 2,3 ve 4'ün kararlarının hazırlık mahiyetinde işle-mler oldukları ve bu nedenle davaya konu olamayacağına ilişkindir.

Davanın ileriki safhasında, Girne Belediyesi, İsmail Ergin, İşmen Talât Fırıncıoğulları, Rıza Osman Uzunyağlı, Naciye Saffet, Ayşe Seylan, Erden Oskar ve Oskar Ltd isimli şahıslar, sırası-yla davaya ilgili şahıs 1,2,3,4,5,6,7,8
olarak dahil edilmişlerdir.

Bilâhare, İsmail Ergin, İşmen Talât Fırıncıoğulları ve Erden Oskar, davanın ileri safhasında davadan çıkarılmışlar-dır.

Davacı, birleştirilmiş YİM 93/99, YİM 126/99 ve YİM
155/03 say-ılı davaların duruşmasına başlanacağı gün, YİM 93/99 ve YİM 126/99 sayılı davaları geri çekmiştir.

Davanın ıspatı amacıyla Davacı 1 şahadet vermiş, başka herhangi bir tanık çağırmamışlardır.

Müdafaa amacıyla Davalılar 3, ilgili şahıslar ise 4 tanık din-letmişlerdir.

Ayrıca taraflar, evraklardan oluşan 29 adet emare sunmuşlardır.

Bu davada Davacıların hukuki argümanları 3 noktada toplanmaktadır.
Meselede kamu yararı yoktur. Dava konusu karar alınırken amaç, bazı özel kişilere geçit sağlamaktır. Parsel- 315/3'ün sahibi geçit hakkı için Tapu Dairesi'ne müracaat etti, geçit için kendisine başka yer gösterildi.
Bakanlar Kurulu tarafından alınmış bir kamulaştırma kararı yoktur, sadece onay kararı vardır. Karar, yetkisiz organ İçişleri Bakanlığı tarafından al-ınmıştır.
Karar, şekil ve usul yönünden sakattır. Şöyle ki, Davacıların Avukatı tarafından yapılan itiraz üzerine, kamulaştırmayı yapan makam olan İçişleri, Köyişleri ve İskân Bakanlığı, kendi görüş ve tavsiyelerini, Bakanlar Kuruluna iletmedi.


Davacılar-ın ileri sürdüğü ve yukarıda özet olarak
aktarılanlar, var olmaları halinde bir idari kararın geçersiz olması veya yok olması sonucunu doğurabilmektedir.

Öncelikle 3'ncü başlık altında ileri sürülen, şekil ve usule ilişkin aykırılığın var olup olmadığın-ı inceleyelim.

Bu hususta bize ışık tutacak olan 15/62 sayılı Amme Menfaati Yararına Maksatlar için Zorla Mal İktisabına Dair Yasa'nın (Bundan sonra bu karar maksatları bakımından sadece yasa olarak anılacaktır) 6(1) maddesidir. Konu 6(1) maddesi aynen ş-öyledir:

"6.(1) İktisap ihbarında tâyin edilen sürenin sona ermesi
üzerine, iktisabı yapan makam veya, iktisabı yapan makamın Cumhuriyet olması halinde, ilgili Bakan, yukarıda bahis konusu süre içinde iktisap için yapılan herhangi bir itiraz-ı makul bir süratle tetkik eder ve bu gibi makam bir belediye veya bir Cemaat Meclisi olmadıkça, bahis konusu itirazları, hale göre, iktisabı yapan makam veya ilgili Bakanın bu itirazlar hakkında yapmayı uygun gördüğü mütalâa ve tavsiyeler ile birlikte Ba-kanlar Kuruluna gönderilir."


Görüldüğü gibi Yasaya göre iktisabı yapan makamın
Cumhuriyet olması halinde, idarenin uygulaması gereken
yöntem, iktisap ihbarının yayınlanması üzerine ilgili Bakanın,
süresi içerisinde yapılan itirazları makul surette tetkik-
etmesi ve bu itirazları, hakkında yapmayı uygun gördüğü
mütalâa ve tavsiyelerle birlikte Bakanlar Kuruluna
göndermesidir.

Huzurumuzdaki meselede iktisabı yapan makam K.K.T.C.'dir. Davacılar süresi içerisinde Resmi Gazetede yayınlanan 23/5/2003 tarihli- ve 366 sayılı Amme Enstrümanı'nda öngörüldüğü şekilde, İçişleri, Köyişleri ve İskân Bakanlığı'na itirazlarını 30/5/2003 tarihli Emare 21 yazı ile sunmuşlardır. Davacıların söz konusu yazısı üzerine İçişleri, Köyişleri ve İskân Bakanı Emare 28'e ekli 6/11/-2003 tarihli, Bakanlar Kuruluna muhatap önergesinde, Davacıların kamulaştırma ihbarına itiraz ettiklerini belirtmekte, kamulaştırma emrinin yayımlanmasını talep etmektedir. Konu önerge aynen şöyledir:

"KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
İÇİŞLERİ, KÖYİŞLERİ VE- İSKÂN BAKANLIĞI

Sayı: 36/69/15(8/69/27)
Önerge No: 658/2003 Lefkoşa:6 Kasım,2003


BAKANLAR KURULU'NA ÖNERGE

Konu: Kamulaştırma Emri hk.

K.K.T.C. Bölgesindeki kara ulaşımının sağlanması,
idamesi ve geliştirilmesi için yani yol i-nşaatı için
gerekli olduğundan, Girne İlçesine bağlı Karakum'da
kain olan ve özel mülkiyette bulunan XII/21.E1&E2 sayılı Devlet Kadastro Planında 314 sayılı parselin kısmından
oluşan taşınmaz malın kamulaştırılması zorunlu görülmüş
ve 15/1962 sayılı Zo-rla Mal İktisabı Yasası'nın 4.
maddesinde öngörülen Kamulaştırma İhbarı 23.5.2003
tarih ve 55 sayılı Resmi Gazete'nin Ek III'ünde Amme Enstrümanı 366 olarak yayınlanmıştır.

Sözkonusu Kamulaştırma İhbarında belirtilen 15 günlük
süre içerisinde kamulaştı-rılması düşünülen taşınmaz mal üzerinde Avukat Ergin Ulunay müvekkilleri Muhsin Emirsoy ve Emine Tunçelli adına hak iddia etmiş ve kamulaştırma
hususunda itirazda bulunmuştur.

Konu Bakanlığımızca değerlendirilmiş ve kamu yararı için gerekli olduğundan- sözkonusu kamulaştırmanın yapılması uygun görülmüştür.

Konu ile ilgili kamulaştırmanın Bakanlar Kurulu'nca da uygun görülmesi halinde, 15/1962 sayılı Zorla Mal İktisabı Yasası'nın 6. maddesine uygun olarak düzenlenen ve ilişikte sunulan Kamulaştırma Emr-inin Resmi Gazete'de yayınlanması gerekmektedir.

Belirtilenler ışığında konunun Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek aşağıdaki şekilde karar alınmasını saygılarımla arz ederim.
"Bakanlar Kurulu, önergenin ekinde sunulan ve 15/1962 sayılı Zorla Mal İktisabı Y-asası'nın 6.maddesine uygun olarak hazırlanan Kamulaştırma Emrini onaylayarak Resmi Gazete'de yayınlanmasına karar verdi."



Dr.Mehmet ALBAYRAK
Bakan "


Bakanlar Kuruluna sunulan bahse konu öner-gede,
itirazların ne olduğundan bahsedilmemesi yanında, önergenin ekinde yapılmış olan itiraz veya itirazlar da yer almamaktadır. Huzurumuzda, itirazların Bakanlar Kuruluna gönderildiği hususunda şahadet yoktur. Huzurumuzdaki emarelerden de itirazların Bak-anlar kuruluna gönderildiği, sonucuna varamamaktayız.

İtirazların, Bakanlar Kurulunun bilgisine getirilmemesi şekil ve usul yönünden bir eksikliktir.

Yukarıda şekil ve usul yönünden bir eksikliğin var olması halinde bunun bir sakatlık doğurabileceğinde-n bahsetmiştik. Bunu teyit ve konunun daha iyi anlaşılması bakımından aşağıdaki iktibasları yapmayı uygun gördük.

Prof.Dr. A.Şeref Gözübüyük "Yönetsel Yargı" isimli eserinin 20'nci basısında 239'ncu paragrafın sonunda şöyle demektedir:

"Yönetsel bir iş-lemin yapılması için öngörülen biçim ve yöntem kurallarına uyulmaması, bu alanda ortaya çıkan sakatlıklar, biçim yönünden aykırılık durumunu oluşturur ve işlemin iptalini gerektirebilir."


Ayni konuda Ord.Prof.Dr.Sıddık Sami Onar "İdare Hukukunun Umumî- Esasları" adlı eserinin 3.bası 1.cildinde sayfa 308'de "şekil" den ne anlaşılması gerektiğini "şekil dediğimiz zaman tasarrufun oluşu ve tekemmülü; iradenin hazırlanması, izharı ve tespiti için takip edilecek usul, merasim ve vesikalar anlaşılır" şeklinde- izah ettikten sonra, sayfa 309'da usul ve şekle uyulmaması halinde doğacak sakatlıklara örnekler vermektedir. Bu sayfada verilen ikinci örneğin bizi ilgilendiren kısmı aynen şöyledir: "kararın verilmesi yani iradenin izharı ile tasarrufun tekemmül etmiş o-lması için bir takım hazırlıklara, diğer bazı makamların rey ve mütalâasına ihtiyaç olan yerlerde bu mütekaddim muamelelerin yapılmamış olması, tasarrufu, usul ve şekil unsuru bakımından sakatlatır."


Şeref Gözübüyük, aynı eserinde paragraf 247'd-e
mütekaddim muameleler "ön işlemler"e temas etmekte ve şunları söylemektedir:
"Ön işlemler arasında yer alan danışma işlemleri,
özellikleri dikkate alınarak, genellikle üç kümede
toplanır:

İsteğe bağlı olanlar. Yönetim yasa ile zorunlu-
tutulmadığı halde, kararını almadan önce, danışma
yoluna başvurabilir. Bu gibi durumlarda yönetim,
kendisine bildirilen düşünce ile bağlı olmaksızın
kararını serbestçe alabilir. Böyle bir durumda,
danışma işlemind-e yapılan sakatlıklar, esas işlemin
iptalini gerektirmez.

İstenmesi zorunlu olanlar. Kimi durumlarda yönetimin karar almadan önce, belli bir yerin görüşünü öğrenmesi, yasa ile zorunlu tutulmuş olabilir.Eğer aksine bir kural yoksa, yönetim kendisi-ne bildirilen görüş ile bağlı olmaksızın, kararını serbestçe alabilir. Bu gibi durumlarda yönetimin danışma yoluna başvurmaması, ya da danışma işleminde yapılan birincil nitelikteki biçimsel sakatlıklar, asıl işlemi de etkiler. Tüzük tasarılarının Danıştay-dan geçirilmemesi, bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Örneğin Danıştaydan geçmemiş olan bir tüzük tasarısının, tüzük olarak Resmi Gazetede yayınlanması, iptali gerektirecek biçimsel bir sakatlıktır.

..............................................
- ..............................................
İstenmesi ve uyulması zorunlu olanlar. Kimi durumlarda yönetim hem danışmada bulunmak, hem de bildirilen görüşe uygun işlem yapmak zorundadır. Bu gibi durumlarda, danışma yoluna başvurulmaması, ya da- başvurulmakla beraber, danışma işleminde öne sürülen duruma uygun olmayan bir karar alınması, iptali gerektiren biçimsel bir sakatlıktır. Bu gibi sakatlıklar ileri sürülmese bile, yargı yerlerince kendiliğinden dikkate alınmalıdır; kamu düzeni ile ilgilid-ir."


Yasaya göre istimlâk (kamulaştırma) işlemi iktisap emrinin
yayınlanması ile tamamlanmaktadır. İktisap emrinin yayınlanabilmesi için birtakım ön işlemlerin yapılması gerekmektedir. Huzurumuzdaki meselede iktisap emrinin yayınlanmasından önceki işle-mlerin neler olduğuna yukarıda temas ettik. Söz konusu bu işlemler ön işlemler mahiyetindedir. Herhangi bir idari işlemin tekammülü için bir- takım ön işlemlerin yerine getirilmesinin gerekli olduğu ve bu işlemlerin yapılmadığı hallerde, idari işlem şekil -ve usul yönünden sakat bir işlem haline gelmektedir. Huzurumuzdaki meselede, ön işlemler lâyıkı veçhile yapılmadığı veya yasanın öngördüğü yukarıda ifadesini bulan birtakım gerekler yerine getirilmediği cihetle, iktisap emri yayınlanamazdı. Yasanın gerekle-rine uyulmadığı nedeniyle istimlâk işlemi şekil ve usul yönünden sakat bir işlemdir ve bu sakatlık işlemin geçersiz ve hükümsüz olması sonucunu doğurmaktadır.

İstimlâk işleminin şekil ve usul yönünden sakat olduğu sonucuna vardıktan sonra haliyle, Davacı-ların diğer 2 başlık altında sundukları "yetkisizlik olduğu" ve meselede "kamu yararı olmadığı" şeklindeki iddialarını, bu konularda varılacak olumlu veya olumsuz bir bulgunun yukarıda vardığımız sonucu değiştirmeyeceği cihetle incelemeyi uygun görmüyoruz.-

Yukarıda belirtilenlerden de anlaşılacağı üzere, Davacılar davalarında başarılı olmuşlardır. Bu nedenle talep takriri gereğince hüküm ve emir verilir.

Masraflar için emir verilmez.



Mustafa H. Özkök Necmettin Bostancı Talât D. Refiker
- Yargıç Yargıç Yargıç


30 Haziran, 2008



10






Full & Egal Universal Law Academy