Yüksek İdare Mahkemesi Numara 15/2006 Dava No 5/2008 Karar Tarihi 18.03.2008
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 15/2006 Dava No 5/2008 Karar Tarihi 18.03.2008
Numara: 15/2006
Dava No: 5/2008
Taraflar: Salim Elibol ile KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC vd.
Konu: KKTCden İhraç Kararı - Yasaklı Göçmen.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 18.03.2008

-D. 5/2008 YİM: 15/2006

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Şafak Öneri, Talat D. Refiker.

Davacı: Salim Elibol, Yenişehir, Mersin - Türkiye

- ile -
-
Davalı: 1- KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC,
2- İçişleri Bakanı ve/veya Bakanlığı vasıtasıyle KKTC,
3- Başmuhaceret Memuru vasıtasıyle KKTC,
4- Polis Genel Müdürlüğü vasıtasıyle KKTC,
5- Muhaceret Dairesi Müdürlüğü vas-ıtasıyle KKTC

A r a s ı n d a.

Davacı namına: Avukat Ergin Ulunay adına Stajer Avukat Gözde Uğraşın ve Avukat Menteş Aziz
Davalılar namına: Kıdemli Savcı Fatma Ertuğrul.

------------

K A R A R

Nevvar Nolan: Bu davada Mahkemenin kar-arını Sayın Yargıç Şafak Öneri okuyacaktır.

Şafak Öneri: TC vatandaşı olan davacı, 1/2/1999 tarihinde ailesi ile birlikte, ziyaretçi izni alarak, kendi ifadesiyle "yerleşmek" amacı ile KKTC'ye geldi. O tarihten itibaren, ailesi ile birlikte Lefkoşa'da i-kâmet etmeye başlayan davacı, 1998-1999 ders yılının 2. döneminden itibaren, öğrenimine başladığı Lefkoşa Türk Lisesi'nden, 2003-2004 yılında mezun oldu. Liseden mezuniyetinden sonra, 2004-2005 ders yılında Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'ne kaydını yapt-ıran davacı, hazırlık sınıfı okuduktan sonra, 2005-2006 ders yılından itibaren iç mimarlık bölümünde öğrenimine devam etti.

Huzurumuzdaki emarelere göre davacının, KKTC'deki yasal ikâmeti Muhaceret Dairesi Müdürlüğü tarafından ilki 30/9/2002 tarihinde -verilen, bilahare her yıl yenilenen yıllık öğrenci vizeleri ile gerçekleşti. Davacıya verilen son, öğrenci vizesinin sona eriş tarihi 30/9/2006'dır. Davacı, KKTC'de geçici ikâmet edebilmesi için kendisine verilen süre devam ederken, annesinin rahatsızlığ-ı nedeni ile 18/1/2006 tarihinde Türkiye'ye gitti.
Davacı, Türkiye'de olduğu sırada Polis Genel Müdürlüğü, 19/1/2006 tarihinde, davacı aleyhine emare 4 istihbarat raporunu hazırladı ve İçişleri Bakanlığına verdi. Mezkûr raporda davacı ve arkadaşı Selçuk -Düzgün hakkında, istihbarî bilgiler yer almaktadır. Mezkûr raporda yer alan davacı ile ilgili iddialar özetle şöyledir; davacı aşırı milliyetçi ve ülkücü düşünce yapısına sahip olup, okulda kendisini ülkücü militan olarak tanıtarak, ideolojisini yaymak iç-in etkin faaliyetlerde bulunmaktadır. Arkadaşı Selçuk Düzgün ile birlikte yıkıcı-bölücü faaliyetlerde bulunmaktadır, ayrıca, hukuki ve adli konuları yetkili mercilere bırakmayıp, organize suç örgütleri oluşturarak çözmeye çalışmaktadır. Örnek olarak Güze-lyurt'ta, Cafer Kani ve Hasan Kani isimli kişiler ile işçileri arasındaki hukuki ihtilafa Selçuk Düzgün ile birlikte yasa dışı olarak müdahale etti, meydana gelen olaylarda darp suçu işledi ve aleyhine darptan dolayı dava okundu. Yeri gelmişken belirtmeli-yiz ki, huzurumuzdaki şahadete göre davacının mezkûr olayla ilgili olarak itham olunduğu suçun organize suçlarla ilgisi yoktur. İtham olduğu suç basit darp suçudur. Rapora göre, davacı ve Selçuk Düzgün keza, üniversitelerde okuyan öğrencilerin ideolojik- görüşlerini istismar ederek öğrencileri şahsi menfaatleri için kullanmakta ve huzursuzluk yaratmaktadırlar.

Raporu değerlendiren İçişleri Bakanlığı, davacının ve Selçuk Düzgün'ün KKTC'de barışı, kamu düzenini, yönetsel düzeni tehlikeye sokucu şek-ilde davrandıklarını, tesbit ederek, Fasıl 105, madde 6(1)(g) altında yasaklı göçmen ilân edilmeleri için 20/1/2006 tarihinde, Bakanlar Kuruluna emare 5'deki önergeyi sundu. Önergeyi değerlendiren Bakanlar Kurulu, ayni gün emare 5'de ibraz edilen kararı a-larak, Resmî Gazetede ilân etti. Emare 5 karar şöyledir;
"Bakanlar Kurulu, KKTC'nde kamu düzenini bozucu, ülke barışını ve yönetsel düzeni tehlikeye sokucu tutum ve davranışlar içerisinde bulunan, önergeye ekli Polis Genel Müdürlüğü'ne ait belgelerde k-imlikleri detaylandırılan Salim Elibol ve Selçuk Düzgün'ün Fasıl 105 sayılı Yabancılar ve Muhaceret Yasası'nın 6(1)(g) maddesi uyarınca yasaklı göçmen ilân edilmelerine karar verdi."


Emare 5 kararın ilânını müteakip ayni gün, davalı 5 Muhaceret Dairesi- Müdürlüğü, davacının KKTC'den ihraç edilmesi yönünde emare 6 kararı aldı. Ancak, davacının KKTC dışında olması nedeniyle ihraç kararı icra edilemedi.

Davacı, birkaç gün sonra, Ercan Havaalanın'dan KKTC'ye giriş yaparken, Muhaceret Polisi tarafından -kendisine Bakanlar Kurulu kararı ile giriş yapmasının yasaklandığı söylenerek, giriş izni verilmemesi üzerine Türkiye'ye geri döndü.

2005-2006 güz dönemi sınavlarına KKTC dışında olduğu için girmeyen ve bu nedenle başarısız olan davacı, bahar döneminde- de aleyhindeki yasaklı göçmen kararı dolayısıyle okula kayıt yaptıramadı ve okulu dondurma hakkını da kullanmadığı için Uluslararası Kıbrıs Üniversitesindeki kaydı, 20/10/2006 tarihinde silindi.

Huzurumuzda bulunan bu dava ile davacı, aleyhindeki ihraç- kararı ile yasaklı muhacir olmasını öngören ve/veya KKTC'ye girişini yasaklayan yukarıdaki kararın, tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna dair bir Mahkeme kararı talep etmektedir.

Huzurumuzda bulunan bu davada davacı, aleyhine alınan KKTC'den ihraç k-ararı ile yasaklı göçmen ve/veya KKTC'ye girmesini yasaklayan kararın gerekçe içermediği, teyit edilmeyen istihbarat raporları sonucunda üretildiği için hatalı olduğunu iddia ederek, tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna dair bir Mahkeme kararı talep etmekt-edir.
Davacı keza, davalıların mezkûr kararı alırken, 29/04 sayılı Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (Onay) Yasası madde 13'e aykırı olarak kendisine itiraz hakkı verilmediğinden yakınmaktadır. Davalılar ise, davacının iddialarını reddetmektedirler. D-avalılara göre, alınan kararlar Fasıl 105 Yabancılar ve Muhaceret Yasası (kararın ileri safhalarında sadece "yasa" olarak tanımlanacaktır) madde 6(1)(g) ve madde 14'e uygun olarak alınmış olup iptali gerekmez.

Yasanın 2. maddesine göre "yasaklı göçmen" -bu yasa kuralları uyarınca Kıbrıs'a girişi yasaklanmış göçmen sayılan herhangi bir kişiyi anlatır. Kimlerin yasaklı göçmen sayılacağı Yasanın 6. maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre, maddenin 1(f) ve (g) bentlerinde düzenlenen kişilerin yasaklı göçmen -sayılmaları için Bakanlar Kurulunca karar verilmesi gerekir. Yasaklı göçmenlere uygulanacak kurallar yasanın 13 ve 14. maddelerinde düzenlenmektedir. 13. maddeye göre, bir yasaklı göçmenin KKTC'ye girişi, muhaceret memuru tarafından engellenerek, geldiği- araçla KKTC'yi terk etmesi emrolunabilir. 14. maddeye göre ise, başmuhaceret memuru, yasaklı göçmen sayılan bir yabancının KKTC'de bulunması halinde, KKTC'den sınırdışı edilmesini ve sınırdışı edilinceye kadar tutuklanıp gözetim altında bulunmasını emred-ebilir.

Huzurumuzdaki davada davacı, Yasanın 6(1)(g) maddesi altında yasaklı göçmen ilân edilmiştir. Mezkûr madde aynen şöyledir:
6.(1) Aşağıdaki kişiler, yasaklı göçmen sayılırlar ve bu Yasada veya bu Yasa uyarınca çıkarılan herhangi bir Tüzükte vey-a Bakanlar Kurulunca ısdar edilen herhangi bir emirnamede öngörülen durumlar dışında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine girmelerine izin verilmez:
a) .............
b) .............
c) .............
d) .............
e) .............
f) .............
-g) Barışı, kamu düzenini, yönetsel düzeni veya genel ahlakı tehlikeye sokacak biçimde davranması veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı arasında ve Devlete karşı düşmanlık uyandırması veya Devletin yetki ve gücüne karşı entrika çevirmesi olasılığı bulund-uğu, Bakanlar Kurulunu tatmin edecek delillerle kanıtlanmış görülen herhangi bir kişi;
h) ............."


Buna göre, Bakanlar Kurulunun herhangi bir yabancıyı yasaklı göçmen olarak tesbit edip ilân etmesi için böyle bir yabancının a) KKTC'deki barışı, -iyi düzeni, iyi yönetimi veya kamu töresini tehlikeye sokucu eylem ve davranışlar içinde olması veya b) KKTC halkı arasında devlete karşı düşmanlık uyandırması veya c) devletin yetki ve gücüne karşı entrika çevirmesi; ihtimal dahilinde olduğu hususu tatmin- edici delillerle kanıtlanmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yukarıda belirtilen üç hal veya şart, yasaklı göçmen kararlarına dayanıklık eden "idari kararlardaki sebep" unsurunu teşkil eder. Yasaklı göçmen kararının "sebep yönünden sakat" olmaması -için Bakanlar Kurulunun tatmin edici olarak gördüğü delillerin hukuken kabul edilebilir nitelikte olması gerekir. Kanaatimizce, maddede öngörülen "tatmin edici deliller"'den "hukuki delil gücündeki her türlü kanıt" anlaşılmaktadır. Hukuki delil gücünde o-lmayan her türlü argüman uyarınca, alınacak yasaklı göçmen kararları sebep yönünden sakattır.

Huzurumuzdaki davada Bakanlar Kurulu, davacı aleyhine yasaklı göçmen kararı alırken, değerlendirdiği deliller nedir? Bakanlar Kurulu, hangi dellileri değerl-endirdikten sonra, davacının kamu düzenini bozucu, ülke barışını ve yönetsel düzeni tehlikeye sokucu tutum ve davranışlar içinde olduğuna, tatmin olup karar vermiştir?

Davalılar namına şahadet veren İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Ali Alnar şahadetind-e, davacı aleyhindeki sürecin emare 4 istihbarat raporunun İçişleri Bakanlığına iletilmesi ile başladığını, davacı aleyhindeki kararın alınmasında raporda yer alan siyasi görüşü ve siyasi görüşü dolayısıyle yaptığı iddia olunan eylemlerinin etkili olmadığı-nı, raporda yer alan ve davacının Selçuk Düzgün ile birlikte 3. kişilerin alacak-verecek sorunlarına yasa dışı müdahalede bulunduğu ile ilgili iddiaların etken olduğunu söylemiştir.

Davacının yaptığı ileri sürülen bu tip eylemlerin, Fasıl 105 madde 6(1)(-g)'de murat edilen "kamu düzenini bozucu" ve "ülke barışını tehlikeye sokucu" eylemler olduğuna şüphe yoktur.
Ancak emare 5 incelendiğinde, davacı aleyhindeki yasaklı göçmen kararının tamamen emare 4'deki Polis raporunda yer alan istihbarî bilgilere göre a-lındığı, başka herhangi bir araştırmaya gerek duyulmadığı gibi bu bilgileri teyit eden başka kanıt aranmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tanığı Ali Alnar'da şahadetinde, Polise güvendikleri için rapordaki bilgileri soruşturma gereği duymadıklarını, açıklıkla- ifade etmektedir.

TC Danıştayı, istihbarat raporlarının, hukuken geçerli başka bilgi ve belgelerle doğrulanmadıkça, tek başlarına hukuki delil gücünde kabul edilemeyeceklerine karar vermiştir.

Danıştay 5. Dairesinin 10/2/88 tarihli, karar no 454, -esas no 968 sayılı kararında konu ile ilgili olarak şunlar yer almaktadır;
"Esasen, güvenlik soruşturmalarıyla ilgili raporlar, bu raporların içinde de belirtildiği gibi, yalnız istihbarî nitelikte bilgiler içermekte olduklarından, hukuken geçerli başka be-lgelerle doğrulanmadıkça hukuki delil gücünde kabul edilemezler."

Yine Danıştay 5. Dairesinin 10/3/88 tarihli, karar no 704, esas no 406 sayılı kararında şu görüşlere yer vermektedir;
"Herşeyden önce, güvenlik soruşturmasına ilişkin raporlarda yer alan -bilgiler istihbarî nitelik taşıdıklarından hukuken geçerli başka bilgi ve belgelerle doğrulanmadıkça bu raporların tek başlarına hukuki delil gücünde kabul edilmeleri ve ilgililer aleyhine kullanılmaları hukuk devleti ilkesine aykırı düşer. Öte yandan huk-uk devletinde idarenin ve kişilerin hak ve yükümlülükleri, demokratik esaslara uygun olarak, objektif kriterler halinde ayrı ayrı belirlenmiş olup idarenin kişilerin hak ve menfaatlerini etkileyen konularda "şüphe"ye dayanarak işlemler tesis etmesi uygun v-e doğru görülemez."

Ayni konu ile ilgili olarak Danıştay 5. Dairesi 2/4/96 tarihinde karar no 1370, esas no 7820 sayılı kararında şunları söylemektedir;
"Öte yandan dava konusu işlemin tesisine yolaçan yazıda yeralan hususların tümüyle "istihbarî" nitel-ikte olduğu açıktır. Türkiye Cumhuriyetinin, Anayasasının 2. maddesinde ifadesini bulan Hukuk Devleti niteliğinden ötürü istihbarî nitelikteki bilgilere dayanılarak ilgililer hakkında işlem tesis edilmesine ve bu bilgilerin hukuken geçerli başka bilgi ve -belgelerle doğrulanmadıkça ilgililer aleyhine hukuki delil olarak kullanılmasına olanak bulunmadığı ortadadır."

KKTC; Anayasanın 2. maddesinde tanımını bulan bir hukuk devletidir.
Doğruluğu teyit edilmeyen istihbarî bilgilere göre, idari işlem tesis etme-nin, hukuk devleti niteliğine aykırı olduğu; kişilerin hak ve menfaatlerini etkileyen konularda "şüphe"ye dayanarak idari işlemde bulunulmasının hukuk devleti ile bağdaşmadığına ilişkin görüşlere aynen katılır ve benimseriz.

Yukarıda belirttiklerimiz ı-şığında hukuken kabul edilebilen başka delil ile teyit edilmeyen emare 4 istihbarat raporundaki istihbarî bilgilere dayanarak alınan davacı aleyhindeki "yasaklı göçmen" kararının sebep unsuru yönünden sakat bir idari karar olduğu bulgusuna varırız.

Davac-ının Muhaceret Dairesi Müdürü tarafından alınan emare 6'daki ihraç kararı ile ilgili iptal istemine gelince; şahadetine göre, davacı hakkında Bakanlar Kurulunca yasaklı göçmen kararı alındıktan sonra, Muhaceret Dairesi Müdürlüğü 20/1/2006 tarihinde davacı -ve Selçuk Düzgün için KKTC'den ihraç kararı almasına rağmen, davacının KKTC'de bulunmaması nedeni ile aleyhindeki karar icra edilemedi. Uygulanmamış, icra kabiliyeti olmayan ilgili kişi aleyhine herhangi bir hukuki sonuç doğurması söz konusu olmayan idari- kararlar iptal davasına konu olmaz. Bu nedenle, davacının bu talebi reddolunur. Buna paralel olarak davacının 29/04 sayılı Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (Onay) Yasası madde 13'e aykırı davranıldığına dair yakınması da başka herhangi bir inceleme-ye gerek duyulmaksızın ayni gerekçe ile reddolunur.

Sonuç olarak, davacıyı yasaklı göçmen ilân eden kararın tamamen hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar veririz. Dava masrafları ile ilgili herhangi bir emir verilmez.



Nevvar Nolan Şafak Öner-i Talat D. Refiker
Yargıç Yargıç Yargıç

18/3/2008






8






Full & Egal Universal Law Academy