Yüksek İdare Mahkemesi Numara 15/1999 Dava No 6/1999 Karar Tarihi 17.03.1999
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 15/1999 Dava No 6/1999 Karar Tarihi 17.03.1999
Numara: 15/1999
Dava No: 6/1999
Taraflar: Mehmet Akanyeti vd ile Genel Ceza Kurulu vd
Konu: Ara emri talebi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 17.03.1999

-6/99 YİM 15/99

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında.

Yargıç Gönül Erönen Huzurunda.

Davacı: 1. Mehmet Akanyeti, Lefkoşa
2. Gökmen Coşan, Gönyeli
3. Mehmet Safa, Lefkoşa
4. Burak Alacam, Lefkoşa
5. Arsoy- Azak, Lefkoşa
6. Necati Şehitoğlu, Güzelyurt
7. Mustafa Mehmetçik, Lefkoşa

-ile-

Davalı: 1. Genel Ceza Kurulu vasıtası ile KKTC Lefkoşa
2. Spor Dairesi Genel Yönetim Kurulu vasıtası ile
KKTC Lefkoşa
- 3. Spor Dairesi Müdürlüğü vasıtası ile KKTC
Lefkoşa
4. KKTC Gençlik ve Spor Bakanlığı vasıtası ile
KKTC Lefkoşa

A r a s ı n d a.

Davacılar namına: Avukat Süleyman Dolmacı
Davalılar nam-ına: Savcı Süleyman Candar
İlgili Şahıslar namına: Avukat Mustafa Asena ve Avukat Mahmut Tekinay.

----------------

A R A K A R A R


Gönül Erönen: Davacılar ve İlgili Şahıslar lisanslı Kuzey Kıbrıs Satranç Federasyonunun aktif üyeleridirler. Dav-alı 1 Genel Ceza Kurulu, ilgili Yasa tahtında kurulmuş ve


-
-yetkileri tüzükle belirlenmiş bir organdır. Davalı 2,3, ve 4 spor konuları ile ilgilenen Spor Dairesi Müdürlüğü
ve Spor Bakanlığıdır.

Taraflar arasındaki ihtilâf Kuzey Kıbrıs Satranç Federasyonu'nun 27.12.1998 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulu ile i-lgilidir. Bu Genel Kurul toplantısında Federasyon tüzüğüne uygun olarak nisap sağlandıktan sonra, delege tesbitinde anlaşmazlıklar çıkmış ve Yönetim Kurulu dahil hazırda bulunan üye ve delegelerin çoğu Genel Kuruldan ayrılmışlar,geriye kalanlar ise toplant-ıya devam ederek bazı kararlar almışlar ve neticede esas ihtilâf konusu olan yeni bir yönetim kurulu seçmişlerdir.

Bu durumda 27.12.1998 tarihli Genel Kuruldan ayrılan üyeler, ilgili Bakanlığa başvurmuşlar ve bu arada Hukuk Dairesinden alınan 7.1.1999 tar-ihli görüş ışığında 27.12.1998 tarihli genel kurulu geçersiz addederek yeniden genel kurula çağrı yapmışlar ve 10.1.1999 tarihinde 12. Genel Kurulu yeniden yaparak bazı kararlar almışlar hatta Yönetim Kurulu seçimi yapmışlardır.

Davacı/Müstedilerin 10.1.1-999 tarihindeki işlemleri ve ikinci Genel Kurulun yapılması üzerine, bu davaya İlgili Şahıs olarak katılanlar Genel Ceza Kuruluna müracaat ederek 27.12.1998 tarihinde yapılan Genel Kurulun yasal ve geçerli olduğu keza 10.1.1999 tarihinde Davacı/Müstediler- tarafından gerçekleştirilen Genel Kurulun ise geçerli olmadığı hususunda karar talep ettiler.




-Tarafları dinleyen Genel Ceza Kurulu 29.1.1999 tarihli kararlarıyle, müracaatcıların (İlgili Şahısların) istemi doğrultusunda 27.12.1998 tarihinde yapılan toplantının yasal bir Genel Kurul olduğuna karar verdi ve bu Genel Kurulun oluşumunu uygun bulup geçe-rli kabul etti. Ayni karar neticesinde Davacı/Müstedilerin 10.1.1999 tarihinde yaptığı Genel Kurul toplantısının ve oluşumunun ise geçersiz olduğuna karar verdi.
-
8.2.1999 tarihinde dosyalanan dava ile Davacı/Müstediler aşağıdaki taleplerde bulunmuştur.
Davalılar tarafından münferiden ve/veya müştereken alınan ve/veya onaylanan ve Kuzey Kıbrıs Satranç Federasyonunun 27.12.1998 tarihinde geçerli bir Genel Kurulun ya-pıldığı ve yetkili organın ve/veya organlarının oluştuğu doğrultusundaki çoğunluk karar ve/veya işlem ve/veya onayının etkisiz ve hükümsüz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi,
Davalıların münferiden ve/veya müştereken K.K. Satra-nç Federasyonunun 10.1.1999 tarihli genel kurul toplantısını ve/veya oluşan organlarını geçersiz sayan çoğunluk kararının etkisiz ve hükümsüz olduğuna ve/veya herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi,
Davalı no 1'in idari yargı nitelikli ve/veya- idari inceleme nitelikli ve buna bağlı karar verme ve/veya cezai nitelikli olmayan kararlar alma ve/veya incelemeler yapma hususunda yasal yetkisinin olmadığı hususunda bir karar.





Davacı/Müstediler ayni tarihte tek taraflı bir istida ile Davalılar ta-rafından müştereken ve/veya münferiden alınan ve/veya onaylanan ve nihai şekli ile Davacı/Müstedilerin 4.2.1999 tarihli Spor Dairesinin
Sp-D/33-4/99 sayılı tafsilâtlı yazıda bilgilerine gelen dava -konusu kararın veya işlemin uygulanmaktan veya Davacıların oluşturduğu Yönetim Kurulunun görev yapmasını engellemekten Davalıların men olunması hususunda bir ara emri talep ettiler.
-
Konu, ayni tarihte Davalıları temsil eden Başsavcılığın bilgisine getirildi. Başsavcı Yardımcısının dava konusu mesele ile ilgili 7.1.1999 tarihli ilgili Bakanlığa yazmış olduğu görüş neticesinde, Başsavcılık ara emri verilmesine itirazları olmadığını bey-an etti.

Daha sonra bu meselede İlgili Şahıslar olarak görülen kişilerin davaya eklenmeleri için yapılan müracaat neticesinde Mahkeme, ara emri istidası mucibince talep edilen geçici ara emrini vermiş ve İlgili Şahısları davaya dahil ederek istidayı "retu-rnable" olarak başka bir güne bırakmıştır. İlgili Şahıslar verilen tarihte ara emri istidasına itiraz dosyalamışlardır.

Davacı/Müstediler istidayı isbat etmek için Müstedileri temsil eden Davacı/Müstedi No.1 Mehmet Akanyeti'yi tanık olarak çağırmışlardır-. Bu mesele ile ilgili taraflarca başka herhangi bir tanık çağrılmamıştır.

Tanık Mehmet Akanyeti şahadetinde, başka şeyler yanında talep edilen ara emrinin kesinleşmemesi halinde


Davacıların uğrayacağı zarar ziyan hakkında özetle şu hususlara değinmiş-tir.

Federasyonun ilgili Bakanlıklarla olan ilişkilerine göre bütçeden para verilmiş ve harcamalar yapılmıştır, 1999 bütçesinden 100 milyonTL alınmış, Spor Dairesine
1999 Faaliyet Raporu detaylı bir şekilde sunulmuştur. 2 aydan beri yurtdışı temasları -devam etmektedir. Spor Bakanlığı başkanlığında yapılan federasyon başkanları toplantısında kararlaştırılan ilkeler doğrultusunda Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı ziyaretlerine gelmiş
Spor Bakanı, Cumhurbaşkanı ve diğer yetkililer ile görüşerek 22.2.199-9'da basın toplantısı düzenlenerek protokol imzalanmıştır. Bu protokol çerçevesinde 11-14 Mart 1999 tarihleri arasında Ankara'da gerek Federasyonun gerekse ülkenin tanıtımı açısından yapılacak olan uluslararası toplantılarda bizzat Bakan tarafından görevle-ndirilmiştir. 28.2.1999 tarihinde Milli Olimpiyat Komitesinin Genel Kurulunda yıllardan beri üzerinde çalışılan ve bu yıl ilk kez KKTC'de bir çok spor dallarını içeren uluslararası bir mini olimpiyat yapılması kararlaştırılmış, mini olimpiyat organizasyonu- komitesinde de bizzat görevlendirilmiştir. Bunun yanında 10.1.1999 da onaylanan Genel Kurulda 1999 faaliyet programı içerisinde 20.1.1999 da lig fikstürü çekilmiş ve 27.2.1999 da ligler başlatılmış, şu anda 3. haftaya gelinmiştir. Lig karşılaşmalarında t-oplam 10 takım olmak üzere I. Kümede 4 takım, II. Kümede 6 takım mücadele etmektedir.





Şahadetine devam eden Mehmet Akanyeti,geçici ara emrin kesinleşmesi halinde İlgili Şahıslara zarar olmayacağını çünkü başlatılan ligde kendilerini (İlgili Şahısları)- katılımcı olarak lig fikstürüne koydukları halde onların katılmayacaklarını belirttiklerini ve bunun dışında yine liglere katılma talebi gelmesi durumunda şu anda liglerde oynayan 10 takım ile istişare ederek İlgili Şahısları da liglere dahil etmemek için- hiçbir sebep bulunmadığını söylemiştir.

Davacılara göre ara emri kesinleşmemesi halinde kendileri ile birlikte satranç camiası zarara uğrayacaktır, çünkü 70 günden beri yapılan iç ve dış etkinlikler kesintiye uğrayacaktır. Bu durum İlgili Şahısların medy-aya yaptıkları açıklamalardan
anlaşılmaktadır. İlgili Şahıslar başlatılan ligleri yok sayıp yeni bir lig başlatacaklar, halihazırda etkinliklerin yapıldığı kulüpler arasında ve bu kulüplerin nazarında kişisel ve Yönetim Kurulu olarak prestijleri sarsılaca-k, çok büyük manevi zararları olacaktır. Gerek içte ve gerekse dışta başlatılan ilişkiler bir anda kopukluğa uğrayacak, Federasyon Başkanının ani değişimi hem ülkeye hem dışa yansımasında kaos yaratacaktır. Diğer taraftan yeni bir lig başlatıldığı taktirde- şu anda yarışmada olan 10 kulübün katılmasına fırsat verilmeyeceğinden, yine tam bir kaos yaşanacaktır.

Taraflar daha sonra Mahkemeye hitapta bulundular.
Özetle, Davacı/Müstedilerin iddialarına göre, dava konusu kararı almaya yetkili olmayan Genel Ceza -Kurulunun kararı geçersiz olduğu cihetle, 10/1/1999 tarihinde


yapılan Genel Kurul geçerli bir Genel Kuruldur.Genel Ceza Kurulu yetkileri dışında hareket ettiği için, telâfisi imkânsız zarar ziyan ispat edilmese bile, hukuka açıktan açığa aykırı bir duru-m olduğundan ara emrinin dava sonuna kadar yürürlükte kalması gerekmektedir.

İlgili Şahıslara göre ise, yasa ve tüzük altında Genel Ceza Kurulunun dava konusu kararı almaya yetkisi vardır ve Davacı/Müstedilerin 27.12.1998 tarihinde yapılan Genel Kurulu t-ehir etmeye yetkisi bulunmadığı
için, 27/12/1998 tarihinde yapılan Genel Kurul ve orda alınan kararlar geçerlidir. Bu nedenle Davacı/ Müstedilerin meşru menfaatlerinin bulunmadığı gibi ciddi ve haklı dava sebepleri de yoktur. Keza telâfisi imkânsız zarar -ziyanları da olmadığından ara emri almaya hakları yoktur.

İstida, itirazname, bunlara ilişkin yemin varakaları, şahadet ve emareler incelenmiştir.

Huzurumda İlgili Şahısların gıyabında Müstedaaleyhlerin rızası ile verilmiş olan bir ara emri vardır. Sun-ulan şahadet ve emareler ışığında bu ara emrinin dava sonuna değin yürürlükte kalması gerektiği hususunun Davacı/Müstediler tarafından isbat edilip edilmediğine bakmak gerekir. Bu ara emri istidasının duruşması neticesinde geçici ara emrinin yürürlükte kal-ıp kalmayacağına karar verebilmek için ara emri ile ilgili prensipler göz önünde bulundurulmuştur. Bu kararın akışı içinde ara emri maksatları bakımından davanın esasını ilgilendiren bazı konulara kısaca değinmenin kaçınılmaz olacağı görüşündeyim.


İlk -önce Davacı/Müstedilerin ilk nazarda ciddi dava sebepleri olup olmadığına ve iddialarında haklı olduklarına dair belirtiler bulunduğu hususunu kanıtlayıp kanıtlamadıklarına bakmayı uygun buldum.

31/81,4/86 ve 88/91 sayılı yasa ile tadil edilen 8/78 sayılı- Beden Eğitimi ve Spor Yasasının (bundan böyle Spor Yasası olarak anılacak) 13. maddesinin (3). fıkrası Genel Ceza Kurulunun yetkilerini belirtmektedir.
13.maddenin 3. fıkrası aynen şöyledir:-

"Genel Ceza kurulu, yasa, tüzük ve uluslararası kurallara gö-re yapılacak genel ceza tüzüğü uyarınca;
Spor federasyonlarına, üyelerine ve diğer spor derneklerine uyarma ve müsabakalardan men gibi disiplin cezası ve para cezası, kişilere ise uyarma, kınama ve müsabakalardan men gibi disiplin cezalarını verebilir.
Spo-r federasyonlarının organlarınca verilen disiplin ve para cezalarına karşı yapılacak itirazları karara bağlar."

5. fıkrasında ise:-
"(5)Genel Ceza Kurulu'nun kararlarına karşı,genel yargı yoluna ve Yüksek İdare Mahkemesi'ne başvurma yolu kapatılamaz."

d-enmektedir.

Ayni Yasanın 20. maddesi ise aynen şöyledir.
"Spor federasyonlarının işlemlerine ve uyguladıkları disiplin ve para cezalarına karşı, tüzüklerinde başka itiraz mercii gösterilmemesi halinde Genel Ceza Kuruluna itiraz edilebilir. Spor federasyo-nlarının tüzüklerinin itiraz mercii göstermesi halinde, önce bu merciye itiraz yapılır ve bu merciin vereceği karara karşı Genel Ceza Kuruluna itiraz edilebilir. Genel Ceza Kurulunun vereceği kararlar kesin ve nihaidir. Ancak, Genel Kurulun vermiş olduğu k-ararlara karşı genel yargı yoluna ve Yüksek İdare Mahkemesine başvurulabilir. Yüksek İdare Mahkemesine yapılacak başvuru, kendiliğinden uygulamayı durdurmaz."


Tadil edilmiş şekli ile Satranç Federasyonu, Tüzüğün 19 ve 20. maddelerine göre şu organlardan -oluşmaktadır:-
"19.1.Genel Kurul
2. Yönetim Kurulu
3. Hakemler Kurulu
4. UKD Kurulu
5. Antrenörler kurulu
6. Ceza ve Disiplin Kurulu
7. Denetim Kurulu
20. Genel Kurul federasyonun en büyük karar organıdır ve
aşağıdaki üyele-rden oluşur.
Federasyon Başkanı
Federasyon Yönetim Kurulu
3. Derneklerin Genel Kurula Gönderecekleri
Delegeler.
Delegeler, Lisanslı Ulusal Kuvvet Dereceli ve üyeliği halen geçerli Federasyona bağlı bir derneğe üye satranççılar arasından -yönetim kurulunca seçilir veya saptanır.

Sporcu Sayısı
.......
......
.......
......
delege genel kurula gönderilir"


Ayni tüzüğün 21.,22.,23.,24.,25.maddelerin konu ile ilgili fıkraları ise şöyle demektedir:-

"21.(1) Olağan Genel Kurul 2 yılda 15-31 Ar-alıkta yapılır. Bu arada 1 Aralık KD listesi Federasyon ilan tahtasına genel kurul tarihinden en geç bir hafta önceden asılır ve genel kurula delege göndermeye hakkı olan derneklerden isteyene verilir.

(2)..............

(3) Başkan ve yönetim k-urulu gerekli hallerde genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırır. Üye derneklerin üçte birinin yazılı istemi halinde Yönetim Kurulu Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağırır. Olağanüstü Genel Kurul istem tarihinden en geç 15 gün içinde toplanır. Yönetim -Kurulu günlük







yerel bir gazetede toplantı, gündem, tarih, yer ve saatini ilan eder ve bir yazı ile üye derneklere bildirir.


(4) Genel Kurul çoğunluk kararı ile gündemde değişiklik yapabilir. Ancak tüzük değişikliği ve 2 yıldan daha önce- Federasyon organlarına seçim yapılabilmesi için anılan Genel Kurula en az üçte iki katılım ve katılanların en az üçte iki çoğunluk kararı zorunludur. Aksi takdirde tüzük Değişikliği ve Federasyon organlarının seçimi gündeme alınmaz.


(5) Yıllık G-enel Kurul tarihi ve yeri en az bir gazetede toplantıdan en az bir hafta önceden ilan edilir. Üye derneklere bildirilir. Federasyon ilan tahtasına asılır.


22. (1) Genel Kurulda başkan ve iki üyeden
oluşan başkanlık divanı oylama ile seçilir.

(2)- Genel Kurulda her temsilcinin açık oy ve söz hakkı vardır. 21(2) maddesi saklıdır.

23. Genel Kurulda çoğunluğu Genel Kurul üye sayısının yarısından bir fazlası oluşturur.

24. Genel Kurulda çoğunluğun oluşmaması halinde toplantı bir saat sonraya erte-lenir, katılan üyeler çoğunluğu oluşturur.

25. Genel Kurulda alınan kararlar toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alınır."

Spor Yasası tahtında Genel Ceza Kurulunun yetkileri 13. maddede spesifik olarak belirtilmektedir. Bu yetkiler
spor fed-erasyonlarına, üyelerine ve diğer spor derneklerine uyarma ve müsabakalardan men gibi disiplin veya para cezası vermeyi ve spor federasyonu organlarınca verilen disiplin ve para cezalarına karşı yapılacak itirazları karara bağlamayı içermektedir.






Ge-nel Ceza Kurulunun almış olduğu dava konusu kararın 13. madde kapsamındaki yetkilerini kullanırken alınan bir karar olmadığını görmekteyiz.

Spor Yasasının "Genel Yargı Yoluna Başvurma ve Yöntemi " yan başlıklı 20. maddesinde, tüzüklerde başka bir itiraz -mercii gösterilmemesi halinde "spor federasyonlarının işlemlerine" Genel Ceza Kurulu nezdinde itiraz edilebileceğinden bahsedilmektedir. Buna göre Federasyon Tüzüğünde başka bir itiraz mercii bulunması halinde Genel Ceza Kuruluna ancak istinaf yolu ile gid-ilebilir. İstinaf yolu ile gidilmesi halinde ise Genel Ceza Kurulu kararları kesin ve nihaidir denmektedir. Ancak ayni 20. maddenin ikinci kısmına göre Federasyon
Genel Kurulunun vermiş olduğu kararlara karşı yargı yoluna başvurma hakkı engellenemez.

S-por Yasasının 20. maddesinin Federasyon Genel Kurul kararları ile federasyon işlemleri ve disiplin konularını, ikiye ayırdığı görülmektedir. Buna göre, organları ile oluşmuş Genel Kurul kararlarından direkt olarak Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkı ön-görülmektedir. Diğer taraftan 20. maddenin ilk kısmı 13. maddenin(5) fıkrası ile birlikte okunduğunda,
"federasyon işlemlerinde" ve disiplin konularındaki kararlara karşı, federasyon tüzüğünde gidecek başka mercii olmadığı taktirde Genel Ceza Kuruluna ba-şvurulmadan Yüksek İdare Mahkemesine gidilemiyeceği anlamı çıkmaktadır. Fakat yukarıda izah ettiğim her iki kural ayrı ayrı okunduğunda Genel Ceza Kurulunun


yetkileri konusunda farklı prensipler içerdikleri görülmektedir.

Bu arada yasada yapılan tadila-ta uygun olarak Genel Ceza Kurulu Tüzüğünün 21. maddesinin de 27 Mayıs 1993 tarihinde tadil edildiğini ve Genel Ceza Kurulunun yetkilerini genişletmekle beraber Yüksek İdare Mahkemesine başvurma hakkının engellenmediğini görmekteyiz.

Genel Ceza Tüzüğünün -21. maddesi aynen şöyledir:-
"21.Genel Ceza Kurulunun yetki ve görevleri şunlardır:
(1) Federasyon Genel Kurullarının veya Yönetim Kurullarının veya Ceza Kurullarının aldığı kararları veya yaptığı işlemleri itiraz üzerine kesin olarak karara bağlamak;
(-2)Federasyon Genel Kurullarının veya Yönetim Kurullarının veya Ceza Kurullarının veya Ceza Kurullarının kendisine ilettiği konuları kesin olarak karara bağlamak;
(3)Genel Ceza Kurulu, Federasyon Ceza Kurullarının veya öteki Kurullarının vermiş olduğu karar-a uymak veya
kararı onaylamak zorunda değildir.Genel Ceza Kurulu
bağımsız hareket eder ve itiraz üzerine ya kararı iptal
eder,veya onaylar veya uygun gördüğü başka ceza veya
karar verebilir.
(4)Genel Ceza Kurulunun kararları kesin ve nihaidir. Genel C-eza Kurulunun aldığı kararlara karşı Yüksek İdare Mahkemesine başvurulabilir. Yüksek İdare Mahkemesine yapılacak başvuru kendiliğinden uygulamayı durduramaz."
(5).........
(6).........


Yukarıda görüldüğü şekilde, ilk nazarda Genel Ceza Kuru-lunun Spor Yasası altında dava konusu kararı alırken
-"ultra vires" hareket edip etmediğine ilişkin yasanın ve Genel Ceza Kurulu Tüzüğünün ilgili maddeleri yoruma açık olduğu cihetle, yasaya aykırılık veya açıktan açığa yasaya aykırı bir sakatlık olup olmadığının bu ara emri




safhasında söylenemiyeceği gö-rüşünde olduğum için bu konuda daha fazla görüş beyan etmeyi uygun görmüyorum.
-
Huzurumdaki meselede tarafların da kabul ettiği Federasyon Tüzüğünün 21. maddesi uyarınca Tüzüğe uygun bir şekilde Genel Kurul için 27.12.1998 tarihi belirlenerek, çağrı yapılmış, ayni tüzüğün 23. maddesi uyarınca gerekli sayıda üye ve delege toplantıya -katılarak nisab sağlanmıştır.

Nitekim Tüzüğün 20. maddesi tahtında 27.12.1998 tarihli Genel Kurulun, Federasyon Başkanı, Federasyon Yönetim Kurulu ve Derneklerin Genel Kurula gönderdikleri delegelerden oluşmakta olduğunu gözönünde bulundurduğum zaman, Gen-el Kurulun 27/12/1998 tarihinde gerekli şekilde oluşturulduğu ve toplandığı hususunda bulguya varılabilir. Daha sonra Genel Kurul oturumlarına ve görevlerine başlanarak gündem maddelerine geçilmiştir.

Daha sonra çıkan tartışmalar neticesinde Emare 1'de b-elirtildiği şekilde Yönetim Kurulu Başkanı

"İtirazların yoğunluğu,süre bakımından uzaması,ortamın gerginleşmesini dikkate alarak,Genel Kurulun sağlıklı bir şekilde devamını sağlamak,yanlışa düşmemek için hukuksal danışmalarda bulunmak "

nedenlerine day-anarak Genel Kurulu tehir edeceğini bildirip toplantıdan bazı üyelerle birlikte ayrılmıştır.




İlk nazarda, Genel Kurulun diğer gündem maddelerini tamamlamadan yönetim kurulu ve yönetim kurulu başkanının 27.12.1998 tarihli genel kurulu ertelemesi ve topl-antıyı
terkediş şekilleri haklı ve makul görülmemektedir. Gerek Spor Yasasında gerekse Federasyon Tüzüğünde, Genel Kurul
sırasında böyle bir ertelemeyi veya yukarıda serdedilen erteleme gerekçelerini haklı gösterecek herhangibir kural bulunmamaktadır. Ka-ldı ki huzurumdaki şahadet ve emarelere göre söz konusu ertelemeyi ciddi surette gerektirecek bir durum olduğu hususunda ikna olmadım. Bir diğer açıdan Federasyon Tüzüğünde Genel Kurulun 15-31 Aralık tarihleri arasında yapılmasını öngören kurallar ışığında- Genel Kurulu bu tarihten sonraki bilinmeyen bir tarihe ertelemek, bu Tüzüğün ihlali anlamına geldiği düşüncesindeyim.

27.12.1998 tarihinde Genel Kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplantıya başladıktan sonra alınan erteleme kararı Genel Kurulun onayı-na dahi sunulmamıştır. Bu bakımdan böyle bir ertelemenin Federasyon Tüzüğünün 25. maddesine dahi aykırı olduğu söylenebilir. Dolayısıyle 27/12/1998 tarihinde ertelemeyi, ilk nazarda, değer verilebilecek gerekçeye dayanmayan keyfi ve hatalı bir işlem olarak- telakki etmekteyim. Nitekim Genel Kurula katılan ve terketmeyen üyeler, huzurumdaki şahadet ve
emarelerden anlaşıldığı üzere, Tüzüğün 24. ve 25.
maddeleri uyarınca gerekli bir saatlık süreyi
bekleyerek,daha sonra Genel Kurula devam etmiş ve
sonuçland-ırmıştır.





Federasyon Tüzüğünün 21. maddesi Genel Kurulun 15-31 Aralık tarihleri arasında yapılmasını öngörmektedir. İlgili Şahıslar, 27.12.1998 tarihindeki Federasyon
Yönetim Kurulunun 27.12.1998 tarihli erteleme kararının, Tüzüğe aykırı olduğu gere-kçesine dayanarak, Yasanın 20. maddesi altında Genel Ceza Kuruluna gitmemiş keza toplantıya devam ederek 27.12.1998 tarihinde almış
oldukları kararları ve statülerini belirlemek için konuyu Genel Ceza Kuruluna götürme yolunu seçmişlerdir.Genel Ceza Kurulu- da 29.1.1999 tarihinde dava konusu kararı almıştır.

İlk nazarda, yukarıda açıkladığım yasal durum karşısında, 27/12/1998 tarihindeki Genel Kurulda o günkü Federasyon yönetim kurulunun ve bazı üyelerin toplantıdan ayrılmalarından sonra yapılan işlemlerin -geçerli olmamasını saymak için bu safhada sebep görmemekteyim.

Davacı/Müstedilerin ilk nazarda haklı dava sebebleri olmadığı kanaatindeyim. Bu hususta karar verdikten sonra geçici ara emrinin dava sonuna kadar kesinleşmemesi halinde Davacı/Müstedilerin te-lâfisi imkansız zararları olup olmayacağını ve geriye dönüşün çok zor olup olmayacağı hususlarını esaslı bir incelemeye tabi tutup karara bağlamayı fuzuli bulmaktayım ve bu konuda sadece aşağıdaki hususlara değinmekle yetineceğim.

Huzurumdaki şahadetten- görüleceği gibi, Davacı/Müstediler tanığının ileri sürdüğü zarar ziyan iddiaları daha çok kişisel olarak yapılan işlemlere bağlanmaktadır. Bu güne kadar yapılan bu işlemler gerçekten de çok iyi işler olabilir. Bunların satranç



sporunun gelişmesi için -devamının temennisini de taşımaktayım. Ancak Federasyon işlemleri, herhangi bir kişiye veya kişilere mal edilebilen işlemler değildir ve
neticede Davacı/Müstedilerin gerek federasyon üyesi olarak gerekse kişisel olarak telâfisi imkansız zarara uğrayacakla-rı hususunda yeterince ikna olduğumu
söyleyemem, çünkü davanın sonunda haklı bulundukları takdirde bugün talep etmiş oldukları göreve devam edebileceklerdir.

Bir hususa daha değinmek yerinde olacaktır; Görüldüğü kadarıyle Satranç Federasyonunun içinde bul-unduğu bugünkü durumun yaratılmasına Davacı/Müstediler kendileri neden olmuşlardır. 27.12.1998 tarihli Genel Kurulda erteleme gerekçesi ile Genel Kurulu terketmemiş, gündemi tümüyle görüşüp Genel Kurulu sonuçlandırmış olsalardı bugün böyle bir sorunla karş-ılaşmış olmayacaklardı. Hatalı davranıp kendi yarattıkları yanlış işlemlerin arkasına saklanarak, bir başka deyişle, Federasyon Tüzüğüne ilk bakışta aykırı davranmakla, Mahkemeye "temiz ellerle" gelmeden, zarar ziyana uğrayacakları iddiası ile bu ara emrin-in kesinleşmesini talep etmelerinin veya elde etmelerinin adil olmadığı görüşündeyim. Nerde kaldı ki, geçici ara emrini dava sonuna kadar kesinleştirmem halinde bir yerde davayı kökünden halletmiş olacağım.

Her ne kadar davanın esasında karara bağlanması- gereken konunun ciddi olduğu görüşünde isem de, yukarıda açıkladığım nedenlerden ötürü Davacı/Müstedilerin




davalarında ilk nazarda haklı olduklarına dair belirtilerin bulunmadığı ve geçici ara emrini dava sonuna
değin kesinleştirmem için Davacı/Müst-edilerin ispat külfetlerini yerine getirmedikleri, kanısındayım.

Mesele ile ilgili diğer konular ve geçirilen safahatlar davanın esasında karara bağlanacağı cihetle,
ara emri maksatları açısından bu konulara bu safhada girmeyi uygun bulmuyorum.

Son- olarak şu hususu belirtmeden geçemiyeceğim.
Ne yazık ki 27.12.1998 tarihinde tartışmaya neden olan hususlar federasyon üyelerini ve sporcularını birbirine düşürmüştür. Spora ve sporcuya yakışır bir şekilde centilmence uygulanması gereken ilgili Yasa ve T-üzük maddeleri, Satranç Federasyonu üyeleri tarafından tabiri caiz ise "koltuk kavgası" mücadelesi için kullanılmaya çalışılmıştır. Tarafların bir an önce sağduyu ile harekete geçerek satranç camiasını birbirinden koparmadan şu ana kadar satranç sporuna ya-pılan hasarı telâfi etmeye davet etmek isterim.

Tüm yukarıdaki görüşlerim ışığında Davacı/ Müstedilerin ilk nazarda davalarında haklı olduklarına dair belirtiler bulunmadığı cihetle 8.2.1999 tarihinde Davalı/Müstedaaleyhlerin rızasıyle verdiğim ara emrin-in dava sonuna kadar kesinleşmesini uygun görmüyorum.

Sonuç olarak, 8.2.1999 tarihinde verilmiş olan ara emri iptal edilir. Tüm olgular çerçevesinde işbu istida



masraflarının dava sonunu takip etmesine herhalukarda İlgili Şahıslar aleyhine olmamasına -emir verilir.



Gönül Erönen
Yargıç



17 Mart 1999
-


18


1








-


Full & Egal Universal Law Academy