Yüksek İdare Mahkemesi Numara 148,149,150,153,154,169/1987 Dava No 38/1989 Karar Tarihi 10.07.1989
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 148,149,150,153,154,169/1987 Dava No 38/1989 Karar Tarihi 10.07.1989
Numara: 148,149,150,153,154,169/1987
Dava No: 38/1989
Taraflar: Hatay Hacı Mevlût vd ile Genel Tarım Sig. Fonu
Konu: Kuraklık tazminatı talebi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 10.07.1989

-D.38/89 Birleştirilmiş
(YİM 148/87 ve 149, 150, 153, 154, 169/87)


Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Taner Erginel Huzurunda
Anayasanın 152. Maddesi hakkında-



YİM 148/87

Müstedi: Hatay Hacı Mevlût, Alayköy
-ile-
Müstedaaleyh: Genel Tarım Sigortası Fonu, Lefkoşa
A r a s ı n d a

Müstedi namına: Göksel Şefik
Müstedaaleyh namına: Must-afa Arıkan



YİM 149/87

Müstedi: Mevlüt Hacı Mevlût, Alayköy
-ile-
Müstedaaleyh: Genel Tarım Sigortası Fonu, Lefkoşa
A r a s ı n d a

Müstedi namına: Göksel Şefik
Müstedaaleyh n-amına: Mustafa Arıkan

YİM 150/87

Müstedi: Cemal Ali Usta, Alayköy
-ile
Müstedaaleyh: Genel Tarım Sigortası Fonu, Lefkoşa
A r a s ı n d a

Müstedi namına: Göksel Şefik
Müstedaale-yh namına: Mustafa Arıkan


YİM 153/87

Müstedi : Ayşe Şanlı Türk, Alayköy
-ile-
Müstedaaleyh: Genel Tarım Sigortası Fonu, Lefkoşa
A r a s ı n d a

Müstedi namına: Göksel Şefik
Mü-stedaaleyh namına: Mustafa Arıkan


YİM 154/87

Müstedi: Mustafa Akdoğdu, Alayköy
-ile-
Müstedaaleyh: Genel Tarım Sigortası Fonu, Lefkoşa
A r a s ı n d a

Müstedi namına: Göksel Ş-efik
Müstedaaleyh namına: Mustafa Arıkan


YİM 169/87


Müstedi: Veli Görener, Alayköy
-ile-
Müstedaaleyh: Genel Tarım Sigortası Fonu, Lefkoşa
A r a s ı n d a

Müstedi namına: Gök-sel Şefik
Müstedaaleyh namına: Mustafa Arıkan



Yasa Maddesi: 40/80 sayılı Genel Tarım Sigorta Yasası ve 1986 Bitkisel Üretim Zorunlu Sigortası Tüzüğünün 18(4)(a) maddesi.

İstemin Özeti: Müstedinin kuraklıktan zarar görmesine rağmen Müstedaaleyh tarafınd-an tazmin edilmesini red kararının ortadan kaldırılması istemi.

OLAY: Yasayla kurulan bir sigorta fonu olan Müstedaaleyh, tarımsal faaliyetleri güvence altına almak amacıyle kurulmuştur. Müstedaaleyh tahıl ürünü satan üreticilerden zorulu olarak bir mikta-r ücret almakta ve bu üreticileri kendiliğinden sigortalı kabul etmektedir. Zarar durumunda üreticinin nasıl tazmin edileceği 40/80 sayılı Yasa ile bu yasa altında yapılmış tüzüklerde belirlenmiştir. Müstedi Hatay Hacı Mevlût 1985-1986 Ekim ayında Alayköyd-e tahıl ekimi yaptı. O yıl yağışlar yetersiz olduğundan Bakanlar Kurulu Alayköyü kuraklıktan zarar gören bölge ilân etti. Teknik heyetin yerinde yaptığı tespitte Müstedinin kuraklıktan zarar görmediği tespit edildi. Teknik heyetin raporu doğrultusunda Müst-edaaleyh Müstedinin kuraklıktan tazmin müracaatını reddetti. Müracaatları reddedilen beş üretici ile birlikte mahkemeye müracaat eden Müstedilerin müracaatları birleştirilerek dinlendi.

SONUÇ: Başvurularda Müstedaaleyhlerin Müstedileri tazmin etmeyi ret e-tme gerekçeleri analiz edilince bu gerekçelerin yeterince tutarlı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle başvurular kabul edilir ve Müstedaaleyh- lerin tazmin etmeyi red eden kararları iptal edilir.


K A R A R

Müstedi Hatay Hacı Mevlût kuraklıktan zara-r görmesine rağmen Müste- daaleyhlerin kendisini tazmin etmeyi reddettiğini öne sürerek red kararını ortadan kaldırmak için bu başvuruyu dosyalamış bulun-mak-tadır.

Müstedaaleyh yasayla kurulmuş olan bir sigorta fonudur. 40/82 sayılı Yasa tarımsal faaliyetleri güvence altına almak amacıyle yapılmış ve Müsteda- aleyh sigorta fonunu kuraklık dahil bazı zararları tazmin etmekle görevlendirilmiştir. Müstedaaleyh- tahıl ürününü satan üreticilerden zorunlu olarak bir ücret almakta ve bu üreticileri kendiliğinden sigortalı kabul etmektedir. Zarar durumunda üreticinin nasıl tazmin edileceği 40/82 sayılı Yasa ile bu Yasa altında yapılmış tüzüklerde belirlenmiştir.

Mü-stedi Hatay Hacı Meclût 1985-1986 ekim yılında Alayköy'de tahıl ekimi yaptı. O yıl yağışların yetersiz olması nedeniyle Bakanlar Kurulu Alayköy'ü kuraklıktan zarar gören bölge ilân etti. 40/82 sayılı Yasa altında yapılmış 1986 Bitkisel Üretim Zorunlu Sig-ortası Tüzüğünün 18(4)(a) maddesine göre bir üreticinin tazmin edilmesi için %45'den fazla zararının olması gerekiyordu. Kuraklıktan gördüğü zararın %80 civarında olduğunu düşünen Müstedi Bölge Tarım Sorumlusuna başvurarak zararın tespitini istedi. Ancak L-efkoşa Kazası Tarım Sorumlusu başkanlığında kurulan Teknik Komite yerinde yaptığı tetkikten sonra Müstedinin kuraklıktan zarar görmediği sonucuna vardı. Teknik Komitenin raporunu dikkate alan Müstedaaleyh de Müstedinin müra- caatını reddetti. Müstedi ile b-irlikte Alayköy'de tahıl ziraatı yapan ve müracaatları reddedilmiş olan beş üretici daha Mahkememize başvurarak red kararının iptalini talep ettiler. Bu başvurular önümdeki başvuruyla birleştirildi ve böylece tüm başvuruların duruşmasının birlikte yapılmas-ı sağlanmış oldu.

Teknik Komite başvuru konusu tarlaların askeri bölgede kalan bir bölümünde Tüzüğün öngördüğü oranın üzerinde zarar olduğunu kabul etmektedir. Ancak Genel Tarım Sigortası Fonu tazminat vermeden önce bu üreticilerden askeri bölgede ziraat- yapmaya izinleri olduğuna dair belge istemiş ve üreticilerin izin belgelerini getirmemeleri üzerine müracaatlarını reddetmiştir. Bu nedenle duruşmada birbirinden farklı iki konu tartışılmıştır.

Kuraklıktan zarar gören fakat askeri bölgede kalan arazileri-n durumu.

Teknik Komitenin zarar görmediğini tebit ettiği arazilerin durumu.


-Müstediler bu iki konud-a idialarını ispatlamak için iki tanık dinlettiler. 1. tanık Erdoğan İlgen, Alayköy muhtarı olup askeri bölgede yapılan ziraatın yasalara aykırı olmadığını, örneğin bu bölgede kalan tarlaları için üreticilerden 1985-1986 yılında desteban vergisi alındığını-, Tüzüğe göre kendisinin de Teknik Komitenin bir üyesi olduğunu ve buna rağmen kendisine haber vermeden tesbitlerin yapıldığı-nı söyledi. 2. tanık M-evlüt Hacı Mevlû-t-, Müstedilerd-en bir-isidir. Şahadetinde bir biçer-döver makinesi sahibi olduğunu, he-r- yıl Alayköy'de tahıl ürününü kendisinin biçtiğini, tarlal-arın normal o-l-a-rak dönüme 200 okka arpa verdiğini, halbuki kurak geçen 1985-1986 yılında ortalama 45-50 okka verdiğini, örneğin Müstedi Ayşe Şanlı Türk'ün tarlalarının yarısından azını biçebildiğini, çünkü geriye kalanı biçtiği takdirde elde edilen ürünün biçer-döverin ü-cretini bile ödeyemeyeceğini, bunun üzerine Müstedinin ekini keçilere yedirmek zorunda kaldığını söyledi. Tanık şahadetinde devamla her bir Müstedinin kaç dönüm arazisi olduğu ve toplam olarak kaç okka arpa aldığı hususunda Mahkemeye izahat verdi.

Müsted-aaleyh ise duruşmada 3 tanık dinletti. 1. tanık Özer Berova Genel Tarım Sigortası Müdürüdür. Şahadetinde askeri bölgede yer alan tarlaların ürününden de sigorta kesintisi yapıldığını, köylülerin bu bölgeye girmelerinin engellenmediğini ancak tazminat verm-eden önce bu bölgeye izinli girdiklerini ve tarlaları kullanmaya hakları olduğu hususunda belge istediklerini ve Müstedilerin bu belgeleri ibraz etmediklerini söyledi. 2. tanık Raif Kaya Lefkoşa Kazası Tarım sorumlusu olup üç yıldan beri Teknik Komitenin B-aşkanlığını yaptığını, Alayköy'ün Bakanlar Kurulu tarafından kuraklık bölgesi ilân edildiğini ancak yerinde tetkik ettikleri zaman köyün bir bölümünün kuraklıktan zarar görmediğini tesbit ettiklerini söyledi:

3. tanık Hasan Buranca ziraat yüksek mühendis-i olup Genel Tarım Sigortasında görev yapmaktadır. Şahadetinde sigorta adına teknik Komitenin çalışmalarına katıldığını, Alayköy'deki zarar tesbitinde hazır bulunduğunu söyledi ve zararın tespitinde uygulanan çember atma metodu hakkında bilgi verdi.

Birl-eştirilmiş önümdeki başvurularda tartışma konularını bir bir ele alarak kararlaştırmaya çalışalım.

a) Askeri bölgede kalan tarlalar: Önümdeki şahaete göre çiftçiler hiçbir engelle karşılaşmadan bu tarlaları ekip biçmekte, bu tarlalar için desteban vergisi- ödemekte ve bu tarlaların ürününden sigorta kesintisi yapılmaktadır. Konumuzu ilgilendirmeyen ve konumuza tamamen yabancı nedenlerle askeri bölgede ziraat yapanlara izin -belgesi verilmiyorsa, G-enel Tarım Sigortasının bu durumdan yararlanmaya çalışılmasını doğru bulmuyorum ve Sigortanın salt bu nedenle sorumluluktan kurtulamıyacağı görüşündeyim.

b) Teknik Komitenin zarar görmediğini tespit ettiği tarlalar: Bakanlar Kurulu 28.4.1986 tarihli karar-ı ile Alayköy'ün tümünü kuraklıktan zarar gören bölge ilân etmişti. Daha sonra Teknik Komite köye giderek köy tarlalarının bü-y-ük bir bölümünün zarar görmediğini saptadı. Bu tespitten s-onra A-layköy tarlalarında zarar gören ve görmeyen bölgeleri ayıran yeni sınırlar ortaya çıktı. Önümdeki şahadete göre Teknik Komite başvuru konusu tarlalara ilişkin özel bir araştırma yapmış değildir. Bu tarlalar Komitenin sonradan zarar görmedi diye belirlediği- bölgede yer aldıkları için Müstedilerin müracaatları reddedilmiştir. Bu durumda tüm Alayköy'ün kuraklıktan zarar gördüğünü kabul eden Bakanlar Kurulu kararı ile Teknik Komitenin daha sonra belirlediği sınırlar arasında bir farklılık vardır. Müstedaaleyh b-u farklılığı şöyle izah etmektedir: Bakanlar Kurulu Saptama ve Değerlendirme Komitesinin yüzeysel bir değerlendir---mesinden sonra köyün tüm tarlalarını zarar gören bölge ilân etti, fakat kesin sınırlar Teknik Komitenin çalışmasından sonra ortaya çıktı.

Ne var ki yasal durumun bu izahatı pek fazla desteklediği söylenemez. Çünkü 1986 Bitkisel Üretim Zorunlu Sigortası -Tüzüğünün 9(2) maddesi şöyledir:


"9(2). Bir bölgenin "Kuraklıktan Zarar Gören Bölge" olarak kabulü; Saptama ve Değerlendirme Komitesinin yapacağı çalışma ışığında Yönetim Kurulunca hazırlanan ve kuraklık nedenleri ile -b-ölge hudutları kesin olarak içren raporunun Bakanlar Kurulu tarafından onay ve ilânı ile kesinleşir."


Görülebileceği gibi Tüzük Bakanlar Kurulu kararından önce d-e-taylı bir çalışma yapılmasını ve zarar gören bölge sınırlarının kesin olarak tesbit edilmesini öngörmektedir.


Tüzüğün 16(1) maddesi ise şöyledir:

-"16(1). Her üreticinin uğradığı zararı saptamak amacıyle aşağıdaki kişilerden oluşan "Teknik Komite" oluşturulur."
-

Bu tüzük hükümlerinden zarar gören bölge sınırlarının Bakanl-ar K-urulu kararıyle kesinleşeceği Teknik Komitenin ise her bir üreticinin zararını tesbit edeceği anlaşılmaktadır. Önümdeki başvuruda çalışmaların Tüzük hükümlerine tamamen uygun yapıldığı söylenemez.

Bu yasal hatadan ayrı olarak Müstediler leyhine aşağıdaki- hususların ortaya çıktığı görüşündeyim. Tüzüğün 16(1) maddesi Teknik Komitenin kimlerden oluşacağını belirlemiştir. Bu kişiler arasında köy muhtarı veya temsilcisi de vardır. Alayköy muhtarı Teknik Komitenin kendisine haber vermeden tetkiklerini yaptığını- söylemiştir. Müstedaaleyh tanıkları bu iddiayı kabul etmemekle birlikte haberin nasıl verildiğini izah edememişlerdir. Gerçi maddeye göre Komite; toplam üye sayısının yarıdan bir fazlası ile çalışmalarını sürdürebilir fakat bu hükmün bir anlam ifade edebi-lmesi için öncelikle üyelere haber verilmesi gerekir. Yani üyelerin tümüne haber verildikten sonra üye sayısının yarıdan bir fazlasının hazır bulunması ile çalışmalar sürdürülebilirdi.

Son olarak Teknik Komitenin başkan ve üyesi arasında zararın nasıl -tesbit edildiği hususunda çelişkiler ortaya çıktığına değinmem gerekiyor. Şöyle ki; Başkan Raif Kaya "Kara Tepelerin Arkası" diye bilinen ve takriben 2000 dönüm olan bölgede, 5, 10 çember atıldığını, çember içinde kalan ürünün tartıldığını, çemberin alanı -bilindiği için her dönüme 507 okka arpa düştüğünün tesbit edildiğini söylemiştir. Halbuki üye Hasan Buranca ısrarla bu bölgede sadece bir tek çember dönülmesi nedeniyle fazla ürün olabileceği kendisine söylendiği zaman, bu iddiayı ilk defa duyduğu yanıtın-ı vermiştir. Böyle bir hususu Teknik Komitenin bilgisine getirebilecek kişinin Muhtar olduğu ve ona da haber verilmediği dikkate alınınca Teknik Komitenin verdiği sonuçların hatalı olabileceği ihtimali ortaya çıkmıştır.

Önümüzdeki başvurularda Müstedaale-yhin Müstedileri tazmin etmeyi red etme gerekçeleri analiz edilince bu gerekçelerin yeterince tutarlı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle başvurular kabul edilir ve Müstedaaleyhin Müstedileri tazmin etmeyi red eden kararları iptal edilir.


Masraflar -için emir verilmez.

(Taner Erginel)
Yargıç

10 Temmuz 1989






-


-578-



-


Full & Egal Universal Law Academy