Yüksek İdare Mahkemesi Numara 144/2015 Dava No 38/2016 Karar Tarihi 28.11.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 144/2015 Dava No 38/2016 Karar Tarihi 28.11.2016
Numara: 144/2015
Dava No: 38/2016
Taraflar: University of North Cyprus Ltd. ile Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi arasında.
Konu: Writ of Attachment - Şahıs zapt müzekkeresi - Hapislik veya başka türlü cezalandırma istenmeden önce writ of attachment dosyalanması şartı - E.42A
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 28.11.2016

-D.38/2016 YİM 144/2015

Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152.maddesi hakkında
Yargıç Peri Hakkı huzurunda.

Davacı: University of North Cyprus Ltd. Dr. Fazıl Küçük
Bulvarı, Yeni Liman Yolu, Gir-ne

-ile-

Davalı: Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi
vasıtasıyla KKTC Başsavcılığı.

İlgili Şahıs: Cyprus Kyrenia University Ltd., Girne.


A r a s ı n d a.


Davacı/Müstedi tarafından Avukat Mustafa Asena ve Avu-kat Oktay Feridun ve Avukat Serhan Çinar adına Avukat Oktay Çinar


İlgili Şahıs tarafından Avukat Hasan Esendağlı


-------------------

(10.5.2016 tarihli WRIT OF ATTACHMENT İSTİDASI)


K A R A R


Müstedi/Davacı işbu istidası ile:

İlgi-li Şahsın Direktörleri Cemre Günsel ve Enver Haskasap'ın, Yüksek İdare Mahkemesi tarafından 05.01.2016 tarihinde verilen ara emrine riayet etmediğinden ve/veya


mezkur emir hilafına kasten hareket etmiş olduklarından, Mahkeme emri ve/veya emirlerine itaa-tı sağlamak ve/veya sağlanıncaya dek aleyhlerine şahıs zapt müzekkeresi (writ of attachment) çıkarılması ve/veya writ of attachment emri ısdar etmesini Mahkemeden talep etmektedir.

Müstedinin istidasını destekleyen yemin varakasından Davacı Kurumun Yönet-iciler Kurulu Üyesi Aral Doğu, özetle:
YİM 82/2013 sayılı davada, Yüksek İdare Mahkemesi, University of Kyrenia Ltd.in tescil kararını hükümsüz kıldıktan sonra, İlgili Şahıs tüzel kişinin, ticari unvanı olan "Girne Üniversitesi" ismi altında faaliyet göst-ermeye devam ettiği cihetle, işbu dava olan 144/2015 sayılı davayı ikame ettiklerini ve Mahkemenin 5.1.2016 tarihinde MŞ 16098 tescil No.lu İlgili Şahış Şirketin "Girne Üniversitesi" ticari unvanının kaydıyla ilgili Davalıların işlemlerinin yürütülmesinin -durdurulmasının dava sonuna kadar durdurulması için emir verdiğini; bu kararın ihtarlı bir suretinin İlgili Şahıs Şirket Direktörleri Cemre Günsel ve Enver Haskasap'a tebliğ edilmiş olmasına rağmen halen Şirket sahibi olduğu ve/veya kontrol ve tasarrufları-nda olan taşınmaz malların, gemilerin ve otobüslerin üzerinde "Girne Üniversitesi" ismini kullanarak, kendini bu isim altında tanıtmaya devam ettiğini; anayollar üzerinde bulunan tabelaların indirilmesi için girişimde bulunmadıklarını ve açık bir şekilde M-ahkeme emrine kasten riayet etmediklerini iddia etmektedir.

Müstedialeyhler ise itirazlarına ekli yemin varakasında 6 adet ön itirazda bulunmuşlardır. Müstedialeyhler Müstedinin iddialarını genel olarak reddederek Yüksek İdare Mahkemesinin, İlgili Şahsı-n "Girne Üniversitesi" ismi altında "faaliyette
bulunmasını men edilmesini" değil de Davalıların ticari unvan kaydına ve/veya işlemlerinin yürütülmesine ilişkin emir verdiğini iddia etmektedir. "Girne Üniversitesi" ismini kullanma hakkının tescil işleml-eri sonucu doğan bir hak olmadığını ve dava konusu Mahkeme emrinin ismin kullanılmasını engellenme sonucunu doğurmadığını iddia etmektedirler. Müstedialeyhler, "Girne Üniversitesi"nin kendi tüzel kişiliğini kazanmak için olgusal ve hukuki safahatlarını sır-alayarak, 19.3.2013 tarihinde YÖDAK tarafından öğretime başlama izni verildiğini, bu tarih itibarıyla İlgili Şahıs Şirketin Üniversite ile yönetsel/organik bir bağı kalmadığını, ayrı bir hukuki varlık olarak yönetilmeye ve faaliyet göstermeye başladığını, -bilahare Şirketler Mukayyitliğinin İlgili Şahsın ticari unvan kaydını 18.4.2013 tarihinde yaptığını iddia etmektedirler. Müstedialeyhler, Şirketler Mukayyitliğine yaptıkları müracaat neticesinde, 12.2.2016 tarihinde mezkur ticari unvanın Şirketler Mukayyit-liği tarafından iptal edildiğini, Üniversitenin halen YÖDAK mevzuatına uygun şekilde faaliyetlerine devam ettiğini, mezkur ismi ticari unvan olarak kullanmadıklarını, Üniversitenin kendi tüzel kişiliği altında faaliyetine devam ettiğini iddia etmektedirler-. Müstedialeyhler, bilahare ek yemin varakası dosyalayarak, Davacının YİM 138/2016, 139/2016, 140/2016, ve 141/2016 sayılı davaları ikame etmesinden sonra, İlgili Şahıs Şirketin, isminde ve direktörler kurulunda değişiklikler yaptığını da beyan etmişlerdi-r.

Müstedi/Davacı, istidasını ispat için 4 tanık dinletip 10 adet Emare ibraz etmiştir. Müstedialeyhler ise 7 tanık dinletip, 7 adet emare ibraz etmiştir.

Müstedinin 1. Tanığı YÖDAK Kurul Üyesi Prof. Olgun Çiçek, YÖDAK Yönetim Kurulunun ticari un-van ve isim tescili yapmadığını, Girne Üniversitesine sadece öğretim amaçlı izin verdiklerini, YÖDAK'ın Üniversiteye isim kullanma izni vermediğini, Üniversitenin kullanacağı ismi Şirketler Mukayyitliğinden aldıktan sonra YÖDAK'a müracaat ettiğini söylemiş-tir.

Müstedinin 2. Tanığı yine YÖDAK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr.Mehmet Hasgüler de şahadetinde, Milli Eğitim Bakanlığının University of Kyrenia Ltd.e yazdığı yazıları Emare No.1 ve Emare No.2, Cemre Günsel'in YÖDAK'a yazdığı yazıyı Emare No.3, Yakın D-oğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanının YÖDAK'a yazdığı yazıyı Emare No.4, YÖDAK'ın Girne Üniversitesine yazdığı yazıları Emare No.5 ve Emare No.6 olarak ibraz etmiştir. Prof. Hasgüler, Emare yazışmalardan da görüleceği üzere, YÖDAK'ın sadece öğretime- başlama izni verdiğini ve YÖDAK'ın isim onayı veya isim tescili yapmadığını belirtmiştir.

Müstedinin 3. Tanığı Aral Doğu, Müstedi Üniversitenin Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu, 2013 yılında University of Kyrenia Ltd.in "Girne Üniversitesi" adı altında b-ir üniversite kurmak için Emare No.7 belgeler ile müracaatta bulunduğunu, Şirketin Direktörleri olan Müstedialeyh No.1 ve No.2'nin 5.1.2016 tarihli Mahkeme emrine uymadıklarını, "Girne Üniversitesi" tabelalarının halen yollardan kaldırılmadığını, Müstedial-eyhlerin basın açıklamalarını, pazarlama faaliyetlerini ve devlet dairelerindeki işlemlerini bu isim
altında yürüttüğünü tespit ettiklerini, istidayı dosyalamadan 1 hafta önce üzerinde "Girne Üniversitesi" yazan bir geminin, yine üzerinde aynı isim olan b-ir apartman blokunun ve yollarda bulunan tabelalarının resimlerini çektiğini söylemiş ve resimleri Emare No.8 ve Emare No.9 olarak ibraz etmiştir. Bu Tanık şahadetin devamında, Emare No.8 ve 9 fotoğrafları 26.8.2015, 27.1.2016 ve 18.3.2016 tarihlerinde çek-tiğini, Müstedialeyhlerin Şirket ismini 21.8.2015 tarihinde Cyprus Kyrenia University olarak değiştiğini (Emare No.10), Mahkeme emrine rağmen "Girne Üniversitesi" adı altında faaliyet göstermeye devam ettiğini, bu isim altında açılış ve mezuniyet törenleri- düzenleyerek Mahkeme emrine kasten riayet etmediklerini belirterek, bu nedenle istida gereğince emir talep ettiklerini beyan etmiştir.
Müstedinin 4. Tanığı Nuri Solmaz, Girne Amerikan Üniversitesinde şoför olarak çalıştığını, Girne ve Doğanköy Çemberleri-nde "Girne Üniversitesi" tabelalarının halen durduğunu söylemiştir.

Müstedialeyh Tanığı No.1 Ahmet Babahan, Şirketler Mukayyitliğinde görevli olup, MŞ.16098 No.lu Şirketin 21.7.2016 tarihinde ikinci kez isim değişikliği (Emare No.11) ve direktör değişikl-iği yaptığını söylemiş ve yeni direktörler
kurulunu gösteren onay belgesini Emare No.12 ve ticari unvanın silindiğini gösteren belgeyi de Emare No.13 olarak ibraz etmiştir.

Müstedialeyh Tanığı No.2 Yüksek Mahkeme Memuru Göral Halksever de, YİM 140/2016 -sayılı davanın talep takriri, istida ve emirlerinin ilgili suretlerini Emare No.14 olarak ibraz etmiştir.

Müstedialeyh Tanığı No.3 Savcılık Memuru Ceren Kalfaoğlu, Başsavcılığın Çalışma Dairesine yazdığı görüşü Emare No.15 olarak ibraz etmiştir.

Müste-dialeyh Tanığı No.4 Hakan Korsan, Karayolları Dairesinde görevli olup, "Girne Üniversitesi" tabelalarından Karayolları Dairesinin sorumlu olduğunu, Ocak 2016 da Savcılık görüşü doğrultusunda bu tabelalar ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını ve tabel-aların halen mevcut yerlerde bulunduğunu söylemiştir.

Müstedialeyh Tanığı No.5 Müstedialeyh No.1 Enver Haskasap ise şahadetinde, Yakın Doğu Bankta Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını, 1.3.2013 tarihinde University of Kyrenia Ltd. kurulduğu zaman dire-ktör/sekreter olduğunu, ancak şu an sadece sekreter olarak görev yaptığını, Şirket ile Üniversitenin herhangi bir bağı kalmadığını, Üniversitenin işletmesini kendi bünyesinde kurduğu mütevelli heyeti, rektörlük ve senato ile yürüttüğünü, Mahkeme emrinden s-onra "Girne Üniversitesi" ticari unvanını sildirdiklerini, bu isim altında hiçbir faaliyet yapmadıklarını, Şirketin zaten Üniversitenin işletmesine karışmadığını, Şirketin otelcilik ile uğraştığını, bu istidanın eşi adına ve şahsen kendine tebliğ edildiğin-i, istidayı aldıktan sonra Hukuk Müşavirleri Akın Sait Bey'e
danıştıklarını, avukatlarının, Mahkeme emrinin Resmi Kabz Memurluğu aleyhine, yürütmenin durdurulmasına yönelik olduğuna ve kendilerine yönelik bir emir olmadığına dair bir görüş verdiğini söyle-miştir.Enver Haskasap istintakında, Üniversite müracaatının YÖDAK tarafından onaylandıktan sonra tüzel kişilik kazandığını, Üniversitenin gelirleri ile ilgili bir bilgisi olmadığını, Üniversite kampüsünün Şirkete ait malın
üstüne inşaa edildiğini, binanın- üzerinde herhangi bir isim yazmadığını, Emare No.8 fotoğraflarda görülen binanın ve geminin Yakın Doğu Üniversitesine ait olduğunu ve Şirket ile bir alakaları olmadığını söylemiştir.

Müstedialeyh Tanığı No.6 Mehmet Soykurt, 2014'den beridir Girne Üniver-sitesi Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi olduğunu, Vakfın 29.9.2014'de kurulduğunu (Emare No.17), amacının ise yaşam boyu eğitim için Üniversite ile işbirliği yapmak, burs vermek, Üniversitenin eğitim faaliyetlerini organları ile birlikte yürütmek olduğu-nu, Üniversitenin faaliyetlerini YÖDAK Yasası'na bağlı olarak yürüttüğünü, Şirketin ve Müstedialeyhlerin Üniversitenin işleyişi ve faaliyetleri ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını, Girne Karakum'da bulunan kampüs binasının üzerinde hiç bir zaman "Girn-e Üniversitesi" isminin yer almadığını söylemiştir.

Müstedialeyh Tanığı No.7 Emekli Başsavcı Akın Sait ise şahadetinde, Yakın Doğu Grubunun Hukuk Danışmanlığını yaptığını, Mahkemenin verdiği 5.1.2016 tarihli emrin
Müstedialeyhlere yönelik bir emir- olmadığını, kendine göre, bir üniversitenin limited şirket statüsünde faaliyet gösteremeyeceğini, bu emrin sadece Şirketler Mukayyitliğine yönelik işlemlerin yürütmesini durdurduğunu ve YÖDAK'tan onay aldıktan sonra, Üniversitenin kamu tüzel kişilik kazan-dığını söylemiştir.

Müstedialeyhler Avukatı hitabında, ön itirazlarına başlamadan önce, Mahkeme emrinin ve istidanın Müstedialeyh No.2'ye şahsen tebliğ edilmeyip eşi olan Müstedialeyh No.1'e yapıldığını ve istidanın usul gereği muhatabına şahsen tebliğ e-dilmesi gerektiğinden ileri gidemeyeceğini, Müstedinin alternatif talep seçenekleri olmasına rağmen, Müstedialeyhleri cezalandırmak amacıyla hapislik talep etme yönüne gittiğini, Mahkemenin bir riayetsizlik bulgusu neticesinde hapislik emri vermeyi uygun -görmesi halinde, Müstedialeyhlerin artık şirket direktörü olmadığı halde cezalandırılacaklarını, bu durumun da Anayasa ve yasaların murat ettiği şekilde bir "emirleri uygulatma" amacı olmadığını, Müstedinin istidası ile, geçmişte yapılan riayetsizlik gerek-çesiyle bir cezalandırma olarak talep ettiğini, dolayısıyla istidanın ileri gidemeyeceğini iddia etmiştir.

Müstedialeyhlerin ön itirazları sırasıyle şöyledir:

1.ön itiraz: Mahkeme emrinin alt kısmında, E.42 A'ya uygun, Müstedialeyhlere yönelik bir şerhi-n ve Şirket ve Müstedialeyhlerin isimlerinin yer almaması, bu emrin Müstedialeyhlere yönelik olmadığının kanıtı olup talep edilen emir mesnetsizdir.

2.ön itiraz: Mahkemenin vermiş olduğu emir bir yürütmeyi durdurma kararı olup Mahkemeler Yasası'nın 50. -maddesinde öngörülen bir işlemin yapılamayacağı ve olumlu bir karar olmadığı cihetle ileriye gidemeyeceğidir.
3.ön itiraz: Yürütmeyi durdurma kararı sadece İdareye yönelik olduğu, idari kararları yürütme yetkisinin sadece İdarede olduğu, İlgili Şahsın bu -yürütmeye bir katkı koyamayacağı, İlgili Şahsın sadece karardan etkilenen taraf olduğu cihetle, Şirketin riayetsizliğinin söz konusu olamayacağıdır.

4.ön itiraz: Mahkeme emri ile yürütülmesi durdurulan Şirket ve ticari unvan kaydı emirden bir ay sonra, ya-ni şubat 2016'da Şirketin müracaatı üzerine silindiği için yürütmesi durdurulan idari karar ortadan kalktığı cihetle, bir riayetsizliğin söz konusu olamayacağıdır.

5.ön itiraz: Müstedi tarafından İlgili Şahıs Şirketin riayetsizliğinin iddia edilmiş olması- Şirket Direktörleri aleyhine bir writ of attachment ısdarı talep etme hakkını hukuken mümkün kılmamaktadır.

6.ön itiraz: Müstedinin yemin varakasında, Müstedialeyh No.1 ve No.2'nin şahsen Mahkeme emrine ne şekilde karşı geldiklerine dair somut bir iddi-a yer almadığından, bu husus savunma haklarını haleldar etmektedir.

Müstedialeyhler Avukatı, hitabının devamında, Üniversitenin kamu tüzel kişiliğinin YÖDAK Yasası altında bir idari karar ile oluştuğunu, Şirket ve ticari unvanla hiçbir ilgisinin olmadığ-ını, YÖDAK onayından 1 ay sonra, yani 18.4.2013 tarihinde ticari unvanın Şirket tarafından kaydedildiğini, zaten Müstedilerin de YÖDAK aleyhine ikame ettiği YİM 140/2016 sayılı davadaki iddiaların da bu hususu teyit ettiğini iddia etmektedir. Müstedialeyh-ler Avukatı Emare No.9 fotoğrafların ise 4-10 Mayıs 2016 tarihleri arasında çekilmediğini, halen yollarda bulunan tabelalardan ise Karayollarının sorumlu olduğunu, Müstedinin iddialarını ispatlayamadığı cihetle, istidanın ret ve iptal edilmesini talep etmi-ştir.

Müstedi Avukatı ise hitabında, Mahkeme emirlerinin uygulanması açısından Yüksek İdare Mahkemesinin denetleme görevi olduğundan Hukuk Mahkemelerinden daha geniş bir yetkisi olduğunu, istidayı dosyalamaktaki amaçlarının Müstedialeyhleri cezaland-ırmak değil de emrin uygulanmasını sağlamak olduğunu, YÖDAK'ın sadece üniversitelerin faaliyete başlamalarını onayladığını, isim onayı yapmadığını, Şirket direktörlerini değiştirmekle sorumluluktan kaçılamayacağını, Müstedialeyh No.2'nin eşi vasıtasıyla a-ldığı tebliğ ile ilgili bir izahat vermesi gerektiğini, YİM mevzuatına göre ilgili şahısların davaya eklendikten sonra Davalı konumuna girdiklerini, Müstedialeyhlere tebliğ edilen emrin üzerinde ilgili şahıs direktörleri olarak isimlerinin bulunduğunu, dol-ayısıyla emrin usulüne uygun bir şekilde yazılıp Müstedialeyhlere tebliğ edildiğini iddia ederek, istida gereğince emir talep etmiştir.

Mahkeme emirlerine riayetsizlikten dolayı hangi hallerde hapislik müeyyidesinin uygulanacağı ve bunun yöntemi 9/76 Mah-kemeler Yasası'nın 50. maddesinde düzenlenmiştir:

"Her mahkeme Hukuk Muhakemeleri Üsul Tüzüğüne uymak koşuluyla bir işlemin yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin bir emrine riayeti, para cezası veya hapislik veya müsadere yolu ile zorlamak yetkisine sahi-ptir. Mahkeme, ek olarak lehine emir verilmiş kişiye uygun gördüğü bir miktarın tazminat olarak ödenmesine hükmedebilir."

Bu husus ile ilgili Y/H 68/85 (D.37/85)'de şu ifadelere yer verilmiştir:
"Alıntısı yapılan 50. maddenin içeriğinden görülebileceği g-ibi bir kaza mahkemesi vermiş olduğu bir emre riayeti zorlamak için para cezası, hapislik veya müsadere emirleri verebilir. Diğer bir deyişle bir kaza mahkemesi verdiği emre uyulmasını sağlamak maksadıyla gerekirse kişiyi hapsetmek yetkisini haizdir. Ancak- dikkat edilecek olunursa gerek para, gerek hapis ve gerekse müsadere cezası tek bir amaca yani verilen emre riayeti zorlamağa yöneliktir. Verilen emre riayet söz konusu değilse bu maddenin işlerlik kazanmasına haliyle olanak yoktur."


9/76 sayılı Yasanın- 50. maddesindeki yetki, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü (HMUT) E.42 A'daki kurallara uymak koşuluyla kullanılmaktadır.

Emir 42 A (1)ve (2) ise şöyledir :
(1).Herhangi bir mahkeme tarafından bir işin yapılmasını emreden veya bir işin yapılmasını yasak-layan bir emir verildiğinde, söz konusu emrin, emre itaat etmesi istenen kişiye tebliğ edilecek sureti üzerinde mukayyit tarafından aşağıdaki sözcükleri içeren veya anlamı taşıyan bir not yazılır. "Bu emirde adı geçen siz A.B., bu emre, emirde belirt-ilen süre sona ermeden itaat etmekte kusur ederseniz tutuklanabilir ve malınıza da el konabilir."





Emrin bir daire sureti muhatabına tebliğ edilir. Emrin tebliği, mahkeme veya yargıç tarafından başka türlü emredilmedikçe,muhatabın bizzat kendisine -yapılır.
Buna göre, mahkeme tarafından verilen bir emir, HMUT E."42" "A"nın 1'inci nizamına uygun olarak düzenlenip, 2'nci nizama uygun olarak aleyhine emir verilen kişiye şahsen tebliğ edilmelidir. Usulüne uygun bir tebligat yapıldıktan sonra, tebliğ ed-ilen kişinin bu emre uymaması halinde, genellikle çift taraflı veya nadiren bazı hallerde genellikle tek taraflı
olarak E. "42" "A"(3)'e göre, mahkemeye bir "writ of attachment" için müracaat edilmeli ve istida, ilgili şahsa şahsen tebliğ edilmelidir. Mah-keme, ilgili şahsı emre riayetsizlikten hapse göndermeye karar verirse, o şahsı belirli bir süre için hapse gönderir veya mahkeme emrine riayet edinceye kadar hapislik cezasının devam edeceği hususunda kayıt koyabilir (Y/H 24/81, D.18/81, Y/H .15/82 D.12/8-2).
İlk olarak, Müstedialeyhlerin ön itirazlarını sırasıyla incelemeyi uygun buldum.

1.ön itiraz: Müstedialeyhlere tebliğ edilen 5.1.2016 tarihli Mahkeme emrinin dava başlığında, İlgili Şahıs "Cyprus Kyrenia University Ltd." olarak yazılmış olup, emrin al-tında "Eğer siz yukarıdaki Davalı/Müstedialeyh verilen işbu emre riayet etmekte kusur ederseniz tutuklanabilir veya mallarınıza el konabilir" şerhinin yer aldığı görülmektedir.

YİM Tüzüğü'nün 8.(2)maddesi şöyledir "... İlgili kişi tebliğin yapıldığı anda-n itibaren davacı tarafından normal bir şekilde ve usulüne uygun olarak dava edilmiş bir davalı gibi davada taraf olur ..........". Bu madde altında davaya eklenen İlgili Şahıslar, Davalı/Müstedialeyh konumuna girmiş olur ve Mahkeme emri tüm Davalılar üz-erinde bağlayıcı olur kanaatindeyim. Dolayısıyla 1. ön itiraz reddedilir.

2.ön itiraz: KKTC'deki idari davalarda "ara emri" ve "yürütmenin durdurulması" ibareleri aynı anlamı taşımakta olup, YİM Tüzüğü'nün 11.maddesinde ise mahkemenin geçici
emir verebil-eceği belirtilmektedir. 9/76 Mahkemeler Yasası'nın 50. maddesinde yer alan "Her mahkeme Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğün'e uymak koşuluyla bir işlemin yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin bir emrine riayeti........" ibareleri kanaatimce, Yüksek İdare Mah-kemesinin vermiş olduğu "yürütmeyi durdurma" nitelikli ara emirlerini de kapsamaktadır. Nitekim Tufan Erhürman "KKTC'de İdari Yargılama Hukuku" adlı eserinin 661. sayfasında da şu sözlere yer vermiştir "....Yukarıda aktarılan düzenlemelerden anlaşılabilec-eği gibi, HMUT Emir 42 A nizam 1'de düzenlenen Mahkemeler Yasası'nın 50.maddesine koşut biçimde 'herhangi bir mahkeme tarafından bir işin yapılmasını emreden veya bir işin yapılmasını yasaklayan bir emir'e riayetsizliktir. Bu maddenin lafzına sıkı sıkıya b-ağlı kalınarak yorum yapılırsa, hükmün yalnızca Yargıtayın mandamus emirnameleri, YİM'in ara emirleri ve ihmalin sonlandırılması davalarında verilen kararları söz konusu olduğunda uygulanabileceği sonucuna varılabilir".

Yukarıda belirtilenler ışığında, M-ahkemenin 5.1.2016 tarihli emrinin uygulanmasını zorlamak amacıyla Mahkemeler Yasası'nın 50.maddesi ve HMUT 42A uygulanabilir olduğu kanaatine vardığımdan 2. ön itiraz reddedilir.

3.ön itiraz: 5.1.2016 tarihli "Girne Üniversitesi ticari unvanının kaydıyla- ilgili Davalının karar ve/veya işlemlerinin yürütülmesinin durudurulmasına" ilişkin emir, Davalı No.1 ve 2 konumundaki İdareyi bağlamakla birlikte, İdare tarafından bu ismi kullanmasına izin verilen İlgili Şahıs Şirketi de bağlamaktadır; şöyle ki, ticari -unvanı kullanma hakkı, İdare tarafından yapılan kaydın neticesinde İlgili Şahsa verilmiş olup, İlgili Şahıs Şirket, "Girne Üniversitesi" ticari unvanını kullanma hakkını elde etmiştir.

Mahkeme emri ile ticari unvanın kayıt işlemlerinin askıya alınmasınd-an sonra, bu ticari unvanı kullanan kişinin unvan
kullanma hakkı da kararın bir parçası olduğundan kullanma hakkı da doğrudan etkilenmiş ve bu ismi kullanması kararın askıya alınması ile imkansız hale gelmiştir; dolayısıyla, 5.1.2016 tarihinde verilen emr-in İlgili Şahıs Şirketi de bağladığı kanaatine vardığımdan, 3. ön itiraz reddedilir.

4.ön itiraz: 5.1.2016 tarihli Mahkeme emri sonrasında, İlgili Şahıs Şirketin müracaatı üzerine, 12.2.2016 tarihinde ticari unvan kaydı silinmiş olsa bile, mezkur emir Dav-alıyı ve İlgili Şahsı halen bağlamakta olup ismin kullanımı ve riayetsizlik işlemleri açılarından bir engel teşkil etmemektedir. Bu iddia, sadece İlgili Şahsın Mahkeme emrini dolanmaya çalışmasından öteye gitmemekte ve kanuna karşı hile teşkil etmektedir k-anaatindeyim; dolayısıyla 4.ön itiraz reddedilir.

5.ön itiraz: Şirketler aleyhine verilen mahkeme hüküm ve emirlerinden ve şirketin eylemlerinden sorumlu oldukları cihetle, idareciler ve/veya direktörler de söz konusu eylemlerden sorumlu tutulabilmektedir-. HMUT Emir 40 nizam 13 şöyledir:



13.Bir tüzel kişi aleyhine verilen herhangi bir hükme veya emre kasten uyulmadığı durumlarda, mahkeme veya yargıcın izni ile, tüzel kişiye ait mallara el koymak veya tüzel kişinin direktörleri veya diğer görevli memu-rları aleyhine tutuklama emri temin etmek veya direktörlerin veya diğer görevlilerin kendi mallarına karşı el koyma müzekkeresi çıkarmak suretiyle hüküm veya emir icra edilir.

Yukarıdaki maddeden de görüleceği üzere, limited şirk-etler aleyhine Writ Of Attachment istidası ısdar edilebilmektedir; bu sebeple 5.ön itiraz reddedilir.

6.ön itiraz: Müstedinin yemin varakası incelendiği zaman, özellikle 7. ve 8. paragraflarında, İlgili Şahıs Şirket Yönetici ve/veya Direktörlerinin Mahke-me emrine hangi
eylemlerle riayet etmediklerinin somut ve spesifik iddialarla
belirtildiği görülmektedir. Keza bu iddiaların Müstedialeyhlerin savunma haklarını haleldar ettiğine itibar etmem ve 6. ön itirazı da reddederim.

Huzurumdaki istida konusu 5-.1.2016 tarihli emir şöyledir:



YİM 144/2015

Davacı: University of North Cyprus Ltd., Dr. Fazıl Küçük
Bulvarı, Yeni Liman Yolu, Girne.
-ile-
Davalı: Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyit Dairesi vasıtasıyla
KKTC Başsavc-ılığı.

İlgili Şahıs: Cyprus Kyrenia University Ltd., Kemal Pars Sokak
No.1, Girne

"8.7.2015 tarihli Ara Emri istidasının duruşmasını müteakip taraflarca sıra ile ileri sürülen iddialar dinlendikten sonra bu MAHKEME;

Dava sonuçlanıncaya ka-dar; MŞ 16098 tescil No.lu Şirketin "Girne Üniversitesi" ticari unvanının kaydıyla ilgili Davalının karar ve/veya işlemlerinin yürütülmesinin durdurulmasına OY ÇOKLUĞU İLE EMİR VERİLİR"....

Yukarıdaki emrin, 4.5.2016 tarihinde, Enver Haskasap'a şahsen ve -yine eşi Cemre Günsel adına tebliğ edildiği görülmektedir.

Mahkeme tarafından verilen bir Emir, HMUT E.42 A'nın 1.nizamına uygun olarak düzenlenip 2.nizama uygun olarak, aleyhine emir verilen kişiye şahsen tebliğ edilmelidir.

Y/H 15/82,D.12/82'de Yüksek -Mahkeme "bir şahsın hapisliğinin istenmesi gibi önemli durumlarda E.42(A) hükümlerine sıkı sıkıya ve harfiyen uygulanmalıdır" demiştir. Her ne kadar da Enver Haskasap, Cemre Günsel'in eşi sıfatıyla tebliği almışsa da, kanaatimce E.42 A'nın şartları yerine -getirilmemiştir ve istidanın Cemre Günsel aleyhine ileri gitmesi mümkün değildir. Ancak bu yöndeki bulgumun hatalı bulunması ihtimali olduğundan, bundan sonraki incelemelerimi her iki Müstedialeyh için yapmayı uygun buldum.

Müstedialeyhler Avukatı, İlg-ili Şahıs Şirketin Direktör değişikliği yaptıktan sonra artık Müstedialeyh No.1 ve No.2'nin bir riayetsizlikten sorumlu tutulamayacaklarını; Anayasa'nın, bir karar veya emre uymayan kişilerin söz konusu karara uyuncaya kadar hapsedilebileceğini öngördüğü c-ihetle, direktör değişikliğinden dolayı, Mahkemenin Müstedialeyhler aleyhine bir writ of attachment ısdarına emir vermesinin Anayasa ve yasalara ters düşeceğini iddia etmektedir.

İşbu istida, 10.5.2016 tarihinde dosyalanmış olup, direktör değişikliği 5.10-.2016 tarihinde yapılmıştır. Kanaatimce bu değişiklik, Mahkemenin verebileceği olası bir hapislik emrinden kaçınmak ve Mahkemenin verebileceği bir emri etkisizleştirmek için yapılmıştır. Bu şekilde yapılan direktör değişiklikleri, tüzel kişilerin aleyhine -verilen Mahkeme emirlerinin uygulanmasını imkansız hale getirip kanuna karşı hile teşkil edeceklerinden bu iddiaya itibar etmek mümkün değildir.

Kaldı ki, riayetsizlik iddiaları Şirket aleyhine verilmiş bir emirden kaynaklandığından, direktör değişikliği -Mahkemenin bir riayetsizlik bulgusu sonucu riayetsizlikten sorumlu tutulmuş olan direktörlere hapislik cezası emri vermesine herhangi bir engel teşkil etmemektedir.

Müstedialeyhler Avukatı, Müstedinin Emir 42(A) altında 3 seçeneği olmasına rağmen Müs-tedialeyhleri cezalandırmak amacıyla hapislik yöntemini seçtiği iddiasını incelediğim zaman, Müstedinin, Emir 42(A) altında, Mahkeme emrine riayeti sağlamak için yöntem seçmekte serbest olduğu kanaatindeyim.

Müstedialeyhler Avukatı, 5.1.2016 tarihli Mahk-eme emrine rağmen " Girne Üniversitesi" isminin kullanımı ile ilgili ortada başka bir idari kararın varolduğunu, "Girne Üniversitesi"nin ismini YÖDAK Yasası altında tescil ettirdiklerini, YÖDAK'ın onayından sonra Girne Üniversitesi ticari unvanının Şirke-tler Mukayyitliğinde onaylandığını dolayısıyla bu ismin kullanılmasının İlgili Şahıs Şirket ile bir alakasının olmadığını iddia etmektedir. "Girne Üniversitesi" isminin hangi yasa altında verildiği ve hukuki statüsü, işbu davanın esasında karara bağlanacak-tır. Davacılar tarafından YÖDAK aleyhine ikame edilmiş bulunan Emare No.14
dava ve ara emri suretlerinden de görüleceği üzere, YİM 140/2016 sayılı davada da "Girne Üniversitesi" isminin kullanılması ile ilgili ikinci bir dava mevcuttur. Bu bağlamda, Ünive-rsitenin ismini hangi yasal mevzuata göre aldığını ve yasal statüsünün ne olduğunu, bu istida altında karara bağlamak mümkün değildir.

Huzurumdaki istidada, sadece "Girne Üniversitesi" ticari unvanı ile ilgili Mahkeme emrine bir riayetsizliğin olup olmad-ığının incelenmesi gerekmektedir .

Müstedi Tanığı Aral Doğu, şahadetinde, Mahkeme emrine rağmen Girne Üniversitesi isminin Müstedialeyhler tarafından kullanılmaya devam ettiğini, basın açıklamaları ve mezuniyet törenleri yaptıklarını, taşınır ve taşınmaz- mallar üzerinde ismin yer aldığını, Emare No.9'daki yol tabelalarını en son
18.3.2016 tarihinde, misafirhane binası ve geminin resimlerini de en son 27.1.2016 tarihinde kendisinin şahsen çektiğini söylemiştir. Enver Haskasap bu iddialara cevaben, İlgili -Şahıs Şirkette direktör olmasına rağmen, Üniversitenin idaresiyle hiçbir ilgisinin olmadığını, eşinin de 20 aydır çocuğu ile ilgilendiğini, kendisinin de Yakın Doğu Bankta yönetici olarak mesai yaptığını, İlgili Şahıs Şirketin ise otelcilik ile uğraştığını-, ancak Şirketin faaliyetleri ile ilgili fazla bir bilgisi olmadığını ve Üniversitenin idaresine hiçbir şekilde karışmadığını ve Üniversitenin kendi idari organları tarafından idare edildiğini söylemiştir.

Enver Haskasap ve diğer Müstedialeyh tanıklarının- şahadetleri, İlgili Şahıs Şirket ile Girne Üniversitesinin herhangi bir bağı olmadığı yönündedir.

Enver Haskasap 5.10.2016 tarihine kadar İlgili Şahıs Şirketin direktörü olup eşi ile birlikte Şirketin idaresinden sorumlu kişi idi. Fasıl 113 Şirketler Y-asası ve şirketler ile ilgili mevzuat altında şirketin direktörlerinin idari hareketleri ve şirket adına yaptıkları eylemler, şirketin hareketleri ve fiilleri sayılmaktadır. Nitekim, bu prensip ışığında şirketler aleyhine verilen mahkeme kararı ve emirleri-ne itaatsizlik söz konusu olduğu zaman direktörler sorumlu tutulabilmektedir.

Mahkeme emirlerine riayet etmeyen şirketlerin direktörlerinin hangi hallerde sorumlu tutulabileceği
A-G of Tuvala v Philatelic Distribution Group (1990) 1 ELR P.926 davasında W-oolf LJ tarafından şu şekilde izah edilmiştir:

"In our view where a company is ordered not to do certain acts or gives an undertaking to like effect and a director of that company is aware of the order or undertaking he is under a duty to take reasonable -steps to ensure that the order or undertaking is obeyed, and if he wilfully fails to take those steps and the order or undertaking is breached he can be punished for contempt. We use the word 'wilful' to distinguish the situation where a director can reaso-nable believe some other director or officer is taking those steps".

Yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı üzere, bir şirket aleyhine bir men edici emir verildiği ve direktörlerin de bu
emirden haberdar olmaları halinde, direktörlerden emre riayet edilmes-i için makul adımları atmaları beklenmektedir. Ancak direktörler kasten bu adımların atılmamasına sebep olmaları ve emre uymamaları halinde, riayetsizlik gerekçesiyle cezalandırılabilirler. Enver Haskasap'ın İlgili Şahıs Şirketin ve Üniversitenin faaliyetl-eri ile ilgili bir bilgisi olmadığına itibar etmek olası olmayıp, kanaatimce sorumluluktan kaçınmak için bu yönde şahadet verme yönüne gitmiştir.

Emare No.9 resimlerden de görüleceği üzere, üzerinde Girne Üniversitesi ismi bulunan gemi ve misafi-rhane resimleri en son 27.1.2016 tarihinde, yani emirden takriben 3 hafta sonra çekilmiştir. Huzurumdaki istida ve emrin 4.5.2016 tarihinde tebliğ olduğunu dikkate aldığım zaman, fotoğrafların istida tarihinden yaklaşık 4 ay önce çekildiği görülmektedir.
-Aral Doğu, şahadetinde, bu riayetsizliğin halen devam ettiğini söylemesine rağmen, huzurumda istida tarihinden 4 ay önce çekilmiş fotoğraftan başka mezkur gemi ve misafirhanenin üzerindeki isimlerin yakın geçmişte veya halen mevcut olduğunu kanıtlayan bir- şahadet yoktur. Bu bağlamda, gemi ve misafirhane üzerindeki isimler açısından bir riayetsizlik isnadı teşkil edebilecek ve istida gereğince bir emir vermeye yeterli şahadetin var olmadığı hususunda bulgu yaparım.

Emare No.9'da bulunan karayolları tabela-sı resimlerinin en son 18.3.2016 tarihinde çekildiği görülmektedir. Müstedi Tanığı otobüs şöförü Nuri Solmaz da mezkur tabelaların halen mevcut olduğunu belirtmiştir. Bu tabelaların mevcudiyetinin, Müstedialeyhler açısından bir riayetsizlik teşkil edip etm-ediğini incelediğim zaman, Karayolları Dairesinde görevli Hakan Korsan'ın şahadetinden, tabelalara hiç bir müdahale yapılmaması yönünde, 5 Ocak 2016'da Savcılıktan gelen görüş doğrultusunda Karayolları Dairesinin hareket ettiği ortaya çıkmaktadır. Ancak bu- tabelaların halen yollarda mevcut olmasının, Müstedialeyhlerden ziyada, İdare tarafından bir riayetsizlik teşkil ettiği kanaatindeyim.

Emare No.8 arasında bulunan 8D ve 8E "Kyrenia University"ye ait web sayfası çıktılarını incelediğim zaman, bu çık-tılardaki bilgilerin Ağustos 2015'te İnternete konduğu ve 2014 - 2015 akademik yılına ait olduğu görülmektedir. Bu çıktıların, İnternetten ne zaman alındığı görülmemektedir. Ancak, Aral Doğu şahadetinde, Müstedialeyhlerin halen bu ismi kullanmaya devam et-tiğini söylemesinden öte, emir tarihinden sonraki zaman dilimi ve özellikte 4.5.2016 tarihinden sonra bu bilgilerin halen İnternette var olduğuna dair, huzurumda somut bir şahadet mevcut değildir.

Daha önce emrin Müstedialeyh No.2 Cemre Günsel'e şa-hsen tebliğ edilmediği için HMUT 42(A)'nın şartlarına uygun olarak tebliğ yapılmadığı yönündeki bulgum ışığında, istida Cemre Günsel aleyhine ileriye gidemeyeceğinden ret ve iptal edilir.

Huzurumdaki şahadeti her iki Müstedialeyh açısından incelediğim- zaman ise emrin tebliğ tarihi olan 4.5.2016 tarihinden itibaren, İlgili Şahıs Şirketin ve Direktörü sıfatıyla Enver Haskasap'ın ve Cemre Günsel'in Mahkeme emrine riayetsizlik teşkil edecek bir eylemde bulunduklarına dair kanıt bulunmadığı hususunda bulgu -yaparım.

Netice itibarıyla Müstedinin istidası Müstedialeyh No.1 ve 2 aleyhine ispat edilemediğinden, ret ve iptal edilmesi gerekmektedir.

İstida masraflarını Müstedi ödeyecektir.



Peri Hakkı
- Yargıç

28 Kasım, 2016








2









Full & Egal Universal Law Academy