Yüksek İdare Mahkemesi Numara 144/1987 Dava No 23/1991 Karar Tarihi 29.08.1991
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 144/1987 Dava No 23/1991 Karar Tarihi 29.08.1991
Numara: 144/1987
Dava No: 23/1991
Taraflar: Emirzade Balcıoğlu ile Bakanlar Kurulu
Konu: Bakanlar Kurulunun ilgili konutu bir bakanlığın kontrol ve denetimine vermesi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 29.08.1991

-D.23/91 YİM 144/87

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Aziz Altay, Metin A. Hakkı.
Anayasanın 152. maddesi hakkınd-a.

Müstedi: Emirzade Balcıoğlu, Yeni Erenköy.
ile
Müstedaaleyh: KKTC Bakanlar Kurulu vasıtasıyle, KKTC Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Cahit Yılmazoğ-lu
Müstedaaleyh namına: Behiç Öztürk



Yasa Maddesi: Anayasanın 158(3) maddesi.

İstemin Özeti: Müstedinin Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinin kontrol ve yönetiminde bulunan konutun, Sosyal Yardım Bakanlığının kontrol ve yönetimine verilmesine ilişkin Baka-nlar Kurulu kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi istemi. Ve ayrıca konutta sözleşmeli kiracı olduğunu öngören tevsik edici bir emir talebi.

OLAY: Müstedi Sağlık Bakanlığında görevli bir doktordur. 1-975 yılından beri Yeni Erenköy Sağlık Hizmetleri Sorumlusu olup başvuru konusu konutta ikamet etmektedir. Müstedi bu konutta herhangi bir statü altında ikamet ettiğini iddia etmemekte sadece lojman kirası olarak aylığından %10 kesinti yapıldığını kabul etm-ektedir.

SONUÇ: Müstedinin başlangıçtan beri lojman olan bu yeri eşdeğerine kaynak olarak değil, sadece daha önce tespit edilen kirayı ödemek için yapılan akit gereği kontrol ve tasarrufunda bulundurduğu, bunun ise Müstediye herhangi bir hak kazandırmadığ-ı ve söz konusu Bakanlar Kurulu kararının alınması ile onun aktinden doğan meşru menfaatinin olumsuz yönde etkilendiği söylenemez.
-Müstedinin 41/77 sayılı Yasa altında etkilenen bir menfaati olmadığından ve akitten doğan meşru menfaati de başvuru konusu kararlarla etkilenmediğine göre, konutun sağlık işleri ile ilgili Bakanlığa verilmesini öngören kararın Anayasanın 159(3) maddesi -uyarınca kamu yararı içerip içermediğini incelemeye gerek yoktur.
-Başvuru reddedilir.




H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: Müstedi işbu başvurusu ile Yeni Erenköy F 14 numaralı konutun Devlet Emlâk ve Malzeme Dairesinden alınarak Sosyal Yardım Bakanlığının kontrol ve yönetimine verilmesine ilişkin E(K-2) 662-87 sayı ve 10-.6.87 tarihli Bakanlar Kurulu kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve her- hangi bir sonuç doğurmayacağına emir verilmesi talebinde bulunmaktadır. Ayrıca Müstedi başvurusunda söz konusu konutta sözleşmeli kiracı olduğunu gösteren tevsik edici bir emir de- talep etmektedir.

Başvuru lâyihasında Müstedi gerek eşdeğerde gerekse iktisaden güçlendirilecek statüsünde veya gerekse sair şekilde hak sahibi olduğunu iddia etmemiştir. Müstedi başvuru lâyihasının 2. paragrafında bu yerin kendisine 1.4.87 tarihinden 3-1.3.88 tarihine kadar 1 yıl süre ile ayda 5500TL'den kiralandığını iddia etmekte ve kira sözleşmesinden doğan hak ve meşru menfaatlarının söz konusu Bakanlar Kurulu kararı ile olumsuz yönde etkilendiğini ileri sürmektedir.

Başvuruya karşı dosyalanan müda-faada ise Savcılık, sair şeyler yanında, Yeni Erenköy'deki söz konusu konuta Müstedi Sağlık Merkezinde görevli doktor olarak nakil memur statüsü ile yerleştirildiğini, bu konutun ona 41/77 sayılı Yasanın 40A maddesi gereğince 1 yıl süre ile kiralandığını v-e eşdeğer mal uygulaması açısından öncelik hakkı kazandırmadığı gibi eşdeğere kaynak da olmadığını iddia etmiştir. Ayrıca başvuru konusu kararla konutun İskân Bakanlığının kontrolundan alınarak, Çalışma ve Sağlık Bakanlığının kontroluna verilmiş olmasının -Müstedinin mevcut olabilecek akitten doğan haklarını olumsuz yönde etkilemediğini ve başvuru konusu kararla etkilenen sair meşru menfaatının bulunmadığını iddia etmiştir. Yine, müdafaada yer alan iddialara göre bu başlangıçtan beri lojman olarak kullanılma-kta olup konutun başvuru konusu kararla çalışma ve Sağlık Bakanlığının kontroluna lojman olarak verilirken eşdeğer bakımından bu malın statüsünde değişiklik yapılmamış sadece 41/77 sayılı Yasanın 4. maddesi ile Anayasanın 159(1)(a) ve 3. maddelerine uygun -olarak kamu yararı gerekçesi ile devlet binası olarak kullanılması kararına varılmıştır.

İtiraza verilen cevapta ise, Müstedi başvuru lâyihasında konu etmediği bazı hususları ileri sürerek mücahitlik yaptığını, mücahit puanlarına sahip olmaya hak kazandı-ğını ve bu konutu elinde tutmakla bu puanlara karşılık alabileceğini ileri sürerek konu konutun kamu yararı gerekçesi ile Sağlık işleri ile ilgili Bakan- lığa bırakılması ile bu yöndeki haklarının ihlâl edildiğini ileri sürmüştür.

Başvurunun duruşmasında- birden ondokuza kadar sıralanan Emareler ibraz edilmiştir. Müstedi şahadet vermeyi tercih etmiş ve başka şahit çağırmamış Müstedaaleyh ise Sağlık Bakanlığına bağlı Temel Sağlık Dairesinin Müdür muavini Mehmet Özel Ramizi şahit olarak çağırmıştır.

Müsted-i şahadetinde, tıb doktoru olduğunu, 1.12.1974 tarihinde geçici statüde Mağusa Devlet Hastahanesine atandığını, 3.1.75 tarihinde ise o tarihlerde İskâna kapalı olan ve Rumların yoğun olarak bulunduğu Yeni Erenköy Bölgesindeki sağlık servislerini çalıştırma-kla görevlendirildiğini, bölgenin askeri sorumluları tarafından konu konuta iskân ettirildiğini ileri sürmüştür. Müstedi şahadetinde, daha sonraları takriben 1977 yılından 3.1.75 yılına kadar geriye dönük olarak maaşından o günkü mevzuata göre %10 oranında- lojman kirası kesildiğini ifade etmiştir. Emare I olarak ibraz edilen ve Müstedi tarafından İskân Bakanlığına yapılan müracaatta ise, konu ev Sağlık Bakanlığına bağlı lojman olarak nitelendirilmekte ve ilgili Bakanlıktan tamir edilmesi talep edilmektedir.- Yine Müstedi şahadetinde Emare 3 konutun değerlendirme formunda bu yerin hastane lojmanı olarak görüldüğünü kabul etmekte ancak bu konut kendisine 1.4.87 tarihinde icar kontratı ile icar edildiğini ve kendisinin bu yerin sözleşmeli kiracısı bulunduğunu id-dia ederek Emare 18 de görülen mücahit puanlarına sahip bulunduğunu ve söz konusu Bakanlar Kurulu kararının alınması ile bu puanları bu konut için kullanma hakkının elinden alınacağını ve bu yöndeki meşru menfaatının haleldar edildiği yönünde şahadet vermi-ştir.

Müstedaaleyh tarafından çağrılan şahit ise başvuru konusu konutun bu lojmanın İskân Bakanlığına bağlı bulunduğunu, bu şekildeki lojmanların birçok kişiler tarafından eşdeğerlerine karşılık talep edilmesi ve alınması üzerine bu kontun bir suistimal -veya yanlışlıkla elden çıkarılmaması için Çalışma ve Sağlık Bakanlığı bu evi İskân Bakanlığından devralabilmesi için başvuru konusu Bakanlar Kurulu kararının alındığını ileri sürmüştür. Bu şahide göre, Temel Sağlık Servislerinin bulunduğu bölgelerde Bakanl-ığın görev icabı devamlı doktor bulundurması gerektiğini ancak bu bölgelerde tayinli doktorlar için konut bulmak çok zor olduğundan, Bakanlıkça lojman sağlanmasının şart olduğunu ileri sürmüştür. Bu şahit devamla konu yerin 1975 yılından beri lojman olarak- kullanıldığını, Müstedi başka yere nakledildiği için bu lojmanı tahliye etmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Taraflar arasında olgular hususunda büyük bir ihtilâf yoktur. Müstedi Sağlık Bakanlığında görevli bir doktordur ve 1975 yılından beri Yeni Erenkö-y Sağlık Hizmetleri Sorumlusu olup konu konutta ikamet etmektedir. Müstedi şahadetinde bu konutun kendisine 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası altında herhangi bir statüde hak sahibi olduğu nedeni ile tahsis edildiğini ileri sürmemekt-edir. Bilâkis bu yer için aylığından o günkü mevzuat uyarınca %10 oranında lojman kirası kesildiğini ve 1975 yılından beri konutun lojman olduğunu kabul etmektedir. Emare I'e göz atıldığında ise bu yerin Sağlık Bakanlığının lojmanı olduğu ve tamir edilmesi- gerektiği, Müstedi tarafından açıklıkla kabul edilmektedir. Müstedinin esas iddiası 1978 yılında konu yer kendisine kiralandığı için konutun statüsünün değiştirildiği yönündedir. Yapılan kira sözleşmelerine göz atıldığında ise bu yerin lojman olup olmadığ-ın- dan bahsedilmemekle beraber Emare 8 olarak sunulan son kira sözleşmesinde o bölgede tayinli doktor olduğu görülmektedir.

Gerek Müstedinin sunduğu şahadete ve gerekse Müstedaaeyh tarafından sunulan şahidin şahadetine inanmamaya herhangi bir neden göre-miyoruz. Her iki şahidin de Mahkemeye doğruyu aksettirdiği kanaatindeyiz.

Bu başvuruda taraflar arasındaki esas ihtilâf hukuki olup, başlıca karar verilmesi gereken husus, başlangıçtan lojman olan söz konusu konutun Müstediye kiralanması ile statüsünün d-eğiştirilip değiştirilmediği ve kira sözleşmelerinin Müstediye hak kazandırıp kazandırmadığıdır.

Yapılan kira sözleşmeleri, Müstedinin 41/77 sayılı Yasa altında herhangi bir statüde hak sahibi olduğu nedeni ile yapılmış değildir ve kanaatimizce lojman ol-an bu yerin statüsü bu sözleşmelerle değitirilmiş değildir. Başlangıçta konutun nakil memurlara lojman olarak verildiği, mevzuat altında nakil memurların aylığından belli bir oranda para kesilerek bu lojman için ödemede bulunulduğu ve bu konutun lojman old-uğu taraflarca kabul edilmektedir. Lüzumsuz olarak yapıldığına kani olduğumuz icar sözleşmesinde söz konusu konutun Müstedinin eşdeğerine veya mücahitlik puanlarına karşılık kiralandığı da görülmemeketdir. Devletin kontrol ve tasarrufunda bulunan bu konutu-n Müstediye bir yıllığına kiralanmış olması ona eşdeğerde hak kazandırmamaktadır. Esaen bu husus emare olarak sunulan kira mukavelelerinin 13. maddesinde açıklıkla görülmektedir. Durum böyle olduğuna göre de İskân Bakanlığının kontrolunda bulunan bu konutu-n lojman olarak kamu yararına ayrılıp sağlık işleri ile ilgili Baknalığa bırakılmış olması Müstedinin akitten doğan meşru menfaatlarını olumsuz yönde etkilediği söylenemez.

Müstedi başvurusunda 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının -herhangi bir maddesi altında hak sahibi olduğunu ileri sürmemiştir. Ancak itiraza verdiği cevapta ilk defa olarak mücahit puanları bulunduğundan mücahitlikten hak sahibi olan birisi olduğunu ileri sürmüştür. Müstedaaleyhi temsilen bulunan Savcı ise, başvur-unun esasında yer almayan ve ilk defa itiraza verilen cevapta yer alan bu iddianın Mahkemece dikkate alınmasına olanak bulunmadığını, böyle esasa müteallik bir iddia başvurunun esasını teşkil edeceğinden ancak başvuru lâyihasının bu yönde tadil edilmesi il-e dikkate alınmasının mümkün olabileceğini ileri sürerek itiraza verilen cevabın ise 23.1.1991 tarihinde dosyalandığı dikkate alındığında böyle esasa müteallik iddianın tadil yolu ile de, hak düşürücü süre geçtiğinden başvuruya eklenemeyeceğini ileri sürmü-ştür.

Müstedi avukatı ise bu iddiaya verdiği yanıtta, itiraza verilen cevapta yer alan hususların olgu olduğunu ve bu nedenle Mahkemece dikkate alınabileceğini ileri sürmüştür.

Kanaatimizce başvurunun kaderini tayin edebilecek en esaslı nokta bu hukuki- noktadır. Müstedinin başvuru lâyihasına göz atıldığında 6. paragrafta akitten doğan meşru menfaatlarının olumsuz yönde etkilendiğinden bahsedil-mektedir. Bu lâyihada, Müstedinin gerek tahsis açısından veya gerekse herhangi bir başka açıdan hak sahibi oldu-ğu ve 41/77 sayılı Yasa altında hak sahibi bulunduğu yönündeki meselenin esasına inen argümanın dikkate alınabilmesi için başvuru lâyihasının bu yönde tadili gerekirdi. Böyle bir tadilât yapılmamıştır. Esasen bu gibi meselenin esasına müteallik tadilâtlara- hak düşürücü süreler dikkate alınarak izin verilebilir. Müstedinin bu itiraza verdiği cevapta yer alan iddiası başvurunun esasını teşkil ettiğinden ve hak düşürücü 75 günlük süreyi çoktan geçirdiği ve herhangi bir tadilâtın yapılmadığı cihetle kaale alınm-aması gerekir.

Bu durumda, Müstedinin başlangıçtan beri lojman olan bu yeri eşdeğe-rine kaynak olarak değil de sadece daha önce tespit edilen kirayı ödemek için yapılan bu akit, Müstediye herhangi bir hak kazandırdığı ve söz konusu Bakanlar Kurulu kararı-nın alınması ile onun aktinden doğan meşru menfaatini olumsuz yönde etkilediği söylenemez.

Müstedi avukatı ayrıca bu yerin İskân Bakanlığının kontorlundan alınarak, Çalışma ve Sağlık Bakanlığının kontroluna lojman olarak verilirken başvuru konusu konutun- kamu yararı güdülerek alınmadığını iddia etmekte ve böyle bir iddianın şahadetle ispatlanmadığını ileri sürmektedir. Müstedinin bu başvuruda 41/77 sayılı Yasa altında etkilenen bir menfaati, yukarıdaki gerekçelere dayanarak konu edilemeyeceğine ve akitten- doğan meşru menfaat-ları başvuru konusu kararla etkilenmediğine göre, konu konutun sağlık işleri ile ilgili Bakanlığa verilmesini öngören kararın Anayasanın 159(3) maddesi uyarınca kamu yararı içerip içermediğini incelememiz gerekmektedir. Ancak konuyu de-rinliğine incelemeden hemen şunu da belirtmeliyim ki konu yer başlangıçtan beri lojmandı ve alınan başvuru konusu kararla yine lojman olarak kullanılması amaçlanmaktadır. Bu nedenle kamu yararının mevcut olup olmadığı bu husus dikkate alınarak değerlendiri-lmesi gerekir. Sağlık servisleri binalarının bir parçası olarak kullanılması amaçlanan bu gibi binaların eşdeğere kaynak olmaktan çıkarılmasının kamu yararını gütmediğini söylemek, ilk nazarda olası değildir.

Netice olarak yukarıda serdedilen görüşler ış-ığında başvurunun reddedilmesine ve başvuru masraflarının Müstedi tarafından ödenmesine karar verilir.


(N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay) (Metin A. Hakkı)
Yargıç Yarg-ıç Yargıç

29 Ağustos 1991

-


-523-



-


Full & Egal Universal Law Academy