Yüksek İdare Mahkemesi Numara 141/2014 Dava No 37/2016 Karar Tarihi 21.11.2016
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 141/2014 Dava No 37/2016 Karar Tarihi 21.11.2016
Numara: 141/2014
Dava No: 37/2016
Taraflar: Koçoğlu Uluslararası Turizm Yatırımları Anonim Şti. n/d Turintaş Turizm Yatırımları Anonim Şti. ile Orman Dairesi Müdürlüğü ve İlgili şahıs, Zafer Taahhüt İnşaat ve Ticaret A.Ş. arasında
Konu: İdari sözleşmeşer - İdari sözleşmenin tanımı - Özel Hukuk sözleşmesi - Özel Hukuk - Kamu Hukuku tartışması - Yetki - YİMin davaya bakmaya yetkili olmadığı ön itirazı.
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 21.11.2016

-D.37/2016 YİM: 141/2014


Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152. Maddesi Hakkında


Mahkeme Heyeti: Mehmet Türker, Tanju Öncül, Beril Çağdal


Davacı: Koçoğlu Uluslararası Turizm Yatırımları Anonim
Şirketi n/d -Turintaş Uluslararası Turizm Yatırımları
Anonim Şirketi, Bayraktar Yolu No:31 Gazimağusa.


- ile -


Davalı: Orman Dairesi Müdürlüğü vasıtasıyla KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa.


İlgili Şahıs: Zafer Taahhüt İnşaat- ve Ticaret A.Ş., Çitköy
Sokak No:4, Yenişehir, Lefkoşa.


A r a s ı n d a.


Davacı namına: Avukat Tolga Çavuşoğlu.
Davalı namına: Kıdemli Savcı Sarper Altıncık.
İlgili Şahıs namına: Avukat İzzet Gil-anlıoğlu.


--------------


K A R A R



Mehmet Türker: Davacı, 23/6/2014 tarihinde Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemeye dosyalamış olduğu bu dava ile aşağıdaki gibi taleplerde b-ulunmuştur:

"A- Davalı tarafından takriben ORD-O-A-142-11-8 sayı
ve 08/02/2011 tarihli tek taraflı fesih edilmesi
kararı altında alınmış olup diğer şeyler yanında;
19/2003 sayılı Alçak Orman Arazilerinin Devri ve
İcar Yasas-ı ile işbu Yasanın 8. maddesi altında
çıkarılan Alçak Orman Arazilerinin Yatırım
Amacıyla Uzun Vadeli Kiralanması Tüzüğü tahtında,
Bakanlar Kurulunun 21/04/2003 tarihli, E-764-2003
sayılı kararı ve yine Bakanlar Kurulunun 23/08-/2006
tarihli, S-1748-2006 sayılı kararı ile Davacı ile
Davalı arasında 28/04/2003, 13/08/2004 ve 30/11/2006
tarihlerinde imza edilen sözleşmeler ile Bafra'da
12 No.lu Yatırım alanındaki Pafta/Harita No: (XVI)-1,
Pars-el No: 23/5/6+23/5/1/2+128.5, 95 Dönüm 2 Evlek,
2690 Ayakkare'den müstakil Alçak Orman Arazisinin,
30/11/2006-27/04/2052 tarihleri arasında Davacıya
kiralanan, Kira sözleşmelerinin, tek taraflı fesih
edilmesi kararı ve bu- karar doğrultusunda yapılan
işlemlerin, açıkça yasaya aykırı yoklukla malul
derecede sakat olduğuna ve/veya hükümsüz ve/veya
etkisiz olduğuna ve/veya ahar suretle herhangi bir
sonuç doğurmayacağına dair bir Mahkeme kara-rı,

B- Davalı tarafından takriben ORD-O-A-142-11-8 sayı ve
08/02/2011 tarihli karar, Davacının hukuki ve/veya
fiili tasarrufunda bulunan Bafra'da 12 No.lu
Yatırım alanındaki Pafta/Harita No: (XVI)-1,
Parsel No: 23/5/6+23/5/-1/2+128.5, 95 Dönüm 2 Evlek,
2690 Ayakkare'den müteşekkil Alçak Orman Arazileri,
İlgili Şahısla meşveretleşerek, Bakanlar Kurulunun
takriben K-297-2011 sayı ve 16/02/2011 tarihli
kararının alınmasına zemin hazırlayarak, İlgili
- Şahsa hile yolu ile rezerv ve/veya kiralanmasını
ve/veya kastı güttüğü cihetle, hile yolu ile
alınmış olduğuna ve/veya yoklukla malul derecede
sakat olduğuna ve/veya hükümsüz ve/veya etkisiz
olduğuna ve/veya ahar suretl-e herhangi bir sonuç
doğurmayacağına dair bir Mahkeme kararı,

C- Mahkemenin uygun göreceği başka adil bir çare,

D- İşbu dava masraflarının Davalı tarafından ödenmesi."



Davalı, Davacının davasına karşı dosyalamış olduğu Müdafaa Tak-ririnde, iki ön itiraz ileri sürdükten sonra, müdafaasına devamla Davacının iddialarını reddederek, davanın reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Davanın ikamesinden sonra dava ile ilgisi olduğu görülen Zafer Taahhüt İnşaat ve Ticaret Anonim Şirk-eti, İlgili Şahıs olarak davaya dahil edilmiş ve İlgili Şahıs da Davacının davasına karşı müdafaa dosyalamıştır. İlgili Şahıs da ileri sürmüş olduğu 5 iptidai itirazla birlikte, Davacının iddialarını reddetmekte ve davanın ret ve iptal edilmesini talep etm-ektedir.

Davanın duruşmasına başlandığı tarihte duruşmanın başında Savcı, müdafaasında ileri sürdüğü davanın 75 günlük hak düşürücü süreden sonra ikame edildiği nedeniyle ileri gidemeyeceği ve layihasında olmamakla birlikte Yüksek İdare Mahkemesinin -bu davada görev yönünden yetkisiz olduğu yönündeki iptidai itirazlarının öncelikle ele alınarak karara bağlanmasını talep etmesi İlgili Şahsın ise, Davacının
bu karardan dolayı meşru menfaatinin olumsuz yönde etkilenmediğini ve dava açmak için meşru menfa-atinin olmadığını iddia ederek iptidai itirazının öncelikle ele alınmasını talep etmesi, Davacı Avukatının da bu iptidai itirazların öncelikle ele alınmasında hemfikir olduğunu beyan etmesi üzerine iptidai itirazlar ele alınmıştır. Tarafların mütabakatı il-e 38 adet belge emare olarak kaydedildikten sonra, iptidai itirazlarla ilgili argümanları dinlenmiştir.

MESELE İLE İLGİLİ OLGULAR ŞÖYLEDİR
Davacı, KKTC Şirketler Mukayyitliğinde YŞ00155 Kayıt No.su ile kayıtlı tüzel kişiliği haiz bir şirkettir. Baka-nlar Kurulunun, 21/4/2003 tarihinde almış olduğu, E-764-2003 sayılı bir kararla, 12 No.lu parsel üzerinde bulunan dava konusu alçak orman arazisinin turizm yatırımcılarına 49 yıllığına kiralanmasına karar vermesi üzerine, Davacı ile KKTC Çevre ve Doğal Kay-naklar Bakanlığı Orman Dairesi Müdürlüğü arasında, bu arazilerle ilgili 28/4/2003 tarihli (Emare 2), arazi ilavesi nedeniyle 13/8/2004 tarihli (Emare 3) ve son olarak da Tema Projesini uygulamak amacı ile yapılan arazi ilavesi nedeniyle
30/11/2006 tarihli -(Emare 5) Kira Sözleşmeleri imzalanmıştır.
30/11/2006 tarihli Kira Sözleşmesinin 4. maddesine göre:

"4) Kiracı işbu sözleşmedeki kiralanan malın tarifi
ve adresinde tarifi yapılan arazideki yatırım
için onaylanan ve/veya onaylanacak olan -Turizm
amaçlı projenin inşaatına, harp, salgın hastalık
veya tabii afet gibi mucbir sebep halleri ve grev
ve lock out dışında yatırımın en geç 1 Ekim 2007
tarihine kadar başlayıp, yatırımın %25'i
15 Mayıs 2008'e kadar, yatırımın %50'-si
31 Aralık 2008'e kadar, yatırımın %75'i
15 Ağustos 2009'a kadar ve tüm yatırımı
30 Nisan 2010 tarihine kadar tamamlayıp tesis
için Turizm ile ilgili Bakanlıktan işletme
izni alarak hizmete koymayı kabul ve derühte eder.
Kirac-ı yukarıdaki 3. ve 4. paragrafa uymaması
ve/veya aykırı davranması halinde mal sahibinin
işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh etme
hakkı mevcuttur. Sözleşmenin tek taraflı olarak
feshedilmesi halinde kiralanan emlak ve üzerine
yapı-lan tüm yatırımların tasarruf hakkı fesih
tarihinden itibaren mal sahibine intikal etmiş
olur. Kiracının kiralanan taşınmaz mal veya
yapılan yatırımlarla ilgili hiçbir hakkı kalmaz."


Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığının, Orman Dairesi Mü-dürlüğüne yazdığı 10/12/2010 tarihli (Emare 32) yazı ile, Davalının 30/11/2006 tarihli Kira Sözleşmesinin 4. maddesine uygun olarak 30/4/2010 tarihine kadar tüm yatırımı tamamlayıp tesisi hizmete açmakla yükümlü olduğu halde, inşaatın yıllardır durduğu ve -yatırımın sadece %2'sinin yapıldığının görüldüğü nedeniyle, sözleşmenin 13. maddesi uyarınca yatırımcıya 21 günlük süre vererek, yatırımcının sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğine dair yazılı ihbarda bulunulmasın-ı talep etmesi üzerine, Orman Dairesi Müdürlüğü Davalıya, aynı içerikli 21/12/2010 tarihli (Emare 8) ihbarnameyi göndererek, bu ihbardan itibaren 21 gün içerisinde 30/11/2006 tarihli mukaveleye uygun olarak inşaatı tamamlamasını talep etmiş ve sözleşme koş-ullarına uymaması halinde, sözleşmesinin 13. maddesine uygun olarak 21 günün sonunda sözleşmesinin feshedileceğini bildirmiştir.

Davalı, 8/2/2011 tarihinde Davacıya gönderdiği yazı ile (Emare 9), Davacı ile aralarındaki Kira Sözleşmelerini feshettiği-ni bildirmiştir. Davalının Davacıya gönderdiği sözleşmelerin feshi ile ilgili yazı şöyledir:

"KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANLIĞI
ORMAN DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ


Sayı:ORD.O-A-142--11/8 Lefkoşa:8.02.2011
Konu:Kira Sözleşmelerinin Feshi Hk.

Koçoğlu Uluslararası Turizm Yatırımları A.Ş.,
Abidin Daver Sok. No:37
Çankaya 06550
Ankara-TÜRKİYE.


Müdürlüğümüz tarafından Şirketinize gön-derilen
ORD.O-A-142-10-40 sayılı ve 21.12.2010 tarihli 21
günlük ihbarname ile talep edilen yükümlülüklerinizi
yerine getirmediğiniz tespit edilmiştir. Şirketiniz
ile Dairemiz arasında imzalanan 28.04.2003 tarihli
kira sözleşmesi ve bun-u tadil eden 13.08.2004 ve
30.11.2006 tarihli kira sözleşmeleri tek taraflı
fesh edilmiştir.

Konu hakkında bilgi edinilmesini saygılarımla
rica ederim.


İrfan Tansel Demir
- Müdür

Dağıtım(Bilgi): 1- Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı
2- Kıbrıs Türk Yatırım Geliştirme
Ajansı
3- Turizm Planlama Dairesi Müdürlüğü
4- Kantara ve -Lefkoşa Orman Bölge
Şeflikleri"



İNCELEME
Davacı, davasında iddia ettiği nedenlerle Davalı ile arasındaki 28/4/2003, 13/8/2004 ve 30/11/2006 tarihli sözleşmeleri fesheden Davalının 8/2/2011 tarihli kararının yasaya aykırı, yok-lukla malul derecede sakat olduğundan, hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesini talep etmektedir.

Tarafların öncelikle iptidai itirazların dinlenip karara bağlanmasıyla ilgili vardıkları mutabakatları son-ucu dinlenen iptidai itirazların; olgular, emareler, tarafların argümanları, yasal mevzuat, idare hukuku kuralları ve içtihat kararları çerçevesinde karara bağlanması gerekmektedir.

Savcının ileri sürdüğü iptidai itirazlardan biri Yüksek İdare Mahkem-esinin bu davaya veya ihtilafa bakmaya yetkisi olmadığı ile ilgili olduğundan, Yüksek İdare Mahkemesinin,
mahkemenin yetkisi ile ilgili ihtilafın öncelikle karara bağlanması gerektiğini belirten kararlarına uygun olarak, öncelikle mahkemenin yetkili olmad-ığına dair ön itiraz incelenecektir (Gör.YİM 189/90 D.39/1992).

Davalı adına hazır bulunan Savcıya göre, bu davadaki ihtilaf bir özel hukuk ihtilafıdır. İdare, bu işlemi yaparken, yani sözleşmeyi feshederken, özel hukuk tüzel kişisi gibi hareket etm-iştir. Orman Dairesi yani İdare, Davacı ile yapmış olduğu kira sözleşmelerini, sözleşmedeki şartlara dayanarak feshetmiştir. Kamu gücünü kullanarak yaptığı bir işlem veya aldığı bir kararı yoktur. Davacı, görev yönünden yetkisiz bir Mahkemede dava ikame et-miştir. Davacının davası, esasına girilmeden Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddedilmelidir. İlgili Şahıs Avukatı, Savcının bu argümanlarına katılmaktadır.

Davacı Avukatı ise Davalının yönetsel ve yürütsel yetkiler kullanan bir idari organ olduğun-u, sözleşmelerin Davalı tarafından feshedilmesinin de idari bir işlem ve/veya karar olduğunu iddia ederek, YİM'in davaya bakmaya yetkili olduğu nedeniyle Mahkemenin yetkisizliği ile ilgili iptidai itirazın reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Bu- davada Başsavcılık tarafından yapılan iptidai itirazda incelenip karara bağlanması gereken husus, Davalının, Davacı ile aralarındaki kira sözleşmelerini feshetmesinin kamu
hukuku alanında mı yoksa özel hukuk alanında mı olduğu
ve buna bağlı olarak Davac-ı ile Davalı arasındaki ihtilafta, yetkili Mahkemenin Yüksek İdare Mahkemesi mi yoksa kaza mahkemesi mi olduğunun saptanmasıdır. Bu saptamayı yapabilmek için, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin bir idari
sözleşme mi yoksa bir özel hukuk sözleşmesi mi -olduğunun incelenmesi gerekmektedir. Bu incelemeyi yaparken, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ne tür bir ilişki olduğunun da araştırılması gerekmektedir.

İdarenin tasarruf ve işlemleri genellikle tek yanlı olup, idarenin kamu gücünü kullanması so-nucunda ve ilgili kişilerin rıza ve iradesine bağlı olmadan oluşan, hukuki etki ve sonuç doğuran işlemlerdir. Ancak İdare faaliyetlerini sürdürürken, gerçek veya tüzel kişilerle karşılıklı irade beyanı ile de çeşitli sözleşmeler yapmaktadır. Bu sözleşmeler- iki yanlı işlemler olup "İdarenin sözleşmeleri" olarak adlandırılır.

İdare hukukunda sözleşme; belirli bir hukuki sonucu doğurmak amacıyla idare ile ilgili özel kişinin karşılıklı
ve birbirine uygun olarak yaptıkları irade açıklamaları
olarak tanım-lanmaktadır (Gör.Kemal Gözler İdare Hukuku,
Cilt II, İkinci Baskı sayfa 2).

İdarenin sözleşmelerinin ise "idari sözleşmeler" ve "özel hukuk sözleşmeleri" olarak ikiye ayrıldığı, gerek idari doktrinde gerekse içtihatlarda belirtilmektedir. İdari
sözl-eşmeler idare hukukuna, özel hukuk sözleşmeleri ise özel hukuka tabi olup idari sözleşmelerden doğan ihtilaflar idari yargıda, özel hukuk sözleşmelerinden doğan ihtilaflar ise adli yargıda karara bağlanmaktadır.

İdare ile gerçek veya tüzel kişiler (ö-zel kişiler) arasında aktedilen bir sözleşmenin idari bir sözleşme olup olmadığını tespit ederken, hangi kriterlerin dikkate alınacağı idare hukuku ile ilgili eserlerde ve içtihat kararlarında belirtilmektedir. Kemal Gözler İdare Hukuku Cilt II'de Türkiye -yargı içtihatlarına da atıf yapılarak, kanunla idari sözleşme olarak nitelendirilmemiş bir sözleşmenin idari sözleşme olarak nitelendirilebilmesi için üç kriterin var olması gerektiği belirtilmektedir. Bu kriterler:

1. Sözleşmenin taraflarından en az- birisi idare
olmalıdır.

2. Sözleşmenin konusunun kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olmalıdır.

3. Sözleşmede özel hukuku aşan hükümler bulunmalıdır.

Bu kriterler çerçevesinde, aynı eserde idari sözleşmenin tanımı şu şekilde yapılmakt-adır:

"İdari sözleşme, bir kanunla idari sözleşme olarak
nitelendirilen veya taraflardan en az birisinin kamu tüzel kişisi olması şartıyla, kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olan veya özel hukuku aşan hükümler içeren sözleşmelerdir

(Gör.Kemal G-özler İdare Hukuku, Cilt II. sayfa 34 ve
sayfa 42).

YİM/İstinaf 1/2009 D.4/2010'da aynı tanım ve kriterler benimsenmiş olup kararda şöyle denmektedir:

"1- İdare, yapmakla yükümlü olduğu bazı faaliyetleri,
kendileri ile hizmet sözleşmesi yap-an kişilere
yaptırabilir. İdare ile bu kişiler arasında aktedilen
hizmet sözleşmesinin bazıları idare hukuku, bazıları
ise özel hukuk hükümlerine tabidir. İdare hukukuna tabi
olanlar 'idari hizmet sözleşmesi'dir. Özel hukuğa tabi
- olanlar ise 'hizmet sözleşmeleri'dir. İdare ile özel
kişiler arasında aktedilen hizmet sözleşmesinin, idari
hizmet sözleşmesi olup olmadığını tesbit ederken, hangi
kriterler uygulanır? Bir sözleşmenin idari sözleşme
sayılabilmes-i için aşağıdaki 3. kriteri kümülatif olarak
taşıması gerekir. (a) taraflardan en az birisinin
yönetsel veya yürütsel yetkiler kullanan bir idari organ
olması, (b) konusunun kamu hizmetinin yürütülmesine
ilişkin olması, (c) özel huku-ku aşan hükümler içermesi.
(Bak: T.C. Danıştayı 8. Daire Esas 984/495, Karar
985/46.)"

(Bu hususla ilgili yine Gör.Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk
106/2009 ve 107/2009 D.26/2012).

Bu kriterleri taşımayan sözleşmeler, yani sözleşmenin tara-flarından en az biri kamu tüzel kişisi değilse, sözleşme kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin değilse veya sözleşme özel hukuku aşan hükümler içermiyorsa özel hukuk sözleşmesidir.

Diğer bir tanımı ile, özel hukuk sözleşmeleri, idarenin özel hukuk ku-rallarına göre yaptığı sözleşmelerdir.

Bu davaya konu olup Davalı tarafından 8/2/2011 tarihli fesih ihbarnamesi ile feshedilen sözleşmeler Davacı ile Davalı arasında yapılan kira sözleşmeleridir. Bu kira sözleşmelerinin taraflarından biri sözleşmeler-e konu taşınmaz malların mülkiyet sahibi olup bir kamu tüzel kişisi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Orman Dairesi Müdürlüğü; diğeri ise bir özel tüzel kişi olan Davacıdır. Yani sözleşmelerin taraflarından birisi, İdar-edir.

Sözleşmelerin konusu; Davalının mal sahibi olduğu, sözleşmelerde referansları belirtilen gayrimenkullerin 50 yıl süre ile Davacıya kiralanması ve Davacının bu gayrimenkûller üzerinde turizm ile ilgili bakanlığın onaylayacağı projeye uygun olar-ak tesis yaparak turizm amacı ile hizmete sokmasıdır. Bir kamu tüzel kişisi tarafından bir özel tüzel kişiye 50 yıl gibi uzun bir süre için gayrimenkûl kiralanması ve özel tüzel kişinin bu arazi üzerinde tamamıyla kendine ait olacak şekilde turizm tesisi y-aparak kendi kullanım ve işletmesi altında, tüm gelirleri kendine ait olacak şekilde turizm amaçlı olarak hizmete sokması ile ilgili bir kira sözleşmesinin, kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bir sözleşme olduğu söylenemez.

Sözleşmelerin diğer hük-ümleri incelendiği zaman, bu hükümlerin hiçbirinin özel hukuku aşan hükümler olmadığı, kamu gücü ayrıcalığı veya yükümlülükleri içeren hükümler olmadığı, tümünün özel hukuk kuralları çerçevesinde hükümler olduğu görülmektedir.

Belirtilenlerden anlaş-ılacağı üzere, Davacı ile Davalı arasında yapılan 28/4/2003, 13/8/2004 ve 30/11/2006 tarihli kira sözleşmeleri, idari sözleşmelerin kriterlerinden ikisini, yani sözleşmenin kamu hizmetine ilişkin olması ve sözleşmede özel hukuku aşan hükümler bulunması kri-terlerini taşımadıklarından, idari sözleşme olmayıp, özel hukuk sözleşmeleridirler.

İdari sözleşme kriterlerini taşımayan sözleşmeler, idare tarafından aktedilse bile idari sözleşme niteliği taşımaz, böyle bir sözleşme idarenin özel hukuk sözleşmesi- olarak ortaya çıkar.

İdarenin taraf olduğu kira sözleşmeleri "İdarenin özel hukuk sözleşmesi" olarak kabul edilen sözleşmelerdendir.

Bu hususta Kemal Gözler, İdare Hukuku Cilt II, İkinci Baskı, sayfa 59 ve 60'da şöyle denmektedir:

"İ-darenin özel kişilerle kiracı veya kiralayan
olarak akdettiği kira sözleşmeleri, idarî sözleşme
değil 'özel hukuk sözleşmesi' niteliğindedir; yani
bunlara özel hukuk uygulanır ve bunlardan kaynaklanan
uyuşmazlıklara adlî yargıda bakılır. Bu ko-nuda bir
kaç yargı kararını zikredelim:
..................................................
..................................................
Danıştay Altıncı Dairesi 19 Mart 1982 tarih ve
E.1981/512, K.1982/673 sayılı kararıyla belediy-eye
ait olan ve özel şahıslara kiraya verilen dükkanların,
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu
kararı gereğince kira mukavelesinin feshi ile
boşaltılması yolunda encümence verilen kararın
iptaline ilişkin uyuşmazlığın görüm ve -çözümünün
adlî yargının görevine girdiğine, çünkü bu
uyuşmazlığı temelinde bulunan kira sözleşmesinin
'idarî sözleşme' değil, bir 'özel hukuk sözleşmesi'
olduğuna karar vermiştir."


Kira veya kira sözleşmesi ile ilgili idarenin yaptığı -her işlem özel hukuk sahasında olmayabilir. İdarenin kira sözleşmesinden önce, kira sözleşmesi maksatları için tek yanlı olarak kamu gücüne dayanarak yaptığı işlemler idari işlemdir. Bunun yanında kira sözleşmesine taraf idare ile sözleşmenin diğer tarafı -arasında kira sözleşmesinden kaynaklanan bir ihtilafa, idarenin bir kararı yani idarenin tek yanlı olarak kamu gücüne dayanarak aldığı bir kararı veya yaptığı bir işlemi sebep olmuşsa, uyuşmazlığa sebep olan bu idari karara karşı da meşru menfaati olumsuz -yönde etkilenen sözleşmeye taraf kişi tarafından iptal davası açılabilir (Gör.Kemal Gözler, İdare Hukuku, İkinci Baskı, Cilt II, sayfa 60 ve 61).

Bu davada Davalı İdare, bir özel hukuk sözleşmesi olan taraflar arasındaki kira sözleşmelerinin 4. madde-sine uymadığı nedeniyle, sözleşmedeki mükellefiyetlerini yerine getirmesi yani sözleşmeye uygun olarak inşaatı tamamlaması için Davacıya
21/12/2010 tarihli Emare 8 ihbarnameyi göndermiş ve yine sözleşmelerin 13. maddesine istinaden 21 gün süre vererek, bu- sürede sözleşme koşullarına uymaması halinde sözleşmelerin feshedileceğini bildirmiştir.

Davacının, Davalı tarafından gönderilen ihbara ve sözleşme şartları gereğince bu ihbar ile kendisine tanınan 21 günlük süreye rağmen sözleşmedeki yükümlülükleri-ni yerine getirmemesi üzerine, Davalı yine sözleşme şartlarına dayanarak Davacıya gönderdiği 8/2/2011 tarihli (Emare 9) ihbarname ile, Davalı ile aralarındaki 28/4/2003, 13/8/2004 ve 30/11/2006 tarihli Kira Sözleşmelerini feshetmiştir.

Görüleceği üze-re, Davalı İdare tamamen sözleşme şartlarına dayalı olarak Davacı ile aralarındaki kira sözleşmelerini feshedip sonlandırmıştır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki ihtilaf tamamıyla kira sözleşmesinden kaynaklanmakta olup bu ihtilafı doğuran veya bu ihtilafa-
sebep olan İdarenin tek yanlı olarak aldığı ve kamu gücüne dayanan bir karar veya işlemi bulunmamaktadır.

Belirtilenler ışığında, Davacı ile Davalı arasındaki kira sözleşmeleri idari sözleşme olmayıp özel hukuk sözleşmesi oldukları, Davalı İdarenin-, sözleşmeleri feshederken, sözleşmelerin tarafı olarak hareket edip sözleşme kurallarına dayanarak sözleşmeleri feshettiği, kira sözleşmesinden kaynaklanan bu ihtilafa neden olan veya ihtilafı doğuran İdarenin tek yanlı olarak aldığı ve kamu gücüne dayana-n bir kararı veya işlemi bulunmadığı nedeniyle, ihtilafın özel hukuk sahasında ve kaza mahkemelerinin görev alanında olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Bu saptama gereğince ihtilafın Yüksek İdare Mahkemesinin görev yetkisi dışında olduğu ve davanın re-ddedilmesi gerektiği ile ilgili Savcılık tarafından yapılan iptidai itirazın kabul edilmesi ve davanın ret ve iptal edilmesi gerekmektedir.

Yüksek İdare Mahkemesinin görev yetkisi ile ilgili iptidai itiraz karara bağlanıp Yüksek İdare Mahkemesinin ih-tilafla ilgili yetkisiz olduğu saptandıktan sonra, Savcılığın davanın 75 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra ikame edildiği ve İlgili Şahıs Avukatının Davacının meşru menfaatinin olumsuz yönde etkilenmediği ve/veya dava açmak için meşru menfaatinin bu-lunmadığı ile ilgili iptidai itirazlarının incelenmesine gerek kalmamıştır.

Netice itibarıyla, Davacının davası ret ve iptal edilir.

Davalı ve İlgili Şahsın masrafları Davacı tarafından ödenecektir.




Mehmet Türker Tanju Öncül - Beril Çağdal
Yargıç Yargıç Yargıç




21 Kasım, 2016











13






Full & Egal Universal Law Academy