Yüksek İdare Mahkemesi Numara 141/1988 Dava No 40/1989 Karar Tarihi 03.10.1989
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 141/1988 Dava No 40/1989 Karar Tarihi 03.10.1989
Numara: 141/1988
Dava No: 40/1989
Taraflar: Özker Uzmaner ile Güv. Kuv. Kom. Vd
Konu: Görevdn ihraç kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 03.10.1989

-D.40/89 YİM 141/88

Yüksek İdare Mahkemesi Olara Oturum Yapan
Yüksek Mahkemede
Yargıç Salih S. Dayıoğlu Huzurunda
Anayasanın 152. Maddesi hakkında

Müstedi: Özker Uzmaner, 56- Haspolat, Lefkoşa
-ile-
Müstedaaleyh: 1. KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Polis Genel
Müdürlüğü vasıtasıyle KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa.
2. Polis Hizmetleri Komisyonu vasıtasıyle KKTC
Başsavcılığı, Lefkoşa
- A r a s ı n d a

Müstedi namına: Tevfik Mut
Müstedaaleyh 1 namına: Zeki Gündüz
Müstedaaleyh 1 ve 2 namına: Mehmet A. Şefik



Yasa Maddesi: 51/84 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasasının 115(4) maddesi.

İs-temin Özeti: Müstediye işten çıkarma cezası veren Disiplin Yargıcının vermiş olduğu kararı aynen onaylayan istinaf komisyonu kararının;
a) Suçun işlendiği tarih ile cezanın onaylandığı tarihler arasında aradan iki yıl geçtiği için hukuken geçersiz olduğuna-;
b) Müstedinin polis olduktan sonra bu gibi suçları işlemesi halinde de onun görevden azledilmesine cevaz verdiği şeklindeki yakla-şımının hatalı olduğuna;
c) Herhalukârda Müstediye verilen cezanın bütün ahval ve şerait altında fazla ağır olduğuna d-air
karar verilmesi talebi.

OLAY: Polis okulunda henüz öğrenci olan Müstedi, Lefkoşa Atatürk Merkez Karakolunda olduğu bir sırada karakola 60.000TL buluntu para getirildi. Müstedinin de hazır olduğu bir sırada PM. Ziya İnce iki sivil kişi ile anlaşarak, -buluntu paranın kendisine ait olduğu görüntüsünü vererek paranın onlara verilmesini sağladı. Bilahare dört kişi arasında paylaşılan paradan Müstediye düşen miktar Müstedi tarafından birlikte harcanmak üzere PM Ziya İnce'ye geri verildi. Mesele su yüzüne çı-kınca PM Ziya İnce görevden alındı. Müstedi aleyhine de displin işlemi getirildi. Aleyhine ceza davası da açılan Müstedinin disiplin işlemi, ceza davası sonuna kadar durduruldu. Ceza davasında mahkûm olan Müstedinin aleyhine disiplin işlemleri ileri götürü-lerek örgütten çıkarılma cezası verildi.
SONUÇ: Gerek disiplin yargıcının gerekse kararı onaylayan istinaf komis-yonunun aldıkları kararın hatalı olduğunu ve dolayısıyle yetkilerini kötüye kullandıklarını söylemek mümkün değildir.
Başvuru reddolunur.


-

H Ü K Ü M

İşbu başvuuru ile müstedi 28.6.1988 tarihinden itibaren meslekten çıkarıldığına ilişkin alınan kararın Müstedaaleyh 2 tarafından onaylanmasının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi isteminde bulu-ndu.

Başvuruya ilişkin olgular hususunda taraflar arasında görüş ayrılığı yoktur. Olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

Müstedi 1964 doğumlu olup 3.2.1986 tarihinde polis memuru olarak hizmete alındı. Müstedi hizmete alındığı tarihten itibaren ilk a-ltı ay zarfında henüz özel eğitim veya staj gördüğü 17.5.1986 tarihinde daha sonra azline sebebiyet veren, bir olaya karıştı. Olay ise şöyle ceryan etti.

17.5.1986 tarihinde müstedi henüz polis adayı olarak Polis Okulunda öğrenimine devam ettiği bir döne-mde, Lefkoşa Atatürk Karakolu'na 60,000.-TL buluntu olarak getirildi. Bunu öğrenen PM Ziya İnce müstedinin de hazır bulunduğu bir esnada başka iki sivil kişi ile anlaştı ve sözü edilen iki sivil kişinin buluntu olarak Emniyete teslim edilen 60,000.-TL'nın -sahibi oldukları görüntüsünü vererek bu parayı almaları kararlaştırıldı. Daha sonra bu para yapılan plan uyarınca polisten alındı ve müstedi, PM Ziya İnce ve iki sivil kişi arasında dörde bölünmek sureti ile bölüşüldü. Mamafih müstedi payına düşen 15,000.--TL'nı aldıktan hemen sonra onu PM Ziya İnce'ye "beraberce harcanmak üzere" iade etti. İnce'nin polise verilen buluntu paranın sivil şahıslar tarafından nasıl temin edileceği hususunda yapmış olduğu tavsiye ve uyarılara müstedi tanıktı. Mesele su yüzüne çık-ınca PM Ziya İnce görevden alındı ve müstedi aleyhine de disiplin işlemleri başlatıldı. Mamafih müstedinin aleyhine getirilen bir ceza davası dolayısı ile disiplin işlemleri bir süre askıya alındı. Müstedi aleyhine, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde, sözü edilen e-ylemden ötürü üç dava getirildi. Bunlar özetle:

Cürüm işlemeye teşvik,

15,000.-TL'nı çalıntı para olduğunu bildiği halde tasarrufuna geçirmek,

15,000.-TL'nı sahte beyanla temin edildiğini bildiği halde tasarrufuna geçirmek.

12.10.1987 tarihinde yapılan- duruşmada müstedi, aleyhine getirilen ve yukarıda (a) ve (c) altında özeti verilen davaları kabul etti. Savcılık da bunun üzerine (b) dava için müstedi aleyhine şahad-e-t ibraz etmediği cihetle, mahkeme, müstediyi (b) altındaki davadan beraat ettirdi. Müstediye, kabul etmiş olduğu iki davadan Mahk-eme- yirmişer bin Türk Lirası olmak üzere toplam 40,000.-TL para cezası kesti. Bundan sonra müstedi aleyhine 51/84 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasasının 115(4). maddesi uyarınca meslekten azledilmesi için, disiplin işlemleri başlatıldı. D-isiplin i-ş-lemlerinde müstedinin aleyhine altı dava getirildi. Müstedinin aleyhine getirilen 1 ve 2. dava geri çekildi. 3, 4, 5 ve 6. davalar ise özetle şöyledir:

3. Suçun işlenmesini önlemek veya suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak.

4. Hizmet dı-şında mesleğin gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak.

5. Buluntu parayı çalmak için teşvik suçundan Mahkemede yargılanıp mahkûm edilmekle polis mesleğine alınmasına engel teşkil eden bir eylem ve davranışta bu-lunmak.

6. Sahte beyan ile elde edilen parayı bilerek tasarrufuna geçirmek nedeni ile Mahkemede yargılanıp mahkûm edilmekle polis mesleğine alınmaya engel teşkil eden bir eylem ve davranışta bulunmak.

Müstedi yukarıda özeti verilen 3, 4 5 ve 6. davaları- kabul etti. Neticede disiplin yargıcı 26.2.1988 tarihinde müstediye, kendi ikrarı ile mahkûm olduğu dava 3, 5 ve 6'dan meslekten çıkarma cezası verdi. Dava 4 için ayrıca ceza vermedi.

Müstedi bu karardan, Polis Genel Müdürünün Başkanı ve sair yüksek rüt-beli üç polis müdürünün de üye oldukları İstinaf Komisyonuna vermiş olduğu bir karar ile Disiplin Yargıcının vermiş olduğu kararı aynen onayladı. Başvuru İstinaf Komisyonunun onaylamış olduğu bu karardan yapılmış bulunmaktadır. Başvurunun duruşması esnasın-da müstedi esas itibarı ile 3 nokta üzerinde durdu. Bunlar özetle şöyledir:

1. 51/84 sayılı Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) Yasasının 116(2) ve 117(1) maddeleri dikkate alındığında müstediye verilen ceza suçun işlendiği tarih ile onaylandığı ta-rihler arasında aradan iki yıl geçtiği için hukuken geçersizdir.

2. İstinaf Komisyonunun, müstedi tarafından işlenen suçların polis olarak yazılmadan önce işlenmesi halinde onların müstedinin polis kaydolunma- sına engel teşkil edeceği ve dolayısıyle p-olis olduktan sonra bu gibi suçların işlemesi halinde de onun görevden azledilmesine cevaz verdiği şeklindeki yaklaşımı hatalıdır.

3. Her halükârda müstediye verilen ceza bütün ahval ve şerait altında gereğinden fazla ağırdır.

Şimdi de bu üç noktayı bi-r bir incelememiz gerekmektedir.


1.Nokta:

Disiplin cezasını gerektiren eylem veya davranışlara, bunların işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde suç zamanaşımına uğrar ve bu takdirde ilgiliye her-hangi bir disiplin cezası verilmez. İlgili madde 116(2)'dir ve aynen şöyledir:

"116.(1) ..........

- (2) Disiplin cezası gerektiren eylem ve davranışların işlendiği tarihten başlayarak iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde de ceza verme yetkisi zaman aşımına uğrar."
-
117(1) maddesi ise verilen disiplin cezasından istinaf yapılması halinde cezanın istinaf tarihinden başlay-a-rak hüküm ifade edeceğini derpiş etmektedir. Müstediye göre bu meselede istinaf yapıldığına ve İstinaf Komisyonu da kararını 28.6.1988 tarihinde verdiğine göre, madde 117(1) hükümleri ışığında kararın o tarihten sonra hüküm ifade etmesi- gerekir. Bu durumda suç- 17.5.1986 tarihinde işlendiği dikkate alınırsa aradan iki yılı aşkın bir süre geçmiştir ve dolayısıyle müstedi-ye herh-a-n-gi bir disiplin cezası verilemez. Bu iddiaya katılma olanağını bulamadım. Kanımca Yasanın 116(2) maddesi müstedinin görüş ve i-d-diasına cevaz vermeye elverişli değildir. Makul bir okuma ile ilgili maddede geçen "disiplin işlemi gerektiren eylem veya davranış" söz dizisindeki ceza ilk etapta disiplin yargıcı tarafından verilen cezayı kastetmektedir. Bu cezanın aleyhine herhnagi bir -şekilde istinaf yapılmaması halinde bunun kesinlik kazanacağı izahtan va-restedir. Y-asanın 117(1) maddesinde belirtilen ve istinaf yapılması halinde cezanın istinaf kararından başlay-a-rak hüküm ifade edeceği doğrul---tusundaki ibare disiplin yargıcının verdiği karardan- -istinaf edilmesi halinde cezanın yürürlüğe girmesi açısından bir anlam ifade eder. Bu nedenle müstedinin bu noktasında ileri sürdüklerini reddederim.

Müstedinin ikinci noktasına gelince:

Müstedinin kabahatlı bulunup meslekten çıkarılma cezasına çarptır-ıldığı 5. ve 6. davaların özeti yukarıda çıkarılmıştır. Bunlar özetle "Polis mesleğine alınmaya engel teşkil eden eylem ve davranışlar" olarak nitelendirilmiştir.

Bir polis mensubunun disiplin cezasına çarptırılarak disiplin işlemleri neticesi meslekten -çıkarılma cezasına hangi durumlarda çarptırılacağı ilgili Yasanın 115. maddesinin (4). fıkrasında yer almaktadır. Böyle bir polis mensubunun meslekten çıkarılmasını mucip kalacak durumları düzenleyen Yasanın 115. maddesinin (4). fıkrasında yer alanlar aras-ında ayrı bir neden olarak, polis mesleğine alınmaya engel teşkil eden eylem veya davranış hali nedeni bulunmamaktadır. Yasa koyucu dilemiş olsaydı 116. maddenin (4). fıkrasında, sair nedenlerde olduğu gibi, ayrı bir neden öngörerek "polis mesleğine alınma-ya engel teşkil eden eylem ve davranışı" da bu meslekten çıkarmayı gerektirecek nedenler arsında sayılabilirdi. Esasen 51/84 sayılı Yasanın 112. maddesinin içeriği de bu görüşünü destekler niteliktedir. Çünkü 112. maddeye göre disiplin yargıcı ceza verme y-etkisini kullanırken meslekten çıkarma cezası da dahil disiplin cezasını gerektiren eylem veya davranış için öngörülen cezayı vermek zorunda değildir. Diğer bir ifade şekli ile Yasanın 63. maddesinin hükümleri ışığında polislik mesleğine intisap etmezden -önce mahiyeti ne olursa olsun bir kişinin, affa uğramış olsa bile, hırsızlık veya sahtekârlık suçlarından mahkûm olmamasını ön koşul olarak öngörür. Yasanın 112. maddesi ise Disiplin yargıcına, hırsızlık veya sahtekârlık nedeniyle kaydedilecek mahkûmiyet h-allerinde, durumun ağırlığı ve sair özel nedenlerle ilgiliye meslekten çıkarma cezası verip vermeme hususunda bir takdir hakkı tanımaktadır. Buna karşın polislik hizmetine alınması durumunda, suçun işleniş şekli nasıl olursa olsun hırsızlık veya sahtekârlı-ktan hüküm giymiş bir kişi hakkına ilgililere o gibi kişiyi polis mesleğine alıp almama hususunda bir takdir hakkı bahşetmez. Bu nedenlerle gerek Disiplin Yargıcının ve gerekse kararını onaylayan ve başvuru konusu yapılan İstinaf Komisyonunun bu doğrultuda-ki gerekçesi hatalıdır ve müstedi bu noktada haklıdır. Ne var ki geriye 3. davada verilen meslekten çıkarma cezası kalmaktadır. Bu da bizi müstedinin yukarıda özetlenen 3. noktasına getirmektedir.

Müstedi anladığım kadarıyle, 3. dava altında mahkûm olduk-tan sonra ona meslekten çıkarma cezasının verilebileceğini kabul etmekle birlikte, bütün ahval ve şerait altında, ona verilen ve daha sonra onaylanan cezanın kabul edilemeyecek ölçüde ağır olduğunu ve bu doğrultuda hareket etmekle Komisyonun yetkisini kötü-ye kullandığını iddia etmektedir.

Mahkemeye yapılan beyanlardan müstedinin sicili olumlu olup, bahis konusu edilen disiplin suçuna değin üstlerinden olumsuz not almış değildir. Suç tarihinde 22 yaşında idi ve yaş itibarıyle hayatta pek tecrübe sahibi old-uğu söylenemez.

Emniyet Örgütü, Yasalara saygılı vatandaşların üzerinde önemle durdukları ve ondan çok şeyler bekledikleri bir örgüttür. Bu örgüte mensup olacak kişilerin her türlü şaibeden uzak tutulmaları hakkında en küçük tereddütün bulunmaması gereki-r. Yüksek ahlâk ve seciye beklenilen bu örütte organize edilmiş bir suça müstedinin, iddia ettiği kabul edilse bile, yani feri dahi olsa iştirak etmesi keyfiyeti çok istisnai durumlar dışında ona bu örgütte kalmasına cevaz vermez. Böyle bir kişinin ileride- aynı veya benzeri işlere tevessül edebileceği veya en azından onun bu gibi kirli işlere açık olabileceğinin vatandaşlar arasında konu edilmesi ve ona şüpheli gözlerle bakılması , mesleğinin itibarına gölge düşüreceği aşikârdır. Disiplin işlemlerinde onu y-argılayan mesleki üstlerdir. Bu değerli zevat kutsal mesleklerinin gereklerini en iyi bilen ve değerlendirenlerdir. Onlara göre bu suçu işleyen ve mahkûm olan müstediden örgüt artık fayda görmemektedir. Bunun aksine müstedinin göreve devamı örgüte zarar ve-recektir. Gerek Disiplin Yargıcının ve gerekse kararı onaylayan İstinaf Komisyonunun aldıkları kararın hatalı olduğunu ve dolayısıyle yetkilerini kötüye kullandıklarını salimen söylemek mümkün değildir. Bu nedenle yapılan başvurunun reddolunması gerekir.

-Müstedinin bir noktada haklı olduğunu dikkate alarak aleyhine masraf emri vermemeyi uygun gördüm.

Sonuç olarak başvuru reddolunur.

Masraflar için herhangi bir emir verilmez.


(Salih S. Dayıoğlu)
- Yargıç

3 Ekim 1989



-


-589-



-


Full & Egal Universal Law Academy