Yüksek İdare Mahkemesi Numara 137/1990 Dava No 4/1993 Karar Tarihi 26.02.1993
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 137/1990 Dava No 4/1993 Karar Tarihi 26.02.1993
Numara: 137/1990
Dava No: 4/1993
Taraflar: Tözen Atış ile İskân Bakanlığı vd
Konu: Tahsis iptali – Şartlı tahsis
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 26.02.1993

-D.4/93 YİM 137/90

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Taner Erginel, Metin A. Hakkı

Müstedi: Tözen Selçuk n-/d Tözen Atış, Girne.
ile
Müstedaaleyhler: 1. İskân Bakanlığı vasıtası ile KKTC, Lefkoşa.
2. Saptama, Değerlendirme ve Tazmin Komisyonları
vasıtası ile KKTC, Lefkoşa.
3. Girne Tapu ve Kadastro Dairesi vasıtası ile
KKTC, L-efkoşa.
4. Girne Belediyesi, Girne.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Menteş Aziz.
Müstedaaleyh (1). (2) ve (3) namına: Mustafa Arıkan.
Müstedaaleyh (4) namına: Neşe Keskin.
Alakâdar Şahı-slar namına: Kıvanç M. Riza.



H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: Bu başvuru bir işyeri tahsisinin iptal kararına karşı dosyalan- mıştır.

Müstedi 4 başlık altında topladığı isteminin (A) paragrafında özetle; Girnede Ersin Aydın Sokakta Pafta/Harita XII.20.3.IV-'deki Parsel 160 üzerinde inşa edilen dükkânlardan birisini oluşturan 22C'nin 27.6.1990 tarih ve GİD.47/90-1 sayılı kararla müstedinin konu yer ile ilgili tahsisini iptal eden kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına kara-r verilmesi talebinde bulunmaktadır. İsteminin (B) paragrafında ise müstediye tahsis edilmiş olan konu yerin kendisine tasarruf belgesi veya koçan verilmesi doğrultusunda müstedaaleyhlerin bir karar vermemiş veya işlem yapmamış olmalarının yapılmaması gere-ken bir ihmal olduğuna karar verilmesi, (C) paragrafındaki isteminde ise konu gayrımenkulün "T" cetveline işlenecek kesin tasarruf belgesi verilmemesinin yapılmaması gereken bir ihmal olduğuna karar verilmesini talep etmektedir.

Müstedi müracaatının ayrı-ca (D) paragrafında aynı parsel üzerinde inşa edilmiş bulunan dükkânların tahsis sahipleri ve bilâhare koçanlı sahipleri bulunan ve başvuruya alâkadar şahıslar olarak eklenen Özgün Ahmet Mümtaz Soyer, İbrahim Hacı Şakiroğlu, Mualla Tanlı, Şule Keleşoğlu, -Özdal Cam, Refia Cam n/d Refia Demir'in yetkili vekili vasıtası ile Dilsun Cam ile Aysın Ersin'e takriben 2.2.1990 tarihinde verilen üst katın inşaatı ile ilgili iznin iptal edilmesi veya inşaata izin veren kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve keza inş-aat izninin tasvip edilmemesi gerektiğinden iptal edilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Müstedinin yukarıda değindiğimiz (B), (C) ve (D) paragraflarındaki talepleri daha sonra değineceğimiz gibi büyük ölçüde (A) paragrafındaki talebinde muvaf-fak olup olamayacağına bağlıdır.

Bu başvurularda ihtilâfsız olgular aşağıdaki gibi özetlenebilir:

Müstedi Güneyden Kuzeye göç eden ve göçmen statüsünde olan bir şahıstır. Barış Harekâtını müteakip eşi ile birlikte Girne'de iskân ettirilmiş ve takriben- 11 Şubat 1977 tarihinde Mahkemeye Emare numara 4 olarak ibraz edilen bir tahsis belgesi ile Girne'de Ersin Aydın Sokak Numara 22C'de görülen işyeri kendisine tahsis edilmiştir. Müstediye tahsis edilen konu yer Barış Harekâtından hemen sonra askeri depo ol-arak kullanılmakta idi. Bu yer ilkin 28.9.1975 tarihinde İnceleme ve Dağıtım Komisyonunun 178/75 sayılı bir kararı ile Behice Ahmet isimli bir şahsa tahsis edilmiş olmasına rağmen Kolordu Komutanlığınca depo olarak kullanılmakta olduğundan bu şahıs kendisi-ne tahsisli yerden faydalanamamış ve daha sonra bu şahsa başka bir yer tahsis edilmiştir. Askeri depo olarak kullanılan söz konusu yer ilgililerce boşaltıldıktan sonra müstediye ilkin şifahen daha sonra da Mahkemeye Emare 3 olarak sunulan İtiraz Komitesini-n kararından görülebileceği gibi yazılı ancak şartlı olarak tahsis edilmiştir. Emare 3'deki İtiraz Komitesinin konu ile ilgili kararı aynen şöyledir:

"(i) Behice Ahmet'in halen çalıştırıdğı bir dükkân bulunması, tahsisin yapıldığı devrede işyerinin askeri-n kontrolünde bulunması ve tahsis yapılmaması gerektiği görüşünden hareketle İDK kararının iptaline;

(ii) Behice Ahmet'e halen çalıştırmakta olduğu Girne'de Efeler Sokakta 1.E no'lu işyerinin tahsisine;

(iii) İtiraz konusu işyerinin, (ana binanın) üst ka-tının giriş yeri olması nedeni ile binanın üst katı yapılıncaya kadar Tözen Selçuk'a tahsisine."

-Bu karar Müstediye Mahkemeye Emare 4 olarak ibraz edilen bir yazı ile bildirilmiştir. Emare 4'ten görülebileceği gibi Girne'de Ersin Aydın Sokak Numara 22C'deki işyerinin binanın üst katına girişi sağlayan giriş yeri olduğu ve bu binanın üst katı yapılınc-aya kadar şartlı veya geçici bir tahsis yapıldığı görülmektedir.
-
Daha sonraki gelişmelere göz atıldığında müstedi uzun süre bu yeri tuhafiye mağazası olarak kullanmış ve halen kullanmaya devam etmektedir. Geçen zaman zarfında konu yer ayrı bir işyeri olarak numaralandırılmış, keza elektrik şebekesi ayrılarak saat konm-uş ve müstedinin Emare 5'de görülen 19 Kasım 1979 tarihli müracaatı üzerine tuvalet yapılmasına izin verilmiş ve idarece ayrı bir ünite olarak kabul edilerek bu şekilde değerlendirilmiştir.

Bu dükkânın dahil olduğu bina yukarıda pafta ve harita referansı- verilen parsel 160 üzerine inşa edilmiş ve Mahkemeye Emare 28 olarak ibraz edilen seri plân E.61'de görüldüğü gibi zemin katta 6 dükkân ve bodrum katında da muhtelif oda ve bodrumdan müteşekkil olup temeli dikkate alındığında üstüne yeni katlar yapılmasın-a müsait bir yapıdır.

Eşdeğerde hak sahibi olan müstedi, eşdeğer müracaatında bulunmuş ve Emare 32B'de görüldüğü gibi "T" cetveli tanzim edilerek Güney Mal varlığı 578501 puan olarak tespit edilmiştir. Ancak Müstedinin tahsisinde bulunan konu işyeri "T" -cetveline işlenmemiş olup "T" cetvelinde Kuzeyde tasarruf edilen malı bulunmadığı görülmektedir. Müstedi bu "T" cetveline ve özellikle konu işyerinin "T" cetveline işlenmemiş olmasına karşı 19.6.1986 tarihinde yazılı itirazda bulunmuştur. Müstedinin bu iti-razına, nedeni izah edilmeden çok uzun bir süre yanıt verilmemiş ve en son duruşma safhalarına isabet eden 14.11.1992 tarihinde alınan olumsuz karar 25.11.1992 tarihli bir yazı ile müstediye bildirilmiştir. Bu arada başvuruya alâkadar şahıs olarak eklenen -diğer tahsis sahiplerinn "T" cetvelleri düzenlenmiş, onların muhtemelen "T" cetvellerine kendilerine tahsis edilen diğer işyerleri işlendikten sonra Mahkemeye Emare olarak sunulan 17, 18, 19 ve 20'den görülebileceği gibi kişilerin tahsisinde bulunan yerler- için ayrı ayrı taşınmaz mal koçanları düzenlenmiştir. Alakadar şahıslar lehine düzenlenen kesin tasarruf belgesi veya taşınmaz mal koçanlarına bakıldığında bu koçanların Mahkemeye Emare 28 olarak sunulan seri plan E.61-1 ve 61-2'ye göre tanzim edildiği ve- binanın üzerine inşa edildiği 2 evlek 1112 ayakkareden oluşan parsel 160 ile ortak bölümlerin Fasıl 224 madde 6 hükümlerine tabi olarak müşterek kullanım alanı olduğu kaydedilmiştir.

Alakadar şahıslar Mahkemeye Emare 22, 23 ve 24 olarak sunulan belgeler-den görülebileceği gibi konu binanın üzerine Emare 29'daki plâna uygun muhtelif daireler inşa etmek için İskân Bakanlığı ve Girne Belediyesine müracaat etmişlerdir. Neticede İskân Bakanlığından aldıkları izinle Emare 29 olarak Mahkemeye sunulan plânın uygu-lanması için Girne Belediyesine müracaat ederek Emare 22'deki inşaat iznini almışlardır.

Taraflar arasında ihtilâf bu müracaat üzerine doğmuştur. İskân Bakanlığı ve İskân Bakanlığına bağlı Şehir Plânlama Dairesi alâkadar şahısların sunmuş olduğu projeyi -tetkik ve onay safhasında müstedinin tasarrufunda bulunan işyerinin bu binanın ana giriş yeri olduğu kararına vararak müstedinin tahsisindeki şart da dikkate alındıktan sonra alakadar şahıslara üst katların inşası için izin vermezden önce 27.6.1990 tarihin-de GİD.47-90-1 sayılı kararı alarak Müstedinin tahsisini iptal yönüne gitmiştir.

Müstedi bu binanın kndi tuttuğu işyeri yanında biri Kuzeyde, biri de binanın arkasında olmak üzere 2 adet alternatif girişi bulunduğunu ve İskân Bakanlığı ilgili mercilerini-n bu konuyu layıkı ile değerlendirmeden kendisinin tahsisi ile sair hususları dikkate almadan bir karara vardığını ileri sürerek işbu başvuruyu dosyalamış ve daha önce değindiğimiz hususları yakınma konusu yapmıştır.

Müstedinin esas argümanı kendisine ta-hsis edilen yerin üst katlara girişi sağlamak için kullanılabileceğini teslim etmekle beraber binanın ön ve arkasında bulunan alternatif girişler dikkate alınmış olsa idi kendisinin tahsisinin iptali gerekmeden alâkadar şahıslara inşaat izni verilebilirdi.- Müstedi keza kendisine yapılan tahsisin şartlı bir tahsis olmadığını, başlangıçta şartlı olan tahsisin sonradan Emare 6 olarak ibraz edilen belgeden görülebileceği gibi şartı içeren kısımların ilgililerce çizilerek iptal edildiğini ve şartın 11 Şubat 1977- tarihinden itibaren ortadan kalktığını, bu nedenle idarenin kendisinin tahsisnde olan yerin şartlı olarak tahsis edildiği yönünde yapmış olduğu değerlendirmenin ve vardığı kararın da hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

Müstedaaleyhler ise itirazlarında müs-tediye yapılan tahsisin şartlı bir tahsis olduğunu, bu durumun müstedinin bilgisi dahilinde olduğunu ve tahsiste yer alan şartın tahakkuk etmesi halinde idarenin tekrar karar almasına gerek olmadan tahsisin ortadan kalkmış olduğunu ileri sürmüştür.

Başvu-ruya müstedaaleyh olarak eklenen Girne Belediyesi ise diğer müstedaaleyhleri temsilen bulunan Başsavcılığın görüşüne katılmaktadır.

Avukat tarafından temsil edilen alâkadar şahıslar müstedaaleyhi temsilen bulunan Başsavcılığın görüşüne katılmakta ve ek o-larak alakadar şahıslara isdar edilen taşınmaz mal koçanlarında müstedinin tasarrufunda bulunan yer binanın ana girişi olması nedeni ile ortak kullanım alanı olduğunu ve taşınmaz mal koçanlarının müstedinin tasarrufunda olan bu yer üzerinde onlara hak verd-iğini ve müstedi de bu koçanların iptalini talep etmediği cihetle süreyi geçirdiğini ve artık meşru menfaatının kalmadığını ileri sürmüşlerdir.

Başvurunun duruşmasında müstedi Tözen Selçuk n/d Tözen Atış kendisi şahadet vererek Güneyde terkettiği taşınma-z malların niteliğini, konu yerin kendisine nasıl tahsis edildiğini, daha sonra yaptığı müracaat ve gelişmeleri kendi yönü ile Mahkemeye aktarmıştır. Müstedinin iddiasına göre yukarıda özetlediğimiz gibi Emare numara 6'da üst katların yapılması halinde tah-sisin iptal edileceği veya geri alınacağı yönündeki şartın yine İskân Dairesinin Girne Şubesindeki memur ve memurlar tarafından çizilerek iptal edildiğini ve bu şartın ortadan kalktığını ileri sürmüştür. Ayrıca İskân Dairesince gerek bu yerin gerekse üst k-atın kendisine verilmesi için yapmış olduğu ve Mahkemeye Emare 33 olarak sunulan 26.5.1986 tarihli dilekçesine de herhangi bir yanıt alamadığını, aynı şekilde kendisine tahsisli konu yerin "T" cetveline işlenmemesi üzerine yaptığı itiraza da ancak başvurun-un duruşması safhasında bir yanıt verildiğini, bu meselede Devletin ihmali söz konusu olduğunu ileri sürmüştür.

Müstedi tarafından şahit olarak çağrılan İskân Bakanlığına bağlı Şehir Plânlama Dairesi Müdürü Ahmet Savaş Örek üst kata yapılacak projenin in-tikal ettirilmesi üzerine Dairesinden ilgili kişilerin bu yeri ziyaret ettiğini ve müstedinin tasarrufunda bulunan yerin binanın ana giriş kısmı olduğunun tespit edildiğini, ancak bu şahsın itirazı üzerine arkadaki alternatif girişin kullanılarak üst katla-rın inşa edildiğini şahadetinde söylemiştir. Bu şahide göre binanın konumu ve ihtiyacı dikkate alındığında arkadaki giriş yeterli değildir.

Müstedi şahidi numara 3 olarak Mahkemeye çağrılan Ahmet Uzun, Eşdeğer Takip Şubesi Sorumlusudur ve DD.9375 numaral-ı müstediye ait dosyanın durumu ve özellikle müstedinin yapmış olduğu itirazlar ve bu itiraz üzerine alınan karar hakkında bilgi vererek kendi yönü ile müstedinin müracaatına verilen yanıtın niye geciktiğinin izahını yapmaya çalışmıştır. Şahit numara 4 ola-rak çağrılan İskân Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Salih Sucuoğlu ise alâkadar şahısların üst katların yapımı ile ilgili müracaatları ve bu müracaatlar değerlendirilirken müstedinin şartlı tahsisinin dikkate alındığını ve kendisine intikal ettirilen durumun değ-erlendirilmesi ile alınan karar hakkında Mahkemeye bilgi vermiştir.

Müstedi başvurusunu kapattıktan sonra müstedaaleyhler müstedinin Emare 6 yazıda yer alan ve tahsisi şartlı kılan kısmın nasıl çizilip çıkarıldığı iddiasını aydınlatmak için Girne Bölgesi- İskân Sorumlusu Mustafa Hakkı'yı şahit olarak çağırmışlardır. Bu şahidin verdiği bilgiye göre tahsisin çizilerek düzeltilen kısmında düzeltmeyi yapanın imza ve parafesi olmadığı gibi düzeltme ile ilgili açıklayıcı şerh veya not da yoktur. Bu silme işlemin-i yapan kişinin parafesi mevcut olmadığından kimin tarafından yapıldığı da tespit edilmemiştir. Evrakın aslında ise yapıldığı iddia edilen düzeltmeyi doğrulayacak olan tadilâtın yetkili bir kişi tarafından yapılmadığı gibi Dairede bulunan ve Emare 5 olarak- ibraz edilen aslında da buna benzer bir işlem yapılmadığını ve tespit edildiği kadarı ile Emare 6'da yapılan tadilâtın Daire memurlarından birisi tarafından yapılmış olmadığını ileri sürmüştür.

Duruşmda bir avukat tarafından temsil edilen müstedaaleyh n-o.(4) Girne Belediyesi ile başvuruya sonradan eklenen alâkadar şahıslar şahit çağırma ihtiyacını duymamışlar ve temsil edildikleri avukatlar vasıtası ile Mahkemeye belirli hususlarda hitap etmekle yetinmişlerdir.

Şahadete göz atıldığında; müstedinin şa-hadetinde ana hatları ile Mahkemeye doğruyu aksettirdiği kanaatindeyiz. Ancak Emare 6 üzerinde yapılan tadilât hususunda söylediklerini değerlendirirken ispat külfetinin iddiayı yapan müstedide olduğunu dikkate aldığımızda Emare 6'daki şart içeren kısmının- kimin tarafından çizilerek iptal edildiğini Mahkemeye söylememişlerdir. Bu tadilâtı yapan kişinin ismini bilmediği gibi bu hususta müstedaaleyh şahidinin söylediklerini de dikkate aldığımızda müstedinin bu yönde vermiş olduğu şahadete itibar etmemeyi uygu-n buluyoruz. Kimin tarafından çizilerek yapıldığı belli olmayan bu tadilâtın yanında tadilâtı yaptığını gösteren kişinin imza veya parafesi yoktur Yazının altında ise tadilât yapıldığına dair bir kayıt veya şerh de yoktur. Mahkemeye Emare 5 olarak ibraz ed-ilen aslında ise böyle bir tadilât yapıldığı da görülmemektedir. Bu durumda yukarıda değindiğimiz gibi bu denli ciddi bir tadilatın bu şahadet ışığında yapıldığını kabul etmemiz son derece sakıncalıdır.

Taraflar arasında, bu meselede, esas ihtilâf konusu-, müstediye Girne'de 22C Ersin Aydın Sokak'ta işyeri olarak tahsis edilen yerin konu apartmanın ana giriş kısmını teşkil edip etmediği, bu apartman üzerinde inşa edilen katlara girişi sağlayacak önde veya arkada başka alternatif yeterli girişin bulunup bu-lunmadığı ve idarenin başvuru konusu kararı alırken müstedinin tahsisi ile sair hususları dikkate alıp değerlendirmesi gereken hususları lâyıkı ile değerlendirip değerlendirmediğidir.

Müstedinin şahadet ve iddiasına göre konu binanın hem Kuzeyinde hem de- gerisinde üst katlara ulaşımı sağlayacak alternatif girişler mevcuttur. Müstedi iddiasında, tahsisinde bulunan işyerinin konu binanın ana girişini oluşturduğunu kabul etmekle beraber ileri sürmüş olduğu alternatif girişlerin üst katlara ulaşımı sağlamaya -yeterli olduğunu ve başvuru konusu kararı alan idare, kendisine yapılan tahsis neticesinde bunca zaman konu yeri işyeri olarak kullandığını dikkate almadan, tahsisini ve bu tahsisin içerdiği şartın belli bir süre sonra ortadan kaldırıldığını da değerlendir-meden bir karar vermekle hata etmiştir.

Müstedi tarafından çağrılan kendi şahidi Şehir Plânlama Dairesi Müdürü Ahmet Savaş Örek konu binanın ön kısmında alternatif bir giriş bulunmadığını, arkada ise üst katlara ulaşımı sağlayan alternatif bir giriş bulu-nduğunu kabul etmekle beraber, bu girişin binanın büyüklüğü, girişin genişliği dikkate alındığında yeterli olmadığını ileri sürmekte ve plânlarla, incelemeden ve müstedinin tahsisinden de açıklıkla görülebileceği gibi müstedinin tahsisinde bulunan yerin ko-nu binanın ana giriş yerini oluşturduğunu iddia ederek bu ana girişin kullanılmasının gerekli olduğu görüşünü ileri sürmektedir.

Müstedinin çağırmış olduğu diğer şahitlerin şahadetlerine ise inanma-maya herhangi bir sebep göremiyoruz. Ancak taraflar ara-sında esas ihtilaf konusu olan yukarıda değindiğimiz hususa ışık tutacak nitelikte değildirler.

Müstedaaleyhin çağırdığı şahide gelince; bu şahit kanaatimizce Mahkemeye doğruyu aksettirmiş olup dökümanlarla ortaya konan şahadetten farklı bir şahadet iler-i sürmemiştir. Bu şahit yukarıda değindiğimiz gibi müstedi tarafından ileri sürülen Emare 6'da yapılan tadilâtın kimin tarafından yapıldığının belli olmadığını ve her halukarda Dairedeki sorumlu memurlar tarafından yapılmadığının açıklık kazandığı yönünde -şahadet vermiştir ki sunulan olgular ışığında bu şahidin söyledikleri ile tamamen hemfikiriz.

Görülebileceği gibi sunulan olgularda taraflar arasında büyük bir fark yoktur. Genel olarak özetlendiğinde konu binanın muhtemelen Kuzeyde ve arkada üst katlara- ulaşımı sağlayabilecek alternatif girişler vardır. Arkadaki giriş ise üst katların yapımı sırasında fiilen kullanılmış ve halen kullanılmaktadır. Ancak müstedi şahidi Şehir Plânlama Dairesi Müdürü Ahmet Savaş Örek'in verdiği şahadete göre bu girişin norma-l genişliği ve binanın durumu dikkate alındığında yeterli olmaktan uzaktır. Yine sunulan emareler ve kabul edilen olgulara göre müstediye işyeri olarak tahsis edilen yer binanın ana girişini oluşturmaktadır.

Üzerinde durulup karar verilmesi gereken en es-aslı nokta Emare 3 İtiraz Komisyonunun kararı uyarınca Emare 5 olarak Mahkemeye sunulan tahsis belgesinde yer alan şartın mahiyeti ve bu şartın müstedinin tahsis haklarını ne derecede etkilediğidir. 11 Şubat 1977 tarihli yazı ile müstediye gönderilen ve ko-nu yerin kendisine tahsis edildiğini bildiren tahsis belgesi mahiyetindeki yazı aynen şöyledir:

"Sayı: GİD 29/76
11 Şubat 1977
Sayın Tözen Selçuk
Ersin Aydın Sokak 22/C
GİRNE:

Halen çalıştırmakta olduğunuz işyerinin adınıza tahsis talebiniz inc-elenmiş ve İtiraz Komisyonu 30.1.1977 tarihinde Girne Ersin Aydın Sokak 22/C nolu işyeri, üst katın giriş yeri olması nedeniyle binanın üst katı yapılıncaya kadar adınıza tahsisi uygun görülmüştür.

Bilgi ve gereği rica olunur.

(Ahmet Yılmaz)
Şube Müdürü- a."

Yukarıdaki belgeden açıklıkla görülebileceği gibi Girnede Ersin Aydın Sokak Numara 22/C'de bulunan işyeri müstediye tahsis edilirken bu tahsisin "üst katın giriş yeri olması nedeniyle binanın üst katı yapılıncaya kadar adınıza tahsisi uygun görülmüş-tür." şeklinde bir şart içerdiği görülür. Bu tahsis belgesi incelendiğinde bir nevi süreye veya şarta bağlı bir tahsis yapıldığı açıktır. Diğer bir ifade ile temeli ve inşaat türü dikkate alındığında üst katların yapımına müsait, toplu konut durumunda olan- bu binanın ana giriş yerini oluşturan tahsis konusu yer için verilen tahsisin üst katlarının yapılmasına karar verilinceye kadar geçerli bir anlamda bu şartın içerdiği koşulun gerçekleşmesine kadar devam edecek olan geçici bir tahsis olduğu görülmektedir-. Bu husus 11 Şubat 1977 tarihinde verilen belgeden açıklıkla görülebileceğine göre müstedinin bilgisinde idi ve bu geçici veya şartlı tahsisi bilerek kabul etmiştir.

Sunulan şahadet ve olgulara göre birçok dükkân ve işyerinden oluşan bu binanın diğer kı-sımları alâkadar şahıslara tahsis edilmiş, neticede muhtemelen "T" cetvellerine işlenerek Mahkemeye Emare 17, 18, 19 ve 20 olarak sunulan kesin tasarruf belgeleri verilmiştir. Bu kesin tasarruf belgeleri incelendiğinde yine Mahkemeye Emare 28 olarak sunula-n seri plân 61'e atıfta bulunarak plânda görülen ortak kullanım alanları Fasıl 224'ün madde 6'sı uyarınca kesin tasarruf belgesi sahibi kişilerin ortak kullanımına bırakılmıştır.

Alakadar şahısların avukatı, alakadar şahısların kesin tasarruf belgelerine- müstedinin tutmakta olduğu yerin de ortak kullanım alanı olarak işlendiğini veya onu da kapsadığını iddia etmektedir. Ancak Emare 23'deki seri plân 61'e bakıldığında müstedinin tasarruf ve tahsisinde bulunan yerin ayrı bir ünite olarak nitelendirildiği ve- ortak kullanım alanı dışında bırakıldığı görülmektedir. Her halukarda bu konunun başvurunun karara bağlanmasında direkt olarak etken de olmadığından bu konuda kesin bir karara varılmasının uygun olmadığı görüşündeyiz.

Yerleşmiş hukuk ilkesine göre şartl-a bağlı idari bir karar şartı doğuran hadisenin meydana gelmesi ile ya kendiliğinden ortadan kalkar veya idarece alınacak bir kararla kaldırılabilir. Bu durum her meselenin olgularına göre değişen bir husustur. Tabiatıyle şartı koyan idare daha sonra bu şa-rtı ortadan tavrı hareketleri ile zımnen veya direkt olarak kaldırabilir. Bunun yapılmaması halinde yukarıda değindiğimiz gibi şartı doğuran hadisenin meydana gelmesi halinde idari karar da ortadan kalkabilir veya idare alacağı bir kararla idari tasarrufu -ortadan kaldırabilir.

Bu gibi şartlı tasarruflara idari yargıda rastlamakla beraber konu üzerinde yerli ve yabancı içtihat kararı oldukça azdır. Önümüzdeki meseleye tatbik edilebilecek Yüksek İdare Mahkemesi kararlarına bakıldığında belirli bir süre şart-ı ile olan tahsislerde sürenin dolması halinde tahsisin ortadan kalktığı veya idari bir kararla kaldırıldığı hallerde bu konuyu yakınma konusu yapan müstedilerin pek muvaffak olamadıkları görülmektedir. Örneğin: Cahit Namık, Yedidalga ile KTFD Başsavcılığı- vasıtsı ile İçişleri ve İskân Bakanlığı ve diğeri arasındaki YİM 73/79 sayılı başvuruda süre ile bağlı bir tahsisin bu süre şartının sona ermesi halinde tahsisin de ortadan kalkacağı vurgulanmıştır. Yine YİM 59/79 ve YİM 87/79'da aynı prensip ve ilkeler t-ekrarlanmıştır.

Önümüzdeki meselede alıntısını yaptığımız tahsis belirli bir zaman süresine bağlı olmakla birlikte konu binanın üst katı yapılıncaya kadar tahsisin devam edeceği ve üst katın yapılması yönüne gidilmesi halinde tahsisin son bulacağı yönde -bir şart içermektedir. Az önce iktibasını yaptığımız içtihat kararları doğrultusunda konuyu değerlendirdiğimizde müstedinin elindeki tahsisin de konu binanın üst katının yapılmasına yasal olarak karar ve izin verildiği tarihten sonra sona ermiş sayılması g-erekir. İdare bununla da kalmamış, müstedinin şartlı bu tahsisini dikkate alarak onun söz konusu tahsisini başvuru konusu kararla sona erdirmek yönüne gitmiştir. İdrenin bu kararı alırken yanlış hareket ettiği ve konuları yanlış değerlendirerek yanlış bir -karara vardığı söylenemez.

Son olarak bir hususa daha değinmek istiyoruz. Olgulardan meydana çıkan hakikatlere göre müstedi tahsisinde bulunan konu yerin "T" cetveline işlenmemesine karşı itiraz dosyalamış, keza daha sonra gerek tahsisindeki yerin gereks-e üst katın kendisine bırakılması yönünde müracaatta bulunmuştur. Müstedinin yapmış olduğu bu müracaatlar aradan geçen 2.5-3 yıl gibi uzun bir süre zarfında cevaplandırılmamış ve ancak davanın duruşması safhasında müstediye olumsuz bir cevap verilmesi yönü-ne gidilmiştir. Müstedinin müteaddit şifahi ve tahriri birçok müracaatlarına yanıt vermeyen idarenin bu yönde açık ihmali olduğuna işaret etmemiz gerekir. Ancak idarenin bu yöndeki ihmali önümüzdeki başvurunun kaderini etkileyecek bir nitelikte değildir.

-
Netice olarak müsetdinin konu yerle ilgili tahsisini iptal eden 27.6.1990 tarih ve GİD 47/90-1 sayılı kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına karar verilmesi yönündeki isteminin reddedilmesine karar verilir. Ayrıca müst-edinin 1. başlık altındaki bu talebi reddedildiği cihetle yukarıda değindiğimiz (B), (C) ve (D) bentlerindeki taleplerinin de aynı nedenlerle reddedilmesine karar verilir.




Masraflar için herhangi bir emir verilmez.


(N.Ergin Salâhi) -(Taner Erginel) (Metin A. Hakkı)
Yargıç Yargıç Yargıç

26 Şubat 1993




-


11



-


Full & Egal Universal Law Academy