Yüksek İdare Mahkemesi Numara 130/1987 Dava No 10/1993 Karar Tarihi 03.05.1993
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 130/1987 Dava No 10/1993 Karar Tarihi 03.05.1993
Numara: 130/1987
Dava No: 10/1993
Taraflar: Ahmet Emin Hüseyin ile Bakanlar Kurulu
Konu: İdari karardan etkilenen tarafın idari yargıya başvurabilmesi için idari kararın yeterli düzeyde bilgi içermesi gereği
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 03.05.1993

-D.10/93 YİM 130/87

Yüksek İdare Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Taner Erginel, Metin A. Hakkı.

Müstedi: Ahmet Emin Hüseyin, G-irne.
ile
Müstedaaleyh: Bakanlar Kurulu vasıtasıyle KKTC, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Ahmet Mithat Berberoğlu.
Müstedaaleyh namına: Savcı Mustafa Ar-ıkan.
İlgili Şahıs namına: Avukat Neşe Keskin.


K A R A R

N. Ergin Salâhi: Bu başvuruda sunulan emare ve şahadete değinmeden önce ihtilâfsız olguları özetlemeyi uygun buluyorum.

Müstedi,a slen Limasol İlçesine bağlı Yalova Köyünden olup 1974 Barış Hare-kâtı sırasına göçmen olmuş ve müteakiben Girne İlçesine bağlı Karakum Köyünde iskân ettirilmiştir. Müstediye bu yörede tahsis edilen ev yanında norm dikate alınarak kurua razi ve bahçe de tahsis edilmiştir. Başvuru konusu Pafta/Harita XII.21.E.1'de Parse-l 324 de 1975 yılında müstediye tahsis edilen bu taşınmaz mallar arasında bulunmaktadır. Sunulan emareler ve ihtilâfsız şaahdete göre, müstedi eşdeğer ve topraklandırmadan hak sahibi bir kişidir. Konu mallar kendisine tahsis edildikten bir süre sonra geçi-rilen 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal yasası altında müstedinin Güney mal avrlığı için yapılmıl olduğu G.1921 ve G.1919 numaralı müracaatlar değerlendirilmiş, T.1, T.2 ve T.3 cetvelleri tanzim edilerek müstediye gönderilmiştir. Mahkemeye -emare oalrak sunulan bu "T" cetvellerinden açıklıkla görülebileceği gibi başvuru konusu edilen Parsel 314 de müsetdinin T.1 cetvelelrinde yer almaktadır. Bu "T" cetvelelrine göre müstedinin Güney mal varlığına 1178000 puan takdir edilmiş, Kuzeyde tuttuğu e-b dahil Kuzeydeki diğer taşınmaz mallara toplam 6803122 puan takdir edilmiştir. Bu durumda müstedi Devlete borçlu idi ve o günkü mevzuata göre bu taşınmaz malalr arasında bir seçim yapıp, puanlarının karşılamadığı taşınmaz malalrı geri Devlete iade etmesi -veya çifte statüde olduğu dikkate alınarak puanalrının karşılamadığı malların kendisine yeniden tahsis edilmesi gerekecekti. Müstedi sözü edilen "T" cetvelelrini aldıktan sonra gerek Güney mal puanlarının değerlendirilmesine ve gerekse Kuzeyde tuttuğu taşı-nmaz mallara takdir edilen puanalra, kendisine tanınan itiraz süresi içerisinde 17.11.1986 tarihinde yazılı itirazda bulunmuştur. Müstedi tarafından yapılan bu itiraz belirli bir süre sonra karara bağlanmış ve Emare 8 olarak ibraz edilen T 3B cetvelinden g-örüleceği gibi Müstedinin Güney puanları 1740405'e yükseltilmiş ancak Kuzeyde tuttuğu malalrın puanları azaltılmayarak bu puanların yükseltilmesi yönüne gidilmiş ve Emare 2'de görülen Kuzeyde tuttuğu taşınmaz mallara takdir edilen puan değerleri tasarrufun-da tuttuğu başka malların eklenmesi ile değiştirilerek Emare 7 ve 8'den görülebileceği gibi Kuzey Puanları 9831145'ya yükseltilmiştir. Müstedi yeniden tanzime dilip kendisine 22.10.1990 tarihinde gönderilen yeni "T" cetvellerine ve bu cetvellerde yer alan -Güney puanlarına itirazda bulunmamış ancak Kuzeydeki taşınmaz mal puanlarının değerlnedirilmesine ve yükseltilmesine süresi içinde yazılı ikinci bir itirazda bulunmuştur. Müstedi tarafından yapılan itiraza halen idarece bir cevap verilmemiştir.

Durum bu -şekilde devam ederken 52 sayı ve 15.5.1987 tarihli Resmi gazetenin Ek IV Bölüm I sayfa 224'de yayımlanan E(K-2) 238-87 sayılı bir Bakanlar Kurulu kararı ile yukarıda pafta ve harita referansı verilen parsel 314 (kısmen), KKTC Anayasasının 159. maddesinin (-1)(b) ve (3) fıkralarına istinaden kamu yararına ayrılmıştır.

Başvuru konusu yapılan bu karar, Müstedinin tahsis ve tasarrufunda bulunup onun "T" cetveline işlenen parsel 314'ü içerdiği gibi bu kararın atıfta bulunduğu önergeye ekli cetvelde dökümü erile-n 20 küsur taşınmaz malı da içerdiği görülür. Ancak yayınlanan bu kararda kamu yararına hangi malalrın ayrıldığının pafta, harita ve parsel referansı verilmediği gibi tarifeleri de yapılmamkal sadece yayımlanmamış bir listeye atıfta bulunmaktadır. Bu husus-taki argümanlara daha sonra değineceğiz.

Müstedi, başvuurusunda bu Bakanlar Kurlu kararını yakınma konusu yaparak kendisine tahsis edilip "T" cetvelelrine işlenen parsel 314 ile ilgili kararın iptal edilmesini talep etmektedir.

Müstedi başvruusunda öze-tle, göçmen statüsünde ve eşdeğerde hak sahibi olduğu, konu malalrın kendisine 1975 yılından beri tahsis edildiğini, daha sonra yapılan revizyon çalışmalarında yine bu yerlerin kendisine yenşden tahsis edilerek bırakıldığını, 41/77 sayılı İskân, Toprakland-ırma ve Eşdeğer Mal Yasası altında yapmış odluğu müracaatlar neticesinde Güneyde terkettiği malalrı ile Kuzeyde tasarrufunda bulunan taşınmaz malalr için "T" cetvelleri tanzim edildiğini ve ekndisine tahsisli olup, tasarrufunda bulunan Parsel 314'ün de bu -cetvellere işlendiğini, yasanuın tanıdığı süre zarfında itiraz dosyaladığını, bu itiraz dikakte alınarak Güney puanlarının bir miktar yükseltildiğini ve yeniden tanzim edilen "T" cetvelleri gönderildiğini ileri sürmektedir. Müstedi, yeni "T" cetvelinde yer- alan Güney puanlarına itiraz etmemiş, ancak Kuzeyde kendisine verilen taşınmaz malalrın yükseltilen değerlerine ikinci bir itiraz dosyalamıştır. Bu itirazına halen bir cevap verilmemiştir. Müstedinin iddiasına göre konu Bakanlar Kurulu kararı alınırken id-arece gerekli araştırma yapılmadığını, konu malın kendisinin tasarrufunda olduğu ve "T" cetveline işlenmiş olduğu hususunda dikkate alınmadığını ve verilmmmemiş bir mal telâkki edilerek konu kararın alındığını, her halükarda bu arazinin kamu yararına ayrıl-amsını gerektirecek bir özelliği bulunmadığı gibi bu malın kamu yararına ayrılmasının zorunlu olmadığını iddia etmektedir. Müstedi ayrıca alınan kararın Anayasanın 159(1)(b) ve (3). fıkrları ile 41/77 sayılı Yasanın ilgili maddelerine aykırı olduğunu ileri- sürmektedir.

Müstedinin başvurusuna itirazda bulunan Müstedaaleyhler özetle; 41/77 sayılı İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal yasasının 4. maddesine göre Bakanlar Kurulunca kamu yararına ayrılan taşınmaz mallların 41/7 sayılı Yasa kapsamı dışında olduğ-unu, keza Anayasanın 159(1)(b) ve (3). fıkraları uyarınca konu malın kamu yararınaaa ayrıldığını ileri sürmüşlerdir. Müstedaaleyhler, itirazlarında ayrıca Karakum'da Pafta/Harita XII.21.E1'de görülen Parsel 314'ün Müsetdiye 1975 yılında tahsis edildiğini, -1977 yılındaki Plânlı Toprak Dağıtımında tekrar gözden geçirilerek konu yerin yine müstediye bırakıldığını ve 1980 yılında yapılan son revizyon çalışmalarında da Müstediye bırakıldığını, konu malın Müstedinin halen tahsis ve yasal tasarrufunda bulunup onun- "T" cetveline işlendiğini kabul etmekle beraber Müstedinin "T" cetvelelri dikkate alındığında Güney mal varlığının Kuzeyde tuttuğu tüm taşınmaz malları karşılamadığını, Devlete verecekli durumda olduğunu ileri sürerek, o günkü mevzuata göre Müstedinin pua-nlarından fazla tuttuğu malın elinden alınması gerektiğini, bu nedenle Müstedinin bu mal üzerinnde meşru menfaatının bulunmadığını ileri sürmüşlerdir.

Başvuru konusu karar ve atıfta bulunulan önergeye ekli cetvelde konu yerin Çocuk Oyun Alanı yapılmak üz-ere Girne Belediyesine bırakıldığı görüldüğünden Girne Belediyesi de alâkadar şahıs oalrak başvuruya eklenmiştir. Alakadar şahıs olarak eklenen Girne Belediyesi müstedaaleyhlerin dosyaladığı itirazı benimseyerek bu itiraza ve duruşmaya katılmıştır.

Dosy-a tekemmül ettikten sorna başvurunun duruşması safhasında başvuru konusu Bakanlar Kurulu kararı ve bu karrın atıfta bulunduğu önerge ve önergeye ekli listede Müstedinin konu mallarla ilgili tahsis belgeleri, "T" cetvelleri ve sair 30 adet evrak Mahkemeye e-mare olarak sunulmuştur.

Başvurunun duruşmasında Müstedi kendisi şahadet vermemiş, ancak Müstedi namına onun işlerini takip ettiğini ileri süren kızı Zehra Taşer şahit olarak çağırlmıştır. Müstedaaleyhler ise4 halen parsel 314'ün ne kadarının kamu yararı-na ayrıldığı belli olmadığından konuyu aydınlatmak üzere ilkin Girne Tapu Dairesinde sorumlu bir memur olan Çetin Boyacıer'ı şahit olarak çağırmış, ancak bu şahidin de konu hakkında yeterli bilgi vermemesi üzerine İskân Bakanlığına bağlı Şehir Plânlama Dai-resi Müdürü Ahmet Sava Örek şahit olarak çağrılmıştır. Başvuruya alakâdar şahıs oalrak eklenen Girne Belediyesi ise kamu yararına ayrılan konu yerin tasarlanan kulalnımı hakkında bilgi vermek üzere Girne Berlediyesi plânlama bölümünde görevli Nidai Güngörd-ü'yü şahit olarak çağırmıştır. Yapılan hukuki argümanlara değinmeden önce sunulan şahadeti özetleyip değerlendirmeyi uygun buluyoruz. Müstedi kendisi şahadet vermemiş ancak Müstedi namına eşdeğer müracaatlarını takip eden kızı Zehra Taşer'ı şahit olarak ça-ğırmış ve bu şahidin şahadeti ile yetinmiştir.

Müstedi tarafından şahit oalrak çağrılan Zehra Taşer'in şahadeti büyük oranda babasının Güneyde bıraktığı taşınmaz mallarla ilgili puan durumları ile Kuzeyde iskân ettirilirken babası Müstediye verilen taşın-maz malalrın dökümü, müracaatları ve Müstedinin emare olarak ibraz edilen "T" cetvelelri ile gerek Güney Puanları ve gerekse Kuzeyde tasarruf ettiği taşınmaz malalra takdir edilen puanlara yaptığı itirazlar ve bunlar hakkındaki hakikatlere dayanmaktadır ki- bu hususlar büyük ölçüde taraflarca kabul edilmekte olup, ihtilafsız olguları oluşturmaktadır. Bu şahit şahadetinde pafta nuamrası verilen Parsel 314'ün, babasının Mahkemeye emare oalrak ibraz edilen "T" cetvelelrine 1986 yılından beri işlendiğini, 1975 y-ılından beri babasına tahsis edilmiş olup onun tasarrufunda bulunduğunu, daha sonra yapılan revizyon çalışmalarında yine babasına bırakıldığını şahadetinde ifade etmektedir. Yine bu şahidin şahadetinde 15.5.1987 rtarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Bakanla-r Kurulunun atıfta bulunduğu Mahkemeye Emare 4 olarak ibraz edilen önergeye ekli listeye değinerek bu listede kamu yararına ayrılan muhtelif malların daha sonraki Bakanlar Kurulu kararları ile çıkarılarak başka şahıslara dağıtıldığını iddia ederek, bu Ba-kanalr Kurulu kararlarının yayınlandıkları tarihler hakkında Mahkemeye bilgi vermiştir. Bu şahidin iddiasına göre Müstediye tahsis edilen ve aynı Bakanlar Kurulu kararlarınca kısmen kamu yararına ayrılan Parsel 314'ün de diğer atıfta bulunulan Bakanlar Kur-ulu kararları gibi başka kişilere verilmek maksadı ile kamu kamu yararına ayrıldığını ve hakikatte konu Bakanlar Kurulu karalarının alınmasında kamu yararı güdülmediğini iddia etmiştir.

Bu şahidi Mahkemede gözlemleme fırsatını buldum. Üniversite mezunu k-ültürlü bir kişi olan şahidin olumlu bir şahadet verdiği ve doğruyu söylediği kanaatındayım. Ancak Emare 4'te yer alan ve kamu yararına ilgili Bakanlar Kurulu kararları ile kamu yararından çıkarılarak başka şahıslara verildiği müstedaaleyhlerin şahitleri v-e sunulan emarelrle dğrulanmış olmasına raümen konu taşınmaz malların sırf başkalarına dğaıtılması için kamu yararına ayrılıp ayrılmadığı tam anlamı ile tebllür etmiş değildir. Müdafaa şahidi Numara 1 oalrak çağrılan Girne Tapu Dairesi Sorumlu memuru Çetin- Boyacıer konu hakkında pek aydınlatıcı bilgi vermemiştir. Bu şahidin şaghadetine göre kısmen kamu yararına ayrılan parsel 314'ün ne kadarlık kısmının kamu yararına ayrıldığı Tapu kayıtlarında belli değildir ve halen kamu yararına ayrılan kısım hakkında if-raz işlemleri de yapılmamışrır. Bu şahide göe Tapu kayıtlaında 314'ün kısmen kamu yararına ayrıldığı görülmekle beraber ne kadarlık alanına yrıldığı da belirtilmemiştir.

İddia Makamı şahidi Numara 2 oalrak çağrılan İskân Bakanlığına bağlı Şehir Plânlama -Dairesi Müdürü Ahmet Savaş örek, başvuru konusu parsel 314'ün kısmen kamu yararına ayrıldığı hakkında şahadet sırasında kamu yararına ayrılan kısmı gösteren Emare 12 plânı Mahkemeye sunmuştur. Bu şahit şahadetinde konu yarin Girne Belediyesine Çocuk Oyun A-lanı veya Yeşil Saha yapılmaya bırakıldığını ileri sürmekle beraber bu yerin Girne Belediyesince bu maksat için talep edilmediğini, ancak eski Belediye Başkanı Ziya Rızk Bey tarafından 10.5.1983 tarihinde yapılan ve Mahkemeye Emare 14 olarak sunulan genel -bir müracaatla Girne Belediye Hudutları içerisinde otopark, sosyal tesis, milli park ve sair projelerin uygulanabilmesi için yer ayrılamsının talep edildiği ve bu genel çalışma içerisinde Şehircilk Dairesi tarafından uygun olabilecek alanlar tespit edilere-k bir çalışma yapıldığını ileri sürmüştür. Bu şahidin şahadetine Emare 13'e dayanılarka İskân Bakanlığına yaptıkları müracaatlarda Parsel 314'ün İskân Bakanlığında uygun görüldüğü kendilerine bildirilmiş ve onlar da konu yerin kısmen Çocuk Oyun Alanı ve Ye-şil Saha ayrılması yönünde bir çalışma yaptıklarını söylemektedir. Parsel 314'ün kısmen kamu yararına ayrılırken uygun görüldüğünden de neyi kastettiği soruldğunda ise verdiği izahatta bunu açıklamış ve genellikle halen Devletin elinde bulunan veya kişiler-e verilecek puanları yetersiz olduğu için şahısların elinden kolaylıkla alınacak taşınmaz malları murat ettiğini izah etmiş, kısmen Çocuk Oyun Alanı oalrak ayrılan Parsel 314'ün ise kişinin puanlarının yetersiz olduğu ve kolaylıkla elinden alınacağı düşünc-esinden hareketle uygun görüldüğünü anladığını, mutlaka bu yerin kamu yararına ayrılması gerektiği yönünde bir iddialarının bulunmadığını, bu yerin İskân Bakanlığınca izah edilen nedenle kamu yararına ayrılması düşünüldüğü için kendilerinin de bir çalışma- yaptıklarını izah etmiştir. Bu şahit ayrıca, Müstedinin şahadetinde ileri sürdüğü ve başvuru konusu Bakanlar Kurulu kararına dayanıklık eden önerge ve buna ekli cetveldeki kamu yararına ayrılan sair malların daha sonraki Bakanlar Kurulu kararları ile başv-uru konusu karardan çıkarıldığını teslim etmiş ve nedenlerinin de izah etmiştir. Bu şahidin izahına göre daha önce yaptığı açıklamada belirtildiği gibi kamu yararına ayrılanmsı öngörülen malların genellikle Devlet elinde veya kişilere dağıtılmışsa puanları- yetersiz olduğundan kolaylıkla alınabilecek mallardan oluşmasına özen gösterildiğini ve daha sonraki Bakanalr Kurulu kararı ile çıkarılan parsellerin kişilerin puanlarının yeterli olduğu ve onlara kesin tasarruf belgesi verildiği veya benzeri nedenlerle t-ekrar geriye özel mülkiyete bırakıldığı hakkında bilgi vermiştir. Ancak bazı mallar hakkında yeterli bilgi vermemiş ve ne sebeple tekrar özel kişilere bırakıldığının izahını elinde bilgi olmadığından yapamamıştır. Bu şahidin daha sonraki Bakanlar Kurulu ka-rarları hakkında söyledikleri büyük ölçüde Müstedinin şahadetinin bu başlık altında ileri sürüldüğü şahadeti teyit etmektedir.

Bu şahidin gayet dürüst olarak şahadet verdiği ve bilgisi dahilinde olan konuları doğru oalrak Mahkemeye aktardığı kanaatındayı-m. Ancak daha sonra değineceğim gibi Başvuru konusu parselin Şehircilik ve Plânlama açısından mutlaka kamu yararına ayrılması gerektiği için ayrılmadığını, Müstednin puanlarının nasıl olsa yeterli olmayacağı düşüncesi ile İskân Bakanlığınca kamu yararına a-yrılması uygun görüldüğü ve bu nedenle kamu yararına ayrıldığı ve kendilerinin de kamu yararına ayrılması önerilen konu parsel için bir çalışma yaptıklarını dürüst oalrak ifade etmiştir. Yine bu şahit kısmen kamu yararına ayrılan parsel 314'ün ne kadarının- kamu yararına ayrıldığının sunduğu plânda görülmekle bereber, bu plân önergeye eklenmediği gibi, alanının da belirlenmediği ve halen ifrazının yapılmadığını, ancak takriben kamu yararına ayrılan kısmının 13 dönüm olduğunu şahadetinde ifade etmiştir.

Alâ-kadar şahıs tarafından çağrılan Nidai Güngördü Girne Belediyesinin Plânlama Bölümü Sorumlusudur ve kısmen kamu yararıuna ayrılan Parsel 314'ün tasarlanan kullanımı hakkında Mahkemeye bilgi vermiştir. Şahadet sırasında bu şahide yöneltilen sorulara vediği c-evapalrda spesifik olarak bu yerin Belediye tarafından Çocuk Parkı yapımı için talep edilmediğini, bu parsel yerine başka bir parselin bu bölgede hatta anayolun güneyinde başka bir yerin Belediyeye bu maksat için verilemsinin uygun olacağını teslim etmişti-r. Bu şahit ayrıca, Çocuk Oyun Alanı veya Yeşil Saha olarak başvuru konusu parselin kamu yararına ayrılamsının ayrıclıklı bir özelliği buluınmadığını da teslim etmektedir. Bu şahidin de dürüst olarak şahadet verdiği ve bilgisinde olan konuları Mahkemeye do-ğru olarak aktardığı kanaatındayım.

Sunulan şahadeti değerlendirdiğimizde başvuru konusu Bakanlar Kurulu kararı ile kısmen kamu yararına ayrılan Parsel 314'ün Çocuk Parkı veya yeşil Alan olarak ayrıcalıklı bir özelliği bulunup bulunmadığı sarih olarak be-lirlenmemiştir. Kamu yararına ayrılmasında ise konumu ve sair özellikleri dikkate alınarak kamu yararına da ayrıldığı iddia edilmemektedir. Konu yer kamu yararına ayrılırken Müstedinin Güneyde bıraktığı taşınmaz malalrın puan değeri ile Kuzeyde tahsisinde -ve tasarrufunda bulunan malların puan değerledir- meleri yapıldığında Müstedinin tüm bu malalrı akrşılayacak puanı bulunmadığı ve bu kişinin elinden bir kısım taşınmaz malın alınacağı düşüncesinden hareketle Parsel 314'ün seçildiği ve kamu yararına ayrıldı-ğı sabit olmuştur. Böyle bir gerekçenin konu malın kamu yararına ayrılamsı için yeterli olup olamayacağına tarafların başvuru hakkında ileri sürdüğü argümanlardan sonra değinmeyi uygun buluyorum.

Duruşma sonunda Mahkemeye ilk hitapta bulunan Savcı, özetl-e; Müstedinin eşdeğerde ve topraklandırmada hak sahibi bulunduğunu, ancak konu taşınmaz malalrın ve özellikle Parsel 314'ün Müstediye topraklandırmadan tahsis edildiğini, 41/77 sayılı iskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasasının 37. maddesine bakıldığına-, bu madde uyarınca kamu yararı güdülen malalrın tahsis sahibinden geri alınabileceğini ileri sürmüştür. Savcının iddiasına göre Müstedi, topraklandırmadan olduğu gibi eşdeğerde de hak sahibi olmasına ve konu malalr onun "T" cetveline işlenmiş bulunmasına -rağmen puanlarının Kuzeyde tuttuğu malları karşılammayacağı cihetle, Müstedinin başvuru konusu parselin kamu yararına ayrılamsında yakınma konusu yapmakta meşru bir menfaati bulunmadığını ileri sürmüştür. Mahkeme tarafından "T" cetvelelri kırmızıda, diğer -bir ifade ile, Devlete verecekli olan kişiler açısından Yasanın ilgili maddeleri uyarınca yapılması gereken işlemin kişinin itirazlarını süratlle değerlendirerek bir neticeye varılması ve ona verilecek tercih hakkından sonr afazla malalrın geri alınabilece-ği ve bu yönde Yasa maddelerine Savcının dikkati çekildiğinde, Savcı, bu işlemlerin yapılmadığı ve Müstedinin itirazının neticelendirilmediğini teslim etmiş olmasına rağmen Müsetdinin karşılaması gereken puanlar arasında büyük fark olduğu ve her halûkarda -Müstedinin o günkü mevzuata göre bu puanları karşılayamayacak durumda olduğunu ileri sürmüştür. Yine Mahkeme tarafından Savcıya yöneltilen soruda Müstedinin itirazlarının netcielendirilmemeiş, ona tercih hakkı yapılmasına fırsat verilmemiş ve buna ek olara-k aile fertlerinin puanlarını birleştirmesi ve bu şekilde eksik puanları karşılama imkânı bulunduğuna, ancak bunu da fırsat verilmediğine işaret edildiğinde Savcı bu sorulara doyurcu bir yanıt veremediğine işaret edilmediğinde Savcı bu sorulara doyurucu b-ir yanıt verememiştir. Yine Mahkeme tarafından kamu yararı iddia edilen konularda ispat külfetinin Devlette olmadığını, bunun aksine kamu yararının olmadığını ispat etme külfetinin Müstediye düştüğünü iddia etmiştir.

Bu başvruuda daha önce değindiğimiz g-ibi taraflar arasında olgular hususunda büyük bir ihtilâf yoktur. Üzerine durulması gereken ve başvurunun kaderini tayin edecek olan konu, başvuru konusu edilen 52 sayı ve 15.51987 tarihinde Resmi Gazetenin Ek IV Bölüm I'inde yayınlanan E(K-2) 238-87 sayıl-ı Bakanlar Kurulu kararında yer alan ve Müsetdiye tahsis edilmiş olup "T" cetvelinde kayıtlı Pafta/harita XII.21.E.1'de görülen Parsel 314'ün (kısmen) KKTC Anayasasının 159(1)(b) ve (3). fıkralarına istinaden kamu yararına ayrılması kararı alınırken bu kar-arın kamu yararı içerip içermediği ve bu karar alınırken takip edilen işlemlerin doğru olup olmadığı veya bu hususta karar alınmadan önce yeterli düzeyde araştırma yapılıp yapılmadığı ve Müstedinin kazanılmış hakları dikkate alıanrak bunların karar alınırk-en değerlendirmeye tabi tutulup tutulmadığıdır.

Anayasamızın 159(3) maddesi, yine 159(1) ve (b) bentlerine atıfta bulunarak bu gibi malalrın orman, yeşil saha, anıt ve park yerleri, sular, eyraltı suları, doğal kaynaklar ve savunma alanları, kamu yönetim-i ve askeri amaçlar için gerekli bina, tesis ve arsalar ile şehir ve kırsal plânlama ve toprak koruma amaçları için gerekli görülenlerin kamu yararına ayrılabileceğini ve bunlar dışında kalan taşınmaz malalrın öncelikle eşdeğre kaynak olarak özel ve tüzel -kişilere dağıtılabileceğini öngörmektedir. 1985 Anayaasına konan bu madde Devlete intikal eden bu gibi taşınmaz malların belirlenen amaşlara öncelikle yukarıda belirlenen kamu yararına ayrılasını ve daha sonra eşdeğerde dağıtılmasını öngördüğü açıktır. Tab-iatıyle bu maddenin amaçları dikkate alıanrak sırası ile Devlet elinde bulunan malların gözden geçirilerek yukarıda belirlenen amaçlara göre kamu yararına ayrılamsı ve bu işlemler yapıldıktan sonra kalan taşınmaz malalrın eşdeğer olarak dağıtılması gerekme-ktedir. Bu yapılırken de kişilerin bu malalr üzerinde mevcut olabilecek kazanılmış haklarının dikkate alıanrak belirli bir incelme yapılamsı gerekmektedir. devletin kişilerin kazanılmış haklarını en az düzeyde ve zaruri hallerde ihlâl etme titizliğini göst-ermesi ve ilk yapılması gereken işlemelri sonraya bırakmadan diğer bir ifade ile bu gibi malları dağıtıma koymadan önce gerekli olanları kamu yararına ayrılması en uygun ve doğal yoldur. Bu madde amaçları bakımından daha önce dağıtılmış ve henüz hak sahipl-erine taşınmaz mal koçanı verilmemiş malalrın kamu yararına ayrılması kazanılmış hakalrı ihlal etme durumu yaratabilceğinden bu işlemlerin, tam anlamı ile mala el koyma, zorla mal iktidabı ve benzeri işlemler sayılmasa bile bu işlemlere paralel olduğunu s-öylemek yerinde olur. Bu durumda kamu yararına ayrılacak malların hak sahiplerine de Zorla Mal İktisabı Yasası kurallarına mümkün mertebe uygun şekilde ihbarlar verilerek onlara da söz hakkı tanınması doğal adalet ilkeleri gereğidir.

Önümüzdeki meselede -konu hakkında alınan ve başvuru konusu edilen Bakanlar Kurulu kararı aynen aşağıdaki gibidir:

"KARAR NUMARASI; E(K-2) 238-87
GİRNE İMAR PLANI KARARLARINCA ÇEŞİTLİ KULLANIMLAR
İÇİN KAMU YARARINA AYRIALCAK ALANLAR:

(Önerge No: 97/87)
- (İ.B.)

Bakanlar Kurulu, aşağıdaki kararı aldı:

(1) Önergeye ekli listede belirlenen ve Türk'ten başka kişilere ait olan taşınmaz malalrın KKTC Anayasası'nın 159. öaddesinn (1)(b) ve -3. fıkraları uayrınca Devletin mülkiyeti altında kalması ve eşdeğer maksatlarında kaynak teşkil etmemesi kaydıyle Kamu Yararına ayrılması;

(2) Yukarıda (1). fıkra uyarınca kamu yararına ayrılacak olan kaynakalrın bir protokolla ilgili Kurum ve Kurluşları-n kullanımına verilmesi hususunda İskân Bakanlığı'nın yetkili kılınmadı.

(4.3.1987"

Bu Bakanlar Kurulu kararlarından da görülebileceği gibi hangi malların kamu yararına ayrıldığı yayınlanan kararda belirlenmemiştir. Kamu yararına ayrılma maksatalrını i-çeren Önerge No.97/87 Resmi Gazetede yayımlandığı gibi kamu yararına ayrılan malalrını tarifini yaptığı iddia edilen önergeye ekli cetvel de yayınlanmamıştır. Bu durumda ise Bakanlr Kurulu kararının içerdiği malalr üzerinde kişilerin mevcut olabilecek ihlâ-l edilen hakalrını aramsına yeterli fırsat verildiği de söylenemez.

Müstedi avukatı iddiasında bu hususa uzun boylu değinmiş ve bu denli eksik bilgiler içeren kararın özellikle taşınmaz mal haklarına müdahale ettiği de dikakte alındığında geçerli ve yürü-rlükte bir karar olamayacağınıvurgulamıştır. Müstedi avukatının iddiasına göre Müstedinin aile fertlerinin İskân Bakanlığında çalışmış olamsı nedeni ile bir rastlantı eseri bu karardan haberdar oldukları için bu başvuruyu dosyaladıkalrını ileri sürmüştür. -Hemen şunu da belşirtmek isterim ki herhangi bir idari karadan etkilenen taraf karrın bilgisine geldiği tarihten itibaren 75 günlük hak düşürücü süreyi dikkate alarak başvuru dosyalaması gerekir. Ancak yerleşmiş hukuk ilkesine göre alınan kararın yürülüğe -konabilmesi için alınan kararın karaı alan makam veya onu temsil edbilecek görevlileri tarafından etkilenen tarafa bildirilmesi zorunludur. Kararın Resmi Gazetede yayınlanması durumunda ise 75 günlük sürenin kararın yayınlandığı tarihten itibaren başladığı- yine Anayasanın 152(3) maddesinde yer almaktadır. Ancak geçmiş içtihat kararlarında değinildiği gibi özellikle taşınmaz mal haklarını ilgilendiren konulardaki kararların sadece Resmi Gazetede yayınlanmasının yeterli olamayacağı ve etkilenen kişilerin de b-izzat haberdar edilmesi gerektiği görüşü savunulmaktadır. Bu görüş bir yana Resmi Gazetede yapılan yayının karardan etkilenen kişileri belirleyecek ve onalra idari yargı yoluna başvurabilecek düzeyde bilgi içermesi gerekmektedir. Zaim Necatigil, Bakkalliau- v. The Municipality of Famaguste, (1969) 1 J.S.C.74 at PP78-79'a atıfta bulunarak Administrative Law adlı kitabının 266 ve 267. sayfasında şu görüşe yer vermektedir:

".. There should, however, be sufficinet publication in order to set in motion the epr-iod of seventy-five days. On this point Greek Law compared to Cyprus lar in the course of the Judgment in Pissas case as follows:

--'In Greece the position is not the same because there the provision corresponding to paragraph 3 of Article 146, section 49(1) of Lawe 3713/1928, provides that time commences to ryn from the communication of the act concerned or from the time when the pers-on concerned has come to know thereof; as a result, it has been held by the Greek Council of State that in case of an individual act or decision, though there may have been publication, time does not run until there has been also communication of such ac-t or decision to the person directly affected therby; but time comemnces to run from publication as against other persons who may be interested in the said act or decision (see, Stasinopoulos on the Law of Administrative Disputes, 1964, p.206); and it has -been held, further, in Greecer that an Order of compulsory acquisition is an individual act which has to be communicated to the owner of the property so acquired, as a person directly affected thereby, before the relevant period of limitation might begin t-o run. (See Decisions 5971931 and 242/1954 of the Greek Counci of State).
-
In Cyprus, however, whwre the relevant provision (Article 146(3) is not the same in its material parts as the relevant Greek provisions (section 49(1) of Law 3713/1928), there is no room, in my opinion, for the application of the aforesaid principles, a-s evolved in Greece ........'

There still remains, in some cases, the task of deciding, however, what the word "publication" as envisaged in paragraph 3 of Article 146 of the Constitution denotes Publication for the purpose of setting in motion the time -within which a recurse may be filed, haas to be such publication as states in full and clearly the contents of the act or decision concerned."

Bu prensipleri- önümüzdeki meseleye uyguladığımızda yukarıda alıntısı yapılan mezkûr Bakanlar Kurulu kararından görülebileceği gibi kararda hangi arazilerin ne maksatla kamu yararına ayrıldığı hususunda herhangi bir yayınlmış bilgi mevcut değildir. Sadece bu teknik nokta- üzerinde bile konu Bakanlar Kurulu yayınının geçersiz olduğuna ve yürürlükte bulunmadığına karar verilebilir. Ancak konunun önemine binaen sunulan saira rgümanları da incelemek yerinde olur. Konu taşınmaz malın çocuk ayun bahçesi yapılması maksadı ile kam-u yararına ayrılarak Girne Belediyesine bırakılması öngörülmüştür. Anayasamızın 159. maddesinin ilgili fıkraları dikakte alındığında yeşil saha, park, bu arda çocuk oyun parkı yapmak ve bu maksat için arazi ayırmanın kamu yararını güttüğü açıktır. Ancak ön-ümüzdeki esas argüman bu gibi park yapımının kamu yararına olup olmadığı değilde kamu yararına ayrılan taşınmaz malın konumu, özellikleri, şehir yerleşim merkezine olan irtibatı ve sair dikkate alınması gerken faktörler dikkate alındığında, başvuru konusu -edilen taşınmaz malın gerekli olup olmadığı ve bu malın park yapılmasında kamu yararının bulunup bulunmadığıdır. Bu hususları incelerken park yapımının esasta kamu yararı amacını güttüğünü ilk nazarda teslim etmekle beraber zaruri ve haklı nedenler dışında- kazanılmış hakların ihlâl edilmmesine özen gösterilmesi de kamu yararı gereğidir.

Önümüzdeki şahadete göz attığımızda Müstedinin "T" cetveline işlenmiş olan aprsel 314'ün park yapımı için ağırlıklı bir özeliği bulunmadığı, şehir merkezine olan irtibatı -dikakte alındığında bu bölgede park yapımının zaruri ve mübrem bir ihtiyaç olamdığı taraflarca teslim edilmemiştir. Yine müstedaaleyhler tarafından Şehir Plânlama Dairesi Müdürünün ifade ettiği gibi bu yerin mutlaka park yapımı için ayrılmasının elzem olma-dığı, kamu yararı güdüldüğü ileri sürülen prk yapımı için ayrılamsının, esas nedeni Müstedinin """"cetvelinin kırmızıda olduğu, diğer bir ifade ile Güney Puanalrını karşılamadığı ve her halükarda bir kısmını geri vermek durumunda kalabileceği sonucundan ha-reketle bu yer kamu yararına ayrılmıştır. Yine Girne Belediyesine bağlı plânlama işlerinden sorumlu şahidin teslim ettiği gibi mutlaka bu yere park yapılması gerekmediği, civarda, daha yukarıda veya dağ istikametinde daha başka boş rezerv arazilerden kendi-leriene belirli bir yer verilmesi halinde park amksatları için rahatlıkla kullanabileceklerini ifade etmiştir. Bu durumda olgulardan sitihraçe dildiği gib konu yerin park yapımı için kamu yararına ayrılamsına karar verilirken alternatiflerin düşünülmediği,- kâfi ve yeterli bi araştırma yapılmadığı ve sadece Müstedinin puan durumunu dikkate alınarak kolaylıkla ondan alınabileceği varsayımından hareketle başvuru konusu taşınmaz malın kamu yararına ayrıldığı görülebilir. Bu durumlar bir malın kamu yararına ayrı-lması için yeterli ve geçerli bir sebep sayılamaz.

Sırası gelmişken bir hususa daha değinmek istiyorum. Yerleşmiş İdare Hukuku prensiplerine göre alınan bir idair kararın aksi ispat edilmediği sürece doğru olarak kabul edilmesi gerekmeketdir. Ancak ileri- sürülen veya sürülmesi gereken gerekçeler gözden geçirilirken iddiayı yapan taraf yaptığı ispat etmekle yükümlü olduğuna göre bu malın kamu yararına ayrılmasının gerekli olduğunu ispat etme külfeti de yine idareye düşmektedir.

Yukarıda değindiğimiz gibi- idarenin bu ispat külfetinin yerine getiremediği bir yana sunulan şahadetten açıklıkla görülebileceği gibi konu malın park yapımı için kamu yararına ayrlamsında dikkate alınması gereken faktörlerin hiçbirisi de dikakte alınmamıştır. Konu yeterince incelen-meden sadece Müstedinin puanlarının yetmeyeceği varsayımına dayanıalrak bir karara varılmıştır. Ayrıca knu hakkında karar alma durumunda bulunan Bakanlar Kuruluna müstedinin bu mal züerindeki durumu, akzanılmış olabilecek hakları detaylı olarak bildirilmem-iş ve Bakanlar Kurulu bu bilgilerden yoksun olarak konu kararı alma yönüne gitmiştir. Aynı kararla birçok taşınmaz mal kamu yararına ayrılmış ve daha sonra o malalrı ilgilendiren kişilerin durumları idreye aktarılmış ve neticede bu malalrın kamu yararı kar-ardan çıkarılmıştır. özellikle bu durumlar incelendiğinde karar alma durumunda olan Bakanalr Kuruluna yeterli bilgiler verilemdiği, kâfi derecede araştırma yapılmadığı ve sathi bir inceleme netciesinde kararın alınmadsının sağlandığı gerçeği ortaya çıkmakt-adır.

Yuakrıda söylenenlerden analşılabileceği gibi müstedinin başvruusunda muvaffak olamsı gerekir.

Tüm belirtilenler ışığında 15.5.1987 tarijli ve 52 sayılı Resmi Gazetenin Ek IV Bölüm I'inde yayınlanan E(K-2) 238-87 sayılı Bakanlar Kurulu kararında -Pafta/harita XIX.21.E.1+2'de görülen ve Müstedinin "T" cetevlinde kayıtlı bulunan Parsel 314'ün (kısmen) KKTC Anayasasının 159(1)(b) ve (3). fıkralarına istinaden kamu yararına ayrılması yönünde alınan kararın hem şeklen hem de esasta hükümsüz ve etkisiz o-lduğuna ve herhangi bir sonuç doğurama-yacağına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Taner Erginel: Sayın Ergin Salâhi'nin hazırlamış olduğu kararı önceden okuma fırsatını buldum. Bu kararda da belirtildiği gibi 15.5.1987 tarihli Bakanlar Kurulu kararı- Müstedinin puanlarının yetersiz olması ve tahsisinde bulunan tüm taşınmaz malları alma olasılığı bulunmaması gerekçesi ile verilmiştir. İskân Dairesinin yaptığı hesaplamalara göre Müstedinin tahsisinde bulunan malalrın toplam puan değeri ile Güneyde bırak-tığı malalrın toplam puan değeri arasında gerçekten büyük fark vardır. Bu durumda Müsetdinin puan değerlendirmelerine karşı yaptığı itirazların ne sonuç vereceği veya Müstedinin Yasanın tanıdığı diğer olanaklarla tahsisinde bulunan malalrı alıp aalamıyacağ-ı tartışmaya açık bir konu olarak ortada durmaktadır. Bu konular yine Mahkememizin önünde bulunan Yim 1/91 sayılı başvuruda tartışılmaktadır. Kanımca dinlemiş bulunduğumuz YİM 130/87 sayılı başvuru konusunun doğru bir değerlendirmesini yapabilmek veya diğe-r bir ifadeyle Bakanalr Kurulu kararının gerekçesinin hatalı olup olmadığını saptayabilmek için öncelikle YİM 1/91 sayılı başvruyu dinleyip bir sonuca ulaştırmamız gerekirdi. Alternatif olarak iki başvuruyu birleştirerek birlikte bir karar vermemizhalinde -de adil bir sonuca ulaşmamız mümkün olabilirdi. Bu yöntemlerden ikisine de uyulmadığı için Bakanlar Kurulu kararının gerekçesinin hatalı olduğunu kesin olarak söylemenin mümkün olamdığı görüşündeyim. Bu nedenle Sayın Ergin Salâhi'nin kararında ihtilâf konu-sunun özüne ilişkin hususlarda belirtilen görüşler hakkında herhnagi birşey söylemek istemiyorum. Buna rağmen sayın Yargıcın kararında açıkladığı gibi Anayasamızın 159(1)(b) ve (3) paragrafları gereği alınan kamu yararına ayırma kararının mala el koyma vey-a malı zorla iktisap etme kararlarına benzer bir işlem odluğunu ve bu nedenle Zorla Mal İktisabı yasası kuralalrına mümkün mertebe uygun bir şekilde ihbarlar verilerek alınması gerektiği görüşüne katılırım. Önümzüdeki başvuruda bu yapılmadığı yani kamu ya-rarına ayırma kararı Resmi gazetde yeterince ilân edilip Müstediye bildirilmediği ve Müstedi bu kararı tesadüfen öğrendiği için kararın şekil yönündeen hatalı olduğu görüşündeyim. Tabiatıyle Bakanlar Kurulu bu şekil hatasını düzelterek aynı kararı tekrar a-lma yönünde gidebilir. Daha açık bir ifadeyle YİM 1/91 sayılı başvurunun sonuçlanmasından sonra Müstedinin başvuru konusu taşınmaz malı alamıyacağı ortaya çıakrsa Müstedaaleyhlerin bumalı kamu yararına ayrımasının ve Girne belediyesine çocuk parkı ve yeşil- alan olarak tahsis etmesinin mümkün ve yerinde olacağı görüşündeyim.

Metin A. Hakkı: Sayın yargıç N. Ergin Salâhi'nin hazırlamış olduğu esas hükmü daha önceden okuma fırastını buldum. 15.5.1987 tarihli ve 52 sayılı Resmi Gazetenin Ek IV Bölüm I sayfa 224-'de yayınlanan E(K-2) 238-87 sayılı Bakanalr Kurulu kararı ile müstedinin "T" cetvelinde yer alan ve b cetvelde pafta ve ahrita referansı verilen Parsel 314'ün (kısmen) KKTC Anayasasının 159. maddesinin (1)(b) ve (3). fıkrasına istianden kamu yararına ayrı-lamsı ile ilgili başvuru konusu kararın, bu karara dayanıklık een önerge ile önergeye ekli cetvelin Resmi Gazetede yayınlanmamış olması, Müsetdiye ayrı olarak ihbar verilmemesi ve yayınlanan kararda kâfi derecede veya hiçbir bilgi verilmemesinin bu kararı -şeklen hatalı kıldığı yönündeki görüşlerine ve bu yargıya varırken, bu başlık altınad serdettiği prensiplere tamamen katılmaktayım ve bu prensipleri terkrarlama lüzumunu hissetmiyorum. Ancak başvruuda bu şekilde karara varılması mümkünken sululan şahadeti-n eleştirilmesi ve ayrı oalrak konu yerin kamu yararına ayrılıp ayrılamayacağı yönündeki şahadetin değerlendirilerek bir sonuca varılamsının gerekmediği görüşünde olduğumdan bu husustaki görüşler hakında birşey söylememeyi uygun görüyorum.

N. Ergin Salâhi-: Netice olarak 15.5.1987 tarihli ve 52 sayılı Resmi Gazetenin Ek IV Bölüm I'inde yayınlanan E(K-2) 238-87 sayılı Bakanlar Kurulu kararında ve bu kararın atıfta bulunduğu önerge ve ekli cetvelinde yer alan Pafta/Harita XIX.21.E1+2'deki parsel 314'ün (kısme-n) KKTC Anayasasının 159(1)(b) ve (3). fıkralarına istianden kamu yararına ayrılması yönünde alınan kararın şekil itibarı ile sakat olup hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına, oybirliği le, karar verilir.

Sayın Yargıç N. Ergi-n Salâhi çoğunluk kararına ilâveten yukrıda değindiği gibi sözü edilen kararın hem şeklen hem de esasta sakat olduğuna ve her iki nedenle de hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi gerektiği görüşündedir.


(N. E-rgin Salâhi) (Taner Erginel) (Metin A. Hakkı)
Yargıç Yargıç Yargıç

3 Mayıs 1993





-


-15-



-


Full & Egal Universal Law Academy