Yüksek İdare Mahkemesi Numara 129/1998 Dava No 17/2000 Karar Tarihi 26.09.2000
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 129/1998 Dava No 17/2000 Karar Tarihi 26.09.2000
Numara: 129/1998
Dava No: 17/2000
Taraflar: Haydar Ay ile Maliye Bakanlığı
Konu: Sürüş ehliyetinden men kararının iptali istemi
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 26.09.2000

-D.17/2000 YİM 129/98
Yüksek İdare Mahkemesinde
Anayasanın 152.Maddesi Hakkında.
Mahkeme Heyeti:Taner Erginel,Nevvar Nolan,Gönül Erönen.

Davacı: Haydar Ay, Sarıoğlu Apt.Kat.1, Gönyeli

- - ile -

Davalı: 1. Maliye Bakanlığı vasıtasıyle KKTC
2. Maliye Bakanlığı vasıtasıyle Gelir ve Vergi Dairesi Müdürlüğü,Lefkoşa
3. Maliye Bakanlığı vasıtasıyle Motorlu Araçlar Mukayyitliği,Lefkoşa
4. Polis Genel Müdürlüğü, Le-fkoşa


A r a s ı n d a .

Davacı namına: Avukat Gülsün Yücel
Davalılar namına: Savcı Süleyman Candar.

-------------------

H Ü K Ü M

Taner Erginel:Motorlu Araçlar Mukayyitliği 5 Mayıs 1998 tarihli kararı-yla Davacının sürüş ehliyetini iptal etti. Davacı bu karara karşı önümüzdeki davayı açmış bulunmaktadır ve kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair Mahkemeden hüküm talep etmektedir.

Davaya ilişkin olgular özetle şö-yledir;
Davacı 25 yaşında mesleği tatlıcılık olan birisidir. CT 277 plakalı arabanın sahibi olan Davacının trafik suçları uzun bir liste oluşturmaktadır. 21 Ekim 1993 ile 21 Ocak 1994 tarihleri arasında işlemiş olduğu trafik suçları nedeniyle, Yol Trafi-k Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puan Yasasına göre 100 puan ceza alan Davacının sürüş ehliyeti 3 ay süreyle iptal edildi. 5 Şubat 1994 ile 2 Temmuz 1995 tarihleri arasında işlemiş olduğu trafik suçları nedeniyle yine 100 puan ceza aldı ve sürüş ehliyet-i 6 ay süreyle iptal edildi. 17 Aralık 1995 tarihinde bir kişinin ölümüne neden olan bir trafik kazası yaptı. 17.4.1996 tarihinde ise ağır hasarla neticelenen ikinci bir trafik kazası yaptı. Ölümle sonuçlanan trafik kazasında Davacı aleyhine getirilen ce-za davası 18 Kasım 1996 tarihinde sonuçlandı ve Mahkeme çeşitli para cezalarının yanı sıra Davacının sürüş ehliyetini 3 ay süreyle iptal etti. Ağır hasarla neticelenen trafik kazasında ise Davacı karşı tarafın tüm zararını tazmin etti. Bu nedenle Davacı a-leyhine ceza davası getirilmeyip sabit para cezası ödemesiyle mesele kapatıldı.

Polis Genel Müdürü 23 Mayıs 1996 tarihinde Motorlu Araçlar Mukayyit Vekiline yazdığı yazıda Davacının işlediği suçları sıraladıktan sonra Davacının trafik kurallarını ihlal e-tmeye meyilli bir mizaca sahip olduğunu, sorumsuzca hareket ettiğini belirtti ve Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün 30 (1)(a) ve (2)(a)(b) maddelerine göre sürüş ehliyetinin iptal edilmesini önerdi. Motorlu Araçlar Mukayyit Vekili uzun bir süre sonra- 24 Mart 1998 tarihinde harekete geçerek Davacıya taahhütlü bir yazı gönderdi ve Tüzüğün 30 (1)(a) ve 30(2)(a) maddelerinin uygulanarak sürüş ehliyetinin iptalinin tasarlandığını, bu karara varmadan önce Davacının arzu ederse savunmasını yapabileceğini, sö-zkonusu kararın alınmaması için 14 güne kadar sebeb gösterebileceğini bildirdi. Davacı bu ihbara yanıt vermedi. Bunun üzerine Motorlu Araçlar Mukayyit Vekili 5 Mayıs 1998 tarihli kararıyla Davacının sürüş ehliyetini iptal etti. Bu kararda şöyle denmekted-ir.

"devamlı surette süratli araç kullanmayı alışkanlık haline getirdiğiniz ve trafik kurallarını ihlal etmeye meyilli bir mizaca sahip olmanız nedeni ile motorlu araç sürmeniz kamu güvenliği açısından tehlike yaratmaktadır. Bu nedenlerle adınıza düzenle-nen 077358 sıra numaralı sürüş ehliyetinizin geçerliliğinin, Değiştirilmiş Şekliyle 1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün 30(1)(a)ve 30(2)(a) maddeleri uyarınca bugünden itibaren iptal edilmesine karar verilmiştir."


Motorlu Araçlar Mukayyitliğini-n kararını savunan Savcıya göre karar tüzüğün verdiği yetkiye dayanarak alınmıştır ve yerinde bir karardır.

Sözkonusu Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün ilgili maddeleri şöyledir;
"Sürüş Ehliyetinin İptali Taliki v.s.
30.(1) Mukayyit, takdir yetkisi-ni kullanmak suretiyle ve (2)'nci fıkra hükümlerine tabi olmak şartıyla ilgili hususta alacağı bir kararla aşağıdakileri yapabilir.
Her hangi bir sürüş veya öğrenci
ehliyetini veya geçici ehliyetin
geçerliliğini iptal ve talik
edeb-ilir;

.................................

İptal ve Talik İle İlgili Karar.
30. (2)(a) Mukayyit her hangi bir sürüş ehliyetinin geçerliliğini iptal veya talik etmeden veya bu gibi her hangi bir ehliyet verilmesi için sunulan bir dilekçeyi reddetmeden önce- tasarlanmakta olan karar gerekçesini ilgili şahsa gerek şahsen gerekse bilinmekte olan son posta adresine gönderilecek mektupla yazılı olarak tebliğ eder ve aynı tebligatta kendisini bu tebligat tarihinden on dört güne kadar bu kararın alınmaması için seb-ep göstermeğe davet eder. Yukarıda söz konusu on dört günlük mühletin sona ermesinden sonra Mukayyit, gösterilen sebepleri mümkün mertebe en erken bir zamanda incelemeğe veya bu mühletin her hangi bir sebep gösterilmeden geçmesi üzerine ehliyetin iptal ve-ya taliki veya sunulan dilekçenin reddi hakkında mümkün mertebe en erken bir zamanda kesin bir karar almağa ve bunu ilgili şahsa bildirmeğe mecburdur."


Görüleceği gibi Tüzüğün 30 (1)(a)paragrafı Mukayyide bir kişinin sürüş ehliyetini iptal veya talik et-me yetkisi vermiştir. 30(2)(a) paragrafta ise iptal prosedürü belirtilmiştir. Tüzüğün bu iki maddesi ilk bakışta verilen kararın tüzüğe uygun yerinde bir karar olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Buna rağmen akla ciddi sorular geliyor.

İlk soru kararın- gerekçesinden kaynaklanmaktadır. Davacının sürüş ehliyetinin iptal gerekçesi süratli araç kullanmayı alışkanlık haline getirmesi, trafik kurallarını ihlal etmeye meyilli bir mizaca sahip olması ve motorlu araç sürmesinin kamu güvenliği açısından tehlike y-aratmasıdır. Acaba tüzük bu gerekçelerle Mukayyidin bir kişinin sürüş ehliyetini iptal etmesine olanak veriyor mu?

Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünü incelediğimizde hangi gerekçe ile sürüş ehliyetinin iptal edilebileceğini gösteren bir ifadeye ras-tlamıyoruz. 30(1) maddede "Mukayyit takdir yetkisini kullanmak suretiyle" deniyor.

İlginç olan husus tüzükte başka amaçlar için gerekçeler belirtilmiş olmasıdır.
Tüzüğün 30 (2)(b) paragrafı şöyledir:
"(b) Mukayyit, yukarıdaki (a) bendinin ihtiva etti-klerine bakmaksızın, bir sürüş ehliyeti sahibinin sağlık durumunun kötüleşmesi veya motorlu araç sürmesini amme güvenliği için tehlikeli yapabilecek bir hastalık veya bedeni sakatlıktan muzdarip olması nedeniyle bir sürüş ehliyetinin geçerliliğini derhal i-ptal veya talik edebilir. Mukayyit böyle bir durumda bu husustaki kararını vakit geçirmeden ehliyet sahibine tebliğ etmeğe ve kendisine güvenlik içinde sürüş yapmağa muktedir olduğunu gösteren bir sağlık raporu ibraz etmekle bu gibi karara karşı çıkmak ha-kkına sahip olduğunu da bildirmeğe mecburdur. Ehliyet sahibi, bu amaçla 28. maddenin 4. fıkrasında gösterilen hastalık ve bedeni sakatlık durumları hariç, motorlu araç sürüş kabiliyeti veya münasipliği hakkında sağlık muayenesine tabi tutulmasını talep ed-ebilir. Ehliyet sahibi bu gibi muayeneyi geçmesi halinde iptal veya talik edilmiş ehliyet kendisine iade edilir."


Tüzüğün 30(2)(b) paragrafında iki gerekçe yer alıyor. Bu gerekçeler ehliyet sahibinin a) Sağlık durumunun kötüleşmesi b) Amme güvenliği içi-n tehlike arzedecek bir hastalık ve bedeni sakatlık halidir.Ne var ki bu gerekçeler tüzükte iptal gerekçesi değil 14 günlük sürenin beklenmemesi için belirtilmiş gerekçelerdir. Yukarıdaki durumlardan birinin gerçekleşmesi halinde Mukayyit 14 günlük savunma- süresini beklemeden derhal sürüş ehliyetini iptal etme yönüne gidebilir. Şüphe yok ki bu gerekçelerle iptal kararı vermesi halinde ehliyeti iptal edilen kişi sağlık raporu alarak karara karşı çıkabilir ve daha sonra Yüksek İdare Mahkemesine başvurabilir.-
Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğü 30(1) ve 30(2)(a) paragraflarında 14 gün beklenerek uygulanacak genel bir iptal yöntemi ile 30(2)(b) paragrafında beklemeden uygulanacak daha süratli bir iptal yöntemi düzenlenmiştir. Acaba 30(2)(b)'nin uygulanmadığ-ı genel iptal yönteminde hangi gerekçe ile bir kişinin sürüş ehliyeti iptal edilebilir? Tüzükte genel iptal yöntemi için bir gerekçe belirtilmediğine göre Mukayyit herhangi bir gerekçe ile bir kişinin sürüş ehliyetini iptal edebilir mi?

Üzerinde durulma-sı gereken ikinci önemli husus tüzükte Mukayyidin takdir yetkisini kullanarak sürüş ehliyetini iptal veya talik edebileceğinin belirtilmesidir. "Talik" erteleme anlamına gelir. Buna göre Mukayyidin bir kişinin sürüş ehliyetini uygun göreceği bir süre erte-leme yetkisi vardır. Mukayyidin sürüş ehliyetini kaç kez talik edebileceği hususunda bir sınırlama yoktur. Bu durumda Davacıya ilişkin konu gündeme gelince Mukayyidin takdir yetkisini kullanarak belli bir süre sürüş ehliyetini talik etmeyi tercih etmesi -ve ömür boyu iptal etmeyi en son çare olarak düşünmesi daha doğru olmaz mı idi? Mukkayidin kararında belirttiği gerekçelerle sürüş ehliyetini iptal etmesi doğru ise hangi gerekçelerle talik etmesi sözkonusu olacaktır?

Mahkemelerin bir sürüş ehliyetini i-ptal ederken ne kadar titiz davrandığını biliyoruz. Özellikle mesleğini icra için sürüş ehliyeti kullanmak zorunda olan bir kişinin ehliyetinin 3 ay veya 6 ay iptal edilmesi bile uzun tartışmalara ve istinaflara neden olmaktadır. Mahkemelerin bu kadar ti-tizlikle ve ihtiyatla kullandıkları bir yetkiyi Mukayyidin bir çırpıda bu kadar aşırı bir şekilde kullanması doğru mu?

Üzerinde durulması gereken üçüncü husus yasaların Mahkemelere verdiği yetki ile Mukayyide verdiği yetkinin sınırını ayırmaktadır. Mahke-me sürüş ehliyeti iptal yetkisi veren 21/74 sayılı Motorlu Araçlar Yol Trafik Yasasının 19(1) maddesi şöyledir.

"19.(1) Bu Yasa veya bu yasa gereğince yapılan Tüzük veya motorlu araç kullanılması ile ilgili başka herhangi bir Yasa hükmüne aykırı olarak i-şlenmiş suç için mahkumiyet kararı veren herhangi bir Mahkeme, mahkumu ayrıca her ilgili meselede kendi takdirine göre karar vereceği bir süre için motorlu araç sürüş ehliyeti sahibi olma veya alma hakkından da mahrum edebilir."


Yasaya göre bir kişi suç- işlediğinde Mahkeme verdiği cezaya ek olarak o kişiyi sürüş ehliyeti kullanmaktan veya sürüş ehliyeti almaktan menedebilir. Şüphe yok ki Mahkeme bu kararı verirken Sanığın sabıkalarını ve tekrar suç işleme eğilimini dikkate alacaktır. Halbuki önümüzdeki- olayda Davacının sabıkalarını ve suç işleme eğilimini Mukayyit dikkate almıştır. Mukayyit, Mahkemenin dikkate alacağı hususları dikkate alarak Mahkemenin verebileceği karardan çok daha ağır bir karar vermiştir. Şu halde Mahkemenin yetkileri ile Mukayyid-in yetkilerini ayırmak bu davanın en önemli tartışma konusudur.

Davacının sürüş ehliyeti 21 Ekim 1993- 21 Ocak 1994 ve 5 Ocak 1994 - 2 Temmuz 1995 olmak üzere iki kez 100 puanı doldurması nedeniyle 3 ve 6 aylık sürelerle iptal edilmiştir. Bu devrelerde -Davacının işlediği suçlar Yol Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puan Yasasına göre cezalandırılan sürat türünden nisbeten önemsiz suçlar idi. Sanığın işlediği önemli iki suçta ise soru işaretleri bulunmaktadır. Davacı avukatı ölümle sonuçlanan suçta -kazanın ölen kişinin sarhoş olması nedeniyle meydana geldiğini taraflar arasındaki tazminat davasında tarafların ölen kişinin %80 kusuru olduğu hususunda anlaştıklarını, ceza davasında Mahkemenin bu hususu dikkate aldığını ve bu nedenle Davacıya sadece par-a cezası verip sürüş ehliyetini 3 ay süreyle iptal etmekle yetindiğini söylemiştir. Davacının hasarla sonuçlanan kazası ise tüm hasarı Davacının tazmin etmesi nedeniyle Mahkemeye intikal etmemiş ve Davacı sabit ceza ödeyerek bu suçun cezasından kurtulmuşt-ur. Görüleceği gibi Davacının en ciddi suçu adam öldürme suçudur ve Mahkeme bu suçta kararını vererek Davacının ehliyetini sadece 3 ay süreyle iptal etmiştir. Böyle bir tablo karşısında Mukayyit Vekilinin çok daha ileri giderek Davacının ehliyetini ömür -boyu iptal etmesi doğru mu? Acaba Tüzüğün 30(1)(a) ile 30(2)(a) maddeleri Mukayyide Mahkemenin ceza davasında dikkate aldığı hususları dikkate alarak Mahkemenin vereceği cezadan daha ağır ceza verme yetkisi veriyor mu?

Mukayyide yetki veren Tüzüğün ya-pılmasına olanak sağlayan 40/76 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Kanununu Değiştiren Yasanın 5. maddesi şöyledir.

"5. Bakanlar Kurulu, aşağıdaki maksatların tümü veya herhangi biri için Tüzük yapabilir:
Motorlu araçların ve romörkerlerin imal, büyüklük, ağı-rlık, şekil, teçhizat, tesisat ve sair takımlarını düzenlemek ve bunların kullanılış şartlarını genel olarak saptamak;
Bu Kanunun Ek'inin Kısım II'sinde gösterilen harçların ödenmesini, sürüş ehliyeti verilmesini,bu gibi ehliyetlerin verilmesi için kişiler-in tabi tutulacağı imtihanları düzenlemek; sürüş ehliyeti almak için asgari yaş ile gerekli evsafı saptamak sürüş ehliyetlerinin taşınması, işaretlenmesi, iptali, geçici olarak durdurulması ve iadesi ile ilgili hususları düzenlemek ve sürücülerin takması v-e giymesi gerekli olabilen nişan ve üniformaları saptamak;"


40/76 sayılı yasa Bakanlar Kuruluna sürüş ehliyeti verilmesi ve diğer çeşitli konularda tüzük yapma yetkisi vermiştir. Mahkemeye sürüş ehliyetinden mahrum etme yetkisi veren 21/74 sayılı Motorl-u Araçlar Yol Trafik Yasası bir ceza yasasıdır ve 19(1) maddesinde Mahkemeye Sanığa verilecek cezaya ek önlem alma yetkisi vermiştir. 40/76 sayılı Yasa ise Yönetim Hukuku alanında bir yasadır. 5'nci maddenin söz ettiği iptal ile 19(1) maddenin söz ettiği- sürüş ehliyeti sahibi olmaktan mahrumiyet cezası arasında sürücünün menfaatleri açısından fark olmadığını düşünebiliriz. Ancak iki kararın gerekçeleri ve mahiyeti birbirinden farklıdır.

40/76 sayılı yasanın 5. maddesinde belirtilen "iptal" yönetsel bir- işlemdir. Bu maddeyi ve onun altında yapılan Tüzüğü doğru uygulayabilmek için alınan kararın yönetsel bir karar olduğunu titizlikle göz önünde bulundurmamız gerekir. Mukayyidin yetkisi diğer herhangibir yönetsel kararı geri almaktan farklı olmamalıdır. - Örneğin Mukayyit "ben sana sürüş ehliyeti verdim. Bu hususlar daha önce ortaya çıkmış olsaydı sürüş ehliyetini vermeyecektim, bir hata oldu düzeltiyorum" diyebilir. Mukayyit yeni koşullarda o kişinin sürüş ehliyeti imtihanında başarılı olamayacağını var-sayarak ehliyeti geri alabilir. Mahkemenin yetkilerine müdahale etmemek için Mukayyidin başvurabileceği en güvenli yol o kişiyi yeniden imtihana davet etmek veya konuyu bu çerçevede değerlendirmektir.

Tüzükte 30(2)(b) paragrafta yer alan a) ehliyet sahi-binin sağlık durumunun kötüleşmesi b) amme güvenliği için tehlikeli bir hastalık veya sakatlıktan muzdarip olma gibi gerekçeler yönetsel bir kararda dikkate alınabilecek gerekçelerdir. Tüzük genel iptal yöntemi olarak düzenlediği 30(1) ve 30(2)(a)da buna -benzer gerekçeler belirtebilirdi. Böyle gerekçelerin belirtilmemiş olması Tüzük açısından bir eksikliktir. Bu eksiklik kendi başına tüzüğün işlerliğini ortadan kaldırmaz. Ancak gerekçe belirtilmemiş olması herhangi bir gerekçe ile ehliyetin iptal edilebi-leceği anlamına gelmez. Herhalükârda Mukayyidin yönetsel bir kararın geri alınmasında göz önünde bulundurulabilecek gerekçelerin dışına çıkabileceği ve bir ceza davasında Mahkemenin dikkate alabileceği gerekçelerle karar verebileceği anlamına gelmez.

So-nuç olarak kararda yer alan Davacının süratli araç kullanmayı alışkanlık haline getirmesi, trafik kurallarını ihlâl etmeye meyilli bir mizaca sahip olması ve kamu güvenliği açısından tehlike yaratması gerekçelerinin bir ceza davasında Mahkemenin sürüş ehli-yetine ilişkin önlem alırken dikkate alacağı gerekçeler olduğu kanısındayız. Bu nedenle Mukayyit Vekilinin yönetsel karar sınırları dışına çıktığı ve hem gerekçesi hem de sonucu itibarıyle ceza hukuku alanına giren bir karar verdiği sonucuna varıyoruz.
-
Bu nedenlerle Mukayyit Vekilinin aldığı 5 Mayıs 1998 tarihli karar yasaya ve tüzüğe aykırı bulunur ve iptal edilir. Masraflar için emir verilmez.




Taner- Erginel Nevvar Nolan Gönül Erönen
Yargıç Yargıç Yargıç


26 Eylül, 2000
-1


11



-


Full & Egal Universal Law Academy