Yüksek İdare Mahkemesi Numara 124/1996 Dava No 4/2001 Karar Tarihi 23.03.2001
Karar Dilini Çevir:
Yüksek İdare Mahkemesi Numara 124/1996 Dava No 4/2001 Karar Tarihi 23.03.2001
Numara: 124/1996
Dava No: 4/2001
Taraflar: Mehmet Ekener ile Ekonomi ve Maliye Bak.
Konu: Emeklilik talebi.....
Mahkeme: YİM
Karar Tarihi: 23.03.2001

-D.4/2001 YİM 124/96
YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Seyit A. Bensen.
Davacı: Mehmet Ekener, Müteveffa Tuncer Ekener Terekesi İd-are Memuru sıfatı ile, Mağusa (Tadil edilen ünvan)
-ile-
Davalılar: 1. Ekonomi ve Maliye Bakanlığı, Lefkoşa 2. Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanlığı, Lefkoşa

A r a s ı n d a.
Davacı namına: Avukat Göksel Şefik
Davalılar namına:- Başsavcı Yardımcısı Muavini
Müjgan Irkad.


--------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı: Davacı, 17/7/1996 tarihinde, Anayasanın 152. maddesine istinaden Yüksek İdare Mahkemesi olarak oturum yapan Yüksek Mahkemede Davalılar aleyhine do-syaladığı yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen dava ile Mahkemeden aynen aşağıdaki şekilde karar talep etti:

"(A)Müstedaaleyhin Müstedi avukatına hitaben
gönderdiği 25.6.1996 gün ve E.M.B. 42/79 sayılı
yazısında ifadesini bulan ve Müstedi'nin e-meklilik
ile ilgili talebini reddeden kararının yasal
mesnetten yoksun ve keyfi alındığı cihetle herhangi
bir sonuç doğuramayacağı doğrultusunda bir emir;

(B) Müstedaaleyh No.2'nin 28.7.1988 gün ve P/C.2219
sayılı yazısında ifadesini b-ulan ve Müstedi'yi
2.8.1988 tarihinde atayan kararının batıl olduğu
cihetle herhangi bir sonuç doğuramayacağı
doğrultusunda bir emir;




(C) Müstedaaleyhlerin Müstedi'ye 8/85 sayılı yasa
ile tadil edilen 22/84 sayılı yasanın yürürlü-kte
olduğu süreler dahilinde tayin vermemelerinin
yapmamaları gereken bir işlem olduğu zımnında bir
emir ve

(D) İşbu dava masraflarının Davalılara tahmili"

Mezkûr davanın Davalılara tebliğini müteakip Davalılar 8/11/1996 tarihinde ön iti-raz da içeren bir Müdafaa Takriri dosyalamışlardır. Davalılar iptidaî itirazlarında Davacının 2/8/1988 tarihinden itibaren Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından
2. derece sanatkâr atandıktan sonra atanma tarihinin Davacının bilgisine geldiğini, dolayısıyle b-u tarihte bir hata varsaydı bunun 75 gün içerisinde Yüksek İdare Mahkemesi nezdinde dava konusu yapılması gerektiğini, Davacı sözü edilen 75 günlük süre içerisinde Mahkemeye müracaat etmediğinden hak düşürücü süreyi geçirmiş olduğunu, dolayısıyle bu davanı-n daha ileri gitmeden iptal edilmesi gerektiğini öne sürdüler.

Davanın talimatı 21/11/1996 tarihinde gerçekleşmiş, duruşması ise muhtelif nedenlerle müteaddit tehirlerden sonra ancak 17/1/2001 tarihinde ele alınabilmiş ve dava karar için Mahkemece bilamü-ddet ertelenmiş durumdadır. 17/1/2001 tarihinde dava duruşma olarak ele alındığında, taraflar aralarında olgularla ilgili ihtilâf olmadığını Mahkemeye beyan etmişler dava ile ilgisi olan 10 adet evrak veya belgeyi de karşılıklı muvafakat çerçevesinde Mahk-emeye ibraz ederek müşterek olarak davanın olgularını da Mahkemeye bildirip hitabelerini yapmışlardır. Karşılıklı mutabakat çerçevesinde tarafların Mahkemeye aktardığı ve bu davanın kökeninde yatan ihtilafsız olgular aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

22/-84 sayılı Geçici Personelin Kadrolanması (Özel Kurallar) Yasası 31 Mayıs 1984 tarihinde yürürlüğe girdi. (Bak: Resmi Gazete Sayı 54, Ek 1, sayfa 529) Sözü edilen Yasa bilahare 36/84, 37/84 ve 8/85 sayılı Geçici Personelin Kadrolanması (Özel Kurallar) (De-ğişiklik) Yasaları ile tadil olundu. 36/84 ve 37/84 sayılı Yasalar tarih itibarı ile Esas Yasanın yürürlüğe girdiği 31 Mayıs 1984 tarihinden başlayarak yürürlüğe konurken, 8/85 sayılı Yasa 8 Şubat 1985 tarihinden itibaren yürürlüğe kondu.

Bu yasala-rın amacı 22/84 sayılı Esas Yasanın 3. maddesine göre

". . . . kamu hizmetlerinin, mevcut düzeni bozmadan
düzenli, süratli, etkin, verimli ve ekonomik bir
şekilde yürütmesi için, geçici personeli süratle
güvenceye kavuşturmaktır-." (underline supplied).


Burada değinilmesi yararlı olur ki, sözü edilen bu Yasalar emeklilik ile ilgili herhangi bir hüküm içermemektedir.

Davacı, 1975 yılında Su İşleri Dairesinde geçici statüde ambar emini olarak görev ifa ederken, kitabet hi-zmetleri sınıfında gösterildi. Davacı geçici statüde göreve devam ederken yukarıda sözü edilen yasalar yürürlüğe kondu. Sözü edilen Yasalar uygulamaya konurken tüm Devlet daireleri geçici personel listelerini tanzim ederek Maliye Bakanlığına bildirecek, -Maliye Bakanlığı da bunları toparlayarak gerekli atamaları yapmak için Kamu Hizmeti Komisyonuna gönderecekti. Kamu Hizmeti Komisyonu, 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasası hükümlerini de gözönünde bulundurarak listeleri inceleyip ilgili mevkilere atanacak k-işilerin haiz oldukları evsafı denetleyip, mevcut mevkilere aranan evsafa haiz olduklarını tesbit ettiği kişileri kamu hizmetinde göreve atamakla yükümlü idi. Mevzuata göre bir mevkiye atanacak kişiye, mevzuatta aranan niteliklere haiz olduğu Kamu Hizmeti- Komisyonunca tesbit edildikten sonra atama teklif edilir, ilgili kişi teklifi kabul eder ve akabinde atanması yapılırdı. Atanan kişiler mevzuat uyarınca önce muvakkat statüde mevzuatın öngörüldüğü süre görev yapar, bilahare muvazzaf olarak atanırlardı. -Bu şekilde o tarihlerde Devlet kadrolarında geçici statüde görev yapan takriben 3500 kişi kadrolandı, ki bunların büyük bir çoğunluğu 26/10/1984 tarihinde bir kısmı da 8/85 sayılı tadilât yasası yürürlüğe girdikten sonra 29/3/1985 tarihinde kadrolandı.

G-eçici Personelin Kadrolanması (Özel Kurallar) Yasası yürürlüğe girdiğinde Davacı ilgili tarihte Su İşleri Dairesinde görev yapması hasebi ile Dairesi tarafından Maliyeye giden listede adının yer alması gerekirken adı listede yer almadı, bu sebeple Maliyede-n Kamu Hizmeti Komisyonuna giden listelerde de ismi yer almadı. İlgili tarihte görev yapan Su İşleri Dairesi Müdürü bu hatayı 2/8/1984'de fark etti ve Davacının ismini de hatayı giderecek şekilde hazırlayıp 2. bir listeye koyup Maliyeye bildirdi. Ancak -Maliye bu 2. listeyi de Kamu Hizmeti Komisyonuna iletmedi. 22/84 sayılı esas Yasanın 11. maddesi, Yasa uyarınca yapılacak atama işlemlerinin Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak 5 ay içinde yapılmasını öngörmekte ve bu sürenin bitiminden sonra he-rhangi bir atanma işlemi yapılmasına cevaz vermemektedir. Buna göre ilgili kişilerin
31 Mayıs 1984 ile en geç 31 Ekim 1984 tarihine kadar atanmaları gerekmekte idi. Bu süre, 8/85 sayılı Yasanın 3. maddesindeki tadilât ile 1 Nisan 1985 tarihine kadar uza-tıldı. Buna rağmen Maliye Bakanlığı Davacının ismini gerekli atama yapılmak üzere Kamu Hizmeti Komisyonuna hiç bir zaman göndermedi. Maliye Bakanlığı 8/85 sayılı Tadilât Yasası geçtikten sonra hazırladığı listeleri Kamu Hizmeti Komisyonuna gereği için gö-nderirken Davacının ismi yine bu listede yer almadı.

Davacı bunun akabinde 24/4/1985 tarihli bir yazı ile hem Maliye Bakanlığına, hem de Kamu Hizmeti Komisyonuna çare için başvurdu. 16 Mayıs 1985'de Kamu Hizmeti Komisyonundan aldığı yanıt ile 22/84 sa-yılı Yasa kapsamında birisi olmasına ve atanmaya hak kazanmış olmasına rağmen, Kamu Hizmeti Komisyonuna ulaştırılan listelerde isminin yer almaması nedeni ile atanamadığı kendisine bildirildi. Davacı akabinde hak aramak için 4/9/1985 tarihinde Maliye Baka-nlığına başvurdu ancak olumlu yanıt alamadı. Davacı bilahare Yüksek İdare Mahkemesi nezdinde Ekonomi ve Maliye Bakanlığı aleyhine YİM 173/85 sayılı bir dava açarak hakkını arama yönüne gitti. Sözü edilen dava 26/11/1987 tarihinde Davacının lehine neticel-endi. (Bak: YİM 173/85 Dağıtım 53/87.) Sözü edilen davada Yüksek İdare Mahkemesi inter alia aynen şöyle dedi:

"Konu kadro yasaları yürürlükten kaldırmış olmasına
rağmen idarenin bir ihmali söz konusu olduğu cihetle
bu yasaların müstedinin görevde -bulunduğu ve kadro-
lanmaya hak kazandığı tarihlerdeki cari mevzuata
yani diğer bir değişle bu kadro yasalarının
yürürlükte olduğu şekli ile uygulanması ve onun
kadrolanması yoluna gitmesi gerekirdi. Bu yapılma-
dığı cihetle başvuru konusu yan-ıtta ifadesini bulan
kararın doğru bir idari karar olduğu söylenemez."

Bu Mahkeme kararından sonra Davacıya 11 Temmuz 1988 tarihinde Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından atama teklif edildi. Davacı bunu 18 Temmuz 1988 tarihinde kabul etti ve Emare 2
28 -Temmuz 1988 tarihli yazı ile, 2 Ağustos 1988 tarihinde muvakkat statüde kadrolanmasını müteakip önümüzde Emare 10 olarak duran 26 Eylül 1990 tarihli yazı ile 1/10/1990 tarihinden itibaren muvazzaf olarak atandı. Davacı yaş haddinden 31/1/1996 tarihinde de- emekli oldu.

Yukarıdaki tarihlerden görülebileceği gibi Davacı 31/1/1996 tarihinde emekli olurken atanmış olduğu tarihten sonra 10 yıl fiili hizmeti yoktu, bu nedenle sadece ikramiye aldı, kendisine herhangi bir emeklilik maaşı ödenmedi. Tadil olunmuş -şekli ile o gün yürürlükte bulunan 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 48. maddesine göre Davacı 2/4/1985 tarihinden önce kadrolanmış olsaydı 10 fiili yılını, yaş haddinden emekli olurken doldurmuş, dolayısı ile emeklilik maaşı almaya hak kazanmış olacaktı. -Davacı emekli maaşını alamayacağını öğrenince Mahkeme önünde emare 5 olarak duran yazı ile Avukatı vasıtası ile 28/2/1996 tarihinde Maliye'ye dilekçe yapıp kendisine hakkı olan emeklilik maaşı verilmesini talep etti, ancak bu müracaatı reddedildi. Emeklil-ik mevzuatı uyarınca kamu hizmetine 2/4/1985'den önce atananlar, 10 fiili hizmet yılı ile emekliye ayrılıp emeklilik maaşını alma hakkına haiz iken, 2/4/1985 ile 1/7/1987 arasında atananlardan aynı menfaat ile 15 yıl fiili hizmet, 2/7/1987 tarihinden sonra- atananlar için ise 25 fiili hizmet yılı aranır ki bu rakamların dayanağını da 26/77 sayılı Emeklilik Yasası teşkil eder. Neticede Davacı kendisine atfedilebilecek herhangi bir kusur olmadığı cihetle ve hataların tümünün Davalılardan kaynaklandığını göz ö-nünde bulundurarak hakkını temin ve uğradığı haksızlığı gidermek için önümüzdeki davayı açtı. Önümüzdeki emarelere göre Davacı 24/9/1996 tarihinde davanın ikamesinden sonra vefat etti ve davayı terekesine İdare Memuru olarak atanan şahıs ileri götürüp son-uçlandırma yönüne gitti. Davanın bu kadar uzamasının bir nedeni de Davacının açmış olduğu davadan sonra vefat etmiş olması ve bunun sonucu olarak dava ünvanında mevzuat gereği yapılması gereken tadilâtların yapılmasının zaman kaybına neden oluşundandır.
-
Dava nihayetinde Mahkemeye yaptığı hitabesi esnasında Savcı, davanın esasında Davacının haklı olduğunu teslim etmiş, ancak yasal olarak kendilerinin haklı olduğunu çünkü Davacının kadrolandığı tarih ile emekli olduğu tarih arasında 10 fiili hizmet yılı o-lmadığını söylemiş ve bilhassa iptidaî itiraz muvacehesinde davanın iptal edilmesi gereği üzerinde durmuştur.

Davayı karara bağlamak için olgular üzerinde daha fazla yorum yapmaya gerek yoktur. Olgulara bakıldığında Davacının şahsına hiçbir kusur atfedi-lemeyecek bir durumda olduğu ve ilgili Yasaların kendine verdiği hakların Davalılar tarafından gasp edildiği veya gasp edilmeye çalışıldığı ortadadır. Bu durumda Davalıların iptidaî itirazlarına itibar edip Davacının davasını hak düşürücü 75 gün geçtikten- sonra ikame ettiği iddiasını benimsememize bence olanak yoktur. Gerçek şudur ki, 22/84 sayılı Yasanın 11. maddesi, Davacının hakkı olan kadrolanma işlemlerinin en geç Yasa yürürlüğe girdikten sonra 5 ay içinde yani yasa yürürlüğe 31 Mayıs 1984 tarihinde- girdiğine göre
31 Ekim 1984 tarihine kadar tamamlanmasını öngörmekte idi. Bir an için Davacının bu 5 ay içinde kadrolanmadığı gerçeğini anlayışla karşılasam bile (ki karşılayamam) Davacının yine 8/2/1985 tarihinde yürürlüğe konan 8/85 sayılı Tadilât Yas-ası uyarınca 1/4/1985'e kadar kadrolanması gerekmekte idi. Bunun yapılmaması, Yasa hükümlerine idarece uyulmadığı gerçeği bir yana, Yüksek İdare Mahkemesinin YİM 173/85 sayılı Mahkeme kararına da Davalıların harfiyen uymadığı gerçeğini değiştirmez. Yükse-k İdare Mahkemesi sözü edilen kararında yukarıda alıntı yapılarak gösterildiği gibi:

"..... idarenin bir ihmali söz konusu olduğu cihetle
bu yasaların Müstedinin görevde bulunduğu ve
kadrolanmaya hak kazandığı tarihlerdeki cari
mevzua-ta, yani diğer bir deyişle bu kadro yasala-
rının yürürlükte olduğu şekli ile uygulaması ve
onun kadrolanması yönüne gitmesi gerekirdi" demişti.

Davacının kendi gibi aynı durumda olan takriben 3500 kişinin kadrolandığı, ya 26/10/1984 veya 2-9/3/1985 tarihinde kadrolanması gerekirdi. Davacı YİM 173/85 sayılı Mahkeme kararına uygun olarak bu iki tarih arasında kadrolanmış olsaydı (2/8/1988 tarihi yerine), emekli olduğu tarihte 10 fiili hizmet yılını tamamlamış olacaktı ve hakkı olan emeklilik -maaşına da hak kazanmış olacaktı. Davacının hatalı atanma tarihinde hiçbir kusuru yoktu. Davalıların bu davada sergilediği hatalar affolunamaz ve 75 günlük hak düşürücü sürenin de bu durumda Davacı aleyhine çalışması bence söz konusu olamaz. Anayasamızı-n 152(5) maddesine göre Yüksek İdare Mahkemesi kararları idareyi bağlar ve idare, aleyhine verilen kararlara uyup onları harfiyen uygulamak zorundadır. Buna ilâveten Anayasamızın 136(3) maddesinin son 2 cümlesi aynen şöyle kaleme alınmıştır:

"Yasam-a ve Yürütme organları ile Devlet
Yönetimi makamları, mahkeme kararlarına
uymak zorundadır. Bu organ ve makamlar,
mahkeme kararlarını hiçbir surette
değiştiremez ve bunların yerine getiril-
mesini geciktiremez."

Bu dava-da bu Anayasal hükümlere idarenin uyduğu söylenemez. İdare sadece yukarıda gösterildiği gibi ilgili Yasa hükümlerine uymamakla kalmamış, Davacı lehine verilen YİM 173/85 sayılı Mahkeme kararına da harfiyen uymamış ve Anayasanın 136 ve 152. maddelerini de -göz ardı etmiştir. Netice olarak Talep Takriri mucibince Davacıya talep ettiği kararların verilmesi gerekir görüşündeyim. Bir başka deyişle:

Davalıların, Davacı avukatına gönderdiği 25/6/1996 gün ve E.M.B 42/79 sayılı yazıda ifadesini bulan ve Davacının- emeklilik ile ilgili talebini reddeden kararın yasal mesnetten yoksun ve keyfi alındıği cihetle herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi,

2.Davalı 2'nin 28/7/1988 tarihli ve P/C 2219 sayılı yazısında ifadesini bulan ve Davacıyı 2/8/1988 tarih-inde atayan kararın batıl olduğu ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına karar verilmesi,

Davalıların Davacıya, 8/85 sayılı Yasa ile tadil edilen
22/84 sayılı Yasanın öngördüğü süreler dahilinde tayin
vermemelerinin, yapmamaları gereken bir ihm-al olduğuna karar
verilmesi,

- gerekir görüşündeyim.

-Nevvar Nolan: Tuncer Ekener 1975'de Bakanlar Kurulu kararı ile
kadro fazlası olarak Su İşleri Dairesinde göreve başladı. 22/84
sayılı Geçici Personelin Kadrolanması (Özel Kurallar) Yasası 31
Mayıs 1984 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak ayni tarihte yürü-rlüğe girdi. 22/84 sayılı bu Yasanın amacı, Yasanın 3. maddesinde, geçici personeli süratle güvenceye kavuşturmaktır diye ifade edildi. Bu Yasa altında, yine Yasada belirtilen kurallar çerçevesinde, her daire kendisine bağlı görev yapan geçici personelin l-istesini Maliye Bakanlığına sunacak, Maliye Bakanlığı listeleri Kamu Hizmeti Komisyonuna gönderecek, Kamu Hizmeti Komisyonu da Yasada öngörülen nitelikleri haiz olanları Yasaya ekli cetvellerde gösterilen kadrolara atayacaktı. Yasanın 11. maddesi de bu Yas-a uyarınca yapılacak atama işlemlerinin Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak beş ay içinde tamamlanmasını öngörmekteydi.

Geçici personelin Yasaya ekli cetvellerde gösterilen kadrolara Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından atanabilmesi için Maliye Ba-kanlığının Kamu Hizmeti Komisyonuna gönderdiği listelerde Tuncer Ekener'in ismi yer almadı. Su İşleri Dairesi Müdürü, dairesinde görev yapan geçici personelin kadrolanması için Maliye Bakanlığı tarafından Kamu Hizmeti Komisyonuna gönderilen listede, Tuncer- Ekener'in ismi dahil, bazı eksiklikler olduğunu görerek Maliye Bakanlığına 2 Ağustos 1984 tarihli bir yazı gönderdi ve kadrolanması gereken ancak listede görülmeyen personelin isimlerini bildirdi. Maliye Bakanlığı, Su İşleri Dairesi Müdürünün 2 Ağustos 19-84 tarihli yazısına rağmen Tuncer Ekener'in ismini Kamu Hizmeti Komisyonuna bildirmedi.

Geçici personelin kadrolara atanma işlemleri 22/84 sayılı Yasanın öngördüğü beş aylık süre içerisinde tamamlanamadı; bunun üzerine 22/84 sayılı Yasanın 11. maddesi 8/8-5 sayılı Geçici Personelin Kadrolanması (Özel Kurallar) (Değişiklik) Yasası ile değiştirildi ve kadrolara atama işlemlerinin tamamlanması için süre 1 Nisan 1985 tarihine kadar uzatıldı. 8/85 sayılı Değişiklik Yasası ile uzatılan süre dolmadan, Su İşleri D-airesi Müdürü, Tuncer Ekener isminin Kamu Hizmeti Komisyonuna gönderilen listelerde yine yer almadığını saptadı ve Maliye Bakanlığına bir yazı daha yazarak dairesinde çalışan ve kadrolanması gereken ancak isimleri Kamu Hizmeti Komisyonuna gönderilen listel-erde yer almayan geçici personelinin isimlerini yeniden verdi. Su İşleri Dairesi Müdürünün tüm yazılarına rağmen Maliye Bakanlığı Tuncer Ekener ismini Kamu Hizmeti Komisyonuna bildirmedi, bu nedenle de Tuncer Ekener'in Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından bir- kadroya atanması gerçekleşmedi. Tuncer Ekener'in 22/84 sayılı Yasada aranan nitelikleri haiz olduğu ve Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından atanmasına bir engel bulunmadığı teslim edilmektedir.

Tuncer Ekener 8/85 sayılı Değişiklik Yasası ile uzatılan süre d-olduktan sonra, 4 Eylül 1985 tarihinde Maliye Bakanlığına bir yazı yazdı, Maliye Bakanlığı da bu yazıya verdiği yanıtla 22/84 sayılı Yasanın öngördüğü süre sona erdiği cihetle kadrolanamadığını Tuncer Ekener'e bildirdi. Tuncer Ekener Yüksek İdare Mahkemesi-nde YİM 173/85 (D.53/87) sayılı davayı dosyalayarak sürenin sona ermiş olması nedeni ile kadrolanmasına olanak bulunmadığı kararının hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair karar talep etti. Yüksek İdare Mahkemesi, 173/85 s-ayılı davada, 26 Kasım 1987 tarihinde, Tuncer Ekener'in 22/84 sayılı Yasada aranan nitelikleri haiz olduğunu, Maliye Bakanlığının anlaşılmaz bir ihmal sergileyerek Kamu Hizmeti Komisyonuna gönderdiği listelere Tuncer Ekener ismini eklememesi nedeni ile hak-kı olduğu halde Tuncer Ekener'in kadrolanamadığını, 22/84 sayılı Yasada atamaların tamamlanması için öngörülen süre sona ermiş olmasına rağmen, 22/84 sayılı Yasanın uygulanarak Tuncer Ekener'in atanmasının doğru olacağını belirttikten sonra, 22/84 sayılı Y-asada atama işlemlerinin tamamlanması için öngörülen sürenin sona ermiş olması nedeni ile Tuncer Ekener'in kadrolanmasına yasal olanak bulunmadığı şeklindeki kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna karar verdi.

Yüksek İdare Mahkemesinin yukarıdaki kararından- sonra Kamu Hizmeti Komisyonu, bu karara istinaden Tuncer Ekener'i 28 Temmuz 1988 tarihli yazısı ile, 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren Su İşleri Dairesinde II. Derece Sanatkâr kadrosuna aday olarak atadı; Kamu Hizmeti Komisyonu 26 Eylül 1990 tarihli yazı-sı ile de Tuncer Ekener'in asaletini 1 Ekim 1990 tarihinden itibaren muvazzaf-tekaüdiyeli olarak onayladı. Tuncer Ekener 31 Ocak 1996 tarihinden itibaren yaş haddi nedeni ile emekli oldu.

Su İşleri Dairesindeki kadrosuna Kamu Hizmeti Komisyonu tarafında-n aday olarak 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren atandığı cihetle Tuncer Ekener emekli maaşına hak kazanamadı. 26 Nisan 1985 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 20/85 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası ile emekli maaşına hak kazanabilmesi için 2 Nisan 1985- tarihine kadar Devlet kadrolarına aday olarak atananlarda 10 yıl, bu tarihten sonra atananlarda 15 yıl fiili hizmet aranır; 13 Temmuz 1987 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 38/87 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası ile de aranan fiili hizmet, 1 Temmuz 19-87 tarihinden sonra aday olarak atananlarda, 25 yıla çıkarıldı. Tuncer Ekener Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren atandığı cihetle, Tuncer Ekener'in emekli maaşına hak kazanabilmesi için 25 yıl fiili hizmet şartı arandı, an-cak 25 fiili hizmet yılı olmadığı için Tuncer Ekener emekli maaşına hak kazanamadı.

Tuncer Ekener avukatı vasıtası ile Maliye Bakanlığına gönderdiği 28 Şubat 1996 tarihli yazısında Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davasında belirttiklerine yer vere-rek, 22/84 sayılı Yasa altında kadrolanması için, Mahkemenin Yönetime yol gösterdiğini ancak Kamu Hizmeti Komisyonunun kendisini 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren aday olarak atadığını, bu durumda emekli maaşına hak kazanabilmesi için Emeklilik Yasası ger-eği kendisinden 25 fiili hizmet yılı arandığını ve bu nedenle emekli maaşına hak kazanamadığını belirttikten sonra, yapılan idari hatanın 173/85 sayılı davada verilen karar ışığında düzeltilerek emekli maaşına hak kazanmasının sağlanmasını talep etti. Mali-ye Bakanlığı 25 Haziran 1996 tarihli yazısı ile Tuncer Ekener'in talebini reddetti.

Tuncer Ekener, Maliye Bakanlığının 25 Haziran 1996 tarihli olumsuz yazısından sonra Yüksek İdare Mahkemesinde işbu davayı dosyalayarak Mahkemeden
Maliye Bakanlığının 25.6-.1996 tarihli yazısında ifadesini bulan ve emeklilikle ilgili talebini reddeden kararının yasal mesnetten yoksun ve keyfi alındığı cihetle herhangi bir sonuç doğuramayacağına,
Kamu Hizmeti Komisyonunun Davacıyı 2.8.1988 tarihinden atayan kararının batıl ol-duğu cihetle herhangi bir sonuç doğuramayacağına,
Kamu Hizmeti Komisyonunun Davacıya 8/85 sayılı Yasa ile tadil edilen 22/84 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu süreler dahilinde tayin vermemesinin yapmaması gereken bir işlem olduğuna dair karar talep etmişti-r.

Tuncer Ekener'in bu davayı dosyaladıktan sonra vefat etmesi
üzerine davayı Tereke İdare Memuru devralmış ve yürütmüştür.

İşbu davanın ve Davacının iddialarının özü aşağıdaki
gibidir. Yüksek İdare Mahkemesi, 173/85 sayılı davasında,
Maliye Bakanl-ığının ihmali nedeni ile Tuncer Ekener 22/84 sayılı Yasa altında kadrolanamadığı cihetle, 22/84 sayılı Yasada atama işlemleri için öngörülen süre sona ermiş olmasına rağmen, 22/84 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu şekli ile uygulanmasının ve Tuncer Ekener'i-n kadrolanmasının doğru olacağını ifade etti. Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davadaki kararından sonra Kamu Hizmeti Komisyonu, Tuncer Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren aday olarak atadı. Tuncer Ekener 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren a-tandığı cihetle emekli maaşına hak kazanabilmesi için Tuncer Ekener'den 25 fiili hizmet yılı arandı. Kamu Hizmeti Komisyonu, Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada ifade ettikleri ışığında, Tuncer Ekener'i 8/85 sayılı Yasa ile değiştirilen 22/84 sa-yılı Yasada atama işlemlerinin tamamlanması için öngörülen süre içerisinde, yani en geç 1 Nisan 1985 tarihinden itibaren atamalı idi. Tuncer Ekener 1 Nisan 1985 tarihinde veya öncesi bir tarihten itibaren atanmış olaydı, 10 fiili hizmet yılı ile emekli maa-şına hak kazanacaktı. Kamu Hizmeti Komisyonu, Tuncer Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren atamakla Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada ifade ettiklerine uygun hareket etmeyip keyfi hareket etmiştir, bu nedenle Kamu Hizmeti Komisyonunun bu- kararının herhangi bir sonuç doğuramayacağına dair karar talep edilmektedir.

Davalılar savunmalarında Tuncer Ekener'in Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada verdiği karar ve kararda ifade ettikleri ışığında 22/8-4 sayılı Yasa altında atandığını, Yüksek İdare Mahkemesinin, kararında, geriye dönük yürürlüğe girecek bir yönetsel karar alınmasını öngörmediğini ileri sürdüler. Davalılara göre Yüksek İdare Mahkemesi, kararında, Yönetime, atamalar için öngörülen süre son-a ermiş olmasına rağmen, Tuncer Ekener'i kadrolamasının doğru olacağını söyledi; ancak Yönetime, Tuncer Ekener'i geriye dönük kadrolayın, demedi. Davalıların ayrıca bir de ön itirazları vardır. Davalılar, Tuncer Ekener'in 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren- atandığını bildiğini, buna rağmen atanma tarihi ile ilgili bir yakınması olmadığını, 75 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açmadığını, 75 günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılan işbu davanın reddedilmesi gerektiğini ileri sürdüler.

Tunc-er Ekener, Su İşleri Dairesinde kadro fazlası olarak
geçici statüde çalışan ve 22/84 sayılı Geçici Personelin Kadrolanması (Özel Kurallar) Yasası altında bu Yasada öngörülen nitelikleri haiz, kadrolanmasına engel bulunmayan bir personeldi. Tuncer Ekener, 1-73/85 sayılı davada Yüksek İdare Mahkemesinin açıkça belirttiği gibi, Maliye Bakanlığının anlaşılmaz ihmali nedeni ile kadrolanamadı ve Yüksek İdare Mahkemesi, bu ihmal nedeni ile, atamalar için 22/84 sayılı Yasada öngörülen süre sona erdi gerekçesi ile Tu-ncer Ekener'in atanmamasının doğru bir idari karar olmadığını, Tuncer Ekener'in kadrolanma hakkını haiz olduğu dönemde yürürlükte olan 22/84 sayılı Yasa altında kadrolanmasının doğru olacağını kararında belirtti. Kamu Hizmeti Komisyonu da, Yüksek İdare Mah-kemesinin 173/85 sayılı davada, 26 Kasım 1987 tarihinde verdiği karardan sonra, 28 Temmuz 1988 tarihli yazısı ile, 22/84 sayılı Yasaya ve YİM 173/85 sayılı davada verilen karara istinaden 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren II. Derece Sanatkâr kadrosuna ada-y olarak atandığını Tuncer Ekener'e bildirdi.

Yönetim Hukukunda kural olarak yönetsel işlemler, kararlar ileriye dönük etkili olurlar; geriye dönük etkileri olmaz. Yönetsel kararların geriye dönük değil, ileriye yönelik olmaları gereği Yönetim Hukukunun y-erleşmiş temel bir kuralıdır. (It is a basic and well established principle of Administrative Law that administrative acts cannot, as a rule, be given retrospective effect.) Yönetsel bir işlemin geriye dönük yapılmaması, geriye dönük etkisi olacak yönetsel- bir kararın alınmaması kuralına bazı istisnalar vardır. Yasada yönetsel işlemin, kararın geriye dönük etkili olacağına dair düzenleme olması halinde yönetsel işlem, karar geriye dönük etkili olabileceği gibi bir Mahkeme kararı uyarınca verilen yönetsel bi-r karar da geriye dönük etkili olabilir. Belirtilenlerin dışında, yukarıdaki kurala, bu davayı ilgilendirmeyen başka istisnalar daha vardır. Yönetsel işlemlerin geriye dönük etkili olamayacakları kuralı ve bu kuralın tüm istisnaları SAVVIDES v. P.S.C. (19-85) 3(c) C.L.R. 1749 davasında sayfa 1755'te verilmektedir.

Kamu Hizmeti Komisyonu, Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada verdiği karardan sonra, bu karar ışığında ve 22/84 sayılı Yasa altında, Tuncer Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibare-n II. Derece Sanatkâr kadrosuna aday olarak atadı. Maliye Bakanlığının yukarıda konu edilen ihmali olmasaydı Tuncer Ekener en geç 1 Nisan 1985 tarihinde Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından II. Derece Sanatkâr kadrosuna atanacaktı. Davalıları temsil eden savc-ı, Devlet kadrolarında geçici statüde görev yapan takriben 3500 kişinin 22/84 sayılı Yasa altında kadrolandığını, bunların büyük bir çoğunluğunun 24 Ekim 1984 tarihinden itibaren, bir kısmının da atamalar için öngörülen sürenin 8/85 sayılı Yasa ile 1 Nisan- 1985 tarihine kadar uzatılmasından sonra, 29 Mart 1985 tarihinden itibaren kadrolandıklarını Mahkemeye açıklamıştır. Bu uygulamanın, Yasanın tüm atamaların ayni tarih itibarıyla yapılmasını öngören hükmü ile uyumlu olmadığını da belirtmek isterim. Yüksek -İdare Mahkemesi, 173/85 sayılı davada verdiği kararda, Tuncer Ekener'in geriye dönük olarak kadrolanması gereğini spesifik olarak, çok açık bir lisanla ifade etmemektedir; ancak hemen teslim etmeliyim ki karar bu yoruma da açıktır. Kararın ilgili kısmı say-fa 6'da aynen şöyledir:

".....kadro yasasının yürürlükten kaldırıldığı nedeni ile onun kadrolanmasına yasal olanak bulunmadığı şeklindeki kararın doğru olduğu söylenemez. Konu kadro yasaları yürürlükten kaldırılmış olmasına rağmen idarenin bir ihmali söz- konusu olduğu cihetle bu yasaların müstedinin görevde bulunduğu ve kadrolanmaya hak kazandığı tarihlerdeki cari mevzuata yani diğer bir deyişle bu kadro yasalarının yürürlükte olduğu şekli ile uygulanması ve onun kadrolanması yönüne gidilmesi gerekirdi. B-u yapılmadığı cihetle başvuru konusu yanıtta ifadesini bulan kararın doğru bir idari karar olduğu söylenemez".

Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada verdiği karar ışığında Tuncer Ekener'in geriye dönük bir atama ile kadrolanması hem karara t-ers düşmez hem de Tuncer Ekener için adil olurdu kanısındayım. Tuncer Ekener'in geriye dönük atanması, 173/85 sayılı davada Yüksek İdare Mahkemesinin verdiği karar ışığında, yönetsel kararların geriye dönük etkili olmaması kuralına geçerli ve haklı bir ist-isna olurdu.

Yukarıda ifade ettiğim gibi Kamu Hizmeti Komisyonu 28 Temmuz 1988 tarihli Tuncer Ekener'e gönderdiği yazısı ile Tuncer Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren II. Derece Sanatkâr kadrosuna aday olarak atadığını Tuncer Ekener'e bildi-rdi. Tuncer Ekener bu atamadan, atamanın tarihinden, 1996 yılında yaş haddi nedeni ile emekliye ayrıldığı tarihe kadar yakınmadı. Sahip olduğu meşru bir menfaatı yönetsel bir karardan olumsuz yönde ve doğrudan doğruya etkilenen bir kişi, kararı öğrendiği t-arihten başlayarak 75 gün içerisinde kararın hükümsüz ve etkisiz kılınması için Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilir. Anayasada öngörülen bu 75 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davalar zaman aşımına uğrar ve esasına girilmeden reddedilir.-

Tuncer Ekener 8/85 sayılı Yasa ile değiştirilen 22/84 sayılı Yasada atamaların tamamlanması için öngörülen süre içerisinde, yani en geç 1 Nisan 1985 tarihinde, atanmış olsaydı 10 yıllık fiili hizmet ile emekli maaşına hak kazanacaktı; halbuki 2 Ağu-stos 1988 tarihinden itibaren atandığı cihetle yukarıda izah ettiğim gibi emekli maaşına hak kazanabilmesi için kendisinden 25 fiili hizmet yılı arandı. Kamu Hizmeti Komisyonu, 16 Ocak 1936 doğumlu olan Tuncer Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren at-amakla, aslında onu emekli maaşı kazanmamaya mahkûm etti.

Tuncer Ekener'in Kamu Hizmeti Komisyonunun kendisini 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren aday olarak atayan kararından, yaş haddi nedeni ile emekliye ayrıldığı 1996 yılına kadar ne Kamu Hizmeti- Komisyonuna ne de Maliye Bakanlığına bir yakınması olmadı; bu kararın hükümsüz ve etkisiz kılınması için de bu davayı 1996 yılında, yani yakınma konusu karar alındıktan sekiz yıl sonra, dosyaladı.

Davacı avukatına göre, Yüksek İdare Mahkemesi, 173/8-5 sayılı davada verdiği kararda, 22/84 sayılı Yasa altında atamalar için öngörülen süre sona ermiş olmasına rağmen Tuncer Ekener'in 22/84 sayılı Yasa altında atanmasının doğru olacağını ifade etti, Kamu Hizmeti Komisyonu da bu karar ışığında Tuncer Ekener'-i 22/84 sayılı Yasa altında atadı. 31 Mayıs 1984 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve ayni tarihte yürürlüğe giren 22/84 sayılı Yasa atama işemlerinin Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak beş ay içinde tamamlanmasını öngörmekte idi; bu süre 22/84 -sayılı Yasaya 8/85 sayılı Yasa ile getirilen değişiklikle 1 Nisan 1985 tarihine kadar uzatıldı. Bu durumda Kamu Hizmeti Komisyonu, Tuncer Ekener'i en geç 1 Nisan 1985 tarihi itibarı ile atamalı idi. Tuncer Ekener'in 2 Ağustos 1988 tarihi itibarı ile, yani -1 Nisan 1985 sonrası bir tarih itibarı ile atanması değiştirilmiş şekli ile 22/84 sayılı Yasaya aykırı bir işlemdir ve yasaya aykırı bu sakat işleme karşı bir zaman kısıtlaması olmadan, her zaman dava açılabilir.

Hukuka her türlü aykırılık yönetsel i-şlemleri ayni derecede sakatlamaz. Prof. Dr. A. ŞEREF GÖZÜBÜYÜK' ün YÖNETSEL YARGI isimli eserinin 12. basısında, paragraf 173'te şunlar ifade edilmektedir.

"Yönetimin bir işlem yaparken, hukuka uygun hareket
etmesi gerekir. Yönetsel işlemlerde- sakatlık,
yönetimin hukuka uygun hareket etmemesinden,
ya da o işlemi yaparken iradesinde meydana gelen
bozukluklardan doğabilir. Bütün bozukluklar ayni
derecede yönetsel işlemi etkilemez. Bazı sakatlıklar,
yönetsel işlemin g-eçerliğine herhangi bir etkide
bulunmaz. Bu gibi işlemler hukuka aykırı sayılmakla
beraber iptali gerekmeyen işlemlerdir. Bazı
sakatlıklar, işlemin iptalini gerektirebilir.
Bunlar iptali istenebilen 'sakat' ya da 'bozuk'
işle-mlerdir. Bunlar iptal edilinceye kadar geçerli
olan işlemlerdir. Buna karşın yönetsel işlemlerden
üçüncü kümeyi sakatlıkları çok ağır olan 'yok
hükmünde' bulunan yönetsel işlemler oluşturur.
Bunlara 'batıl' işlemler de denir. Bunlar-ın
sakatlıkları o kadar ağırdır ki, hukuk açısından
doğmamış sayılır, yok hükmündedir. Bunlar ilgililer
hakkında hüküm ifade etmezler. Bir işlemin, iptali
istenebilen bir sakatlığı mı, yoksa yok hükmünde
olan bir sakatlığı mı -var, bunu kestirmek her zaman
kolay olmamaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken durum,
açıklanmış olan iradenin 'hukuksal varlığından'
söz edilip edilmiyeceğidir. Açıklanan irade hiçbir
hukuksal sonuç doğurmuyorsa, başk-a bir deyişle
geçerli değilse, ya da işlem açıkça yasaya aykırı
veya yönetimin açıkça yapamayacağı işlemlerden ise
yok işlemle karşı karşıyayız demektir".

Prof. Dr. SIDDIK SAMİ ONAR da İDARE HUKUKUNUN UMUMİ ESASLARI isimli eserinde,- 3. bası, 1. cilt, sayfa 323'te yönetsel işlemlerdeki sakatlıkları 3 kümeye ayırmıştır; yoklukla sakat olan işlemler, mutlak butlanla sakat olan işlemler ve nisbi butlanla sakat olan işlemler.

"Umumi olarak bir hukuki tasarrufun maddi veya
huku-ki yapıcı unsurlarının yokluğu bu tasarrufun
da yok, hükümsüz sayılmasını; unsurların kanunun
emir ve nehyedici hükümlerine muhalif hareket
mutlak butlanı; tasarrufların rızalarındaki fesat,
bozukluk ise nisbi butlanı husule getirir-. Bu
itibarla hukuki tasarruflardaki sakatlıkların
müeyyidesi esas itibarıyla yokluk, mutlak butlan
ve nisbi butlan şeklinde görünür".

Genellikle yok hükmünde sayılan yönetsel işlemler, kararlar işlemi tesis eden, kararı alan kişin-in veya organın sahip olmadığı bir yetkiyi kullanmasından doğar. Kişinin veya organın sahip olmadığı bir yetkiyi kullanması ve yetkili olmadığı bir konuda karar alması kararı " yok " kılan, ağır bir sakatlıktır; bu gibi durumlarda yokluk iddiasının ileri s-ürülmesi herhangi bir zamanla kısıtlı olmayıp bu iddia her zaman ileri sürülebilir.

Yasaya aykırı bir yönetsel işlem yapılmış, karar alınmışsa yasaya aykırılığın işlemi mutlak butlanla mı yoksa nisbi butlanla mı sakatladığının belirlenmesi gerekir. A-ğır sakatlık hali yasada belirtilmemişse, yasanın amacına bakılır; yasanın emredici kurallarına uymamakla, yasanın amaçladığı hedef saptırılmışsa veya yasanın amaçladığı hukuki hedef gerçekleşmemişse yasaya aykırılık yönetsel işlemi mutlak butlanla sakat k-ılar. Ağır sakatlıkları nedeni ile mutlak butlanla sakat oldukları kabul edilen işlemlere karşı yönetsel yargı yerinde, bir zaman kısıtlaması olmaksızın dava açılabilir. Yasanın amacı gerçekleşmiş ise, yasaya uyulmamasının işlemi nisbi butlanla sakatladığı- kabul edilir. Nisbi butlanla sakat işlemlere karşı, işlemin hükümsüz kılınması için yönetsel yargı yerine 75 gün içerisinde başvurulması gerekir. Nisbi butlanla sakat olan, bir başka deyişle iptali istenebilen işlemlere karşı dava açmak 75 günlük hak düşü-rücü süre ile kısıtlıdır; bu süre geçirildikten sonra açılan davalar zaman aşımı nedeni ile reddedilir.

22/84 sayılı Geçici Personelin Kadrolanması (Özel Kurallar) Yasasının amacı bu Yasada öngörülen nitelikleri haiz olan geçici statüdeki personelin- kadrolara atanmasını sağlamaktır. Kamu Hizmeti Komisyonu, Tuncer Ekener'i atama yetkisini haizdi ve onu II. Derece Sanatkâr kadrosuna atadı. Davacı avukatına göre Kamu Hizmeti Komisyonu, Tuncer Ekener'i 8/85 sayılı Yasa ile değiştirilen 22/84 sayılı Yasad-a atamaların tamamlanması için öngörülen süreden, yani en geç 1 Nisan 1985 tarihinden, sonraki bir tarih itibarı ile, yani 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren, atamakla yetkisini aştı veya atamalar için öngörülen süreyi aşmakla yetkisiz atama yaptı. Davalıl-arı temsil eden savcı ise Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada verdiği kararda, Maliye Bakanlığının ihmalini gerekçe göstererek, atama işlemleri için öngörülen süre sona ermiş olmasına rağmen Tuncer Ekener'in 22/84 sayılı Yasa altında atanmasının- doğru olacağını söylemesi üzerine, Kamu Hizmeti Komisyonunun Tuncer Ekener'i 7/79 sayılı Kamu Görevlileri Yasası altında değil de 22/84 sayılı Geçici Personelin Kadrolanması (Özel Kurallar) Yasası altında atadığını, Kamu Hizmeti Komisyonunun konu kararı, -atamanın geriye dönük yapılması için yönlendirici algılamadığını ve atamayı, genel kurala uygun olarak, geriye dönük yapmadığını ifade etti.

Kamu Hizmeti Komisyonunun Tuncer Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren II. Derece Sanatkâr kadrosuna ad-ay olarak atayan kararının, hukuk aleminde hiç doğmamış, herhangi bir sonuç doğuramayacak " yok hükmünde " bir karar olduğunu söyleyemem. Kamu Hizmeti Komisyonunun Tuncer Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren ataması, tarih itibarı ile, 22/84 sayılı -Yasaya uymazlık gösterse bile, konu Yasanın amacı geçici statüdeki personelin kadrolanmasını sağlamak olduğu ve Kamu Hizmeti Komisyonunun ataması ile bu amaç gerçekleştiği cihetle, atama tarihinin Yasada öngörülen süreden sonraki bir tarih olmasının ortaya- çıkardığı Yasaya uymazlığın, Tuncer Ekener'in atanma kararını mutlak butlanla sakatlayan bir yasaya aykırılık olmadığı, atama kararını ancak nisbi butlanla sakatlayan bir aykırılık olduğu kanısındayım. Bir diğer ifade ile Kamu Hizmeti Komisyonunun Tuncer -Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren aday olarak atayan kararının iptali istenebilen sakat bir karar olduğu söylenebilir. Tuncer Ekener kendisini II. Derece Sanatkâr kadrosuna 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren atayan Kamu Hizmeti Komisyonu kararını-n iptali için kararın kendisine bildirildiği tarihten itibaren 75 gün içerisinde Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilirdi. Tuncer Ekener bu 75 günlük hak düşürücü süreyi geçirdiği için davanın reddedilmesi gerekir.

Yukarıda vardığım sonuca rağmen d-avadaki olguların özelliği nedeni ile davayı biraz daha irdelemek istiyorum. Yüksek İdare Mahkemesi 173/85 sayılı davada verdiği kararda, Tuncer Ekener'in Maliye Bakanlığının sergilediği ihmal nedeni ile 22/84 sayılı Yasa altında Yasada belirtilen süre içe-risinde kadrolanmadığını çok açık bir şekilde ifade ettikten sonra, Maliye Bakanlığının bu ihmali nedeni ile, 22/84 sayılı Yasa altında atamalar için öngörülen süre dolmuş olmasına rağmen, Yasanın yürürlükte olduğu şekli ile uygulanarak Tuncer Ekener'in ka-drolanmasına gidilmesi gerekirdi demiştir. Kamu Hizmeti Komisyonu bu karardan sonra bu karar ışığında Tuncer Ekener'i kadroladı, ancak onu kadrosuna geriye dönük atamadı. Kural olarak geriye dönük atama yapılmaz, ancak bu kurala, yukarıda değindiğim gibi, -bazı istisnalar vardır. Bir Mahkeme kararı gereği, bir Mahkeme kararı mucibince, geriye dönük atama yapılabilir ve böyle bir atama kurala istisna oluşturur.

Bir kamu görevlisini terfi ettirmeyen yönetsel bir kararın Mahkeme tarafından hükümsüz kılınm-asından sonra, Yönetimin, o kamu görevlisine geriye dönük terfi vererek, ilk aşamada terfi ettirilmiş olsaydı hak etmiş olacağını elde etmesini ve ilk aşamada terfi ettirilmiş olsaydı elde edeceği ilerlemesini sağlaması gereği Yönetim Hukukunda yer bulmuşt-ur.
MORSIS v. P.S.C (1965)3 C.L.R.1, sayfa 10:
" Another recognised exception to the said
principle (that administrative acts cannot, as a
rule, be validly given retrospective effect) is
that an administrative act may be- made retrospective
in order to comply with a decision of an
administrative court in the relevant matter.....
The said exception to the rule against
retrospectivity has been developed with particular
reference to instances w-here there have been
annulments of administrative decisions not to promote
public officers. It has been constantly held that
the administration, in such a case, has a duty to
promote the particular public officer retrospectively,
- so as to secure to him the same advancement to which
he would have been otherwise entitled had he been
duly promoted in the first place. In other words
this exception to the relevant general principle
aims at enabling the administratio-n to effect
restitution after one of its decisions has been
declared void on recourse".

Yukarıda ifade edilenler-e paralel, Mahkeme tarafından iptal edilen Yönetimin sakat bir kararı ile atanmayan bir kamu görevlisine, onu atamayan yönetsel karar iptal edildikten sonra Mahkeme kararı uyarınca atanırken, ilk aşamada atanmamış olmasından dolayı hak etmediği bir mağduri-yete uğramaması gerektiriyorsa, geriye dönük atama verilmesi gerekir.

Maliye Bakanlığının ihmalkârlığı olmasaydı Tuncer Ekener en geç 1 Nisan 1985 tarihinden itibaren, Kamu Hizmeti Komisyonunun 22/84 sayılı Yasa altındaki uygulamasına bakılırsa 29 Ma-rt 1985 tarihinden itibaren, atanmış olacaktı; bu Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada verdiği karardan görülmektedir. Tuncer Ekener, Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada 26 Kasım 1987 tarihinde verdiği karardan sonra, o karar uyarınca,- Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından 28 Temmuz 1988 tarihli yazı ile 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren II. Derece Sanatkâr kadrosuna atandı. 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren atanan Tuncer Ekener'in, 38/87 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasası ile değiştiri-lmiş şekli ile 26/77 sayılı Emeklilik Yasası altında emekli maaşına hak kazanabilmesi için, 25 fiili hizmet yılı aranır. Kamu Hizmeti Komisyonu, 173/85 sayılı davada Yüksek İdare Mahkemesinin verdiği karardan sonra Tuncer Ekener'i atarken, atamayı geriye d-önük en geç 1 Nisan 1985 tarihinden itibaren yapmış olsaydı, Tuncer Ekener 10 fiili hizmet yılı ile emekli maaşına hak kazanacaktı. Mademki Maliye Bakanlığının ihmalkârlığı olmasaydı Tuncer Ekener en geç 1 Nisan 1985 tarihinden itibaren atanmış olacak ve b-u suretle 10 yıllık fiili hizmetle emekli maaşına hak kazanacaktı, Kamu Hizmeti Komisyonu, Yüksek İdare Mahkemesinin 173/85 sayılı davada verdiği karardan sonra, o karar ışığında Tuncer Ekener'i atarken, onu 10 yıllık fiili hizmetle emekli maaşına hak kaza-nabileceği bir tarihten, yani 1 Nisan 1985 veya öncesi bir tarihten, itibaren atamalıydı. Kamu Hizmeti Komisyonu, Tuncer Ekener'i, Maliye Bakanlığının ihmalkârlığı olmasaydı olacağı konuma yerleştirmeliydi. Yukarıda daha önce de söylediğim gibi Kamu Hizmet-i Komisyonu, Tuncer Ekener'i 2 Ağustos 1988 tarihinden itibaren kadrolamakla, 16 Ocak 1936 doğumlu olduğu gerçeği ışığında, onu emekli maaşına hak kazanmamaya mahkûm etti; halbuki Maliye Bakanlığının ihmali olmamış olsaydı en geç 1 Nisan 1985 tarihinden i-tibaren kadrolanacak ve 10 yıllık fiili hizmetle emekli maaşına hak kazanacaktı.

Yönetimin birimleri olan Maliye Bakanlığı ile Kamu Hizmeti Komisyonu Tuncer Ekener ile adeta savaştılar ve kazandılar, ancak Yönetimin " iyi " sıfatını yitirmesi pahasın-a kazandılar.


Seyit A. Bensen: Sayın Yargıç Nevvar Nolan'ın kararına
katılırım.

Metin A. Hakkı: Neticede benim karşı oyum ve oyçokluğu ile dava ret ve iptal olunur, masraflarla ilgili olarak ise, oybirliği ile herhangi bir emir verilmez.




Metin A. -Hakkı Nevvar Nolan Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


23 Mart 2001







-


24



-


Full & Egal Universal Law Academy